Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Başbakan Sucuoğlu:Hükümet senaryoları dedikodudan ibaret. Bunlar yanlış şeyler

Published

on

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı, Başbakan Faiz Sucuoğlu, seçimlerin tamamlanmasının ardından ortaya atılan hükümet senaryoları ve bakan isimlerinin dedikodudan ibaret olduğunu ifade ederek, bunların yanlış şeyler olduğunu kaydetti.

Hükümeti kurma görevi alabilmesi için Anayasa’ya göre önlerinde 10 günlük bir yasal süreç olduğuna işaret ederek, hızlı bir şekilde hükümeti kurmak için bu süreyi iyi değerlendireceklerini belirten Sucuoğlu, “Hükümeti kiminle kuracağımız henüz belli değil ama rahat, nisap sorunu yaşamayan bir hükümet lazım. Hedefimiz uzun ömürlü bir hükümet” dedi.

Yeni kurulacak hükümetin önceliğinin ekonomi ve halkın refahı olacağını ifade eden Sucuoğlu, elektrik konusunun da tamamen masaya yatırılması gerektiğini belirterek, elektrikte yaşananların sürdürülebilir ve kabul edilebilir olmadığını vurguladı.

Başbakan Faiz Sucuoğlu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu “iki egemen eşit devlet” tezinin, hem KKTC’nin, hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaya koyduğu bir karar olduğunu belirtti. Sucuoğlu, “Biz de UBP olarak bu kararın tamamen arkasındayız ve tam destek veriyoruz. 50 yıldır harcadığımız ama bir arpa boyu yol almadığımızı gördüğümüz bir jenerasyon harcadık bu federasyon hikayesiyle ve bir 50 yıl daha kimsenin tahammülü yoktur” şeklinde devam etti.
UBP Genel Başkanı Başbakan Faiz Sucuoğlu, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulundu. Sucuoğlu, hükümet kuruma çalışmaları, ekonomik konular, elektrik kesintileri, Türkiye ile ilişkiler ve Kıbrıs konusunu değerlendirdi.

“BEKLEDİĞİMİZ, YSK’NIN KESİN SONUÇLARI RESMİ GAZETEDE YAYIMLAMASIDIR”
Hükümet kurma çalışmalarıyla ilgili çıkan haberlerin dedikodu olduğunu, “spor toto” gibi “o bakanlık senin, bu bakanlık benim” şeklinde kendilerince isimler ortaya koyulduğunu kaydeden Sucuoğlu, bunların yanlış şeyler olduğunu söyledi.
Sucuoğlu, “Biz bütün partilerle görüşeceğiz, arkadaşlarımız gayri resmi olarak da görüşüyor. Düşüncelerimizi söylüyorlar, düşüncelerini alıyorlar. Beklediğimiz, YSK’nın kesin sonuçları resmi gazetede yayımlamasıdır” dedi.
Sonuçların resmi gazetede yayımlanmasının ardından 10 gün bekleneceğini, 10 gün sonra Meclis’te yemin töreninin yapılacağını ve görevlendirmenin verileceğini ifade eden Sucuoğlu, Anayasa’ya göre görevlendirmeye kadar olan en az 10 günlük süreyi iyi kullanacaklarını ve görevi alır almaz hükümeti hemen kuracaklarını vurguladı.

“KİMİNLE KURACAĞIMIZ HENÜZ BELLİ DEĞİL AMA İYİ NİYET VAR”
Görüşmelerin henüz milletvekilleri veya parti başkanları düzeyinde olmadığını, parti yetkililerinin ön görüşmeler yaptığını ifade eden Sucuoğlu, “Hükümeti kiminle kuracağımız henüz belli değil ama iyi niyet var. Rahat, nisap sorunu yaşamayan bir hükümet lazım. Geçmişte yaşananlar gibi bir şeyi halkımıza yaşatmak istemiyoruz” dedi.
Sucuoğlu, hedefin, uzun ömürlü bir hükümet olduğunu, KKTC’nin artık 6 ayda 1 yılda ne bir hükümet değişimine ne de erken seçime ihtiyacı olmadığını, ekonomik anlamda da bunu kaldıramayacağını ifade etti. Sucuoğlu, “Bizim esas hedeflediğimiz; ekonomideki açılımlardır, bunun için de belli bir süreye ihtiyaç vardır, herkes siyasi ikbalini bırakacak, bu ülkenin önünü ekonomik anlamda nasıl açabiliriz onun kavgasını vermelidir hep birlikte… Yani kısır çekişmeler yerine ülkenin önünü açabilecek konularda hep birlikte çalışmadır hedefimiz” diye konuştu.

“HALKI HEP BİRLİKTE, EL BİRLİĞİYLE KURTARABİLECEĞİZ”
Muhalefette kim olursa olsun onlardan da yapıcı eleştiri isteyeceklerini, zamanın “iş ola, geleneksel eleştiri” zamanı olmadığını ifade eden Sucuoğlu, hükümet olarak da yapıcı eleştirileri değerlendireceklerini kaydetti.
Sucuoğlu, hükümeti kurduktan sonra belli toplantılarda ve özellikle ekonomik açılımlarda muhalefet parti temsilcilerini de aralarında görmek isteyeceklerini ifade ederek, içinde oldukları sürecin son 10 yılların en sıkıntılı süreci olduğuna işaret etti.
Bu sarmalın içinden de halkı hep birlikte el birliğiyle kurtarabileceklerine dikkat çeken Sucuoğlu, onun için de kısır çekişmeler ve siyasi çıkar için bencil hareketler zamanı olmadığını belirtti ve zamanın birlikte hareket etme zamanı olduğunu vurguladı.
“BUGÜN İTİBARİYLE BAŞLAYACAK BÜTÜN ÖDEMELERE HAYAT PAHALILIĞI YANSITILACAK”
Başbakan Sucuoğlu, halkın beklentisinin de bu olduğunu, halkın siyasi çekişmelere değil, günlük refahına baktığını ifade ederek, bugün itibariyle ödemelerin başlayacağını, bütün ödemelerin hayat pahalılığı yansıtılarak yapılacağını kaydetti.

Bu ödemeyle vatandaşların alım gücünün artacağına ve bunun çarşıya da yansıyacağına inanç belirten Sucuoğlu, virüsün etkisini azaltması ve havaların da düzelmesiyle turizmin patlayacağına inanç belirtti.
“EK BÜTÇE GÜNDEME GELECEK.. YATIRIMCILARIN BÜROKRATİK İŞLEM SIKINTISINI AZALTMAK İÇİN BİR DAİRE KURMA DÜŞÜNÜLÜYOR”
Faiz Sucuoğlu, ek bütçenin gündeme geleceğini, çünkü hayat pahalılığının yüzde 37,26 olarak öngörülmediğini ifade ederek, ortaya konan hedeflerin mevcut bütçeyle tutturulmasının söz konusu olamayacağını anlattı, yeni hükümetin ilk yapacağı işlerden birinin 2022 ek bütçe çalışması olacağını kaydetti.
Sucuoğlu, önlerinde tapu harçları, hem iç hem dış yatırımcıların önünün açılmasıyla ilgili yapılması gereken bir takım açılımlar olduğunu ifade ederek, yatırımcıların sıkıntısını yaşadığı bürokratik işlemlerin azaltılması için Başbakanlıkta bir daire kurulmasının düşünüldüğünü anlattı.

Yeni süreçte öncelikli bekleyen yasaları geçirme hedefinde olduklarını söyleyen Sucuoğlu, Cezaevi Yasası, Belediyeler Reform Yasası, Eczacılar Yasası, Hal Yasası, Kamu Reformu ve komitelerde bekleyen yasaların bir bir ele alınacağını söyledi.
Komitelerde UBP ve CTP’nin olacağını, tüm yasaların hızlı bir şekilde geçeceğine inanç belirten Sucuoğlu, kısa sürede yapılması gereken yasaların çok hızlı bir şekilde geceğine inandığını, bu yasaların geçmesinin önlerini açacağını kaydetti. Sucuoğlu, Lefkoşa’ya yapılacak 500 yatak kapasiteli hastanenin temelinin de 6 ay içinde atılmasının hedeflendiğini dile getirdi.

“KIB-TEK KARA DELİK”
Başbakan Faiz Sucuoğlu, son zamanlardaki elektrik kesintilerine de işaret ederek, şunları kaydetti:
“Elektrik konusu tamamen masaya yatırılması gerekir. Gayet net bir şekilde söylüyorum; en baştan ele alınması gereken bir konu… Şu anda hükümetimizin kara deliği elektriktir, Kıb-Tek’tir. Kara delik, herşeyi yutuyor ve bu sürdürülebilir değil. Buna bir çözüm üretmek lazım, bunun için de bir takım çalışmalar yapılıyor. Hızlı bir şekilde, bu işi bilenlerle, ilgili bakanlık ve işi bilenlerle, altını çiziyorum, oturup bir alternatif, belki olanın takviyesi gibi alternatif bir çözüm üretmeliyiz. Çünkü hala daha 2022’de elektrik kesintileri oluyorsa bu kabul edilir değil, mümkün değil. O yüzden bunları düzeltmemiz lazım. Tabi havaların aşırı soğuması ve elektrikle ısınmaya ağırlık verilmesi kesintileri etkiledi. Tam randımanlı çalışmaya rağmen enerji yetmiyor. Tüketim daha fazla, arızalar da oluyor. En üzücü şeylerden biri de bir belediyemizin kazıya izin vermediği için kabloların döşenememesi ve o sınırlar içinde olan belli bölgelerindeki insanlarımızın son 1 aydır ciddi mağduriyet yaşamasıdır.”

Sucuoğlu, bu sorunun giderilmesi için Ekonomi ve Enerji Bakanlığının girişimler yaptığını ve sıkıntının giderileceğini ifade etti. Bu konuda belediye başkanının neden izin vermediğini açıklaması gerektiğini kaydeden Sucuoğlu, belki de yıllar önce yapılması gereken kablo takviyesinin mağduriyetini vatandaşların çektiğini, bu yüzden gecikmenin sebebi ne olursa olsun kabul edilemeyeceğini belirtti. Güneş enerjisine önem verdiklerini ifade eden Sucuoğlu, elektrikte hızlı çözümlerin gerektiğini söyledi.

“PANDEMİ İYİ YÖNETİLDİ”
Başbakan Faiz Sucuoğlu, pandeminin tüm sıkıntılara rağmen iyi gittiğini, KKTC’nin Güney Kıbrıs ile kıyas bile edilemeyecek bir durumda olduğunu ifade etti. Sucuoğlu, pandeminin iyi yönetilmesinde iki yıldır inanılmaz bir performans ortaya koyan başta doktorlar ve tüm sağlık çalışanları olmak üzere herkese teşekkür etti ve başarılar diledi.

Sucuoğlu, pandeminin devam ettiğine de işaret ederek, herkesin kişisel korunmasını sürdürmesini istedi. Virüsün etkisini azaltmaya doğru gittiğini söyleyen Sucuoğlu, “Korunmaya devam aşıya devam” dedi.
Başbakan Sucuoğlu, yaz aylarına kadar bu işin biteceğine inandığını kaydetti.

“TÜRKİYE OLMAZSA OLMAZ”
Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin KKTC’nin “olmazsa olmazı” olduğuna işaret eden Sucuoğlu, Ankara’ya yaptığı ziyaretin çok olumlu geçtiğini, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da yoğunlaşması ve karşılıklı çalışmaların yoğun bir şekilde çalışılarak geliştirilmesi yönünde kararlılık ortaya konduğunu anlattı.
Sucuoğlu, Ankara’da kendisini tüm makamların sıcak bir dostlukla kabul ettiğini ifade ederek, görüşmelerde, KKTC’deki ekonomik durumu, sıkıntıları ve son gelişmeleri bire bir anlatma fırsatı bulduğunu kaydetti. Bir süre daha katkı talep ettiklerini kaydeden Sucuoğlu, büyük bir anlayışla karşılandıklarını ve neler yapılabileceğini konuşuklarını kaydetti.
Hükümetin kurulmasının ardından yeniden Ankara’ya ziyaret gerçekleştireceklerini ifade eden Sucuoğlu, “Hızlı bir şekilde çok daha sıcak ve yoğun istişareler ve ziyaretlerle, bir bacak Ankara, bir bacak Lefkoşa olmak üzere çalışacaklarını” söyledi.

