Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Töre’ye, İstanbul’da “Mutlu Barış Harekâtı’nın 50. Yılı Onur Ödülü“ takdim edildi

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre’ye Anadolu Birleştirici ve Sanayici İş Dünyası Derneği (ASİAD) tarafından “Mutlu Barış Harekâtı’nın 50. Yılı Onur Ödülü“ takdim edildi.

İstanbul Çavuşbaşı Kasrı Beykoz’da gerçekleştirilen ödül törenine seçkin bir davetli topluluğu katıldı.

Meclis Basın Bürosu’nun açıklamasına göre gecede ayrıca ’Sosyal Sorumluluk ve Otizm Farkındalığı’’ temalı ödüller de sahiplerini buldu.

Törende konuşan Meclis Başkanı Zorlu Töre, Kıbrıs’ta Barış Harekatı’na kadar gelen tarihsel süreci anlatarak, uzun pazarlıkların ardından Kıbrıs’a ilk olarak Türk Kuvvetleri Alayı’nın geldiğini bunun da kendilerinde moral motivasyonu artırdığını söyledi.

Kıbrıslı Rumların adada hiçbir zaman huzur vermediğini belirten Başkan Töre, Rumların Kanlı Noel saldırılarını anımsatarak 1974’e kadar birçok Türk’ün katledildiğini ve halen bulunamayan kayıpları olduğunu ifade etti.

Töre, hiç kimsenin Türk dünyasını aldatmaya kalkmaması gerektiğini vurgulayarak, egemenlikten ve istiklalden asla vazgeçmeyeceklerini, emperyalist ve sömürgecilere aldanmayacaklarını ve Türk dünyasının da aldanmamasını istedi.

“Kıbrıs’ta barış olsun diye egemenliğimizden ve topraklarımızdan mı vazgeçeceğiz?” diyen Töre, KKTC’den asla vazgeçilmeyeceğini, milli devlete sahip çıkarak yola devam edileceğini, emanetlere asla leke sürülmeyeceğini bir kez daha yineledi.

Emperyalist güçlerin Kıbrıs’tan Türk askerinin çekilmesi ve Doğu Akdeniz’de Türk tarafının sismik araştırma yapmaması yönünde çağrıları olduğunu dile getiren Töre, Anavatan ile gönül birliği içerisinde adadaki hak ve menfaatlerin daima korunacağını kaydetti.

İsrail’de yaşanan katliama da değinen Töre, İsrail’in Gazze’deki sivillere yönelik saldırılarını “devlet terörü” olarak nitelendirerek, uluslararası toplumun bir yolunu bulup İsrail’in işlediği vahşetleri durdurmasını istedi.

Başkan Töre konuşmasına şöyle devam etti:

“Sivil insanları katlediyorlar. Çocukları, hamile kadınları katlediyorlar ve hastaneleri vuruyorlar, binaları yıkıyorlar. Hastanelerin içinde ölüm kusuyorlar. İsrail, bugün resmen savaş suçu işliyor. Nerede insan hakları mahkemeleri? Nerede BM? Nerede AB? Uluslararası kuruluşlar nerede? Hepsi İsrail’in barbarlık ötesi vahşetini izliyor.”

Töre, İsrail’in Gazze’de yaptığı vahşet sonrasındaki tutumlarından dolayı BM Güvenlik Konseyi’nin inandırıcılığını yitirdiğini ifade ederek, artık Filistin konusunda çözümü, BM Güvenlik Konseyi ve AB dışında aramak gerektiğini kaydetti.

Bu çağrıları yapan kesimlerin Gazze’de işlenen cinayete, seyirci kaldığını kaydeden Töre, Kıbrıs Türkü’nün tarihte maruz kaldığı saldırılar karşısında da uluslararası camianın etkisiz ve sessiz kaldığını anımsattı.

Tek güvencelerinin Anavatan Türkiye ve Türk ordusu olduğuna dikkat çeken Töre, Kıbrıs davasının sadece Kıbrıslı Türklerin değil bütün Türk dünyasının davası olduğunu ve herkesin sahip çıkması gerektiğin söyledi.

Töre, “Ecdadımıza, milli ve manevi değerlere sahip çıkmak zorundayız. Eğer bunları yaparsak bizi hiçbir zaman aldatamayacaklar” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı ve Demokrat Parti Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, BRT’de yayınlanan Manşet+ programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Demokrat Parti Kurultayı’nın adeta bir seçim havasında geçtiğini belirten Bakan Ataoğlu, katkı koyan herkese teşekkür ederek, partinin 1992’de Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın önderliğinde Dokuzlar Hareketi’nin devamı olarak kurulduğunu anımsattı.

“Demokrat Parti geçmişten bugüne gücünü gösterdi”

Demokrat Parti’nin kuruluşundan bu yana her seçim öncesinde çeşitli dedikodularla yıpratılmaya çalışıldığını söyleyen Bakan Ataoğlu, “Tüm bunlara rağmen Demokrat Parti, bir kez daha dimdik ayakta olduğunu göstermiştir. Demokrat Parti geçmişten bugüne nasıl geldiğini herkese kanıtladı” dedi.

‘’Öncelik ekonomi ve ülke sorunlarının çözümü’’

Partisinin her koşulda seçime hazır olduğunu vurgulayan Bakan Ataoğlu, önceliğin ülke sorunlarının çözümü ve ekonomik çarkların dönmesi olduğunun altını çizdi. Erken seçim tartışmalarına da değinen Ataoğlu, genel seçimlerin ancak bütçenin geçirilmesinin ardından yapılması gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandıklarını dile getiren Demokrat Parti Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, “Destekleme kararı aldığımız aday için sahadayız. Çalışmalarımız bizi 19 Ekim’e odakladı. Bu sürecin ardından erken genel seçim gündeme gelmelidir” ifadelerini kullandı.

2026 Aralık’ta yapılacak yerel seçimlere dikkat çeken Bakan Ataoğlu, iki seçimin peş peşe gelmemesi için genel seçimlerin daha önceye alınmasının gerekli olduğunu söyledi. Erken seçimin, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından, bütçenin hayata geçirilmesiyle birlikte, ekonomiyi sarsmayacak bir tarihte yapılması gerektiğini belirtti.

“Meclis, halka dokunan yasalar için çalışacak”

Meclis gündemine ilişkin de mesaj veren Bakan Ataoğlu, hükümet ve muhalefetin uzlaşıyla insanlara dokunan yasaları geçirmek için çalışacağını ifade etti. Ayrıca, genel seçimde ülke geneli karma oy yerine “6 bölgeli sistem” önerilerini gündeme getireceklerini açıkladı.

‘’Turizmde teşvik ve büyüme hedefi’’

Turizm ve çevre alanındaki çalışmalara da değinen Bakan Ataoğlu, bakanlığa bağlı dairelerin başarılı projeler yürüttüğünü söyledi. Uçak seferlerinde yaşanan azalmaya karşı 1 Mayıs’tan itibaren teşvik uygulamasına geçtiklerini hatırlatan Bakan Ataoğlu, önümüzdeki yaz turizmde ciddi bir artış beklendiğini dile getirdi.

“Turizm ekonominin lokomotifi”

Turizmin, bütçe açığını kapatan ve ekonomiyi ayakta tutan lokomotif sektör olduğunu vurgulayan Bakan Ataoğlu, “Turizmde çalışmak isteyen herkese uygun iş imkânı vardır. Üretici de kaliteli ürün sunduğu sürece, bu sektör her ürünü almaya hazırdır” diyerek sektöre sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), “Bekirpaşa Lisesi ve Atatürk Meslek Lisesi’nde iki öğrenci başörtüsü ile okula gönderildiği” gerekçesiyle bu okullarda öğretmenlerin eylemde olduğunu belirtti.

KTOEÖS’ten yapılan açıklamada, gerekirse grev hakkı da kullanılacağı ve var olduğu ileri sürülen “dayatmalara” karşı direnişin süreceği kaydedildi.

Anayasa ve yasalara bağlı, nitelikli, bilimsel ve laik eğitim için mücadeleye devam edileceği ifade edilen açıklamada, tüm toplum öğretmenin mücadelesine destek vermeye, kamusal eğitime, geleceğe ve çocuklara sahip çıkmaya davet edildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

TAM Parti Kurucu Başkanı Serdar Denktaş, katıldığı bir canlı yayında, cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’a desteğinin “federasyoncu oldu” şeklinde yorumlanmasını eleştirerek, bu propagandanın bir rezalet ve cahilce bir yaklaşım olduğunu söyledi. Denktaş, “Serdar Denktaş federasyoncu oldu diyorlar. Bu propaganda rezalettir. Bu cehalet bizi bir adım ileriye götürmez. Tufan Erhürman, beş cumhurbaşkanı adayı arasından baktığımda bu makamda bizi en iyi temsil edebilecek dediğim kişidir bireysel olarak. Ben ne CTP’liyim, ne de CTP’nin özellikle Kıbrıs sorunu konusundaki tezine uyum sağlarım. Tam aksine diğer taraftaki siyasete daha yakın olmama rağmen, o siyasete giden yolun ve şoförün yanlış olduğunu düşünüyorum” dedi.

“ERHÜRMAN TÜRKİYE İLE ÇALIŞAMAYACAK BİRİSİ DEĞİL”

“Tufan Erhürman seçilirse kaos olur, çünkü Türkiye ile ilişkileri yürütemez” şeklindeki açıklamalara tepki gösteren Denktaş, “Ne münasebet, böyle bir açıklama olmamalı. Burada bir iradeyle, birisi cumhurbaşkanı seçiliyorsa Türkiye’de bu iradeye saygı duyar. Seçilen kişiye değil, iradeye saygı duyar. Burada seçilen kişi de Türkiye’deki iradeyle birlikte çalışır. Tufan Erhürman da çalışamayacak birisi değil” diye konuştu. Bu tarz bir algının Türkiye karşıtlığı doğuracağını belirten Denktaş, “Devlet dediğin şey bir sistemdir. Türkiye 85 milyonuyla bir bütün olarak Anadolu’dur bizim için. Kıbrıs sorunu Denktaş döneminde partiler üstü bir sorundu. Herkes böyle yaklaşırdı konuya. Umarım o noktaya gelir yeniden. Bizim orada seçilen iradeye elbette saygımız vardır. Orada seçilen iradeyle o karşılıklı istişare, saygı ve sevgiyle tarihsel ve kültürel bağlarımızı daha da güçlendirmenin yollarını bulmalıyız. Şu anda yaşanan durum ise tam tersidir. Şu andaki mevcut durum Türkiye karşıtlığına sürüklüyor insanımızı” dedi. “Ben ne Türkiye’ye vilayet, ne de Rum’a yama olmak isterim.” sözlerini yineleyen Denktaş, “Çünkü ben bu devlete gönülden inanan bir kişiyim. Keşke memleket iyi yönetilseydi de ben de bugün yeniden bu sorumluluğa soyunmasaydım. Çocuklarımın büyüdüğünü görmedim. Toruncuklarımın büyüdüğünü görmek isterdim ama ne yazık ki iyi veya kötü yönetim değil, yönetim yok ülkede” diye konuştu.

 


Devamını Oku

Trending

Reklam