Hasipoğlu: Artık Rum kesiminin bizi masada oyalamasını beklemeyeceğiz
İstanbul Rumeli Üniversitesi ve Lob’in International iş birliğinde düzenlenen “Ekonomik ve Siyasi Açıdan Gelecek Vizyonu: Kıbrıs Sempozyumu”nda Kıbrıs konusundaki son gelişmeler tartışıldı.
İstanbul Rumeli Üniversitesi ve Lob’in International iş birliğinde düzenlenen “Ekonomik ve Siyasi Açıdan Gelecek Vizyonu: Kıbrıs Sempozyumu”nda Kıbrıs konusundaki son gelişmeler tartışıldı.
Sempozyumda konuşan AK Parti Sakarya Milletvekili ve Türkiye-KKTC Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkan Yardımcısı Çiğdem Erdoğan Atabek, Kıbrıs sorunun çözümünün yanı sıra başka konulara da eğilmek gerektiğini belirterek, “Ekonominin güçlendirilmesi lazım. Üretimi destekleyici unsurların desteklenmesi lazım” dedi.
Atabek, KKTC’yi tanıyan ülkelerin sayısının artırılması gerektiğini vurgulayarak, bunun için Azerbaycan’da bir girişim yaptıklarını, Azerbaycan parlamentosunda inşallah bir dostluk grubu oluşturulacağını ve ticari ilişkilerin geliştirileceğini söyledi.
Lob’in International Başkanı Fahri Ustaoğlu da, iki devletli çözümün ortaya konulmasının kendilerini çok heyecanlandırdığını kaydederek, “Bu heyecanı diri tutmak ve güçlendirmek için biz de bu sempozyumla destek vermek istedik. Burada alınan kararların geleceğe ışık tutacağına inanıyorum. Sorunları birlikte çözeceğiz” diye konuştu.
UBP Genel Sekreteri ve Maraş Açılımı Komisyonu Başkanı Oğuzhan Hasipoğlu da sempozyumda yaptığı konuşmada, Kıbrıs’taki sorunun çözümünde Türk tarafının her zaman yapıcı bir rol oynadığını söyledi.
Kıbrıs konusuna 1974 sonrası devam eden federasyon ve iki devletli çözüm tartışmalarına değinen Hasipoğlu, şunları kaydetti:
“Şimdiye kadar yıllarca federasyon için çalışmalar yaptık ama artık farklı bir sürece girdik. Cumhurbaşkanı Tatar’ın ifade ettiği iki devletli çözüm modeliyle artık Rum kesiminin bizi masada oyalamasını beklemeyeceğiz. Adada her zaman yapıcı olan KKTC yönetimi ve halkı oldu. Artık yeni dış politika anlayışımızı ortaya koyduk. Uluslararası eşit statü talebinde bulunduk ve bunu tüm platformlarda ifade ettik. Artık kendi kendimizi yönetme talebimiz var”
Oğuzhan Hasipoğlu, sempozyomdaki konuşmasında, Kapalı Maraş’ın açılması konusuna da değerlendirmede bulundu
Hasipoğlu, “Yıllardır belirsizlik içinde bekledik ama Maraş gibi önemli bir bölgeyi sonunda kararlılıkla açtık. Burası Akdeniz’in en önemli tatil merkezlerindendi. Yüzlerce otel, banka, tiyatro gibi yerlerde, yeni yatırım olanaklarını Türkiye ve uluslararası yatırımlarla ekonomiye kazandırmak istiyoruz” dedi.
Konuşmaların ardından Kıbrıs sorununa ilişkin ekonomik ve siyasi parametrelerin tartışıldığı bir panel düzenlendi.
Gazimağusa Belediye Başkanı Süleyman Uluçay yeni yıl dolayısı ile gerçekleştirdiği ziyaretler kapsamında Kıbrıs Türkü’nün Varoluş Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı kabirleri başında anarken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve 4’üncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı makamlarında ziyaret etti.
Belediyeden verilen bilgiye göre, ziyaretlerde ülke liderlerinin yeni yıl için ortak temennisi başta sağlık olurken, halkın barış, birlik ve huzur içinde yeni bir yıl geçirmesi dileklerinde bulundular.
Gazimağusa Belediye Başkanı Dr. Süleyman Uluçay yeni yıl öncesinde Kıbrıs Türkü’nün Varoluş Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın kabirlerini ziyaret ederek liderlerin anıt mezarlarına çiçek bıraktı, dua okuyarak Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif Denktaş’ın Anıt Özel Defteri’ni imzaladı.
Ziyaretler kapsamında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve 4’üncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı makamlarında ziyaret eden Gazimağusa Belediye Başkanı Dr. Süleyman Uluçay, hediye takdim etti.
Başkan Uluçay açıklamasında, Gazimağusa Belediyesi olarak birbirinden farklı kültürleri barındıran Gazimağusa’da tüm farklıların kucaklandığını ifade ederek hoşgörü ve saygının önemine dikkat çekti. Yeni yılda kentin daha çağdaş bir yapıya kavuşması için çalışmaların artarak devam edeceğini vurgulayan Uluçay, halkların yeni yılı sağlıklı, anlayış, birlik ve beraberlik içerisinde geçirmesi temennisinde bulundu.
Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT), kuruluşunun 51’inci yıl dönümü nedeniyle Türk Ajansı Kıbrıs’ı ziyaret etti.
TMT Mücahitler Derneği Başkanı Celal Bayar, Genel Sekreter Yılmaz Hakverdi ile Yönetim Kurulu üyeleri Gürdal Çuvalcıoğlu ve Hüseyin Çakır, TAK Müdürü Fehmi Gürdallı ile görüştü.
Celal Bayar, ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, milli varoluş mücadelesine paralel olarak önceleri Türk Haberler Bürosu’nun kurulduğunu, ardından TAK’ın 21 Aralık 1973’te yayına başladığını belirtti. Bayar, bu süreçte TAK’ın kurucusu Sait Terzioğlu ile kurumun ikinci müdürü olarak görev yapan Kemal Aşık’ın Kıbrıs Türkü’nün sesini duyurmaya yönelik hizmetlerinin unutulamayacağını vurguladı.
Bayar, TAK’ı yaptığı önemli hizmetlerden dolayı kutlayarak başarılar diledi.
TAK Müdürü Gürdallı da TMT Mücahitler Derneği’nin gerçekleştirdiği ziyaretten onur duyduğunu belirtti. TMT’nin verdiği varoluş mücadelesi olmasaydı bugünlere gelinemeyeceğini kaydeden Gürdallı, TAK’ın da bu verilen mücadeleyi yeni nesillere anlatma gayretine olduğunu ifade etti.
Ziyaret sırasında TMT Mücahitler Derneği Başkanı Celal Bayar, TAK Müdürü Fehmi Gürdallı’ya Barış Harekatı’nın 50’inci yılı vesilesiyle hazırlanan plaketi ve Derneğin 2025 yılı takvimini takdim etti.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Asım Akansoy, Hükümetin 2025 için herhangi bir vizyonu bulunmadığını öne sürerek, ülkenin ekonomik olarak dağınık durumda bulunduğunu, insanların yaşam standardına doğrudan göz dikildiğini söyledi.
Akansoy, BRT’de Aziz Karaaziz’in programında açıklamalarda bulundu.
2025’in, 2024’ün devamı niteliğinde olacağını, ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerin belirsizliğine dikkat çeken Akansoy, “Her an her şeyin olabileceği bir yıl yaşadık, bu 2025’e de sarkacak. Bölgedeki gelişmeler her şeyi etkileyecek. Nereye gideceği belli olmayan bir sürecin içerisindeyiz.” dedi.
-“Hükümetin 2025 için herhangi bir vizyonu yok”
CTP’den verilen bilgiye göre, ülkede yaşanan sıkıntıların devam ettiğini vurgulayan Akansoy, “Bütçe görüşmelerini yeni bitirdik, ancak 2025’e dair umut verici bir öngörü yok. Hükümetin 2025 için herhangi bir vizyonu bulunmuyor.” dedi.
Yeni açılımlara ve ekonomik, sosyal ve siyasal değişimlere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Akansoy, “2027’ye kadar görevde kalma arzusu olan hükümetin 2025’e dönük herhangi bir politikası yok. Ancak değişim süreci hem dünyada hem de ülkemizde yaşanacaktır.” diye konuştu.
Akansoy, 13 yıldır iktidarda kalan Esad’ın 13 günde nasıl devrildiğine dikkat çekerek, değişim ihtiyacının küresel bir gerçek olduğunu dile getirdi. Asım Akansoy, “Kıbrıslı Türklerin de payına düşeni alacağı bir süreçten geçiyoruz. Ülkeyi yönetemeyen bir hükümet var, ciddi bir yönetim zafiyeti var. Ne vizyon ne de bir program mevcut. Kıbrıslı Türklerin demokratik değerlerle şekillenmiş yeni bir döneme girmesi şarttır.” dedi.
Bir hükümetin yol haritası olmasının önemine işaret eden Akansoy, “İcra makamı olarak ne yapacağını bilmesi lazım. Kuzey Kıbrıs’ın acilen gerekli reformları yaparak kendi ayakları üzerinde durabileceği bir sisteme yönelmesi lazım. Kıbrıslı Türkler çözümsüzlük şartlarında kendi kendini yönetebileceğini kanıtlamak zorundadır. Ancak bunun için irade Kıbrıslı Türklerde olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
-“Ekonomik ve sosyal reformlar şart”
Bütçenin yüzde 80’ini transfer giderlerinin oluşturduğunu belirten Akansoy, “Kurultay sürecinde 350 kişi geçici işçi olarak alındı, Kamu Hizmeti Komisyonu üzerinden ise öğretmenler hariç sadece 60 kişi işe alındı. Hem kamuda bir şişkinlik yaratılıyor hem de liyakat azalıyor. Bu durum korkunç bir verimsizlik üretiyor. Oysa kamu daha verimli olmalı.” dedi.
Akansoy, ekonomiyi büyütmenin öncelikli hedef olması gerektiğini ancak bunun plan ve program dahilinde yapılması ve hukuk ekseninden çıkmamasının şart olduğunu, kamu hizmetlerinde verimliliğin bugünkü yöntemlerle sağlanamayacağını, bu şartlarda mali disipline yönelerek hem tasarruf tedbirlerinin alınması hem de ekonomik büyümenin elzem olduğunu söyledi.
Hükümetin Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan protokoller dışında bir derdi olmadığını belirten Akansoy, oysa halkın yaşam standartlarının geliştirilmesine yönelik adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Asım Akansoy, “Bu halde insanlarımız geleceğini göremiyor. Halkın tepkisi, mutlaka seçimi getirir, ancak en büyük tehlike halkın siyasetten uzaklaşmasıdır. Siyaset kurumuna değil, yönetime tepki gösterilmeli. Beğenmiyorsanız değiştirirsiniz, mühür elinizdedir.” diye konuştu.
-“Alım gücünü korumak zorundayız”
CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, çalışanların hayat standardının korunmasının önemini vurgulayarak, maaşların hayat pahalılığı oranında artmasının bir hak olduğunu belirtti.
Akansoy, “Kamuya istihdamlar ihtiyaca göre alınmalı, partizanlıkla değil. Gelişi güzel alımlar ciddi sorunları beraberinde getiriyor. Alım gücünü ise korumak zorundayız. CTP olarak stabil para birimine endeksli muhasebe birimine geçişi savunuyoruz. Aksi halde sürekli enflasyon vergisi ödemek zorunda kalacağız.” dedi.
Kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması gerektiğini ifade eden Akansoy, “Ekonomik olarak dağınık bir durumdayız. Sadece çalışanların hayat pahalılığı oranını düzenlemekle sorunlar çözülmez. İnsanların yaşam standardına doğrudan göz dikiliyor. Ekonomiyi büyütmek, kayıt dışı ekonomiyi kontrol altına almak ve refahı artırmak şarttır” diyerek konuşmasını tamamladı.