Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İngiltere ile KKTC arasında doğrudan uçuşlar için İngiltere’de kampanya yürüten Muhafazakar Parti üyesi milletvekili Iain Duncan Smith’i kabul etti.
Iain Duncan Smith görüşme sonrası, Cumhurbaşkanlığından ayrılmadan önce basına yaptığı açıklamada, İngiltere’den KKTC’ye direkt uçuşlar için kampanyasını sürdüreceğini ifade etti. Kuzey Kıbrıs’a ilk kez ziyaret etmekten ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından kabul edilmekten dolayı duyduğu memnuniyetini dile getiren Smith, Ersin Tatar’ın öğrencilik döneminde, İngiltere’de seçim bölgesinin hemen yanında kaldığını da dile getirdi.
Smith “Buraya geliş nedenim, burada da geniş aileleri olan Kıbrıslı Türk İngiliz vatandaşlarının, gidiş gelişlerde, direk uçuş olmamasından dolayı zorluk yaşamaması adına başlattığım kampanyadır. İngiliz vatandaşlarının mümkün olan en kolay yolla ailelerine ulaşması insani açıdan çok önemlidir. Bu gelişiminin en önemli nedenidir.” dedi.
Kampanyanın partiler arası olduğunu, İngiltere’nin Dışişleri Bakanına konuyla ilgili gönderilen mektupta eski bakanların imzalarının da bulunduğuna işaret eden Smith, “Bu parti meselesi değildir, bir mantık ve insani mesele olarak görülmelidir” dedi.
“Konuları tek tek ele almak” gerektiğinin altını çizen Smith, İngiltere ve Kuzey Kıbrıs’ta ailesi olanların, doğrudan ulaşımı olmamasının geçerli bir nedeni olamayacağını ifade etti.
-Bir hareketlilik olması gerekiyor
Kampanyanın somut sonuçlar doğurmamasının nedeninin sorulması üzerine Smith, “Bu konunun pek çok tarafı var. Bunu benden daha iyi bildiğinizden eminim. Bu sorunun bir parçasıdır. Bu konuda bir hareketlilik olması gerekiyor çünkü talep çok büyük bir talep değildir. Çok makul bir taleptir” dedi. Smith, Kuzey Kıbrıs’a Ercan’dan geldiğini ve bunun zorluklarını bizzat gördüğünü kaydetti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise, Iain Duncan Smith’in eski bir dost, İngiltere’nin sözü geçen bir milletvekili olduğunu kaydetti ve Smith’i son seçimlerde tekrardan seçilmesinden dolayı tebrik etti.
Smith’in Kıbrıs Türk toplumuyla her zaman iyi ilişkiler içerisinde olan bir milletvekili olduğunu kaydeden Tatar, “Toplumlumuzun sorunlarına gösterdiğiniz ilgiyi çok değerli buluyoruz” dedi.
İngiltere’de çok başarılı iş insanlarının da bulunduğunu kaydeden Tatar, bu insanların hem Türkiye, hem İngiltere’de, hem de KKTC’de yatırımlarının bulunduğunu, bu nedenle direkt uçuş veya temasların başlamasının, hem ekonomi, hem de sosyal açıdan çok önemli olduğunu ifade etti.
Kıbrıslı Türklerin İngiltere ile çok güçlü bağları bulunduğunu belirten Tatar, KKTC’deki nüfus kadar Kıbrıslı Türkün İngiltere’de yaşadığına işaret ederek, bunun çok ciddi bir rakam olduğunu vurguladı.
Kıbrıslı Türklerin haksız çok muamelelere maruz kaldığını belirten Tatar, “Hepimiz de bu sorunun çözümünü istiyoruz. Bu sorunun çözümü adil, uygulanabilir ve sürdürülebilir olması gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıslı Türklerin, Türkiye’nin desteğiyle çözüm yönünde her zaman iyi niyetini sergilediğini, 2004’te referanduma sunulan çözüm planında ve 2017’de İsviçre’de yer alan zirvede bu iyi niyetin ortaya konduğunu kaydetti. Tatar, Kıbrıslı Rumların Annan Planı sonrasında tek yanlı AB’ye dahil edilmesinin, dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw tarafından “hayati bir hata” olarak değerlendirdiğini anımsattı. Tatar, “O zamandan sonra Kıbrıs sorunu daha da bir karmaşık hal aldı. Tanınmış Kıbrıs Cumhuriyeti yanında AB üyesi de oldular.” dedi.
Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesinin 50’nci yılının yaklaştığını da belirten Tatar, “50 yıl önce Türk ordusu Kıbrıs Türkü’nü korumak için geldi. Gelmeseydi tümümüz yok edilecektik ve burası bir Yunan adası olacaktı.” ifadelerini kullandı.
“Egemen eşitlik temelinde doğru çözümü bulmak adına elimizden geleni yapmayı gelecek nesillere borçluyuz. Bu süreçte, uluslararası toplum ve sizin gibi dostlardan, doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve sportif ambargoların kaldırılmasını istiyorum. 20 yıl öncesinde Annan Planı’nı sürecinde söz verildiği gibi. O dönem uluslararası toplum bize, ‘Annan Planı’na evet söylemeniz halinde, sonuç ne çıkarsa çıksın, ambargoların kaldırılması sağlanacaktır’ dedi. Maalesef bu söz tutulmadı. Biz hala ambargolar altındayız.”
Cumhuriyet Meclisi, İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi “Genel Kuruldan Bir Daha Görüşülmek Üzere Komiteye Geri Alınan Sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasa Tasarısını” görüştü.
Cumhuriyet Meclisi’nden verilen bilgiye göre, Komite bugün UBP Milletvekili Komite Başkanı Sunat Atun Başkanlığında toplandı.
Komite gündeminde yer alan “Genel Kuruldan Bir Daha Görüşülmek Üzere Komiteye Geri Alınan Sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasa Tasarısı (Y.T No: 80/2/2022)”nı ele alarak madde madde oylamaya başladı.
Komite bahse konu Yasa Tasarısı ile ilgili çalışmalarına bir sonraki toplantısında devam edecek.
Komite toplantısında Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de hazır bulunurken, davetli olarak, Sağlık Bakanlığı, TIP-İŞ, KTAMS, KAMUSEN ve Serbest Çalışan Hekimler Birliği’nden yetkililer ve Emekli Başhekim Dr. Bülent Dizdarlı toplantıya katılarak konuyla ilgili görüşlerini sundu.
UBP Milletvekili Sunat Atun başkanlığındaki İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi toplantısına, Komite Başkan Vekili CTP Milletvekili Filiz Besim, Komite üyesi UBP Milletvekilleri Ahmet Savaşan ve Fırtına Karanfil ile Komite üyesi CTP Milletvekili Devrim Barçın katıldı. Komite toplantısına ayrıca, UBP Milletvekili Yasemi Öztürk ve Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers da katıldı.
Gençlik Federasyonu liderliğinde 8 gençlik derneği ve 3 öğrenci örgütü tarafından ortaklaşa düzenlenen IV. Gençlik Kongresi, bugün Rüstem Kitabevi’nde yapılan basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı.
Gençlik Federasyonu’ndan yapılan açıklamaya göre, basın toplantısında IV. Gençlik Kongresi hakkında katılımcılara sunum yapan Gençlik Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Özbilgehan, Gençlik Kongresi’nin 23-24 Ağustos’ta yapılacağını açıkladı.
Özbilgehan, katılım kotasının ve yaş aralığının genişletildiğini, bu sayede daha kapsayıcı bir yapının hedeflendiğini belirtti. Özbilgehan ayrıca, 18-23 yaş arası gençlere ve kırsaldan gelen katılımcılara özel kontenjanlar ayrılacağını da ifade etti.
-Kongre’deki komite sayısı artırıldı, 80 gönüllü görev alıyor
Kongre hazırlık sürecinde 10 ayrı ekipte toplam 80 gönüllü gencin aktif görev üstlendiğini ifade eden Özbilgehan, bu yıl Kongre’deki komite sayısının da 8’den 10’a çıkarıldığını duyurdu.
Kongre katılımcısı gençlerin gençlik politikaları sürecine daha etkin biçimde katılmasını sağlamak amacıyla komitelerin “forum” yapısına geçeceğini açıklayan Özbilgehan, bu sayede Kongre sonrası tartışmaların daha yapısal bir çerçevede yürütüleceğini belirtti.
-“IV. Gençlik Kongresi ile gençlik politikalarında yeni bir dönem başlayacak”
Özbilgehan, forumlar aracılığıyla gençlik politikaları alanında hem fiziksel altyapının hem de savunuculuk faaliyetlerinin güçlendirileceğini vurgulayarak, IV. Gençlik Kongresi’nin gençlerin karar alma mekanizmalarına daha etkin katılım sağlayacağı yeni bir dönemin başlangıcını temsil ettiğini ifade etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Rum yönetiminin , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ekonomik gelişimini engelleme çabasına girdiğini kaydederek, yatırımcıyı tutuklamaya dönük tavırların, Cenevre’de yakalan uzlaşmacı tavra uygun olmadığına işaret etti.
“Bunu siyasi sebeplerle bozmaya çalışanlar bunun karşılığını uluslararası hukuk içinde görecek. Siyasi girişimlerden vazgeçmelerini bekliyoruz.” diyen Yılmaz, Taşınmaz Mal Komisyonunun çalışmalarını, en güçlü şekilde desteklemeye devam edeceklerini de vurguladı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, BRT Özel Yayını’nda Aziz Karaaziz’in sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yılmaz, TC-KKTC 2025 İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması, sürdürülen projeler ve Türkiye Cumhuriyeti – KKTC ilişkilerine değindi.
İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolünün bugüne kadarki en büyük ve en geniş kapsamlı işbirliği protokolü olduğunu ifade eden Cevdet Yılmaz, “bu sadece teknik bir anlaşma değil, bu KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ne kadar yakın olduğunu gösteriyor” dedi.
Yılmaz , “21 milyar Türk lirasına yakın bir işbirliği protokolünden bahsediyoruz. Yıllık ödenek anlamında kaynak anlamında gerçekten çok önemli bir rakam bu aslında. Sadece teknik bir anlaşma değil, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ne kadar yakın olduğunu, kader birliğin içinde olduğunu da gösteren bir belge aslında. Dolayısıyla bunu hayata geçirme zamanı artık uygulama zamanı.” şeklinde konuştu.
Cevdet Yılmaz , KKTC’ye her geldiklerinde sahadaki projeleri yerinde görmeye çalıştıklarının altını çizerek, Türkiye Cumhuriyeti olarak, Mali işbirliği programları ile maksimum düzeyde katkı sunduklarını kaydetti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde her yaşanan sıkıntıdan ders çıkarmak gerektiğini , sadece gündelik sorunları çözmenin ötesinde gelecekteki çıkabilecek sorunları da engelleyici işler yapmaya çaltıştıklarını kaydeden Cevdet Yılmaz; sağlık, eğitim, tarım ve gıda sektöründe yem desteklerinden, zarar tazminlerine, bazı altyapı tesislerine varıncaya kadar çalışma içinde olduklarını belirtti.
-“Sağlık sektörü farklı bir seviye kazanacak”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sağlık sektörünün kendileri için öncelik olacağını kaydeden Cevdet Yılmaz, “sağlık sektörü farklı bir seviye kazanacak” dedi.
Yılmaz, “sağlık alanında yeni dönemde çok önemli projeler hayata geçiriyoruz. Girne askeri hastanesini zaten bitirmiştik, biliyorsunuz şu anda yine ilaç ve tıbbi cihaz temini konusunda toplu alımlar gerçekleştirdik. Pamuklu sağlık merkezi, Güzelyurt hastanesi, Maraş sağlık merkezi gibi projelerde ihale ve yapım süreçlerini sürdürüyoruz fakat asıl yıldız projemiz, Lefkoşa yeni Devlet hastanesi yapım projesi . Çok güzel bir mimariyle, çok güzel bir mekanda gelişime açık bir bölgede bir hastane inşa edeceğiz. Onun da ihale süreçlerine başlamış durumdayız, yakın bir süreçte ihale süreçleri bitecek, 20 Temmuz’da inşallah temelinin atıldığını hep birlikte görmüş olacağız.” şeklinde konuştu.
-“Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını desteklemeye devam edeceğiz”
Cevdet Yılmaz konuşmasında Taşınmaz Mal Komisyonu’nun faaliyetlerini daha etkin yürütmesinin önemine de dikkati çekti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin aldığı karar ile Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit ettiğini i ifade eden Yılmaz, bugüne kadar komisyona 8 bin 178 başvuru yapıldığını ve 2 bin 041 tanesinin sonuçlandırıldığını kaydetti.
Yılmaz, “ TMK’ya başvurularda tazminatla sorun çözülebiliyor. Önümüzdeki dönemde inşallah bu yol ve yöntemleri etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak da bu mekanizmayı, en güçlü şekilde desteklemeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
-“Rum Yönetimi tutuklamalara devam ederse mutlaka karşılığını görecek”
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin mülkiyetle ilgili yaptığı tutuklamalara ilişkin soruyu da yanıtlayan Yılmaz, Rum yönetiminin , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ekonomisine zarar vermeye çalıştığını kaydederek, “Rum yönetimi tutuklamalara devam ederse mutlaka karşılığını görecekler” dedi.
Yılmaz , “Rum yönetimi, Kuzeydeki son yıllardaki atılımları gördüğü için bunları engelleme çabası içine girdiğini görüyoruz . Bunu tabii hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz ve bunun da son dönemlerde başlamış olan Cenevre’deki bu işbirliği ruhuna da aykırı düştüğüne inanıyoruz. Bu yaklaşım bu şekilde devam ederse mutlaka karşılığını görecektir, karşılığını görmemesi de mümkün değil. Biz şuna inanıyoruz; bu adanın kalkınmaya ihtiyacı var, refaha, yatırıma ihtiyacı var. Bunu siyasi sebeplerle bozmaya çalışanlar mutlaka bir şekilde şöyle veya böyle hukuk içinde, elbette uluslararası hukuk içinde karşılarını mutlaka göreceklerdir. Bir an önce bu yaklaşımlarından vazgeçmelerinin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisini hedef alan hukuki yönlerle yöntemlerle hedef alan bu siyasi girişimlerden vazgeçmelerini bekliyoruz.”şeklinde konuştu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın iki devletli çözüm perspektifini yüzde yüz desteklediğini de ifade ederek, “Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar çok güçlü bir vizyon koydu. Türkiye Cumhuriyeti olarak yüzde yüz bu perspektife destek sunuyoruz. Çünkü bu perspektif sadece Kıbrıs Türkü’ne değil, tüm adaya fayda getirecek” değerlendirmesinde bulundu.
Bölgedeki yaşanan çatışmalara da değinen Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, çatışmaların tüm bölgeye zarar verdiğini ifade ederek, Türkiye Cumhuriyeti’nin sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine inandığını söyledi.
“Kimsenin merhametine güvenebileceğimiz bir dönemde değiliz” ifadelerini de kullanan Yılmaz “Gücümüzü koruyarak, diplomasiyi yürütmek zorundayız. Bu dönemler milli birliğimizi, beraberliğimizi çok daha güçlü bir hale getirmek zorundayız. İnanıyoruz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti iç cephesini bu dönemde daha da güçlendirecektir. Mücahitler ve Mehmetçikler canlarını feda ederek bize bu huzur ortamı miras bıraktılar. Onları rahmetle anıyoruz. Bu emanete de hep birlikte çok güçlü bir şekilde sahip çıkmamız lazım. Bunun gayreti içindeyiz. Doğru bildiğimiz yolda yolumuza devam edeceğiz” dedi.