Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Amcaoğlu: Tarihimizi bilmeli ve sahip çıkmalıyız

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, TC Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun ortaklaşa düzenlediği “Kıbrıs Türk Tarihi ve Öğretimi” konulu panel Girne Üniversitesi’nde yapıldı.

Published

on

Amcaoğlu: Tarihimizi bilmeli ve sahip çıkmalıyız

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, TC Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun ortaklaşa düzenlediği “Kıbrıs Türk Tarihi ve Öğretimi” konulu panel Girne Üniversitesi’nde yapıldı.

Panelin açılışında konuşan Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, insanların, soylarını, ırklarını ve tarihini bilmesi ve sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak, tarih bilincinin ve kimliğin oluşturulması açısından panelin çok büyük önemi olduğunun altını çizdi.

Panele, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca, Girne Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel’in yanı sıra üniversite rektörleri ve davetliler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan panel, müzik dinletisi ile devam etti. Daha sonra açılış konuşmalarına geçildi. Konuşmaların ardından TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın mesajı okundu.

ÇETİN: “ATATÜRK’ÜN DİREKTİFLERİYLE 90 YILDIR FAALİYETTEYİZ”

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin panelde yaptığı konuşmada, kurum olarak kurucuları Büyük Önder Atatürk’ün verdiği direktifler çerçevesinde milli tarihin ve bağımsızlığın korunması ve yeni nesillere aktarılması amacıyla 90 yıldır faaliyette olduklarını belirtti.

Kıbrıs’la ilgili bilim kurullarıyla birlikte düşüncelerini paylaştıklarını ifade eden Çetin, tarih konusunun yeni baştan değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Tarihin sadece siyasal olaylar, savaşlar, afetlerin hatırlanmasıyla ilgili bir alan olmadığını vurgulayan Çetin, tarihin başlangıç noktası olduğunu, teknolojiyle uğraşılsa da dönüp başa bakılması gerektiğini kaydetti.

Birol Çetin, tarihin son yıllarda daha önemli olduğunu dile getirerek, insanlara tüketici olarak bir kimlik verilmeye çalışıldığına dikkat çekti. “Biz tarihte önemli olaylara imza atmış bir milletiz, büyük medeniyetler kurmuşuz, dolayısıyla bunu kabul etmemiz mümkün değil” diyen Çetin, yeni nesillere bu bilincin tekrar aşılanması gerektiğini söyledi.

“KIBRIS İÇİN HER TÜRLÜ ÇALIŞMAYA VARIZ”

Tarihsiz ne diplomasi ne de siyaset yapılabileceğini dile getiren Çetin, Ahmet Cevdet Paşa’nın, “Tarih bilmeyen diplomat pusulasız kaptana benzer” sözlerini hatırlattı. Tarih Kurumu olarak ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını kaydeden Çetin, KKTC’deki kütüphanelere kitap desteğini devam ettireceklerini, Kıbrıs’ta ve Türkiye’de eğitim faaliyetlerini sürdüreceklerini belirtti. Öğretmenlerin ve gençlerin ihtiyaçları kapsamında kurslar düzenlemeyi de düşündüklerini ifade eden Çetin, “Bilim kurulu üyeleriyle beraber Kıbrıs için her türlü çalışmaya varız” dedi.

ÜNAL: “DEVLETİN ARŞİVİ VE TARİHİ HAFIZASI STRATEJİK GÜÇ UNSURU”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal da, Osmanlı devletinin geride muazzam bir arşiv bıraktığını kaydederek, bunu dünyanın en büyük arşivi olarak ifade edebileceklerini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti’nde bulunan Osmanlı arşivi ve başta balkanlar olmak üzere birçok coğrafyadaki tarihi kayıtların etraflıca incelenmesi gerektiğini dile getiren Ünal, bunun tarihi meseleleri ortaya koymak adına temel kaynaklar olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ta ve birçok coğrafyada var olan Osmanlı kayıtlarının ayrıntılı incelenmesi, değerlendirilmesi ve günümüz problemlerinin anlaşılmasına katkı sağlanması gerektiğini ifade eden Ünal, tarih incelendiğinde Osmanlı’nın 1571’den 1878’e kadar Kıbrıs’ta huzuru, adaleti ve hakkaniyeti nasıl sağladığının görüleceğini söyledi.

Uğur Ünal, Devlet Arşivleri Başkanlığı olarak Türkiye’deki yeni hükümet sistemiyle birlikte TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşkilatlarını doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlayarak, arşivcilik adına büyük bir örnek ortaya koyduğunu söyledi. Ünal, bir devletin arşivi ve tarihi hafızasının stratejik güç unsuru olduğunu vurguladı.

KKTC’de de Cumhurbaşkanı idaresi altında arşivler bulunduğunu dile getiren Ünal, bu arşivler konusunda ortak çalışmanın çok önemli olduğunu belirtti. Özellikle Kıbrıs’taki Türk varlığını ortaya koyan vakıf kayıtlarının arşiv uzmanları tarafından incelenerek, değerlendirildiğini ve bilim dünyasının hizmetine sunulduğunu ifade eden Ünal, en son Kıbrıs’taki Osmanlı yönetimini ortaya koyan eseri hazırladıklarını kaydetti.

“KIBRIS TÜRKÜ HİÇBİR ZAMAN AZINLIK STATÜSÜNE DÜŞMEDİ”

Ünal, Kıbrıs’ta 1845 yılındaki kayıtlardan örnek vererek, Kıbrıs Türkü’nün gerek nüfus oranı, gerekse sahip olduğu menkul ve gayrimenkuller ile adada hiçbir zaman azınlık statüsüne düşmediğini, her zaman asli unsur olduğunu vurguladı.

Tarihi kayıtlarla gerçeklerin ortaya konması gerektiğine vurgu yapan Ünal, Osmanlı döneminde açılan mektep ve medreselerden örnekler verdi. Ünal, kayıtlar incelendiğinde Türk devletinin tarihi süreç içerisinde Kıbrıs’ta neden olduğu ve neden olması gerektiğinin, Doğu Akdeniz’deki Türk varlığının ilelebet var olacağının anlaşılacağını söyledi.

HEKİMOĞLU

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammet Hekimoğlu da, hatırlama ve kimliğin birbirinin tamamlayıcısı olduğunu belirterek, mazinin ihtiyaç duyulan referans alanı olduğunu söyledi. Hekimoğlu, tarihin, kimliğin besleyicisi ve onun inşasında, maziyi kaynak haline getiren çok önemli bir araç olduğunu kaydetti.

“TARİH TOPLUM OLMANIN VE KİMLİK KAZANMANIN ZORUNLU ŞARTIDIR”

Tarihin geçmişte yaşananları hatırlamayı sağlayan ana unsur olduğunu ifade eden Hekimoğlu, kimliğin inşasının, geçmiş, içerisinde yaşanılan an ve gelecek arasında uyum kurulmasıyla mümkün olduğunu dile getirdi. Bu üç zaman boyutunun birbirinden kopuk olması durumunda toplum hafızasında birlik olmayacağını, milli kimlik oluşamayacağını ifade eden Hekimoğlu, “Tarih, toplum olmanın ve kimlik kazanmanın zorunlu şartıdır” dedi.

Tarihin, bir kimliği, geçmişin değerleriyle yeniden inşa etmenin vazgeçilmez bir aygıtı olduğunu kaydeden Hekimoğlu, yeni nesillerin geçmişten miras aldıkları değerleriyle, geleceklerine yön vermelerini ve sağlıklı bir milli kimlik oluşturmalarını Kıbrıs Türkleri bağlamında konuşmak ve fikir alışverişi yapmak üzere bir araya geldiklerini kaydetti.

Hekimoğlu, geçmişte olduğu gibi, bugün de ve gelecekte de TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarıyla Kıbrıs’ta milli kimliğin, tarih bilincinin ve milli şuurun oluşmasında gereken katkıları yapacaklarını belirtti.

AMCAOĞLU: “TARİHİMİZİ BİLMELİ VE SAHİP ÇIKMALIYIZ”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu da, ilk kez böyle bir panelde buluşma şansını sağlayan eğitimcilere teşekkür etti. İnsanların soylarını, ırklarını ve tarihini bilmesi ve sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Amcaoğlu, tarih bilincinin ve kimliğin oluşturulması açısından panelin çok büyük önemi olduğunun altını çizdi.

Amcaoğlu, 450 yıl önce Kıbrıs’a ayak basan Osmanlı’nın torunları ve 17’nci Türk devletinin ülkede bayrağının dalgalanmasının sebebi olarak bu panelin neden düzenlediğinin, panelin sonunda akademik anlamda paylaşılacağını söyledi.

Bir şeylerin hep eksik ve yanlış olduğunun hep konuşulduğunu ifade eden Bakan Amcaoğlu, özellikle 271 okulda 53 bin öğrenci, 21 üniversitede 85 bine yakın yükseköğrenim öğrencisi, toplamda 155 bin 500 kişiyi ilgilendiren eğitim ordusunun Kıbrıs Türk tarihi ve Kıbrıs Türk mücadele tarihiyle alakalı nelerin bilinmesi gerektiğinin panelin sonunda vücut bulacağını kaydetti.

Amcaoğlu, KKTC’nin yaşadığı izolasyonlara da parmak basılacağını kaydederek, yurt dışında eğitim gören öğrencilere Kıbrıs Türkü olduğu için yapılan mezalim ve yaşanan izolasyonların panelle birlikte açıkça ortaya konma şansı elde edileceğini belirtti.

Ülkede yaklaşık 20 yılda 250 bin yükseköğrenim öğrencisinin mezun olup, ülkelerine döndüğünde artık çantalarında Kıbrıs Türk tarihi, Kıbrıs Türk mücadele tarihiyle ilgili bir kitap olacağının altını çizen Amcaoğlu, bu öğrencilerin bir statüye sahip olduğu zaman Rauf Raif Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük’ün adlarını ve “Megalo İdea”yı bileceğini söyledi. Amcaoğlu, bu nedenle bu panelin düzenlenmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti.

Bu ülkenin bir ferdi olarak, 3 bin 355 kilometrekarelik bu coğrafyada yaşayan tüm Kıbrıs Türkleri için bunun gerekliliğine olan inancını belirten Olgun Amcaoğlu, panele katkı koyanlara teşekkürlerini sundu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

“Toplumlararası Kadınlar Yürüyor ve Görüşüyor” etkinliğinde “Mülkiyet” konuşuldu

Published

on

By

Eski Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Taşınma Mal Komisyonu’nun daha etkili olması için çaba harcanması gerektiğini belirtti.

Şefik, AİHM’in de TMK’nin, başvuranların taleplerini incelerken tutarlı, özenli ve zamanında hareket etmediği saptaması yaptığına işaret ederek, “Amacımız, TMK’yı etkisiz bir yöntem olarak kabul ettirip, kişileri çaresiz bırakmak olmamalıdır” dedi.

Kıbrıs Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ve Severis Vakfı (CVAR) iş birliğinde Lefkoşa’da dün akşam düzenlenen “Toplumlarası Kadınlar Yürüyor ve Görüşür” etkinliğinde “Mülkiyet” konusu konuşuldu.

Eski Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik’in mülkiyet konusunda sunum yapıp, katılımcıların sorularını yanıtladığı gecenin açılışında KTÜKD Başkanı Gülden Plümer Küçük ve Severis Vakfı Direktörü Rita Severis de söz aldı.

Katılımcılar, toplantı öncesinde Ledra Palace’da buluşup, etkinliğin yapıldığı Derboyu’ndaki 4K Koop’a yürüyüş düzenledi.Toplantıya, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi, BM Misyon Şefi Colin Stewart, eski Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanlarından Erato Kozaku Markullis ve dernek üyeleriyle yabancı misyonlarda çalışan kadınlar katıldı.

4K ev sahipliğinde yapılan etkinlikte yemek olarak fırın makarnası, patates köftesi, herse, çiçek dolması, hellim, çörek ve karpuz servis edildi. Alkollü alkolsüz yerli içeceklerin satıldığı etkinlikte kurulan stantta hazırlanan sıcak hellim böreği ikramı da yapıldı.

-“Kuzeyde TMK var… Güneyde benzer bir oluşum kurulmadı”

Narin Ferdi Şefik, mülkiyetin her zaman ciddi bir mesele olduğuna işaret ederek, yaşanan çalkantılar sırasında halkın mülklerini terk etmek durumunda kaldığı ülkede, Kıbrıslı Rumlar için, kapsamlı bir çözüm sağlanana kadar Taşınmaz Mal Komisyonu gibi bir imkan yaratılırken, Kıbrıslı Türklerin başvurabileceği benzer bir oluşum kurulmadığını belirtti.

Şefik, Güney Kıbrıs’ta bırakılan Türk mallarının “Türk Malları Vasiliği” tarafından yönetildiğine ancak bu düzenlemenin 1974 öncesinde mülklerinden edilen Kıbrıslı Türklere tazminat hakkı tanımadığına işaret etti.

-“TMK daha etkili olmalı”

Konuşmasında, TMK’nin oluşumu, başvuru süreçleri, yaşanan sorunlar ve AİHM kararlarına da değinen Şefik, kurulduğu 2005’ten Mayıs 2025’e kadar toplam 8 bin 160 başvuru yapılan komisyonun 2 bin 171 başvuruyu sonuçlandırdığını ve 1908 başvuruya toplam 38 milyon 50 bin 407 Sterlin ödendiğini belirtti.

Narin Ferdi Şefik, 5 bin 989 başvurunun ise hala askıda olduğuna işaret ederek, kapsamlı bir çözüm sağlanana kadar en azından Kıbrıslı Rumların başvurabilecekleri bir yol olan TMK’nın daha etkili olması gerektiğini kaydetti.

Şefik, AİHM’in KV Mediterranean Tours Ltd. v. Türkiye davası kararında da TMK’nin başvuranların taleplerini incelerken tutarlı, özenli ve zamanında hareket etmediği saptamasında bulunduğuna vurgu yaptı. Şefik, “AİHM, TMK önündeki yargılamaların hızlandırılması ve gecikmelere karşı etkili bir çözüm mekanizmasının oluşturulması amacıyla sürekli ve uzun vadeli çabaların devam etmesi gerektiğini belirtti.” şeklinde devam etti.

Şefik, “TMK’nin düzgün şekilde işlemesi için hepimiz çaba harcamalıyız. Amacımız, TMK’yı etkisiz bir yöntem olarak kabul ettirip, kişileri çaresiz bırakmak olmamalıdır.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: “Temaslarımızı ve çalışmamızı diplomatik seferberlik anlamında sürdürmeye devam ediyoruz”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, temas ve çalışmalarını, diplomatik seferberlik anlamında sürdürmeye devam edeceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı toplantısına katılmak amacıyla bu akşam Azerbaycan’a gidiyor

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart ile yaklaşık bir saat süren görüşmesinin ardından basına açıklama yaptı.

-“Diyalog, temas ve yapıcı duruşumuzdan hiç vazgeçmedik.”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart ile görüşmesinde çeşitli konuları gündeme getirdiklerini aktardı.

16-17 Mart’ta Cenevre’de yapılan 5+1 toplantının devamında Temmuz ayında New York’ta 5+1 toplantı yapılacağını hatırlatan Tatar, tutuklamalara ilişkin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis ile bazı sorunlar yaşandığını belirtti.

Cenevre görüşmelerinde altı başlıkta ilerlemeler kaydedilmesi için BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in tekrar atandığını kaydeden Tatar, bugüne kadar istediği kadar ilerleme kaydedilmediğini söyledi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e bir mektup gönderdiğini belirten Tatar, “Bu dönemde yaşadığımız hayal kırıklıklarını ifade ettim. Ama biz yine de diyalog, temas ve yapıcı duruşumuzdan hiç vazgeçmedik.” dedi.

-“3D çerçevesinde bir ilerleme olursa resmi müzakerelere de geçilebilir”

Yeni siyasetin gerekliliklerinden bahseden Tatar, eğer 3D (Direk temas, direk ticaret, direk temas) çerçevesinde bir ilerleme olursa resmi müzakerelere de geçilebileceğini söyledi.

Burada 12 farklı komite ile Rum tarafıyla diyalogların sürdüğünü anlatan Tatar, “Dört buçuk yılda ne yapıldı?” şeklindeki eleştirilere “Dört buçuk yılda çok şey yapıldı. Yeni bir vizyon ortaya kondu, uluslararası anlamda iki devletliliğin gerekçelerini ve Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin çok önemli olduğunu, bir saygınlık kazandığımızı anlattık.” yanıtını verdi.

BM raporlarında ortak zeminin olmadığının raporlara geçtiğini belirten Tatar, bunun bir diplomatik kazanım olduğunu kaydetti. Diyaloğu sürdüreceklerini yineleyen Tatar, Türk tarafına yıllardır yapılan ambargoların, haksızlıkların artarak devam ettiğini de uluslararası toplumla paylaştıklarını söyledi.

Dik duruş, onurlu ve güçlü bir gelecek için Kıbrıs Türk tarafının ayrı bir halk olarak, ayrı bir devlet olarak, ayrı bir otorite olarak temaslarını sürdürebilmesinin önemine işaret eden Tatar, “16-17 Temmuz tarihinde New York’ta genişletilmiş 5+1 görüşme için orada hazır olacağımızı teyit ettik. Tabii Türkiye ile de istişare ettik. Bayan Holguin ile Londra’dayken bir telefon görüşmem oldu.” dedi.

-“Bizim böyle toplantılara katılmamız bizler için bir statü meselesidir”

İngiltere temaslarını da anlatan Tatar, “Stweart Doughty ile de görüştüm. Yani bu 5+1 görüşmede İngiltere’yi temsil eden AB Bakanı ile geçen cuma günü İngiltere’de görüşmem oldu ve kendisine bütün az önce sizlere aktardıklarımı anlattım, paylaştım.” ifadelerini kullandı.

Holguin’in Kıbrıs, Ankara, Atina, Brüksel ve Londra’da temaslarda bulunduğunu anlatan Tatar, “Dolayısıyla sürekli olarak uluslararası diyaloğumuzu sürdürmekteyiz.” dedi.

Bu akşam Azerbaycan’a gideceğini ve yarın orada temasları olacağını anlatan Tatar, şöyle devam etti:

“Hankendi’de Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın bir gözlemci üyesi olarak, KKTC olarak orada olacağız. Tabii bizim böyle toplantılara katılmamız bizler için bir statü meselesidir. Dolayısıyla ben bir kez daha Azerbaycan hükümetine ve Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e beni de bu toplantıya davet ettikleri için teşekkür etmek istiyorum.”

KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki varlığını ve ekonomik potansiyelini sürdürmek için bütün bu devletlerle iş birliklerinin artırması gerektiğini anlatan Tatar, “Gerek ticaret, gerek turizm, gerek yükseköğrenim ve çeşitli farklı hizmetler sektöründe KKTC’nin bu ülkelerle diyalog ve temasını artırmak durumunda olduğunu da belirteceğim.” dedi.

Ambargolar, kısıtlamalar ve engellemelerin hafifletilmesini isteyen Tatar, Azerbaycan’da Hankendi şehrinde bunları diğer ülkelerle paylaşacağını kaydetti.

Tatar, KKTC olarak diplomatik temasları artıracaklarını belirterek, “Temaslarımızı ve çalışmamızı diplomatik seferberlik anlamında sürdürmeye devam ediyoruz.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

ARUCAD 13. Uluslararası Ekonomi ve Sosyal Bilimler Konferansı yapılıyor

Published

on

By

Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi (ARUCAD) 13. Uluslararası Ekonomi ve Sosyal Bilimler Konferansı (E&SS 2025) dün düzenlenen açılış töreniyle başladı.

ARUCAD tarafından yapılan açıklamaya göre, 15 farklı ülkeden katılımcının yer aldığı konferansta, çevrimiçi ve yüz yüze olmak üzere toplam 108 bildiri sunuluyor.

Konferans’ta, sunumların ekonomi, iletişim, siyaset bilimi, sosyoloji, eğitim bilimleri, psikoloji, kültürel çalışmalar, sanat ve tasarım gibi sosyal bilimlerin çeşitli alanlarını kapsadığı belirtildi.

ARUCAD Rektörü Prof. Dr. Asım Vehbi açılışta yaptığı konuşmada, “Yaratıcılığın ve disiplinlerarası düşünmenin bilimsel bilginin merkezinde yer aldığı üniversitemizde sizleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Dünyanın dört bir yanından araştırmacı, akademisyen ve uzmanı aynı çatı altında bir araya getirmekten gurur duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.

ARUCAD Rektör Yardımcısı ve Konferans Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Burcu Toker ise konuşmasında, “Bugün farklı ülkelerden akademisyenleri ve araştırmacıları kampüsümüzde bir araya getirmenin heyecanını yaşıyoruz. Konferansımız, akademik paylaşımın teşvik edildiği, kapsayıcı ve nitelikli bir platform oluşturmayı amaçlamaktadır.” dedi.

Konferansın uzun süredir akademik dünyada yer edinmiş önemli bir organizasyon olduğunu hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Hasan Karacan yaptığı konuşmada, farklı üniversitelerde birçok kez gerçekleştirdikleri bu konferansın ARUCAD’da bambaşka bir deneyimle hayata geçtiğini vurguladı.

Konferansın açılış oturumunda ayrıca, Prof. Dr. Osman M. Karatepe’nin “İçsel Yeşil Pazarlama: Çevresel Sürdürülebilirlik Performansı için Bir Araç” başlıklı sunumu ile Prof. Dr. Aytekin İşman’in “Disiplinler Arası Yapay Zekâ: 21. Yüzyılda İnsan Uzmanlığının Yeniden Tanımlanması” başlıklı konuşması yer aldı.

E&SS 2025 Konferansı, 2 Temmuz’a kadar ARUCAD Kampüsünde devam edecek. Konferansa ilişkin detaylara www.eclss.org/kyrenia adresinden ulaşılabilir.

Devamını Oku

Trending

Reklam