Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Kamu işçilerinin haklarına el uzatıldı, Meclis’te tartışma çıktı

İVEDİLİK TALEPLERİ GERİ ÇEKİLDİ

Published

on

İş (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın ivedilikle Meclis’te görüşülmesi talebi, genel kurulda yaşanan tartışmaların ardından Başbakan Ersan Saner tarafından geri çekildi.
ERHÜRMAN: “TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ HAKKINI TAMAMEN ORTADAN KALDIRIYORSUNUZ”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında yaptığı konuşmada, İş Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikle, toplu iş sözleşmesi hakkının tamamen ortadan kaldırılacağını söyledi.

Yapılmak istenen değişikliğin “tasarruf tedbiri” olarak sunulmasını eleştiren Erhürman, toplu iş sözleşmelerinin işçiyi koruduğunu ve bu yüzden de dünyanın birçok yerinde yenisi imzalanana kadar eskisinin geçerli olduğunu belirtti.

Erhürman, işverenin güçlü olduğunu ve kendi istekleri olmazsa toplu iş sözleşmesini imzalamamakla çalışanı tehdit edebileceğini kaydederek, “Açık bir şekilde işçilerin hakkını bırakın geriye götürmeyi, ortadan kaldırıyorsunuz” dedi.

Erhürman, 4’lü hükümet döneminde protokolü imzalamama nedenlerinin bu madde olduğunu da sözlerine ekledi.

DENKTAŞ, ÜLKEDEKİ SENDİKAL ANLAYIŞI ELEŞTİRDİ

Demokrat Parti (DP) Milletvekili Serdar Denktaş, İş Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası ile ilgili murat edilenle sunulan arasında fark olduğunun anlaşıldığını kaydederek, “Erteleyin oturup konuşalım, düzgün bir hale getirelim” dedi.

İşçilere verilen hakların büyük çoğunluğunun sağ hükümetler döneminde verildiğini savunan Denktaş, ülkedeki sendikal anlayışa da eleştiri getirdi.

“Kamuda örgütlü sendikal yapıda, güçlü olan sendika, güçsüz olan yöneticilerdir” diyen Denktaş, sendikalarda “Bulacan annem, verecen annem” anlayışının hâkim olduğunu söyledi.

İşçi adı altında devlette memurluk yapanlar olduğunu ve bu kişilere bayramlık, giysi yardımı gibi ödeneklerin verilmesinin doğru olmadığını kaydeden Denktaş, sendikal yaşama bir düzenleme getirilmesinin şart olduğunu belirtti.

ERHÜRMAN: “MÜSAADE ETMEYİZ”

Denktaş’ın ardından yeniden söz alan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, kamu ya da belediyelerde imzalanmış bazı toplu iş sözleşmelerinin arzu edilenin ötesine geçmiş olabileceğini ancak toplu iş sözleşmesi hakkının ortadan kaldırılmasının doğru olmayacağını söyledi.

Erhürman, “Bu öneriyi geri çekin, Sayın Bakanın (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Koral Çağman) murat ettiğinin de bu olmadığını görüyoruz. Sendikalarla içinde bulunduğunuz ekonomik dönemle ilgili görüşeceksiniz görüşürsünüz ama insanların toplu iş sözleşmesi hakkını ellerinden alamazsınız. Bu ülkede buna izin vermeyiz. İLO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmelerinde var olan bir hakkı, iki tane yasa tasarısıyla ortadan kaldıramazsınız. Buna kesinlikle müsaade etmeyiz. Akıl yoluna gelip bunu geri çekmenizi bekliyorum” şeklinde konuştu.

ÖZYİĞİT: “GEREKİRSE SOKAKTA MÜCADELEYİ SÜRDÜRÜRÜZ”

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit de İLO Sözleşmelerine işaret ederek, toplu iş sözleşmelerinin yenisi imzalanana kadar eskisinin geçerli olduğuna işaret etti.

Özyiğit, hükümetin bu konudaki inadından vazgeçmemesi halinde, sendikalar ve çalışanlarla beraber, gerekirse sokakta mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

SANER, İVEDİLİK TALEPLERİNİ GERİ ÇEKTİ

Yapılan eleştiriler üzerine, Başbakan Ersan Saner, daha geniş çaplı tartışılması için her iki tasarı ile ilgili ivedilik taleplerini geri aldıklarını açıkladı.

ÖZERSAY: “İTİRAZ EDİLEN İVEDİLİĞİ DEĞİL İÇERİĞİ”

Daha sonra söz alan Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, İş Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası ile ilgili itirazın ivediliğe değil, içeriğe olduğunu vurgulayarak, tasarruf tedbirlerinin hak budaması şeklinde değil de genel olarak bir tasarruf paketi şeklinde ortaya konması halinde değerlendirilebileceğini söyledi.

BELEDİYELER (DEĞİŞİKLİK) YASA TASARISININ İVEDİLİĞİ KABUL EDİLDİ.. OĞUZ: “ANOMALİ GİDERİLDİ”

Ardından Belediyeler (Değişiklik) Yasa Tasarısının ivediliği görüşüldü ve tezkere oybirliği ile kabul edildi.

Konuşmasında Belediyeler (Değişiklik) Yasa Tasarının genel gerekçesini anlatan Maliye Bakanı Dursun Oğuz, emekliye ayrılan belediye başkanlarının emeklilik maaşlarının Maliye Bakanlığı tarafından karşılanması konusunda ortaya çıkan anomalinin giderildiğini ve maaşların Maliye Bakanlığı tarafından ödeneceğini kaydetti.

VASİYETNAMELER VE VERASET (DEĞİŞİKLİK) YASASININ İVEDİLİĞİ KABUL EDİLDİ

Genel kurul daha sonra evlilik dışında doğan çocuklarla ilgili bazı düzenlemeleri içeren Vasiyetnameler ve Veraset (Değişiklik) Yasası’nın ivediliği görüşüldü ve tezkere oybirliğiyle kabul edildi.

Hukuk, Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi Başkanı ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Yasemi Öztürk, Aile Yasası’ndaki düzenlemelere paralel düzenlemeler yapılması gerektiği için söz konusu yasada değişiklik çalışması yaptıklarını anlatarak, bu düzenleme ile evlilik dışı doğan çocukların da miras gibi konularda hak sahibi olacağını anlattı.

ÖZEL HAYATIN VE HAYATIN GİZLİ ALANININ KORUNMASI (DEĞİŞİKLİK) YASA ÖNERİSİNİN İVEDİLİĞİ REDDEDİLDİ

Genel kurul daha sonra Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması (Değişiklik) Yasa Önerisi’nin ivediliğini görüşüp,  oyçokluğuyla reddetti.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, ivedilik talebiyle ilgili konuşmasında, yasanın uygulanmasında Avrupa Birliği İnsan Hakları Mahkemesi’nin ne dediğine bakılması ve polis içinde yaygın bir eğitim gerektiğine vurgu yaptı.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ise, basın özgürlüğüne değinerek, vatandaşlıklarla ilgili ortaya çıkan bir ses kaydı nedeniyle gazetecilerin soruşturulmasını eleştirdi.

UBP Milletvekili Özdemir Berova, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması (Değişiklik) Yasa Önerisi ile ilgili tereddütleri olduğunu ve UBP olarak red oyu kullanacaklarını kaydetti.
CTP Milletvekili Doğuş Derya, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması (Değişiklik) Yasa Önerisi’nde yasa dışı kayıt yapmanın suç olduğunu ama bunun bir gazetecinin eline geçmesi halinde gazetecinin bunu incelemesinin suç olmadığını belirtti. 
HP Genel Başkanı Kudret Özersay ise, özel hayatın gizliliği ile basın özgürlüğü arasında denge kurulması gerektiğini vurguladı ve HP olarak yasa önerisine destek vereceklerini belirtti. 

ÖZYİĞİT: “ÜLKE YANGIN YERİ, SAYIN TATAR SARAY PEŞİNDE” 

Güncel konuşma yapmak üzere ilk sözü alan TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, ABD Başkanı Joe Biden ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü görüşmesinden beklentisinin Kıbrıs konusunda yeniden masaya dönülmesi olduğunu vurguladı.

Pandeminin hala devam ettiğini hatırlatan Özyiğit, planlı bir aşılamayla riskin azaltılmasını istedi. Özyiğit, kapıların açıldığını ancak ekonomide beklenen hareketliliğin yaşanmadığını da kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’ya yakıt ihalelerini neden iptal ettiklerini de soran Özyiğit, Arıklı’yı Mağusa surlarına dikilen bayrağın indirilmesi hususunda yaptığı “eller kırılır” açıklaması nedeniyle eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a da eleştiriler yönelten Özyiğit, “Ülke yangın yeri, Sayın Tatar saray peşinde” dedi. Özyiğit Tatar’ı basına yönelik olarak kullandığı “dış mihrakların uzantısı” ve “komplocu” gibi yakıştırmalar nedeniyle de eleştirdi.

Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik müdahalelerle ilgili ortaya çıkan rapora da değinen Özyiğit, “Bu araştırma Meclis tarafından yapılmalıydı” dedi.

ÖZERSAY: “ÇANAKKALE KAMPLARI YAPILABİLİYORSA, TELAFİ EĞİTİMİ DE YAPILABİLİR”

HP Genel Başkanı Kudret Özersay, “Hükümetin Halleri” konulu güncel konuşmasında, yüzyüze eğitim yapılamamasından dolayı ciddi sıkıntılar yaşandığını belirterek, bir telafi uygulaması yapılması gerektiğini kaydetti.

Telafi uygulamasının bu yaz döneminde başlaması gerektiğini söyleyen Özersay, “Çanakkale kampları yapılabiliyorsa, telafi eğitimi de yapılabilir” dedi.

Aşı planlamasında öğretmenlerle ilgili bir söz verildiği, bir taahhütte bulunulduğunu kaydeden Özersay, “Eğitimi sonradan yine kesintiye uğratmayalım” uyarısında bulundu.

Ülke genelinin aşılanması ile ilgili olarak da çelişkili açıklamalar yapıldığını savunan Özersay, toplumun yüzde kaçının aşılandığı ile ilgili farklı rakamlar ifade edildiğini söyledi.

ÖZERSAY’DAN ARIKLI’YA: “BİRAZ EDEP”

Başbakan Yardımcısı Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’yı Mağusa surlarına dikilen bayrağın indirilmesi hususunda yaptığı açıklamayı da eleştiren Özersay, tartışmanın bayrakla ilgisi olmadığını, amacın  gündem değiştirmek olduğunu savundu.

Arıklı’nın piyasayı ucuzlatamadığı için gündemi değiştirmeye çalıştığını ve çok da kötü bir dil kullandığını kaydeden Özersay, “Siz bakansınız, devleti temsil ediyorsunuz. Sizi devletin itibarını zedeleyecek tavırlardan kaçınamaya davet ederim. Biraz edep. Lütfen yapmamaya özen gösterin yaptıktan sonra özür dilemeye değil” ifadelerini kullandı.

Bakanlar Kurulu kararı ile satın alınıp dağıtılan hellimlerle ilgili “Halkın parası ile hellim satın aldınız, UBP olarak dağıttınız” iddiasını yineleyen Özersay, hellimlerin UBP örgütleri tarafından dağıtıldığını savunarak, konunun polislik olacağını belirtti.

ÇAVUŞOĞLU: “DAĞITIM BELEDİYELER, KAYMAKAMLIKLAR VE MUHTARLAR YARDIMIYLA YAPILDI”

Özersay’ın hellim dağıtımı ile ilgili iddiası üzerine söz alan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, hellimlerin UBP örgütlerince dağıtıldığı iddiasını reddetti.
Çavuşoğlu, süt üreticilerini desteklemek amacıyla 3 milyona kadar hellim alınması ve halka dağıtılması yönünde bir karar verdiklerini ve bu dağıtımı belediyeler, kaymakamlıklar ve muhtarlar yardımıyla gerçekleştirdiklerini belirtti.

ÖZERSAY

Çavuşoğlu’nun yanıtı üzerine HP Genel Başkanı Kudret Özersay, hellimlerin UBP örgütlerince dağıtıldığı iddiasını yineleyerek, UBP örgütlerinin hellim dağıttığı 5 bölgenin adını Çavuşoğlu’na verdiğini söyledi.

DENKTAŞ

Konuyla ilgili konuşan DP Milletvekili Serdar Denktaş ise, “Burada hellimin nasıl dağıtıldığından çok, bu kadar insanın muhtaç duruma gelmiş olmasıdır konuşulması gereken” dedi.

Haber: Filiz Seyis

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC eski Başbakan ve Meclis Başkanlarından Hakkı Atun’u evinde ziyaret etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, eski Başbakan ve Meclis Başkanı Hakkı Atun’u evinde ziyaret ederek Kıbrıs konusunda yaşanan son gelişmeler ve iki devlet siyaseti üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Tatar, Hakkı Atun’un görüş ve değerlendirmelerinin çok önemli olduğunu ifade ederek, “Bugün izlediğimiz siyaset sizlerden aldığımız bayrağın, Kurucu  Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın devlete ve egemenliğimize sahip çıkılması yönündeki vasiyetinin devamıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, iki devlet siyasetinin halk arasında yer bulduğunu belirterek, yıllardır süren ortaklık temelinde bir anlaşmaya ilişkin görüşmelerin sonuçsuz kaldığını anımsattı.

Dünyadaki dengelerin artık değiştiği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgedeki hak ve milli çıkarları göz önünde bulundurulduğunda iki devlet siyasetinin çok daha önemli bir noktaya geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, toplumdan topluma değil, devletten devlete bir anlaşma olması gerektiğini söyledi.

Federasyon temelinde bir anlaşma modelinin içerdiği tehlikelere işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, zamanla sıfır garanti ve sıfır asker hedefini barındıran federasyon temelli bir ortaklıkta çoğunluğun azınlığa hükmettiği bir zeminle Girit misali Kıbrıs Adası’nda da Kıbrıs Türklerinin sonunun geleceğini söyledi.

Ortaya konulan iki devlet siyasetinin arkasında Türkiye Cumhuriyeti’nin de büyük desteğinin olmasının son derece önemli olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Hakkı Atun’a iki devlet siyasetine ilişkin desteği ve ortaya koyduğu görüşler dolayısıyla teşekkür etti.

Hakkı Atun da, Kıbrıs Türklerinin Gazze’de olduğu gibi bertaraf edilmesini isteyen zihniyetin sürdüğüne işaret ederek, “Bu zihniyet ile anlaşabilmek artık hayaldir. İki devlet siyasetine sarılmaktan başka bir yol yoktur ve Türkiye’nin bu konuda Cumhurbaşkanımızı inançlı bir biçimde desteklemesi, aynı paralelde olması ve ‘aynı yoldayız’ demesi bizim için büyük bir şanstır” dedi.

Stratejik yönden Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’nin ‘olmazsa olmazı’ olduğunu belirten Atun, karşılıklı olarak KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti’nin birbirine sahip çıkmasının önemini vurguladı. 

Atun, devletimize inanarak sahip çıkan Cumhurbaşkanı Tatar’ın doğru yolda olduğunun altını çizdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Üstel: KKTC’deki barış sayesinde birçok ülkeden çocuklarımız kendi kültürlerini sergilemek için buraya geldi

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, 11. Beyarmudu Belediyesi Patates Kültür ve Sanat Festivaline katıldı…

‘KKTC’DE VAROLAN BARIŞTAN KAYNAKLI BİRÇOK ÜLKE KÜLTÜRÜNÜ SERGİLEMEK İÇİN BURADA’

Başbakan Ünal Üstel, Festivalinde bir konuşma yaparak, “Kıbrıs Türk’ü bugünleri yaşamak için 75 yıl bıkmadan usanmadan mücadele etti. Hep varoluş mücadelesi verirken çocuklarla, kadınlarla ve gençlerle mücadele etti. Kıbrıs Türk halkı bu mücadeleyi verirken her zaman yanında Anavatan Türkiye Cumhuriyeti vardı” dedi.

‘BARIŞ SAYESİNDE BİRÇOK ÜLKE BURADA’

11. Beyarmudu Belediyesi Patates Kültür ve Sanat Festivaline, kültürünü sergilemek için birçok ülkenin geldiğine dikkat çeken Üstel, “Buradalar çünkü KKTC ‘de barış var. Barış sayesinde birçok ülkeden çocuklarımız kendi kültürlerini sergilemek için buraya geldi” şeklinde konuştu.

PATATES KKTC’NİN EN ÖNEMLİ İHRAÇ ÜRÜNÜ

Patatesin KKTC’ nin en önemli ihraç ürünlerinden biri olduğuna vurgu yapan Üstel, ” Uygulanan her türlü ambargoya karşı patatesi Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinden istediğimiz şekilde ihraç ediyoruz. Dünya bize ne kadar ambargo uygulasada biz yolumuza devam edeceğiz”ifadelerini kullandı

‘EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR’

Üstel, festivalin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gülbahar:KKTC ile TMT ruhunu yaşatmak zorundayız

Published

on

By

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, Rum-Yunan ikilisinin, İsrail’le birlikte ne hayaller kurduğunun ortaya çıktığına işaret ederek, tüm partileri bölgede yaşananları iyi değerlendirerek Türkiye’nin adadaki varlığının kalıcılığı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve ekonomik kalkınmasının sağlanması noktalarında birleşmeye davet etti.

Aziz Gülbahar, 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı mesajında, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın adayı Yunan yapmak isteyen terör örgütü EOKA ile aynı olan bir örgüt olarak göstermek isteyen “zaman ve zemin kavramını, tarihi gerçekleri bilmeyen talihsiz kişiler” olarak niteledi.

Gülbahar, “TMT, Atatürkçü , özgürlükçü bir örgüttü; Tıpkı Türk Kurtuluş Savaşı’ndaki Kuvva-yi- Milliye gibi Yunan yayılmacılığı ile emperyalizme karşı mücadele verdi. Bugün de İsrail ve Rum kesiminin hayalleri, AB ve ABD’nin onlara kol kanat germesi nedeniyle TMT ruhunu yaşatmak zorundayız” dedi.

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Gülbahar, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk Halkı Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’ı Yunan yapma hayalleri dolayısı ile çok sıkıntılı dönemler yaşadı. Çok bedeller ödenerek, acılar çekilerek bugünlere gelindi. Oysa, Kıbrıs’taki Türk varlığı bundan tam 454 yıl önce başladı ve adanın Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmesi ile Ortodoks Rumlar hem dini hem de mali açıdan rahata kavuştular. Buna rağmen İngiliz’in bir oyunla Ada’yı Osmanlı’dan kapması sonrası, Türk milletine düşmanlık gütmeye başlayan Kıbrıs Rumları adayı Yunan hegemonyasına sokmak için akla gelen her türlü şiddete, entrikaya başvurdular. Bazı isyan girişimlerinden netice alamayan Rumlar 1950 yılında AKEL ve Kilise’nin önderliğinde adanın Yunanistan’a bağlanması için plebisit yaptı. Plebisit kabul görmeyince 1 Nisan 1955’te, adanın Yunan yapılmasını amaçlayan silahlı mücadele için EOKA terör örgütünu kuruldular. Kıbrıs Türkü buna tepkisiz kalamazdı. 9 Eylül, Karaçete ve Volkan gibi örgütlerle Rumlara yanıt verilmeye çalışılmasından sonra 1 Ağustos 1958’de Türk Mukavemet Teşkilatı vücuda getirildi. TMT’nin kuruluşu Kıbrıs Türk Halkı için tarihi bir dönüm noktasıdır. TMT kurulmasaydı Rum hedefine ulaşacaktı. TMT kurulmasaydı Rum Kıbrıs Türkü kendi kaderini tayin hakkını, özgürlüğünü elde edemeyecek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olgusuna ulaşamayacaktı. Dolayısı ile tarihimizi iyi bilmek durumundayız. Özgürlüğümüze, egemenliğimize, güvenliğimize, kısacası devletimize sahip çıkmamız gerekir. Aksi takdirde gün gele yeni bir kurtuluş mücadelesi vermek zorunda kalacağız”

Dünyadaki pek çok devlet gibi KKTC’nin de ekonomik, sosyal ve siyasal sorunları olabildiğini ancak bu sorunlardan dolayı devletten vazgeçmenin sözkonusu olmadığını söyleyen Gülbahar, “Rum-Yunan ikilisinin insanlık suçu işleyerek yüz binlerce masum Filistinliyi katleden İsrail ile işbirliğinin amacının Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarmak, Kıbrıs Türkü’nü Gazze ve Batı-Şeria’daki Filistinlilerin durumuna düşürmek olduğu artık ortaya çıkmıştır. Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri’ne Güney Kıbrıs’ta ek üsler sağlanması da Rum-Yunan -İsrail üçlüsünün kötü niyetlerinin bir ürünüdür” dedi.

Gülbahar, şöyle devam etti:

“Bunun için bizler birlik-beraberliğimizi pekiştirecek, TMT ruhunu yaşatarak Devletimize sahip çıkacak, iki Devletin işbirliği yapacakları bir anlaşma istediğimizi net olarak ortaya koyacak ve Anavatan Türkiye ile birlikte yürümeye devam edeceğiz. Bir anlaşma olsun. Kimse olmasın demiyor. Ama yaşanan gelişmeler hele hele son olarak bir İsrail gazetesinin ifşa ettiği hayaller ortadayken Kıbrıs’ta artık federasyon olamaz, Kıbrıs Türkü federasyon oyunu altında egemenliğinden geri adım atamaz, Türkiye buradaki askeri varlığını hayal kuranların bizler için tehdit oluşturacakları seviyeye indiremez.

Türkiye’nin tek yanlı müdahale hakkını içeren etkin ve fiili garantisinin devamı bizim için vazgeçilmezdir. Egemen eşitliğimizin devamı bizim için yaşamsaldır. Anlaşma olacaksa iki egemen Devlet’in işbirliği, iki Halkın ekonomik ve sosyal ilerlemesi için olacak; yani iki Halk kendi Devletleri’nde kendi seçtikleri yönetimlerde yaşayacaklar ama anlaştıkları alanlarda iş birliği yapacaklar.

Bu duygu ve düşüncelerle, Millî Mücadele Vakfı olarak Toplumsal Direniş Bayramımızı candan kutlar, bugünlere gelmemizi sağlayan tüm şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi saygı ve şükranla anarız.”

Devamını Oku

Trending

Reklam