Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

CTP Genel Başkanı Erhürman asıl hedefin alım gücünün korunması olması gerektiğini söyledi

Published

on

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, ülkede asıl hedefin, halkın alım gücünün korunması olması gerektiğine uğuna işaret ederek, asgari ücretin tamamen vergilerden arındırılacağını söyledi.

Erhürman, geçmiş hükümet dönemine işaret ederek, sorunun isimlerde değil, zihniyette olduğunu ve ülkeyi bu zihniyetin elinden kurtarmak gerektiğini savundu.

CTP’den yapılan açıklamaya göre,  Erhürman katıldığı programda, asgari ücretin vergiden arındırılması konusunda net olduklarını belirtti.

Tufan Erhürman, farkında olmadan memleketin zaten dövize geçtiğine işaret ederek, tüm giderlerin döviz üzerinden hesaplandığını kaydetti.

“Evimize ne alırsak alalım hepsi döviz cinsinden” diyen Erhürman, benzinin 10 liranın üzerine çıktığını, Bakanlar Kurulu’nun da 5 günde bir ayarlama kararı aldığını da kaydetti.

Her dakika gelirlerin erimeye devam ettiğine dikkat çeken Erhürman, muhasebe sistemini Euro üzerine yapmanın konuşulacağını belirtti.

“ASGARİ ÜCRET VERGİDEN ARINDIRILACAK”

Bu ülkede bir ekonomik vizyonun gerekli olduğunu kaydeden Erhürman, “Maaş alan insanı nasıl koruyacaksın, mesele odur” dedi.

Erhürman, asgari ücretten vergi alındığını hatırlatırken, asgari ücretin tamamen vergiden arındırılacağına vurgu yaptı.

Bu konuda çok net olduklarına dikkat çeken Erhürman, “Asgari ücrette artık sektörel ve kıdeme bağlı asgari ücret farklılaşması yaratılacak. Bizim sektörel bazda kademeli asgari ücrete geçmemiz gerekiyor. Bu kayıt dışılığı da azaltacak” şeklinde konuştu.

“BÜTÜN DENGELER ALT-ÜST OLUYOR”

Tufan Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti (TC) ile imzalanan protokollerin Türk Lirası (TL) cinsinden imzalandığını kaydederek, borçların ise döviz üzerinden hesaplandığını ifade etti.

Dövizin yükselmesinin bütün dengeleri alt üst ettiğini vurgulayan Erhürman, alım gücünün korunmasının öneminin altını çizdi.

Erhürman, Türkiye’nin yeni ekonomik politikasının Türkiye’yi ilgilendirdiğini belirtirken, önemli olanın burada nasıl bir yol izleneceği olduğunu kaydetti.

“BUNUN ADI FAKİRLEŞMEDİR, YOKSULLAŞMADIR”

Ülkede asıl hedefin alım gücünün korunması olması gerektiğine vurgu yapan Erhürman, “Ben vatandaşımın alım gücünü koruma hedefini koymak zorunda mıyım önüme? Koymadığın takdirde alım gücü düşecek. Bunun adı fakirleşmedir, yoksullaşmadır. İstihdam azalacak demektir. İşsizlik artması ve göç etmektir” diye konuştu.

Yurt dışında öğrenim gören gençlerin artık memlekete dönmeyi düşünmediğini savunan Erhürman, ülkenin gençlerin dönmeyi düşünmediği bir hale getirildiğini ileri sürdü.

“MESELE TÜRKİYE İLE OTURUP KONUŞUBİLMEKTİR”

Tufan Erhürman, “Muhasebe sistemi üzerinden maaşları hesaplayacaksın ve alım gücünü koruyacaksın. Bunu Türkiye ile konuşacaksın. Mesele Türkiye ile oturup bu memleketin sorunlarını konuşabilmektir” dedi.

Erhürman, kendi hükümet dönemlerinde halkın alım gücünü korumak için hayat pahalılığını, çıkan hayat pahalılığının da üstünde verdiklerini hatırlattı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) hükümetinin ise hayat pahalılığı dondurmaya çalıştığını savunan Erhürman, “Biz gittik dava açtık Anayasa Mahkemesi’nde ve mecbur kaldılar hayat pahalılığını versinler” dedi.

“SORUN İSİMLERDE DEĞİL ZİHNİYETTE”

Tufan Erhürman, sorunun isimlerde değil, zihniyette olduğunu, bu zihniyetin bir an önce değişmesi gerektiğini savundu.

Türkiye ile ilişkilerin artık “kimi daha çok sever” üzerine kurulamayacağının söyleyen Erhürman, “Bu yalana artık karın tok. Protokole imza atmak değil, o paranın KKTC ekonomisine girmesidir mesele” dedi.

İçinde bulunulan dönemde “Türkiye ile ilişkilerin dibe vurduğunu” savunan Erhürman, “Beceriksiz olabilirsiniz ama en kötüsü gailesizsiniz” dedi.

“BU ZİHNİYETİN DERDİ ÜRETMEK FALAN DEĞİL”

CTP Lideri Erhürman, “Türkiye ile ilişkilerini, kendi ayakların üzerinde durduktan sonra saygın bir şekilde düzenleyeceksin” derken, yapılamayacak şeylerin altına imza atılmaması gerektiğini anlattı.

Ülkedeki ilaç eksikliği konusunda da konuşan Erhürman, “Bizim ilaç üreten firmalarımız var zaten memlekette. Mesele önlerini açmaktır. Mesele bütün bunları planlaman ve dert etmendir. Bu zihniyetin derdi üretmek, kendi ayakları üzerinde durmak değildir” ifadelerini kullandı.

“NE AB NE BM NE DE GÜNEY İLE İLİŞKİ BIRAKTILAR”

Tufan Erhürman, bu memleketi 5 sene daha böyle bir zihniyetin yönetmesi durumunda daha da kötüye gidileceğini savunarak, “Öyle bir zihniyetle karşı karşıyayız ki ne AB ne BM ne de güneyle ilişki bıraktılar. Bunların hepsini açmak zorundayız. Öfke var, umutsuzluk var ama bir araya gelmek zorundayız. Bu zihniyetin elinden bu ülkeyi kurtarmak zorundayız” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Gazze’ye yardım için yola çıkan gemiye saldırı İstanbul’da protesto edildi

Published

on

By

Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği üyeleri, Özgürlük Filosu Koalisyonunun (Freedom Flotilla Coalition-FFC) Gazze’ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıkan gemisine Malta yakınlarında insansız hava aracıyla saldırı düzenlenmesini protesto etti.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını sona erdirmek için dünyanın farklı yerlerinden kampanya ile inisiyatiflerin bir araya gelmesiyle oluşturulan ve olası tehlikelere karşı gizli tutulan FFC yardım gemisinin Malta yakınlarındaki uluslararası sularda insansız hava araçlarının saldırısına uğramasına tepki amacıyla İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde gösteri düzenlendi.

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından gruptakiler, ellerindeki pankartlarla İsrail aleyhine slogan attı.

– Dernek başkanı Songür gemiden canlı bağlantıyla yaşananları anlattı

Saldırıya uğrayan gemide bulunan Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı Beheşti İsmail Songür, protestoya canlı bağlantıyla katılarak, gemide yaşananları aktardı.

Gemiye tekrar bir saldırı yapılmasını beklediklerini kaydeden Songür, protestocu gruba, “Orada İsrail’e karşı göstereceğiniz destek bizler için koruma kalkanı olacak.” dedi.

Songür, Gazze’ye destekten vazgeçmediklerini, gerekirse aylarca limanlarda kalacaklarını, denizin ortasında yatacaklarını ve bu gemileri İsrail’in sınırlarına yığacaklarını belirtti.

Derneğin Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Ekrem Kubilay Karadeniz ise yalnızca sivil aktivistlerin bulunduğu ve amacı Gazze’deki ablukayı kırmak, bölgede yaşanan insan hakları ihlallerine dikkati çekmek olan gemiye, İsrail tarafından iki ayrı dron saldırısı düzenlendiğini söyledi.

Karadeniz, “Gemi limandan ayrılmadan önce, elektrik sistemine ve iletişim altyapısına yönelik saldırılar gerçekleştirilmiş, geminin dünyayla bağlantısı kesilmeye çalışılmıştır.” bilgisini verdi.

Saldırının uluslararası kamuoyunda geniş yankı bulduğunu ifade eden Karadeniz, “Tıpkı Mavi Marmara’da olduğu gibi, İsrail bu saldırısıyla bir kez daha kendi ayağına sıktı. Dünya, İsrail’in hukuk tanımaz ve saldırgan tutumunu bir kez daha görmüş oldu.” diye konuştu.

Özgürlük Filosu’nun, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yaşanan sivil kayıplara dikkati çekmek ve insani yardım ulaştırmak amacıyla Tunus’tan yola çıktığını anımsatan Karadeniz, geminin Malta Limanı’ndan katılacak yeni aktivistlerle Akdeniz’e açılacağını aktardı.

Grup, daha sonra konsolosluk önünden ayrıldı.

Devamını Oku

Dünya

Guterres’ten yapay zekanın basın özgürlüğü için ciddi riskler oluşturduğu uyarısı

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, yapay zekanın basın özgürlüğü açısından ciddi tehditler barındırdığı uyarısında bulundu.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla X’teki hesabından açıklama yapan Guterres, basın özgürlüğünün benzersiz bir tehdit altında olduğunu belirtti.

Guterres, paylaşımında “Yapay zeka, ifade özgürlüğünü destekleyebilir ya da bastırabilir. Önyargılı algoritmalar, açık yalanlar ve nefret söylemleri internetin mayınlarıdır.” ifadelerini kullandı.

Guterres, dijital tehditlerle mücadelenin en etkili yolunun doğrulanmış gerçeklere dayanmak olduğunu vurgulayarak, doğruluk ve tarafsızlık ilkesine bağlı haberciliğin önemine dikkati çekti.

BM tarafından 1993 yılında alınan kararla 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaya başlandı.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün bu yılki teması ise “Cesur Yeni Dünyada Habercilik: Yapay Zekanın Basın Özgürlüğüne ve Medyaya Etkisi” olarak belirlendi.

Devamını Oku

Dünya

Prens Harry, ailesiyle barışmak istediğini söyledi

Published

on

By

İngiltere Kralı 3. Charles’ın oğlu Sussex Dükü Prens Harry, ailesiyle barışmak istediğini belirtti.

Kraliyet Ailesiyle yaşadığı sorunların ardından ABD’de yaşamaya başlayan Prens Harry, kendisine sağlanan polis koruması seviyesinin düşürülmesi kararını taşıdığı mahkemenin karar duruşması ardından BBC’ye açıklamalarda bulundu.

Prens Harry, ailesiyle olan ilişkilerine yönelik değerlendirmelerde bulunarak, “Bazı aile üyelerimle aramda çok sayıda anlaşmazlık vardı.” ifadelerini kullandı.

Prens, Kraliyet Ailesi’ni affettiğini ancak 2023’te yazdığı anılar yüzünden ailesinin kendisini affetmediğini söyledi.

Prens Harry, “Ailemle barışmak istiyorum. Kavgayı sürdürmenin bir manası yok. Hayat çok değerli. Babamın (Kral Charles) ne kadar ömrü kaldığını bilmiyorum ama bu koruma meselesi yüzünden benimle konuşmuyor. Barışmak iyi olurdu.” ifadelerini kullandı.

– “Memleketimi çocuklarıma gösteremeyecek olmaktan dolayı üzüntü duyuyorum”

Kendisine sağlanan polis korumasının kaldırılması ve güvenlik seviyesinin düşürülmesini taşıdığı mahkemeyi kaybetmesinin kendisi açısından üzücü olduğunu aktaran Prens Harry, “Şu an ailemi İngiltere’ye güvenli şekilde getirmem imkansız. Eşimi ve çocuklarımı İngiltere’ye getirebileceğim bir dünya göremiyorum.” dedi.

İngiltere’yi özlediğini anlatan Sussex Dükü, “Memleketimi çocuklarıma gösteremeyecek olmaktan dolayı üzüntü duyuyorum.” diye konuştu.

Prens Harry, Başbakan Keir Starmer ve İçişleri Bakanı Yvette Cooper’dan kararı gözden geçirmesini isteyeceğini de kaydetti.

Eşiyle ABD’ye taşınma kararı almalarının ardından koruma seviyesinin düşürüldüğünü hatırlatan Prens Harry, bu kararın Kraliyet Ailesine geri dönmeleri için alındığını savundu.

Prens Harry, “Hükümet de olsanız, Kraliyet Ailesi de olsanız, babam ya da ailem de olsanız tüm farklılıklara rağmen güvende olduğumuzdan emin olmak istemez misiniz?” diye sordu.

Sussex Dükü Prens Harry ve eşi Meghan Markle, 2020 yılında Kraliyet Ailesiyle yaşadıkları sorunları öne sürerek kraliyet görevlerinden ayrılmış ve ABD’ye taşınmaya karar vermişti.

Dük ve Düşese verilen yüksek düzeyli polis koruması seviyesi düşürülmüştü.

Devamını Oku

Trending

Reklam