Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Tatar:Gelecekte, Doğu Akdeniz’deki Türk nüfusunun daha güçlü ve emin adımlarla milli egemenliğini inşa etmesi önemlidir

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi’nin rektör, dekan, öğrenci ve katılımcılarıyla Uluslararası İlişkiler Bölümü ve Yeni Dünya Uluslararası ilişkiler Topluluğu’nun etkinliğinde, “Uluslararası Politikada Kıbrıs ve Doğu Akdeniz” konulu çevrimiçi görüşme gerçekleştirdi.
Kıbrıs konusundaki bilgisini, deneyimini ve savunduğu siyasete dair görüşlerini paylaşması adına, öğrencilerin davetiyle çevrimiçi gerçekleşen görüşmede Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’de mücadeleye devam etmekte olduğumuzu belirtti.
“Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, ‘Biz ne için çalışıyoruz?’ Geleceğimiz için. Neden bu mücadeleyi veriyoruz? Çünkü gelecekte Doğu Akdeniz’deki Türk nüfusunun, daha güçlü ve emin adımlarla milli egemenliğini inşa etmesi önemlidir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının 1571’den bu yana bu topraklarda büyük bir mücadele verdiğini söyledi. Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs’ı İngiltere’ye kiralamasından sonra yeni bir dönemin başladığını ve Rum-Yunan ikilisinin, Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması gerektiğini haykırarak burada tatsız olaylara yol açtığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, adada Kıbrıs Türk halkının direnişini kırmak için saldırılar yapıldığını kaydederek birçok şehit verildiğini hatırlattı. Erenköy direnişinde Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’in Rumlar tarafından şehit edildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar; asıl dönüm noktasının, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı olduğunu sözlerine ekledi. “Doğu Akdeniz’de bu tarih çok önemlidir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türk askerinin bu tarihte adaya çıkarma yapmasıyla KKTC’nin temellerinin atıldığını ifade etti.
2004 yılında ise Annan Planı’nın gündeme gelmesiyle beklenmedik olayların yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar; Annan Planı’na Türklerin evet, Rumların ise hayır demesinin ardından tek taraflı olarak Türkiye’ye ve KKTC’ye sormadan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Avrupa Birliği’ne aldıklarını söyledi. Bunun sonucunda Kıbrıs Türkü’nü zor koşullara sürükleyerek Kıbrıs sorununun çözümünün de çıkmaza girdiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, şu anda bizim yan yana yaşayan iki ayrı eşit egemen devlet noktasındaki politikamızın önemine vurgu yaptı.
KKTC’de her zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünü ve Türk askerinin varlığını savunacağız”    
“Mademki Kıbrıs Cumhuriyeti Avrupa Birliği’ndedir, bir antlaşma olacaksa iki ayrı eşit egemen devlet olacağız. Böylece Türkiye Cumhuriyeti ile de ilişkilerimizi geliştirebiliriz. KKTC’de her zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünü ve Türk askerinin varlığını savunacağız. Biz siyasetimizi bütün dünya ile paylaşıyoruz. Biz barışa, insanlığa inanıyoruz. Fakat Güney Kıbrıs, Yunanistan’ın desteği ile Ege, Girit ve Rodos’tan sonra Kıbrıs’ı 13. ada olarak Yunanistan’ın egemenlik sahasına almak istiyor.
Rum-Yunan ikilisinin, Türkiye’nin garantörlüğünü ve Türk askerini adadan gönderme gayreti içinde olduklarını çok iyi biliyoruz. Her ne kadar uluslararası kamuoyundan tepki görsek de biz bu siyaseti sonuna kadar sürdürmek durumundayız. Biz haklıyız ve hakkımızı savunuyoruz. En büyük şansımız Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bizim siyasetimizi destekliyor olmasıdır. Türkiye’nin çeşitli kurum ve kuruluşları da bizim siyasetimizi desteklemektedir. Burada hem Kıbrıs Türk halkının hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarlarını savunmak zorundayız. Rum-Yunan ikilisinin oynadığı oyun bellidir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, bir devlet kurulduğunu ve Rumlarla ortak noktamız olmadığını belirtti.
Kıbrıs Türk halkının çektiği bunca acıdan sonra asla federal temelde bir antlaşmayı kabul etmeyeceğimizi ve kendi kendimizi yönetme hakkını istememizden daha doğal bir şey olamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, siyasetimizi savunmaya devam edeceğimizi dile getirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle ulusal hakkımızı koruduğumuzu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, egemenlik temelinde başımız dik bir şekilde yaşamımızı sürdüreceğimizi söyledi. Aksi halde Kıbrıs Türkü’nün yok olacağını belirterek Türkiye Cumhuriyeti ile aramızdaki bağların asla kopmayacağını da vurguladı. Kıbrıs Türk halkının imha edilmek istendiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Mehmetçiğin adaya gelmesiyle Rum-Yunan ikilisinin oyununun bozulduğunu sözlerine ekledi.
“Türk askeri adaya gelmeseydi, çatışmalar devam edecekti. Güney Kıbrıs’ta yürütülen faaliyetler de şu anda yapılamayacaktı. Adaya barış gelirken bu sadece Türklere değil, Rumlara da caydırıcı bir güç olmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın dünyadaki okullar da dâhil olmak üzere, ders olarak anlatıldığını belirterek bu vesileyle şehitlerimizi de rahmetle anıp gazilerimize minnet duygularını ifade etti.

“Büyük bir milletin şerefli insanları olarak yaşayabiliyorsak bunu, verdiğimiz mücadeleye, onurlu bir tarihe borçluyuz”

Kıbrıs’ta çok acılar çekildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Kıbrıs’a dikkat edelim, Yunan eline düşmesin” demesinin her zaman hatırlandığını söyleyerek Kıbrıs’taki mücadelemizi sürdürmek durumunda olduğumuzu vurguladı ve Kıbrıs’ı Yunan Adası yapmayı düşünen zihniyetin hâlâ değişmediğini belirtti.
Karşımızdaki Rum-Yunan ikilisinin bizi hazmetmediğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, zor şartlarda bir devlet kurulduğunu söyledi. “Büyük bir milletin şerefli insanları olarak yaşayabiliyorsak bunu, verdiğimiz mücadeleye, onurlu bir tarihe borçluyuz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin her koşulda arkamızda olduğunu vurgulayarak bütün gençliğin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladı ve herkese teşekkürlerini sundu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İran ile Avrupa, İstanbul’daki müzakere sonrası görüşmelerin sürdürülmesi konusunda anlaştı

Published

on

By

İran ile 2015’teki nükleer anlaşmanın tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya arasında İstanbul’da yapılan görüşme sona ererken tarafların meselenin çözümü için yeniden bir araya gelinmesi konusunda mutabakata vardığı bildirildi.

İran ile E3 olarak adlandırılan nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları arasında İstanbul’daki nükleer görüşmede İran’ı temsil eden Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi, görüşmenin sonucuna ilişkin X hesabından açıklama yaptı.

İstanbul’da Avrupalı temsilcilerle ciddi, açık ve detaylı görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Garibabadi, “Yaptırımların kaldırılması ve nükleer meseleyle ilgili son gelişmeler ele alındı ve incelendi.” ifadelerini kullandı.

Garibabadi, bazı Avrupa ülkelerinin İsrail’in İran’a saldırılarında Tel Aviv’i destekleyen tutumlarını da görüşmede gündeme getirdiklerini ve bu tutumu eleştirdiklerini belirtti.

Garibabadi, şunları kaydetti:

“Sözde snapback mekanizması dahil olmak üzere ilkesel duruşlarımızı açıkladık. Her iki taraf da toplantıya belirli fikirlerle geldi ve bu fikirlerin çeşitli yönleri incelendi. Bu konudaki istişarelerin devam etmesi konusunda mutabakata varıldı.”

İran nükleer dosyasına dair belirsizliklerin ve gerilimlerin giderek tırmandığı bir dönemde İran ile 2015’teki nükleer anlaşmanın tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya arasında İstanbul’da nükleer konuda görüşme yapılmıştı.

– İsrail’in saldırıları sonrası müzakere süreci kesilmişti

İran ile ABD müzakere süreci devam ederken İsrail, 13 Haziran’da İran’a saldırı başlatmış ve hem ABD hem de Avrupa ile müzakere süreci kesilmişti.

İran, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayla kaldırılan Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının geri getirilmesini sağlayabilecek “tetik mekanizması (snapback)” adı verilen maddenin, Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden endişe ediyor. Söz konusu mekanizmanın süresi 18 Ekim’de sona eriyor. İran’ın nükleer programıyla ilgili çözüm üretilemezse Avrupa ülkelerinin bu tarihten önce mekanizmayı işletebileceği öngörülüyor.

– 2015’teki nükleer anlaşma ve “tetik mekanizması”

İran ile BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya arasında 14 Temmuz 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında İran’ın nükleer faaliyetlerinin sınırlandırıldığı bir anlaşma imzalanmıştı. ABD, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilmiş ve İran’a yaptırımları geri getirmişti. İran, Avrupa ülkelerinden ABD’nin yaptırımlarını telafi edecek önlemler almasını istemiş ancak Avrupalılar, ABD’nin eylemine karşı çıksa da bu konuda adım atamamıştı.

İran, bunun üzerine bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmaya başlamış ve daha sonraki süreçte yüksek düzeyli uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelmişti.

İngiltere, Fransa ve Almanya ise ABD’nin tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanmayan nükleer anlaşmada yer verilen ve “snapback” olarak adlandırılan, İran’a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletme tehdidinde bulunuyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise Avrupalı tarafların, “anlaşmanın temellerini ihlal ettikleri” ve “anlaşmadaki katılımcı rollerini kaybettikleri” için mekanizmayı harekete geçirebilecek hukuki dayanağa sahip olmadığını ifade etmişti.

Taraflar, daha sonra İstanbul’da 25 Temmuz’da nükleer konuyu görüşmek üzere bir araya geleceklerini bildirmişti.

Devamını Oku

Dünya

Limasol yangını… Logginos: “Bugün durum çok daha iyi”

Published

on

By

Limasol bölgesine bağlı köylerde çıkan yangının büyük ölçüde kontrol altına alındığı, sınırlandırıldığı belirtildi.

“Sigmalive” haber sitesine göre İtfaiye Birimi İtfaiye Şefi Nikos Logginos yaptığı açıklamada dün akşam yangına ilişkin bazı canlanmaların yaşandığını ancak bugün, durumun çok daha iyi olduğunu ifade etti.

Yangının, bugün tamamen kontrol altına alınması konusunda iyimser olup olmadığı şeklindeki soru üzerine Logginos, yangının sınırlandırıldığını, alanın ne olduğunu bildiklerini bununla birlikte teyakkuzda olmaları ayrıca ileriki günlerde de dinamiklerin bölgede olması gerektiğine dikkati çekti.

Yunanistan’dan gelen 26 “orman komandosu” ile ilgili soru üzerine Logginos, Yunanistan’dan gelen ekibin, yangınların canlanması olaylarına yardımcı olacaklarını, bu kişilerin özel eğitimli olduğunu söyledi.

-Yanan alan

“Sigmalive” bir başka haberinde ise ilgili bir merkezin uydu verilerini baz alarak yaptığı ilk analize göre, Limasol yangının geride yaklaşık 125 kilometre karelik yanmış alan bıraktığını belirtti.

-Köyler elektriksiz

“Sigmalive” haber sitesi aynı haberi içerisinde Rum Elektrik Kurumu’nun (AİK) dağlık yangın bölgelerindeki 7 köye elektrik sağlama çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

AİK Basın Sözcüsü Dimitris Nathanail, yangında zarar gören 58 elektrik direğinin tamir edildiğini bununla birlikte tam olarak hasarın tespiti için de sayımın devam ettiğini ifade etti.

Devamını Oku

Dünya

İran ile Avrupa ülkeleri, nükleer faaliyetlere ilişkin görüşmeler için yeniden İstanbul’da bir araya geldi

Published

on

By

İran ile İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki nükleer faaliyetlere ilişkin görüşmeler için heyetler, İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda ikinci kez bir araya geldi.

Heyetleri taşıyan araçlar, İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na giriş yaptı.

Görüşmeler, basına kapalı gerçekleştiriliyor.

Dışişleri bakan yardımcıları düzeyindeki görüşmelere İran’ı temsilen dışişleri bakan yardımcıları Mecid Tahtrevançi ile Kazım Garibabadi katılıyor.

İran, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın Avrupalı taraflarının talebi üzerine yeni tur görüşmelerini gerçekleştirmeyi kabul etmişti.

İran ile anlaşmanın Avrupa’daki tarafları olarak bilinen İngiltere, Fransa ve Almanya’dan oluşan E3 grubu, 16 Mayıs’ta İstanbul’da dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde bir araya gelmişti. Taraflar, ABD ile İran arasında süren dolaylı müzakerelere paralel olarak temasların sürdürülmesi konusunda mutabık kalmıştı.

– İsrail’in saldırıları sonrası müzakere süreci kesilmişti

İran ile ABD müzakere süreci devam ederken İsrail, 13 Haziran’da İran’a saldırı başlatmış ve hem ABD hem de Avrupa ile müzakere süreci kesilmişti.

İran, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayla kaldırılan Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının geri getirilmesini sağlayabilecek “tetik mekanizması (snapback)” adı verilen maddenin, Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden endişe ediyor. Söz konusu mekanizmanın süresi 18 Ekim’de sona eriyor. İran’ın nükleer programıyla ilgili çözüm üretilemezse Avrupa ülkelerinin bu tarihten önce mekanizmayı işletebileceği öngörülüyor.

– 2015’teki nükleer anlaşma ve “tetik mekanizması”

İran ile BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya arasında 14 Temmuz 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında İran’ın nükleer faaliyetlerinin sınırlandırıldığı bir anlaşma imzalanmıştı. ABD, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilmiş ve İran’a yaptırımları geri getirmişti. İran, Avrupa ülkelerinden ABD’nin yaptırımlarını telafi edecek önlemler almasını istemiş ancak Avrupalılar, ABD’nin eylemine karşı çıksa da bu konuda adım atamamıştı.

İran, bunun üzerine bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmaya başlamış ve daha sonraki süreçte yüksek düzeyli uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelmişti.

İngiltere, Fransa ve Almanya ise ABD’nin tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanmayan nükleer anlaşmada yer verilen ve “snapback” olarak adlandırılan, İran’a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletme tehdidinde bulunuyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise Avrupalı tarafların, “anlaşmanın temellerini ihlal ettikleri” ve “anlaşmadaki katılımcı rollerini kaybettikleri” için mekanizmayı harekete geçirebilecek hukuki dayanağa sahip olmadığını ifade etmişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam