Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulunda yolsuzluk iddiaları ve yükseköğretim konuşuldu

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda yolsuzluk iddiaları ve yükseköğretimle ilgili konular konuşuldu.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gazimağusa Milletvekili Asım Akansoy, ülkedeki son gelişmeler konusunda söz alarak, geçen hafta meclisi temsilen 3 milletvekiliyle Parlamentolar Arası Birlik toplantısına katılmak üzere Cenevre’ye giderek, temaslar yaptıklarını anlattı.

Cenevre’de, özellikle Bahreyn, Azerbaycan, Pakistan milletvekilleriyle ve bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi ve milletvekilleriyle görüşmeler yaptıklarını aktaran Akansoy, yaptıkları görüşmelerde Kıbrıslı Türklerle ilişkilerin kontrollü bir şekilde devam ettirilmesi yönünde fikir birliğine vardıklarını kaydetti.

Parlamentolar Arası Birlik toplantısının bu yıl 148’incisinin gerçekleştirildiğine değinen Akansoy, bu toplantının önemini vurguladı.

Kendilerine yapılan davetin, diğer devletlere yapılan gibi olmadığını, “toplantılara geliniz, kolaylaştırıcılar aracılığıyla Rum milletvekilleriyle görüşünüz” şeklinde olduğuna dikkat çeken Akansoy, Cumhuriyet Meclisinin bir birim oluşturarak bu toplantılara nasıl daha fazla katılabileceğimiz yönünde çalışmalar yapması gerektiğini vurguladı.

Akansoy, kendilerinin diğer milletvekillerinden ayrı olarak “yerel temsilci” olarak orada olduklarına dikkat çekerek, geçen yıl “gerekli görüşmeler yapılmadan” Bahreyn’deki toplantıda bayrak açılmasının bazı sıkıntıları beraberinde getirdiğini söyledi.

Toplantılarda, herhangi bir tanıma ve pozisyon yükseltmesi olmadan bu toplantıların Kıbrıs’ta yapılması önerisinde bulunduklarını ifade eden Akansoy, Rum heyetin ise bunun yerine müzakerelere odaklanılması görüşünü ortaya koyduğunu belirtti, Rum heyetinin Kıbrıslı Türklerin “siyasi eşitlik” konusunda hassasiyetlerine önem verdiklerini dile getirdiğini söyledi.

Kıbrıs’ta ortak zemin arayışı için Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kişisel Temsilcisi atanmasının da önemli olduğunu kaydeden Akansoy, bu süreçte tüm siyasi partilerin katılımcı ve katkı koyucu olması gerektiğini belirtti.

Milletvekili Akansoy, basından elde ettikleri bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın müzakerelerin başlaması için ambargoların kaldırılması veya Ercan Havalimanı’nın uluslararası uçuşlara açılması gibi ön koşulları olduğunu söyleyerek, bunu “arabayı atın önüne koymak” olarak nitelendirdi, bu yaklaşımın kabul görmeyeceğini dile getirdi.

Akansoy, müzakere sürecinde BM zemini ve BM parametrelerinin öneminin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bu süreçteki açıklamalarına da eleştirilerde bulunan Akansoy, “keşke sahip olduğumuz farklı görüşler, bir zenginlik yaratabilse.” dedi. Akansoy, bu noktada, Parlamentolar Arası Birlik toplantısındaki heyette yer alan milletvekilleri ortak bir söyleme sahip olmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

– Şahiner

CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner de, ülkedeki enflasyon ve piyasadaki fiyatlar üzerine yaptığı konuşmasında, enflasyonun “acı bir boyuta” ulaştığını savunarak, halkın nefes alamayacak durumda olduğunu, gelecek yıllarda beslenmede bile sıkıntı yaşayacak bir neslin olacağını öne sürdü.

“Üretimin her bacağı kan ağlıyor” diyen Şahiner, özellikle narenciye sektörüne işaret ederek, “Eskiden ‘narenciyede kesim başladı’ derken hasat kastediliyordu, ancak şu anda bu ‘kökünden sökmek’ anlamına geliyor.” diye konuştu. Şahiner, bunun sonucunun Güzelyurt ve Lefke’den artan göç olacağını ileri sürdü.

Sektörlerde her zaman önemli olanın denetim olduğunu söylediklerini ancak bundan önce üretimin her aşamasını etkileyen giderlerin azaltılması gerektiğini ifade eden Şahiner, bunların en başında elektrik fiyatlarının geldiğini kaydetti.

Şahiner, AKSA şirketi ile “türlü türlü yalanlarla” imzalanan sözleşmenin faturasının üreticilere yansıdığını ve yansımaya devam edeceğini ileri sürdü, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumuna (Kıb-Tek) yapılacak yatırım yerine AKSA ile sözleşme yapılarak, 60 milyon doların halkın cebinden alındığını ve şirkete verildiğini iddia etti.

Bu sözleşmenin getirdiği maliyeti ileriki dönemlerde de artan zamlarla faturaya yansımaya devam edeceğini söyleyen Şahiner, yıl içerisinde faturaların 2 katına çıkacağını savundu, “AKSA ile sözleşmenin bir an önce iptal edilmesi ve Kıb-Tek’e yatırım yapılması” çağrısında bulundu.

Şahiner, enflasyonla mücadelede parasal kaynağa ihtiyaç duyulmayan adımlar da atılabileceğini kaydederek, buna örnek olarak, hal yasası kapsamında hallerin kurulması, dış pazar arayışına girilmesi, kooperatifçiliğin kurulması, kamusal hizmetlerin kalitesinin artırılması gibi adımları sıraladı.

Hükümetin enflasyonla olan mücadeledeki yaklaşımını eleştiren Milletvekili Şahiner, “Ekonomik olarak nefes alamayan bir ülke yarattınız.” diye konuştu.

– Derya

“Yolsuzluk sosyolojisi” üzerine konuşan CTP Milletvekili Doğuş Derya da, yolsuzluk görülen ülkelerde bazı ortak noktaların olduğunu söyleyerek, aralarında, karar alma mekanizmalarının tekelleştirilmesi, hesap verme mekanizmalarının kötürüm hale getirilmesi, verilerle oynanması, medyanın susturulması gibi eylemlerin yer aldığı bu noktaları sıraladı.

Derya, ülkede yaşanan bazı olayları örnek göstererek, bu olayların, belirttiği ortak noktaları desteklediğini kaydetti.

Derya, ülke yöneticilerinin de geçmiş yıllarda “bazı yolsuzluklara” karıştığını öne sürerek, bu iddiaları sıraladı; bu kişilerin “nasıl ülkedeki yolsuzlukları ortaya çıkaracağını” sorguladı.

Birkaç çürük elma üzerinden ülkedeki eczacıların, doktorların, öğretmenlerin, üniversite sektörünün, katma değer yaratan kurumların devrilmeye çalıştığını savunarak, bunun yeni bir düzen kurulması ve iradenin devredilmesi için kadroları değiştirmek üzere bir operasyon olduğu görüşünü paylaştı.

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesinde yaşanan olaylar kapsamında konuşan ve bu anlamda YÖK’ün çalışma yapması için adaya gelmesini eleştiren Derya, “Bu üniversiteye akreditasyon veren de YÖK’tür.” dedi.

Milletvekili Derya, bir milletvekiline ilişkin bir üniversiteden aldığı rüşvet iddialarına da yer vererek, polisin bu konuyu soruşturmada mükellef olduğunu söyledi, bu iddiaların “yolsuzluk soruşturması” sürecine dahil edilmesi gerektiğini savundu.

Derya, tüm milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını talep etti.

“Çok öfkeliyim. Çocuklara yaşanılacak bir ülke kalmadı.” diye konuşan Derya, ülkedeki üniversitelerin mütevelli heyetlerinde Türkiye’den bazı siyasi kişiliklerin yer aldığını savunarak, bu konuda da şeffaf bir çalışma yapılması gerektiğini kaydetti.

Derya, “ülkedeki siyasi, bürokrasi ve mafya üçgeninin açığa çıkarılması gerektiğini” söyledi.

– Çavuşoğlu: “YÖK, üniversitelerin zarar görmemesi için bize destek vermek amacıyla geldi”

Milletvekili Doğuş Derya’nın ardından söz alan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Derya’nın ciddi iddialarda bulunduğunu söyleyerek, bunların dayanaklarını da paylaşması gerektiğini kaydetti.

Derya’nın “YÖK geldi, sorgulamalar durdu” ifadesine karşılık olarak, YÖK’ün adada bulunma nedeninin açıklandığını hatırlatarak, YÖK’ün kendileri tarafından yapılan talep üzerine geldiğini belirtti, amacın üniversitelerin süreçten zarar görmemesi adına teknik destek almak olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, ülkedeki üniversitelerin uluslararası camiada yer alabilmesi için YÖK’ten akredite edildiğini hatırlatarak, bu anlamda yapılan anlaşma kapsamında da YÖK’ün kendi, YÖDAK aracılığıyla ya da YÖDAK ile ortak denetimler yapabileceğini kaydetti.

Üniversitelerin geleceği ile ilgi tartışmalarda gailenin ortak olduğunu belirten Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

“Herkes farklı bir üslupla bu süreci değerlendirme hakkına da sahiptir. Ama her şey ülkemizin, çocuklarımızın geleceği içindir. Bu çirkin tespitlerin toplumu komple sarması ve üniversite alanını tamamen çökertmesine müsaade etmememiz gerekiyor. Kim hata yaptıysa bu hataların ortaya çıkarılması gerekiyor. Bu sahte işlerin sınırının çizilmesi gerekiyor. Sorgulamalar duracak olursa topyekun zan altında kalacağımız için biz bunu kaldıramayız. Ucu nereye dokunursa dokunsun, devam etmemiz lazım.”

Bakan Çavuşoğlu, YÖK’ün “sorgulamayın” deme durumu olmadığını vurguladı.

– “Eğitim kurumlarının yurt dışından öğrenci getirerek, ikamet izni çıkarma yetkisi durduruluyor”

Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers’ın ülkedeki “39 eğitim kurumunda aktif öğrenci gibi görülen ancak ulaşılamayan 5 bin öğrenci” hakkındaki sorusuna da cevap veren Bakan Çavuşoğlu, yaptıkları çalışmaların ardından bugün Bakanlar Kuruluna getirilerek geçirilmesi planlanan İkamet Tüzüğü’ne yapılacak değişiklikleri paylaştı.

Çavuşoğlu, bugün yapılacak tüzük değişikliğiyle, artık eğitim kurumlarının yurt dışından öğrenci getirerek ikamet izni veremeyeceğini duyurdu. Çavuşoğlu, “Yarın sabah itibarıyla eğitim kurumlarıyla ilgili ülkeye öğrenci girişleri duracak.” dedi.

Bu kurumların neden hemen kapatılmadığı yönündeki soruya da cevap veren Çavuşoğlu, bu noktada sorumlu davranmak istediklerine kaydederek, kapatmaların bu süreçten sonra kurumların birer birer incelenerek yapılacağını belirtti, “Sırayla gereği yapılacaktır.” dedi.

Bunun yasal bir süreç de olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, 39 kuruma ilişkin her bir dosyanın dikkatli ve kanıtlı bir şekilde hazırlandığını söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, kayıt dışı öğrencilerin de yapılan denetimlerde ortaya çıkarak, sınır dışı edildiğini kaydetti

Bakan’ın ardından söz alan Milletvekili Rogers, ilgili yasaya göre, şartları karşılamadığı gerekçesiyle kurum kapandığında öğrencilerin geri gönderme sorumluluğunun kurumda olduğunu kaydetti; Bakanlığın yasal sorumluluğunun şartları karşılamayan kurumu kapatmak olduğunu belirtti.

– Özuslu

CTP Lefkoşa Milletvekili Sami Özuslu da, son siyasi gelişmelere ilişkin yaptığı konuşmasında, Milletvekili Doğuş Derya’nın iddialarına işaret ederek, kendi diplomalarının denetlenebileceği çağrısında bulundu, diğer milletvekillerinin de aynısını yapması gerektiğini kaydetti.

Özuslu, ilgili kurumlardan aldığı veriler ışığında kayıt dışılıkla ilgili bazı rakamları paylaşarak, “kayıt dışı öğrenciler kayıt dışı işçileri solladı.” dedi.

Öğrenci sayılarındaki oranlara bakıldığında, kayıt dışı öğrencilerin toplam öğrenci sayısının yüzde 32’ye tekabül ettiğini kaydeden Özuslu, “Her üç öğrenciden biri ya kaçak ya kayıp, ya da ortada yok.” dedi.

İşçilerle alakalı da 73 bin kusur çalışma amacıyla gelen kişi olduğunu paylaşan Özuslu, bunlardan 61 bininin sigortalı olduğunu, 12 bininin de kaçak/kayıp olarak görüldüğünü kaydetti, oranın yüzde 19 olduğuna dikkat çekti.

Özuslu, Nijerya’dan ülkeye çalışmak için gelen bir kişinin ülkede yaşadıklarına dair bir köşe yazısını da milletvekillerine okudu, “Her tarafımız acıyor, kanıyor.” dedi.

Bugünün döviz kurlarını hatırlatan Milletvekili Özuslu, “piyasada denetim yapılacağına dair açıklamaların” uygulamada görülemediğini savundu.

Yapılan tüm iddialara karşın Başbakan’ın sessiz kalmasını da eleştiri getiren Özuslu, iktidara “aynaya bakma” çağrısında bulundu.

Milletvekili Özuslu, “Bu memleketi batırdınız. Bu memlekette olmaktan utanma noktasına doğru sürükleniyoruz. Memlekete yabancılaşıyoruz.” dedi.

Eğitim kurumlarında yapılan zamlara da değinen Özuslu, “Bu zamlarla kim nasıl eğitim görecek?” diye sordu, nüfusun belli olmamasından dolayı da devlet okullarının yeterli olmadığını ileri sürdü.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Amcaoğlu: Park Yenikent yapım çalışmalarında adım adım ilerliyoruz

Published

on

By

Gönyeli-Alayköy Belediye Başkanı Hüseyin Amcaoğlu, Park Yenikent Projesi’nin uygulama alanında incelemelerde bulundu.

Sosyal medya hesabı üzerinden konuya ilişkin paylaşım yapan Amcaoğlu, ‘Bugün, kentimize değer katacak Park Yenikent Projemizin uygulama alanında incelemelerde bulunduk.
Park inşaat sürecine geçilmeden önce, sahadaki teknik altyapı ihtiyaçları doğrultusunda bazı ön çalışmalar gerçekleştirildi. Bu kapsamda, bölgede 200 metre uzunluğunda, 1 metre çapında yağmur suyu büz hattı döşendi. Ayrıca, 300 metre uzunluğunda, 225 mm çapında basınçlı HDPE kanalizasyon borusunun güzergâh değişikliği yapıldı.
Bu altyapı düzenlemeleriyle birlikte üstyapı çalışmalarına geçildi. Elektrik altyapısı tamamlandı, perde duvarlar örüldü. Çocuk oyun alanları için özel EPDM zemin hazırlandı. Parke uygulamasına geçmeden önce 500 metrekarelik alanda zemin düzeltme işlemleri de tamamlandı.

Şu an alanda özellikle iki noktada yoğunlaşıyoruz: Amfi tiyatronun tribün bölümü ve kentimizde bir ilk olacak kuru havuz sistemi.Yenikent Parkı tamamlandığında; iklim dostu yeşil alanları, spor bölümleri, çocuk oyun alanları ve Akdeniz bitki dokusuyla bölgeye yeni bir soluk kazandıracak.

Her çocuğun hakkı olan oyun ve kamusal alan erişimi doğrultusunda; doğayla temas kurabilecekleri, güvenli, temiz ve erişilebilir alanlar yaratmak, yalnızca bir kent hizmeti değil, aynı zamanda çevresel bir çocuk hakkıdır. Bu anlayışla projeyi şekillendirmeye devam ediyoruz.’dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

T&T, hazineye 306 milyon 356 bin TL ödeme yaptığını açıkladı

Published

on

By

Ercan Havalimanı’nın işletmecisi T&T İnşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi Limited, Maliye Bakanlığı’na 306 milyon 356 bin 590 Türk liralık ödeme yaptığını duyurdu.

T&T’den yapılan açıklamada, ödemenin Ercan Devlet Havalimanı İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi gereği, bugün 2025 yılı ikinci dönem 3 aylık KDV dahil ciro payı olarak yapıldığı bildirildi.

– Turanlı: “Yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz”

T&T Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Turanlı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, sözleşme gereği şirket olarak KKTC Devleti’ne bugüne kadar yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ifade etti.

Ercan Havalimanı’nda yolcu ve uçak trafiğinin yüzde 20’nin üzerinde arttığını kaydeden Turanlı, havalimanından elde edilen gelirin yüzde 56’sının ciro payı olarak KDV’siyle birlikte yılda dört kez KKTC maliyesine ödendiğini ve kamu maliyesi ile ekonomiye katkı sağlandığını belirtti.

Havalimanlarının ekonomik etkisinin sadece doğrudan elde edilen gelirle sınırlı olmadığını ifade eden Turanlı, “Havalimanları, sadece ulaşım altyapısı değil, aynı zamanda ticaretin ve turizmin önemli merkezleridir. Bu iki sektördeki büyüme, aynı zamanda istihdam yaratma, yerel ekonomilere katkı sağlama ve turizmin artmasına yardımcı olma gibi dolaylı etkiler de doğurur.” dedi.

Turanlı, Taşyapı olarak Kıbrıs Türk halkına yaraşır, gelecek nesillere miras bırakabilecek büyük projeleri hayata geçirmek için tüm güçleri ile çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

KTTO-TOBB işbirliğinde Ekonomi Konferansı gerçekleştirildi

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz günübirlik temaslarda bulunmak amacıyla geldiği KKTC’de, Kıbrıs Türk Ticaret Odası(KTTO) – Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği işbirliği (TOBB) ile düzenlenen “Türkiy- KKTC Ticaret Odası Forumu III. Ekonomi Konferansı”na katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, amaçlarının KKTC’nin güçlenmesini sağlamak olduğunu vurgulayarak, KKTC’de ekonomik değişim için rapor hazırlık çalışmalarının devam ettiğini anlattı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yeni hedeflere taşınması gerektiğini söyleyen Deniz, dünyadaki değişimlere ayak uydurmak gerektiğini kaydetti.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, e-ticaretin önemine vurgu yaptı.

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti menşeli ürünlerin Avrupa, Ortadoğu, Türk dünyasına doğrudan ulaşması mümkün hale gelecektir” diyen Hisarcıklıoğlu, Türk iş dünyası olarak her zaman Kıbrıs Türkünün yanında olduklarını kaydetti.

Başbakan Ünal Üstel de, konuşmasında, ekonomik gelişimin ancak ortak akıl, istikrarlı yönetim ve güven ortamıyla kalıcı hale gelebileceğini kaydetti.
Kendi ayakları üzerinde duran, üreten, istikrarlı ve verimli bir KKTC ekonomisi oluşturma hedefi doğrultusunda bir irade ortaya kodyuklarını belirten Üstel, bu süreçte en büyük desteğin Türkiye Cumhuriyeti’nden geldiğini söyledi.

Üstel, “bugün geldiğimiz noktada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisi artık sadece günü kurtaran değil, geleceği planlayan bir modele geçiş süreci yaşamaktadır. Biz bu ülkenin 50’inci kuruluş yıl dönümüne çok net bir hedefle ilerliyoruz. Kendi Ayakları üzerinde duran bir ekonomiyle, ülkeyi geleceğe taşımak. 2023 2025 döneminde atılan adımlar bu hedefin öncüsüdür. 2026-2027’de atacağımız adımlar da yine bu hedef doğrultusunda olacaktır. Ulaşımda, altyapıda, sağlıkta, tarımda, sanayide, turizmde ve eğitime yürüttüğümüz projeler, yapısal reformlarla ekonomik şartları yeniden işler hale getirmeyi planlıyoruz” “ şeklinde konuştu.

Başbakan Üstel tüm bu gelişmelerin siyasi istikrarla mümkün olabileceğine vurgu yaptı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisine güç katan en önemli unsurlardan birinin Türkiye Cumhuriyeti ile her yıl imzalanan İktisadi Mali işbirliği protokolleri olduğuna dikkat çeken Üstel, bu protokollerin sadece finansal destek sağlamadığını aynı zamanda reform süreçlerini hızlandıran bir kaldıraç görevi gördüğünü kaydetti.

Başbakan Üstel, Rum Yönetimi’nin yıllardır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ekonomisini zayıflatmak için sistematik bir ekonomik terör politikası izlediğini vurguladı.

Konuşmasında Türk iş dünyasına da seslenen Üstel, KKTC’ye yatırım yapılması çağrısında bulundu.

Üstel, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisine yapılan her yatırım, sadece bir iş değil, Doğu Akdeniz’deki Türk varlığını güçlendiren bir egemenlik iradesidir. Biz üretimden vazgeçmeyen, yatırımı teşvik eden, girişimciyi koruyan, bir devlet anlayışı ile hareket ediyoruz. bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yerel firmalarımızla birlikte üretmeye, birlikte büyümeye, birlikte kazanmaya devam edeceğiz” dedi.

Başbakan Üstel konuşmasının sonunda güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisinin mümkün odluğuna da vurgu yaparak, “biz bunu birlikte başaracağız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 50’inci kuruluş yılında kendi kendine yeten, kendi ayakları üzerinde duran bir devleti hep birlikte dönüştüreceğiz” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, Türkiye ile KKTC arasındaki sarsılmaz kardeşlik bağının, ekonomik işbirliği bağıyla daha da güçleneceğini söyledi.

KKTC’nin dost ve kardeş ülke olmanın ötesinde milli bir dava olduğuna işaret eden Yılmaz, Türkiye’nin her zaman, her alanda Kıbrıs Türkü’nün yanında olduğunu söyledi.

KKTC’nin hem fiziki altyapısı hem de uluslararası bağlantılarını desteklemeye devam edeceklerini ifade eden Yılmaz, Yatırım Danışma Konseyi’nin daha etkin çalışması ile ilerleme kaydedileceğini belirtti.

Tarımın en stratejik sektörlerden biri olduğunu ve sürdürülebilir olması gerektiğini söyleyen Yılmaz, narenciyede yaşanan depolama probleminin ardından Güzelyurt’ta bir soğuk hava deposu inşa edildiğini ve gelecek yıl hizmete gireceğini anımsattı.

Yılmaz, fuarlar ve fuarlara katılımın önemini de vurgulayarak, üretici ve ihracatçının yanında olduklarını, desteklerin artarak sürdüğünü kaydetti.

Son dönemlerde Rum kesiminin KKTC ekonomisini hedef alan ve siyasi sebeplere dayanan tutuklamaların iyi niyetle bağdaşmayan hareketler olduğuna da işaret eden Yılmaz, Kıbrıs Türkü’nün gelecek kalkınma vizyonunu zedeleme çabalarına karşı Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın uluslararası platformlarda gereken cevabı vermekte olduğunu söyledi.

Adada huzurun iki devletlilik gerçekliğinin kabul edilmesi ve karşılıklı işbirliğinden geçtiğini belirten Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tatar’ın eşit egemen bir yapı vizyonuna desteklerinin tam olduğunu da sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da konferansta yaptığı konuşmada KKTC’nin Türk devletleri için bir cevher olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Türkü’nün iyi eğitimli, dünyayı takip eden bir toplum olduğunu kaydeden Tatar, “tüm bunları her türlü izolasyona, kısıtlamalara, haksızlıklara rağmen en iyi şekilde başarabilen insan kaynağına sahibiz” diye konuştu.

Tatar “Dijital alanda çağ atlayacak bir KKTC’de turizm daha hızlı gelişecek, yüksek öğrenim ve ARGE çalışmaları daha süratli gelişecek, tarımda yine Anavatandan gelen su ile gelişme sağlanacak” dedi.

Emlakta yaşanan gelişmelere Rum tarafının tahammül edemediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar sözlerini şöyle sürdürdü;

“Rum tarafının mal-mülk konusundaki saldırılarını hep birlikte püskürteceğiz çünkü yaptıkları büyük bir insan hakları ihlalidir. Hiçbir yetkisinin olmadığı KKTC’de, buranın anayasasına, yasasına ve düzenlemelerine göre masum insanların yaptıkları yatırımları bir suç olarak nitelendirip bu muameleyi yapanlarla tabi ki o masalarda, Birleşmiş Milletler’in huzurunda çatışıyoruz.”

Açılış konuşmalarının ardından Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Direktörü Prof Dr Güven Sak, “KKTC 2033, 50’inci yılda nasıl bir ekonomik yapı” konulu bir de sunum yaptı.

Devamını Oku

Trending

Reklam