Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Özersay: Sanayicinin dün de yanındaydık, yarın da yanında olacağız

Published

on

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özeray, sanayicinin yaşadığı sıkıntıların aşılması noktasında, hükümette bulundukları dönemlerde adımlar attıklarını, bundan sonra da gerekli adımların atılmasında öncülük edeceğini belirtti.

Özersay, seçim sonrasında üreticinin sorunlarına yönelik kulaklarını kapayan değil, dinleyen, anlayan ve akılcı çözümler üreten bir hükümetin kurulması gerektiğine dikkat çekerek, “Halkın Partisi olarak, üreticimizin, sanayicimizin sorunlarını biliyoruz. Geçmişte hükümette bulunduğumuz dönemlerde bazı adımları başlattık. Örneğin prim desteğini bizim hükümette bulunduğumuz dönemde başlatmıştık” dedi.

Kıbrıs Türk halkının geçmişte de çok sıkıntılar yaşadığını, birlik ve beraberlik içerisinde bu sıkıntılarını aştığını bundan sonra da aşabileceğini ifade eden Özersay, seçimden sonra istikrarlı bir hükümetin kurulmasının bu açıdan da önemli olduğunu söyledi.

HP’den yapılan açıklamaya göre, Halkın Partisi yetkilileri dün Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nı ziyaret etti. Ziyarette, başta ekonomik sıkıntılar olmak üzere, Oda’nın ekonomiyle ilgili hazırladığı çalışmalar hakkına bilgi verildi, görüş alışverişinde bulunuldu.

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay ise ziyarette yaptığı konuşmada, Sanayi Odası’nı seçim döneminde ziyaret etmediklerini, son 1 yıl içerisinde istişarelerin olduğunu, üzerinde çalışılan konular olup görüş alışverişinde bulunduklarını anımsattı.

“Bu açıdan kendimizi o anlamda yakın hissediyoruz, bir anlamda sorunlarınızı biliyoruz” diyen Özersay, sorunların memleketin sorunları olup, çözümünün mümkün olan sorunlar olduğunu vurguladı.

“Ekonomi ile ilgili dünyanın çok ciddi bir sıkıntı içerisinde olduğunu, ülkemizin de ekonomik anlamda sıkıntılı bir dönemden geçtiğini, vatandaşın da bunu iliklerine kadar hissettiğini biliyoruz” diyen Özersay, başka sorunlarda olduğu gibi ekonomi ile ilgili sorunların da çözümünün mümkün olduğunu vurguladı.

Hatta bazı kriz dönemlerinin fırsata çevrilmesinin de mümkün olduğunu söyleyen Özersay, “Örneğin şimdi olduğu gibi döviz ile TL arasındaki makas ciddi anlamda açıldığında, olağan olarak ihracatta bir artış gerçekleşir. Fakat bizde dış ticaret açığı çok büyük olduğu için ve yerli üretime gerekli destek verilmediği için ihracat artışını bir avantaja çok fazla çeviremiyoruz. Özellikle Avrupa ile doğrudan ticaret veya bir biçimde kolaylaştırılmış Kıbrıs Türkü’nün kendi ürettiğini uluslararası alanda daha kolay biçimde pazarlayabilmesi, imkanını sağlayabilmesi için denetim kurumlarının koordineli şekilde çalışması bize göre de son derece önemlidir” dedi.

Bu bağlamda Halkın Partisi’nin istikrara önem veren bir parti olduğunu vurgulayan Özersay, “Halkın Partisi olarak yaklaşan seçimlerin ertesinde uzun ömürlü siyasi istikrar sağlayacak bir Hükümet vurgusu yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Ekonomik politikaları kağıt üzerinde tasarlamak, plan program yapmanın mümkün olduğunu ve daha öncede yapıldığını anımsatan Özersay, “Ama bunların sahaya geçmesi için bugün mü düştü yarın mı düşecek, bugün mü toplanamadı yarın mı toplanamayacak şeklinde bir hükümete değil daha uzun görevde kalacak ve siyasi istikrara katkı yapabilecek hükümetlere ihtiyacımız var. Seçimin ertesinde Halkın Partisi bu anlayışla bir duruş sergileyecek” dedi.

Bir diğer önemli konunun da yerli üretimin desteklenmesi olduğunun altını çizen Özersay, şunları aktardı: “Bu lafta kalmaması gerekir, özellikle bu dönemde girdi maliyetlerindeki artışın sizler açısından yarattığı sıkıntının farkındayız. Zaten sizinle istişare halinde, esas paydaş olarak ortaya koyduğunuz bu sıkıntıları bizde yakından takip ediyoruz. Bunların çözümü mümkün aslında. Devletin bir taraftan girdi maliyeti olarak elektrik konusunda, diğer taraftan prim desteği konusunda diğer taraftan bazı vergi kolaylıkları bağlamında katkı koyması ya da ham maddenin tedariki ve onun daha kolay bir biçimde elde edilmesi konusunda katkı koyması mümkün veya ham maddeyle ilgili alınan verginin hesaplanmasında katkı koymasında desteklemesi mümkün. Bu ve benzeri yaklaşımlarla üretimi desteklemek tam da pandeminin pek çok ülkeyi vurduğu dönemde, ülkelerin en azından temel ihtiyaçlarını kendi ürettikleriyle karşılayabilecek, bu anlamda kendi kendilerine yetebilecek bir noktada olmalarını parti olarak önemsiyoruz”

Bir yandan ihracat diğer yandan üretimin desteklenmesi, hepsinden önemlisinin de vatandaşın belini büken pahalılığın da önüne geçilmesi için geçmişte bazı somut önerileri olduğunu aktaran Özersay, “Bir kısmını hayata geçirebildiğimizi düşünüyorum. Söylediğim gibi prim desteğini bizim dönemimizde başlatabilmiştik. Ama daha iyi bir noktaya taşımak için maalesef sonradan devam ettirilemedi” dedi.

Halkın Partisi olarak ekonomik ve sanayi bölgelerinin yönetimi bağlamında Sanayinin Odası’nın üstleneceği sorumlulukla çok basit ve pratik adımlarla sorunların üstesinden gelmenin mümkün olduğu kanaatinde olduklarını söyleyen Özersay, “Evet, zor bir dönem. Dünya için de KKTC için de ama geçmişte çok daha zor günlerimiz oldu. Kıbrıs Türk halkı olarak bu sıkıntıların üstesinden hep birlikte geleceğiz. Siyasi istikrarla, esas ana paydaş konumunda olan sizin gibi örgütlerle doğrudan diyalog halinde ve yapıcı bir biçimde yaklaşarak, Halkın Partisi olarak biz bu duruşa sahibiz” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Gazze’ye yardım için yola çıkan gemiye saldırı İstanbul’da protesto edildi

Published

on

By

Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği üyeleri, Özgürlük Filosu Koalisyonunun (Freedom Flotilla Coalition-FFC) Gazze’ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıkan gemisine Malta yakınlarında insansız hava aracıyla saldırı düzenlenmesini protesto etti.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını sona erdirmek için dünyanın farklı yerlerinden kampanya ile inisiyatiflerin bir araya gelmesiyle oluşturulan ve olası tehlikelere karşı gizli tutulan FFC yardım gemisinin Malta yakınlarındaki uluslararası sularda insansız hava araçlarının saldırısına uğramasına tepki amacıyla İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde gösteri düzenlendi.

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından gruptakiler, ellerindeki pankartlarla İsrail aleyhine slogan attı.

– Dernek başkanı Songür gemiden canlı bağlantıyla yaşananları anlattı

Saldırıya uğrayan gemide bulunan Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı Beheşti İsmail Songür, protestoya canlı bağlantıyla katılarak, gemide yaşananları aktardı.

Gemiye tekrar bir saldırı yapılmasını beklediklerini kaydeden Songür, protestocu gruba, “Orada İsrail’e karşı göstereceğiniz destek bizler için koruma kalkanı olacak.” dedi.

Songür, Gazze’ye destekten vazgeçmediklerini, gerekirse aylarca limanlarda kalacaklarını, denizin ortasında yatacaklarını ve bu gemileri İsrail’in sınırlarına yığacaklarını belirtti.

Derneğin Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Ekrem Kubilay Karadeniz ise yalnızca sivil aktivistlerin bulunduğu ve amacı Gazze’deki ablukayı kırmak, bölgede yaşanan insan hakları ihlallerine dikkati çekmek olan gemiye, İsrail tarafından iki ayrı dron saldırısı düzenlendiğini söyledi.

Karadeniz, “Gemi limandan ayrılmadan önce, elektrik sistemine ve iletişim altyapısına yönelik saldırılar gerçekleştirilmiş, geminin dünyayla bağlantısı kesilmeye çalışılmıştır.” bilgisini verdi.

Saldırının uluslararası kamuoyunda geniş yankı bulduğunu ifade eden Karadeniz, “Tıpkı Mavi Marmara’da olduğu gibi, İsrail bu saldırısıyla bir kez daha kendi ayağına sıktı. Dünya, İsrail’in hukuk tanımaz ve saldırgan tutumunu bir kez daha görmüş oldu.” diye konuştu.

Özgürlük Filosu’nun, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yaşanan sivil kayıplara dikkati çekmek ve insani yardım ulaştırmak amacıyla Tunus’tan yola çıktığını anımsatan Karadeniz, geminin Malta Limanı’ndan katılacak yeni aktivistlerle Akdeniz’e açılacağını aktardı.

Grup, daha sonra konsolosluk önünden ayrıldı.

Devamını Oku

Dünya

Guterres’ten yapay zekanın basın özgürlüğü için ciddi riskler oluşturduğu uyarısı

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, yapay zekanın basın özgürlüğü açısından ciddi tehditler barındırdığı uyarısında bulundu.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla X’teki hesabından açıklama yapan Guterres, basın özgürlüğünün benzersiz bir tehdit altında olduğunu belirtti.

Guterres, paylaşımında “Yapay zeka, ifade özgürlüğünü destekleyebilir ya da bastırabilir. Önyargılı algoritmalar, açık yalanlar ve nefret söylemleri internetin mayınlarıdır.” ifadelerini kullandı.

Guterres, dijital tehditlerle mücadelenin en etkili yolunun doğrulanmış gerçeklere dayanmak olduğunu vurgulayarak, doğruluk ve tarafsızlık ilkesine bağlı haberciliğin önemine dikkati çekti.

BM tarafından 1993 yılında alınan kararla 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaya başlandı.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün bu yılki teması ise “Cesur Yeni Dünyada Habercilik: Yapay Zekanın Basın Özgürlüğüne ve Medyaya Etkisi” olarak belirlendi.

Devamını Oku

Dünya

Prens Harry, ailesiyle barışmak istediğini söyledi

Published

on

By

İngiltere Kralı 3. Charles’ın oğlu Sussex Dükü Prens Harry, ailesiyle barışmak istediğini belirtti.

Kraliyet Ailesiyle yaşadığı sorunların ardından ABD’de yaşamaya başlayan Prens Harry, kendisine sağlanan polis koruması seviyesinin düşürülmesi kararını taşıdığı mahkemenin karar duruşması ardından BBC’ye açıklamalarda bulundu.

Prens Harry, ailesiyle olan ilişkilerine yönelik değerlendirmelerde bulunarak, “Bazı aile üyelerimle aramda çok sayıda anlaşmazlık vardı.” ifadelerini kullandı.

Prens, Kraliyet Ailesi’ni affettiğini ancak 2023’te yazdığı anılar yüzünden ailesinin kendisini affetmediğini söyledi.

Prens Harry, “Ailemle barışmak istiyorum. Kavgayı sürdürmenin bir manası yok. Hayat çok değerli. Babamın (Kral Charles) ne kadar ömrü kaldığını bilmiyorum ama bu koruma meselesi yüzünden benimle konuşmuyor. Barışmak iyi olurdu.” ifadelerini kullandı.

– “Memleketimi çocuklarıma gösteremeyecek olmaktan dolayı üzüntü duyuyorum”

Kendisine sağlanan polis korumasının kaldırılması ve güvenlik seviyesinin düşürülmesini taşıdığı mahkemeyi kaybetmesinin kendisi açısından üzücü olduğunu aktaran Prens Harry, “Şu an ailemi İngiltere’ye güvenli şekilde getirmem imkansız. Eşimi ve çocuklarımı İngiltere’ye getirebileceğim bir dünya göremiyorum.” dedi.

İngiltere’yi özlediğini anlatan Sussex Dükü, “Memleketimi çocuklarıma gösteremeyecek olmaktan dolayı üzüntü duyuyorum.” diye konuştu.

Prens Harry, Başbakan Keir Starmer ve İçişleri Bakanı Yvette Cooper’dan kararı gözden geçirmesini isteyeceğini de kaydetti.

Eşiyle ABD’ye taşınma kararı almalarının ardından koruma seviyesinin düşürüldüğünü hatırlatan Prens Harry, bu kararın Kraliyet Ailesine geri dönmeleri için alındığını savundu.

Prens Harry, “Hükümet de olsanız, Kraliyet Ailesi de olsanız, babam ya da ailem de olsanız tüm farklılıklara rağmen güvende olduğumuzdan emin olmak istemez misiniz?” diye sordu.

Sussex Dükü Prens Harry ve eşi Meghan Markle, 2020 yılında Kraliyet Ailesiyle yaşadıkları sorunları öne sürerek kraliyet görevlerinden ayrılmış ve ABD’ye taşınmaya karar vermişti.

Dük ve Düşese verilen yüksek düzeyli polis koruması seviyesi düşürülmüştü.

Devamını Oku

Trending

Reklam