Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Saner: Faiz Sucuoğlu doğruları konuşmuyor

UBP Genel Başkanı, Başbakan Ersan Saner, katıldığı  canlı yayında, UBP Kurultayı, hükümet çalışmaları ve güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Saner, kurultay yarışında diğer adayların bazı ifadelerini yanıtlarken, geleceğe yönelik önemli mesajla

Published

on

Saner: Faiz Sucuoğlu doğruları konuşmuyor

UBP Genel Başkanı, Başbakan Ersan Saner, katıldığı  canlı yayında, UBP Kurultayı, hükümet çalışmaları ve güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Saner, kurultay yarışında diğer adayların bazı ifadelerini yanıtlarken, geleceğe yönelik önemli mesajlar verdi.

Başbakanlık Dönemi İcraaatları…

Başbakan Saner, “ Ankara ile ilişkilerimiz iyi diyorlar. Arkadaşlarımız ortaya somut veri koyması lazım. Ben açıkca diyorum ki göreve devam edeceğimizde KKTC’yi Ankara’nın desteği ile şantiye haline getireceğiz. 322 Km yol yapavağız dedik. 95 Km tamamlandı. Boş konuşma değil. Fiziken, reel olarak hayata geçmiştir. Başbakanlık görevim süresince geçmişe oranla kıyas yapan herkes ülkenin gelişmesi yönünde pozitif katkıyı görüyor zaten” dedi.

E-devlet’e verdikleri önem açısından binasın inşasına başlandığına işaret eden Saner, yeni büyük hastanenin temelinin 15 Kasım’da atılacağını hatırlattı.
Başbakan Saner, Yeni Havalimanı’nın açılması için inşaat yanında bazı prosedürel sorunları çözdüklerini, yakında hizmete gireceğine işaret etti.

Toplam 762 Bin Aşı ile büyük bir potansiyel sağladıklarını, ancak aşılamanın yeterli olmadığını ifade eden Saner, eğitim ve turizmde ülkenin önünün açılması için planlama yaptıklarını kaydetti.
Özel sektöre 90 Milyon TL destek verdiklerini anımsatan Saner, bu desteğin süreceğini söyledi.

UBP KURULTAYI…

UBP üyesinin tarih boyunca başkanına sahip çıktığına vurgu yapan Saner, mevcut pandemi şartları ve mali tablo içerisinde yapılan hizmetlerin, icraatların karşılığını göreceklerine inandıklarını kaydetti ve “ İnancım odur ki; üyemiz bize de sahip çıkacaktır. Bizlere güvenmektedir. Bu güveni yenileyip yolumuza devam edeceğiz. Çünkü yapacak daha çok işimiz var” dedi.
“Basamakları birer birer çıkıp, başkanlığa gelen bir kardeşinizim” diyen Saner, UBP içinde hizmet vermediği nokta kalmadığını; Belediye Meclis üyeliğinden, İlçe Yönetimine; Parti Meclisi üyeliğinden Genel Sekreter Yardımcılığı, Genel Sekterlik ve Genel Başkanlık olmak üzere pek çok görev üstlendiğini hatırlattı.
Saner, “Tüzükte yapılması planlanan değişikliklerle ilgili, ‘oyundan sonra kuralları değişiyorsunuz’ diyorlar ya; örneğin Genel Sekreterlik görevini kaldırıp, Genel Başkan Yardımcılığını koysak, Genel Başkan Birinci Yardımcısı Milletvekili olsun koşulu koysak ve aynen Genel Sekreter gibi Parti Meclisi’nde seçilse, ne farkı olacaktı? Bu demokratik bir yapı ama kabul görmedi. Neden? Çünkü Ersan Saner önerdi. Bunu er ya da geç yapacağım. Bakın söylüyorum, yapacağım. Bu partinin geleceği buradan geçer.” dedi.
Parti içerisindeki tartışmaların sona ermesi, birlik ve beraberliğin sağlanması gerektiğini vurgulayan Saner, “biz tek başımıza iktidarı zorlamaktayız. Yarın bu tartışmalar bitse, biz tek başımıza iktidarız” şeklinde konuştu.

TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ

UBP Genel Başkanı Başbakan Ersan Saner, hükümet çalışmaları yanında partinin ihtiyaç duyduğu, günün koşullarına uygun değişiklikleri de gündeme getirdiklerini söyledi.
Saner, “Partinin neye ihtiyacı var, bunu çok iyi biliyorum. Sıkıntıların ne olduğunu bilip, müdahale ediyorum. Maalesef aynı anlayışı karşı tarafta pek görmedim” dedi.

Saner, “Tüzükte yapılması planlanan değişikliklerle ilgili, ‘oyundan sonra kuralları değişiyorsunuz’ diyorlar ya; örneğin Genel Sekreterlik görevini kaldırıp, Genel Başkan Yardımcılığını koysak, Genel Başkan Birinci Yardımcısı Milletvekili olsun koşulu koysak ve aynen Genel Sekreter gibi Parti Meclisi’nde seçilse, ne farkı olacaktı? Bu demokratik bir yapı ama kabul görmedi. Neden? Çünkü Ersan Saner önerdi. Bunu er ya da geç yapacağım. Bakın söylüyorum, yapacağım. Bu partinin geleceği buradan geçer.” şeklinde konuştu.

“Önce evet sonra hayır dediler”

Başbakan Saner, Tüzük değişikliği önerileri ve Kurultay ile ilgili Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan toplantıda 8 maddelik öneriler dizisinin 4 maddesinde ‘Zorlu Töre dışında’ herkesin uzlaştığını, daha sonra konunun Parti Meclisi’ne gittiğini, ancak Faiz Sucuoğlu’nun bu kez ‘hayır’ oyu kullandığını hatırlattı.
Saner, “ Faiz Bey’in gelgitleri var, bu ilk defası değil. Bakanlık görevinden alındı, geri dönmem dedi, sonra geri döndü. Başkan adayı oldu, geri çekildi, şimdi tekrar aday oldu.” dedi.

Sucuoğlu’nun, “Başbakan beni konuşturmasın” sözlerinin hatırlatılması üzerine Saner, “Eğer bildiği şeyler varsa anlatsın. Ben de anlatayım. Sayın Sucuoğlu’nun doğruları söyleme noktasında ciddi zafiyetleri var. Benim adım en ufak bir şaibeye karışmadı. Benim gibi temiz siyasetçi varsa, gelsin yolları birlikte yürüyelim” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanlığı’ndaki toplantıdaki uzlaşıya rağmen, geniş yetki için konuyu Parti Meclisi’ne götürdüklerini ve onay aldıklarını anımsatan Saner, “Tarihte bir ilktir, MYK ve Parti Meclisi’nin onayladığı bir konuda ısrarla ‘yapılmaması’ için çaba sarf edilsin. Neden bu ısrar? Çünkü Ersan Saner önerdi” şeklinde konuştu.
Saner, “Parti MYK’sı ve Meclisi’nin aldığı kararı tek başıma bozmam. İstesem, çok rahat bir şekilde ‘kurultay 6 ilçede yapılacak’ derdim. Sonra konuyu mahkemeye giderdi. Ama demokrasiye inanıyorum” dedi.

“ 17 Bin 500 kişiyi bir yerde toplamak istemedik”
Saner şöyle devam etti:
, “6 ilçede yapsak, pandemi sürecinde, insan topluluğunu minimize edebilirdik. Ayrıca katılım daha fazla olacaktı. Fakat arkadaşlar, ‘bizim oradaki görkemli kalabalığa ihtiyacımız var’ diyorlar. Be arkadaşlar, bu görkemli kalabalığı pandemi içinde yapamayız. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi kararlarına göre çizilen sınıra uymalıyız. Biz hükümetteyiz, bizim bu gibi kurallara daha çok dikkat etmemiz gerek. Ben görüşümü bu çerçevede savundum. Çünkü mantık, 17 bin 500 kişiyi bir yerde toplamamaktı. Ama inadı kırmak için tamam dedim, ‘asla sorumluluk almayacağımı’ da belirttim. Bu kadar kişinin tek bir yere gelip, bir günde oy kullanması fiziki anlamda mümkün değil. İlle herkes Lefkoşa’ya gelecek. Benim önerimi uygulasaydık, katılım yüzde 20 ila 30 oranında artardı.”

“İki bölge önerisi Sucuoğlu’na ait”
Kurultayın iki bölgeli olması önerinin Faiz Sucuoğlu’ndan geldiğine işaret eden Saner, “Sayın Sucuoğlu, bir Gazimağusa Milletvekilimizden iki bölgeli seçimi önermesini rica etti. Söylediğim Millietvekilini kendisinin yanında sanıyor ama değil. Sözünü ettiğim vekilin adını veririm, arayıp sorarsınız. Eğer bu bilgiyi reddederse, sizden ve Faiz Bey’den özür dilerim” dedi.
Faiz Sucuoğlu’’nun, “Başbakan beni konuşturmasın… Konuşursam…” sözlerinin tekrardan sorulması üzerine Saner, “Çıksın açık yüreklilikle her şeyi konuşsun. İlişkilerini düzeltti mi? Çıksın açıklasın, herkes de öğrensin. Benim içim dışım bir. Sakladığım bir şey yok. İcraatlarım ortada. Çıksın ne açıklayacaksa açıklasın, ne sarsılacaksa sarsılsın, bu deprem bitsin de artçıları görelim sonra” ifadelerini kullandı.
Saner, “ Faiz bey herşeyi söylüyor. Ben kendisi gibi atanarak bakan olmadım. Benim atanarak başladığım yer yok. Seçilerek başladığım görev var. Seçilmezsem takdir üyemindir derim” diye ekledi.
“Yüzlerce insana bürokratlık, bakanlık sözü verenler var”
UBP Genel Başkanı Başbakan Saner, kurultay sürecinde, oy uğruna sözlerin, vaadlerin havada uçtuğunu belirterek, “Yüzlerce bürokratlık, bakanlık sözü veriyorlar. Benim UBP’lilere tek sözüm var. Tek başına iktidar… Doğru karar bizi tek başına iktidar yapar…Ben parti içinde kavgadan yana değilim ben partimi tek başına iktidara taşımak için kavgamı sokakta veririm” ifadelerini kullandı

“ Seçim Yasasına karşı durmak UBP’ye yakışmaz”

Saner, Meclis açılmazsa oturup meclis grubunda ve parti meclisinde değerlendireceklerini aktardı.
“Faiz Sucuoğlu, meclisi açmayıp erken seçime gideceğinizi söylediğinizi söylüyor” şeklindeki sözleri üzerine Saner, “ Bunu yayacak olsam, az önceki kararlı ve samimi açıklamaları yapmazdım” dedi.
Seçim ve Halkoylaması Yasası’na atfen kurultayın 3 yılda bir olması gerektiğine işaret eden Saner, “ Ansızın erken seçime gidersek, kurultay olmaması UBP’ye yakışmaz. Biz Anavatan Türkiye ile yakaladığımız istikrarın ve iletişimin devamı için şu anda üyelerimizden destek istiyorum şu anda… Bu desteği alacağımızdan da eminiz” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Öztürkler:İnsani değerlere ve vicdanlara da yöneltilmiş bir saldırıdır

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan ve içinde 12 insan hakları savunucusunun bulunduğu Madleen gemisine İsrail ordusu tarafından düzenlenen saldırıyı kınadı.

Öztürkler, Uluslararası hukuka ve temel insan haklarına açıkça aykırı olan bu saldırıyı, yalnızca yardımsever insanlara değil, aynı zamanda insani değerlere ve vicdanlara da yöneltilmiş bir saldırı olarak gördüklerini belirtti.

Kıbrıs Türk halkı olarak Filistin halkının yanında olmaya devam edeceklerini dile getiren Öztürkler: “Temennimiz, İsrail hükümetinin, uluslararası hukuk normlarına uyarak, sivillere ve sivil girişimlere yönelik saldırılarını bir an önce durdurmasıdır.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar, Gazze’ye yardım taşıyan gemiye İsrail’in el koymasını kınadı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Gazzeye’de yardım taşıyan ‘Madleen’ adlı gemiye uluslararası sularda seyrettiği müdahale eden İsrail’i kınadı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, gemiye yapılan saldırıya yönelik yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:

“Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan ‘Madleen’ adlı gemiye uluslararası sularda seyrettiği esnada İsrail güçlerince müdahalede bulunulması ve yardım almak için toplanan halka ateş açılması kabul edilemez bir insan hakları ihlalidir. İsrail’in yapmış olduğu bu terör içerikli eylemi ve soykırım girişimlerini kınıyor, tutuklanan aktivistler ve mürettebatın en erken zamanda serbest bırakılmasını temenni ediyorum.”

Gemide Özgürlük Filosu Koalisyonu’ndan Avrupa Parlamentosu (AP) Fransız üyesi Rima Hassan ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar’ın yanı sıra Türkiye’den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilya’dan Thiago Avila, İspanya’dan Sergio Toribio, Hollanda’dan Marco van Rennes, Fransa’dan Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad bulunuyor.

Devamını Oku

Kıbrıs

Bienal Lefkoşa sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor: Sanatçılara açık çağrı

Published

on

By

Bienal Lefkoşa, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin himayesinde, Arkhe tarafından düzenlenen ve Vedat Kaner Vakfı’nın ana sponsoru olarak desteklediği ilk edisyonunu ile sonbaharda sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

7 Kasım-6 Aralık tarihleri arasında başkentte yapılacak bienalin teması “Compassion/Merhamet” olarak belirlendi.

Bineali İran kökenli Fransız grafik tasarımcısı Hervé Matine başkanlığındaki bir küratoryal ve seçici komite yürütecek.

Bienal, başkentin farklı mekanlarında sanat aracılığıyla, bireysel ve toplumsal düzeyde yüzleşmelere ve yeniden düşünmeye alan açmayı hedefliyor.

“Merhamet” temasına odaklanılarak, katılım çağrısı yapılan Bienal Lefkoşa’ya başvurular başladı.

Yerel ve uluslararası sanatçılara açık olan bu çağrı, tüm disiplinlerden sanatçıları projelerini bienal için sunmaya davet ediyor.

Şu ana kadar Kıbrıs, Türkiye, İtalya, Fransa, Brezilya ve Lübnan’dan birçok başvuru yapıldı.

Başvurularının 1 Ağustos 2025 tarihine kadar www.bienallefkosa.com üzerinden yapılması gerekiyor.

Katılım koşulları ve detaylı bilgi, Arkhe ve Bienal Lefkoşa’nın web sitesinden takip edilebiliyor.

Arkhe Direktörü Halil Duranay ve Arkhe Koordinatörü İlkem Tunar, yerel ve uluslararası sanatçılar arasında bir buluşma noktası haline gelmesi beklenen Lefkoşa bienalinin ilk edisyonu hakkında Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuştu.

– “İlk kez ‘Lefkoşa bienali’ adıyla bir sanat organizasyonu yapılacak”

Arhke Direktörü Halil Duranay, Kuzey Kıbrıs’ta, daha önce, büyük ölçekte çok önemli sanat etkinliklerinin yapıldığını ama ilk kez “bienal” adını kullanarak bu çatı altında uluslararası bir kent sanat organizasyonu yapılacağını söyledi.

“Bienal” adını kullanmanın iddialı olabileceğini ancak geçen yıl Arkhe’nin kuruluşundan bu yana gündemde olan bienal projesinin zamanı geldiğine inandıklarını ifade eden Duranay, “Bu kent, çok önemli bir kültürel mirasa sahip. Biz de, bu mirasın; doğru mekan, doğru zaman ve doğru dönemle alakalı bir sürece geldiğini düşünüyoruz. Bienal projesini hayata geçirmeyi istiyoruz… Bienal fikri bundan dolayı baskın.” dedi.

Geçen yıl, Lefkoşa bienaline giriş projesi olan Eklektik Manifest’i yaptıkların ve bunun bienalin bir laboratuvar deneyi olduğunu anlatan Duranay, bu proje ile hem çalıştıkları kurumların hem de kendi kapasitelerini etüt etme fırsatı bulduklarını belirtti.

Duranay, “Eklektik Manifest ile farklı şeyleri, farklı yerlere nasıl uygulayabiliriz, kurgulayabiliriz diye kendimizi sınadık. Eklektik Manifest’te sorunlar oldu mu? Tabii ki oldu. Belediyenin de bu konuda ilk girişimi. Hepimiz bazı şeyleri yolda öğreniyoruz” şeklinde konuştu.

Eklektik Manifest’te açık çağrı yapılmaması konusunda bazı eleştiriler aldıklarını aktaran Duranay, “Eklektik Manifest’te, açık çağrı olmadan sanatçılara kendimiz teklifle gittik. Aslında bu, bir yöntemdi. Bununla ilgili eleştiriler yapıldı, haklılık payları da var, yok değil” diyerek, Lefkoşa bienalinin çok daha katılımcı ve demokratik bir şekilde yapılacağını vurguladı.

Yedi hafta süren ve üç ana sergi mekanında gerçekleşen Eklektik Manifest’e iyi bir katılım olduğunu da belirten Duranay, Elektik Manifest’e katılım oranını, şu an dünyadaki en önemli bienallerden biri olarak nitelendirilen İstanbul Bienali’nin başlangıç süreciyle kıyasladıklarını belirterek şu bilgileri paylaştı:

“25 Eylül-15 Kasım 1987 tarihleri arasında düzenlenen Birinci İstanbul Bienali, toplam beş mekânda yapıldı ve 70 sanatçı ağırladı. Bienal yapıldığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) resmi verilerine göre kentin nüfusu 6.303.200 kişiydi. Bienal’in kayıt edilmiş resmi ziyaretçi sayısı ise 4.500 kişiydi. 17 Eylül–20 Kasım 2022 arasında düzenlenen 17. İstanbul Bienali ise toplam 12 mekân ve 50’den fazla kafe, lokanta, kitabevi, sinema vb. alan kullandı. 2022’deki resmi olmayan verilere göre kentin nüfusu 15.655.924 kişi, Bienal’e katılan resmi ziyaretçi sayısı ise 160.000 kişi olarak kaydedildi. Eklektik Manifest’te ise 20 sanatçının eserleri sergilendi, performans ve paneller yer aldı ve 1.500’den fazla kişi ziyaret etti. Tüm bunlara baktığımızda ve kendi nüfus oranımıza göre değerlendirdiğimizde Etkinlik Manifest’e katılım gayet başarılı. Bu açıdan insanlarla ilişki kurabilen bir sanat organizasyonu oldu diyebiliriz.”

– Tema: Compassion/Merhamet

Duranay, Bienal Lefkoşa’nın ilk edisyonunun temasının rahat algılanan ve herkesi ilgilendiren bir kavram olması düşüncesinden hareketle “Compassion/Merhamet” olarak belirlediklerini söyledi.

Merhametin, hem kişisel hem de kolektif anlamlar taşıyan bir kavram olduğunu belirten Duranay, temanın ortaya çıkış sürecini şöyle anlattı: “Hervé Matine ile Lefkoşa turu yaptığımız esnada, bienal surecini ve ayrıca dünyada ve ülkelerimizdeki sorunları uzun uzun tartıştık. Bu tartışmaların sonunda, galiba bizim en çok ‘merhamete’ ihtiyacımız var dedik. Aslında aradığımız o tek kelime merhametti.”

Susan Sontag’ın ‘Başkalarının Acılarına Bakmak’ kitabına atıfta bulunarak bienalin temasının şekillendiğini anlatan Duranay, şunları söyledi:

“Biz, ötekilere bakarken merhameti içimizde ‘pasif’ bir şey olarak mı yaşıyoruz? Yoksa güçlü bir merhamet kavgasının ‘aktif’ bir eyleme mi dayanması gerekiyor? Sontag’ın kitap boyunca tartıştığı mesele bu aslında. Dolayısıyla, biz de bizim merhamet algımızı oraya atıfta bulunarak çıktık. Yani, bizim kendi problemlerimiz dışında ‘ötekilerin problemleri’ de var. Şu an, bilimsel istatistikler şunu gösteriyor: ‘Çok kısa bir zaman içinde, dünya nüfusu şu ankinden çok daha yüksek bir seviyeye çıkacak ama bununla beraber dünyanın kaynakları süratle tükeniyor’. Bu aciliyet durumunda daha fazla yozlaşmanın, totaliterleşmenin, bencilliğin ve adaletsizliğin ortaya çıktığını görüyoruz ve bu noktada ‘merhameti’ kaybetmeye başladık. Yani oradaki merhamet aslında bizim dışımızda ‘ötekini’ de anlamanın önemli araçlarından biri. Bizim vurgu yaptığımız ‘merhamet’ bu. Bu sadece seni, beni değil, dünya genelindeki herkesi ilgilendiriyor. Bu, çok da Kıbrıs’a da ait bir problem değil, küresel bir sıkıntıdan bahsediyoruz…”

– Bienal ekibi… Küratoryal ve seçici komite

Arkhe’nin düzenlediği Bienal Lefkoşa’nın Vedat Kaner Vakfı’nın ana sponsorluğunda ve Design House Stockholm ve Poster for Tomorrow’un destekleriyle gerçekleşecek.

Bienal ekibi, bienal koordinatörü Halil Durunay, uluslararası operasyon sorumlusu İlkem Tunar, ulusal operasyon sorumlusu Bilgen Anayasa, iletişim sorumlusu Atıf Müezzinler ve tasarım sorumlusu Murat Zengi ile bienal sahne ve performans koordiantoru Handan Ergiydiren’den oluşuyor.

Küratoryal ve seçici komitede ise, Hervé Matine’ye; Kanada kökenli İtalya’da yaşayan tasarımcı Ginette Caron, Kıbrıs’tan tasarımcı ve akademisyen Senih Çavuşoğlu ile İspanya’da yaşayan sanatçı ve Arkhe Yönetim Kurulu üyesi Aslı Bolayır eşlik edecek.

Bu dört kişilik komite, bienale başvuruları değerlendirecek ve sanatsal projelerin seçiminde rol oynayacak. Ayrıca, eserlerin secimi sonrasında eserleri uygulayan küratoryal kurul olarak görev yapacak.

– Mekanlar ve süreç

Bienalin ana merkezinin surlariçi olacağını belirten Duranay, şu ana kadar, Kültür Dairesi ve Vakıflar’la yapılan görüşmelerle, Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi (AKM), İsmet Vehit Güney Sergi Salonu ve Bedesten’in bienalde kullanılacak mekanlardan bazıları olarak belirlendiğini söyledi. Arasta, Bandabulya gibi ikonik alanları ise kamusal operasyonlar için düşündüklerini ekledi.

Ağustos sonunda seçilen sanatçıların açıklanacağını belirten Duranay, eylülde kuratöryel ekibin seçilen eserlerin hangi alanda sergileneceğine karar verileceğini ve ekimde tüm hazırlıkların tamamlanmasının hedeflendiğini aktardı.

– Bienal, bir şehri dahil edecek bir proje

Duranay, mart ayında, sanatçılara, sanat derneklerine, kültür endüstrisinde çalışanlara yönelik düzenledikleri açık formumda katılımcıların Eklektik Manifest ile ilgili görüş ve eleştirilerini dinlediklerini, Bienal Lefkoşa fikrini sunduklarını anlatarak, katılımcı bir şekilde yürüttükleri bienal sürecinde yeni forumlar düzenlemeyi planladıklarını da söyledi.

Koordinatör İlkem Tunar ise, “Bienal, bir şehri dahil edecek bir proje. Şehirdeki insanlar dahil olsunlar istiyoruz. ‘Bunlar bir şeyler yapıyor, nedir acaba yaptıkları?’ demek yerine dil, herkesin dahil olacağı bir etkinlik olsun istiyoruz… Bienal projesi herkesi etkileyecek bir proje. Bienalde surlariçinde olacağız, yani bu bienal sayesinde surlariçinde bir hareketlilik olacak ve biz bu bienali insanların sahiplenmesini istiyoruz” dedi.

– Bienalin kentin üzerinde etkileri

Duranay da, bienalin sadece büyük ölçekli bir sanat etkinliği olmadığını, kentin ekonomik gelişimi ve uluslararası tanınırlığın artırılması üzerinde önemli etkileri olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:

”Bienalin gerçekleştiği dönem, kent ekonomisi ve turizmi için hareketlilik demek. Özellikle kasım ayında sokak tansiyonunun yavaş yavaş düşeceği, insanların kapalı alanlara girmeye başlayacağı bir ay içerisinde bienal ile yeni bir ilgi alanı oluşturacaksınız. Eğer bu süreç başarılı olursa ve 2027’de bienalin ikinci edisyonu hayata geçirebilirsek bu şu anlama gelecek: Her iki yılda bir kasım ayında kentte bienal yapılacak ve insanlar yurt dışından bienal için Lefkoşa’ya gelecek. Bu bir ajanda haline gelecek.”

Bienallerin kent esnafı için de fırsatlar yaratacağını belirten Duranay, yerel üreticilerin bienale özel üretimler yaparak sürece katılmalarını önemsediklerini söyledi ve “Mesela bir yerel kahve firması, sınırlı sayıda bienale özel tasarımla üretilmiş kahve paketleri hazırlayabilir ya da özel fincanlar üretebilir. Biz, bu süreci sadece sanatçılarla değil, kentin tüm bileşenleriyle birlikte yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

– “Sanatla çok fazla teması olmayan kişilere de hitap edecek bir bienal”

Bienalin daha geniş ölçekte bir sanat etkinliği olacağını, sanatla çok fazla mesaisi olmayan insanların da ilgisini çekmek ve onları da bienal sürecine dahil etmek için bazı stratejiler üzerinde çalıştıklarını da anlatan Duranay, ilk ve orta öğrenim ile üniversite öğrencilerini hem izleyici hem de katılımcı olarak bienale katmayı hedeflediklerini; birçok bienalde uygulanan “bienal gönüllülüğü” ile “rehberli tur programı”nı da uygulamayı planladıklarını anlattı.

Kamusal alanlarda bienale özel bazı uygulamalar düşündüklerinden de bahseden Duranay, bienalde hatıralık ve hediyelik olarak bazı ürünler üzerinde çalıştıklarını, bununla bienali insanların gündelik hayatlarına katmayı hedeflediklerini kaydetti. Duranay, “Bienal Lefkoşa’nın, sanatla çok fazla teması olmayan insanların da ilgisini çekeceğini düşünüyoruz” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam