Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

PAZARTESİ VE SALI YER YER SAĞANAK BEKLENİYOR

Published

on

Meteoroloji Dairesi, pazartesi ve salı günü yer yer sağanak beklendiğini, hava sıcaklığının 32-35 derece dolaylarında seyredeceğini duyurdu.

Bölgenin genellikle alçak basınç sistemi ile sıcak ve nispeten nemli, pazartesi ve salı günleri üst atmosferdeki serin ve nemli hava kütlesinin etkisi altında kalması bekleniyor.

Meteoroloji Dairesi’nin son tahminlerine göre hava, hafta sonu açık ve az bulutlu, pazartesi ve salı az bulutlu öğle saatleri parçalı bulutlu ve yer yer sağanak yağmurlu, çarşamba, perşembe ve cuma ise açık ve az bulutlu olacak.

Hava sıcaklığı, iç kesimlerde 32 – 35 ºC, sahillerde ise 26 – 29 ºC dolaylarında seyredecek.

Rüzgar, güney ve batı yönlerden orta kuvvette zaman zaman kuvvetli olarak esecek.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TC Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni, Cumhurbaşkanı Tatar’ın da katılımıyla yapıldı

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da katılımıyla yapıldı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu yıl edebiyattan kütüphaneciliğe, müzikten tiyatroya, bilim-kültürden sinema ve zanaatlara uzanan 8 ayrı dalda ödül takdim ediyoruz.” dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmasına, gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında icra ettikleri çalışmalarla kültür ve sanat dünyasına yepyeni ufuklar açan tüm sanatçılara selamlarını, saygılarını göndererek başladı.

Ödüle layık görülen sanatçıları, fikir ve edebiyat erbabını, ustaları ve onların temsilcilerini tebrik eden Erdoğan, eserleriyle asırları aşıp gelen, medeniyet nehrinin kültür ve sanat kollarını besleyen ödül sahiplerine bundan sonraki çalışmalarında Mevla’dan başarılar diledi.

Erdoğan, kılı kırk yaran, titiz ve kapsamlı bir değerlendirme süreci ile ödül sahiplerini belirleyen seçici kurul üyelerine de şükranlarını sunarak, “Bu yıl edebiyattan kütüphaneciliğe, müzikten tiyatroya, bilim-kültürden sinema ve zanaatlara uzanan 8 ayrı dalda ödül takdim ediyoruz.” ifadesini kullandı.

Profesör Doktor Gönül Tekin ve Profesör Doktor Günay Kut’a Bilim-Kültür Ödüllerinin tebliğ edildiğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Dünyanın önde gelen Türkologlarından Gönül Tekin Hocamız, kitap ve makaleleriyle, araştırmalarıyla, konferanslarıyla eski Türk Edebiyatı’na ışık tutan önemli çalışmalara imza attı. Harvard Üniversitesi’nde Osmanlı Türkçesi, Özbekçe ve Çağatayca dersleri veren Profesör Doktor Gönül Tekin, uzun yıllar editörlüğünü yaptığı Türklük Bilgisi Araştırmaları Dergisi’yle Batı’da Türkçe yayın merkezli Türkoloji çalışmalarının da önünü açtı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tekin’in, Harvard Üniversitesi bünyesindeki Osmanlı Türkçesi yaz okulunun Cunda’da açılmasında önemli bir pay sahibi olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Hocamız, Mevlana, Yunus Emre, Ali Şir Nevai, Evliya Çelebi ve Ahmed-i Dai gibi nice abide ismin eserlerini disiplinler arası bir bakışla ele aldı. Profesör Doktor Günay Kut ise yine Türkoloji ve eski Türk Edebiyatı alanında uluslararası düzeyde tanınan saygın bir hocamız. Merhum Halil İnalcık’ın seçkin talebelerinden olan Profesör Doktor Günay Kut, Boğaziçi Üniversitesi’nde Türkoloji Bölümünü, Oxford Üniversitesi’nde ise Atatürk Enstitüsü’nü kurarak Türk kültürüne önemli hizmetlerde bulundu. Bilhassa biyografi ve yazma eserler alanında Türkoloji müktesebatına önemli katkılar sunan Günay Kut, Türk Dili’nin ve Türk Edebiyatı’nın uluslararası ölçekte tanınması için kritik bir rol oynadı. Bilim-Kültür ödülü sahibi her iki hocamızı da tebrik ediyor, bugüne kadar yaptıkları kıymetli çalışmalarından ötürü kendilerine teşekkür ediyorum.”

– Edebiyat Ödülü’nün sahibi Fatma Karabıyık Barbarosoğlu oldu

Edebiyat Ödülü’nün bu yıl Fatma Karabıyık Barbarosoğlu’na tebliğ edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yazı hayatına çok erken bir çağda, 18 yaşında adım atan Fatma Barbarosoğlu, hikaye, roman, deneme, makale, mülakat ve köşe yazılarıyla Türk Edebiyatı’nda yer edinen isimlerden biri oldu. Eserlerinde modernizm-gelenek ilişkisini, yabancılaşmayı bilhassa kadınların toplumdaki yerini, karşılaştıkları sorunları, sevgiyi, dostluğu ve diğerkamlığı sosyolojik bir bakışla etkileyici bir üslupla ele aldı. ‘Benim ağacım, benim tohumum kelimelerdir’ diyen Sayın Fatma Barbarosoğlu’nu da tebrik ediyor, yazı ve fikir hayatında başarılarının devamını diliyorum.” dedi.

Erdoğan, bu yılki Müzik Ödülü’nün sahibinin Ahmet Özhan olduğunu anımsatarak, sanat hayatında 57 yılı geride bırakan Özhan’ın hem kişiliği hem de bilgi ve tecrübesiyle Klasik Türk Müziği’ne önemli eserler kazandırdığını söyledi.

Özhan’ın, beste, yorum, icra ve araştırmalarıyla Türk Sanat ve Tasavvuf Müziği’ne eşsiz katkılarda bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişle gelecek arasında sağlam köprüler kurdu. Buhurizade Itri Efendi’den Hamamizade Dede Efendi’ye, Sultan 1. Ahmet Han’dan Alvarlı Efe Hazretlerine nice zevat-ı kiramın güftelerini, bestelerini, nutku şeriflerini? bugüne taşıdı. Örnek bir sanatçı, emsal bir şahsiyet nasıl olur herkese gösteren Ahmet Özhan’ı kutluyor, sanat ve tasavvuf musikimize yaptığı değerli hizmetler için kendisine teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tiyatro dalındaki ödülün bu yıl Turan Oflazoğlu’na takdim edildiğini söyleyerek, “Evrensel temaları yerel ve kadim değerlerle işleyen bugünün manzarasını, tarihi olay ve şahsiyetlerimizle mezceden Turan Oflazoğlu, geniş perspektifi ve engin birikimiyle temayüz etmiştir. Türk Edebiyatına damga vuran tiyatro oyunlarını şiirleriyle, denemeleriyle, senaryo ve çevreleriyle besleyen Turan Oflazoğlu, kültür ve sanat dünyamızda muhkem bir yer edinen, güçlü yazarlarımızdan biri olmuştur. Bir eserinde, ‘Dünyanın açtığı en güzel çiçek olabilecekken dünyanın bağrını oyan bir yara olmakta insan.’ diyerek günümüz insanına ayna tutan Sayın Oflazoğlu’nu tebrik ediyor, kendisine sağlıklı ve bereketli ömürler temenni ediyorum.” diye konuştu.

Kütüphanelerin milletlerin asırlara sari hafızalarının yaşadığı, yaşatıldığı, muhafaza altına alındığı ilim ve kültür mahfilleri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu mekanları nefes alan bir yapıya kavuşturmak, ilim erbabı ve araştırmacılar başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin istifadesine sunmak, milli ve manevi kimliğimizin devamı için vazgeçilmezdir. 25 yılını Atatürk kitaplığına vakfeden, şimdilerde Sultan Abdülhamit Han’ın kurduğu Türkiye’nin ilk devlet kütüphanesi olan Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin müdürlük vazifesini yürüten Ramazan Minder’e kütüphanecilik ödülümüzü tevdi ediyoruz. Demokrasi tarihimizin utanç vesikalarından biri olan 28 Şubat sürecinde, Sultan Abdülhamit Han’ın Yıldız Sarayı’ndaki kütüphanesine ait 4 bin 500 kitap kendi tarihlerine düşman olanlar tarafından maalesef çöpe atılmıştı.

İçinde nadir eserlerinde yer aldığı bu kitapların tamamını Atatürk Kitaplığına kazandıran Ramazan Minder, Medine müdafi Fahrettin Paşa, Hamidiye kahramanı Rauf Orbay ve daha nice tarihi şahsiyetin şahsi arşivlerini satın alıp Atatürk Kitaplığına taşıdı. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndeki yazma ve matbu eserlerin bakımı ve restorasyonu için fedakarca çalışan Sayın Minder, dijitalleştirme ve kataloglama faaliyetleriyle sosyal mekan düzenlemeleriyle kütüphanelerimizin modernize edilmesinde öncü bir rol oynamıştır. Kütüphanecilik koleksiyonumuzun bugünkü seviyesine ulaşmasında büyük emek sahibi olan Ramazan Minder’i kutluyor, tarihi ve kültür mirasımıza sahip çıktığı için kendisine şükranlarımı sunuyorum.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Her alanda olduğu gibi kültür ve sanatta da kimsenin dünya görüşüne, yaşam tarzına, siyasi tutumuna bakmıyor, bu ülkeye, bu millete, bu topraklara aidiyet duyan herkesi baş tacı etmeye özen gösteriyoruz” dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde bu yılki Zanaatkar Ödülü’nün Salih Balakbabalar’a takdim edildiğini, hat, tezyinat, ahşap oyma ve sedef işçiliği gibi geleneksel sanatları kendi üslubuyla harmanlayıp, özgün ve modern bir çizgiye taşıyan Salih Hocanın birçok eserinin yurt içi ve yurt dışındaki müze, koleksiyonlarda sergilendiğini belirtti.

Erdoğan, “Altın, gümüş, sedef, ahşap, Fildişi ve pirinç gibi malzemelerle hat sanatı ve Türk tezyinatının en nadide eserlerini hayat veren kıymetli sedefkarımızı yürekten tebrik ediyor, geleneksel sanatlarımıza yaptığı eşsiz katkılar için kendisine teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Bu yılki Vefa Ödülü’nün sahibinin Türk sinemasının usta ismi Halit Refiğ olduğunu dile getiren Erdoğan, 1958’den ebediyete irtihal ettiği 2009’a kadar sinema çalışmalarını sürdüren Halit Refiğ’in yarım asırlık sanat hayatında danışman, senarist, yapımcı ve yönetmen olarak Türk sinemasına kıymetli eserler kazandırdığını söyledi.

Halit Refiğ’in öncüsü olduğu ulusal sinema hareketiyle Türk sinemasının yerli ve milli değerler üzerine bina edilmesinde ses getiren, adeta çığır açan işlere imza attığını anlatan Erdoğan, batıyı esas alan sinema anlayışını yalnızca filmleriyle değil kitaplarıyla da eleştiren Halit Refiğ’in Türk sinemasının merkezine Türkiye’nin tarihinin, öz değerlerinin yerleştirilmesi gerektiğini savunduğu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

“Halk kültürümüzü, tarihi birikimimizi ve bizi biz yapan hasletleri, ustalıklı ve gerçekçi bir şekilde beyaz perdeye taşımıştır. ‘Ben Halit Refiğ, Türkiye ve Türk halkı üzerine bugün ne biliyorsam mesleğim ve Türk sinemasına ilgim sayesinde öğrendim. Türkiye’de halktan gelen ve halka dönecek olan ilk gerçek halk sanatının öncülerinden biri olmaktan heyecan ve gurur duyuyorum.’ Kendisini bu sözlerle tanımlayan Halit Refiğ’e Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Vefa Ödülü ile kendisine olan minnet borcumuzu inşallah ifa etmişizdir diye ümit ve temenni ediyorum. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünü kazanan sanatçılarımızı, hocalarımızı, zanaat erbabımızı bir kez daha tebrik ediyor, her birine şahsım ve milletim adına şükranlarımızı ifade ediyorum. Geçmişte bu ödüllere layık görülen ve bugün aramızda olmayan kültür ve sanat insanlarımızı da bu vesileyle minnetle yad ediyorum”

“Kalıcı olan yarınlara akıl, ruh, moral ve köklerden mesaj ileten sadece ve sadece kültür sanat eserleridir. Atalarımız şu veciz cümleyi, ilim, fikir ve sanat dünyamıza adeta hediye etmiştir, ‘Kem alatla kemalat olmaz.’” diyen Erdoğan, siyasette, iş hayatında, eğitimde, aile ve sosyal yaşantısında rehber edilmesi gereken bu sözün kültür ve sanat faaliyetlerinde kılavuz olarak belirlemenin önem arz ettiğini söyledi.

Vasat malzemeden kaliteli işin asla çıkmayacağını, Türkiye’nin bu açıdan nasipli bir millet olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Yalnızca ülkemizin değil gönül coğrafyamızın her bir köşesi Türk ve İslam medeniyetinden neşet eden, kültür hazinesiyle mümtaz eserlerle, önder şahsiyetlerle dolu. Müzikte, mimaride, edebiyatta, bilim, kültür ve sanatın pek çok branşında asırlar boyunca ortaya koyduğumuz eserlerle, bünyemizden çıkardığımız ilim ve kültür insanlarıyla güçlü bir medeniyetin devamıyız. Bugünkü gençlerimizin asla unutmaması gereken hususlardan biri de işte bu medeniyetin daha 3 asır öncesine kadar ilim ve sanatta diğer milletlere ilham veren örnek işlere imza atmış olmasıdır.” diye konuştu.

Bilim ve kültürel erbaplarının çalışmalarıyla bu mirası ihya etmenin, zenginleştirmenin ve geleceği çok güçlü bir şekilde kucaklamak zorunda olduklarını dile getiren Erdoğan, bu noktada herkese önemli vazifeler düştüğünü belirtti.

İçine sirayet ettiği her bünyeyi tek tipleştiren neoliberal kültür akımlarının ve dijitalleşmenin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de etkisini arttırdığını gördüklerini anlatan Erdoğan, bunun için tarihten süzülüp gelenekli sanatları muhafaza etmeli, ilmi ve kültürel çalışmaları günün sunduğu imkanlarla çok daha ileri noktalara taşımak gerektiğini ifade etti.

“Marifet iltifata tabidir” düsturuyla düzenledikleri Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini bu amaç doğrultusunda geçmişten aldıkları ışıkla geleceği aydınlatmak üzere icra ettiklerini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

“Her alanda olduğu gibi kültür ve sanatta da kimsenin dünya görüşüne, yaşam tarzına, siyasi tutumuna bakmıyor, bu ülkeye, bu millete, bu topraklara aidiyet duyan herkesi baş tacı etmeye özen gösteriyoruz. Taklit ve takip eden değil, ilhamını kendi kültüründen, toplumundan, geçmişinden ve köklerinden alan her sanatçı bizim başımızı tacıdır. Devraldığımız mirası zenginleştirmek için ömrünü vakfeden her sanatçı, ilim ve düşünce insanı bizim gönlümüzde ayrı bir yere sahiptir. Kim olursa olsun sanatını aşkla icra eden, bu milletin derdiyle dertlenen, bu millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz. Sanatçılarımız, hani ‘büyük adam’ derler ya bizim nazarımızda işte o büyük insandır.

Merhum Nurettin Topçu ‘büyük adam’ı tanımlarken şöyle demişti, ‘Büyük adam eserleriyle hayatını birleştiren adamdır. Biz onda şu vasıfları arıyoruz, önce bütün ömründe, aynı kanaatin, aynı imanın sahibi olan adamlardır. Devirlere, zaruretlere, cemiyetlere göre değişmez. Muhitine uymaz, muhiti kendine uydurur, uydurmazsa çarpışır. Cemiyetten daha kuvvetlidir, cemiyeti sürükleyicidir.’ Topluma mihmandarlık yapan siz kıymetli kültür, sanat, ilim insanlarımıza inşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek olmaya devam edeceğiz.”

– Törenden notlar

Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde, ilk olarak ödülü almaya hak kazanan sanatçıların biyografileri izlendi.

Bilim-Kültür alanında Gönül Tekin ve Günay Kut, edebiyat alanında Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, müzik alanında Ahmet Özhan, tiyatro alanında Turan Oflazoğlu, kütüphanecilik alanında Ramazan Minder, zanaatlar alanında Salih Balakbabalar ödüle layık görüldü.

Vefa ödülü ise merhum yönetmen Halit Refiğ’e verildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan törende hazır bulunan Tekin, Kat, Özhan ve Minder’e ödüllerini verdi.

Erdoğan, vefa ödüllerine layık görülen yönetmen Refiğ’in ödülünü eşi Gülper Refiğ’e, Oflazoğlu’nun ödülünü kızı Gizem Oflazoğlu Akar’a, Balakbabalar’ın ödülünü oğlu Baki Enis Balakbabalar’a takdim etti.

Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü ve Büyükelçi Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hamza Dağ, Hayati Yazıcı ve Ömer İleri ile Ankara Valisi Vasip Şahin ve Tarihçi ve Yazar Murat Bardakçı da katıldı.

Ödül takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ödül sahipleriyle fotoğraf çektirdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gardiyanoğlu:Vatandaşlarımızı devlet kapılarında bürokrasi ile uğraştırmak istemiyoruz

Published

on

By

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, e-Devlet yetkililerini kabulünde, vatandaşları bürokrasi ile uğraştırmak istemediğini vurguladı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Bakan Sadık Gardiyanoğlu, Türkiye e-Devlet Genel Müdür Yardımcısı Orhan Koca ile e-Devlet İş Geliştirme ve Proje Yönetimi Direktörü Fatih Işık’ı kabul etti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu kabulde yaptığı konuşmada, e-Devlet Yasası’nı hazırlayıp Meclis’e sunan milletvekillerinden biri olduğunu anımsatarak, e-Devlet Yasası’nın 11 yıl önce hazırlandığını, Yasa’nın Meclis’te kadük olduğunu ve o dönem kurulan ekiple yasa için 8 ay süren hummalı bir çalışma yapıldığını belirterek, yasanın ülkeye kazandırılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Teknolojiyi yakalamanın, işlemleri hızlandırmanın önemine vurgu yapan Gardiyanoğlu, “Vatandaşlarımızı devlet kapılarında değil işlerinde uğraştırmak lazım çünkü bürokraside kaybedilen zaman ciddi bir zaman ve emektir. Devletin en asli görevlerinden biri vatandaşlarına hızlı hizmet vermektir.” dedi.

Bakanlık görevine geldiği ilk günden beri, en çok üzerinde durduğu noktanın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı dairelerin yazılımlarının günün şartlarına ve ihtiyaçlarına uygun olarak güncellenmesi olduğunun altını çizen Gardiyanoğlu, vatandaşa daha çağdaş ve hızlı hizmet verilmesi için e-Devletin önemine işaret etti.

İlk göreve geldiklerinde muhasebecilerden İhtiyat Sandığı Dairesi ile ilgili aldıkları memnuniyetin günden güne arttığını söyleyen Gardiyanoğlu, Sosyal Sigortalar Dairesi yazılımının kullanıcıların talebine göre sürekli güncellendiğini, Bakanlığın ana iskeleti ve en çok işlem yapılan dairesi olan Çalışma Dairesi’nin neredeyse tüm işlemlerinin artık portal üzerinden çevrimiçi yapıldığını anlattı.

Sosyal Hizmetler Dairesi’nde bugüne kadar herhangi bir yazılım kullanılmadığını ve sağlıklı veriler elde edilemediğini kaydeden Gardiyanoğlu, Daire için bir yazılım hazırlandığını, bu konuda FONET yetkilileri ile bir toplantı yapıldığını ve yazılımların tamamlandığını aktardı.

Arşivleme ve dijitalleşmeye geçmek amacıyla FONET’in kurduğu sisteme entegre olmayı sağlayacak bir yazılım için çalışmalarını tamamladıklarını anlatan Gardiyanoğlu, veri girişlerine başlandığını, e-Devlet kapısı tamamlandığı an Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın dört dairesi ile anında sisteme bağlanabilecek bir altyapıya kavuştuğunu belirtti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın kendilerine düşen ödev ve sorumluluklar ile ilgili yasal mevzuat, tüzük ve yönetmeliklerin hazırlanması ile ilgili ortak bir karar aldığını kaydeden Gardiyanoğlu, Ocak ayı içinde bir eylem planı hazırlanacağını ve yürürlüğe gireceğini söyledi. Temel hedeflerinin 2025 yılında her şeyi tamamlayıp vatandaşları daha kolay daha hızlı daha erişilebilir ve daha güvenilir bir sisteme kavuşturmak olduğunu kaydeden Gardiyanoğlu, verdikleri destek ve emekten dolayı e-Devlet Projesi yöneticilerine teşekkür etti.

Kabulde konuşan e-Devlet Genel Müdür Yardımcısı Orhan Koca ise, e-Devlet Projesi’nin kendileri için çok önemli ve gelişen bir proje olduğunu ifade ederek, KKTC’deki e-Devlet projesinde de hizmetlerin çeşitlendirilerek vatandaşlara hızlı hizmet verilmesi noktasında üzerlerine düşen görevi yapacaklarını ve yoğun bir efor ile çalışacaklarını söyledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, TC Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile bir araya geldi… Yılmaz: ‘Kıbrıs Türklerinin haklı mücadelesine olan desteğimizi sürdüreceğiz’

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Türkiye Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Tatar görüşmede yaptığı konuşmada, Muğla’daki helikopter kazası ve Balıkesir’deki mühimmat deposundaki patlama nedeniyle yaşamlarını yitirenlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve Türk Milletine başsağlığı diledi. Cumhurbaşkanı Tatar ayrıca Azerbaycan Havayollarına ait uçağın Kazakistan’da düşmesi nedeniyle de Azerbaycan halkının üzüntüsünü paylaştığını vurguladı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs Türkü’ne her zaman destek verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’den getirilen suyun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne büyük değer kattığına ve tarımdaki potansiyelin arttığına dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde turizm ve yükseköğretim alanlarının yanı sıra hizmet sektörü ve sanayide yapılan yatırımlarla potansiyel ve kapasitenin arttığına işaret etti.

Pandemi ve 6 Şubat Depreminin ekonomik sıkıntılar getirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Ukrayna-Rusya Savaşı nedeniyle dünyada maliyetlerin arttığını ve mali kriz yaşandığını ancak Türkiye’nin süreci iyi yönettiğini ve sıkıntıların aşılmaya başlandığını vurguladı.

Kıbrıs’taki yeni siyasete Türkiye’nin tam destek vermesinin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaların bu siyasetin zeminini güçlendirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, New York’ta BM ev sahipliğinde gerçekleşen gayrı resmi yemek sonrası yapılan BM açıklamasında, ‘görüşme sürecinin başlaması için ortak bir zemin yok denmesinin ve iki tarafın ayrı pozisyonundan bahsedilmesinin’ diplomatik anlamda bir kazanım olduğunu ifade etti.

Hapsolat’ta bir sınır kapısı açılmasını 4 yıldan beridir gündeme getirdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, yeşil hat tüzüğü bağlamında iki halk arasında ticaretin artmasına ve Metehan sınır kapısındaki yoğunluğun azaltılmasına katkıda bulunulacağını vurguladı.

Metehan Bölgesinde Cumhurbaşkanı Yerleşkesi ve Cumhuriyet Meclisi yanında 400 dönümlük bir park yapıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, park sayesinde vatandaşın yürüyüş ve bisiklet yollarına sahip olacağını ve sosyal faaliyetlerini yapabileceğini ifade etti. Yapılan yatırım nedeniyle Metehan Bölgesi’ndeki trafiğin artacağını bu nedenle Haspolat Snır Kapısı’nın önem kazandığını kaydetti.

Rum Lider Nikos Hristodulidis’in, kapılar konusunda ‘Tatar, görüşmeye gelmiyor’ açıklamasına karşılık kendisine ‘önerisinin ne olduğunu’ sorduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum Liderin, Erenköy ve Kiracı Köyden Rum tarafından Rum tarafına geçilecek bir transit geçiş istediğine dikkat çekti. Yapılacak çalışmanın sınır kapısı olmadığını ve bir maliyeti olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, yapılan talebin kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Türkiye’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün siyasetinin dünyaya duyurulması ve kabul edilmesi bakımından iki ülke arasındaki istişarelerin önemli olduğuna vurgu yaptı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Türk Devletler Teşkilatı’na gözlemci üye olunduktan sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrağı ve kimliğiyle toplantılara katılmaya başlandığını dile getirdi.

Kıbrıs’a olan yakınlığı nedeniyle Suriye konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin bölgede etkin olmasını önemine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Tatar, Suriye ile deniz yeki alanlarında yapılacak antlaşmaların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne olumlu ve yapıcı yansımaları olacağına ve jeopolitik olarak değerinin artacağına dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının devamında şöyle konuştu:

“Anavatan Türkiye’nin güçlü olması bize güç katar. Türkiye büyük bir devlettir. Doğu Akdeniz’de jeopolitik ve jeostratejik gelişmelere bakıldığında, Mavi Vatanda siyaset çok önemlidir. Anavatan, Yavru Vatan, Mavi vatan ve Gök Vatan’ı birlikte değerlendiriyoruz. Devletimizin statüsü ve değeri artıyor. Bu durum devletin halkına sunacağı refahı artıyor. İktisadi ve mali işbirliği protokolleriyle yatırımların artması bize umut veriyor. Pandemi öncesi rakamlar aşıldı. Ülkeye gelen yolcu ve turist sayısı arttı.”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da konuşmasında, Muğla ve Balıkesir’de meydana gelen kaza dolayısıyla taziye mesajı yayınlayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a teşekkür etti, Türk halkının Kıbrıs Türkü ile birlik ve beraberlik içinde aynı duyguları paylaşmasından dolayı memnuniyetini ifade etti.

Görüşmede iki ülke arasındaki işbirliklerinin sonuçlarının ele alındığını dile getiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye’nin Kıbrıs Türkü’nün özgürce kalkınması, müreffehi ve esenliği için her türlü imkanı seferber etmeye devam edeceğini kaydetti.

Kıbrıs meselesinde Kıbrıs Türk tarafının ortaya koyduğu iki devletli çözüm siyasetinin Türkiye tarafından desteklendiğini anlatan Yılmaz, Kıbrıs Türkü’nün yarım asırdan beridir hak ve adalet arayışı içinde olduğunu belirtti, adanın gerçeklerine uygun adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme inançtan güç alındığını vurguladı.

“Kıbrıs adasının gerçeği iki devlet ve iki toplumdur” diyen Yılmaz, Kıbrıs meselesinin bu anlayıştan uzak bir şekilde çözümelediğine dikkat çekti, çözümsüz geçen yıllara işaret etti.

Federasyon defterinin kapandığına vurgu yapan Yılmaz, Türk ve Rum liderlerin Newyork’ta Birleşmiş Milletler ev sahipiliğinde bir araya geldiği yemek sonrasında BM’nin yaptığı açıklamada müzakerelerin başlaması için ortak zemin bulunmadığının ilk kez resmi olarak teyit ettiğini kaydetti. TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Kıbrıs konusunda bu gerçeğe uygun hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, konuşmasının devamında “Kıbrıs Türkü’nün egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün yani özden gelen haklarının uluslararası toplum tarafından tescil edilmesi ve Kıbrıs Türkünün gerçek anlamda eşit bir şekilde müzakere masasına oturması önceliğimiz ve ana politikamızdır” dedi

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dünyayla bütünleşmesini ve Kıbrıs Türkü’nün güvenliği ve selameti için ellerinden gelen çabayı göstermeye devam edececeklerine dikkat çekti.

İktisadi ve mali işbirliği konularını yakından takip ettiklerini anlatan TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, KKTC’nin alt yapısı ve üst yapısının geliştirilmesi için iki devletin kurumlarının çalışmalarını sürdüreceğini kaydetti.

Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’nin bitmek üzere olmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yerleşkede bulunulan parkın ve kütüphanenin ayrı bir çekim merkezi olacağını dile getirdi.

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ziyaretten dolayı Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a teşekkür etti.

Devamını Oku

Trending

Reklam