Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Kotak: Türkiye’den Türk Lirası ile ithalat için düzenleme şart

Published

on

 Halkın Partisi (HP) Genel Başkan Danışmanı Serhat Kotak, Türkiye’den ithalatın döviz üzerinden yapıldığına işaret ederek, bunun iyileştirilmesi gerektiğini belirtti.

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, Serhat Kotak bugün, katıldığı bir programda yaptığı açıklamada, Türkiye’den gelen ürünlerin döviz üzerinden değil de Türk Lirası üzerinden yapılması gerektiğini kaydetti.

Son günlerde Türk Lirası’nın yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmesiyle insanların alım gücünde ciddi düşüş yaşandığına dikkat çeken Kotak, kendi içimizde ekonomi yönetiminin sergilenmesinin bazı sıkıntıları giderebileceğini belirtti.

Türkiye’deki firmalarla döviz üzerinden ticaret yapıldığına dikkat çeken Serhat Kotak, bunun uluslararası ticaretin kuralı olarak uygulandığını ifade ederek, “Bu kadar protokoller imzalıyoruz. Buradaki yönetimde olan seçtiğimiz ve kabineye gidenler Türkiye’dekilerle bire bir görüşmeler yapıyorlar. Bu konuda bir adım atılmaması kabul edilebilir bir şey mi? En azından Türkiye üzerinden yapılan ticarette iyileştirilmeler yapılırsa bu doğrudan marketlere yansıyacak” diye konuştu.
Ülkedeki ekonomik yapının ithalata bağlı bir ekonomi olduğunu ifade eden Kotak, Türkiye üzerinden yapılan ticaret iyileştirilirse bunun marketlere yansıyacağını söyledi.

Kotak, babası merhum İsmet Kotak’ın gerek KKTC siyasetinde gerekse de Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nda önemli görevlerde yer aldığını anımsatarak, babası idolü olarak gördüğünü, çekirdekten yetiştiğini ve babasının duruşunun kendisini şekillendirdiğini söyledi.
Kotak, kendi fikirsel birikimini idealizmle birleştirdiğinde, kendisini de siyaset içinde bulduğuna işaret ederek, son bir yıldır ülkenin kötü yönetilmesi sonucu aktif siyasete girme kararı aldığını belirtti.

Halkın Partisi’nin halk tarafından farklı bir noktada değerlendirildiğini ifade eden Kotak, daha geleneksel partilere bakıldığında HP’den beklentilerin yüksek olduğunu vurguladı.
Kotak, partilerin icraatı ve duruşlarından dolayı ülkenin bu noktaya geldiğini söyleyerek, HP’nin bunu değiştirmek için sahaya çıkan bir parti olduğunun altını çizdi.

Kotak, kendi içimizde ekonomi yönetiminin sergilenmesinin bazı sıkıntıları giderebileceğini belirterek, uluslararası ticaretin belli kuralları olduğunu söyledi.
Kotak, son günlerde Dövizin TL karşısında güç kazandığını ve kurların sürekli artmasının ülkeyi darboğaza soktuğunu ancak tek sorunun da bu olmadığını söyledi.
Kotak, kurun etkisini tamamen ortadan kaldırmanın mümkün olmayacağını ancak, bunu halka ve iş insanlarına yansıtılmasıyla ilgili iyileştirilmeler yapılabileceğine dikkat çekti.

Türkiye’deki firmalarla döviz üzerinden ticaret yapıldığına dikkat çeken Serhat Kotak, bunun uluslararası ticaretin kuralı olarak uygulandığını ifade ederek, “Bu kadar protokoller imzalıyoruz. Buradaki yönetimde olan seçtiğimiz ve kabineye gidenler Türkiye’dekilerle bire bir görüşmeler yapıyorlar. Bu konuda bir adım atılmaması kabul edilebilir bir şey mi?” diye konuştu.
Kotak, Türkiye üzerinden yapılan ticaret iyileştirilirse bunun marketlere yansıyacağını da ifade etti.

Ülkedeki sorunların hala daha düzeltilebileceğini söyleyen Kotak, “İş rayından çıktı, hiç bir şey düzelmez noktasında değiliz. Ancak bunları yapmak için çok da zaman yoktur. Yönetilme şekli halk odaklı olmalı ve sonucu toplumsal yararlar sağlayacak şekilde adım atacak bir ekibin ülkeyi yönetmesi gerekiyor. Bu yüzden de 23 Ocak seçimleri önemlidir” diye konuştu.
HP’nin hükümette bulunduğu dönemlerde yaşanan kur krizine atıfta bulunan Serhat Kotak, “Bugün gelinen aşama yaşanmamıştı. Şimdiki hükümet, o dönem alınan kararların benzerini uygulabilirdi. Örneğin o dönemde gümrüklerde alınan vergiler noktasında kurlar sabitlenmişti.. Bu geçici bir süreyle uygulansa ekonomide bir nebze rahatlık sağlanabilirdi”  dedi.
Kotak, son olarak Başbakan’ın  Kıbrıslı Rumlara benzin satılmaması yönündeki çağrısını da eleştirerek “Bu mu bizim ekonomi yönetme şeklimiz?” diye sordu.Ekonominin iyileştirilmesi için pragmatik yaklaşımların önemine değinen Kotak, bazı dokunuşlarla olumlu sonuçlar sağlanabileceğini yineledi.

Kotak, “Bir buçuk milyar dolar ithalat yapan bir ekonomiden bahsediyoruz. Bu para, dışarıya veriliyor. Bu ekonomiyi çeviren para bize yeter, konu doğru yerlere kanalize edilmesidir. Acil reçeteler uygulanabilir” dedi.

Kotak ayrıca, seçimden sonra vergi politikalarına bakıp halkın yararına iyileştirmeler yapmasının önemine dikkat çekerek, doğru insanların doğru yere gelmesi gerektiğini ve önümüzdeki seçimin önemli olduğunu vurgulayarak, herkesi oy vermeye davet etti.

 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Gazze’ye yardım için yola çıkan gemiye saldırı İstanbul’da protesto edildi

Published

on

By

Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği üyeleri, Özgürlük Filosu Koalisyonunun (Freedom Flotilla Coalition-FFC) Gazze’ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıkan gemisine Malta yakınlarında insansız hava aracıyla saldırı düzenlenmesini protesto etti.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını sona erdirmek için dünyanın farklı yerlerinden kampanya ile inisiyatiflerin bir araya gelmesiyle oluşturulan ve olası tehlikelere karşı gizli tutulan FFC yardım gemisinin Malta yakınlarındaki uluslararası sularda insansız hava araçlarının saldırısına uğramasına tepki amacıyla İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde gösteri düzenlendi.

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından gruptakiler, ellerindeki pankartlarla İsrail aleyhine slogan attı.

– Dernek başkanı Songür gemiden canlı bağlantıyla yaşananları anlattı

Saldırıya uğrayan gemide bulunan Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı Beheşti İsmail Songür, protestoya canlı bağlantıyla katılarak, gemide yaşananları aktardı.

Gemiye tekrar bir saldırı yapılmasını beklediklerini kaydeden Songür, protestocu gruba, “Orada İsrail’e karşı göstereceğiniz destek bizler için koruma kalkanı olacak.” dedi.

Songür, Gazze’ye destekten vazgeçmediklerini, gerekirse aylarca limanlarda kalacaklarını, denizin ortasında yatacaklarını ve bu gemileri İsrail’in sınırlarına yığacaklarını belirtti.

Derneğin Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Ekrem Kubilay Karadeniz ise yalnızca sivil aktivistlerin bulunduğu ve amacı Gazze’deki ablukayı kırmak, bölgede yaşanan insan hakları ihlallerine dikkati çekmek olan gemiye, İsrail tarafından iki ayrı dron saldırısı düzenlendiğini söyledi.

Karadeniz, “Gemi limandan ayrılmadan önce, elektrik sistemine ve iletişim altyapısına yönelik saldırılar gerçekleştirilmiş, geminin dünyayla bağlantısı kesilmeye çalışılmıştır.” bilgisini verdi.

Saldırının uluslararası kamuoyunda geniş yankı bulduğunu ifade eden Karadeniz, “Tıpkı Mavi Marmara’da olduğu gibi, İsrail bu saldırısıyla bir kez daha kendi ayağına sıktı. Dünya, İsrail’in hukuk tanımaz ve saldırgan tutumunu bir kez daha görmüş oldu.” diye konuştu.

Özgürlük Filosu’nun, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yaşanan sivil kayıplara dikkati çekmek ve insani yardım ulaştırmak amacıyla Tunus’tan yola çıktığını anımsatan Karadeniz, geminin Malta Limanı’ndan katılacak yeni aktivistlerle Akdeniz’e açılacağını aktardı.

Grup, daha sonra konsolosluk önünden ayrıldı.

Devamını Oku

Dünya

Guterres’ten yapay zekanın basın özgürlüğü için ciddi riskler oluşturduğu uyarısı

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, yapay zekanın basın özgürlüğü açısından ciddi tehditler barındırdığı uyarısında bulundu.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla X’teki hesabından açıklama yapan Guterres, basın özgürlüğünün benzersiz bir tehdit altında olduğunu belirtti.

Guterres, paylaşımında “Yapay zeka, ifade özgürlüğünü destekleyebilir ya da bastırabilir. Önyargılı algoritmalar, açık yalanlar ve nefret söylemleri internetin mayınlarıdır.” ifadelerini kullandı.

Guterres, dijital tehditlerle mücadelenin en etkili yolunun doğrulanmış gerçeklere dayanmak olduğunu vurgulayarak, doğruluk ve tarafsızlık ilkesine bağlı haberciliğin önemine dikkati çekti.

BM tarafından 1993 yılında alınan kararla 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaya başlandı.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün bu yılki teması ise “Cesur Yeni Dünyada Habercilik: Yapay Zekanın Basın Özgürlüğüne ve Medyaya Etkisi” olarak belirlendi.

Devamını Oku

Dünya

Prens Harry, ailesiyle barışmak istediğini söyledi

Published

on

By

İngiltere Kralı 3. Charles’ın oğlu Sussex Dükü Prens Harry, ailesiyle barışmak istediğini belirtti.

Kraliyet Ailesiyle yaşadığı sorunların ardından ABD’de yaşamaya başlayan Prens Harry, kendisine sağlanan polis koruması seviyesinin düşürülmesi kararını taşıdığı mahkemenin karar duruşması ardından BBC’ye açıklamalarda bulundu.

Prens Harry, ailesiyle olan ilişkilerine yönelik değerlendirmelerde bulunarak, “Bazı aile üyelerimle aramda çok sayıda anlaşmazlık vardı.” ifadelerini kullandı.

Prens, Kraliyet Ailesi’ni affettiğini ancak 2023’te yazdığı anılar yüzünden ailesinin kendisini affetmediğini söyledi.

Prens Harry, “Ailemle barışmak istiyorum. Kavgayı sürdürmenin bir manası yok. Hayat çok değerli. Babamın (Kral Charles) ne kadar ömrü kaldığını bilmiyorum ama bu koruma meselesi yüzünden benimle konuşmuyor. Barışmak iyi olurdu.” ifadelerini kullandı.

– “Memleketimi çocuklarıma gösteremeyecek olmaktan dolayı üzüntü duyuyorum”

Kendisine sağlanan polis korumasının kaldırılması ve güvenlik seviyesinin düşürülmesini taşıdığı mahkemeyi kaybetmesinin kendisi açısından üzücü olduğunu aktaran Prens Harry, “Şu an ailemi İngiltere’ye güvenli şekilde getirmem imkansız. Eşimi ve çocuklarımı İngiltere’ye getirebileceğim bir dünya göremiyorum.” dedi.

İngiltere’yi özlediğini anlatan Sussex Dükü, “Memleketimi çocuklarıma gösteremeyecek olmaktan dolayı üzüntü duyuyorum.” diye konuştu.

Prens Harry, Başbakan Keir Starmer ve İçişleri Bakanı Yvette Cooper’dan kararı gözden geçirmesini isteyeceğini de kaydetti.

Eşiyle ABD’ye taşınma kararı almalarının ardından koruma seviyesinin düşürüldüğünü hatırlatan Prens Harry, bu kararın Kraliyet Ailesine geri dönmeleri için alındığını savundu.

Prens Harry, “Hükümet de olsanız, Kraliyet Ailesi de olsanız, babam ya da ailem de olsanız tüm farklılıklara rağmen güvende olduğumuzdan emin olmak istemez misiniz?” diye sordu.

Sussex Dükü Prens Harry ve eşi Meghan Markle, 2020 yılında Kraliyet Ailesiyle yaşadıkları sorunları öne sürerek kraliyet görevlerinden ayrılmış ve ABD’ye taşınmaya karar vermişti.

Dük ve Düşese verilen yüksek düzeyli polis koruması seviyesi düşürülmüştü.

Devamını Oku

Trending

Reklam