Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar: Sel felaketinin acısını yüreğimizde hissettik

Published

on

Kastamonu’da sel felaketinin yaşandığı Bozkurt bölgesinde incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Sel felaketinin acısını yüreğimizde hissettik” dedi.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, 3 -7 Eylül tarihlerinde Ankara, Konya ve Kütahya’da düzenlenecek etkinliklere katılmak üzere bu sabah Türkiye’ye giden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ilk ziyaretini Kastamonu’da sel afetinin yaşandığı Bozkurt bölgesinde kurulan Kriz Koordinasyon Merkezi’ne gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, burada Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kastamonu Valisi Avni Çakır, AFAD yetkilileri ve Kıbrıs Gazileri tarafından karşılandı.

Karşılamaya müteakip AFAD merkezinde Cumhurbaşkanı Tatar’a, Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yaşanan sel felaketi ve yürütülen çalışmalarla ilgili sunum yapıldı.
Cumhurbaşkanı Tatar, burada yürütülen çalışmalarla ilgili yetkililerden bilgi almasının ardından, krizden etkilenen bölge halkı ve esnaf ile de bir araya geldi.

Bozkurt’ta yaptığı konuşmada “Bugün burada Anavatanımız Türkiye’nin tarihinde daha önce benzeri görülmemiş bir sel felaketine tanıklık etmiş halkımızın acılarını paylaşmak için bulunuyorum” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün Kastamonu’da yaşanan bu elim olayı ve sonrasındaki gelişmeleri, üzüntü içerisinde, yüreğinde hissettiğine dikkat çekti
Sel afeti nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet,  yakınlarına ve ailelerine sabırlar dileyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türk milletine başsağlığı diledi.

Kastamonu’nun Kıbrıs Türk halkının gönlündeki yerinin ayrı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Modern Türkiye’nin temellerinin kılık kıyafet ve şapka inkılabının bu topraklarda atılması, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin son perdesi olan, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’ndaki önemi büyük olan, dönemin Başbakanı Merhum Bülent Ecevit’in baba ocağının Kastamonu olması, bizim için bu güzide ilimizi farklı kıldığını belirtmek isterim” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesinde birçok Kastamonulunun ön saflarda yer aldığını da vurguladı.

“Sadece 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda değil, Kurtuluş Savaşı’nda işgal görmediği halde vatanı için en çok şehit vermiş olması, Kurtuluş Savaşı’nın seyrini değiştiren, deniz yoluyla gelen cephaneleri kağnılarla cephelere taşıyan Kastamonu halkının, ne kadar vatansever, ne kadar milliyetçi olduğunun apaçık göstergesidir” şeklinde konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Tatar, sel afetinden etkilenen Bozkurt ilçesinde incelemelerde bulunurken kahraman Türk komandolarının ilçe merkezindeki hummalı çalışmalarına şahit olduğunu dile getirerek “Türk askeri ruhu işte budur… Nerede zor durumda bir mazlum varsa Türk askeri orada…” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, şahit olduğu görüntülerinin, 1960’lardaki Kıbrıs’ta yaşanılanları gözler önüne getirdiğini, Bozkurt’ta bugün yaşananları çok iyi anladığını vurguladı.

“Eminim ki burada da güçlü Anavatanımız,  Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir birinden kıymetli bakanlarımız, yöneticilerimiz ve en önemlisi Türkiye’nin dört bir yanından gelen yardımlar sayesinde bu felaketin yaraları kısa zamanda sarılacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türk milletinin kenetlendiğinde her zorluğun üstesinden geleceğine inanç belirtti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk milletinin gücünü hissetmenin Kıbrıs Türk halkına bir umut ışığı olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasının sonunda, sel felaketinden etkilenen Bozkurt ilçesini bir dahaki ziyaretinde eskisinden daha güzel, daha mutlu, daha huzurlu göreceğine inanç belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, “Rum yönetimi sınır kapılarındaki caydırıcı uygulamalar, güneydeki turizm aktörlerine ek destek ve teşvikler vererek, kısıtlı ve taraflı yanlış bilgilendirmelerle turistlerin kuzeye geçişini engellemekte ve zorlaştırmaktadır.” dedi.

Üstel, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliğince (AKTOB) bu yıl Antalya’da 15’incisi düzenlenen “Uluslararası Resort Turizm Kongresi”nin açılışında yaptığı konuşmada, turizmin barışın, refahın ve ortak geleceğin dili olduğunu söyledi.

Turizmin bir ekonomik faaliyet olmasının yanı sıra toplumların birbirini anlamasını, kültürlerin kaynaşmasını ve barışın yerleşmesinin sağladığını dile getiren Üstel, Kıbrıs Türk halkı için turizmin kalkınmanın ana damarlarından biri, refahı büyüten en stratejik sektör anlamına geldiğini kaydetti.

Siyasi istikrarın turizmin en büyük güvencesi olduğuna dikkati çeken Üstel, KKTC’de son yıllarda yakalanan siyasi istikrarın turizme yapılan yatırımların en büyük itici gücü olduğunu vurguladı.

“Siyasi istikrar yoksa turizm de sürdürülebilir başarı da yoktur.” ifadesini kullanan Üstel, KKTC’de atılan tüm adımların turizmcinin önünü açan, yatırımı cesaretlendiren, erişilebilirliği artıran, tanıtım kapasitesini büyüten bir anlayış ile şekillendiğinin altını çizdi.

KKTC turizminin, Rum yönetiminin yıllardır sürdürdüğü sistematik engellemelere, çıkardıkları zorluklara rağmen büyüyen, gelişen ve güçlenen bir sektör olduğunu anlatan Üstel, “Rum yönetiminin engellemeleri modern dünyanın turizm anlayışıyla, AB’nin kendi ilan ettiği değerlerle, uluslararası seyahat özgürlüğü ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Direk uçuşların engellenmesi çağdışıdır. KKTC’ye doğrudan uçuşların hala siyasi nedenlerle engellenmesi turizmimizin hızını ve çeşitliliğini olumsuz etkilemektedir. Havacılık alanındaki kısıtlamalar turistin ulaşım süresinin gereksiz yere uzatılması ve maliyetleri arttırması tamamen siyasi bir tercihtir. Bunun insani ve ticari bir gerçeği yoktur.” diye konuştu.

– “Turistin adanın iki tarafına da özgürce gezmesi gerekmektedir”

Güneye gelen turistlerin Kuzey Kıbrıs’a geçişinin engellenmesinin turizm etiğine aykırı olduğunu belirten Üstel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Güney Kıbrıs’a gelen birçok yabancı turist Kıbrıs’ın tümünü görmek istemektedir. Fakat Rum yönetimi sınır kapılarındaki caydırıcı uygulamalar, güneydeki turizm aktörlerine ek destek ve teşvikler vererek, kısıtlı ve taraflı yanlış bilgilendirmeler ile turistlerin kuzeye geçişini engellemekte ve zorlaştırmaktadır. Bu yalnızca Kuzey Kıbrıs Türk turizmine değil adadaki insanla etkileşime, karşılıklı işbirliğine ve kültürel barışa da zarar veriyor. Turist korkutulacak değil misafir edilecek kişidir. Turistin adanın iki tarafına da özgürce gezmesi gerekmektedir. Ulaşım ambargoları turizmin ruhuna aykırıdır. KKTC, hava ulaşımından ticari taşımacılığa spor ve kültür organizasyonlarında turizmin tanıtımına kadar 40 yıldır siyasi ambargolarla engellenmektedir. Bilinmesini isterim ki hiçbir ambargo Kıbrıs Türk halkının iradesinden, üretiminden ve turizm vizyonundan daha güçlü değildir. Bu baskılar bizi durduramaz. Tam tersine daha üretken daha yenilikçi ve daha dayanıklı bir turizm modeli geliştirmeye katkı sağlamaktadır.”

KKTC’yi ayakta tutanın stratejik yatırımlar olduğunu dile getiren Üstel, siyasi engellemelere rağmen KKTC turizminin Akdeniz’in yükselen destinasyonlarından biri haline geldiğini kaydetti.

Üstel, bu durumu mümkün kılanın, Türkiye’nin desteğiyle yapılan stratejik yatırımlar ve turizm konusunda attıkları adımlar olduğunu ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Rum Yönetimi Başkan Nikos Hristodulidis, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile bugün ara bölgede gerçekleştirilen görüşme sonrasında yaptığı açıklamada “asıl konuyu, müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlaması konusunu hedefleyen bir sürece giriyoruz” ifadesini kullandı.

“Kathimerini” gazetesinin haber sitesine göre Hristodulidis, “bugünkü görüşmede müzakere olmadığını, Erhürman’ın bazı konuları gündeme getirdiğini, kendisinin de bazı başka konuları gündeme getirdiğini” belirterek, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin ile ortak görüşme yapılmasında uzlaşılmasının “olumlu bir olay olduğunu” vurguladı.

Rum Radyo Televizyon Kurumu RİK’in haberinde ise Hristodulidis’in, Holguin’in 5 ve 6 Aralık tarihlerinde liderlerle görüşeceğini söylediğini aktardı.

Habere göre Hristodulidis ayrıca, bugünkü görüşmede müzakerecilerin, hem Holguin’le ortak görüşmenin hem de yeni gayrı resmi konferansın hazırlıkları için görüşmelere başlamaları kararının alındığını da vurguladı.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıslı Türk lider Tufan Erhürman, Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis ile ilk görüşmesinde masaya 10 maddelik öneri paketi koyduğunu kaydetti.

Erhürman ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Mehmet Dana’nın müzakereci olacağını da ifade etti.

Erhürman, görüşmede iki tarafın temsilcilerinin gerekli durumlarda düzenli aralıklarla bir araya gelmesi konusunda mutabık kaldığını söyledi. “Temsilcilerimize tam yetki verdik, ihtiyaç duyuldukça bir araya gelecekler. Biz de gerekirse yeniden görüşebiliriz” ifadesini kullandı.

Görüşmenin bir saat 15 dakikası heyetler arası, 15 dakikası ise liderlerin baş başa temasları şeklinde yapıldı.

Erhürman, öngörülen “5+1” formatındaki yeni konferans öncesinde bazı konularda uzlaşma sağlanmasının hem BM Genel Sekreteri María Angela Holguín Cuéllar’ın ziyaretini hem de süreci olumlu etkileyeceğini vurguladı. Öne çıkan başlıklar arasında “yeni geçiş noktalarının açılması” ve ara bölgedeki güneş paneli önerisi yer aldı.

Erhürman, 5’inci Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Hristodulidis’in bugüne kadar ele aldığı başlıkların odakta olmaya devam edeceğini ve 5+1 toplantısı öncesi bazı uzlaşmaların sağlanmasının sürece olumlu katkı yapacağını ifade etti.

Erhürman çözüm atmosferinin yaratılmasına yönelik 10 maddelik öneri paketi sunduğunu kaydetti.

Erhürman bu başlıkları da basın toplantısında açıkladı: 

  • Karma evlilikler ve vatandaşlık hakkı
  • Eşlerin güneyde ehliyet ve araç kullanabilmesi
  • Kuzeyde doğanların güneye geçememesi sorunu
  • Metehan’da üç kabinli geçiş düzenlemesi
  • Bostancı ve Derinya’da geçişlerin kolaylaştırılması
  • Gençlik Teknik Komitesi kapsamında U14 dostluk maçları önerisi
  • Kayıp Şahıslar Komitesi ve bayrak yakma eylemlerinin çözüm atmosferine etkisi
  • İki liderin karşılıklı ziyaret önerisi
  • Mülkiyetle ilgili tutuklamaların ve yargı süreçlerinin olumsuz etkileri
  • Yeşil Hat tüzüğü kapsamındaki ticarette yaşanan sıkıntılar
  • Hellim konusunda sözleşme imzalanmasının gerekliliği
  • Crans-Montana sonrası kaldırılan AB Ad-hoc Komitesi’nin yeniden kurulması
  • Güvenlik kuvvetleri arasında iletişim kanalının oluşturulması

Devamını Oku

Trending

Reklam