Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

HP Genel Başkanı Özersay KTTO’yu ziyaret etti

Published

on

 

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, ülke ekonomisini, lafla ayağa kaldırmanın mümkün olmadığını, bunun için önce ayakları yere basan ekonomi politikalarının ortaya konulması gerektiğini belirtti.

Özersay, bu noktada Halkın Partisi olarak son zamanlarda ortaya koydukları fikirlerle, ayağa kalkabilecek bir ekonomi yaratabileceklerini kaydetti.

Partisinden yapılan açıklamaya göre, Kudret Özersay ve bazı milletvekili adaylarından oluşan bir heyet, dün Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nı (KTTO)  ziyaret etti. Özersay, konuşmasına KTTO yönetimine teşekkür ederek başlarken, odanın duruşuyla değil; sorumluluk bilinciyle yaptığı çalışmalarla ekonominin önemli noktalarından birisi olduğunu belirtti.

Özersay konuşmasına şöyle devam etti:
“KTTO bizim için son derece kıymetli bir paydaştır. Halkın Partisi olarak biz ekonomik örgütlerle başta KTTO olmak üzere diyaloğu önemsiyoruz. Çünkü nihayetinde herkesin kendine göre farklı katkılar koyacağı kaygan bir ekonomi zemininde hayat idame ettirmeye çalışıyoruz. Dünya ekonomisinde zaten arz talep dengesi altüst olmuş durumda. Bu nedenle ekonomik paydaşlarla bu diyaloğu sağlıklı bir zemine oturtmanın çok önemli olduğunu, bu yolla ortak akla ulaşmanın önemli olduğunu düşünüyoruz.”
Ekonomik anlamda geleceğe daha güvenle bakabilmek ve ekonomik istikrar için siyasi istikrarın önemli olduğunu söyleyen Özersay, “Bu yüzden uzun ömürlü ortaklıkları önemsiyoruz. Bunun ekonomide alınacak kararların başarılı bir şekilde uygulanmasını sağlayacak önemli faktörlerden olduğunu düşünüyoruz. Ekonomiyi ayağa kaldırmak lafla mümkün değil. Söylemle de kalkmaz, fantaziyle de kalkmaz. Ekonomiyi ayağa kaldırmak ve kendi ayağı üzerinde duran ekonomiyi yaratmak için önce ayakları yere basan ekonomik politikaları ortaya koymak gerekir. Biz bir süredir HP olarak bu ekonomik göstergelerden; hayat pahalılığından, gayri safi milli hasıladan, genç işsizlik oranlarından hareketle bazı fikirler ortaya koyduk. Bize göre ayakları yere basan önerilerdir” diye konuştu.

Ekonomiyle ilgili kararların, bunların gerçekliğinin ve uygulanabilirliğinin ortak akılla test edilmesi gerektiğine işaret eden Özersay, şunları dile getirdi:

“Özellikle Türk Lirası’nın değer kaybı ve fakirleşme, halkın alım gücüyle ilgili bir şeyler yapılması gerektiğini gösteriyor. Pahalılığın dizginlenmesi ile ilgili olarak bazı adımlar atılması gerçekliğini göz ününde bulunduruyoruz.  Bu konularda gerek gümrüklerde döviz kuru sabitlenmesi gerek verginin alınma şekli gerek fonlar gerekse diğer bazı düzenlemelerle piyasada rafa yansıyacak adımlar atılması kanaatindeyiz. Aynı zamanda asgari ücretle ilgili düzenleme yaparken işverenin de prim desteğiyle desteklenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Çünkü işsizlik oranı, daha stabil ve istikrarlı bir ekonomi bizim için önemli. Kuşkusuz orta ve uzun vadede de size ortaya koyduğunuz programda olduğu gibi özellikle kamu- özel iş birliği modellerinin ortaya sokulması ve maliye gelirlerinin artırılarak krizlerin fırsata çevrilmesi gerekiyor.”

Konuşmasında Türkiye’den örnek veren Özersay, Bulgaristan ve Azerbaycan’dan günde ortalama 12 bin kişinin alışveriş için Türkiye’ye gittiğini ve ortalama 500’er Euro bıraktıklarını belirtti ve “Dolayısıyla bizim yanı başımızdaki Güney’le alışveriş açısından bir fırsatımız var. Ülkemize bu yolla döviz girişini artırarak maliyenin gelirlerini artırabileceğimizi düşünüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

KTTO Başkanı Turgay Deniz ise Halkın Partisi’nin ziyaretinden duydukları memnuniyeti dile getirerek yapılacak olan erken seçimlerde başarı diledi.
Deniz konuşmasında, uzun ömürlü hükümetlerin kendileri için de önemli olduğunu belirterek “Bizim de siyasetten en büyük beklentimiz uzun soluklu hükümetlerin, siyasi idarenin oluşması. Çünkü geçmişe baktığımızda bir yol alamamamızın en büyük nedeni kısa soluklu hükümetler. Bu ekonomiye de çok büyük bir olumsuzlukla yansıyor. Bu seçimden sonra istikrarlı bir hükümet yapısına ulaşabilirsek, ümit ederiz ki ekonomik konularda aklın yolu birdir, biz her zaman görüş vermeye hazırız. Rahatsızlıklarımız bellidir; teşhislerini de ortaya koymak için biraz önce bahsettiğiniz orta vadeli planımızı siyasi partilerle istişare toplantısını yapıyoruz” dedi.
Özersay’ın da daha önce bu konularda yapılan toplantılara katıldığını ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını belirten Deniz, “Bu toplantılarda varılan mutabakat sonucunda çalışmamızı yeniden revize ettik. Bunun son şeklini vermek için de siyasi parti temsilcileriyle bir istişare toplantısı yapacağız. Siyasi partilerin de görüşlerini alarak ortak akıl nasıl bulunabilir ki gelecek olan hükümetin elinin altında hazır bir yol haritası olsun” dedi.

Yapılması gereken çok şey bulunduğunu ancak senelerdir cesaretle bunların ele alınamadığını kaydeden Turgay Deniz, “Bunların üzerine gidilmesi lazım. Biz KTTO olarak inanıyoruz ki,  bu ülke kendi ayakları üzerinde duran bir yapıya sahiptir. Dövizle ilgili pek bir şey yapılamayabilir ama bunun içerisindeki hane halkından emekçi çalışana, iş sahibine kadar bunlara istikrarlı bir yapı oluşturabiliriz. Yeter ki cesaretli davranalım. Eğer oluşacak hükümet uzun soluklu olursa ve 5 seneyi tamamlarsa ister istemez devam edecektir. Uzun soluklu bir yapı istiyorsak cesaretle atılması gereken adımları atmamız gerekir” diye konuştu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam