Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Cumhurbaşkanı Tatar: Seçim sonuçlarında siyasetimin destek bulduğunu görüyorum

Published

on

 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ülkede dün gerçekleştirilen erken genel seçime ve resmi olmayan sonuçlara ilişkin ilk değerlendirmelerini Anadolu Ajansına (AA) yaptı.

Seçim sonuçlarının Kıbrıs Türk halkına hayırlı olmasını dileyen Tatar, Kovid-19 salgınına rağmen seçime katılımın yüzde 60 civarında olduğunu söyledi.

Tatar, KKTC’li 200 binden fazla seçmenin 40 binine yakınının yurt dışında olduğunu belirterek, salgın koşulları ve soğuk hava şartları da göze alındığında katılımın çok da düşük olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, dün Kıbrıs Türk halkının iradesinin sandıktan çıktığını gördüklerini belirterek, “Zaten herkes ‘Sandıkta ne çıkarsa ona saygımız sonsuz olacaktır’ demişti. Cumhurbaşkanı olarak değerlendirmem, seçimin gerçekten demokratik bir atmosferde yaşandığıdır. Herkes, medyanın da desteğiyle kendi fikirlerini ve argümanlarını ifade etme fırsatı bulmuştur.” dedi.

Ersin Tatar, sonuçlara ilişkin değerlendirmesinde, “Cumhurbaşkanı olarak sandıktan çıkan neticeye baktığımda, Türkiye ile olan ilişkilerimizin, Kıbrıs konusundaki duruşumuzun ve benim siyasetimin destek bulduğunu görüyorum. Hem partilerin politikaları, hem milletvekillerinin kişiliklerine baktığımızda ki ben tek tek isimleri şu anda biliyorum, yüzde 60’ın çok üzerinde bir oyla benim şu anda Cumhurbaşkanı olarak savunmakta olduğum siyasetimizin, egemen eşitliğe dayalı, Kıbrıs’ta yan yana yaşayan iki ayrı devletin artık olabileceğini, Türkiye ile çok iyi ilişkiler geliştirerek KKTC’yi daha güçlendirmek durumunda olduğumuzu ve geleceğimizin için bu siyasetin en doğru siyaset olduğunu bu seçimle bir kez daha teyit etmiştir.” ifadelerini kullandı.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, seçim sonucuna ilişkin BM ve diğer önemli ülkelerden “Cumhurbaşkanı Tatar’ın elinin güçlendiği” yönünde bir değerlendirme yapıldığını söyledi.

“Faiz Sucuoğlu’na hükümeti kurması için görev vereceğim”

Tatar, şöyle devam etti:

“Birkaç gün içerisinde Faiz Sucuoğlu’na hükümeti kurması için görev vereceğim. İlk önce bir değerlendirme yapacağım ve ondan sonra süreci yöneteceğim. Beklenti en büyük parti ve hükümeti kurabilecek olan partinin genel başkanına bu görev verilir. Zaten o partinin başındaki Genel Başkan da Faiz Sucuoğlu’dur. Sucuoğlu’na görevi vermeden önce teamülleri yerine getirmek üzere partilerle görüşme süreci olabilir.”

KKTC’nin içerisinde bulunduğu sıkıntılı günleri Türkiye’nin de desteğiyle aşacağına inandığını söyleyen Tatar, 5 yıl sürecek istikrarlı bir hükümet modeliyle ekonomi ve diğer alanlardaki çalışmaların başarılı bir şekilde sürdürüleceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, yeni kurulacak koalisyon hükümetine ilişkin şu görüşleri aktardı:

“Şu anda mevcut hükümet Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile Demokrat Parti (DP) koalisyonudur. DP, oyunu yükseltmiştir. Şu anda bu hükümetin devamı da olabilir. Bunu hükümeti kuracak olan Sucuoğlu, muhtemel ortaklarıyla değerlendirecektir. UBP-DP-Halkın Partisi (HP) hükümeti de olabilir. Yeniden Doğuş Partisi’ni (YDP) bu koalisyona alırlar mı kendileri bilecektir, kesin bir şey söyleyemem ve bu doğru da olmaz. Şu anda UBP’nin vekil sayısı 24, toplamda 50 milletvekili var, mecliste nisabın sağlanması için 26 milletvekiline gerek vardır. Dolayısıyla 24 UBP ve 3 DP’den 27 milletvekili eder, bir parti daha eklenirse eder 30. 30 milletvekili ile çok rahat hükümet edilebilir. Komitelerin yapısında da sıkıntı olacağını düşünmüyorum.”

Ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) de oylarını artırdığını söyleyen Tatar, ülkedeki sol cephede daha çok CTP’ye yoğunlaşma olduğunu ve 18 sandalye ile mecliste temsil edileceklerini kaydetti.

Tatar, “Sağlıklı bir parlamento ile istikrarlı bir hükümet, inşallah önümüzdeki süreçte KKTC’yi daha da iyi yönetecektir.” dedi.

Mecliste oluşan yeni aritmetiğin kendisini şaşırtmadığını bildiren Tatar, Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ortaya koyduğu “iki devletli çözüm” modelinin büyük bir kabul gördüğünü vurguladı.

Tatar, kendisinin de daha önce UBP Genel Başkanı olduğunu, partinin bıraktığı noktadan birkaç puan daha ileriye giderek, 24 milletvekili çıkardığını anlatarak, şunları kaydetti.

“UBP hükümetlerinin Türkiye ile her zaman iyi ilişkileri olmuştur. Ben de Cumhurbaşkanı olarak bunu memnuniyetle izleyeceğim. Pandemi ve ekonomik krizden dolayı birtakım ciddi konular vardır. Bütün bu meselelerin aşılması için Ankara ile iyi bir ilişki, ekonomik program ve protokol ile ona göre bir çalışma ortamının elbette fevkalade önemli olduğunu vurguluyorum.”

Seçim sonuçları

KKTC Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) açıkladığı resmi olmayan sonuçlara göre, UBP yüzde 39,54 ile seçimi ilk sırada bitirdi.

CTP yüzde 32,4, DP yüzde 7,41, YDP yüzde 6,39, HP yüzde 6,68 oranında oy aldı. Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Toplumcu Kurtuluş Partisi Yeni Güçler (TKP-YG) ve Bağımsızlık Yolu (BY) yüzde 5 seçim barajını aşamadı.

Bu sonuçlara göre, 50 kişilik Cumhuriyet Meclisi’nde UBP 24, CTP 18, DP 3, HP 3, YDP 2 sandalye elde ediyor. En son 7 Ocak 2018’de gerçekleştirilen genel seçimde, UBP 21, CTP 12, HP 9, TDP 3, DP 3, YDP 2 milletvekili çıkarmıştı.

Cumhuriyet Meclisi’ndeki 50 koltuk için 8 siyasi parti ve 3’ü bağımsız 403 milletvekili adayı yarıştı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam