Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Dr. Diker:Kanserle mücadelede ‘Erken tanı hayat kurtarır’ mottosu geçerliliğini hala korumakta

Published

on

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin Onkoloji Merkezi’nde görev yapan Onkoloji Uzmanı Dr. Ömer Diker, kanserle mücadelede ‘erken tanı hayat kurtarır’ mottosunun geçerliliğini koruduğunu ve korumaya devam edeceğini vurguladı.

Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla uzmanlarla birlikte Golden Tulip Otel’de düzenlediği basın toplantısında; Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Onkoloji Uzmanı Dr. Ömer Diker, Kanser Hastalarına Yardım Derneği Başkanı Raziye Kocaismail ve Kanser Tarama Birimi Hemşiresi Çiğdem Adataş  da birer konuşma yaptı.

Dr. Diker, Onkoloji Merkezi’nde kanser tedavilerinde yenilikleri sürekli takip ederek ve ülkede bu tedavileri kullanarak dünya standartlarında tedavi sunmakta olduklarını belirtti.

Dr. Diker, gelecekteki temel hedeflerinin; taramanın yayınlaştırılması, tarama birimlerinin, radyasyon onkolojinin, girişimsel radyolojinin bu alanda uzmanlaşmış cerrahların, patalogların, genetik uzmanların, diyetisyen ve psikologların yer aldığı bir Kanser Enstitüsü haline gelerek, insanlara daha bütüncül sağlık hizmeti sunmak olduğunu söyledi.

Kanser Hastalarına Yardım Derneği (KHYD) Başkanı Raziye Kocaismail ise, kanserle mücadelede “taramaların” önemine işaret ederek, Derneğin bu yılki Kanser Haftası temasının kanser tarama programlarının ülkeye kazandırılması olduğunu söyledi.

11 Nisan’da Meclis önüne “siyahlarla” gideceklerini söyleyen Kocaismail, burada ülke nüfusuna göre yapılması gereken taramalar için kitlerin tüm sağlık ocaklarında bulundurulmasını talep edeceklerini söyledi.

Kanser Tarama Birimi Hemşiresi Çiğdem Adataş ise, kanser hastalığının belli bir kısmının önlenebilir olması, yapılacak taramalarla, erken teşhis imkanlarının bulunması ve tedavi olanaklarının yıllar içinde gelişmesi kanserle mücadelede bizi güçlü hale getirmekte olduğunu vurguladı.

2021 yılında Birim tarafından yapılan 1.418 meme kanseri, 1.974 kişiye kalın bağırsak, 1.275 rahim ağzı taraması yapıldığını, bu taramalarda 5 meme kanseri, 129 kalın bağırsak vakasına ve 6 rahim ağzı vakasına rastlandığını açıklayan Adataş, yaklaşık 13 bin üyeye sahip olduklarını, üyelerin düzenli olarak taramaya çağrıldığını ancak taramaların “hedeflenen kitlenin çok altında” kaldığını söyledi. Adataş, tarama ağının oluşturulması, kampanyaların sık sık düzenlenmesi ve taramayı kapsayan sağlıklı bireylerin bu taramalara gelmesini hedeflediklerini de belirtti.

DR. DİKER: “ ‘ERKEN TANI HAYAT KURTARIR’ MOTTOSU GEÇERLİLİĞİNİ HALA KORUMAKTA”

Lefkoşa Devlet Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Ömer Diker, 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle yaptığı konuşmada, kanserle mücadelede bazı konulara dikkat çekerek,  bu hastalıkla mücadelede ‘erken tanı hayat kurtarır’ mottosunun geçerliliğini koruduğu ve korumaya devam edeceğini söyledi.

Dr. Diker, “Kanserin, hücresel seviyede genetik hasarların birikmesi neticesinde oluşan kontrolsüz hücre çoğalması ile seyreden bir hastalıklar grubunu tanımladığına” işaret ederek, şöyle konuştu:

“Kanser, bir halk sağlığı sorunu teşkil etmektedir. Bu hastalıkla mücadelede ‘erken tanı hayat kurtarır’ mottosu geçerliliğini hala korumaktadır ve her zaman da korumaya devam edecek gibi gözükmektedir. Bu nedenle, halkımızın meme kanseri, rahim ağzı kanseri, bağırsak kanserleri ve bu alanda da son dönemlerin gelişmesi olarak sigara içicisi bireylerde akciğer kanseri taramalarını yaptırmak için sağlık merkezlerine başvurmasını ve taramalarını yaptırmalarını öneririz. Bunun yanında, tütün ürünleri ve alkolden uzak durulması, obeziteden kaçınılması, normal kilo kontrolü, düzenli egzersiz yapılması, sebze ve meyvenin bol tüketilmesi, haftada birden fazla kırmızı etin tüketilmemesi, protein kaynağı olan beyaz etin kullanılması kanserden korunmanın ana hatlarını oluşturmaktadır.”

“YENİLİKLERİ SÜREKLİ TAKİP EDEREK ÜLKEMİZDE BU TEDAVİLERİ KULLANMAKTA VE DÜNYA STANDARTLARINDA TEDAVİ SUNMAKTAYIZ”

Kanser alanının bilimin “en dinamik” alanını oluşturduğu ve her gün bu alanda ilerlemeler yaşandığına işaret eden Dr. Diker, “Kemoterapi tedavileri yanında günümüzde hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler dediğimiz pek çok kanser alanında devrime neden olmuş tedavi modaliteleri mevcuttur. Bizler, yenilikleri sürekli takip ederek ülkemizde bu tedavileri kullanmakta ve dünya standartlarında tedavi sunmaktayız” dedi.

“KANSER İLAÇLARINDA ZAMAN ZAMAN EKSİKLİKLER OLMAKLA BİRLİKTE DEVLETİMİZ BUNUNLA İLGİLİ AZAMİ GAYRETİ GÖSTERİYOR”

Kanser ilaçlarında “zaman zaman eksikliklerin” yaşandığını, devletin kanser ilaçlarındaki eksikliğin giderilmesi için “azami gayreti” gösterdiğini ifade eden Dr. Diker, şunları kaydetti:

“Bir küresel krizden geçiyoruz ve ekonomik krizi de düşününce ilaç fiyatları giderek artıyor ve pahalı hale geliyor. Bu sebeple, zaman zaman eksiklikler olmakla birlikte devletimiz bununla ilgili azami gayreti gösteriyor. Kanser ilaçları çok pahalı ilaçlar ve tedaviler de çok pahalı tedaviler. Bu sebeple, erken tanının önemi bu noktada da ortaya çıkıyor. Ne kadar erken tanıyla hasta yakalarsak o kadar bu ilaçlara olan ihtiyacımız o kadar azalmakta ve ülkemiz için gelişecek ekonomik maliyetler de o oranda azalmaktadır.”

“GÜNLÜK ORTALAMA 70 HASTA POLİKLİNİK, 30-40 HASTA GÜNDÜZ TEDAVİSİ VE 20-25 HASTA YATILI HİZMETLERDEN YARARLANIYOR”

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Onkoloji Hastanesi’nde, 2 onkoloji uzmanı, 2 iç hastalıkları uzmanı ve hemşire ekibiyle birlikte hizmet verdiklerini belirten Dr. Diker, “Günlük ortalama 70 civarında hastaya poliklinik hizmeti vermekteyiz, 30-40 arası hasta gündüz tedavi hizmetlerinden yararlanmaktadır, 20-25 civarında yatan hastamız olur” dedi.

“MERKEZİMİZ, TÜRKİYE VE ULUSLARARASI PLATFORMLARDA, KANSER ALANINDA ÜLKEMİZİ TEMSİL EDİYOR”

Dr. Diker, “Onkoloji Merkezi’nden, son bir yıl içerisinde, uluslararası alanlarda taranan dergilerde 3 makalemiz yayınlandı. 2 makalemiz halihazırda kabul aldı ve yayın sürecinin tamamlanmasını beklemekte. 1 makalemiz de dergide değerlendirme için beklemektedir. Türkiye ve uluslararası alanda, yine bu Merkez’den, altı ayrı kongrede çalışmalarımızı sözlü sunum olarak ifade ederek bu alanda ülkemizi temsil etmiş bulunmaktayız” diye konuştu.

“GELECEK HEFEFİMİZ; KANSER ENSTİTÜSÜ HALİNE GELEREK, İNSANLARIMIZA DAHA BÜTÜNCÜL SAĞLIK HİZMETİ SUNMAK”

Dr. Diker, “Kanserin yönetiminde ülkemizde temel hedeflerimiz; taramanın yayınlaştırılması, tarama birimlerinin, radyasyon onkolojinin, girişimsel radyolojinin bu alanda uzmanlaşmış cerrahların, patalogların, genetik uzmanların, diyetisyen ve psikologların yer aldığı bir Kanser Enstitüsü haline gelmek, insanlarımıza daha bütüncül sağlık hizmeti sunmak” ifadelerinde bulundu.

KOCAİSMAİL: “BU YILKİ TEMAMIZ KANSER TARAMA PROGRAMLARININ ÜLKEMİZDE UYGULANMASIDIR”

Kanser Hastalarına Yardım Derneği (KHYD) Başkanı Raziye Kocaismail, basın toplantısında yaptığı konuşmada, Derneğin kurulduğu 1993 yılından bugüne kanserle mücadelede “ilerleme” kaydedildiğini ifade ederek, “Bugün, bu masada, Sayın Bakanla, kıymetli onkologlarımız ve bu işin uzmanlığını götüren dekanlarımızla, tarama ekibimizle birlikte, kanseri konuşabiliyoruz. Biz bir yerlere geldik” dedi.

Özellikle kanserle tedavide ilerleme kaydedildiğine işaret eden Kocaismail “Yıllar önce tedavide sıfırlarda olduğumuzu düşünürsek, hastaların yüzde 95’ini kaybediyorduk. Bugün ise ters yüz olmuş bir gerçekle karşı karşıyayız. Yıllar içerisinde ‘erken tanı’ bilincinin yerleşmesiyle, hastaların çoğunluğu hayatta kalabilmekte” dedi.

“11 NİSAN’DA MECLİS ÖNÜNE SİYAHLARIMIZLA GİDECEĞİZ”

Kocaismail, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ülkede tam teşekkülü bir onkoloji hastanesi olmasından dolayı mutluyuz. Hasta ilaçlarımız var, onkologlarımız var, dâhiliyelerimiz, hematologlarımız var. Dört dörtlüğüz ama bizim de tam üyesi olduğumuz Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü, bize, kanserle mücadelede, önce eğitim ve farkındalık, sonra tarama ve araştırma ve en son olarak da tedavi diyor. Biz, tedaviyi yapıyoruz… Bu nedenle, bu yıl, Kanser Hastalarına Yardım Derneği’nin teması kanser tarama programlarının ülkemize kazandırılmasıdır. Kanser Hastalarına Yardım Derneği Yönetim Kurulu ve Başkanı olarak 11 Nisan’da Meclis önüne siyahlarımızla gideceğiz. Talebimiz; ülke nüfusuna göre yapılması gereken taramalar için kitlerinin tüm sağlık ocaklarında bulundurulmasıdır.”

Kanser Hastaları Derneği olarak bu konuda katkı koymaya hazır olduklarını da ifade eden Kocaismail, rutin kontrollerin ve taramaların kanserin önlenmesinde önemine işaret etti ve ekledi:

“Devlet-hükümet olarak insanımızın rutin kontrollerinin yapılmasını sağlayarak, ‘önlenebilir kanserlerin” önlenebildiği noktada Kanser Hastalarına Yardım Derneği’nin kapısından günde 2-3 vakanın girmesini önlemiş olacağız ve daha sağlıklı bir toplum olacağız.”

Raziye Kocaismail, Kanser Hastalarına Yardım Derneği’nin her zaman kanser hastalarına desteğe ve yardıma hazır olduğunu yineledi.

ADATAŞ: “TARAMA SAYILARI HEDEFLENEN KİTLENİN ÇOK ALTINDADIR”

Kanser Tarama Birimi Hemşiresi Çiğdem Adataş ise, “Günümüzün en ciddi sağlık sorunlarından biri olan kanserde vatandaşların bilinçli olmasının, hastalıkla mücadelede öne çıkan ilk adım olduğunu” söyledi.

Adataş, “Hastalığın belli bir kısmının önlenebilir olması yapılacak taramalar ile, erken teşhis imkanlarının bulunması ve tedavi olanaklarının yıllar içinde gelişmesi kanserle mücadelede bizi güçlü hale getirmektedir” diye konuştu.

Dünyada ve Türkiye’de olduğu gibi kanser taramasının üç alanda yapılmakta olduğuna işaret eden Adataş, “40-69 yaş arası kadınlarda 2 yılda bir meme kanseri taraması, 30-65 yaş arası kadınlarda 2 yılda bir rahim ağzı taraması; 50-75 arası kadın ve erkeklerde kalın bağırsak kanseri taraması yapılmaktadır” dedi.

“2021 YILINDA EN FAZLA KALIN BAĞIRSAK KANSERİ VAKASINA RASTALANDI”

Adataş, 2021 yılı içerisinde Kanser Tarama Birimi tarafından yapılan taramalara ilişkin olarak bazı veriler de paylaştı:

“1.418 meme kanseri taraması yapılmış, 5 pozitif vakaya rastlandı. 1.974 kişiye kalın bağırsak taraması yapıldı, 129 pozitif vakaya rastlandı. 1.275 rahim ağzı taraması yapılmış, 6 pozitif vakaya rastlandı. Bu rastlandığımız vakalar ve tarama yaptığımız sayılar hedeflenen kitlenin tabii ki çok altındadır. Bunun sebeplerinden biri de pandeminin gündemde olması ve üyelerimizin bu durumda taramaya gelmek istememesi ve taramalarını da daha çok özel sektörde yaptırmayı tercih etmeleridir. Bunları da bizim takip etmemiz sıkıntılı ve zor oldu çünkü ortak bir tarama ağımız bulunmamaktadır.

Kanser Tarama Birimi’nin hedeflerini, “tarama ağının oluşturulması, kampanyaların sık sık düzenlenmesi ve taramayı kapsayan sağlıklı bireylerin bu taramalara gelmesi” olarak sıralayan Çiğdem Adataş, bugün yaklaşık 13 bin üyeye sahibiz, üyelerimiz düzenli olarak taramaya çağrılmaktadır. Fakat taramalarımız hedeflerimizin altındadır” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Baf’ta 15 yaşındaki erkek çocuk ölü bulundu

Published

on

By

Baf’ta bugün 15 yaşındaki bir erkek çocuğu ölü bulundu. 

Ceset, Baf’a bağlı Holetria köyünde mezarlık ile köy merkezi arasındaki bölgede tespit edildi.

Cesedin yakınında bir motosikletle, terk edilmiş van araç saptandı.

Rum basınında yer alan haberlere göre, olay yerinde iki aracın bulunması, bir trafik kazası olasılığını güçlendiriyor. Polis, suç ihtimali de dahil tüm olasılıkları araştırıyor 

Ölen çocuğun yerel bir sakin olduğu tespit edildi. 

Devamını Oku

Dünya

DAÜ-SEN Başkanı’ndan Başbakan Üstel’e mektup…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel’e hitaben mektup yayınlayarak 4 Nisan 2024’te hükümet, DAÜ yönetimi ve sendikalar arasında imzalanan 4 yıllık protokolün eksiksiz uygulanması için sürece müdahale etmesini istedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin protokole uymadığını farklı ortamlarda dile getirdiğini belirten Hoşkara “DAÜ-SEN olarak Sayın Eğitim Bakanını haklı bulmakla beraber protokolün yürütülmesinden sorumlu olan İstişare ve Eşgüdüm Komisyonunun Başkanı olan Eğitim Bakanının da bu tablodan sorumlu olduğunu belirtmek gerekiyor. Hükümetinizin, DAÜ yönetimindeki en üst karar organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nu göreve getiren noktada olduğunu da hatırlatmak isteriz. Hükümetinizin ve Eğitim Bakanının, ayrıca yüksek öğretim alanında uygulanması gereken Stratejik Planı uygulamadığını da gözlemlemekteyiz” dedi.

DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, protokol gereği İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu Başkanı Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun 28 Mayıs’ta toplantı düzenlediğini belirtti. Hoşkara, sendikanın toplantıda mevzuata açıkça aykırı karar ve uygulamaları, yasalara ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği önerilerini, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarını ve protokolün yürütülmesiyle ilgili diğer konuları gündeme getirdiğini söyledi.

-“Üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilerin burs oranlarının yüzde 70-80’e çıkarılması üniversitenin intiharı olacak”

Hoşkara, daha önce üniversite kamuoyunda ve yetkili kurullarda paylaştıkları görüşleri toplantıda da dile getirdiklerini ifade ederek, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarının yüzde 70-80 aralığına çıkarılmasının üniversitenin mali açıdan intiharı olacağını vurguladıklarını kaydetti. Hoşkara, DAÜ Rektörlüğü ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun aldığı bu kararla KKTC vatandaşlarının tarihte ilk kez yabancı öğrencilerden daha fazla harç ödemek durumunda kalacağını belirttiklerini aktardı. Ayrıca mevzuata açıkça aykırı kararlar ile tüzük değişikliklerinin DAÜ’de kaosa yol açacağı uyarısında bulunduklarını ifade etti.

Hoşkara, İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu toplantısının ardından 29 Mayıs’ta Başbakanlık’ta Eğitim Bakanı ve Başbakanlık Müsteşarı’nın da katıldığı görüşmede, sorunları Başbakan Ünal Üstel ile paylaştıklarını ve diyalogla, uzlaşı içinde mevzuata uygun çözümler bulma konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen yaptıkları tüm makul önerilerin sonuç vermediğini belirten Hoşkara, Başbakan başkanlığında yapılması beklenen toplantının da gerçekleşmediğini kaydetti.

DAÜ’de protokol gereği giderlerin azaltılmasına yönelik tedbirlerin yüzde 90’ının hayata geçirildiğini ifade eden Hoşkara, geriye kalan yüzde 10’luk kısmın ise DAÜ yönetiminden kaynaklanan nedenlerle tamamlanamadığını dile getirdi. Hoşkara, çalışanların maaşlarından fedakarlık yaptığını, yeni istihdam yapılmadığını, iş yükünün arttığını ve devlet mali katkısının yükseldiğini belirterek, tüm bu fedakarlıklara rağmen öğrenci gelirlerinin oransal azalışının devam etmesi riski bulunduğunu söyledi. Hoşkara, ayrıca mevzuat ihlallerinin kurumda kaos yarattığını ifade etti.

-“Tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrenciler yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldi”

Hoşkara, tüm itirazlara rağmen Eğitim ve Maliye Bakanlarının desteği ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayıyla DAÜ Rektörlüğü’nün, üçüncü ülkelerden gelen öğrencilere uygulanan yüzde 50 burs oranını yeni yabancı öğrenciler için yüzde 80’e çıkardığını kaydetti. Bu uygulama sonucunda eski kayıtlı yabancı öğrencilerin yeni kayıtlılardan daha fazla harç öder duruma geldiğini belirten Hoşkara, tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrencilerin yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldiğini söyledi. Çift uyruklu öğrencilerin KKTC vatandaşı olarak değil, yabancı öğrenci statüsünde kayıt yaptırmayı tercih etmeye başladığını aktaran Hoşkara, DAÜ yönetiminin ucuz harçlarla yabancı öğrenci getirme kervanına katıldığını ifade etti.

-“Karar devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar”

Hoşkara, bu kararın devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar olduğunu belirterek, yıllardır dengesi oturmuş harç politikasının tamamen bozulduğunu söyledi. KKTC vatandaşlarının eskiden en az harcı verirken şimdi en çok harç ödeyen kesim haline geldiğini kaydeden Hoşkara, yeni kayıtlı yabancı öğrencilerin de eski kayıtlılardan daha az harç öder hale geldiğini, bunun öğrenciler arasında huzursuzluk yarattığını vurguladı.

Hoşkara, bir taraftan yeni harç politikasıyla öğrencilerin huzursuz edildiğini, diğer taraftan mevzuata aykırı kararlar ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği girişimleriyle çalışanların da huzursuz edildiğini belirtti. Üniversitenin gereksiz hukuki tartışmalar ve mahkeme süreçlerine sürüklendiğini söyleyen Hoşkara, sendikanın sorunları çözmek için yaptığı tüm önerilerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Hoşkara, DAÜ’de protokolle sağlanmaya çalışılan istikrar ve sürdürülebilirlik ortamının, yanlış ve hatalı yönetim kararları nedeniyle bilinçli veya bilinçsiz şekilde bozulduğunu söyledi. Üniversitede yeni bir kaosa neden olacak yönetimsel kararların alındığı bir sürecin yaşandığını ifade eden Hoşkara, bu mektubun daha önce Başbakan’a ilettikleri uyarıları kamuoyu huzurunda tekrarlamak amacıyla yazıldığını belirtti.

Hoşkara, daha fazla geç olmadan sürece müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde DAÜ için yapılan tüm fedakarlıkların sonuç vermeyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.

Devamını Oku

Dünya

Srebrenitsa Soykırımı’nın 7 kurbanı bugün toprağa verilecek

Published

on

By

Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da 1995’te Sırplar tarafından yapılan soykırımda öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7’si daha bugün düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa verilecek.

Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen soykırımda öldürülen ve kimlik tespiti yapılan 7 kurban için cenaze namazı kılınacak.

Cenaze namazı öncesinde Srebrenitsa Anıt Merkezi’nde soykırımın 30. yılı dolayısıyla anma programı düzenlenecek.

Anma törenine katılacak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Srebrenitsa Anıt Merkezinin ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kapsamında hayata geçirilen Srebrenitsa Soykırım Kurbanlarını Anma Müzesi açılışını da yapacak.

– Anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek

Srebrenitsa Soykırımı’nın 30’uncu yılında, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 7 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilecek.

Potoçari Anıt Mezarlığı’nda 11 Temmuz’daki anma törenlerinde defnedilecek 7 kurbandan en gençleri, öldürüldüklerinde 19 yaşında olan Senajid Avdic ve Hariz Mujic. Bu yıl defnedilecek tek kadın ve en yaşlı kurban olan Fata Bektic ise öldürüldüğünde 67 yaşındaydı.

Bu yıl toprağa verilecek 7 kişinin isimleri şöyle sıralandı:

“Senajid Avdic, Hariz Mujic, Fata Bektic, Hasib Omerovic, Sejdalija Alic, Rifet Gabeljic, Amir Mujcic.”

Bu yılki törenin ardından anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek.

– Srebrenitsa’da ne oldu?

Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam