Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Kamu işçilerinin haklarına el uzatıldı, Meclis’te tartışma çıktı

İVEDİLİK TALEPLERİ GERİ ÇEKİLDİ

Published

on

İş (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın ivedilikle Meclis’te görüşülmesi talebi, genel kurulda yaşanan tartışmaların ardından Başbakan Ersan Saner tarafından geri çekildi.
ERHÜRMAN: “TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ HAKKINI TAMAMEN ORTADAN KALDIRIYORSUNUZ”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında yaptığı konuşmada, İş Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikle, toplu iş sözleşmesi hakkının tamamen ortadan kaldırılacağını söyledi.

Yapılmak istenen değişikliğin “tasarruf tedbiri” olarak sunulmasını eleştiren Erhürman, toplu iş sözleşmelerinin işçiyi koruduğunu ve bu yüzden de dünyanın birçok yerinde yenisi imzalanana kadar eskisinin geçerli olduğunu belirtti.

Erhürman, işverenin güçlü olduğunu ve kendi istekleri olmazsa toplu iş sözleşmesini imzalamamakla çalışanı tehdit edebileceğini kaydederek, “Açık bir şekilde işçilerin hakkını bırakın geriye götürmeyi, ortadan kaldırıyorsunuz” dedi.

Erhürman, 4’lü hükümet döneminde protokolü imzalamama nedenlerinin bu madde olduğunu da sözlerine ekledi.

DENKTAŞ, ÜLKEDEKİ SENDİKAL ANLAYIŞI ELEŞTİRDİ

Demokrat Parti (DP) Milletvekili Serdar Denktaş, İş Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası ile ilgili murat edilenle sunulan arasında fark olduğunun anlaşıldığını kaydederek, “Erteleyin oturup konuşalım, düzgün bir hale getirelim” dedi.

İşçilere verilen hakların büyük çoğunluğunun sağ hükümetler döneminde verildiğini savunan Denktaş, ülkedeki sendikal anlayışa da eleştiri getirdi.

“Kamuda örgütlü sendikal yapıda, güçlü olan sendika, güçsüz olan yöneticilerdir” diyen Denktaş, sendikalarda “Bulacan annem, verecen annem” anlayışının hâkim olduğunu söyledi.

İşçi adı altında devlette memurluk yapanlar olduğunu ve bu kişilere bayramlık, giysi yardımı gibi ödeneklerin verilmesinin doğru olmadığını kaydeden Denktaş, sendikal yaşama bir düzenleme getirilmesinin şart olduğunu belirtti.

ERHÜRMAN: “MÜSAADE ETMEYİZ”

Denktaş’ın ardından yeniden söz alan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, kamu ya da belediyelerde imzalanmış bazı toplu iş sözleşmelerinin arzu edilenin ötesine geçmiş olabileceğini ancak toplu iş sözleşmesi hakkının ortadan kaldırılmasının doğru olmayacağını söyledi.

Erhürman, “Bu öneriyi geri çekin, Sayın Bakanın (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Koral Çağman) murat ettiğinin de bu olmadığını görüyoruz. Sendikalarla içinde bulunduğunuz ekonomik dönemle ilgili görüşeceksiniz görüşürsünüz ama insanların toplu iş sözleşmesi hakkını ellerinden alamazsınız. Bu ülkede buna izin vermeyiz. İLO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmelerinde var olan bir hakkı, iki tane yasa tasarısıyla ortadan kaldıramazsınız. Buna kesinlikle müsaade etmeyiz. Akıl yoluna gelip bunu geri çekmenizi bekliyorum” şeklinde konuştu.

ÖZYİĞİT: “GEREKİRSE SOKAKTA MÜCADELEYİ SÜRDÜRÜRÜZ”

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit de İLO Sözleşmelerine işaret ederek, toplu iş sözleşmelerinin yenisi imzalanana kadar eskisinin geçerli olduğuna işaret etti.

Özyiğit, hükümetin bu konudaki inadından vazgeçmemesi halinde, sendikalar ve çalışanlarla beraber, gerekirse sokakta mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

SANER, İVEDİLİK TALEPLERİNİ GERİ ÇEKTİ

Yapılan eleştiriler üzerine, Başbakan Ersan Saner, daha geniş çaplı tartışılması için her iki tasarı ile ilgili ivedilik taleplerini geri aldıklarını açıkladı.

ÖZERSAY: “İTİRAZ EDİLEN İVEDİLİĞİ DEĞİL İÇERİĞİ”

Daha sonra söz alan Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, İş Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası ile ilgili itirazın ivediliğe değil, içeriğe olduğunu vurgulayarak, tasarruf tedbirlerinin hak budaması şeklinde değil de genel olarak bir tasarruf paketi şeklinde ortaya konması halinde değerlendirilebileceğini söyledi.

BELEDİYELER (DEĞİŞİKLİK) YASA TASARISININ İVEDİLİĞİ KABUL EDİLDİ.. OĞUZ: “ANOMALİ GİDERİLDİ”

Ardından Belediyeler (Değişiklik) Yasa Tasarısının ivediliği görüşüldü ve tezkere oybirliği ile kabul edildi.

Konuşmasında Belediyeler (Değişiklik) Yasa Tasarının genel gerekçesini anlatan Maliye Bakanı Dursun Oğuz, emekliye ayrılan belediye başkanlarının emeklilik maaşlarının Maliye Bakanlığı tarafından karşılanması konusunda ortaya çıkan anomalinin giderildiğini ve maaşların Maliye Bakanlığı tarafından ödeneceğini kaydetti.

VASİYETNAMELER VE VERASET (DEĞİŞİKLİK) YASASININ İVEDİLİĞİ KABUL EDİLDİ

Genel kurul daha sonra evlilik dışında doğan çocuklarla ilgili bazı düzenlemeleri içeren Vasiyetnameler ve Veraset (Değişiklik) Yasası’nın ivediliği görüşüldü ve tezkere oybirliğiyle kabul edildi.

Hukuk, Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi Başkanı ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Yasemi Öztürk, Aile Yasası’ndaki düzenlemelere paralel düzenlemeler yapılması gerektiği için söz konusu yasada değişiklik çalışması yaptıklarını anlatarak, bu düzenleme ile evlilik dışı doğan çocukların da miras gibi konularda hak sahibi olacağını anlattı.

ÖZEL HAYATIN VE HAYATIN GİZLİ ALANININ KORUNMASI (DEĞİŞİKLİK) YASA ÖNERİSİNİN İVEDİLİĞİ REDDEDİLDİ

Genel kurul daha sonra Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması (Değişiklik) Yasa Önerisi’nin ivediliğini görüşüp,  oyçokluğuyla reddetti.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, ivedilik talebiyle ilgili konuşmasında, yasanın uygulanmasında Avrupa Birliği İnsan Hakları Mahkemesi’nin ne dediğine bakılması ve polis içinde yaygın bir eğitim gerektiğine vurgu yaptı.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ise, basın özgürlüğüne değinerek, vatandaşlıklarla ilgili ortaya çıkan bir ses kaydı nedeniyle gazetecilerin soruşturulmasını eleştirdi.

UBP Milletvekili Özdemir Berova, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması (Değişiklik) Yasa Önerisi ile ilgili tereddütleri olduğunu ve UBP olarak red oyu kullanacaklarını kaydetti.
CTP Milletvekili Doğuş Derya, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması (Değişiklik) Yasa Önerisi’nde yasa dışı kayıt yapmanın suç olduğunu ama bunun bir gazetecinin eline geçmesi halinde gazetecinin bunu incelemesinin suç olmadığını belirtti. 
HP Genel Başkanı Kudret Özersay ise, özel hayatın gizliliği ile basın özgürlüğü arasında denge kurulması gerektiğini vurguladı ve HP olarak yasa önerisine destek vereceklerini belirtti. 

ÖZYİĞİT: “ÜLKE YANGIN YERİ, SAYIN TATAR SARAY PEŞİNDE” 

Güncel konuşma yapmak üzere ilk sözü alan TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, ABD Başkanı Joe Biden ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü görüşmesinden beklentisinin Kıbrıs konusunda yeniden masaya dönülmesi olduğunu vurguladı.

Pandeminin hala devam ettiğini hatırlatan Özyiğit, planlı bir aşılamayla riskin azaltılmasını istedi. Özyiğit, kapıların açıldığını ancak ekonomide beklenen hareketliliğin yaşanmadığını da kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’ya yakıt ihalelerini neden iptal ettiklerini de soran Özyiğit, Arıklı’yı Mağusa surlarına dikilen bayrağın indirilmesi hususunda yaptığı “eller kırılır” açıklaması nedeniyle eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a da eleştiriler yönelten Özyiğit, “Ülke yangın yeri, Sayın Tatar saray peşinde” dedi. Özyiğit Tatar’ı basına yönelik olarak kullandığı “dış mihrakların uzantısı” ve “komplocu” gibi yakıştırmalar nedeniyle de eleştirdi.

Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik müdahalelerle ilgili ortaya çıkan rapora da değinen Özyiğit, “Bu araştırma Meclis tarafından yapılmalıydı” dedi.

ÖZERSAY: “ÇANAKKALE KAMPLARI YAPILABİLİYORSA, TELAFİ EĞİTİMİ DE YAPILABİLİR”

HP Genel Başkanı Kudret Özersay, “Hükümetin Halleri” konulu güncel konuşmasında, yüzyüze eğitim yapılamamasından dolayı ciddi sıkıntılar yaşandığını belirterek, bir telafi uygulaması yapılması gerektiğini kaydetti.

Telafi uygulamasının bu yaz döneminde başlaması gerektiğini söyleyen Özersay, “Çanakkale kampları yapılabiliyorsa, telafi eğitimi de yapılabilir” dedi.

Aşı planlamasında öğretmenlerle ilgili bir söz verildiği, bir taahhütte bulunulduğunu kaydeden Özersay, “Eğitimi sonradan yine kesintiye uğratmayalım” uyarısında bulundu.

Ülke genelinin aşılanması ile ilgili olarak da çelişkili açıklamalar yapıldığını savunan Özersay, toplumun yüzde kaçının aşılandığı ile ilgili farklı rakamlar ifade edildiğini söyledi.

ÖZERSAY’DAN ARIKLI’YA: “BİRAZ EDEP”

Başbakan Yardımcısı Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’yı Mağusa surlarına dikilen bayrağın indirilmesi hususunda yaptığı açıklamayı da eleştiren Özersay, tartışmanın bayrakla ilgisi olmadığını, amacın  gündem değiştirmek olduğunu savundu.

Arıklı’nın piyasayı ucuzlatamadığı için gündemi değiştirmeye çalıştığını ve çok da kötü bir dil kullandığını kaydeden Özersay, “Siz bakansınız, devleti temsil ediyorsunuz. Sizi devletin itibarını zedeleyecek tavırlardan kaçınamaya davet ederim. Biraz edep. Lütfen yapmamaya özen gösterin yaptıktan sonra özür dilemeye değil” ifadelerini kullandı.

Bakanlar Kurulu kararı ile satın alınıp dağıtılan hellimlerle ilgili “Halkın parası ile hellim satın aldınız, UBP olarak dağıttınız” iddiasını yineleyen Özersay, hellimlerin UBP örgütleri tarafından dağıtıldığını savunarak, konunun polislik olacağını belirtti.

ÇAVUŞOĞLU: “DAĞITIM BELEDİYELER, KAYMAKAMLIKLAR VE MUHTARLAR YARDIMIYLA YAPILDI”

Özersay’ın hellim dağıtımı ile ilgili iddiası üzerine söz alan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, hellimlerin UBP örgütlerince dağıtıldığı iddiasını reddetti.
Çavuşoğlu, süt üreticilerini desteklemek amacıyla 3 milyona kadar hellim alınması ve halka dağıtılması yönünde bir karar verdiklerini ve bu dağıtımı belediyeler, kaymakamlıklar ve muhtarlar yardımıyla gerçekleştirdiklerini belirtti.

ÖZERSAY

Çavuşoğlu’nun yanıtı üzerine HP Genel Başkanı Kudret Özersay, hellimlerin UBP örgütlerince dağıtıldığı iddiasını yineleyerek, UBP örgütlerinin hellim dağıttığı 5 bölgenin adını Çavuşoğlu’na verdiğini söyledi.

DENKTAŞ

Konuyla ilgili konuşan DP Milletvekili Serdar Denktaş ise, “Burada hellimin nasıl dağıtıldığından çok, bu kadar insanın muhtaç duruma gelmiş olmasıdır konuşulması gereken” dedi.

Haber: Filiz Seyis

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam