Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar İngiliz Parlamentosu’nda düzenlenen resepsiyona katıldı: “Kıbrıs’ta çözüme yönelik yeni vizyonumla, uluslararası toplumdan Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız izolasyonuna son verilmesine yardımcı olmalarını istiyorum”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İngiliz Parlamentosu’nda düzenlenen resepsiyona katıldı.

Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, “Kıbrıs Sorununun 60 Yılı” başlıklı resepsiyon, Lordlar Kamarası üyesi, Holbeach Lordu Taylor ve Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet Kampanyası tarafından Parlamento Binası’ndaki The Pavilion’da yapıldı. Resepsiyona, parlamenterler, büyükelçiler, düşünce kuruluşu temsilcileri, Birleşik Krallık basın mensupları, iş dünyası ve sivil toplum temsilcileri katıldı.

Cumhurbaşkanı Tatar, burada yaptığı konuşmada, Kıbrıslı Türklerin Cumhurbaşkanı olarak halkın gelişimini olumsuz etkileyen izolasyon ve kısıtlamaların kaldırılmasını talep ettiğini kaydederek, izolasyonun bu çağda yerinin olmadığını çünkü Kıbrıs Türk halkının kapsamlı bir çözüm bulunması için tüm müzakere süreçlerinde yoğun çabalar ortaya koyduğunu belirtti.

Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs sorununa adil, pratik ve sürdürülebilir olacak müzakere edilmiş bir çözüm bulunmasını istediğini vurgulayan Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kıbrıs’ta iki devlet arasında istikrar ve iş birliği istiyoruz. Kıbrıs’ta son 60 yıldır fiilen iki devlet bulunmaktadır ve ileriye dönük doğru yol, Kıbrıs’a sadece 60 km mesafede bulunan Türkiye üzerinden taşınması mümkün olan doğal kaynaklar konusunda iş birliği yapmaktır.”

– “Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında bir köprü olabilecek ve geleceğe yönelik güveni arttıracak çok daha uygulanabilir bir proje öneriyoruz”

Cumhurbaşkanı Tatar, birkaç gün önce Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile bir görüşme gerçekleştirdiğini belirterek şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile enterkonnekte konusunda önemli görüşmeler yaptık. Kıbrıs’ın hem kuzeyini hem de güneyini, zaten AB’ye bağlı olan Türkiye üzerinden birbirine bağlayabileceğimiz, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında bir köprü olabilecek ve geleceğe yönelik güveni arttıracak çok daha uygulanabilir bir proje öneriyoruz. Kıbrıs’ta ilerlemenin yolu iki devletin enerji, su, mayın temizleme ve düzensiz göç gibi Ada’nın karşı karşıya olduğu güçlüklerin ele alınması gibi farklı alanlarda iş birliği yapmasından geçmektedir. Sizlere burada, Parlamenterler Meclisinde hitap ederken, uluslararası topluma Kıbrıs Rum tarafını Kıbrıslı Türklerle iş birliği yapmaya teşvik etmeleri çağrısında bulunuyorum, zira KKTC‘nin statüsünün güçlendirilmesi anlamına geleceği bahanesiyle bizimle iş birliği yapmayı reddediyorlar. Ancak, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki kurucu ortağından biri olduğu, self-determinasyon hakkına sahip olduğu, tarihi ve kültürü nedeniyle ve Ada’nın Türkiye’ye coğrafi yakınlığı nedeniyle Kıbrıs meselesinin bir tarafı olduğumuz gerçeğini kimse inkâr edemez. Ada’ya sadece 40 mil uzaklıkta bulunan ve Ada’nın refahı için bize büyük bir fırsat sunan Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının rızası olmadan hiç kimse Kıbrıs sorununa çözüm bulamayacaktır.”

– “Adil, gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüm bulmak gelecek nesillere borcumuzdur”

Türkiye’nin bugün 80 km’lik deniz altı boru hattıyla KKTC‘ye yılda 75 milyon m3 tatlı su taşıdığına değinen Tatar, küresel ısınma ve yağışların azalması nedeniyle su kaynakları çok azalan ve kuraklığın pençesindeki ülkeye Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde Türkiye’den su taşındığına işaret etti.

“Bu su, Kıbrıs Adası için çok kıymetlidir. Turizm, tarım ve diğer sektörlerimiz için çok önemli. Dolayısıyla biz diyoruz ki bunu Kıbrıslı Rumlarla paylaşabiliriz.” diyen Tatar, eğer adil, pratik ve sürdürülebilir bir çözüm bulunabilirse, Türkiye limanlarını Kıbrıs Rum gemi ve deniz araçlarına ve diğer tesislere açacağını, Türkiye’nin hava sahasının Larnaka’ya doğrudan uçuşların yapılabilmesi için açılacağını belirtti.

Tatar, Kıbrıslı Rumların böylece çok daha fazla refaha ulaşabileceğini söyleyerek, “Bu da gelecek nesillere çok daha fazla refah, barış ve iş birliği sunmamızı sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.

İngiliz halkının bu vizyonu destekleyeceğine inanç belirten Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Kıbrıs’ta iki egemen İngiliz üssü bulunmaktadır. Ortak bir tarihimiz ve kültürümüz var, İngilizlerin adalet ve herkes için eşitlik değerlerini paylaşıyoruz. Birleşik Krallık’ta yaşayan en az 350 bin Kıbrıslı Türk var. Bu kişiler ülkede hayatın farklı alanlarında başarı elde ettiler ve anavatanları KKTC ile de güçlü bağları vardır. Uzun süredir sürüncemede olan Kıbrıs sorununa adil, gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüm bulmak gelecek nesillere borcumuzdur.”

– “Kıbrıs Türk halkı yarım asrı aşkın bir süredir çözüme ulaşmak için her zaman çetin çabalar ortaya koydu”

BM Genel Sekreteri’nin Maria Angela Holguin Cuellar’ı yeni bir süreç başlatmak üzere iki taraf arasında ortak bir zemin olup olmadığını araştırmak üzere Özel Temsilcisi olarak atadığını hatırlatan Tatar, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüyle ilgili olarak kendilerini tatmin edecek hususları kendisine ilettiklerini ifade etti.

“İki devletli çözüm için yeni bir vizyonumuz var. İki devletli çözüme giden yolda, egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün kritik önemde olduğunu ve teyit edilmesi ve kabul edilmesi gerektiğini belirttik. Bunlar tarihten gelen ve Kıbrıs ortaklık Cumhuriyetini kuran 1960 Anlaşmaları’nda yer alan doğal haklarımızdır. Kıbrıslı Türkler eşit doğal haklara sahip Cumhuriyet’in kurucu ortaklarıdır.” şeklinde konuşan Tatar, teyit olmadan resmi müzakerelere başlanamayacağının altını çizdi.

Kıbrıs adasının tarihine de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının yarım asrı aşkın bir süredir çözüme ulaşmak için her zaman çetin çabalar ortaya koyduğunu belirtti.

– “Nerede benim halkıma adalet ve eşit muamele?”

Cumhurbaşkanı Tatar, sürece ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Uzun yıllar süren müzakerelerin ardından Nisan 2004’te Annan Planı olarak bilinen BM Kapsamlı Çözüm Planı adanın her iki tarafında ayrı ayrı eş zamanlı referanduma sunuldu. Kıbrıs Rum Tarafı planı ezici bir çoğunlukla yüzde 76 oranında reddetmiştir. Kıbrıs Türk Halkı ise planı yüzde 65 oranında kabul etti. Bir hafta sonra Kıbrıslı Rumlar AB’ye üye olarak kabul edilirken, Kıbrıslı Türkler bu denklemin dışında tutuldu.

Uluslararası toplum tarafından izolasyonumuzun sona erdirilmesi, yani ülkemle doğrudan uçuşların ve doğrudan ticaretin engellenmesi konusunda verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Sporcularımız bile önde gelen önemli uluslararası spor turnuvalarına katılamıyor. Buse Savaşkan isimli bir Kıbrıslı Türk atlet, Türkiye milli takımında yer alarak Paris Olimpiyatlarına katılabildi. Futbol kulüplerimiz ceza alacakları için başka ülkelerin kulüpleriyle uluslararası dostluk maçları bile yapamıyor.

Nerede benim halkıma adalet ve eşit muamele? Uluslararası topluma ve garantör güçlerden biri olan İngiltere’ye bu politikaları gözden geçirmeleri ve izolasyonumuza son vermeleri için çağrıda bulunuyoruz. Bu ele alınması gereken bir insan hakları meselesidir.”

Tatar, Annan Planı döneminde görev yapan İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un bugün Kıbrıs’ta iki devletli bir çözümü desteklediğini ve çözümden önce Kıbrıs Rum tarafının AB üyesi olmasının hata olduğunu söylediğini vurguladı.

– Holbeach’li Lord Taylor

Cumhurbaşkanı Tatar, Lordlar Kamarası üyesi, Holbeach Lordu Taylor, parlamenterlere, büyükelçilere, düşünce kuruluşu temsilcilerine ve tüm seçkin konuklara etkinliğe katıldıkları için teşekkür etti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Lordlar Kamarası üyesi, Holbeach Lordu Taylor ise Cumhurbaşkanı Tatar‘a şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı Tatar, kendisine göre iki devletli çözümün tek yol olduğunu açıkça ifade etti. Bizim çıkarlarımızın da Kuzey Kıbrıs devletini inşa etmekte yattığını görebiliyorum. Onun gibi zeki bir adamın bu ülke için bir övünç kaynağı olduğunu ve Kıbrıs Türk halkı için çabaladığını söyleyebilirim. Birçok yönden onların Anavatanını temsil ediyor ve kendisini burada ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum.”

Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet kampanyası eş başkanları Çetin Ramadan ve Rikki Williams da resepsiyonda, kampanyanın hedefleri ve projeleri hakkında bilgi verdi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Erhürman BRT’de katıldığı programda değerlendirmelerde bulundu: “Bu ülkeyi yönetmeye talibiz”

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman, BRT’de yayınlanan Manşet+ programına katılarak erken seçim çağrılarına ve ülkenin genel durumuna dair değerlendirmelerde bulundu.

Erhürman, Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın erken seçim çağrısına dikkat çekerek, “Bu ülkede çok koalisyon hükümeti gördük. Ama ilk kez bir koalisyon ortağı, açıkça erken seçim talep ediyor” dedi.

Erhürman, YDP Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın 2025’e yeni bir hükümetle girilmesi gerektiğini söylediğini, ancak UBP’den hiçbir tepki gelmediğini belirterek, Meclis’te yaşananların, hükümetin kendi içindeki krizin bir fotoğrafı olduğunu öne sürdü.

CTP’nin erken seçim talebi ve ivedilik taleplerinin net olduğunu vurgulayan Erhürman, “Bu ülkeyi yönetmeye talibiz. CTP, tek başına iktidar hedefiyle yoldadır ve bu ülkeyi yöneteceği kesindir” diye konuştu.

Ülke ekonomisindeki sıkıntılara da değinen Erhürman, özellikle inşaat, turizm ve yükseköğretim sektörlerinde gerileme yaşandığını belirtti ve mevcut hükümetin sorunları çözmekten uzak olduğunu iddia etti.

Erhürman “29 milletvekili desteği olduğunu iddia eden bir yapı var. Ülkeyi yönetemeyen bir yapı var. Uzatmalara oynuyorlar ama bu uzatmalar halkın zamanını çalmaktan başka bir işe yaramıyor. 2025 bütçesi bu şekilde sürdürülemez. Nüfus sayımı ve nüfus politikası konusunda da 3 yıldır adım atmayan bu “hükümet”, artık ülkenin yakasından düşmelidir.” diye konuştu.

Kıbrıs konusuna da değinen Erhürman, çok taraflı görüşmelerin olumlu bir adım olduğunu ancak Kıbrıs Türk halkının özne olma kapasitesini kaybetmekte olduğunu ifade etti.

CTP olarak masaya oturmaya hazır olduklarını ancak bu kez statükoya dönüş olmayacağını söyleyen Erhürman, “Siyasi eşitliği önceden kabul edeceksiniz, takvimli oturacağız ve senelerce sürünmeyeceğiz. Yine karşı tarafın ayak sürümesiyle masa devrilirse, bu statükoya dönüşü kabul etmiyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

DAÜ Bankacılık ve Finans Bölümü öğrencileri CFA Araştırma Yarışması’na katıldı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Bankacılık ve Finans Bölümü öğrencileri, CFA Araştırma Yarışması’nda DAÜ’yü temsil etti.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, CFA Society İstanbul tarafından İstanbul’da düzenlenen ve küresel bir yarışma olan CFA Araştırma Yarışması’na, bu yıl KKTC, Azerbaycan ve Gürcistan’dan 25 üniversiteden toplam 158 öğrenci katıldı.

DAÜ’den yarışmaya katılan öğrenciler arasında Bankacılık ve Finans Bölümü 3. ve 4. sınıf öğrencilerinden Lilian Mansour, Pania Amini, Otabek Sadykov, Evelina Syrovaia, Persis Koukap Nawomi, Ahmed Firas Ali, Mohamed Ettoubaji, Daniel Bassey Etop ve Thandolwethu Ncongwane yer alıyor.

Toplam 34 takımın yer aldığı söz konusu yarışmaya KKTC’den katılan tek üniversite olan DAÜ, yarışmada 2 takım olarak yer aldı.

DAÜ Bankacılık ve Finans Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nigar Taşpınar yarışmanın öğrencilerin analitik düşünme yeteneklerini, finansal bilgi birikimlerini ve ekip çalışması becerilerini geliştirme fırsatı sunduğunu belirtti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Milletvekili Hasan Tosunoğlu, DP’den istifa etti

Published

on

By

Demokrat Parti (DP) milletvekili Hasan Tosunoğlu, partisinden istifa ettiğini duyurdu.

Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan ve istifasını TAK muhabirine de doğrulayan Hasan Tosunoğlu, DP yönetimini “partinin tarihine, geleneğine ve misyonuna uygun düşmeyen tavırları” dolayısıyla eleştirdi.

“DP’yi Kıbrıs Türk siyasetinin çok önemli ve müstesna bir kitle partisi değilmiş de tek bir kişinin, başına buyruk biçimde idare edebileceği bir kulüpmüş gibi algılanması, DP’nin toplumsal karşılığını her geçen gün biraz daha aşındırdı. Geçmişin kriz çözen, çözüm üreten, dinamik ve yapıcı partisi gitti yerine sessiz, siyasetsiz ve tavırsız başka bir parti geldi. Rahatsızlığımı her ortamda dile getirdim. Maalesef değişen hiçbir şey olmadı.” diyen Tosunoğlu, DP’de bulunduğu uzun yıllar boyunca bakanlık dahil kişisel hiçbir talebi olmadığını da ekledi.

Bir milletvekili olarak halka maksimum hizmeti sunmaya odaklandığını belirten Tosunoğlu, mevcut anlayışın bunun için uygun ortamı sağlamadığını kaydetti, “Meclis’te pasif kalması ve sadece el kaldırıp indirmesi beklenen, düşüncelerine kulak verilmeyen ve sadece bir rakamdan ibaret görülen bir milletvekili olmak benim tahammül edebileceğim bir şey değildir.” ifadelerini kullandı.

Uzun süredir mücadele ettiği zihniyetin değişmesini sağlayamadığını ve gelinen aşamada seçeneği kalmadığını kaydeden Tosunoğlu, açıklamasına şöyle devam etti:

“DP’li kardeşlerimin de hislerine tercüman olarak partiden ayrılmaya karar verdim. Bundan böyle bağımsız bir milletvekili olarak çok daha özgür bir şekilde hizmet sunabilmek amacıyla Meclis Başkanlığı’na partiden istifa dilekçemi sundum.

Kalbim gerçek partililerimizle birlikte atmaya devam edecektir. Onlarla birlikte olmaya ve omuz omuza mücadele vermeye devam edeceğiz. Yurttaşlarımıza hizmet sunma konusunda elimden gelen tüm gayreti bundan sonrada göstereceğim.

Halkına karşı sorumlu, kararlarını kendi hür iradesiyle alabilen bağımsız bir milletvekili olarak Meclis çalışmalarına yapıcı katkılar sunmaya çalışacağım. Bu çerçevede hükümetin ülke yararına olacak adımlarına destek vereceğim.

Her şeyden önce halkın sözüne kulak veren ve halkın sözünü Meclis’e taşıyan bir milletvekili olma ilkesinden hiç ayrılmayacağımın bilinmesini isterim.”

Devamını Oku

Trending

Reklam