Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı: Rum tarafı uzlaşılandan geri adım attı

Published

on

Cumhurbaşkanlığı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “Kişisel Temsilci” ataması konusunda Rum tarafının “olayı çarpıtarak, uzlaşılandan geri adım attığını” belirtti.

Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, Kıbrıs’ta ortak zemin olup olmadığını tespit çalışmalarının sürdürülmesini sağlayacak, görevinden ayrılan Jane Holl Lute’la aynı esneklik, yetki ve görev tanımına sahip ve direkt BM Genel Sekreteri’ne sorumlu bir kişiye ihtiyaç bulunduğunun açık olduğu belirtildi.
Açıklamada, Kıbrıs Türk tarafının, Kıbrıs’ta iki tarafın egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statüleri zemininde kurumsal iş birliğini öngören vizyonunu ileri götürme çabaları yanında adadaki günlük hayatı kolaylaştıracak ve iki halk arasında güven yaratılmasına katkıda bulunacak, aşağıdan yukarıya iş birliğini geliştirme gayretlerini kararlılıkla sürdürmeye devam edeceği vurgulandı.
Cumhurbaşkanlığı açıklaması şöyle:

“Kıbrıs Türk tarafı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından görevlendirilen BM Üst Düzey Görevlisi Jane Holl Lute’un resmi müzakerelerin başlatılabilmesi için ortak zemin olup olmadığını tespit çalışmalarını desteklemiş, nisan ayı sonunda Cenevre’de yer alan 5+BM toplantısına yapıcı bir ruhla katılmıştır. Cenevre’deki toplantılarda Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye ortak zemin bulunmadan Genel Sekreter’in Kıbrıs için Özel Temsilci atanmasını uygun bulmamıştır.
Jane Holl Lute’un Shell petrol şirketinin Direktörler Kurulu’na atanması üzerine, BM Etik Kurulu’nun bu atama sonucu Kıbrıs’la ilgili görevi arasında bir çıkar çatışması olabileceğine dair kararı ışığında, Sn. Lute görevinden ayrılmıştır.
Bu gelişme üzerine, Kıbrıs Türk tarafı, Genel Sekreter Guterres’in önerisine uygun olarak Jane Holl Lute’un yerine kişisel temsilcisinin (personal envoy) görevlendirilmesini desteklemiş, atanacak kişinin görevinin Kıbrıs’ta resmi müzakereleri başlatabilmek için ortak zemin bulunup bulunmadığını bir zaman dilimi içerisinde belirlemek olarak tanımlanması ve her halükarda bu yetkinin Jane Holl Lute’a verilen yetkiyi aşmaması gerektiğini savunmuştur.

Bu yaklaşımımız, 5+BM toplantılarına katılan taraflardan biri olan Garantör ülke Türkiye tarafından da desteklenmektedir.
Savunduğumuz bu pozisyon, etkin bir şekilde BM Genel Sekreteri ile yapılan ikili görüşme de dahil ilgili taraflara aktarılmış, nitekim Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar ve Rum lider Nikos Anastasiadis’in katılımıyla gerçekleştirilen gayrıresmi üçlü görüşmenin ardından, BM tarafından iki tarafa değerlendirilmek üzere sunulan taslak açıklamada, tarafların Genel Sekreter’in bir Kişisel Temsilci (personal envoy) atamasını kabul ettiği açıkça belirtilmiştir.
Ne yazık ki, Rum tarafı bu görüşme sonrasında olanları çarpıtarak, uzlaşılandan geri adım atmıştır. Bilindiği üzere Cenevre’de yer alan 5+BM toplantısı sonunda Genel Sekreter’in yaptığı açıklamada ortak zemin olmadığı ifade edilmiş ve BM’nin çalışmalarını sürdürme kararlılığı vurgulanmıştır.

Gelinen noktada, ortak zemin olup olmadığını tespit çalışmalarının sürdürülmesini sağlayacak, Sayın Lute’la aynı esneklik, yetki ve görev tanımına sahip ve direkt BM Genel Sekreteri’ne sorumlu bir kişiye ihtiyaç bulunduğu açıktır. Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıs’ta iki tarafın egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statüleri zemininde kurumsal iş birliğini öngören vizyonunu ileri götürme çabaları yanında, Ada’daki günlük hayatı kolaylaştıracak ve iki halk arasında güven yaratılmasına katkıda bulunacak, aşağıdan yukarıya iş birliğini geliştirme gayretlerini kararlılıkla sürdürmeye devam edecektir.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, fiberoptik dönüşüm protokolü hakkında düzenlediği basın toplantısında, yapılan eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, projenin ülkenin dijital geleceği açısından hayati bir öneme sahip olduğunu söyledi.

Arıklı, “Fiber dönüşüm protokolü, tartışmaların ötesinde bir ihtiyaçtır. Bu adımın geciktiği her gün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dijital dünyadan biraz daha kopmaktadır. Hedefimiz çağdaş, güvenli ve güçlü bir haberleşme altyapısına sahip, verisini kendi yöneten bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşa etmektir. Bu hedef, kişisel veya kurumsal kaygıların üzerinde bir milli meseledir” dedi.

“Egemenliği zayıflatmıyor, güçlendiriyor”

Bakan Arıklı, projenin iletişim egemenliğini zayıflatmadığını, tam tersine güçlendirdiğini vurguladı. “Proje tamamlandığında, ülkemiz dışa bağımlı, eski ve güvenlik riski taşıyan bakır altyapıdan kurtulmuş olacak” diyen Arıklı, mevcut altyapıda bulunan yaklaşık 15 ila 30 milyon dolar değerindeki bakır tellerin de ülke ekonomisine kazandırılacağını belirtti.

“Evden eve fiber projesi tamamlandığında, bakır teller çıkarılıp Emlak ve Malzeme Ofisi Müdürlüğü vasıtasıyla satılacak ve elde edilen gelir Telefon Dairesi’nin ihtiyaçlarında kullanılacak” ifadelerini kullandı.

“Tüm mülkiyet devlette olacak”

Arıklı, Türk Telekom’un projede yalnızca teknik destek vereceğini ve yatırım ortağı olarak yer alacağını söyledi.
“Kurulacak altyapının tüm mülkiyeti ve denetimi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti ve kurumlarına ait olacaktır. Egemenliğin devri değil, teknik kapasite artışı söz konusudur. Bu protokol, iki kardeş devlet arasında imzalanan stratejik bir teknik iş birliği anlaşmasıdır” dedi.

“Rekabet ortamı artacak, kazanan vatandaş olacak”

Arıklı, fiberoptik sistemle birlikte ülkede gerçek bir rekabet ortamı oluşacağını, internet servis sağlayıcılarının hizmet kalitesini artıracağını ve maliyetlerin düşeceğini ifade etti.
“Yeni altyapı, internet servis sağlayıcılarının rekabet gücünü artıracak, hizmet kalitesini yükseltecek ve maliyetleri düşürecektir. Tüm ulusal internet servis sağlayıcıları eşit koşullarda Türk Telekom’un kuracağı fiberoptik sistemden yararlanacak. Sonuçta kazanan vatandaş olacaktır” dedi.

BTHK’nın fiyatlandırmayı denetleyeceğini belirten Arıklı, “Saniyede 100 Mb internet için Türk Telekom’a en fazla ayda 18 dolar ödenecek. Avrupa’da bu rakam ortalama 25 ile 30 Euro arasındadır” diye konuştu.

“Türk Telekom ticari değil, stratejik ortak”

Arıklı, Türk Telekom’un projede hizmet sağlayıcı değil, stratejik ortak olduğunu söyledi:
“Türk Telekom, Türkiye Cumhuriyeti’nin güzide bir kurumudur. Bu yatırım ticari değil, stratejik bir adımdır. 2002 yılından beri devletin Türk Telekom’a 48 milyon dolarlık borcu bulunmasına rağmen, şirket bugüne kadar tek bir talepte bulunmamıştır. Bu da, projenin ticari değil, kardeşlik temelli olduğunun göstergesidir.”

“Bilişim Adası hedefi”

Bakan Arıklı, Kuzey Kıbrıs’ın 2030 yılına kadar “Bilişim Adası” olma hedefiyle ilerlediğini belirterek, “Türkiye’nin desteğiyle tamamlanacak bu altyapı, ülkemizin bilişim sektöründe önemli bir oyuncu olmasının önünü açacak. Brezilya yılda 253 milyar dolar bilişim geliri elde ediyor. Biz de kendi altyapımızı tamamladıktan sonra teşviklerle bu yönde ilerleyeceğiz” dedi.

Telefon Dairesi’nin eski gücüne kavuşacağını belirten Arıklı, “Şu anda 100 bin olan sabit hat abone sayısı 70 bine düştü. Yeni teknolojiyle birlikte Telefon Dairesi yeniden güçlü bir yapıya kavuşacak, daha kaliteli ve uygun hizmet sunabilecek” ifadelerini kullandı.

“Proje geleceğimize yatırımdır”

Bakan Arıklı, projeye ideolojik yaklaşıldığını, bazı kesimlerin bilgi sahibi olmadan karşı çıktığını belirterek, “Bu stratejik ve hayati öneme sahip projenin değersizleştirilmesi, hatta ihanet olarak nitelendirilmesi son derece üzücü ve kırıcıdır. Lütfen bu projeye halkımız sahip çıksın. Bu proje Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğidir” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), 31 Ekim itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 34 bin 887 TL olarak hesaplandığını açıkladı.

Kıbrıs İşçi ve Emekçi Sendikaları Federasyonu (KİEF) ve Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan açıklamasında, raporun Sağlık Bakanlığı’na bağlı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’nden alınan beslenme kalıbı ile İstatistik Kurumu’nun gönderdiği fiyat ortalamalarına dayanarak hazırlandığını belirtti.

Bengihan, sağlıklı beslenme için zorunlu gıda harcamaları tutarlarını şu şekilde açıkladı:

“Yetişkin kadın: günlük 300,94 TL – aylık 9 bin 28,20 TL, Yetişkin erkek: günlük 314,05 TL – aylık 9 bin 421,50 TL, 15-19 yaş çocuk: günlük 330,80 TL – aylık 9 bin 924 TL, 4-6 yaş çocuk: günlük 217,12 TL – aylık 6 bin 513,60 TL, toplam günlük bin 162,91 TL – aylık 34 bin 887 TL “

Bengihan, İstatistik Kurumunun açıkladığı enflasyon oranlarına değinerek, Ekim ayında enflasyonun yüzde 1,09; Temmuz–Ekim dönemini kapsayan dört aylık hayat pahalılığı oranının ise yüzde 16,01 olarak gerçekleştiğini hatırlattı.

Bengihan, bu oranların hesaplanmasında kullanılan tüketici fiyatları endeksi sepetinin güncelliğini yitirdiğini ve açıklanan oranların gerçek hayat pahalılığını yansıtmadığını savundu.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Turan Büyükyılmaz, mecliste yaşanan nisap sorununa ilişkin CTP’ye ağır eleştirilerde bulundu.

Büyükyılmaz, KIBRIS Tv’de yayınlanan Kıbrıs’ta Sabah programına katıldı, Eda Alisinanoğlu’nun sorularını yanıtladı.
Meclis’te pazartesi ve Salı günler yaşanan nisap sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Büyükyılmaz, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne eleştirilerde bulundu.

“Bu bir fırsat kaçakçılığıydı” diyen Büyükyılmaz, bunun hoş olmadığını söyledi. Salı günü hükümetin eksikliklerini ifade ettikleri muhalefetin günü olduğuna vurgu yapan Büyükyılmaz, bunu yapmak yerine CTP’nin meclisi kilitlemeyi tercih ettiğini söyledi.

“Bugün bu hükümet vardır, yarın CTP’nin olacağı bir hükümet söz konusu olabilecektir, bu duruşla ayni sorunlar onları da bekliyor olabilecektir” diyen Büyükyılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

“2018 yılında kurulan dörtlü hükümet çok defalar nisap sorunları yaşadı ve bizim YDP olarak bir çok defa nisaba destek verdiğimizi ben çok iyi biliyorum. Bu şekilde meclisi kilitlemek çok sağlıklı değil. Görünüyor ki cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında Tufan Erhürman’ın aldığı yüzde 62,3 oyu CTP sahipleniyor. Bir erken genel seçime gidilirse buradan zaferle ayrılacaklarını düşünüyorlar. Oysa bu oylar onların değildir.”
CTP’nin bu ülkede alabileceği oyun belli olduğunu savunan Büyükyılmaz, zaman zaman halkın UBP ve ortaklarını cezalandırdığını anımsattı. CTP’nin hükümetten gitmesi sonrasında büyük başarısızlığı neticesinde 12 milletvekiline gerilediğini hatırlatan Büyükyılmaz, “Hükümette olan partiler, ilk seçimde bunun bedelini ödüyor. Bu düşünceden yola çıkan CTP erken seçime gitmek istiyor. UBP ise 2027’ye kadar işleri toparlayıp seçime gitme noktasında duruyor.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam