Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Meclis’te güncel konuşmalar yapılıyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda güncel konuşmalar yapılıyor.

CTP Milletvekili Filiz Besim konuşmasında, bundan 5 yıl önce Küba’yı ziyareti sırasında Küba’nın gıda güvenliği konusunda yakaladığı başarının kendisini çok etkilediğini anlatarak, Küba’nın “gıda egemenliği” diyerek, kendisine yetecek tarımsal gıdayı oluşturmak için çalışmalar başlattığını kaydetti.

Geçen yılların pandeminin etkisiyle kendi kendine yetebilmenin önemini gösterdiğini dile getiren Besim, gıda egemenliğinin, savaşların, pandeminin yaşandığı dünyada çok önemli bir konu olduğunu söyledi.

“CYPFRUVEX BİR DENGE UNSURU”

Narenciyenin KKTC için önemine değinerek; ikinci ihraç ürünü olduğunu ifade eden Besim, Cypfruvex’in bir denge unsuru olduğunu kaydetti. Besim, bu yıl narenciye ürünleri için belirlenen fiyatları sıralayarak, bu rakamların geçen yılla aynı olduğunu söyledi. Besim, ürünlerin fiyatlarının geçen yılın  iki katı olması gerektiğini belirtti.

Cypfruvex’in şeffaf, denetlenebilir olması gerektiğini dile getiren Besim, siyasi atamaların kuruma zarar verdiğini savundu. Pandemi nedeniyle kurumun işçi sıkıntısı yaşadığını aktaran Filiz Besim, piyasayı iyi yönetmesi gereken kurumun ürünleri çok daha yüksek fiyatlara kestirdiğini öne sürdü.

Taşımacılık konusunda da çok yetersiz bir fiyat belirlendiğini ifade eden Besim, şubat ortasında başlaması gereken valensiya hasadının başlamadığını söyledi.

1974’ten önce kurumun dünya piyasasında prestiji olduğunu dile getiren Besim, bu yıl satışların sadece Türkiye ile sınırlı kaldığını söyledi. Elektrik zammı, gübre fiyatındaki artışa dikkat çeken CTP Milletvekili Besim, üreticinin pahalılığın girdabında olduğunu belirtti.

“SÖZLEŞMELİ ÜRETİME BİR AN ÖNCE GEÇMEK ZORUNDAYIZ”

Güney Kıbrıs ve Türkiye’deki üreticiye verilen desteğe değinen Besim, Güzelyurt’ta su kaynakları konusunda da sıkıntı olduğunu söyledi. “Sözleşmeli üretime bir an önce geçmek zorundayız” diyen Filiz Besim, gıda güvenliği açısından sertifikalı üretimin önemini vurguladı. Besim, ithal ürünlerin pahalılaştığını ancak yerli ürünlerin fiyatlarının aynı olduğunu da kaydetti.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz konuşmaya verdiği yanıtta, tarım alanında ortak sorunlar olduğunu kaydederek, dünyada Covid’den sonra farklı bir düzen kurulduğunu söyledi.

Narenciyenin Güzelyurt bölgesinin sarı altını olduğunu dile getiren Oğuz, Cypfruvex gibi kurumların denge unsuru olduğunu ve yaşatılması gerektiğini kaydetti.

Cypfruvex’in maliyetlerin artmasıyla zor günler yaşadığını aktaran Oğuz, kurumun piyasaya yaptığı müdahaleyle ürünün hak ettiği değeri bulmasını sağladığını belirtti.

Kurumun 12 ay 365 gün açık olması gerektiği görüşünü dile getiren Oğuz, geçen yıla oranla narenciye ürünlerinin belirlenen fiyatlarının az olduğunu söyledi.

Kesim ekibi sorununun pandemiden sonra ortaya çıktığını dile getiren Bakan Oğuz, işçi sıkıntısı anlamında sürecin devam ettiğini kaydetti.

Her yıl yurt dışından gelen işçi sayısının düştüğünü ifade eden Oğuz, bunun çözümüyle ilgili çalıştıklarını belirtti. Gelen ekibin az olmasının sıkıntı yarattığını dile getiren Oğuz, kesilmeyen ürünün kurumun ürünü olduğunu belirtti.

“ÜRETİCİ MAĞDUR EDİLMEYECEK”

Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle işçi sıkıntısını görüştüklerini dile getiren Oğuz, “Üretici mağdur edilmeyecek” vurgusu yaptı.

Narenciye ile ilgili devletin  teşvik verdiğini ifade eden Oğuz, tüccar anlamında ekstra artan maliyetleri devletin karşılayamayacağını söyledi.

“ÖZELLİKLE ENERJİ BÜYÜK SORUN”

Valensiyada 65 bin ton rekolte beklendiğini dile getiren Oğuz, girdi maliyetleri, özellikle enerjinin büyük bir sorun olduğunu vurgulayarak, bunun Bakanlar Kurulu’nda da dile getirildiğini söyledi. Bakan Oğuz, “Üretim mutlaka enerji anlamında teşviklendirilmelidir” dedi.

Besim’in yerinden sorusu üzerine Bakan Oğuz, yeni teşvik konusunda çalışma yapacaklarını ifade etti.

Rusya-Ukrayna Savaşı hakkındaki başka bir soru üzerine Bakan Oğuz, Rusya’ya daha çok mandora gittiği için bu konuda bir sıkıntı olmadığını söyledi.

Dursun Oğuz’un konuşması sırasında yerinden söz alan CTP Milletvekili Fikri Toros, narenciye ve patates gibi büyük ölçekte tarım üretimi yapan çiftçilere Off-Grid yenilenebilir enerji izni sağlanmasını önerdi.

Bakan Oğuz da, bu projelerin 3-4 yıl önce başladığını, bazı üreticilerin bu sisteme geçtiğini anlattı.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli ise konuşmasında, koruyucu sağlık hizmetlerinin çok önemli olduğunu ifade ederek, KKTC’de bunun süslü sözlerden ibaret olduğunu savundu.

Hükümet programında bu hizmetin sadece tanımının yapıldığını kaydeden İncirli, ülkede bunun içler acısı durumda olduğunu söyledi.

Aşılamanın koruyucu sağlık hizmetlerinin en önemli konusu olduğunu ifade eden İncirli, ülkede de aşılar yapıldığını ancak Covid-19’da aşılama hedefine ulaşılmadığını öne sürdü.

Ülkede her gün 500 vaka çıktığını ve ölü sayısının azalmadığını ifade eden İncirli, ölenlerin tümünün eksik aşılı veya aşısız olduğunu söyledi.

Sağlık Bakanlığı’nın aşılamayla ilgili bir gayretinin olmadığını öne süren İncirli, bilim dünyasının Ba2 varyantını konuştuğunu kaydetti. Bu varyantın çocukları ve yaşlıları öldürme riskine dikkat çeken İncirli, ülkede Covid dışı hastalıklar olduğunu da ifade etti.

Rahim ağzı kanserine değinen İncirli, bu virüse karşı aşı geliştirilmesine rağmen ülkede bu aşının yapılmadığını ifade ederek, hala bu aşının ulusal aşılama programına girmemesini kabul etmenin mümkün olmadığını belirtti.

Hastalığın maliyetlerinin çok yüksek olduğunu anlatan Sıla Unsur İncirli, hastalığın maliyetlerinin hesaplanması gerektiğini söyledi. “Aşıyı neden ulusal aşılama programımız içine alamıyoruz?” sorusunu soran İncirli, aşılamanın yapılması gerektiğini kaydetti.

Ülkede işitme-konuşma engelli vatandaşlar olduğunu dile getiren İncirli, bu vatandaşların şeffaf maske olmayışından iletişim kuramadıklarını ve çok ciddi ayrımcılığa maruz kaldıklarını kaydetti.

Kıbrıs İşitme Konuşma Engelliler Vakfı’nın şeffaf maske projesinin desteklenmesi gerektiğini kaydeden İncirli, konuşmasının sonunda Covid-19 salgınının henüz bitmediğine vurgu yaptı. İncirli, Covid-19 aşısında hedeflerin zorlanması gerektiğini belirtti.

CTP Milletvekili Fide Kürşat ise konuşmasında, son 2 yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi ve Rusya Ukrayna Savaşı’na dikkat çekerek, ülkede bunların çarpan etkisi yarattığın dile getirerek, hükümetin nerede olduğunu sorguladı.

Hükümet edenlerin halkına kör, sağır olduğunu öne süren Kürşat, halkın açlık sınırı altında yaşamaya mahkum edildiğini söyledi. Tüm sektörlerin hayatta kalmaya çalıştığını ifade eden Kürşat, bitkisel ve hayvansal üretimde girdi maliyetlerinin sorun olduğunu kaydetti.

Her kaleme zamlar geldiğini dile getiren Kürşat, tarım sektörünün önemine dikkat çekti. Ülke ihracatının büyük kısmını narenciye ve sütün oluşturduğunu ifade eden Kürşat, ülkede süt sektörüyle ilgili planlama olmadığını savundu.

Bugün günlük süt üretim miktarının 500 ton civarında olduğunu kaydeden Kürşat, ülkede süt pazarlama konusunda sıkıntılar yaşandığını söyledi. Mazot ve elektrik giderlerinin artışına dikkat çeken Kürşat, süt fiyatının borsa fiyatı üzerinden şekillendiğini belirtti.

Üreticilerin ürettiklerini sütün maliyetini bile alamadığını kaydeden Kürşat, arpaya yüzde 40 oranında zam gündemdeyken eylem açıklanmasının ardından bu zammın ay sonuna kadar bekletildiğini savundu.

Üreticilerin zamanında ödenememesinden kaynaklı zarar ettiklerini ifade eden Kürşat, süt paralarının taksitle ödenmeye devam ettiğini söyledi. Her süt zammıyla imalatçıların artan maliyetlerini süt fiyatına eklediğini kaydeden Kürşat, her şey artarken üreticiye verilen desteklerin aynı kaldığını söyledi.

Türkiye’de desteklerin yükseldiğine dikkat çeken Kürşat, ülkede bu konuda çalışma yapılıp, yapılmadığını sordu.

Sektörün sürdürebilirliğini sağlamak adına devletin üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade eden Kürşat, hükümetin atmayı düşündüğü adımların neler olduğunu da sordu.

“İVEDİ OLARAK EK BÜTÇE HAZIRLANMALI”

Hükümetin destek programı açıklamamasını eleştiren Kürşat, kısa, orta, uzun vadeli hedeflerin ivedi olarak belirlenmesi gerektiğini söyledi. Üretim maliyetlerinin aşağıya çekilmesi için desteğin önemine dikkat çeken Fide Kürşat, “İvedi olarak ek bütçe hazırlanmalı” dedi.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, Kürşat’a cevabında, konuşmanın içeriğine dair eleştiride bulunarak, dünyanın krizden geçtiğini, normal şartlarda olunmadığını söyledi.

“HER ŞEYE RAĞMEN SÜTÜ DÖKTÜRMEDİK”

Girdi maliyetlerinin artmasıyla fiyat dengelemesinin yapıldığını kaydeden Oğuz, zor günlerde devletin her şeye rağmen üreticinin sütünü döktürmediğini vurguladı ve TC sayesinde sütün ihraç edildiğini kaydetti.

Üretim yapmanın bu zamanda kolay olmadığını ifade eden Oğuz, her yıl bu dönemde sütün arttığını söyledi. Teşviklendirme ile ilgili bin litre bir sınır konulduğunu hatırlatan Oğuz, yılda 70 milyon TL süte teşvik verildiğini söyledi. Bakan Oğuz, ek bütçenin beklendiğini belirtti.

Kürşat’ın yerinden sorusu üzerine Oğuz, 2018 krizinin bugünkü krizle karşılaştırılamayacağını ifade eden Bakan Oğuz, “O günkü durumla bugünkü durum çok farklı” dedi.

“Biz bu ülkede hayvancılığın ayakta kalması için çabalıyoruz” vurgusu yapan Bakan Oğuz, ek bütçeden sonra destekle ilgili çalışmayı paylaşacaklarını söyledi.

Sürdürebilirlik konusunda hükümetin yapması gerekenler olduğunu dile getiren Bakan Oğuz, eksiklik olabileceğini ama yapılanlara karşın “sektörü bitirdiniz” denilmesinin doğru olmadığını belirtti.

Vatandaşları bilgilendiren Oğuz, Genel Tarım Sigortası’nın, sera kapsamının içine aldığını, don veya fırtına zararının polise bildirilmeye ihtiyaç olmadığını kaydetti.

Bakan Oğuz, kasapların okka kullanımı konusundaki şikayetler hakkında toplantı yaptıklarını, kilo kullanılmazsa bunun 1 asgari ücret cezası olduğunu söyledi. Hayvan üreticilerine seslenen Bakan Oğuz, böyle bir durumla karşılaşılması durumunda direkt Ticaret Dairesi’ne şikayet yapılmasını istedi.

Kıbrıs Türk Petrolleri’nin Kalecik’te yakıt vermediği ve Bakanlar Kurulu’nda akaryakıt zammının gündemde olup olmadığının sorulması üzerine Bakan Oğuz, “Henüz yok” yanıtını verdi. Tankerler yığılınca zam haberi algısının olduğunu ifade eden Oğuz, “Bununla ilgili herhalde Sayın Ekonomi Bakanı duyuru yapar” dedi.

Hellim tesciliyle hakkında CTP Milletvekili Fikri Toros’un sorusu üzerine Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Oğuz, hayvancılığın geliştirilmesiyle ilgili küçükbaş hayvan sayısına yönelik çalışmaları olduğunu söyledi. Süt oranı kriterine bağlı olarak, küçükbaş sütü fiyatlandırmada daha pozitif bir fiyat belirlediklerini de belirtti.

Bakan Oğuz, 2 tane hijyen tüzüğünün Bakanlar Kurulu’ndan geçirildiğini, 2 tanesinin ise Mevzuat Dairesine gönderildiğini kaydetti.

AB üyesi Akdeniz ülkelerinden küçükbaş hayvan ithal edilmesi gerektiğini dile getiren CTP Milletvekili Fikri Toros’un görüşü üzerine Oğuz, damızlık anlamında çalışmanın olduğunu kaydetti. Küçükbaş hayvan süt oranıyla ilgili soru üzerine Bakan Oğuz, küçükbaş hayvan süt oranının mevsimsel olarak değiştiğini dile getirdi.

Arpa konusunun en önemli sorunlardan biri olduğunu yerinden ifade eden CTP Milletvekili Erkut Şahali’nin sorusu üzerine Bakan Oğuz, kendileri için hedefin mayıs yani hasat ayı olduğunu belirterek, yaklaşık 15 bin tonluk arpa ihtiyacını olduğunu dile getirdi.

“EK BÜTÇE BİZİM İÇİN VAR OLMA BÜTÇESİ OLACAK”

Ek bütçenin kendileri için var olma bütçesi olacağını söyleyen Bakan Oğuz, “Destek olmazsa olmaz” dedi.

CTP Milletvekili Erkut Şahali ise konuşmasında, konuşma başlığını “Başbakan’ı tahrik etmek” için seçtiğini ifade ederek, Genel Kurul’da olmaması nedeniyle Başbakan Sucuoğlu’nu etkileyemediğini belirtti.

Başbakan Sucuoğlu’nun kendilerine borcu olduğunu kaydeden Şahali, dün kabine değişikliğiyle ilgili sorular sorduklarını ve cevaplar aldıklarını anlattı.

Anlatılanlara inanmadıklarını ifade eden Şahali, Oğuzhan Hasipoğlu’nun, “Ben olsaydım milletvekili olmayan birini bakan atamazdım” sözlerini eleştirdi.

Siyasetin bir doğası olduğunu dile getiren Bakan Şahali, “Bunları doğal şeyler olarak karşılamamızı bekliyorlar” dedi. “Sayın Başbakan’ın bize izahat borcu durmaktadır” diye konuşan Erkut Şahali, “Acıdık, aklımıza gelen soruları soramadık” ifadelerini kullandı.

Başbakan Sucuoğlu’nun kabineyle ilgili Türkiye ile istişare ettiği iddialarına değinen Şahali, “Türkiye Cumhuriyeti bu seçimde yarışan taraflardan biri değildi” dedi. Başbakan Sucuoğlu’nun kendilerine borçlu olduğunu kaydeden Şahali, “Başbakan’ın içindeki cevheri açığa çıkarması için kendisine çağrı yapıyoruz” şeklinde konuştu.

Ortada trajikomik bir durum olduğunu kaydeden Şahali, TC ile ilişkinin karşılıklı saygıya dayalı olması gerektiğini kaydetti.

Elektrik kesintileriyle ilgili “rezaletin” ne zaman son bulacağını soran Şahali, “Bu layığımız değildir” dedi.

Şahali, Başbakan’ın bu konuya doğrudan müdahil olması gerektiğini belirterek, “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nu darboğaza düşürenlerin Hasan Taçoy, Erhan Arıklı ve Sunat Atun” olduğunu iddia etti.

“Elektrik rezaletinin” ne zaman son bulacağı konusunda Başbakan’dan açıklama talep eden Şahali, akaryakıt zafiyeti konusunda hükümetin bir şey yapması gerektiğini kaydetti.

Toplumun yaşadığı sorunların farkında olmayan bir hükümet olduğunu savunan CTP Milletvekili Şahali, “reform” kelimesi üzerinden hükümete eleştiri yöneltti.

Mağusa Belediyesi’nde yeni bir borçlanma kararı alındığını savunan Şahali, “seçime 3 kala hükümetin buna resmi olmadan onay verdiğini” iddia etti.

Mağusa Belediyesi’nin içinin doldurulduğunu, belediyenin nefes alacak durumunun kalmadığını öne süren Şahali, “Mağusa Belediyesi’ni sistem batırdı” söylemini eleştirdi.

Şahali, Başbakan’dan “yerel yönetimlerin, belediyeciliğin ne olduğunu” kamuoyuna açıklamasını da talep etti.

Şahali, UBP Milletvekili Emrah Yeşilırmak ve UBP Milletvekili Hasan Küçük’ün sorularını da yanıtladı.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Güneş Sistemi’nin kıyısında garip bir ‘fosil dünya’ keşfedildi

Published

on

By

Gökbilimciler, Güneş Sistemi’nin uzak sınırlarında “Ammonite” adı verilen gizemli bir gökcismi keşfetti.

Ammonite, Neptün’ün ötesinde yer alan ve Trans-Neptunian Object (TNO) olarak sınıflandırılan bir cisim. Ancak onu özel kılan, yörüngesinin son derece eliptik olması.

Bu özelliğiyle, tıpkı Sedna gibi yalnızca üç benzeri daha bulunan Sednoid grubuna dahil edildi. Sednoid’ler, Güneş’e en yakın geçiş noktaları (perihelion) 60 astronomik birimin (au) çok üzerinde olan nadir nesneler.

Gökbilimciler, bu nesnelerin yörüngelerini açıklamak için Gezegen Dokuz adını verdikleri, henüz keşfedilmemiş büyük bir gezegenin varlığını öne sürüyor. Ancak Ammonite’in yörüngesi, mevcut Sednoid’lerden farklılık gösteriyor. Araştırmacılara göre bu durum, Gezegen Dokuz hipotezini daha da karmaşık hâle getiriyor.

4.5 milyar yıldır değişmeyen yörünge

Ammonite’in yörüngesi, bilgisayar simülasyonlarına göre Güneş Sistemi’nin oluşumundan bu yana, yaklaşık 4.5 milyar yıldır kararlı bir şekilde seyrediyor. Nesne ilk kez 2023 yılında Subaru Teleskobu’yla tespit edildi, ancak kesin tanımlama 2024’te Kanada-Fransa-Hawaii Teleskobu ve arşiv verileriyle doğrulandı.

Keşif, FOSSIL (Formation of the Outer Solar System: An Icy Legacy) adlı gözlem programı kapsamında yapıldı. Program, Güneş Sistemi’nin uzak bölgelerindeki buzul nesneleri araştırmayı amaçlıyor.

“Q-boşluğu”nu dolduran ilk nesne

Ammonite, şimdiye kadar gözlemlenememiş bir yörünge bölgesinde yer alıyor. Bu bölge, gökbilimcilerin “q-gap” adını verdiği ve neden boş kaldığı bilinmeyen bir yörünge aralığını temsil ediyordu. Araştırmanın yazarlarına göre, Ammonite bu boşluğu doldurarak önemli bir eksik halkayı tamamladı.

Yeni sorular doğuruyor

Çalışmanın ortak yazarı Dr. Yukun Huang’a göre, Ammonite’in yörüngesinin diğer Sednoid’lerle uyuşmaması, Gezegen Dokuz’un varlığını sorgulayan bir durum olabilir. Huang, bu nesnelerin oluşumunda, zamanında Güneş Sistemi’nde bulunan ama sonra dışarı atılan bir gezegenin etkili olabileceğini öne sürdü.

Ayrıca, bazı teorilere göre bu tür uzak nesneler; Güneş’in yıldız kümesi içindeki erken döneminde başka yıldızlarla yaşanan etkileşimler, hatta başka sistemlerden yakalanmış cisimler sonucu oluşmuş olabilir.

Gezegen Dokuz ortaya çıkabilir mi?

Ammonite’in keşfi, Gezegen Dokuz’un yörüngesini daraltıyor ve muhtemel saklanma alanlarını azaltıyor. Gökbilimciler henüz bu varsayımsal gezegeni gözlemleyemedi, ancak umutlar yeni nesil teleskoplarda.

Vera Rubin Gözlemevi, yakında on yıl sürecek LSST (Legacy Survey of Space and Time) projesine başlayacak. Bu teleskop, Güneş Sistemi’ndeki en karanlık ve zor tespit edilen nesneleri gözlemlemek için tasarlandı. Eğer Gezegen Dokuz gerçekten varsa, Rubin bu bilinmeyen devi ortaya çıkarabilecek en güçlü aday olabilir.

Devamını Oku

Dünya

Madrid’de devam eden orman yangınlarından kaynaklanan duman gökyüzünü kapladı

Published

on

By

İspanya’nın başkenti Madrid’de henüz kontrol altına alınamayan orman yangınlarından kaynaklanan duman, gökyüzünü kapladı.

Madrid’in 50 kilometre güneybatısında yer alan Mentrida kasabası civarında orman yangını çıktı.

Yaklaşık 3 bin hektarlık alanın kül olduğu yangından kaynaklanan duman, Madrid’de gökyüzünün tamamen kaplanıp turuncu bir görüntünün oluşmasına yol açtı.

Yangınların henüz kontrol altına alınamadığını belirten yetkililer, vatandaşlara evlerinde kalmalarını ve pencerelerini kapatmalarını tavsiye etti.

Devamını Oku

Dünya

BM: 18 Mart’tan bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişi yerinden edildi

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM), mart ayında İsrail’in ateşkesi bozmasından bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişinin yerinden edildiğini bildirdi.

BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Stephanie Tremblay, günlük basın toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Bölgedeki meslektaşlarından edindiği bilgiyi aktaran Tremblay, sadece 8-15 Temmuz’da Gazze’de 11 bin 500 kişinin yerinden edildiğini belirtti.

Tremblay, diğer taraftan 18 Mart’ta İsrail’in ateşkesi bozmasından bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişinin yerinden edildiğini söyledi.

Gazze’de hemen hemen herkesin yerinden edildiğine dikkati çeken Tremblay, bazı kişilerin birkaç kez yerinden edildiğini vurguladı.

– “İbadethanelere yönelik saldırılar kabul edilemez”

Tremblay, BM Genel Sekreteri’nin Gazze kentinin kuzeyinde yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı Kutsal Aile Kilisesi’ne (Latin Manastırı) yönelik saldırıyı şiddetle kınadığını bildirdi.

İbadethanelere yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunun altını çizen Tremblay, aynı zamanda sığınan insanların hedef alınmaması gerektiğini söyledi.

Tremblay, AA muhabirinin, “Genel Sekreter İsrail tarafından, El-Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi’nin statüsünün değiştirilmesine ne tepki veriyor?” sorusuna ise bu konuya ilişkin gelişmelerden henüz haberdar olmadığını ifade etti.

BM Sözcü Yardımcısı, “Ancak her zaman tüm ibadethanelerin korunması çağrısında bulunuyoruz.” dedi.

Israel Hayom gazetesinde yer alan haberde, Tel Aviv yönetiminin El Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi üzerindeki yetkileri El Halil Belediyesinden alarak bölgedeki yasa dışı yerleşim birimlerinden “Kiryat Arba” yönetimine verildiği belirtilmişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam