Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Lübnanlılar ülkelerini terk ediyor

Lübnan’daki ekonomik ve siyasi krizin giderek derinleşmesi nedeniyle ülkede birçok kişi çareyi yasal olmayan yollardan Avrupa’ya göç etmekte buluyor.

Published

on

Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan ekonomisi, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizi yaşıyor.

Lübnan yerel para birimi, 2020 itibarıyla dolar karşısında yüzde 90 değer kaybetti.

Ülke tarihinin en ağır krizine tanık olan bazı Lübnanlılar “ölüm tekneleri” adı verilen tekne ve botlarla deniz yoluyla Avrupa ülkelerine kaçmaya çalışıyor.

Lübnanlılar, kaçma girişimi için sahip oldukları mal varlıklarını satarak teknelerle yeni bir hayata başlamak istiyor. Güvenlik güçleri ise düzensiz göçü önlemek için sıkı önlemler alıyor.

{ilgili-haber–606285}

Sahip olduğu her şeyi sattı

Lübnan’ın kuzeyinde yer alan Trablusşam kentinden Samir Avad, yasa dışı yollarla ülkesinden kaçma girişimini anlattı.

Avad, Lübnan’da 2019 yılındaki gösterilerin kendisine umut verdiğini belirterek, durumun düzelmemesi nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını ve yasa dışı yollarla ülkeden çıkmaya karar verdiğini ifade etti.

“Yasal seyahat; para ve üniversite diploması gibi sahip olmadığım şartlar gerektiriyor.” diyen Avad , yasa dışı ilk göç denemesini anlattı:

“İnsan kaçakçısının benden istediği parayı ödemek için araba ve cep telefonu dahil sahip olduğum her şeyi sattım. Kıbrıs’ta yakalandıktan sonra Lübnan’a getirildik ve sorguya çekildik.”

“Bu göç, ölümden kaçma girişimidir”

Avad, ilk göç girişiminden bu yana işsiz olduğunu ve maddi durumunun giderek kötüleştiğini kaydetti.

Yeniden ülkesinden kaçma girişiminde bulunmak istediğine dikkati çeken Avad, maddi durumunun buna izin vermediğini söyledi.

Avad, insan kaçakçılarının Lübnan uyruklu olduğunu ancak devletten saklandığını ifade ederek, “Bu göç, ölümden kaçma girişimidir.” ifadesini kullandı.

Bireysel kaçış çabaları

Yolcu gemisi şirketi sahibi Muvaffık Sidavi de ülkenin kuzeyindeki Trablus Limanı’nda faaliyetlerde bulundukları için düzensiz göçe alışkın olduğunu belirterek, burada organize kaçaklık yerine bireysel kaçış çabalarının bulunduğunu ifade etti.

Sidavi, “Aileler altınlarını ve eşyalarını satıyor, Lübnan topraklarından ayrılmak için küçük bir tekne satın alıyorlar.” dedi.

“Tüm dünya ülkemizin çökütüğünü görüyor”

Teknelerin küresel konumlama sistemi (GPS) sayesinde yolunu bulabildiğini söyleyen Sidavi, acil durumlar için de birçok imkana sahip olduğunu kaydetti.

Sidavi, sözlerine şöyle devam etti:

“Limanda geçirdiğim sürede, geleceklerini Lübnan’da görmedikleri için ülkeden ayrılmak isteyen insanların hikayelerini duyuyorum. Tüm dünya ülkemizin mali, ekonomik ve siyasi açıdan çöktüğünü görüyor.”

Yasa dışı göç yolculuklarını “ölüm yolculukları” şeklinde nitelendiren Sidavi, “Göçmen, Avrupa’ya ulaştığı anda kendisi için yeni bir sayfa başlıyor.” dedi.

Sıkı denetleme

Trablus Valisi Remzi Nuhra ise insan kaçakçılığı yapanların yakalandığına bu nedenle Lübnan’dan düzensiz göç girişimlerinin çoğunluğunun başarısız olduğuna dikkati çekti.

Nuhra , “Lübnan ordusu deniz kıyılarında özellikle önceden insan kaçakçılığının yapıldığı bölgelerde sıkı denetleme yapıyor.” diye konuştu.

“Nüfusun yüzde 74’ü yoksulluk çekiyor”

Lübnan ordusundan yapılan açıklamalara göre, son 5 ayda ülkeden kaçma girişimi sırasında 310 kişiyi taşıyan 6 tekne yakalandı.

BM Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu tarafından 3 Eylül’de yayımlanan araştırma raporunda, Lübnan nüfusunun yüzde 74’ünün yoksulluk çektiğine işaret edilmişti. Raporda, bu oranın 2020 yılında yüzde 55, 2019’de ise yüzde 28 olduğu hatırlatılmıştı.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Yapay zeka şirketi CEO’su uyardı: Yapay zeka, kitlesel işsizliğe yol açabilir

Published

on

By

Dünyanın önde gelen yapay zeka şirketlerinden Anthropic’in CEO’su Dario Amodei, yapay zekanın birkaç yıl içinde iş gücü piyasasını dramatik biçimde sarsabileceği konusunda uyarıda bulundu. Amodei’ye göre, hükümetler ve şirketler bu dönüşüme hazır değil.

Amodei, “Yapay zeka neredeyse tüm zihinsel işlerde insanlardan daha iyi hale geliyor” dedi. Bu gelişmelerin, sıradan beyaz yaka işler de dahil olmak üzere birçok meslek grubunu tehdit ettiğini belirtti.

Yüzde 20 işsizlik riski
Amodei’nin Axios’a verdiği demeçte, yapay zekanın önümüzdeki 1 ila 5 yıl içinde tüm giriş seviyesi beyaz yaka işlerin yarısını ortadan kaldırabileceğini ve ABD’de işsizliği yüzde 20’ye kadar çıkarabileceğini öne sürdü. Bu oran, pandemi dönemindeki zirveye yaklaşan seviyelere işaret ediyor.

Bu öngörü, daha önce akademisyenlerin ve ekonomistlerin yaptığı uyarıları teyit eder nitelikte. Ancak farkı, bu kez uyarının doğrudan sektörün içinden, güçlü bir yapay zeka şirketinin başından geliyor olması.

Yüksek vasıflı işler de risk altında
Geçmişte teknolojik değişimler genellikle düşük vasıflı işleri otomatikleştirirken, insanların daha iyi maaşlı işlere yönlendirilebileceği düşünülüyordu. Ancak Amodei’ye göre bu kez durum farklı: “Yapay zeka, yıllarca eğitim gerektiren uzmanlık işlerini de ortadan kaldırabilir.” Bu da eğitimli iş gücünün kolayca yeniden konumlandırılamayabileceği anlamına geliyor.

Halihazırda otomasyon kullanımı artıyor
Anthropic, kullanıcılarının yüzde 60’ının yapay zekayı iş gücünü desteklemek için, yüzde 40’ının ise tamamen insan emeğinin yerine koymak için kullandığını belirtiyor. Ancak bu oran hızla otomasyon lehine değişiyor.

Geçen hafta Anthropic, tek başına 7 saat boyunca çalışabilen yeni bir model tanıttı. Amodei, sıradan vatandaşlara şunu tavsiye etti: “Yapay zekayı kullanmayı öğrenin.”

“AI vergisi” önerisi
Amodei, yapay zekanın ürettiği büyük ekonomik değerin yalnızca teknoloji şirketlerinde toplanmaması için AI şirketlerine özel vergi konulmasının değerlendirilmesini önerdi:

“Bu benim ekonomik çıkarıma uygun değil, ama yine de konuşmamız gereken bir şey.”

Yeni bir dönem: Hızlı, yaygın, zor adapte olunan
Amodei, bu teknolojik değişimin öncekilere kıyasla çok daha hızlı, yaygın ve uyum sağlaması zor olduğunu vurguladı. Microsoft ve Meta gibi dev şirketlerin de personelinin büyük bölümünü kod yazmada AI’dan faydalandığına dikkat çekti.

Her iş değil, bazı görevler otomatikleşebilir
Bazı uzmanlar, AI’nin tüm işleri değil ama belirli görevleri otomatikleştireceğini düşünüyor. Bu da insanlara daha yaratıcı, karmaşık görevlerde zaman kazandırabilir. Ancak Virginia Üniversitesi’nden Prof. Anton Korinek, uyarıyor:

“Geçmişte yeni işler ortaya çıkardı, ama bu kez o işleri de makineler bizden hızlı öğrenebilir.”

Devamını Oku

Dünya

Hakan Fidan, AB Yüksek Temsilcisi Kallas ile görüştü

Published

on

By

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile telefon görüşmesi yaptı.

TC Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Bakan Fidan’ın Kallas ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşı sona erdirmek amacıyla atılan adımlar ele alındı.

Fidan, hafta başında Rusya’da yaptığı görüşmeler ve Ukrayna’ya gerçekleştirmekte olduğu ziyaretle ilgili değerlendirmelerini paylaştı.

Devamını Oku

Dünya

Hristodulidis SAFE Tüzüğü ile Baf ve Mari’deki hava ve deniz üslerini geliştireceklerini açıkladı

Published

on

By

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis Avrupa Genel İşler Konseyi’nin onayladığı Avrupa savunmasıyla ilgili “SAFE Tüzüğü”nü kullanarak Baf’taki “Andreas Papandreu Hava Üssü” ile Mari’deki “Evangelos Florakis Deniz Üssü”nü geliştireceklerini açıkladı.

Rum radyosuna göre, Hristodulidis Rum Bakanlar Kurulu toplantısı girişinde yaptığı açıklamada ilk aşamada, Genel İşler Konseyi’nin onayladığı şekliyle belirlenen hedeflerin hayata geçirilmesi için kendi (Hristodulidis) başkanlığında bir eşgüdüm komitesi kurulacağını söyledi.

Rum yönetimi olarak SAFE Tüzüğü’nü tam olarak değerlendirmeleri gerektiğini söyleyen Hristodulidis, tüzük çerçevesinde 150 milyar euroluk bir finans aracının AB üyesi ülkelere yönlendirileceğini hatırlattı.

Hristodulidis, Rum yönetimi olarak Avrupa Yatırım Bankası’nın artık savunma, altyapılar ve diğer konuları kredilendirme yaklaşımındaki değişikliği değerlendirmeleri gerektiğini belirterek, “ABD’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Amerikan askeri teçhizatına erişimiyle ilgili kararıyla birlikte görmemizi istiyorum.” dedi.

Rum Dışişleri, Savunma, Adalet bakanlıklarıyla bir toplantı yapıldığını ve bazı ihtiyaçların kaydedildiğini hatırlatan Hristodulidis “Bunları görüşelim ve AB programlarına katılan ve başka savunma bakanlıklarıyla iş birliği de yapan çok sayıda Kıbrıs şirketi olduğu bağlamında görelim. Biz de ihtiyaçlarımızı dikkate alarak altyapılar meselesini de değerlendirmeliyiz.” dedi.

Hristodulidis altyapılar derken; “Andreas Papandreu Hava Üssü ve Evangelos Florakis Deniz Üssü’nün ve Rum yönetiminin caydırıcılık gücünü yükseltmek için savunma alanlarının geliştirilmesini” kast ettiğini açıkladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam