Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar: Gerçekler temelinde anlaşma isteyen cumhurbaşkanıyım

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta eşitlik temelinde ve gerçekler ışığında bir anlaşmayı samimiyetle istediğini vurgulayarak, kendisinin “gerçekler temelinde anlaşma isteyen bir cumhurbaşkanı” olduğunu ifade etti.

Published

on

Tatar: Gerçekler temelinde anlaşma isteyen cumhurbaşkanıyım

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta eşitlik temelinde ve gerçekler ışığında bir anlaşmayı samimiyetle istediğini vurgulayarak, kendisinin “gerçekler temelinde anlaşma isteyen bir cumhurbaşkanı” olduğunu ifade etti.

Federasyon temelinde bir çözümün “hayal” olduğunu söyleyen Tatar, “60 yıldır Kıbrıs’ta iki ayrı devlet vardır, bunu kimse inkar edemez. Bu ülkede çok şey yaşandı. Biz hepsini geride bıraktık. Gelin bu ülkede bir anlaşma yapalım. Ama gerçeklere göre… Hayalle bir çözüm bulamazsınız” dedi.

“FEDERASYONDA EŞİTLİK TEMELİNDE İKİ DEVLETİN OLDUĞU DÜŞÜNCESİNDELER… BU YANLIŞTIR”

Türk Ajansı Kıbrıs’a açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yapılan çeşitli kamuoyu anketlerine göre, halkın yüzde 80’inden fazlasının “iki ayrı devlet”ten yana olduğunu vurgulayarak, federasyon tezini savunanların da önemli bir kısmının federasyonda eşitlik temelinde iki devletin olduğu düşüncesinde olduğunu anlatan ancak bunun yanlış olduğunu, federasyonun Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı anlamına geldiğini vurguladı.

“Bizi 1974’ün hatta 1960’ın da öncesine çekmeye çalışıyorlar” diyen Tatar, Rum Lider Nicos Anastasiadis’in Crans Montana’da masanın çökmesi ile ilgili kendine yöneltilen suçlamalara “Elbette sıfır asker sıfır garanti isteyecektim. Çünkü Kıbrıs Rum halkı bunu istiyor” şeklinde yanıt verdiğini anlatan Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben de kendi halkıma soruyorum. Benim halkım sıfır asker, sıfır garanti kabul eder mi? Etmez. Rum tarafının federayondan anladığı, ki ben bunu direk Anastasiadis’in ağzından Cenevre’de teyit ettim, şu anki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamıdır. Onlara göre, Kıbrıs Cumhuriyeti Avrupa Birliği ülkesi olarak devam edecek. Biz Kıbrıslı Türkler de KKTC’yi kendi rızamızla ortadan kaldıracağız ve yapılan bir anayasa değişikliği ile oraya gireceğiz. Sadece adı değişecek, Kıbrıs Federal Cumhuriyeti olacak. Sonra Türkiye’nin adadan çıkması istenecek çünkü Türkiye Avrupa Birliği’nde değil. Varsa buna “evet” diyecek bir vicdan çıksın söylesin.”

Bazı kesimlerin “Ersin Tatar federasyonun ne olduğunu anlamadan konuşuyor” şeklinde söylemlerde bulunduğunu belirten Tatar, “Bu büyük bir haksızlık… Esas kendileridir neyin ne olduğunu anlamayan… Artık Kıbrıs’ta yeni bir dönem başlamıştır” diyerek, deneyimli ve bilgili insanlardan oluşan müzakere heyetinin de kendisiyle aynı görüşte olduğunu aktardı.

“FINANCIAL TIMES’A HER ZAMAN SÖYLEDİKLERİMİ SÖYLEDİM”

İngiliz gazetesi Financial Times’a verdiği röportajın ardından “ırkçılık” suçlamalarına da maruz kaldığını hatırlatan Tatar, suçlamaları reddetti.

Tatar şunları kaydetti:

“Söylediklerim açık ve nettir. Financial Times’a her zaman söylediklerimi söyledim ve geniş bir de yankı buldu. Orada dediğim, Kıbrıs’ta 60 yıldır iki ayrı halk, iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi olduğudur. Anlaşma olmasını istediğimi ama bir anlaşma olacaksa bunun devletten devlete olması gerektiğini söyledim. Artık federal temelde bir anlaşmanın olamayacağını, 60 yıldır bir netice alınamadığını, Kıbrıslı Türklere büyük haksızlıklar yapıldığını söyledim. Irkçılık bunun neresinde? Bir kere Kıbrıs’ın kuruluş anlaşmalarında da Kıbrıs’ta iki ayrı halk olduğu, Türklerin Müslüman ve Türk olduğu, Rumların ise Hristiyan olduğunu yazıyor.

Bu anlaşmalarda, fonksiyonel bir federasyon çatısı altında iki ayrı halk tarif edilir. Ancak federal düzen çalışmadı çünkü Rumlar, Kıbrıslı Türkleri silah zoruyla bunun dışına attı. O zor şartlarda Türkiye hep yanımızda durdu, 1974’te de müdahalesini yaptı. O günden beridir Kıbrıs’ta barış vardır. Bu barış hem Türklere hem de Rumlara gelmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti, varlığımızın yegane teminatıdır. KKTC’de bir standart yakalanmışsa bunda Türkiye’nin çok büyük bir payı vardır.

Kıbrıs sorunu ise müşterek davamızdır. Müşterek davanın yürütülmesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin de hassasiyet ve beklentilerini mutlaka dikkate almalıyız. Zaten benim kanaatime göre, hassasiyet ve beklentilerimiz yüzde yüz örtüşmektedir.”

“BİR ÇILGINLIK YAPILMAKTA”

Rum Milli Muhafız Ordusu’nun (RMMO) 12 adet modern saldırı helikopteri satın alma kararını endişe ile izlediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Rum tarafının silahlanması bir yere kadar anlaşılırdır ama unutulmasın ki Türkiye Cumhuriyeti da Kıbrıs Türk halkının garantörüdür. Dolayısıyla neye soyunuyorlar, nedir yaptıkları anlamakta güçlük çekiyorum. Çünkü bu hareketlerle Kıbrıs meselesinin çözümüne bir katkı koyulmuyor. Bu son derece mantık dışıdır. Bir çılgınlık yapılmaktadır, son derece yanlış buluyorum” şeklinde konuştu.

“NEW YORK’TA ANASTASİADİS İLE GAYRİ RESMİ GÖRÜŞEBİLİRİZ”

BM Genel Sekreteri Guterres’in kendisini Eylül’deki BM Genel Kurulu’nun yapılacağı New York’a davet ettiğini belirten Tatar, burada Anastasiadis ile gayri resmi olarak görüşerek bir yemek yiyebileceklerini söyledi.

New York’ta, Cenevre’de sunduğu altı maddelik öneriden geri adım atmayacağını vurgulayan Tatar, Kıbrıslı Türklerin egemen eşitliği ve uluslararası eşit statüsü tanınmadan müzakere masasına oturmanın ve kapsamlı bir görüşme sürecine girmenin hiçbir anlamı olmadığının altını çizdi.

“HEP TÜRKİYE İLE İSTİŞARE İÇERİSİNDEYİM”

Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Artık siyaset değişti. Benim cumhurbaşkanı seçilmemle iki devletlilik, egemen eşitlik gündemdedir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu siyaseti benimsediğini teyit etti.

Benim için Türkiye Cumhuriyeti’nin ne söylediği çok önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti, hem garantörümüz hem anavatanımızdır, hem de bölgenin en güçlü ülkesidir. Dolayısıyla bu ortak davanın yürütülmesinde Türkiye Cumhuriyeti’nden kopuk bir pozisyon almamız mümkün değildir. Bu ne vefaya sığar, ne de menfaatimize olur. Bu nedenle ben hep Türkiye ile istişare içerisindeyim, uyum içerisinde çalışmaktayım.

85 milyonluk Türkiye’nin elbette söz hakkı vardır. Çünkü biz Osmanlı’nın torunlarıyız. Buraya 1571’de geldik, 450 senedir buradayız. Türkiye ile müşterek davamızda Türkiye’nin etkin ve her aşamada bize verdiği desteklerle bugünleri gördük ve bugün bu Devlet ayaktadır. Dolayısıyla 85 milyonun da görüşü önemlidir. Ben Türkiye ile birlikte bu siyasetin bu noktaya gelmesini ve tarihi adımlar atılmasını bir başarı olarak görüyorum.

Cumhurbaşkanı olmadan önce Tükiye ile iki devletlilik konusunda bir anlaşmam yoktu. Bu tamamıyla benim izlediğim bir siyasettir. Beni tanıyan tanır. 30 yıl önce konuyla ilgili yazdığım yazılar da vardır.

Danışmanım Aydın Akkurt, bütün bu yazıları Milli Arşiv’den bulmuştur. Bunları bir kitap halinde de yayımladık. Bu yazılarda Maraş açılımından da bahsetmiştim. Milletvekili olarak Meclis’te yaptığım konuşmaları da buldular. Ulusal Birlik Partisi’nin görüşleri zaten belli ki ben Ulusal Birlik Partisi başkanlığını da yaptım. Başbakan iken de bunları söylüyordum. Dolayısıyla cumhurbaşkanlığı kampanyamı da bunun üzerinden yürüttüm. Kazandıktan sonra da Türkiye ile bunları konuştum.  Türkiye’nin de bu siyaseti desteklemesi bizler için çok önemlidir.

Kazandıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin de bu siyaseti benimsemesi bizler için tarihi bir dönüm noktasıdır. Cenevre görüşmelerinde sunduğum altı maddelik önerim de tarihe geçmiştir. Bunlar kimsenin gözardı edemeyeceği tarihi gelişmelerdir.”

“DEVLETİN MAAŞINI ALANLAR, DEVLETE KÜFÜR EDEMEZLER”

Ülkede bazı sıkıntıların olduğunu ancak Devletin dimdik ayakta olduğunu söyleyen Tatar, KKTC’de Türkiye’nin de yardımı ile birçok ekonomik gelişmelere imza atıldığını kaydetti.

Altyapı, limanlar ve üniversiteler gibi birçok alanda yatırımlar yapıldığını belirten Tatar, “Bu ülkedeki üniversitelerde 144 farklı ülkeden öğrenci vardır. 200 binden fazla insan ülkemizdeki üniversitelerden mezun olarak ülkesine gitmiş ve ülkesinde önemli makamlara gelmiştir. Bu ülkeden mezun olup gidip kendi ülkesinde bakan olmuş insan vardır. Bunlar görmezden gelinerek bu Devlet hiçe sayılamaz” dedi.

Tatar, “Bu devletin maaşını alanlar, bu devlete küfür edemezler, aşağılayıcı söylemlerde bulunamazlar.  Aynaya bakıp utansınlar” şeklinde konuştu.

“AŞI KONUSU SİYASİ BİR MESELEYE DÖNÜŞMEMELİ”

KKTC’de aşı olarak Güney Kıbrıs’tan seyahat öğrencilerin veya vatandaşların aşı kartlarının geçerliliği konusunda yaşanan sıkıntıya da değinen Tatar, sorunu akıl, mantık ve diyalog yolu ile çözmeye çalıştıklarını kaydetti.

Aşı konusunun insani bir mesele olduğunu vurgulayan Tatar, “Kıbrıs Sorunu diye bir şey vardır evet ama Rum Yönetimi bizim aşımızı ve PCR testlerimizi kabul ediyor, biz de onlarınkini kabul ediyoruz ve iki bölge arasında karşılıklı geçişler oluyor. Hal böyle iken siz AB bağlamında nasıl bizim aşı ve testlerimizi kabul etmiyorsunuz? Güney’e geçişi kabul ediyorsunuz ama aynı aşı kartı ile benim vatandaşıma sıkıntı yaratıyorsunuz. Biz şu anda bu işi akıl ve mantıkla, diyalog yolu ile çözmeye çalışıyoruz. Bu konudaki görüşmeleri benim adıma Özel Temsilcim Ergün Olgun karşı tarafın ilgilileri sürdürüyor. Sağlık Bakanlığı da takip ediyor. Neticede bu insanlık meselesidir. Rum tarafının buna olumlu yaklaşarak, benim insanıma işkence çektirtmemesi benim insanımı hor görmemesi lazım. Bunu siyasi bir meseleye dönüştürüp bize gereksiz bir şekilde sıkıntı yaşatmaları doğru olmaz. Bu konuda anlayış bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Yurtdışında okuyan öğrencilerin bir çoğunun Johnson&Johnson veya Biontech aşısı yani AB’den gelen aşılardan olduklarını da aktaran Tatar, bu aşıların kabul edilmemesinin anlaşılmaz olduğunu ifade etti.

KKTC Devleti’nin başarılı bir aşı sistemi ve PCR testi uygulamaları olduğunu da anlatan Tatar, Dünya Sağlık Örgütü ile de temas halinde olunduğunu belirtti.

“ERENKÖY DİRENİŞİ, KIBRIS TÜRK TARİHİNDE ÇOK ÖNEMLİ BİR GÜN”

57’nci yıldönümü olan Erenköy Direnişi’nin ulusal davadaki öneminden de bahseden Tatar, “O gün o 64 tane uçak müdahale etmeseydi, bugün oradaki köylerin hepsi katliama uğrayacaktı. Herkes, bin 563 öğrenci ile birlikte katledilecekti” dedi.

Erenköy Direnişi’nin Kıbrıs Türk tarihinde çok önemli bir gün olduğunu anlatan Tatar, Türkiye’nin 1960 anlaşmalarından elde ettiği garantörlük hakkını ilk kez burada kullandığını ve bu müdahaleden sonra Kıbrıs Türk halkının moral bularak 1974’e kadar direndiğini kaydetti.

Tatar, “Türkiye Erenköy’e müdahale etmeseydi moral çöküntüsü olacaktı ve o moral çöküntüsü ile süratli bir göç başlayacaktı. Bugün bir devlet varsa bedelleri ödenmiştir. Bu bedel de verilen mücadeledir, fedakarlıktır, şehitlerdir, döktüğümüz kandır” şeklinde konuştu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Sibel Tatar inisiyatifinde başlayan “Hedef Sıfır Atık” Projesi’ne uluslararası ödül

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar inisiyatifinde Tatlısu’da hayata geçirilen “Hedef Sıfır Atık” projesi, Cittaslow’a üye 59 ülkeden 339 belediye arasında düzenlenen Chiocciola Orange Yarışması’nda ödüle layık görüldü.

Tatlısu Belediyesi Başkanı Hayri Orçan ve heyeti ödülü 21 Haziran’da Güney Kore’nin Wando şehrinde yapılan Cittaslow Uluslararası Genel Kurulu’nda aldı.

Konuyla ilgili bugün Tatlısu Belediyesi’nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Sibel Tatar da katıldı.

-Sibel Tatar: “Tatlısu projesi ile sıfır atığın mümkün olduğunu gösterdik”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Tatlısu Belediyesi’nin kazandığı ödül dolayısıyla Belediye Başkanı Hayri Orçan ve Tatlısu halkını tebrik etti.

Projeye 2021 Kasım ayında başladıklarını hatırlatan Sibel Tatar, o dönemde hedeflerinin sıfır atık olduğunu ve projeyle bunun başarılabileceğini göstermek istediklerini söyledi. Tatlısu’nun pilot bölge olarak seçildiğini ifade eden Sibel Tatar, projenin başarılı şekilde sürdürülmesinden ve alınan ödülden dolayı mutlu olduklarını belirtti.

Projenin amacının Kuzey Kıbrıs’ı temiz tutmak olduğunu vurgulayan Sibel Tatar, bunun sadece yönetimlerin değil, halkın da sahiplenmesiyle mümkün olabileceğini kaydetti. Tatlısu’nun bu projeyi başarıyla hayata geçirerek tüm belediyelerin de bunu gerçekleştirebileceğini gösterdiğini dile getiren Sibel Tatar, 2026 yılına kadar birkaç belediyenin daha bu projeyi örnek alarak uygulamaya koymasını umduğunu söyledi.

– “Tüm belediyelere destek vermeye hazırız”

Sibel Tatar bu çerçevede tüm belediyelere destek vermeye hazır olduklarını belirtti. Projede kullanılan cam kırma makinesinin tüm Kuzey Kıbrıs’a yetecek kapasitede olduğunu belirten Sibel Tatar, diğer belediyelerin de Tatlısu Belediyesi ile iş birliği yapabileceğini ifade etti. Sibel Tatar geri dönüşümde toplamanın önemli olduğunu, toplama işi tamamlandıktan sonra geri dönüşümün iş birliğiyle gerçekleştirilebileceğini kaydetti.

Projeyi devam ettiren Orçan’a ve Tatlısu halkına teşekkür eden Tatar, projenin diğer bölgelerde de hayata geçirilmesi için İçişleri Bakanlığı’na ve tüm yerel yönetimlere çağrıda bulundu.

Evsel atıklarla ilgili çalışmanın da kısa süre içinde tamamlanacağını kaydeden Sibel Tatar, projenin bir bütün olarak her bölgeye örnek olacak düzeye geldiğini ifade ederek, emeği geçen herkese teşekkür etti.

-Orçan: “Proje yüzde 76 oranında başarıya ulaştı”

Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan, sıfır atık projesinde yüzde 76 başarı oranına ulaştıklarını açıkladı.

Başkan Orçan, projenin Dünya Cittaslow Belediyeler Birliği tarafından birincilik ödülüne layık görüldüğünü, 59 ülkeden 339 belediyenin başvurduğu yarışmada Tatlısu Belediyesi’nin ödül aldığını açıkladı. Belgeyi Kore’de düzenlenen Genel Kurul toplantısında aldıklarını ve burada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtımının da yapıldığını belirten Orçan, tüm engellemelere rağmen Kuzey Kıbrıs’ın belgelendirildiğini söyledi.

Bu başarının hem Tatlısu Belediyesi hem de Kıbrıs Türk belediyeciliği açısından önemli olduğunu vurgulayan Orçan, projenin diğer belediyelere de örnek olmasını ve tüm Kuzey Kıbrıs’a yayılmasını temenni ettiğini dile getirdi.

Orçan, 2021 yılının kendileri için bir milat olduğunu belirterek, o gün başlatılan projenin bugün geldiği noktada önemli bir başarı yakaladığını söyledi. Gelecek nesillere bırakılacak en önemli mirasın çevre ve doğa olduğunun bilinciyle hareket ettiklerini dile getiren Orçan, o gün kendilerine cesaret veren ve heyecanlarını tekrar yaşamalarına sebep olan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar’a, projeyi destekleyen TİKA’ya ve projenin yürütülmesine katkı sağlayan personele teşekkür etti.

Hayata geçirilen sıfır atık projesinin yüzde 76 başarı oranına ulaştığını kaydeden Orçan, Avrupa’daki birçok gelişmiş ülkenin bu oranlara ancak 10 yılda ulaşabildiğini, kendilerinin ise 3 yıl içinde bu başarıyı yakaladığını söyledi.

Projede bir noktadan sonra TİKA ile iş birliği yaptıklarını ve makine desteği aldıklarını belirten Orçan, TİKA’dan alınan presleme makineleri sayesinde atıkların ayrıştırılarak yurt dışına ihraç edilebilecek noktaya geldiğini anlattı.

Orçan, projenin özünün çağdaş ülkelerde uygulanan sistemler gibi vatandaşın çöplerini ayrıştırmasına dayandığını kaydederek, Tatlısu halkının bilinçli olduğunu, projenin kısa sürede başarıya ulaşmasında bölge halkının büyük katkısı olduğunu dile getirdi.

Projenin artık kendi kendini idame ettiren bir hale geldiğini ifade eden Orçan, projenin eksik ayağının mutfak atıkları olduğunu ve bu konuda da yeni bir tesisin devreye alınacağını duyurdu. Orçan, bu tesisin sokak hayvanlarını beslemek için mama üreteceğini, ayrıca yeşil atıkları kompost yaparak gübreye dönüştüreceklerini söyledi.

-TİKA Koordinatörü Özcan: “Projeye dahil olmaktan büyük mutluluk duyduk”

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Lefkoşa Koordinatörü Havva Pınar Özcan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için ilk olan bu projeyi başlattığı ve en iyi şekilde sürdürdüğü için Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar’a teşekkür etti.

Tatlısu Belediye Başkanı’nın projeyle kendilerine geldiğinde çok heyecanlandıklarını dile getiren Özcan, TİKA olarak her yıl en az bir katı atık yönetimi, israfın önlenmesi, sıfır atık, geri dönüşüm ve enerji yönetimi projesi yapmayı hedeflediklerini söyledi. Bu projeye dahil olmaktan mutlu olduklarını belirten Özcan, bu projenin tüm adaya örnek olduğunu belirtti.

-Özden: “Tatlısu’yu pilot bölge seçtik, halkın sahiplenmesi en büyük mutluluk”

Cumhurbaşkanlığı Turizm ve Çevre Komitesi Başkanı Prof. Dr. Özge Özden de basın toplantısında, projeye Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar’ın önderliğinde başladıklarını söyledi. Komitedeki meslektaşı Prof. Dr. Salih Gücel ile birlikte çalıştıklarını belirten ve hedefin sıfır atık olduğunu dile getiren Özden, hangi belediyede projeyi uygulayacaklarını konuşurken ortak fikirlerinin Tatlısu olduğunu kaydetti. Özden, Tatlısu’nun küçük, turizm odaklı, dağı ve deniziyle güzel bir köy olduğunu ve diğer belediyelere örnek olması için pilot bölge seçildiğini ifade etti. Daha sonra Tatlısu Belediye Başkanı ile bir toplantı yaptıklarını aktaran Özden, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde ilk finansmanın sağlandığını ve gerekli atık toplama üniteleri ile ekipmanların temin edildiğini belirtti. Özellikle cam kırma makinesinin bölge için önemli olduğunu vurgulayan Özden, eğitim kısmında halk ve ilkokullara yönelik eğitimler gerçekleştirdiklerini kaydetti. Projeye büyük bir ümitle başladıklarını dile getiren Özden, halkın projeyi sahiplenmesinin kendilerini çok mutlu ettiğini söyledi.

Halkın atıklarını toplama ünitelerine getirmesinin projeye katkı sağladığını belirten Özden, belediyenin geri dönüşümde özellikle katı atıklarda büyük bir başarı elde ettiğini ifade etti. Aldıkları ödülden dolayı gurur duyduklarını belirten Özden, projenin devam etmesinin ve TİKA’dan da destek alarak sürdürülebilir bir projeye dönüşmesinin kendileri için çok kıymetli olduğunu söyledi.

-“Örnek alan belediyeler var”

Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Cam atıkları ile ilgili soruya cevaben Orçan, Tatlısu Belediyesi’nde toplanan camların değerlendirildiğini, cam atıklarının ekonomik olarak çok dikkate alınmadığını, karton ve plastiğin bazı şirketler tarafından toplandığını ancak bunun da düzenli olmadığını söyledi. Orçan, karton ve plastik atıkların ayrıştırılmış şekilde getirilmesi halinde Tatlısu Belediyesi’nin bunları preslemeye ve daha yüksek katma değere ulaştırmaya hazır olduğunu ifade etti.

İki belediyenin projeyi örnek alarak çalışmalara başladığını belirten Tatar, Lapta Belediyesi’nin Karşıyaka bölgesinde, Gönyeli-Alayköy Belediyesi’nin ise bir sokakta bu çalışmaları başlattığını, Gazimağusa Belediyesi’nin de bir çalışma planladığını söyledi. Orçan, “Bunlar umut verici gelişmeler. Bunun hızla yayılmasını temenni ediyorum.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

EZ-KOOP, Londra’da Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nde kültürel ve sanayi ihraç ürünleriyle yerini aldı

Published

on

By

Esnaf, Zanaatkâr ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi (EZKOOP) ile Büyükkonuk Zeytin Üreticileri Tarım Kooperatifi (Zeytin-Koop), Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’nın (KTEZO) desteği ve katılımıyla Londra’da sekizincisi düzenlenen Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nde yer aldı.

KTEZO’dan yapılan açıklamaya göre, ambalajlı halde ve uluslararası standardı sağlanmış zeytin ve harup ürünlerini tanıtım ve tadımının yapıldığı festivalde, stantlarının ilgiyle karşılandığı kaydedildi.

İngiltere’de gıda dağıtımı yapan tedarikçilerin de ilgisini çektiği stanttaki ürünler için yeni sezonda başlamak üzere bağlantılar kurulduğunun belirtildiği açıklamada, EZKOOP’un birkaç yıl öncesine kadar İngiltere’ye girişte gümrük vergisini ödeyerek “zeytinyağı, çakıstes” gibi ürünlerin ihracatını gerçekleştirdiği ve bu ürünlerin raflarda yer almasını sağladığı kaydedildi.

– Aytaç

EZ-KOOP Genel Sekreteri Ersun Aytaç, işlenmiş gıda ürünlerinde İngiltere’de gümrük girişinde ortalama yüzde 16 olan gümrük vergisinin bir şekilde karşılanması gerektiğini söyledi.

“Pekmez, harup unu, harup yemişi, zeytinyağı, çakıstes ve hatta yerli tohum buğday unu” gibi kültürel sanayi ürünlerinin rahatlıkla ihraç edilebileceğini belirten Aytaç, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların yoğunlukla yaşadığı İngiltere’de Kıbrıs ürünlerine aşina büyük topluluk olduğunu ifade etti.

Aytaç, 1994 ABAD kararlarının sonucu olarak uygulanan gümrük vergilerinin karşılanması halinde Kıbrıs Türk üreticisinin doğrudan satış yapabileceği ve önünün açılabileceğini vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Boğaz-Ağırdağ kavşağında yol çizgileri boyanacak

Published

on

By

Karayolları Dairesi, bu geceden itibaren Boğaz-Ağırdağ kavşağında yol çizgilerinin boyanacağını duyurarak, söz konusu güzergahı kullanacak sürücüleri dikkatli olması için uyardı.

Daireden yapılan yazılı açıklamaya göre, sinyalizasyon çalışmaları kapsamında bu gece saat 22.00’den itibaren Boğaz-Ağırdağ Kavşağı’nda yol çizgilerini boyama çalışması başlatılacak ve ikinci bir duyuruya kadar devam edecek.

Karayolları Dairesi’nin açıklamasında sürücülerin can ve mal güvenliği açısından dikkatli ve yavaş seyretmeleri, trafik işaret ve işaretçilerine uyması istendi.

Devamını Oku

Trending

Reklam