Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Toplanan 17 Mi̇lyon TL’li̇k desteği AFAD’a bağışlamak isti̇yoruz

Published

on

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde yer alan görüşme öncesi, Fuat Oktay, konuğu Saner’i kapıda karşıladı.

Yaklaşık 1 saat başbaşa süren görüşme sonrası TC Cumhubaşkan YardımcısıFuat Oktay ve Başbakan Ersan Saner ortak basın açıklaması yaptı.

KKTC’nin Türkiye için önemine vurgu yapan Fuat Oktay, Türkiye’nin yaşadığı orman yangınlarına karşı KKTC’nin ekip göndermek suretiyle verdiği etkin desteğin kendileri için çok değerli olduğunu belirtti;

Başbakan Saner’in şahsında tüm KKTC’ye teşekkürlerini sundu.

Oktay, “Bizim milli davamız Lefkoşa’nın derdini, Türkiye’nin 81 ilinde hissetttiği, Türkiye’nin bir yerinde yaşanan acının KKTC’nin her yerinde hissedildiği bir yürek yangını bir gönül hareketidir. İşte tam da bu yüzden davamız yıkılmaz, sarsılmaz ve ebedidir. Birlik ve beraberliğimizi gelecek kuşaklara aktarmayı sürdüreceğiz” dedi.

Birlik ve beraberlik noktasından hareketle, KKTC’nin salgında da ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli desteği vermekte olduklarına işaret eden Oktay, 490 Bin doz Sinovac ve 10 Bin 530 doz Biontec Aşısı tedarik ettiklerini, sektörlere ek destek programları uyguladıklarını hatırlattı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Temmuz ziyareti sırasında önemli açılışlar yapıldığını hatırlatan Oktay, sektörlere destek yanında, mali işbirliği protokolü kapsamında finansman desteğinin de sürdüğüne vurgu yaptı.

Oktay, Karayolları, e- devlet, yeni cumhurbaşkanlığı ve yeni meclis binası çalışmalarına da hız vereceklerini söyledi.

Reformlarını yapmış, karar alma uygulama ve denetim mekanizmaları en etkin şekilde çalışan bir KKTC için Türkiye’nin üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini kaydeden Oktay, Kıbrıs Türkü’nün refah seviyesini artırması için hiçbir çabayı esirgemeyeceklerini söyledi.

Kıbrıs Sorunu’nda Kıbrıs Türk Halkı’nın kaybedecek 5o yılı olmadığını belirten Oktay, “ Adada bugün iki eşit halk ve iki eşit egemen bağımsız devlet vardır. Cumhurbaşkanı Tatar’ın Cenevre’de sunduğu öneri en gerçekçi öneridir. Türkiye’nin bu öneriye desteği

tamdır. Uluslararası toplum da Rum Tarafına verdiği desteği gözden geçirmelidir. Kıbrıs Türk Tarafı’nın çabalarına destek vermelidir. Aksi halde 2004 ve sonrası gibi Rumları çözümsüzlüğe teşvik etmiş olacaktır” dedi.

KKTC’nin Maraş adımlarını desteklediklerini vurgulayan Oktay, bu adımların, uluslararası hukuk içerisinde, yeni mağduriyetler yaratmadan atılmakta olduğunu söyledi.

Türk Tarafı’nın Doğu Akdeniz’deki adımları provakasyon olarak niteleyen çevrelere seslenen Oktay, “Türkiye hem kendi hem Kıbrıs Türklerinin haklarını kararlılıkla savunmaya devam edecektir. Uluslararası anlaşmalara dayalı hakkımızı savunurken kimse bizi gerginliği arttırmakla suçlamasın. Rum Tarafının tek yanlı adımlarını yanıtsız bırakamazdık” dedi.

TC Cumhurbaskanı Yardımcısı Fuat Oktay, sözlerinin sonunda Başbakan Ersan Saner’le yaptıkları görüşmeden duyduğu memnuniyeti yinelerken, KKTC Hükümeti ile işbirliği içinde çalışmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

SANER

Başbakan Ersan Saner de Türkiye Cumhurbaşkan Yardımcısı Fuat Oktay ile yararlı ve verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi.

Anavatan Türkiye’nin yaşadığı yangın ve sel felaketlerini kendilerini de derinden üzdüğünü belirten Saner, “ Biz ne zaman yardım istesek yanımızda bulduğumuz Anavatanımızın şimdi de biz yanında olduğumuzu göstermek istedik ve bir ekibimizi bölgeye gönderdik” dedi.

Aşı konusunda da Türkiye’nin desteğine vurgu yapan Saner,

aşılama sayesinde hem ekonomide canlanma hem turizm hem de yüzyüze eğitimde çok ciddi yol aldıklarını ifade etti.

Saner, reel sektör için ekonomik destek ve hibelerin de kendileri için çok değerli olduğunu kaydetti.

Mavi Vatan ve Doğu Akdeniz’de de ortak mücadelenin sürdüğünü ifade eden Saner, hiçbir gücün kendilerini bu çalışmalardan alıkoyamayacağını söyledi.

Kıbrıs Türkleri’nin Kıbrıs’ta daha fazla zaman kaybedemeyeceğini ifade eden Saner, Anavatan Türkiye’nin desteği ile yürütülen egemen eşitlik temelindeki yeni çabalara destek vermeye devam edeceklerini vurguladı.

Saner, “Dünyanın Rum tarafı leyhine adaletsiz tavrına artık dur deme zamanı gelmiştir. Anavatan Türkiye ile birlikte iki egemen eşit devlet temelinde çözüm arayışlarımızın süreceğini vurgulamak isterim” dedi.

Maraş’ta ezber bozan adımlar attıklarını, eski mülk sahiplerine, mallarını, takas tazminat ve iade yöntemi ile KKTC Yönetimi altında değerlendirme imkanı açtıklarını ifade etti.

KKTC’DEN ANLAMLI KATKI

Fuat Oktay’a misafirperverliği ve KKTC’ye desteği için teşekkür eden Saner, “ Kabul ederseniz yaşamış olduğunuz sel ve orman yangınları sırasında zarar gören vatandaşlarınızın zararlarının telafisi için bir destek olarak KKTC Hükümeti ve sivil toplum kuruluşlarının ortak kampanyası sonucu toplanan 17 Milyon Türk Liralık bir yardımı AFAD’a bağışlamak istiyoruz. Rehabilitasyon çalışmalarında çorbada bir tuz tanesi katkımız olursa ne mutlu bize… Bu fırsatla,

hükümetin yanında duyarlılık gösteren KTTO, KITOB, Bankalar Birliği, KT İnşaat Müteahhitleri Birliği KTSO, Esnaf Odamz ve Vakıflar İdaremize de teşekkürü borç bilirim…” dedi.

TC Cumhurbaskanı Yardımcısı Fuat Oktay da “ Bu bizim için çok anlamlı. Miktarın çok ötesinde bir olay…

KKTC’deki kardeşlerimizin gönüllerinden kopan ve sizinle birlikteyiz mesajının net göstergesidir. Yürekten teşekkür ederiz. Bu miktarı hemen AFAD hesaplarına geçeceğiz. Zarar gören bir köyümüzde değerlendirilmesi talebi var. Bunun için çalışıyoruz. Kendilerine bu yardımın hangi köyde

değerlendirileceğini de bildireceğiz. Çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

KTÖS:Disiplin tüzüğü değişikliğiyle, okullarda başörtüsü kullanımına ilişkin yeni bir düzenleme getirilmesi kabul edilemez

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Milli Eğitim Bakanlığı’nın disiplin tüzüğü değişikliğiyle, okullarda başörtüsü kullanımına ilişkin yeni bir düzenleme getirmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, bunun hukuksuz bir süreçle yapıldığı, laiklik ilkesine aykırı olduğu ve çocuk hakları açısından sorun yarattığı görüşünü ifade etti.

Değişikliğin derhal geri çekilmesini isteyen KTÖS; “Eğer Eğitim Bakanlığı bu tavrını sürdürürse, eğitim sendikaları ile birlikte her türlü hukuki ve sendikal mücadeleyi başlatacağımızı kamuoyuna duyururuz” dedi.

-“Eğitim hukukun üstünlüğü, laiklik ve bilimsel ilkeler temelinde şekillendirilmeli”

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş yazılı açıklamasında, eğitimin hukukun üstünlüğü, laiklik ve bilimsel ilkeler temelinde şekillendirilmesi gereken bir kamusal hizmet olduğunu vurguladı. Maviş, ancak Eğitim Bakanlığı’nın düzenlemeyi “hukuku ve demokratik süreçleri yok sayarak yaptığını ve bunun yöntemiyle de kabul edilemez olduğunu” belirtti.

-“Eğitim sistemi Teknik Kurul ve Yüksek Danışma Kurulu’nun gözetiminde yönetilmek zorundadır”

Ülkedeki eğitim sisteminin, Öğretmenler Yasası uyarınca kurulan Teknik Kurul ve Yüksek Danışma Kurulu’nun gözetiminde yönetilmek zorunda olduğunu belirten Maviş, “Eğitimle ilgili tüm yasa, tüzük ve yönetmelik değişiklikleri, Teknik Kurul’un onayından geçmelidir. Bakanlık, eğitim politikalarını keyfi bir şekilde belirleyemez” dedi. Maviş, değişikliğin sendikalar ve diğer eğitim paydaşlarının görüşü alınmadan yapıldığına da dikkat çekerek değişikliğin geçersiz olduğunu savundu.

-“Laiklik ilkesine aykırı”

Düzenlemenin laiklik ilkesine aykırı olduğunu kaydeden Maviş, “Anayasa’nın 1. maddesi açıktır. Devletin dini yoktur, laik bir cumhuriyettir. Devletin laik yapısı, eğitim sisteminde hiçbir dini yönlendirmenin veya dini sembollerin kurumsal düzeyde teşvik edilmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Okullar, bireysel dini inançlara mesafeli olmalıdır ve devlet eliyle yapılan düzenlemeler de eğitimi dini referanslarla yönetme riskini doğurmamalıdır” ifadelerini kullandı.

-“Çocuk hakları açısından da sorunlu”

Disiplin tüzüğü değişikliğini “çocuk hakları açısından da sorunlu” olarak değerlendiren Maviş, şunları kaydetti:

“Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre, çocukların özgür iradeleri ile karar alabilmeleri sağlanmalıdır.
Bu düzenleme, çocukları dini kimlikler üzerinden bir ayrışmaya sürükleyebilecek, toplumsal baskıları artırabilecek bir nitelik taşımaktadır. Bireysel özgürlüklerle ilgili kararlar, pedagojik, bilimsel ve çocuk haklarına dayalı bir çerçevede ele alınmalıdır. Bu düzenleme çocukların özgür iradesine dayalı bir hak değil, onların erken yaşta belirli kalıplara zorlanmasının önünü açabilecek bir karar olarak görülmelidir.”

“Olgunluk çağına gelmiş her çocuğun ve öğretmenin inanç veya kılık kıyafet özgürlüğünü savunacağımız gibi öğrencilerin ve öğretmenlerin yaşam tarzına müdahale edilmesine, eğitimde dini veya ideolojik yönlendirmeye karşı birlik ve bütünlük içinde mücadele edeceğiz” diyen Maviş, tarafsızlık ve yansızlık ilkesinin olmazsa olmazları olduğunu kaydetti.

-“Toplumsal değerler ve yasalar…”

Toplumsal değerlerinin ve yasaların din ve vicdan özgürlüğünü dikkate aldığını, hoşgörü çerçevesinde kişilerin inanç ve ibadetlerini yerine getirmesini fırsat tanıdığını vurgulayan Maviş, “Farklı kültürlerden gelen öğrencilerimiz dil, din, ırk, siyasal düşünce, felsefi inanç ve mezhep ayırımı yapmadan ve taraf tutmadan eğitim sistemi içerisinde okullarda eşitlenmektedirler. Öğretmenlerimiz bu eşitliği bozmayacak ve kapsayıcı bir tavırla sorumluluklarını yerine getireceklerdir. Bu noktada öğretmenlerimizin yansızlık ödevine bağlı olarak görevini ifa edeceğine güvenimiz tamdır” dedi.

Bu tür tartışmaların ülkeyi bölme, kaosa sürükleme, cepheleştirme, vatandaşları ötekileştirme ve ayrımcılığa maruz bırakma riski taşıdığının dikkate alınması gerektiğini kaydeden Maviş, bu tartışmaların dini ekonomik ve siyasi bir örgütlenme aracı olarak kullanılmasına müsaade etmeyeceklerini kaydetti.

-“Işığımız Atatürk’tür…”

“Işığımız Atatürk’tür” vurgusu yapan Maviş, “Okullar bizimdir, neferi öğretmendir, ışığımız Atatürk’tür. Son sözü öğretmen söyleyecek. Hiçbir kural veya tüzük öğretmenin yansızlık ödevinden üstün değildir. Hiçbir talep çocuklar arasında ayrımcılık veya ayrıcalık yaratamaz, meşru değildir” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Long Beach bölgesinde yarın trafik kontrollü bir şekilde sağlanacak

Published

on

By

İskele Long Beach bölgesinde yarın aydınlatma direği tamiratı ve ot temizliği yapılacağından trafiğin kontrollü bir şekilde sağlanacağı kaydedildi.

Karayolları Dairesi tarafından yapılan açıklamada, bu güzergahı kullanacak sürücülerin can ve mal güvenliği açısından dikkatli ve yavaş seyretmeleri, trafik işaret ve işaretçilerine uymaları istendi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Seracılar Birliği Başkanı Veli Bayır, sebze ekim takvimi ve Seracılar Birliği’nin sorunları ile ilgili BRT’ye bilgi verdi

Published

on

By

Sebze ekimi yaparken mevsim şartlarını göz önünde bulundurmak, bitkilerin verimli olması açısından önem taşıyor.

BRT ekibinin hangi sebzenin ne zaman ekilebileceği konusunda yaptığı araştırmaya göre; Mart ve Nisan ayları, domates, biber, patlıcan, fasulye, salatalık, kabak, havuç, lahana gibi sebzelerin ekiminin yapılması için en ideal dönem..

Soğuk hava şartlarına dayanıklı olan sebzelerin başında ise roka, tere, dereotu ve sarımsak geliyor.. Bu sebzelerin ekimi Ocak ve Şubat aylarında tercih ediliyor.

Seracılar Birliği Başkanı Veli Bayır, sebze ekim takvimi ve Seracılar Birliği’nin sorunları ile ilgili BRT’ye bilgi verdi.
Sera yetiştiriciliğinin 20 Ağustos tarihinde başlayıp Eylül, Ekim, Kasım aylarına kadar sürebileceğini belirten Bayır, ekimlerin Haziran ayında son bulduğunu söyledi.

Açığa ekimlerin 15 Mart’ta başlayıp Eylül Ekim aylarına kadar devam edebileceğini kaydeden Bayır, özellikle Mart ayında pek çok ürünün ekilebileceğini dile getirdi.

Veli Bayır şu anda biber, domates, kavun, börülce, gibi ürünlerin yanısıra her türlü meyve ağacının dikim işleminin de yapılabileceğini belirtti.

Seracılar Birliği’nin sorunlarını da dile getiren Bayır, Birlik Binasına ihtiyaç olduğunu belirtti ve yetkililerden bu konuda destek istedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam