Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Lefkoşa’da ilk tören Atatürk Anıtı’nda düzenlendi

Published

on

Modern Türkiye’nin kuruluşunda köşe taşlarından biri olan, Kurtuluş Savaşı’nda düşmana son büyük darbenin vurulduğu 30 Ağustos Zaferi’nin 99’uncu yıl dönümü Türkiye’yle birlikte KKTC’de de törenlerle kutlanıyor.

Kutlamalar çerçevesinde başkent Lefkoşa ve tüm ilçelerde törenler düzenleniyor. Lefkoşa’da ilk tören Atatürk Anıtı önünde düzenlendi.

Törene, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Önder Sennaroğlu, Başbakan Ersan Saner, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, KTBK Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, GKK Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, bazı bakanlar, milletvekilleri, askeri erkan, kurum, kuruluş ve dernek temsilcileri katıldı.

Törende, protokol sırasına göre anıta çelenkler sunuldu. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Tören, Anıt Özel Defteri’nin imzalamasıyla son buldu.

Anıt Özel Defteri’ni Cumhurbaşkanı Tatar, TC Lefkoşa Büyükelçi Başçeri ve KTBK Komutanı Tümgeneral Öztürk imzaladı.

TATAR: “KIBRIS TÜRK HALKI TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE YÜRÜMEYE DEVAM EDECEK, DEVLETİNDEN VE EGEMENLİĞİNDEN ASLA VAZGEÇMEYECEK”

Cumhurbaşkanı Tatar, Anıt Özel Defteri’ne şunları yazdı:

Aziz Atatürk,

Türk ulusunun en büyük zaferlerinden olup, Anadolu’yu yabancı işgalinden kurtaran ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağlayan Büyük Zafer’in 99. yıl dönümünde bir kez daha huzurunuzdayız.

Başkomutanlığınızda, Mehmetçiğin büyük bir kahramanlık ve cesaretiyle 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taaruz, Dumlupınar’da zaferle sonuçlanırken, bu Büyük Zafer Türk ulusunun esareti kabul etmeyeceğini dünyaya bir kez daha göstermiştir.

Bu Büyük Zafer, mazlum uluslara, kurtuluş mücadelelerine ışık olurken, Kıbrıs Türk halkı da bu zaferden aldığı ilham ve güçle ulusal mücadelesini sürdürmüş, kendi devletini ve vatanını yaratmıştır.

Kıbrıs Türk halkı, “en büyük eserim” dediğiniz Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte yürümeye devam edecek, devletinden ve egemenliğinden asla vazgeçmeyecektir.

Aziz hatıranız önünde saygı ve minnetle eğilirken, vatan, bağımsızlık ve özgürlük uğruna toprağa düşen tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.”

BAŞÇERİ: “BÜYÜK TAARUZ, AZİZ MİLLETİMİZİN VE KAHRAMAN ORDUMUZUN TARİHTE EŞİNE AZ RASTLANIR MÜCADELESİNİN EN ÖNEMLİ NİŞANELERİNDENDİR”

TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri ise şunları kaydetti:

Ulu Önder Atatürk,

Kahramanlıklarla dolu şanlı tarihimize altın harflerle nakşedilmiş olan Zafer Bayramı’nın 99. yıl dönümünde manevi huzurunuzda bulunuyoruz.

Başkomutanlığınızda icra edilen Büyük Taarruz, aziz milletimizin ve kahraman ordumuzun tarihte eşine az rastlanır mücadelesinin en önemli nişanelerindendir. Cesur ve fedakar milletimiz, bu zaferle, varlığına, bağımsızlığına ve geleceğine yönelik her türlü tehdit ve saldırıyı hezimete uğratacağını bir kez daha tüm dünyaya göstermiştir.

Nice fedakarlıklarla kazanılan bu Zafer’in ülkemiz, milletimiz ve dünya tarihi açısından anlamının bizlere yüklediği tarihi sorumluluğun bilincindeyiz. Haksızlığın, istikrarsızlığın, güç savaşlarının ve insani trajedilerin arttığı bir dönemde, Türkiye’yi adil, aydınlık, müreffeh ve barış içinde muasır medeniyet seviyesinin üzerinde bir geleceğe taşıma hedefiyle çıktığımız yolculuğumuzu bu sorumlulukla sürdürmekteyiz.

Vatanımız uğruna canlarını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlıklı ve uzun ömürler diliyor, aziz hatıranız önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Ruhunuz şad olsun.”

ÖZTÜRK: “TÜRK MİLLETİ, SONSUZA KADAR BAĞIMSIZ VE ÖZGÜR YAŞAMA AZİM VE KARARLILIĞINI TÜM DÜNYAYA İLAN EDEREK, ANITLAŞTIRMIŞTIR”

KTBK Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk ise şunları yazdı:

Büyük Önder Atatürk,

Mazisi şan, şeref ve zaferlerle dolu kahraman ordumuzun; cesaret ve kahramanlığının destanlaştığı, vatanın savunulması ve milletin bağımsızlığı uğrundaki azim ve kararlılığının abideleştiği 30 Ağustos Zaferi’nin 99’uncu yıl dönümünü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bir kez daha gururla ve heyecanla kutlamanın mutluluğu içindeyiz.

Bu büyük zafer sadece Türk milletinin değil, aynı zamanda özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi veren tüm esir ve mazlum milletler için de onur, şeref ve varoluş mücadelelerinde tek rehber ve esin kaynağı olmuştur. Türk milleti, önderliğinizde başlattığı onurlu direniş ve bunun zirvesi olan Büyük Taarruz ile sonsuza kadar bağımsız ve özgür yaşama azim ve kararlılığını tüm dünyaya ilan ederek, anıtlaştırmıştır.

Kahraman Türk ordusu Anavatan’daki kurtuluş mücadelesinde olduğu gibi Kıbrıs’ta da haksızlığa ve zulme maruz kalan Kıbrıs Türkü’nün hukukunu korumak üzere mutlu Barış Harekatı’nı gerçekleştirmiştir. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı kahraman Türk ordusunun bir parçası olarak bundan sonra da Kıbrıs Türkü’nün hak ve menfaatlerini ‘ölürsem şehit kalırsam gazi’ anlayışıyla koruma devam edecektir.

Bu tarihi gün vesilesi ile aziz hatıranız önünde saygı ile eğilirken, vatan ve millet uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhunuz şad olsun.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam