Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Meclis Genel Kurulu çalışmasını tamamladı

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, bugünkü çalışmalarını tamamladı. Meclisin bir sonraki birleşimi 18 Nisan Pazartesi saat 10.00’da olacak.

Yaklaşık 8 saat süren Genel Kurul’da belediyeler reformu da konuşuldu, konu zaman zaman iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında tartışmaya neden oldu.

UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak, Genel Kurul’daki konuşmasında, farklı yıllarda UBP’nin ve CTP’nin yer aldığı hükümet programlarından kesitler okuyarak, belediyelerin yapılandırılmasıyla  ilgili noktalara işaret etti.

Emrah Yeşilırmak, “Belediye başkanlığı yaptığımdan, merkezi hükümetlerin yerel yönetimleri mağdur ettiğini biliyorum. Merkezi hükümetler yerel yönetimlerin mali ve idari bağımsızlıklarını, yetkilerini artırmadı…” dedi.

“Hükümet olarak belediyelerin mali ve idari kapasitelerini artırmamız gerek. Eğer bunu yapmazsak kalkınmayı sağlayamayız… Bunu merkezden değil, yerelden sağlayabiliriz. ”şeklinde konuşan Yeşilırmak, “Tasarı ve belediye sayıları Allah’ın emri değil ama 28 belediyenin sürdürülebilir olmadığını ben değil, bilirkişiler söylüyor… Belediye sayısının azaltılması gerektiği bir gerçek…” dedi.

UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak, bu tasarının bir günde oluşmadığını, üzerinde ciddi emek olduğunu ifade ederek, reformun ana omurgasını 51/95 sayılı Belediyeler Yasası’nın oluşturacağını sonrasında, belediyelerin birleştirilmesi olduğunu söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu yerinden söz aldı.

2013’te hükümetin bozulduğunu, 51/95 sayılı yasayla ilgili düzenlemenin hayata geçemediğini ifade eden Çavuşoğlu, “Düzenlemede belediyelere kaynak sağlamaktan ziyade, belediyelerin denetlenmesi vardı… O gün kaçtı…. Bugünlere gelindi. Bu fırtınalar, kendi köşesini koruma gailesi ülke için ciddi sıkıntı yaratıyor. Eğer uzlaşamaz, bugünü de kaçırırsak, bu konu 3-5 sene sonra gündeme gelecek ve daha acı olacak” dedi.

UBP Girne Milletvekili Hasan Küçük  Genel Kurul’da dün yapılan konuşmaya işaret ederek, “UBP’nin kurumsal yapısının olmadığını ne ile ölçtünüz?…” diye sordu.

Küçük, 2006 yılında CTP-ÖRP hükümeti döneminde KKTC-TC arasında imzalanan bir protokolden kesit okuyarak, belediyelerle ilgili hedeflenen düzenlemeye işaret etti.

Küçük, “Kriterden ne kastediyorsunuz?” diye sorarak, demokrasinin halka gerçekleri her yönüyle açıklamanın gereği olduğunu söyledi.

Hasan Küçük, sosyal belediyeciliğin önemine işaret ederek, “Niye 4 belediyede hayvan barınağı var da 28 belediyede yok… Projelere ihtiyaç var. Gelişmişlik yerelden başlar…” şeklinde konuştu.

Küçük, “Anayasa’yı ihlal ettiniz diyorsunuz, 28 belediye ile seçim yapmak istiyorsunuz…Bu insanların maaşını 3 ay sonra nasıl vereceğiz? Bu mu sizin kurtarma paketiniz? Reform bizim önceliğimizdir. Sizinle yapmak istiyoruz ama siz olmadan da yapabiliriz… Devletim demekten, yüce Meclis’im demekten de gurur duyarım…Birileri için büyük olacağıma, halkım için küçük olurum… ” şeklinde konuştu.

CTP Başkan vekili Erkut Şahali, Küçük’ü yanıtlamak üzere kürsüye çıktı.

Şahali, “Siz belediyeleri batıran bir gelenekten geliyorsunuz ve batırdıklarınızdaki batak görünmesin diye onları evlendirmeye karar veriyorsunuz. Bizse her bir belediyenin belde halkıyla birlikte oranın kültürel bir parçası olduğunu söylüyoruz. Biz cittaslow belediyecilik anlayışını önemsiyoruz, siz reform yaparken cittaslowu öğrenmiş oluyorsunuz. Bizimle aşık atmaya uğraşmayın, iş birliği yapın. Sonuna kadar diyalog ve hoşgörüyle, birbirimizi anlayarak, sahip olduğumuz deneyimi de yok saymayarak iş yapacağız…” dedi.

Şahali, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Bu ülkede belediyecilik adına bugüne kadar yapılmış tüm olumlu icraatta ve mevzuat alt yapısında CTP’nin imzası var. Bizim kurtarmaya çalıştığımız CTP’li başkanların belediyeleri değil, 28 belediyenin 28’idir. Siz kapatarak ilerlemeye niyetlisiniz, bizse iyileştirerek kapanıp kapanmayacağına birlikte karar verelim diyoruz, kriter dediğimiz budur.”

UBP Milletvekili Özdemir Berova ise, Şahali’nin konuşmasını dikkatle dinlediğini belirterek, UBP olarak belediyeler reformuyla ilgili en temel hedeflerinin “Bu ülkenin 4 yıl daha kaybetmeye yeri, zamanı ve ihtiyacı yoktur” ilkesi olduğunu kaydetti.

Siyasi anlamda söylenen her türlü hadiseye kabulleri olduğunu kaydeden Berova, “Ama önce ülke prensibiyle birlikte bu dönem içerisinde bu reformu hayata geçirelim, sonra da yerel seçimlerimizi yapalım, bir 4 yıl daha bu konuları burada konuşmayalım” dedi.

Bir sonraki toplantı 18 Nisan Pazartesi günü saat 10.00’da yapılacak.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

DAÜ-SEN Başkanı’ndan Başbakan Üstel’e mektup…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel’e hitaben mektup yayınlayarak 4 Nisan 2024’te hükümet, DAÜ yönetimi ve sendikalar arasında imzalanan 4 yıllık protokolün eksiksiz uygulanması için sürece müdahale etmesini istedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin protokole uymadığını farklı ortamlarda dile getirdiğini belirten Hoşkara “DAÜ-SEN olarak Sayın Eğitim Bakanını haklı bulmakla beraber protokolün yürütülmesinden sorumlu olan İstişare ve Eşgüdüm Komisyonunun Başkanı olan Eğitim Bakanının da bu tablodan sorumlu olduğunu belirtmek gerekiyor. Hükümetinizin, DAÜ yönetimindeki en üst karar organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nu göreve getiren noktada olduğunu da hatırlatmak isteriz. Hükümetinizin ve Eğitim Bakanının, ayrıca yüksek öğretim alanında uygulanması gereken Stratejik Planı uygulamadığını da gözlemlemekteyiz” dedi.

DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, protokol gereği İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu Başkanı Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun 28 Mayıs’ta toplantı düzenlediğini belirtti. Hoşkara, sendikanın toplantıda mevzuata açıkça aykırı karar ve uygulamaları, yasalara ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği önerilerini, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarını ve protokolün yürütülmesiyle ilgili diğer konuları gündeme getirdiğini söyledi.

-“Üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilerin burs oranlarının yüzde 70-80’e çıkarılması üniversitenin intiharı olacak”

Hoşkara, daha önce üniversite kamuoyunda ve yetkili kurullarda paylaştıkları görüşleri toplantıda da dile getirdiklerini ifade ederek, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarının yüzde 70-80 aralığına çıkarılmasının üniversitenin mali açıdan intiharı olacağını vurguladıklarını kaydetti. Hoşkara, DAÜ Rektörlüğü ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun aldığı bu kararla KKTC vatandaşlarının tarihte ilk kez yabancı öğrencilerden daha fazla harç ödemek durumunda kalacağını belirttiklerini aktardı. Ayrıca mevzuata açıkça aykırı kararlar ile tüzük değişikliklerinin DAÜ’de kaosa yol açacağı uyarısında bulunduklarını ifade etti.

Hoşkara, İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu toplantısının ardından 29 Mayıs’ta Başbakanlık’ta Eğitim Bakanı ve Başbakanlık Müsteşarı’nın da katıldığı görüşmede, sorunları Başbakan Ünal Üstel ile paylaştıklarını ve diyalogla, uzlaşı içinde mevzuata uygun çözümler bulma konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen yaptıkları tüm makul önerilerin sonuç vermediğini belirten Hoşkara, Başbakan başkanlığında yapılması beklenen toplantının da gerçekleşmediğini kaydetti.

DAÜ’de protokol gereği giderlerin azaltılmasına yönelik tedbirlerin yüzde 90’ının hayata geçirildiğini ifade eden Hoşkara, geriye kalan yüzde 10’luk kısmın ise DAÜ yönetiminden kaynaklanan nedenlerle tamamlanamadığını dile getirdi. Hoşkara, çalışanların maaşlarından fedakarlık yaptığını, yeni istihdam yapılmadığını, iş yükünün arttığını ve devlet mali katkısının yükseldiğini belirterek, tüm bu fedakarlıklara rağmen öğrenci gelirlerinin oransal azalışının devam etmesi riski bulunduğunu söyledi. Hoşkara, ayrıca mevzuat ihlallerinin kurumda kaos yarattığını ifade etti.

-“Tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrenciler yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldi”

Hoşkara, tüm itirazlara rağmen Eğitim ve Maliye Bakanlarının desteği ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayıyla DAÜ Rektörlüğü’nün, üçüncü ülkelerden gelen öğrencilere uygulanan yüzde 50 burs oranını yeni yabancı öğrenciler için yüzde 80’e çıkardığını kaydetti. Bu uygulama sonucunda eski kayıtlı yabancı öğrencilerin yeni kayıtlılardan daha fazla harç öder duruma geldiğini belirten Hoşkara, tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrencilerin yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldiğini söyledi. Çift uyruklu öğrencilerin KKTC vatandaşı olarak değil, yabancı öğrenci statüsünde kayıt yaptırmayı tercih etmeye başladığını aktaran Hoşkara, DAÜ yönetiminin ucuz harçlarla yabancı öğrenci getirme kervanına katıldığını ifade etti.

-“Karar devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar”

Hoşkara, bu kararın devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar olduğunu belirterek, yıllardır dengesi oturmuş harç politikasının tamamen bozulduğunu söyledi. KKTC vatandaşlarının eskiden en az harcı verirken şimdi en çok harç ödeyen kesim haline geldiğini kaydeden Hoşkara, yeni kayıtlı yabancı öğrencilerin de eski kayıtlılardan daha az harç öder hale geldiğini, bunun öğrenciler arasında huzursuzluk yarattığını vurguladı.

Hoşkara, bir taraftan yeni harç politikasıyla öğrencilerin huzursuz edildiğini, diğer taraftan mevzuata aykırı kararlar ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği girişimleriyle çalışanların da huzursuz edildiğini belirtti. Üniversitenin gereksiz hukuki tartışmalar ve mahkeme süreçlerine sürüklendiğini söyleyen Hoşkara, sendikanın sorunları çözmek için yaptığı tüm önerilerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Hoşkara, DAÜ’de protokolle sağlanmaya çalışılan istikrar ve sürdürülebilirlik ortamının, yanlış ve hatalı yönetim kararları nedeniyle bilinçli veya bilinçsiz şekilde bozulduğunu söyledi. Üniversitede yeni bir kaosa neden olacak yönetimsel kararların alındığı bir sürecin yaşandığını ifade eden Hoşkara, bu mektubun daha önce Başbakan’a ilettikleri uyarıları kamuoyu huzurunda tekrarlamak amacıyla yazıldığını belirtti.

Hoşkara, daha fazla geç olmadan sürece müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde DAÜ için yapılan tüm fedakarlıkların sonuç vermeyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.

Devamını Oku

Dünya

Srebrenitsa Soykırımı’nın 7 kurbanı bugün toprağa verilecek

Published

on

By

Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da 1995’te Sırplar tarafından yapılan soykırımda öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7’si daha bugün düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa verilecek.

Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen soykırımda öldürülen ve kimlik tespiti yapılan 7 kurban için cenaze namazı kılınacak.

Cenaze namazı öncesinde Srebrenitsa Anıt Merkezi’nde soykırımın 30. yılı dolayısıyla anma programı düzenlenecek.

Anma törenine katılacak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Srebrenitsa Anıt Merkezinin ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kapsamında hayata geçirilen Srebrenitsa Soykırım Kurbanlarını Anma Müzesi açılışını da yapacak.

– Anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek

Srebrenitsa Soykırımı’nın 30’uncu yılında, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 7 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilecek.

Potoçari Anıt Mezarlığı’nda 11 Temmuz’daki anma törenlerinde defnedilecek 7 kurbandan en gençleri, öldürüldüklerinde 19 yaşında olan Senajid Avdic ve Hariz Mujic. Bu yıl defnedilecek tek kadın ve en yaşlı kurban olan Fata Bektic ise öldürüldüğünde 67 yaşındaydı.

Bu yıl toprağa verilecek 7 kişinin isimleri şöyle sıralandı:

“Senajid Avdic, Hariz Mujic, Fata Bektic, Hasib Omerovic, Sejdalija Alic, Rifet Gabeljic, Amir Mujcic.”

Bu yılki törenin ardından anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek.

– Srebrenitsa’da ne oldu?

Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Devamını Oku

Dünya

İtalya’da farklı noktalardaki orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi

Published

on

By

İtalya’nın farklı bölgelerinde çıkan orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi. Toskana Bölgesi’nde 600 turist tahliye edildi.

İtalyan basınında yer alan haberlere göre, ülkenin batısındaki Sardinya Adası’nda Olbia ile Sassari kentleri arasındaki Trambuccone mevkisinde geniş çaplı orman yangını çıktı.

Olbia Havalimanı çevresindeki hava sahası bir süreliğine kapatılırken, bu durum gecikme ve aksaklıklara yol açtı. Olbia varışlı bazı uçuşlar da Cagliari, Alghero ve Roma gibi havalimanlarına yönlendirildi.
Söz konusu yangına 1 söndürme uçağı ve helikopterlerle müdahale edildi. Karadan da itfaiye ekipleri ve gönüllülerin müdahalesi sürüyor.

600 turist tahliye edildi
Ülkenin rağbet gören tatil ve kamp beldelerinden Toskana Bölgesi’ndeki Castiglione della Pescaia’da bir tuz arıtma tesisinde çıkan yangın da kısa sürede rüzgarın etkisiyle ormanlık alana sıçradı.

Hızla büyüyen yangına itfaiye ekipleri karadan ve havadan müdahale etti. Grosseto Valiliğinin talimatıyla bölgede tatil yapan yerli yabancı 600 turist, kamp alanından tahliye edildi.

İtalyan İtfaiyesi, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, havadan 4 helikopterle yangına müdahale edildiğini, akşam saatlerinde yangının söndürüldüğünü bildirdi.

Diğer taraftan, ülkenin güneydoğusundaki Otranto’da dün akşam saatlerinde başlayan ve rüzgarın etkisiyle yayılan yangında 150 hektarlık makilik yandı.

Haberlerde, yetkililerin, kundaklama sebebiyle yangın çıkmış olabileceği şüphesi üzerinde durduğu ifade edildi.

Matera’ya bağlı Metaponto di Bernalda beldesi yakınlarında geçen günlerde çıkan yangınların kasıtlı çıkarılmış olabileceği belirtilen haberlerde, Matera Cumhuriyet Savcılığının soruşturma başlattığı kaydedildi.

İtalyan İtfaiyesinin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlara göre, itfaiye erleri son günlerde Sicilya ve Sardinya Adaları, Toskana, Lazio, Puglia, Campania gibi pek çok bölgede irili ufaklı çok sayıda yangına havadan ve karadan müdahalede bulundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam