Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Çağ-Sen, Li-Koop’ta 2 saatlik uyarı grevine gitti

Published

on

 

Kıbrıs Türk Devlet Çalışanları Sendikası (Çağ-Sen), “kooperatifçiliği yok etmeye ve toplu iş sözleşmesi hakkına yönelik saldırılara karşı” örgütlü bulunduğu Lefkoşa İktisat Kooperatifi’nde Ltd (Li-Koop) 2 saatlik uyarı grevine gitti.

Sendika yetkilileri, 11.00-13.00 saatleri arasındaki grev kapsamında Başbakanlık önünde basın açıklaması yaptı. Çağ-Sen ile Li-Koop Yönetim Kurulu arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin uygulamaya konması talep edilerek, süresiz grev uyarısında bulundu.
Basın açıklamasında, “Toplu Sözleşme Hakkımız, Yedirtmeyiz” pankartı açıldı.

Çağ-Sen Başkanı Mehmet Davulcu yaptığı açıklamada, Li-Koop’ta sorunlara çözüm yolunda uyarı grevi noktasına geldiklerini belirterek, iki buçuk yıl öncesinden bugüne Li-Koop’ta yaşananları anlattı.
“Li-Koop’ta yönetimin görevden alındığı ve kayyum atandığı” bir dönem yaşandığını savunan Davulcu, bu süreçte Li-Koop’ta yapılan referandum sonucunda Çağ-Sen’in yine yetkili sendika olduğunu, buna rağmen toplu iş sözleşmesi için görüşme yapılamadığını kaydetti.
Li-Koop’ta iki buçuk yıldır yapılmayan genel kurulun yapıldığını ve yeni bir yönetim kurulu seçildiğini dile getiren Mehmet Davulcu, yeni seçilen yönetim kurulu ile toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin devam ettirildiğini ve bir sonuca varılarak, 7 Aralık 2021’de toplu iş sözleşmesi imzalandığını söyledi.
Toplu iş sözleşmesi imzalanması sonrasında Kooperatif Şirketler Mukayyidi Kemal Deniz Dana’nın baskılarının devam ettiğini iddia eden Davulcu, Kooperatif Şirketler Mukayyitliğinin bir yazı ile toplu iş sözleşmesini onaylamadığını ve yürürlüğe girmesini engellediğini öne sürdü.

Toplu iş sözleşmesinin onaya tabi bir akit olmadığını dile getiren Mehmet Davulcu, “Toplu iş sözleşmeleri, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasası ile düzenlenir ve ona bağlı olarak yürürlüğe girer. Yasada, imzalanan toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girmesi için herhangi bir onay merci gösterilmez, tam tersine yasa imzalandığı andan itibaren yürürlüğe girer demektedir” şeklinde konuştu.

Kooperatif Şirketler Mukayyidi Kemal Deniz Dana ve Dana’nın görevden alınmamasına yönelik eleştirilerde bulunan Mehmet Davulcu, Dana ile ilgili sayıştay raporu olduğunu iddia etti.
“Tilkiyi kümese bekçi tayin ettiler” diyen Davulcu, 30 küsur kooperatifin yönetim kurullarının görevden alındığını ileri sürdü.

Li-Koop Yönetim Kurulu’nun görevden alınma gerekçesinin ise Koop-Süt olduğunu öne süren Mehmet Davulcu, yönetimi görevden alarak, Li-Koop’un Koop-Süt’te bulunan temsilcisinin değiştirildiğini belirtti. Davulcu, bu kararla, ihtiyaç olmamasına rağmen Koop-Süt’e partizanca istihdamlar yapıldığını iddia etti.

Çağ-Sen’in imzalanan toplu iş sözleşmesinin arkasında olduğunu ifade eden Mehmet Davulcu, “Biz bu kavgayı sonuna kadar sürdüreceğiz bugün uyarı grevi, yarın süresiz grev” ifadelerini kullandı.

Çağ-Sen’in grevine KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de destek verdi. Elcil, bir sendikanın temel amacının toplu iş sözleşmesi yapmak olduğunu belirterek, bunu engellemenin suç olduğunu söyledi.
Koop-Süt’ün 2 milyon TL zararda olduğunu ileri süren Elcil, halkın, pahalı süt ve süt ürünleri kullanmasının temel sebebinin Koop-Süt’ün batırılması olduğunu ddia etti.
Öte yandan, Devlet Laboratuvarı’nda çıkan yangınla ilgili dosyanın hala poliste olduğunu savunan Elcil, dosyanın savcılığa intikal etmediğini öne sürdü. Elcil, “laboratuvarın yakıldığı” iddialarının söz konusu olduğunu kaydetti.
“Spor Dairesi’ndeki naylon faturalar” konusunun da araştırılması gerektiğini belirten Şener Elcil, “Bu ülkede namuslu insanların, namussuzlar kadar cesur olması lazım” dedi.

BASIN AÇIKLAMASI 
Konuşmaların ardından Gülçem Bayraktar, Çağ-Sen üyesi Li-Koop Çalışanları adına hazırlanan basın açıklamasını okudu.

Açıklamada, hükümete, “toplu iş sözleşmesinin uygulanmaması için Li-Koop Yönetim Kurulu üzerinde oluşturulan yasadışı baskıyı geri çekmesi” çağrısı yapıldı.

Li-Koop Yönetim Kurulu’na da seslenilen açıklamada, “Li-Koop tüm üyelerin ortak malıdır. Hepimizindir… Baskı ve tehditlere karşı birlikte direnmek gerekir. Gelin birlikte direnelim” denildi.
Talebin çok net ve açık olduğu belirtilen açıklamada, toplu iş sözleşmesinin hemen ve harfiyen uygulamaya konması istendi.

“Sabrımız sonsuz değildir. Süresiz grev hakkımızı kullanmak zorunda kalırsak bundan geri durmayacağımızın bilinmesini istiyoruz” ifadeleri kullanılan açıklamada, Li-Koop üyelerine de, “Gerçek güç sizin ellerinizdedir. Lütfen bize sahip çıkınız” mesajı iletildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

DAÜ-SEN Başkanı’ndan Başbakan Üstel’e mektup…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel’e hitaben mektup yayınlayarak 4 Nisan 2024’te hükümet, DAÜ yönetimi ve sendikalar arasında imzalanan 4 yıllık protokolün eksiksiz uygulanması için sürece müdahale etmesini istedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin protokole uymadığını farklı ortamlarda dile getirdiğini belirten Hoşkara “DAÜ-SEN olarak Sayın Eğitim Bakanını haklı bulmakla beraber protokolün yürütülmesinden sorumlu olan İstişare ve Eşgüdüm Komisyonunun Başkanı olan Eğitim Bakanının da bu tablodan sorumlu olduğunu belirtmek gerekiyor. Hükümetinizin, DAÜ yönetimindeki en üst karar organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nu göreve getiren noktada olduğunu da hatırlatmak isteriz. Hükümetinizin ve Eğitim Bakanının, ayrıca yüksek öğretim alanında uygulanması gereken Stratejik Planı uygulamadığını da gözlemlemekteyiz” dedi.

DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, protokol gereği İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu Başkanı Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun 28 Mayıs’ta toplantı düzenlediğini belirtti. Hoşkara, sendikanın toplantıda mevzuata açıkça aykırı karar ve uygulamaları, yasalara ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği önerilerini, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarını ve protokolün yürütülmesiyle ilgili diğer konuları gündeme getirdiğini söyledi.

-“Üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilerin burs oranlarının yüzde 70-80’e çıkarılması üniversitenin intiharı olacak”

Hoşkara, daha önce üniversite kamuoyunda ve yetkili kurullarda paylaştıkları görüşleri toplantıda da dile getirdiklerini ifade ederek, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarının yüzde 70-80 aralığına çıkarılmasının üniversitenin mali açıdan intiharı olacağını vurguladıklarını kaydetti. Hoşkara, DAÜ Rektörlüğü ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun aldığı bu kararla KKTC vatandaşlarının tarihte ilk kez yabancı öğrencilerden daha fazla harç ödemek durumunda kalacağını belirttiklerini aktardı. Ayrıca mevzuata açıkça aykırı kararlar ile tüzük değişikliklerinin DAÜ’de kaosa yol açacağı uyarısında bulunduklarını ifade etti.

Hoşkara, İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu toplantısının ardından 29 Mayıs’ta Başbakanlık’ta Eğitim Bakanı ve Başbakanlık Müsteşarı’nın da katıldığı görüşmede, sorunları Başbakan Ünal Üstel ile paylaştıklarını ve diyalogla, uzlaşı içinde mevzuata uygun çözümler bulma konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen yaptıkları tüm makul önerilerin sonuç vermediğini belirten Hoşkara, Başbakan başkanlığında yapılması beklenen toplantının da gerçekleşmediğini kaydetti.

DAÜ’de protokol gereği giderlerin azaltılmasına yönelik tedbirlerin yüzde 90’ının hayata geçirildiğini ifade eden Hoşkara, geriye kalan yüzde 10’luk kısmın ise DAÜ yönetiminden kaynaklanan nedenlerle tamamlanamadığını dile getirdi. Hoşkara, çalışanların maaşlarından fedakarlık yaptığını, yeni istihdam yapılmadığını, iş yükünün arttığını ve devlet mali katkısının yükseldiğini belirterek, tüm bu fedakarlıklara rağmen öğrenci gelirlerinin oransal azalışının devam etmesi riski bulunduğunu söyledi. Hoşkara, ayrıca mevzuat ihlallerinin kurumda kaos yarattığını ifade etti.

-“Tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrenciler yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldi”

Hoşkara, tüm itirazlara rağmen Eğitim ve Maliye Bakanlarının desteği ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayıyla DAÜ Rektörlüğü’nün, üçüncü ülkelerden gelen öğrencilere uygulanan yüzde 50 burs oranını yeni yabancı öğrenciler için yüzde 80’e çıkardığını kaydetti. Bu uygulama sonucunda eski kayıtlı yabancı öğrencilerin yeni kayıtlılardan daha fazla harç öder duruma geldiğini belirten Hoşkara, tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrencilerin yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldiğini söyledi. Çift uyruklu öğrencilerin KKTC vatandaşı olarak değil, yabancı öğrenci statüsünde kayıt yaptırmayı tercih etmeye başladığını aktaran Hoşkara, DAÜ yönetiminin ucuz harçlarla yabancı öğrenci getirme kervanına katıldığını ifade etti.

-“Karar devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar”

Hoşkara, bu kararın devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar olduğunu belirterek, yıllardır dengesi oturmuş harç politikasının tamamen bozulduğunu söyledi. KKTC vatandaşlarının eskiden en az harcı verirken şimdi en çok harç ödeyen kesim haline geldiğini kaydeden Hoşkara, yeni kayıtlı yabancı öğrencilerin de eski kayıtlılardan daha az harç öder hale geldiğini, bunun öğrenciler arasında huzursuzluk yarattığını vurguladı.

Hoşkara, bir taraftan yeni harç politikasıyla öğrencilerin huzursuz edildiğini, diğer taraftan mevzuata aykırı kararlar ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği girişimleriyle çalışanların da huzursuz edildiğini belirtti. Üniversitenin gereksiz hukuki tartışmalar ve mahkeme süreçlerine sürüklendiğini söyleyen Hoşkara, sendikanın sorunları çözmek için yaptığı tüm önerilerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Hoşkara, DAÜ’de protokolle sağlanmaya çalışılan istikrar ve sürdürülebilirlik ortamının, yanlış ve hatalı yönetim kararları nedeniyle bilinçli veya bilinçsiz şekilde bozulduğunu söyledi. Üniversitede yeni bir kaosa neden olacak yönetimsel kararların alındığı bir sürecin yaşandığını ifade eden Hoşkara, bu mektubun daha önce Başbakan’a ilettikleri uyarıları kamuoyu huzurunda tekrarlamak amacıyla yazıldığını belirtti.

Hoşkara, daha fazla geç olmadan sürece müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde DAÜ için yapılan tüm fedakarlıkların sonuç vermeyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.

Devamını Oku

Dünya

Srebrenitsa Soykırımı’nın 7 kurbanı bugün toprağa verilecek

Published

on

By

Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da 1995’te Sırplar tarafından yapılan soykırımda öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7’si daha bugün düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa verilecek.

Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen soykırımda öldürülen ve kimlik tespiti yapılan 7 kurban için cenaze namazı kılınacak.

Cenaze namazı öncesinde Srebrenitsa Anıt Merkezi’nde soykırımın 30. yılı dolayısıyla anma programı düzenlenecek.

Anma törenine katılacak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Srebrenitsa Anıt Merkezinin ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kapsamında hayata geçirilen Srebrenitsa Soykırım Kurbanlarını Anma Müzesi açılışını da yapacak.

– Anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek

Srebrenitsa Soykırımı’nın 30’uncu yılında, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 7 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilecek.

Potoçari Anıt Mezarlığı’nda 11 Temmuz’daki anma törenlerinde defnedilecek 7 kurbandan en gençleri, öldürüldüklerinde 19 yaşında olan Senajid Avdic ve Hariz Mujic. Bu yıl defnedilecek tek kadın ve en yaşlı kurban olan Fata Bektic ise öldürüldüğünde 67 yaşındaydı.

Bu yıl toprağa verilecek 7 kişinin isimleri şöyle sıralandı:

“Senajid Avdic, Hariz Mujic, Fata Bektic, Hasib Omerovic, Sejdalija Alic, Rifet Gabeljic, Amir Mujcic.”

Bu yılki törenin ardından anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek.

– Srebrenitsa’da ne oldu?

Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Devamını Oku

Dünya

İtalya’da farklı noktalardaki orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi

Published

on

By

İtalya’nın farklı bölgelerinde çıkan orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi. Toskana Bölgesi’nde 600 turist tahliye edildi.

İtalyan basınında yer alan haberlere göre, ülkenin batısındaki Sardinya Adası’nda Olbia ile Sassari kentleri arasındaki Trambuccone mevkisinde geniş çaplı orman yangını çıktı.

Olbia Havalimanı çevresindeki hava sahası bir süreliğine kapatılırken, bu durum gecikme ve aksaklıklara yol açtı. Olbia varışlı bazı uçuşlar da Cagliari, Alghero ve Roma gibi havalimanlarına yönlendirildi.
Söz konusu yangına 1 söndürme uçağı ve helikopterlerle müdahale edildi. Karadan da itfaiye ekipleri ve gönüllülerin müdahalesi sürüyor.

600 turist tahliye edildi
Ülkenin rağbet gören tatil ve kamp beldelerinden Toskana Bölgesi’ndeki Castiglione della Pescaia’da bir tuz arıtma tesisinde çıkan yangın da kısa sürede rüzgarın etkisiyle ormanlık alana sıçradı.

Hızla büyüyen yangına itfaiye ekipleri karadan ve havadan müdahale etti. Grosseto Valiliğinin talimatıyla bölgede tatil yapan yerli yabancı 600 turist, kamp alanından tahliye edildi.

İtalyan İtfaiyesi, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, havadan 4 helikopterle yangına müdahale edildiğini, akşam saatlerinde yangının söndürüldüğünü bildirdi.

Diğer taraftan, ülkenin güneydoğusundaki Otranto’da dün akşam saatlerinde başlayan ve rüzgarın etkisiyle yayılan yangında 150 hektarlık makilik yandı.

Haberlerde, yetkililerin, kundaklama sebebiyle yangın çıkmış olabileceği şüphesi üzerinde durduğu ifade edildi.

Matera’ya bağlı Metaponto di Bernalda beldesi yakınlarında geçen günlerde çıkan yangınların kasıtlı çıkarılmış olabileceği belirtilen haberlerde, Matera Cumhuriyet Savcılığının soruşturma başlattığı kaydedildi.

İtalyan İtfaiyesinin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlara göre, itfaiye erleri son günlerde Sicilya ve Sardinya Adaları, Toskana, Lazio, Puglia, Campania gibi pek çok bölgede irili ufaklı çok sayıda yangına havadan ve karadan müdahalede bulundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam