Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar: “Rum-Yunan ikilisi Erenköy’ü hatırlasın”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Erenköy Direnişi’nin 57’nci yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Tatar, “Ulusal mücadele tarihimizde büyük bir kahramanlık destanı olarak yer alan Erenköy Direnişi’nin 57. yıl dönümündeyiz. Bu destansı direniş, Kıbrıs Türk halkının azim ve kararlılığı ile özgürlüğüne, egemenliğine, ulusal değerlerine ker koşulda sahip çıkacağının ve Rum’a boyun eğmeyeceğinin en büyük kanıtı ve simgesidir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tatar, mesajında;
‘Ulusal mücadele tarihimizde büyük bir kahramanlık destanı olarak yer alan Erenköy Direnişi’nin 57. yıl dönümündeyiz. Bu destansı direniş, Kıbrıs Türk halkının azim ve kararlılığı ile özgürlüğüne, egemenliğine, ulusal değerlerine ker koşulda sahip çıkacağının ve Rum’a boyun eğmeyeceğinin en büyük kanıtı ve simgesidir.

Aradan asırlar geçse de bu direniş unutulmayacak, bu direniş azmi ve ruhu mücadelemizde bizlere rehber olmaya devam edecektir.

Enosis hedefli, Rum saldırılarının en büyük hedeflerinden biri, Anavatan Türkiye ile irtibatımızı sağlayan ve Kıbrıs Türk halkının nefes borusu olan Erenköy bölgesini ele geçirmek ve Mücahitlerimizi denize dökmekti. Ama başaramadılar. Bundan sonra da başaramayacaklar. Halkımız devletinden, egemenliğinden, özgürlüğünden vazgeçmeyecek, Rum’un azınlığı olmayacaktır.

Erenköy bölgesine yönelik Yunan alayı takviyeli Rum saldırıları 1964 yılının Ağustos ayının ilk günlerinde başlarken, bu saldırılar 8 Ağustos tarihinde doruğa tırmanmıştı. Öğrenimlerini yarıda keserek Erenköy’e gelen öğrenci Mücahitlerimiz ile bölge halkı amansız bir direniş sergilerken, Anavatan Türkiye yardıma koştu. 8-9 Ağustos tarihlerinde gerçekleşen hava saldırıları ile Rum-Yunan birlikleri bozguna uğrarken, uçağı isabet alan ve paraşütle atlayan Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, Rumlar tarafından esir alındıktan sonra en ağır ve en vahşi işkenceler altında şehit edildi.
Kıbrıs Türk halkı Yüzbaşı Cengiz Topel’i unutmadı, unutmayacak ve sonsuza dek yüreğinde yaşatacak. Ruhu şad olsun.

Erenköy bölgesinde en ağır koşullar altında büyük bir kahramanlı destanı yazan, Türk’ün onur ve şerefini ayaklar altında çiğnetmeyen öğrenci Mücahitlerimiz ile bölge halkının direnişi de takdire şayandır. Bugün Erenköy Şehitliği’nde yatan şehit 13 Mücahidimize de halkımız unutmayacak, emanetlerini ayaklar altında çiğnetmeyecektir.

TÜRKİYE’NİN GARANTÖRLÜĞÜ

Enosis hedefli Kanlı Noel saldırılarında Türk savaş uçaklarının Lefkoşa üzerinde ihtar uçuşunda bulunup, Rum saldırılarını durdurması ve Erenköy’de Türk savaş uçaklarının Rum-Yunan birliklerini bozguna uğratması, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünün ne kadar elzem ve gerekli olduğunun göstergesidir. Anavatan Türkiye’den başka bir güvencemiz ve koruyucumuz yoktur. Bu nedenle Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünden ve Kıbrıs’ta Türk askeri varlığından vazgeçmemiz asla mümkün değildir.

20 TEMMUZ’A DOĞRU
Erenköy direnişi, 20 Temmuz Barış Harekatı’na giden yolun en önemli temel taşlarından biridir. Erenköy geçilse, nefes borumuz kesilecek, Kıbrıs’ta Türk direnişi sona erecek, ada bir Yunan adası olacak, 20 Temmuz sabahına ulaşmamız mümkün olmayacaktı. Bu nedenlerle Erenköy direnişimizin mücadele tarihimizde ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu direnişin yetişen yeni nesillere aktarılması da oldukça önemlidir. Mücadele tarihimizi ve yaşananları gençlerimize öğretmek de herkesin görevi olmalıdır.

RUM ZİHNİYETİ DEVAM EDİYOR
Erenköy’deki Mücahitlerimizi denize dökmek ve Kıbrıs’ı bir Yunan adası yapmayı içeren Rum zihniyeti bugün de yöntem ve şekil değiştirerek devam ediyor. Bu zihniyete göre; Kıbrıs Türk halkı azınlıktır, Rumlarla eşit haklar sahip değildir. Kıbrıs Türk halkına ancak azınlık hakları verilebilir.

Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için 1968 yılında başlayan tüm müzakere süreçlerinde de bu Rum zihniyetini görüyoruz. Federal temele dayalı bir çözüm bulabilmek için yürütülen müzakere süreçlerinde Rum tarafının ana hedefi federasyon aldatmacası ile Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmak, Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmak, halkımızı yama yapmak ve tüm haklarını elinden almaktı. İşte, bu Rum zihniyeti bugün de devam ediyor.

Rum tarafı Kıbrıs’ta yaşanan tarihi gerçeklere rağmen, hala da değişik yöntemlerle Kıbrıs’ın ve Doğu Akdeniz’in tümüne sahip olabilme gayretkeşliğini sürdürmekte, gerçekleşemeyecek bu hayaller peşinde koşmaktadır. Rum tarafına tavsiyem ise bu boş hayallerin peşinde koşmaktan vazgeçmeleridir.

İKİ AYRI DEVLET
Federal temele dayalı bir çözüme ulaşmanın mümkün olmayacağı özellikle Annan Planı referandumu ile Crans Montana’da bir kez daha ortaya çıkarken, federasyon masalı yerine, gerçekçi tek çözüm yolu olan ve Anavatan Türkiye tarafından da desteklenen egemen eşit 2 devletin varlığına dayalı çözüm şeklini ilk kez Cenevre’de müzakere masasına koyduk. Bu çözüm şekli yeni bir düşünce olarak gündeme gelirken, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak tek çözüm yoludur. Temennim ve beklentim, Rum tarafının kabul edilemeyecek dayatmalar, davranışlarda ve saldırgan tutumdan vazgeçmesi ve diyaloğa yanaşmasıdır.
Tek yanlı ve haksız bir şekilde AB üyeliğine alınan Rum tarafı, tehdit ve şantajla AB’nin bize dayatılan çözüm şeklini kabul ettirebileceğini zannediyorsa, bu da boş bir hayaldir.

Bir 50 yıl daha federasyon masalları ile müzakere masalarında oyalanmaya artık tahammülüz yoktur. Türkiye ile birlikte belirlenen yolda yürümeye devam ederken, egemen eşit 2 devletin varlığına dayalı çözüm önerimizden vazgeçmemiz veya geri adım atmamız da asla mümkün değildir.

FEDERASYON VE KAPALI MARAŞ
Uluslararası hukuk ve insan hakları esas alınarak, uygulamaya koyduğumuz Kapalı Maraş açılımının hedefi 47 yıldır yaşanmakta olan mağduriyetleri sona erdirmek ve bunu Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden gerçekleştirmektir.

Kapalı Maraş ülkemizin bir parçası olurken, Rum tarafı Kapalı Maraş’ın kendilerine iadesini talep etmektedir. Bunun da gerçekleşmesi mümkün değildir.

Bu arada Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayı da hatırlatmakta büyük yarar var. Sn. Dendias yaptığı açıklamada neden federal temele dayalı bir çözüm istediklerini açıklarken, şöyle demiştir; “Kapalı Maraş’ın Rum tarafına iadesini ancak federasyonla sağlayabiliriz.”

RUM TARAFI ERENKÖY’Ü HATIRLASIN
Rum tarafı, hayalci, maksimalist ve saldırgan tutumunu sürdürürken, pekçok ülke ile askeri işbirliği anlaşmaları imzalamaya ve silahlanmaya devam etmektedir. Bu da boşuna bir gayrettir. Yoğun bir şekilde silahlanmaya devam etmekte olan Rum-Yunan ikilisine bir diğer tavsiyem ise Erenköy’ü hatırlamalarıdır.

BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİ KORUYALIM
Ulusal Kıbrıs davamızın içinde bulunduğu bu kritik dönemde en fazla ihtiyaç duyduğumuz; Erenköy Direnişi’nde hangi siyasi düşünceden olunursa olsun sağlanan birlik ve beraberliktir. Bu nedenle de Erenköy’deki direniş ile birlik ve beraberlik ruhunu yeniden sağlamalıyız.

ANAVATAN’LA BİRLİKTELİK
Son dönemlerde Anavatan Türkiye ile aramızdaki sarsılmaz bağları koparmayı hedef alan çirkin saldırıların, provokasyonların ve algı operasyonlarının yoğunlaştığını da yakınen takip etmekteyiz. Dış ve iç odaklı bazı merkezler tarafından yürütülen bu operasyonların ana hedefi de halkımızı Anavatan Türkiye’den koparmak, yalnızlaştırmak ve istedikleri çözüm şeklini kabul ettirebilmektir. Bu da gerçekleşmesi mümkün olmayan bir diğer hayaldir.

Erenköy’de şehit düşen şair Süleyman Uluçamgil’in Anavatan sevgisi ve Türk ulusu ile birlikteliğimizi simgeleyen şiirini bir kez daha tekrarlıyorum;

“İnanıyorum bir tek vatana
Yüreklere değgin dibelekten
Ne çıkar aramızda Akdeniz varsa
Ne fark var aramızda
Hep aynı sınırlarda sıvanmışız
Kimimiz ölürken diyoruz
Kimimiz ölürkana”

Erenköy Direnişi’nin 57’nci yıl dönümünde toprağa düşen aziz şehitlerimizi ve Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel’i şükran ve minnetle anarken, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diler, gazilerimizi saygıyla selamlarım. Vatan size minnettardır.’ dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Özçınar, Strazburg’da toplantıya katıldı

Published

on

By

K. T. Belediyeler Birliği ve Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler İzleme Komite Toplantısı’na katıldı.

Fransa’nın Strazburg kentinde 3 Temmuz Perşembe günü gerçekleştirilen toplantıda, Yerel ve Bölgesel Demokrasi kapsamında, Avrupa Yerel Yönetimler ve Özerklik Şartı’nın, Polonya, Yunanistan, Slovenya ve Moldovya’da uygulanmasının izlenmesi raporları görüşüldü. Toplantıda ayrıca, Litvanya’nın İzleme Raporu gelişimi, İrlanda’da izleme sonrası faaliyetler ele alındı.

Toplantıda ayrıca, Türkiye’ye yapılan durum tespiti ziyareti ile Yerel ve Bölgesel Seçim Gözlemleri kapsamında, Almanya ve Finlandiya’daki yerel seçimler gündeme geldi. Ukrayna’daki belediyeler ve bölgelerdeki son durum değerlendirilirken, Gürcistan’daki son gelişmeler ele alındı.

Üye devletlerin Avrupa Yerel Yönetimler ve Özerklik Şartına Uyumu kapsamında ise Arnavutluk’ta Yerel ve Bölgesel Demokrasi ile Yerel ve Bölgesel Düzeyde İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü kapsamında ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının yerel ve bölgesel düzeyde uygulanması konusunda Bulgaristan’a yapılan ziyaret de gündeme geldi.

Toplantıda, İfade ve Örgütlenme Özgürlüğü Üzerine Tematik Tartışma gerçekleştirilerek, 2025-2026 Çalışma Planı ve gelecekteki toplantılar görüşüldü.

Devamını Oku

Kıbrıs

Eylem’den eleştiriler…

Published

on

By

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, devlet tarafından koruma altına alınarak bir kuruma yerleştirilen kız çocuğunun kurum çalışanı tarafından istismara maruz kalmasının KKTC’deki “sistemsizliğin, denetimsizliğin, sorumsuzluğun, sistemsel çöküşün” göstergelerinden bir olduğunu ileri sürdü.

Eylem yazılı açıklamasında, “kontrolsüz girişleri” eleştirerek, ülkedeki, “kriminal olayların, fakirleştirme, gericilik, torpil ve rüşvetin” arttığını iddia etti. Üst yönetsel kadroların “denetlenmediği ve hesap vermediğini” de savunarak bunu eleştiren Eylem, “Ne yazık ki bu tüm topluma sirayet etti” dedi.

Çağdaş, demokratik, laik, bilimsel eğitimin önemine işaret eden Eylem, ülkede bunlar yerine “ortaçağ karanlığı ve kültürü dayatıldığını” iddia etti.

Yasa dışı tarikat yurtlarına ve camilere göz yumulduğu, kuran kurslarında, vakıf, dernek, cemaat organizasyonlarında, çocuklara siyasal İslam dayatması yapıldığını da ileri süren Eylem, özellikle “kız çocuklarını koruması gerektiğini belirttiği devleti bunu yapmamakla” eleştirdi.

Türkiye’yi de eleştiren ve “kadına karşı ayrımcılık ve şiddetin artmasına zemin oluşturacak politikalar uygulamakla” suçlayan Eylem, “Ülkemizde, kadınların, kız çocuklarının, çocukların, hayvanların her türlü şiddete, istismara maruz kaldığı, fakirleştirilen; anti demokratik, uygulamalar, baskı ve tehditlerle, korkuyla, şiddetle, hapisle, gözaltıyla, terbiye edilmek istenen halkın oluşturduğu toplum modeli yaratılmaya çalışıyor” iddiasında bulundu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Dinçyürek, Değirmenlik Sağlık Merkezi’nde incelemelerde bulundu

Published

on

By

Sağlık Bakanı Dr. Hakan Dinçyürek, Dr. Engin Arkan Değirmenlik Sağlık Merkezi’ni ziyaret ederek, incelemelerde bulundu.

Bakanlık açıklamasına göre, yeni sağlık merkezinde artık sona gelindiğini belirten Dinçyürek, “Mefruşatlar tek tek yerleştiriliyor. Merkezin tüm fonksiyonlarını yerinde değerlendirerek, açıldığı andan itibaren kusursuz hizmet verebilecek modern bir sağlık merkezi olması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi.

Bu noktaya gelinmesinde birçok paydaşın emeği olduğunu vurgulayan Dinçyürek, “Özellikle Başbakanımızın doğrudan verdiği destek ve sağladığı imkânlarla, bu merkezi süratle tamamladık. Hasta kabulüne başlamamız için artık sayılı günler kaldı,” ifadelerini kullandı.

Dinçyürek, son derece modern, kapasitesi artırılmış ve çağdaş donanımlara sahip merkezin, hastaların daha konforlu koşullarda sağlık hizmeti almasını sağlayacağını belirtti.

Sağlık Bakanı Dinçyürek, “Değirmenlik’e böylesine kapsamlı bir sağlık merkezi kazandırmanın mutluluğu içerisindeyiz. Açılış için adım adım ilerliyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ederim,” diye konuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam