Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Akçay’daki Rauf Raif Denktaş Parkı açıldı

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın adını taşıyan parkın açılışı Akçay’da yapıldı. İstiklal Marşı ve Saygı Duruşu ile başlayan açılış töreninde, Fikri Karayel İlkokulu öğrencilerinden Nehir Sağciğer ile Hamza İşgi günün anlam ve önemini belirten kon

Published

on

Akçay’daki Rauf Raif Denktaş Parkı açıldı

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın adını taşıyan parkın açılışı Akçay’da yapıldı.

İstiklal Marşı ve Saygı Duruşu ile başlayan açılış töreninde, Fikri Karayel İlkokulu öğrencilerinden Nehir Sağciğer ile Hamza İşgi günün anlam ve önemini belirten konuşmalarını yaptılar.

Törende konuşan Akçay Muhtarı ve Rauf Raif Denktaş Vakıfı Komitesi adına konuşan Uğur Dereliköylü, projenin gerçekleşmesi için girişimlerde bulunduklarını anlatarak, destek verenlere teşekkür etti.

Rauf Raif Denktaş Vakfı adına konuşan Orhan Kürşat de, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın adının yaşatılması için belli süreçlerden geçildiğini belirtti ve emeği geçenlere teşekkür etti.

Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar da, isim ve anıların yaşatılmasının önemine işaret ederek, bunun gelecek nesiller için de örnek teşkil edeceğini ifade etti.

Başbakan Ersan Saner de, Denktaş isminin KKTC ile özdeşleştiğini belirterek KKTC’de herkesin Denktaş’a sevgi ve saygı duyduğunu ifade etti.

Saner, “Tamamen bir lider olarak halkının sevgisini kazanmış, bu uğurda birçok noktada ailesinden büyük fedakarlıklar göstererek görevde olduğu süre içerisinde, birçok acıyı yaşamasına rağmen, hiçbir zaman inandığı davadan vazgeçmemiş ve davası uğruna kanının son damlasına kadar savaşarak, ülkesini savunan bir lider olmuştur” dedi.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın Avukat kişiliği ile davasını savunmasının unutulmaz olduğunu belirten Saner, “hükümet olarak onun ortaya koyduğu ilkeleri yaşatmak için, iki egemen eşit devlet statüsünde, onun da inandığı noktada yolumuza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

Saner, park projesinin, tam bir yerel yönetim işbirliği içerisinde yapıldığını söyledi ve destek verenlere teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Rauf Raif Denktaş isminin yaşatılması adına ortaya konulan projenin hayat bulmasının mutluluk verici olduğunu belirtti.
Tatar, “Rauf Raif Denktaş’ı çok seviyoruz, o bizim davamızdır. O bizim liderimizdir, o bizim Kurucu Cumhurbaşkanımızdır ve bizim davamızı dünyaya haykırandır” dedi.

Anıt Mezar konusunda aileye seslenen Tatar, nerede olması gerektiği konusunda ailenin isteğinin önemine işaret etti.

Tatar, “Proje ile ilgili bazı sıkıntılar ve belediyelerle çözülmeyen meseleler olayı geciktirmiştir. Dolayısı ile Rauf Raif Denktaş’tan bir hatamız olduysa devletimiz adına özür diliyoruz. Ancak en güzelini yapmak için ortaya irade konmuştur ve konacaktır. Devlet ne gerekirse ailenin de desteği ile yapacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

Denktaş’ın ülkeye çok şeyler kazandırdığını ve büyük bir lider olduğunu kaydeden Tatar, “Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a çok şey borçluyuz” diye konuştu.

Rauf Raif Denktaş’ın da vasiyet ettiği gibi Anavatan Türkiye ile egemen eşitliğe dayalı, Kıbrıs’ta iki devletin işbirliği ile çözüm olabileceğini, gideceği New York’ta da haykıracağını vurgulayan Tatar, federasyonun Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadeleyi sıfırlayacak bir noktaya götürecek tehlikeli bir tezgah olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin emin ellerde, özgüven içerisinde yoluna devam edebilmesi için Rauf Raif Denktaş’ın vasiyeti ve ilkeleri temelinde, egemenlik ve devletten hiçbir zaman taviz verilmeyeceğini söyledi.

Konuşmaların ardından park projesinin hayat bulmasında destek verenlere teşekkür plaketleri verildi. Ardından parkın açılışı gerçekleştirildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Yenierenköy’de kaza

Published

on

By

 

Yenierenköy’de öğlen saatlerinde meydana gelen trafik kazasında okul otobüsü devrildi.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar UKÜ’de düzenlenen 14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü Kutlamaları ve Ödül Töreni’ne katıldı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde (UKÜ) düzenlenen 14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü Kutlamaları ve Ödül Töreni’ne katıldı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Tatar törende yaptığı konuşmada, ilaç ve diğer gıda takviyeleriyle hastaları buluşturan eczacılığın büyük sorumluluk isteyen önemli bir meslek olduğunu söyledi.

Eczacı olacak öğrencilerin iyi çalışması ve mezun olduktan sonra çok dikkatli olması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, dijitalleşen ve değişen dünyada hayat boyu eğitimin devam etmesi ve yeniliklerin takip edilmesi gerektiğini kaydetti.

14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü Kutlamaları ve Ödül Töreni’ni düzenleyenlere ve Türkiye’den gelen misafirlere teşekkür eden Tatar, Türkiye’nin sağlık alanındaki gelişmişliğine ve sunulan fırsatlara dikkat çekti. Tatar, KKTC’deki kurum ve kuruluşların güçlendirilmesi için Türkiye’yle birlikte yapılan çalışmaların önemine de işaret etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: Rum liderliğinin yürüttüğü düşmanlık siyaseti bir terör eylemidir

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının, kendi ayakları üzerinde durmak, ekonomik olarak güçlenmek ve uluslararası alanda hak ettiği yeri almak için büyük bir mücadele verdiğini ancak ne zaman kalkınma yolunda adımlar atsa Rum liderliğinin sistematik saldırılarla Kıbrıs Türk halkını hedef aldığını belirterek, “Bu saldırılar, uluslararası hukuku tanımaz niteliğiyle açıkça bir terör eylemi haline gelmiştir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum liderliğinin mülkiyet konusunu bir baskı aracı olarak kullanmasının 1963 sonrası yaşanan acı tecrübeleri hatırlattığını belirtti. Tatar, “Rum yönetiminin mülkiyet konusunu kullanarak Kıbrıs Türk halkını baskı altına alma girişimi, o dönemdeki zihniyetin günümüze yansıyan bir örneğidir. AİHM kararlarını yok sayarak, mülkiyet meselesini ceza davaları ve tutuklamalarla yeniden gündeme getirmek; 1963 sonrası dönemde olduğu gibi Kıbrıs Türk halkını ekonomik olarak yıpratma, hukuki ve siyasi olarak zayıflatma amacını taşımaktadır.” dedi.

Kıbrıs Türk halkının iradesini kırmaya yönelik bu organize saldırıların, uluslararası toplumun gözleri önünde yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “AİHM kararlarının ihlal edilmesi, mülkiyet ihtilaflarına yönelik Taşınmaz Mal Komisyonu’nun sunduğu çarelerin göz ardı edilmesi ve halkımızın haklarının gasp edilmeye çalışılması, yalnızca Kıbrıs Türk halkına yönelik bir saldırı değil; aynı zamanda uluslararası hukukun da ihlalidir. Bu süreçte uluslararası toplumun sessiz kalması, hukukun üstünlüğü ilkesine zarar vermekte ve adalet arayışını zayıflatmaktadır.” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum yönetiminin mülkiyet konusunda Kıbrıs Türk tarafını hedef alan girişimlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

-“ Rum liderliği, mülkiyet meselesini bahane ederek davalar başlattı, sistematik bir baskı ve korku politikası geliştirdi”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yazılı açıklaması şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk halkı, yıllardır kendi ayakları üzerinde durmak, ekonomik olarak güçlenmek ve uluslararası alanda hak ettiği yeri almak için büyük bir mücadele vermektedir. Ancak ne zaman kalkınma yolunda adımlar atsak, ne zaman uluslararası alanda sektörlerimiz görünür hale gelse, Rum liderliği sistematik ve organize saldırılarla halkımızı hedef almaktadır. Bu saldırılar, ekonomik baskı ya da siyasi hamle olmanın ötesine geçerek, uluslararası hukuku tanımaz niteliğiyle açıkça bir terör eylemi haline gelmiştir.”

“Bu karanlık zihniyet, Annan Planı’nın hemen ardından kendini daha da net şekilde göstermeye başlamıştır” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk halkı, uzlaşı ve kapsamlı çözüm adına Annan Planı’na ‘evet’ diyerek iradesini ortaya koymuş, Rum halkının ezici ret oyu üzerine de uluslararası toplumdan adil bir yaklaşım beklemiştir. Ancak ayrı ve eşzamanlı referandumların hemen ertesinde uluslararası toplum halkımızın iradesi yok saymış, verdikleri sözleri tutmamış ve haksız hukuksuz izolasyon zulmü bugünlere taşınmıştır. Bu süreçte Rum liderliği, bir yandan çözüm arayışındaymış gibi görüntü verirken, diğer yandan mülkiyet meselesini bahane ederek davalar başlatmış ve insanımıza karşı sistematik bir baskı ve korku politikası geliştirmiştir. Bu baskıcı siyaset, halkımız tarafından bilinen bir anlayışın yani 1960’ta Kıbrıs ortaklık Cumhuriyeti’nin silah zoruyla yönetimi gasp eden zihniyetin bugüne taşınan bir uzantısıdır.”

-“Rum liderliği mülkiyet konusunu bir baskı aracı olarak kullanıyor”

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum liderliğinin mülkiyet konusunu bir baskı aracı olarak kullanmasının 1963 sonrası yaşanan acı tecrübeleri hatırlattığını belirterek, devamla şunları kaydetti:

“1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortaklık yapısı tek taraflı olarak değiştirildiğinde, Kıbrıs Türkleri devlet yönetiminden silah zoruyla dışlanmış, ekonomik olarak kuşatılmış ve ciddi bir mülkiyet gaspına maruz kalmıştır. Bu süreçte on binlerce Kıbrıslı Türk, mal ve mülklerinden zorla uzaklaştırılmış, köyler boşaltılmış ve halkımız gettolara hapsedilmiştir. 1974’e kadar süren bu planlı eylemler uluslararası toplumun gözleri önünde cereyan ederken ‘hak hukuk havarileri’ kılını kıpırdatmamıştır.

Bugün, Rum Yönetimi’nin mülkiyet konusunu kullanarak Kıbrıs Türk halkını baskı altına alma girişimi, o dönemdeki zihniyetin günümüze yansıyan bir örneğidir. AİHM kararlarını yok sayarak, mülkiyet meselesini ceza davaları ve tutuklamalarla yeniden gündeme getirmek; 1963 sonrası dönemde olduğu gibi Kıbrıs Türk halkını ekonomik olarak yıpratma, hukuki ve siyasi olarak zayıflatma amacını taşımaktadır.”

-“TMK, mülkiyet ihtilaflarının çözümü için yasal ve etkin bir mekanizmadır”

Cumhurbaşkanı Tatar, 2005 yılında kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK), Kıbrıs’taki mülkiyet ihtilaflarının çözümü için başvuru yapılabilecek yasal ve etkin bir mekanizma olduğunu vurguladı.

TMK’nın, Rum mülkiyet başvurularını değerlendirirken tazminat, takas ve iade olmak üzere üç temel çare sunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı, “Tazminat, mülkün değerinin hesaplanarak başvurucuya ödeme yapılmasıdır. Takas, mülkü talep eden kişiye, mevcut mülküne karşılık başka bir mülk verilmesidir. İade ise mülkün eski sahibine geri verilmesidir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), 2010 yılında aldığı Demopoulos kararı ile Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu açıkça teyit ettiğini, AİHM’in, bu kararda mülkiyet meselelerinde yalnızca 1974 mal sahiplerinin değil, uzun yıllardır bu mülkler üzerinde mülkiyet hakkı kazanmış kişilerin de bu haklarının korunması gerektiğini net bir şekilde vurguladığına işaret ederek, “Bu karar, mülkiyet ihtilaflarının çözümünde adalet ve hakkaniyeti gözeten bir yaklaşımdır” dedi.

-“Rum yönetiminin tutumu, uluslararası hukukun açık ihlalidir… Bir saldırı politikasıdır…”

Cumhurbaşkanı Tatar devamla şunları kaydetti:

“Ancak Rum liderliği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bağlayıcı kararlarına rağmen, TMK’nın sunduğu yasal çareleri yok saymakta; mülkiyet meselelerini iç mevzuat kılıfına büründürerek, uluslararası hukukun işaret ettiği yolları göz ardı etmektedir. Rum yönetimi, kendi iç hukuk sistemini adalet sağlamak için değil, halkımızın haklarını gasp etmek ve Kıbrıs Türk halkını köşeye sıkıştırmak için kullanmaktadır. Bu tutum, uluslararası hukukun açık ihlalidir ve Rum liderliğinin himayesinde yürütülen bir saldırı politikasıdır.”

– “Bu süreçte içerideki bazı kesimlerin sergilediği tutum ise dikkat çekicidir…”

Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu süreçte içerideki bazı kesimlerin sergilediği tutum ise dikkat çekicidir” diyerek, “Rum Yönetimi’nin hukuk tanımaz saldırılarını görmezden gelip, halkımızın haklarını ve en başta devletini ve egemenliğini savunanları eleştiren söylemler ibret vericidir. AİHM’nin açık ve bağlayıcı kararlarına rağmen, Rum liderliğinin hukuk dışı baskılarını normalleştiren bu anlayış, teslimiyetçi bir zihniyetin tezahürüdür.” ifadelerini kullandı.

Müzakere masasına dönmeyi tek seçenek olarak gören, Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını ve iradesini savunanları hedef alan bu yaklaşımların, Kıbrıs Türk halkının mülkiyet haklarının ihlal edenlere hizmet ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu süreçte Rum yönetiminin hukuk dışı tavrını perdeleyip, Kıbrıs Türk halkının mücadelesini hedef almak, halkımıza zarar vermekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. Birlikte mücadele yerine suçluluk psikolojisiyle motive edilen bu tutum kabul edilmezdir” dedi.

– Ortak akıl oluşturma …

Cumhurbaşkanı Tatar, bu süreçte, yetkili kurumlar, meslek odaları, sektör temsilcileri, ilgili paydaşlar ve uzmanlarla sürekli istişare halinde ortak akıl oluşturma yönündeki değerlendirmelerin sürdüğünü belirterek, “Yapılanları karşılıksız bırakmayacak; hem uluslararası hukukun gereği için mücadele verirken, halkımızı da her açıdan korumaya devam edeceğiz. İnsanımızın ekonomik kalkınma çabalarının baltalanmasına, mülkiyet haklarının gasp edilmesine ve uluslararası hukukun yok sayılmasına asla sessiz kalmayacağız. Adadaki yabancı Büyükelçilikler de dahil olmak üzere uluslararası alanda da girişimlerimiz devam etmektedir.” dedi.

-“Uluslararası toplumun sessiz kalması…”

Kıbrıs Türk halkının iradesini kırmaya yönelik bu organize saldırıların, uluslararası toplumun gözleri önünde gerçekleştiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “AİHM kararlarının ihlal edilmesi, mülkiyet ihtilaflarına yönelik Taşınmaz Mal Komisyonu’nun sunduğu çarelerin göz ardı edilmesi ve halkımızın haklarının gasp edilmeye çalışılması, yalnızca Kıbrıs Türk Halkına yönelik bir saldırı değil; aynı zamanda uluslararası hukukun da ihlalidir. Bu süreçte uluslararası toplumun sessiz kalması, hukukun üstünlüğü ilkesine zarar vermekte ve adalet arayışını zayıflatmaktadır.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamasında devamla şunları kaydetti:

“Buradan açıkça ilan ediyorum:

Rum yönetiminin hukuk tanımaz, baskıcı ve yıldırma politikalarına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Uluslararası hukuku çiğneyenlere, halkımızın haklarını gasp etmeye çalışanlara karşı kararlı, cesur ve stratejik duruşumuzu devam ettireceğiz.

Kıbrıs Türk halkının iradesi satılık değildir. Haklarımızın gasp edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Egemenliğimizi, mülkiyet haklarımızı ve ekonomik çıkarlarımızı her platformda savunmayı yılmadan sürdüreceğiz.

Bu topraklarda varoluş mücadelesi verirken nasıl ki teslim olmadıysak, bugün de haklarımızı korurken aynı kararlılıkla hareket edeceğiz. Halkımızın yanında duracak, mülkiyet haklarımızın gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Kıbrıs Türk halkı, hukuku ve adaleti temel alan bu haklı mücadelesinde asla yalnız değildir!”

Devamını Oku

Trending

Reklam