“ERDOĞAN’IN SEVGİSİ”
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da çok büyük bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sevgisi ve ilgisi olduğuna vurgu yapan Sucuoğlu, “KKTC’ye sorunları çözme yolunda apayrı bir değer veriyor, çok hızlı hareket ediyor. Bu da bizi fazlasıyla umutlandırdı ve mutlu etti” diye konuştu.

KIBRIS KONUSU
Başbakan Faiz Sucuoğlu, Kıbrıs konusuna da değinerek, şöyle devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ‘iki egemen eşit devlet’ tezinin şu anda hem KKTC’nin hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaya koyduğu karardır. Biz de UBP olarak bu kararın tamamen arkasındayız, tam destek veriyoruz.

Çünkü 50 yıldır harcadığımız ama bir arpa boyu yol almadığımızı gördüğümüz bir jenerasyon harcadık bu federasyon hikayesiyle ve bir 50 yıl daha kimsenin tahammülü yoktur. Bunu net olarak söylüyorum. Dolayısıyla hala daha inatla bir federasyonu savunmak veya bu konuda ‘illa da federasyon’ demek neye hizmet eder bilmiyorum.

50 yıldır yapılmadık kalmadı, federasyonla ilgili sayın Talat, sayın Akıncı geldi geçti, Annan Planı referandumu oldu, mükafatlandırılan yine ‘hayır’ diyen Rum tarafı, cezalandırılan Türk tarafı oldu. Her şeyin bittiği Crans Montana’da Türkiye Cumhuriyeti her türlü açılımı, bir anlaşma olur düşüncesiyle her şeyi denedi ama Rum lider masadan kaçtı.
Dolayısıyla belli oldu ki bu yol artık tıkalı bir yoldur, oyundur, zaman harcamadır. Ama bizim artık çocuklarımızı bu oyunlarla oyalamaya ve insanlarımızın yurt dışına göçüne kimsenin hakkı yoktur. O yüzden biz kendi cumhuriyetimizi ve cumhuriyetimizle ilerlemeyi, egemen eşit iki devlet statüsüne gelmeyi ama daha da önemlisi ekonomidir. Ekonomiyi kendi ayaklarımız üzerinde durdurabilecek bir KKTC’yi yaratma hedefindeyiz. Zaten bunu başardığımız anda inanın ne federasyon tartışması kalır ne de başka birşey kalır, kimsenin ilgisi kalmaz.

İşte Güney komşumuzun da en büyük hedefi bizi ekonomik anlamda baskı altına almak, ambargolarla ezmek ve kendilerince bir anlaşmaya, federasyona zorlamaktır. Bunun için de her türlü ambargoyu bize uygulamakta, nereye giderseniz gidin, her hangi bir uluslararası açılımda engel koyuyorlar. Hedefleri, zorla, ambargolar altında ezdir ve mecbur kalsınlar, benim şartlarımda federasyona girelim. Onların hedefi bu.
Biz ilk defa Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası yeni bir yol yeni bir hedef koyduk, onları bu çok telaşlandırmıştır, onu görüyoruz. Bana göre çok önceden ortaya konması gerekiyordu.
Bizim bir düşmanlığımız yok, iki ayrı devlet olarak bu adada yaşamadır hedefimiz. Ama en önemli hedef olarak ekonomik olarak düzlüğe çıkmadır. Hükümetimizin bundan sonraki süreçte en önemli hedefi Kıbrıs konusu değil, ekonomidir. Net olarak. Kıbrıs konusu bizi çok çok düşük dozda ilgilendirecek. Bizim hedefimiz ekonomidir, halkımızın refahını nasıl artırabiliriz.

Ekonomi anlamında insanımızın refahını hak ettiği yaşam kalitesini kazandırdığımız anda ne federasyon ilgisi kalır, ne de başka bir şey. Güney komşumuz da bunu bildiği için her attığımız adımın önüne geçiyor. Neden, ekonomik anlamda refah sağlatmamak için… Bütün oyunun da sebebi budur, hedef; ez, ambargolar altında bezdir, ekonomik olarak sıkıntıya sok ve mecbur kalsınlar.

Her zaman karşılıksız beklenti olmadan yardım aldığımız bir Türkiye Cumhuriyeti var. En büyük şansımız budur, zaten böyle bir şansımız olmasaydı şu anda Kıbrıs Türkünün nerde ve ne halde olduğunu tahmin bile edemiyorum.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

BM yetkilileri İstanbul’daki İİT Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nda konuştu

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, İstanbul’daki İslam İşbirliği teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nda, İslamofobi ile İsrail’in Filistin ve İran’a yönelik saldırılarına değindi.

“Dönüşen Dünyada İslam İşbirliği Teşkilatı” temasıyla düzenlenen İİT Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nun ilk günü Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen programla başladı.

BM Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi ve BM İslamofobi ile Mücadele Özel Temsilcisi Miguel Angel Moratinos, buradaki konuşmasında, “İslamofobi sadece bir ön yargı konusu değil bu insan haklarının ihlali demek, aynı zamanda sosyal bütünlüğe bir tehdit ve Birleşmiş Milletler Şartı ilkelerinin ihlal edilmesi demek.” ifadesini kullandı.

İslamofobinin birçok ülkede yaygın sorun olduğuna dikkati çeken Moratinos, bunun her zaman şiddet şeklinde değil bazen dışlayıcı tutumlar şeklinde de ortaya çıktığını belirtti.

Moratinos, Müslüman kadınların başörtüleri nedeniyle işe alınmadığını, Müslüman çocukların ise isimleri dolayısıyla okullarda zorbalığa maruz kaldığını aktardı.

“Müslümanlık karşıtı söylemler çevrimiçi platformlarda yayılıyor ve algoritmalar da bunu destekliyor. Dijital platformlar aslında bir aşamada özgürlükler alanı olarak sayılırken, şimdi nefret söyleminin yansıdığı bir alan.” diyen Moratinos, İslamofobinin küresel bir problem olduğu için çözümün de küresel olması gerektiğini kaydetti.

Moratinos, BM’deki çalışmalarına işaret ederek “Buradaki çalışmalarımız herhangi bir dinle sınırlı değil, insanların insan haklarını kullanarak dinlerini herhangi bir korku olmadan icra edebilmelerini savunuyor. Özel temsilci olarak İslam İşbirliği Teşkilatı ve Devletleri ile yakın bir işbirliği gerçekleştirmeyi ümit ediyorum.” şeklinde konuştu.

İslamofobiyle mücadelenin sadece Müslümanlar için değil küresel bir çalışma olması gerektiğine işaret eden Moratinos, “Bunun arkasında siyasi bir irade, ahlaki bir cesaret ve sürdürülebilir çok taraflı işbirliği olmalı.” dedi.

Moratinos, 2026’da New York’taki BM Merkezi’nde 14 Mart İslamofobiyle Mücadele Günü’nde üst düzey bir toplantı düzenlemeyi planladığını ifade etti.

– “Filistinliler insanlık dışı bir muameleye tabi tutuluyor”

BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, Gazze’de 2 milyon kişinin açlığa sürüklendiğine işaret ederek, “Yeni kurulan sözde yardım mekanizması aslında zaten umutsuz olan insanları daha da küçük düşürüyor ve umutlarını yerle bir ediyor. Aslında daha fazla hayata mal oluyor. Filistinliler insanlık dışı bir muameleye tabi tutuluyor.” dedi.

Filistin’deki durumu “20 aylık bir felaketin cezasızlığın ve eylemsizliğin geldiği zirve nokta” şeklinde tanımlayan Lazzarini, “Altyapı yerle bir ediliyor ki Filistinliler yaşadıkları topraklara geri dönemesin. Buradaki ilhak kararlı bir şekilde sürdürülüyor.” diye konuştu.

UNRWA’nın bölgedeki çatışmanın hedeflerinden biri olduğunu kaydeden Lazzarini, “En az 300 kişi, personelimiz ve aileleri hayatını kaybetti.” ifadesini kullandı.

– “UNRWA her gün 50 binden fazla tıbbi muayene gerçekleştiriyor”​​​​​​​

Lazzarini, her şeye rağmen UNRWA’nın faaliyetlerinin devam ettiğine değinerek, “UNRWA her gün 50 binden fazla tıbbi muayene gerçekleştiriyor. Yine sığınaklar, içilebilir su sağlanması konusunda faaliyetlerimiz devam ediyor.” dedi.

UNRWA’nın mali durumunun son derece zorlu bir aşamaya geldiğine ve ilave fon olmaksızın bölgede operasyonlarına devam etmekte zorlanacağına değinen Lazzarini, “İslam İşbirliği Teşkilatı’na çağrıda bulunmak istiyorum, yine aynı şekilde üye devletlerine de; Siyasi ve mali olarak Filistinli sığınmacıların en temel hizmetlere ulaşabilmesi için sizlerden eyleme geçmenizi rica etmek istiyorum, milyonlarca kişinin hayatı, kaderi sizlerin elinde.” şeklinde konuştu.

– “Diplomasi kalıcı barışın tesis edilmesindeki en önemli araç”

BM Genel Sekreter Yardımcısı ve Orta Doğu, Asya ve Pasifik’ten sorumlu yetkilisi Khaled Khiari de misafirperverliğinden dolayı Türkiye hükümetine teşekkürlerini sundu.

Khiari, İstanbul’u binlerce yıl boyunca fikir alışverişlerinin yapıldığı çok önemli bir merkez olarak nitelendirerek, “Bugün de burada diyaloğu, barışı ve hoşgörüyü tesis etmek için tekrar buluştuk.” dedi.

BM ve İİT’nin ilişkilerinin gelişmeye devam ettiğini belirten Khiari, dünyanın bugünlerde uluslararası diplomasiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Khiari, İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan çatışmanın tırmanmaya devam ettiğini, her iki tarafın da bu çatışmalarda önemli kayıplar verdiğini aktardı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in söz konusu iki ülke arasındaki çatışmaların bir an önce sonlandırılması ve bu gerilimin azaltılması için çağrıda bulunduğunu hatırlatan Khiari, “diplomasi kalıcı barışın tesis edilmesindeki en önemli araç” vurgusu yaptı.

 

Devamını Oku

Dünya

ABD, İran’daki nükleer tesisleri vurdu

Published

on

By

ABD, İran’ın 3 nükleer tesisine hava saldırısı düzenlediğini açıkladı.

ABD Başkanı Trump, İran’da üç nükleer tesise hava saldırısı düzenlediklerini duyurdu.

ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medyadan yaptığı açıklamada İran’ın Fordow, Natanz ve İsfahan dahil olmak üzere üç nükleer tesise hava saldırısı düzenlediklerini duyurdu. Trump yaptığı paylaşımda,”İran’daki Fordow, Natanz ve İsfahan dahil olmak üzere üç nükleer tesise yönelik çok başarılı saldırımızı tamamladık. Tüm uçaklar artık İran hava sahasının dışında. Birincil tesis olan Fordow’a tam bir bomba yükü atıldı. Tüm uçaklar güvenli bir şekilde evlerine doğru yola çıktı. Harika Amerikan Savaşçılarımızı tebrik ederiz. Dünyada bunu yapabilecek başka bir ordu yok. Şimdi barış zamanı” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkililer B-2 bombardıman uçaklarının saldırılarda yer aldığını ifade etti.

Devamını Oku

Dünya

İsrail’in Gazze Şeridi’ne son 48 saatte düzenlediği saldırılarda 202 kişi hayatını kaybetti

Published

on

By

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı son 48 saatte 202 artarak 55 bin 908’e yükseldi.

Gazze’deki Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in devam eden saldırılarında yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin son bilgiler paylaşıldı.

Son 48 saatte Gazze’deki hastanelere 202 ölü ve 1037 yaralının getirildiği kaydedildi.

İsrail ordusunun Gazze’de 19 Ocak’ta varılan ateşkesi bozarak 18 Mart’tan bu yana düzenlediği saldırılarda 5 bin 599 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 19 bin 97 kişinin yaralandığı belirtildi.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten beri düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının ise 55 bin 908’e, yaralıların sayısının da 131 bin 138’e yükseldiği bildirildi.

Açıklamada ayrıca 27 Mayıs’tan bu yana İsrail-ABD güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı” tarafından insani yardım adı altında kurulan dağıtım bölgelerinde Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılar sonucu ölenlerin sayısının 450’ye yükseldiği, 3 bin 466 kişinin yaralandığı bilgisi paylaşıldı.

Gazze Şeridi’nde enkaz altında hâlâ binlerce ölü olduğu belirtiliyor.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam