Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

TDP’nin yeni Genel Başkanı Mine Atlı

Published

on

Mine Atlı ve Doğa Yalçın’ın genel başkanlık için aday olduğu Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) 1’inci Olağanüstü Kurultayı’nda Doğa Yalçın, “Çok zor bir dönemden geçiyoruz, bu dönem kavga dönemi değil, birbirimize el verme dönemidir” diyerek, adaylıktan çekildi. TDP Genel Başkan Vekili Mine Atlı, Genel Başkan seçildi.

Ocak ayında yapılan Erken Genel Seçim’de baraj altı kalarak,  Genel Başkan Cemal Özyiğit’in istifası sonucunda yeni bir sürece giren Toplumcu Demokrasi Partisi, 1. Olağanüstü Kurultayı’nı bugün yaptı.

Nisabın ilk denemede sağlanamadığı Kurultay, ikinci denemede nisap koşulu aranmadan, saat 11.30’da Hidden Garden’da başladı.

“Yeniden bir nefes” sloganıyla gerçekleştirilen Kurultay’da, genel başkanı seçmek için bir araya gelen parti üyeleriyle birlikte TDP eski Genel Başkanı Cemal Özyiğit de yer alarak destek belirtti.

Kurultay gündemi çerçevesinde, TDP Genel Başkan Vekili, Genel Sekreter Mine Atlı, açılış konuşmasını yaptı. Atlı, ayrıca, düzenlemiş oldukları, “Solda İşbirliği Çalıştayı”nın bazı sonuçlarını da konuşmasında paylaştı.
Ardından Başkanlık Divanı oluşturuldu ve diğer siyasi partilerden gelen temenni mesajları okundu.

Başkan adaylarının konuşması bölümünde, ilk konuşma sırasını alan aday Doğa Yalçın, Mine Atlı’ya destek belirterek, adaylıktan çekildiğini duyurdu.

Yalçın, “Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Öyle bir dönem ki, kara saplandık, patinaj yapıyoruz. Elimizi tutan yok, sadece birbirimizin elinizi tutabilecek bir dönemdeyiz. Birbirimize el verme dönemidir bu dönem. Bu dönem kavga dönemi değildir. Sevgili Mine başkanlığın hayırlı uğurlu olsun. Seninle aynı yolda gideceğiz. Bu kadar insanı da bekletmeye gerek yok. Seninle birlikte çok güzel işler başaracağız” dedi.

Yalçın’ın adaylıktan çekilmesi ardından, tek aday Mine Atlı, TDP’nin yeni Genel Başkanı oldu.

ATLI: “BİZ SAVAŞI BİLDİĞİMİZ İÇİN BARIŞI, KORKUYU BİLDİĞİMİZ İÇİN DİRENMEYİ SEÇTİK”

Atlı, yaptığı konuşmada, “Bu çatı altında buluşan her birey ‘başka bir Kıbrıs, başka bir Dünya’nın mümkün olduğuna inanıyor. İnandığı için burada, inandığı için bir mücadele alanı yaşatma çabasında. Bu inancı bir an bile yitirme lüksümüz yok. Bir an bile vermemiz gereken bu çetin mücadeleden vazgeçtiğimiz, yıldığımız, duraksadığımız takdirde irademize hatta ve hatta varlığımıza göz koyanlar galip gelecektir” dedi.

Ülkenin içişlerine yapılan dış müdahaleleri eleştiren Atlı, bunu normalleştirmeyeceklerini, yaratılmaya çalışılan korku ikliminden korkmadıklarını söyleyerek, “Bu toplum korkuyu bilir. Savaşı, baskıyı, yok olma tehlikesini yaşadı. Onların bize öğretmesine ihtiyacımız yok. Biz savaşı bildiğimiz için barışı, korkuyu bildiğimiz için direnmeyi seçtik” şeklinde konuştu.

Atlı, nihai hedeflerinin iki toplumlu iki bölgeli federal Kıbrıs olduğunu vurgulayarak, “çözüm”, “federasyon”, “tek yurt”, “tek vatan” sözlerinden asla vazgeçmeyeceklerini kaydetti.

“SOLDA İŞBİRLİĞİ MÜCADELEYİ GÜÇLENDİRECEK”

19 Şubat’ta her ilçeden katılımcılarla, “Solda İş Birliği Çalıştayı” düzenlediklerini ve ülke solunun değerlendirildiği bu çalıştayda önemli veriler elde ettiklerini ifade eden Atlı, tüm çalıştay katılımcılarının solda iş birliğinin mücadeleyi güçlendireceğine inandığını belirti.

Atlı, çalıştayın, solda iş birliği ile mücadeleye katılımcılık, cesaret, umut ve güvenin geleceğini, iletişim ağlarının genişletilip daha etkin bir alan oluşacağını ortaya koyduğunu kaydetti.

Atlı, “Ortak vizyon hedefi ile, alt yönetim olmamaya karşı vereceğimiz ortak mücadele de kapının dışında tutacağımız tek bir insan olmayacaktır. Ancak, sol etiğe sığmayan davranışlar hızlı ve etkin çalışan mekanizmalarla cezalandırılacak, üretmeyen, sevgisiz, toplumsal değil kişisel gaile belirtileri gösteren davranışlar hızla tespit edilerek önü alınacaktır” şeklinde konuştu.

“BIKMADAN, YILMADAN, HEP BİRLİKTE EMEK KOYARAK, YENİDEN NEFES ALACAĞIZ”

“Gazetelerin taşlandığı, siyasilerin tutuklandığı, gençlerin giydiği renk, taşıdığı kitap için yargılandığı, kazanılan paranın masraflara yetmediği, insanların çocuklarından, kendilerinden vazgeçtiği, yaşlıların yataklara iple bağlandığı, kadınların sokak ortasında öldürüldüğü, engellilerin tekerlekli sandalyeye erişemediği bir ülkede nefes alamadıklarını” belirten Atlı, ülkenin bir nefese, mücadeleye ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Atlı, “Kimsenin şüphesi olmasın, kimse meydanı boş sanmasın,  vardık, varız var olacağız,  gidecek başka bir ülkemiz yok, başka bir Kıbrıs yok. Bıkmadan, yılmadan hep birlikte emek koyarak, yeniden nefes alacağız” ifadelerini kullandı.

Atlı, üyelere de çağrıda bulunarak, herkesin kendi için uygun bulduğu bir alanda parti komitesine kayıt olmasını talep etti ve 4 yıl boyunca komitelerde görev alarak ve tartışmalarda yer alarak, partiye katkı koymalarını ve siyasetin belirlenmesinde yer almalarını talep etti.

Parti içerisinde insan kaynağının önemine de dikkat çeken Atlı, tüm ekip arkadaşlarına, ilçe ve komite başkanlarına, yönetim kurulu üyelerine, parti meclis üyelerine ve eski başkanlara teşekkürlerini iletti.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam