Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar herkesin aşı olması için çağrıda bulundu

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ’de katıldığı özel yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Ülkedeki Covid-19 salgın yönetimine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Tatar,20 ve 40’lı yaş gruplarının aşı olmaya gitmediğini, ülkenin yüzde 70’inin henüz aşılı olmadığını söyledi.

Aşılanma oranının yüzde 70’lere çıkması gerektiğini belirten Tatar, milyarlarca insanın dünyada aşıya ulaşamadığını, ancak ülkede yeterli miktarda aşı olmasına karşın insanların aşılanmak istemediğini vurguladı.

Aşılı insanların hastalığı daha hafif atlattığını ve daha az bulaştırdığını kaydeden Cumhurbaşkanı, hastanede yatanların yüzde 65-70’i ve yoğun bakımındakilerin yüzde 95’inin aşısız olduğuna dikkat çekti.

Tatar, aşısızların antijen ve PCR test ücretlerini ödemesine karar verildiğini de vurgulayarak, aşının teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.

Aşısız vatandaşların üzerinde toplumsal baskı kurulması gerektiğini de dile getiren Tatar, 150-200 arası günlük vaka sayısının aşağı çekilmesi gerektiğini, önlem alınmazsa kış aylarında bulaşın daha da artacağını hatırlattı.

Türkiye’nin yardımlarıyla inşa edilen Acil Durum Hastanesi’nin neredeyse bir yıldır kesintisiz çalıştığını ve şu anda yüzde 85’inin dolu olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, sağlık çalışanlarının hem yoğun hem de yorgun olduklarını belirtti.

Kıbrıs konusundan öte gündemin sağlık olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı, “Önümüz kış, bunun önünü şimdiden almak lazım. Gereksiz kalabalıklara girmemek lazım. Maske, mesafe, hijyen kurallarına uymak lazım. Gece Kulüpleri, diskolar, barlar, esas riskin oluştuğu ortamlardır” diyerek, tüm vatandaşları önlem almaları için uyardı.

Covid-19 dışındaki sağlık hizmletlerinin de aralıksız devam ettiğini ve Sağlık Bakanlığı üzerindeki yükün arttığını anlatan Tatar, olabilecek hataların eğitim ve diğer tüm alanları olumsuz etkileyeceğini, kimsenin bu kadar bencil olmaya hakkı bulunmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, AB’den aşı alınmasına karşı olmadığı da yineleyerek, aşıların hayat kurtardığını, kendi muhatabı olan AB yetkilileriyle bu çerçevede görüşmekten de hiçbir zaman kaçınmadığını anlattı.

AB’nin Kıbrıs Türkü’nün hakkı olan aşı miktarının sadece yüzde 5’ini verdiğini dile getiren Tatar, aşı sertifikası konusunda da konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar, AB sistemine entegre olma konusunda yaşanan sıkıntının, oluşturulan sosyal medya platformuyla aşıldığını, vatandaşların aşı sertifikası ve PCR testlerini ekleyerek, yolculuk yapabildiklerini anlattı.

Bazı yabancı havayolu şirketlerinin sorun çıkarmaya devam ettiğini de ifade eden Tatar, bunların aşılması için en iyi şekilde çalıştıklarını ve temaslarını sürdürdüklerini belirterek, bu problemlerin de yavaş yavaş aşışacağını söyledi.

AB’den gelmesi gereken ancak verilmeyen aşıların eksikliğinin TC tatarfından kapatıldığını da söyleyen Cumhurbaşkanı, İngiltere ve AB’de eğitim gören gençlerin bu bilinçle aşılandıklarını kaydetti.

Rum Yönetimi’nin pasaportları iptal etmesiyle ilgili olarak da Cumhurbaşkanı Tatar, 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olan Kıbrıslı Türklerin söz konusu pasaportu seyahat özgürlüğü için aldığına işaret etti.

“Bu karar hukuksuzdur, ırkçılıktır” ifadelerini kullanan Tatar, “Halkımız bu pasaportu bir kolaylık için almıştır. Anayasal bir haktır. Rum tarafının yaptığı aymazlıktır. Siyasi meseleyi bireysel boyuta çekmektir. Bu siyaseti yapmak bizim en doğal hakkımzdır ama pasaport alma noktasındaki bireysel hakların elimizden alınması doğru değildir. Benim kişisel olarak bir sıkıntım yoktur. Ama alınan bu karar doğru değildir. Kıbrıs Cumhuriyetinin kurucu ortağı olduğumuz için. Bu bir tehditdir” dedi.

Tatar, BM’nin Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’ni adanın tek devleti olmadığını kabul edene, Kıbrıs Türkü’nün egemenliğini tanıyana kadar bunun bir hak olduğunu dile getirdi.

Yapılanın doğru olmadığının, Rum tarafında da dile getirildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, bu durumun AB’yi de ilgilendirdiğini söyledi.

Tatar, Rum Yönetimi’nin böyle bir adım atacağının sinyallerini aldıklarını belirterek, “Maraş konusunda bizim siyasetimiz doğru bir siyasettir” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin de bu konuda Kıbrıs Türkü’ne desteğinin tam olduğunu kaydeden Tatar, “Biz bir 47 yıl daha Maraş’ı kapalı tutamazdık. Çünkü Rum tarafı bizim iyi niyetimize karşı adım atmamıştır. Biz her ne kadar da Vakıflar İdaresi’nin ortaya koyduklarına rağmen uluslararası hukuka aykırı hareket etmiyoruz. Biz bu Maraş açılımını mağduriyetlerin giderilmesi, insan haklarının iadesi için yaptık. Çoğunlukla da mali yetersizlik nedeniyle iade olacak” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Kıbrıs’ın AİHM’e gitmesi halinde bu teze karşı ne söyleyeceklerini merak ettiğini söyledi.

Tatar, “Kıbrıs eskli Kıbrıs değil, Doğu Akdeniz artık eski Doğu Akdeniz değil. Ezber bozıulmuştur ve bu meseleyi KKTC ve iki devletlilikle çözülecektir. Çünkü fırsatlar kaçırılmıştır. Kıbrıs Türkü yıllardır büyük haksızlığa uğruyor. Ambagolar altında yaşıyor. Dolayısıyla şimdi bir bedel ödenecekse onlar da ödeyecek” dedi.

Tatar, artık iki ayrı egemen devletin işbirliğine dayalı bir çözüm siyaseti izlendiğini belirterek, egemenliğin kabulünün Kıbrıs Türkü’nün varlığının kabulü anlamına geldiğini söyledi.

Bu tezin bütün dünyaya anlatıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, işin detayına bakıldığında Kıbrıs Türkü’nün haklılığının görüldüğünü ifade etti.

Tatar, “Önemli olan halkın bir varlığının kabulüdür. Bu da egemenliğimizin kabulünden geçmektedir” dedi.

Türkiye’nin Kıbrıs’ta ilhak diye bir politikası olmadığını vurgulayan Tatar, Türkiye’nin tek hedefinin Kıbrıs Türkü’nün kendi aykaları üzerinde duran bağımsız bir ülke yaratmak olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün Türkiye’nin garanti ve güvenliğinden asla vazgeçmeyeceğini belirterek, TSK’nın Ada’daki barışın teminatı olduğunu vurguladı.

Pasaport konusuyla ilgili kendisinin değil ama bazı işadamlarının önümüzdeki dönemde hukusal bir süreç başlatabileceğini ifade eden Tatar, Ruım tarafının attığı bu adımın Maraş politikasında bir değişikliğe yol açmayacağını söyledi.

Taşınmaz Mal Komisyonu Başkanlığı için bir isim önerildiğini belirten Tatar, başkan ve birkaç üye için Yüksek Adliye Kurulu’nun önümüzdeki günlerde bir karar alacağını söyledi.

Tatar, “365 genelde 35 de pilot bölgede müracaat var. 47 yıldır aldatılan insanlar Rum Yönetimi’ne tepki gösteriyor. Rum tarafındaki yönetim için büyük bir sıkıntı yarattı. Taşınmaz Mal komisyonu süratli karar üretirse müracaatlar da artacaktır. Uluslararası hukuka uygun kararlar alınacak” dedi.

Önemli olanın Maraş’ın her türlü potansiyeli ile KKTC sınırları içinde açılması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş’ın yeniden marka haline geleceğini ve ekonomiye önemli bir katkısı olacağını vurguladı.

Maraş açılımının iki devletlilik siyasetini de güçlendirdiğini kaydeden Tatar, “Şimdi teraziyi bize dönüdürme zamanı geldi. Yıllarca mağdur edildik artık başka bir rota, başka bir süreç yaşanıyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, New York ziyaretiyle ilgili olarak, resmi müzakerelerin başlayabilmesi için egemen eşitliğin tanınması gerektiğini belirtti.

Tatar, “Egemen eşitliğin kabulüyle resmi müzakerelere geçilecektir. Cenevre’de de bunun adımı atıldı. Başka bir devlete yama olmamaız sözkonusu olamaz” dedi.

Cumhurbaşkanı “BM Genel Sekreteri New York’ta bizimle görüşecek, gayriresmi bir yemekte de bizi buluşturabilir. Ama resmi müzakereler için egemen eşitliğimizin tanınması lazım. 1 ay içinde ortak zeminin bulunacağına inanmıyorum” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam