Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

BMGK’da reform isteği her geçen gün artıyor

BMGK, son yıllarda birçok konuda veto gücüne sahip ülkelerin çıkarları nedeniyle barış ve güvenliği sağlama sorumluluğunu yerine getiremediği için başta Türkiye olmak üzere, ülkeler tarafından eleştiriliyor ve reform çağrıları her geçen gün artıyor.

Published

on

Türkiye, 21. yüzyılın gerçeklerini yansıtmayan mevcut Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) sisteminin yapısının değişmesi gerektiğini sık sık gündeme getiriyor.

Güvenlik Konseyi reformu konusunda ısrarcı olan ülkelerden biri de Almanya.

Almanya, BM Güvenlik Konseyi’ne 6 kez geçici üye seçildi, Konsey’de en son 2019-2020 döneminde görev yaptı.

ABD’nin ardından BM sistemine gönüllü katkıları dahil en fazla fon sağlayan ikinci ülke olan Almanya, küresel arenadaki konumu gereği konseyde daimi üye olarak temsil edilmek istiyor ve reform talep ediyor.

Diplomatik çevrede “cesur” ve “sözünü esirgemeyen” biri olarak tanınan ve görev süresi dolan Almanya’nın BM Büyükelçisi Cristoph Heusgen’in, gelecek aylarda döneceği Berlin’de önemli bir göreve getirileceği konuşuluyor.

Heusgen, 2. Dünya Savaşı’nın ardından tekrar inşa edilen dünyayı temsilen, küllerinden doğan bir Anka kuşunun resmedildiği, Norveçli ressam Per Krogh’a ait tablonun asılı olduğu BM Güvenlik Konseyi’nde soruları yanıtladı, mevcut sistemin neden değişmesi gerektiğini anlattı.

“Konsey’in istediğimiz yönde ilerleme kaydedemediğini görüyoruz”

BM Güvenlik Konseyi’nin, 2. Dünya Savaşı’nın ardından savaşları önlemek ve sorunları çözmek için kurulduğuna, amacına hizmet etse de Soğuk Savaş döneminde çoğu konuda tıkandığına dikkati çeken Heusgen, “Bugün pek çok konuda Güvenlik Konseyi’nin istediğimiz yönde ilerleme kaydedemediğini görüyoruz.” dedi.

“Değişim olması gerektiğine inanıyoruz”

En son reformun, Konsey’e 4 geçici üyenin eklendiği 1960’larda yapıldığını ve o tarihten bu yana yapısının değişmediğini söyleyen Heusgen, “Değişim olması gerektiğine inanıyoruz. Almanya açısından önemli çünkü BM sistemine en fazla katkı sağlayan ikinci ülkeyiz. Güvenlik Konseyi’nin kabul görmesi, insanların gerçekten bunun kendilerini temsil eden bir sistem olduğuna inanması için de yapısının değişmesi gerek, günümüz dünyasını yansıtması gerek.” diye konuştu.

BMGK’de daimi üye olarak temsil edilen tek bir Afrika ülkesi yok

Heusgen, 1960’lardaki BMGK reformu sırasında Konsey’de birçok Afrika ülkesinin yer almadığına, halihazırda da 54 Afrika ülkesinin hiçbirinin daimi üyeliğinin bulunmadığına dikkati çekti. Heusgen şöyle devam etti:

“Biz Hindistan, Japonya ve Brezilya ile çalışıyoruz; nüfus, barış gücü, BM’ye katkı ve farklı kıtaları temsil eden ülkeler olarak konseyde daimi üyelik istiyoruz. Afrika grubunu da destekliyoruz. Afrikalılar daimi üye olarak iki koltuk istiyor ve G4 (Almanya, Brezilya, Hindistan, Japonya) yani bizim grubumuz bunu destekliyor.”

Güvenlik Konseyi’nde 25 ila 27 ülke temsil edilebilir

Sorunun bir araya gelip müzakerelere başlayamamak olduğunu belirten Heusgen, “Henüz o noktada değiliz. Her yıl ülkeler kendi vizyonlarını ve ne istediklerini sunuyor, hepsi bundan ibaret ama bu yeterli değil.” dedi.

Heusgen, konseyin genişletilmesi gerektiğini belirterek şu an 5 daimi, 10 geçici üyesi olan BMGK’nin, üye sayısını 25 ila 27’ye çıkarılabileceğini dile getirdi.

Çin ve Rusya BM Güvenlik Konseyi reformuna karşı çıkıyor

Heusgen, BM Güvenlik Konseyi’nde veto gücü olan iki daimi üye Çin ve Rusya’nın reform müzakerelerine yönelik süreci engellediğine işaret ederek “Statükodan çok memnunlar ve bir değişiklik istemiyorlar.” ifadesini kullandı.

Güvenlik Konseyi reformu müzakerelerinin BM Genel Kurulu bünyesinde yapıldığını anlatan Heusgen, şunları kaydetti:

“Bu yıl, BM’nin 75. yıl dönümü olması nedeniyle çok önemli ve bu vesileyle kabul edilen deklarasyonda 193 ülke lideri reform müzakerelerinin yeniden canlandırılmasını istedi. Genel Kurul’da birkaç oturum yapıldı. Bu süreci Polonya ve Katar yürütüyor. Tüm tartışmalar temelinde ilerde müzakerelerin temelini oluşturacak bir sonuç ürettiler. Bunun kabul edilmesinden çok umutluyduk ama Genel Kurul Başkanı, Türk meslektaşım Volkan Bozkır, Katar ve Polonya’nın tek sayfalık teklifi yerine geçen seneki iki sayfalık öneriye dönülmesini istedi, büyük hayal kırıklığı yaşadık ama müzakereleri bir adım daha ileri götürebilmek için üzerinde hala çalışıyoruz. Bu Almanya için değil, BM’den umut bekleyen, meşruiyetini ve güvenilirliğini sorgulayan birçok kişinin iyiliği için gerek. Değişim yapmamız gerek ve umarım Genel Kurul Başkanı bu konuda daha istekli olur.”

“Müzakereler başlarsa reformlarda ilerleme kaydedilebilir”

Heusgen, reformların kısa sürede yapılamayacağını ancak gerçek anlamda müzakereler başlarsa ilerleme kaydedilebileceğini belirterek “Ben daha önce Avrupa Birliğinde de çalıştım. Devlet, hükümet başkanları gelirdi, bir gece, iki gece, üç gece, çok ayrı noktalarda olsalar da sonunda uzlaşırlardı. Reformlar da başarılabilir ama başarmak için gerçekten hazır olmak gerek. BM’nin işlevini yerine getirdiğini, BM Güvenlik Konseyi’nde reform yapıldığını ve bugünün dünyasını temsil ettiğini görmek istiyoruz. ” diye konuştu.

“Veto gücü olan ülkeler bu haklarından vazgeçmeye hazır değil”

Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ABD, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin’in reform yapılması durumunda veto haklarının kaldırılması ya da kısıtlanmasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Heusgen, “İdeal bir dünyada veto gücü olmaması tabii ki iyi olurdu ama gerçekçi olmak zorundayız. Veto, konseyin kurulması için bu ülkelerin ön koşuluydu. Bu haktan vazgeçmeye hazır değiller.” değerlendirmesini yaptı.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Hindistan savaş uçaklarının Cammu Keşmir’de devriye uçuşuna Pakistan’dan yanıt

Published

on

By

Hindistan’a ait Rafale savaş uçaklarının dün gece Cammu Keşmir bölgesinde devriye uçuşu yaptığı ve Pakistan’ın da karşılık verdiği bildirildi.

“Associated Press Pakistan” haberinde, Hindistan Hava Kuvvetleri’ne (IAF) ait 4 Rafale savaş uçağının, Cammu Keşmir hava sahasında “Hindistan ulusal coğrafi sınırları içinde” devriye uçuşu yaptığı belirtildi.

Pakistan Hava Kuvvetleri’ne (PAF) ait savaş uçaklarının “Hint unsurların hareketini ivedilikle saptadığı ve zamanında ve dikkatli yanıt verdiği” aktarılan haberde, yanıt sonrası IAF uçaklarının bölgeden geri çekildiği bildirildi.

The Express Tribune haberinde de PAF’ın “Hindistan menşeli saldırganlığa” uygun yanıt vermek için “tamamen hazır ve tetikte olduğu” kaydedildi.

– “Tam operasyonel özgürlük” mesajı

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, dün akşam Savunma Bakanı Rajnath Singh ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval dahil üst düzey yetkililerle bir araya gelmişti.

Görüşmeye ilişkin açıklamada, Cammu Keşmir’de 22 Nisan’daki terör saldırısına yanıtın biçimi ve zamanlaması için Hindistan’ın “tam operasyonel özgürlüğe sahip olduğu” bildirilmişti.

– ⁠Pahalgam’daki terör saldırısı

Hindistan’ın idaresindeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan’da turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.

Saldırıyı düzenleyenlerin “Pakistan’dan geldiği” suçlamasında bulunan Hindistan, “İndus Suları Anlaşması”nı askıya almış, Yeni Delhi’de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini istemiş ve Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerinin askıya alındığını, daha önce verilen tüm vizelerin iptal edildiğini duyurmuştu.

Pakistan, suçlamaları reddederek Hindistan’ın İslamabad’daki diplomatik personel sayısına sınırlama getirmiş, “İndus Suları Anlaşması”nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri “savaş nedeni” sayacağını ilan etmiş, Hindistan ile her türlü ticareti askıya almış ve hava sahasını kapatmıştı.

Devamını Oku

Dünya

Hindistan, hava sahasını Pakistan’a ait uçuşlara kapattı

Published

on

By

Hindistan, hava sahasını 23 Mayıs’a kadar Pakistan’a ait ya da Pakistan tarafından işletilen tüm uçuşlara kapattığını duyurdu.

India Today gazetesinin haberine göre, Hindistan hükümeti, Pakistan’a ait sivil ve askeri uçakların Hint hava sahasını kullanmasını yasaklayan havacılık bildirisi (NOTAM) yayımladı.

NOTAM’da, kısıtlamanın, Pakistan tarafından işletilen veya kiralanan tüm uçakları kapsadığı ve bugünden itibaren 23 Mayıs’a kadar geçerli olacağı belirtildi.

Öte yandan Pakistan da 24 Nisan’da, hava sahasının Hindistan’a ait ya da Hindistan tarafından işletilen tüm uçuşlara kapattığını açıklamıştı.

⁠Pahalgam’daki terör saldırısı
Hindistan’ın idaresindeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan’da turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.

Saldırıyı düzenleyenlerin “Pakistan’dan geldiği” suçlamasında bulunan Hindistan “İndus Suları Anlaşması”nı askıya almış, Yeni Delhi’de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini istemiş ve Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerinin askıya alındığını, daha önce verilen tüm vizelerin iptal edildiğini duyurmuştu.

Pakistan, suçlamaları reddederek Hindistan’ın İslamabad’daki diplomatik personel sayısına sınırlama getirmiş, “İndus Suları Anlaşması”nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri “savaş nedeni” sayacağını ilan etmiş, Hindistan ile her türlü ticareti askıya almış ve hava sahasını kapatmıştı.

Devamını Oku

Dünya

İsrail, yangınlar nedeniyle uluslararası yardım talebinde bulundu

Published

on

By

Kudüs ile Tel Aviv arasında yangınlar sebebiyle 5 yerleşim yeri tahliye edilirken, soykırımcı İsrail hükümeti uluslararası yardım çağrısında bulundu. Yangın katil İsrail’in üslerine de ulaştı, çok sayıda asker alevler arasında kaldı.

İsrail itfaiye teşkilatı, Kudüs ile Tel Aviv arasındaki Eştaol Ormanı’nda başlayan ve yayılan yangın nedeniyle Neve Şalom, Bekoa, Taoz, Naşşon ve Mesilat Zion yerleşim birimleri tahliye edildiğini duyurdu.

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde ise Tel Aviv yönetiminin, yangınlara müdahale için aralarında Yunanistan, Hırvatistan, İtalya, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin olduğu 6 ülkeden uluslararası yardım talebinde bulunduğu ve yangın söndürme uçaklarının gelişi için hazırlık yapıldığı aktarıldı.

İsrail İtfaiyesi, Kudüs ile Tel Aviv arasında ormanlık alanda çıkan yangının tarihin en büyük yangınlarından biri olduğunu açıkladı.

KAN, 12 yangın söndürme uçağı ve 50 kurtarma ve yangın söndürme ekibinin şiddetli rüzgarın etkisiyle yayılan yangını kontrol altına almak için çalıştığını bildirdi.

Kudüs ile Tel Aviv arasındaki şiddetli rüzgarla büyüyen yangınlar nedeniyle iki şehir arasındaki bazı otoyolların ulaşıma kapatıldığı aktarıldı.

Anadolu Ajansına (AA) konuşan İsrail Polisi Sözcüsü Dean Elsdunne, bölgedeki yangının yayıldığını ve ülkenin önemli otoyollarından 1 No’lu otobana yaklaştığını belirtti.

Elsdunne, “Polis ve itfaiye teşkilatı, itfaiye teşkilatının işini yapabilmesi ve yangını kontrol altına alabilmesi için sivilleri bölgeden tahliye etmek amacıyla titizlikle ve hızla çalışıyor.” ifadesini kullandı.

Katil İsrail ordusunun X hesabından yapılan açıklamada, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in İç Cephe Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve ordu birliklerine, yangınla mücadele için polise, itfaiyeye ve kurtarma ekiplerine gerekli her konuda yardımcı olmalarını emrettiği aktarıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam