Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

ABD’li gazeteci, Myanmar ordusunun muhaliflere işkence ettiğini söyledi

Amerikalı gazeteci Nathan Maung, yaklaşık 3,5 ay tutuklu bulunduğu Myanmar’da, ordunun muhalefet liderleri hakkında bilgi almak için muhaliflere işkence ettiğini belirtti.

Published

on

CNN Business’ın haberine göre, Myanmar’daki internet haber sitesi Kamayut Media’nın kurucusu ve baş editörü ABD’li gazeteci Nathan Maung, 15 Haziran’da ABD’ye sınır dışı edilmeden önce yaklaşık 3,5 ay boyunca ordunun muhalifleri topladığı bir cezaevinde tutuldu.

Myanmar güvenlik güçlerinin ofislerine düzenlediği bir baskın sırasında tutuklandığını aktaran Maung, kendisini ve gazeteci arkadaşı Hanthar Nyein’i yaklaşık iki hafta Yangon şehrindeki gizli bir askeri sorgu merkezinde tuttuklarını aktararak orada geçirdiği zamanı “cehennem” olarak nitelendirdi.

Nathan Maung, sorgulama merkezinde dövüldüklerini, iki gün su ve üç gün yemek verilmediğini belirterek “Orada olduğumuz iki hafta boyunca sürekli kelepçeliydik ve gözlerimiz bağlıydı.” dedi.

Göz bağı ve kelepçeyle başlayan sorgunun, sürekli yüzlerine, ellerine ve omuzlarına atılan tekmelerle devam ettiğini dile getiren Maung, “Her cevapta bizi dövdüler. Doğru ya da yanlış ne cevap verirsek verelim bizi dövdüler. Üç gün boyunca, durmadan.” ifadesini kullandı.

Nathan Maung’un dördüncü gün askerler kendisinin ABD vatandaşı olduğunu öğrendiklerinde ise dayakların durduğunu belirtti.

5 dakikada bir sorgu

Maung, sorgulama merkezindeki son gününde gözbağını çıkardıklarını, kaldığı odada sadece bir masa ve sandalyenin olduğunu, uyumaları için ellerini önden kelepçelediklerini fakat buna izin vermeyerek her 5 dakikada bir gelip sorguya başladıklarını söyledi.

Arkadaşı Hanthar Nyein’in kendisinden daha fazla işkence gördüğünü kaydeden Maung, “Nyein, Myanmar uyruklu olduğu için daha kötü muamele gördü. İki gün kadar zorla yere diz çöktürdüler. Derisinde sigara yanıkları vardı.” dedi.

Nathan Maung, askerlerin meslektaşı Nyein’den yüksek profilli muhalif ve aktivist liderlerle olan şifreli iletişimlerini ve kendisinin telefonuna erişmelerini sağlayacak şifresini istediklerini fakat Nyein’in günlerce direndiğini, sordukları her soruya ya cevap vermediğini ya da yanlış cevaplar verdiğini kaydetti.

Ancak gardiyanlar Nyein’i tecavüz etmekle tehdit edince arkadaşının direncinin kırıldığını belirten Maung, “Nyein buna dayanamadı, şifresini ve bildiklerini anlattı ve onu dövmeyi bıraktılar.” dedi.

Myanmar ordusunun halkına karşı bu acımasız ve kanunsuz tutumuna uluslararası toplumun seyirci kalamayacağını vurgulayan Maung, Myanmar ordusuna karşı müdahale çağrısında bulundu.

Myanmar’daki askeri darbe

Myanmar ordusu, 8 Kasım 2020’deki genel seçimlerde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat’ta yönetime el koymuştu.

Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ile iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti.

Myanmar ordusunun darbe karşıtı protestocu ve isyancı gruplara silahlı müdahalesi sonucu bugüne kadar 881 kişi hayatını kaybetti, binlerce gösterici gözaltına alındı.

Ülkede geniş katılımlı gösteriler sürerken, üst düzey hükümet yetkililerinin askeri mahkemede yargılanmalarına devam ediliyor.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Gazze’ye yardım için yola çıkan gemiye saldırı İstanbul’da protesto edildi

Published

on

By

Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği üyeleri, Özgürlük Filosu Koalisyonunun (Freedom Flotilla Coalition-FFC) Gazze’ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıkan gemisine Malta yakınlarında insansız hava aracıyla saldırı düzenlenmesini protesto etti.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını sona erdirmek için dünyanın farklı yerlerinden kampanya ile inisiyatiflerin bir araya gelmesiyle oluşturulan ve olası tehlikelere karşı gizli tutulan FFC yardım gemisinin Malta yakınlarındaki uluslararası sularda insansız hava araçlarının saldırısına uğramasına tepki amacıyla İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde gösteri düzenlendi.

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından gruptakiler, ellerindeki pankartlarla İsrail aleyhine slogan attı.

– Dernek başkanı Songür gemiden canlı bağlantıyla yaşananları anlattı

Saldırıya uğrayan gemide bulunan Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı Beheşti İsmail Songür, protestoya canlı bağlantıyla katılarak, gemide yaşananları aktardı.

Gemiye tekrar bir saldırı yapılmasını beklediklerini kaydeden Songür, protestocu gruba, “Orada İsrail’e karşı göstereceğiniz destek bizler için koruma kalkanı olacak.” dedi.

Songür, Gazze’ye destekten vazgeçmediklerini, gerekirse aylarca limanlarda kalacaklarını, denizin ortasında yatacaklarını ve bu gemileri İsrail’in sınırlarına yığacaklarını belirtti.

Derneğin Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Ekrem Kubilay Karadeniz ise yalnızca sivil aktivistlerin bulunduğu ve amacı Gazze’deki ablukayı kırmak, bölgede yaşanan insan hakları ihlallerine dikkati çekmek olan gemiye, İsrail tarafından iki ayrı dron saldırısı düzenlendiğini söyledi.

Karadeniz, “Gemi limandan ayrılmadan önce, elektrik sistemine ve iletişim altyapısına yönelik saldırılar gerçekleştirilmiş, geminin dünyayla bağlantısı kesilmeye çalışılmıştır.” bilgisini verdi.

Saldırının uluslararası kamuoyunda geniş yankı bulduğunu ifade eden Karadeniz, “Tıpkı Mavi Marmara’da olduğu gibi, İsrail bu saldırısıyla bir kez daha kendi ayağına sıktı. Dünya, İsrail’in hukuk tanımaz ve saldırgan tutumunu bir kez daha görmüş oldu.” diye konuştu.

Özgürlük Filosu’nun, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yaşanan sivil kayıplara dikkati çekmek ve insani yardım ulaştırmak amacıyla Tunus’tan yola çıktığını anımsatan Karadeniz, geminin Malta Limanı’ndan katılacak yeni aktivistlerle Akdeniz’e açılacağını aktardı.

Grup, daha sonra konsolosluk önünden ayrıldı.

Devamını Oku

Dünya

Guterres’ten yapay zekanın basın özgürlüğü için ciddi riskler oluşturduğu uyarısı

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, yapay zekanın basın özgürlüğü açısından ciddi tehditler barındırdığı uyarısında bulundu.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla X’teki hesabından açıklama yapan Guterres, basın özgürlüğünün benzersiz bir tehdit altında olduğunu belirtti.

Guterres, paylaşımında “Yapay zeka, ifade özgürlüğünü destekleyebilir ya da bastırabilir. Önyargılı algoritmalar, açık yalanlar ve nefret söylemleri internetin mayınlarıdır.” ifadelerini kullandı.

Guterres, dijital tehditlerle mücadelenin en etkili yolunun doğrulanmış gerçeklere dayanmak olduğunu vurgulayarak, doğruluk ve tarafsızlık ilkesine bağlı haberciliğin önemine dikkati çekti.

BM tarafından 1993 yılında alınan kararla 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaya başlandı.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün bu yılki teması ise “Cesur Yeni Dünyada Habercilik: Yapay Zekanın Basın Özgürlüğüne ve Medyaya Etkisi” olarak belirlendi.

Devamını Oku

Dünya

Prens Harry, ailesiyle barışmak istediğini söyledi

Published

on

By

İngiltere Kralı 3. Charles’ın oğlu Sussex Dükü Prens Harry, ailesiyle barışmak istediğini belirtti.

Kraliyet Ailesiyle yaşadığı sorunların ardından ABD’de yaşamaya başlayan Prens Harry, kendisine sağlanan polis koruması seviyesinin düşürülmesi kararını taşıdığı mahkemenin karar duruşması ardından BBC’ye açıklamalarda bulundu.

Prens Harry, ailesiyle olan ilişkilerine yönelik değerlendirmelerde bulunarak, “Bazı aile üyelerimle aramda çok sayıda anlaşmazlık vardı.” ifadelerini kullandı.

Prens, Kraliyet Ailesi’ni affettiğini ancak 2023’te yazdığı anılar yüzünden ailesinin kendisini affetmediğini söyledi.

Prens Harry, “Ailemle barışmak istiyorum. Kavgayı sürdürmenin bir manası yok. Hayat çok değerli. Babamın (Kral Charles) ne kadar ömrü kaldığını bilmiyorum ama bu koruma meselesi yüzünden benimle konuşmuyor. Barışmak iyi olurdu.” ifadelerini kullandı.

– “Memleketimi çocuklarıma gösteremeyecek olmaktan dolayı üzüntü duyuyorum”

Kendisine sağlanan polis korumasının kaldırılması ve güvenlik seviyesinin düşürülmesini taşıdığı mahkemeyi kaybetmesinin kendisi açısından üzücü olduğunu aktaran Prens Harry, “Şu an ailemi İngiltere’ye güvenli şekilde getirmem imkansız. Eşimi ve çocuklarımı İngiltere’ye getirebileceğim bir dünya göremiyorum.” dedi.

İngiltere’yi özlediğini anlatan Sussex Dükü, “Memleketimi çocuklarıma gösteremeyecek olmaktan dolayı üzüntü duyuyorum.” diye konuştu.

Prens Harry, Başbakan Keir Starmer ve İçişleri Bakanı Yvette Cooper’dan kararı gözden geçirmesini isteyeceğini de kaydetti.

Eşiyle ABD’ye taşınma kararı almalarının ardından koruma seviyesinin düşürüldüğünü hatırlatan Prens Harry, bu kararın Kraliyet Ailesine geri dönmeleri için alındığını savundu.

Prens Harry, “Hükümet de olsanız, Kraliyet Ailesi de olsanız, babam ya da ailem de olsanız tüm farklılıklara rağmen güvende olduğumuzdan emin olmak istemez misiniz?” diye sordu.

Sussex Dükü Prens Harry ve eşi Meghan Markle, 2020 yılında Kraliyet Ailesiyle yaşadıkları sorunları öne sürerek kraliyet görevlerinden ayrılmış ve ABD’ye taşınmaya karar vermişti.

Dük ve Düşese verilen yüksek düzeyli polis koruması seviyesi düşürülmüştü.

Devamını Oku

Trending

Reklam