Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Karakaya:Olası kast kararı çıkmazsa, ‘adalet çöktü, kaybetti’ diyeceğiz

Published

on

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, “İsias davasında olası kast kararı çıkmazsa ‘adalet çöktü, adalet kaybetti, adalet yenildi’ diyeceğiz” dedi.

“Bizim hayatlarımızı karanlığa gömdüler. Ancak adalet olası kastla gelirse aydınlığı bir nebze olsun göreceğimize inanıyoruz” şeklinde konuşan Karakaya, Adıyaman’a her gidişlerinde duydukları endişe, hissettikleri öfke ve üzüntüyü yeniden yaşadıklarını dile getirdi.

“Saniyeler içinde yıkılan ve çocuklarımıza mezar olan İsias’ta her şey ortada… Asansör gerçeği ortada, binanın taşıma sistemiyle oynandığı ortada, onaylı proje yok. Ruhsatlarda sahtecilik yaptılar” diyen Karakaya, asla yılmayacaklarını, davada beklenilen karar çıkmazsa, mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.

İsias davasının dördüncü duruşması 22 Ekim Salı günü Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülecek.

Her davada olduğu gibi Şampiyon Meleklerin aileleri, siyasilerden ve gazetecilerden oluşan yaklaşık 100 kişilik heyet, duruşmayı izlemek için Adıyaman’a gidecek. Heyet, yarın Gaziantep üzerinden Adıyaman’a hareket edecek.

-“3-4 duruşma sonra kararı bekliyoruz”

Duruşma öncesi TAK muhabirine konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, davada artık sona yaklaşıldığını, kararın 3-4 duruşma sonrasında çıkmasını beklediklerini kaydetti.

Yeni bilirkişi raporunun henüz hazır olmadığını ve bu duruşmaya büyük ihtimal yetişmeyeceğini ifade eden Karakaya, 22 Ekim’deki duruşmaya yine büyük bir ekip, kafileyle gidileceğini aktardı.

Avukatlar tarafından bu duruşmada çok bir şey olmayacağının söylendiğini, 15-20 gün sonra yeni bir duruşma tarihi verileceğini düşündüklerini belirten Karakaya, bir sonraki duruşmanın bilirkişi raporuyla olacağı beklentisinde olduklarını kaydetti.

Karakaya süreç hakkında bilgi vererek, 12 Haziran’da yapılan duruşmada mahkemenin yeni bir bilirkişi raporu istediğini anımsatarak, yeni raporun 9 Eylül Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi profesörlerinden oluşan bir ekiple hazırlanacağını anımsattı.

Bilirkişi raporunun henüz hazır olmadığını ifade eden Karakaya, bilirkişi heyetinin 4 Eylül’de İsias Otel’de bir keşif yaptığını, kendisinin de, raporlarının hazırlanmasında görev alan hocalar ve avukatlarıyla 3 gün boyunca keşfin başında olduklarını anlattı.

-“Üç gün boyunca keşfin başındaydık”

Karakaya şöyle konuştu:

“Üç gün boyunca keşfin başındaydık. Normalde bir gün diye gittik, üç gün sürdü. Üç gün boyunca İsias’ın temeline inerek temelden karot ve demir örnekleri aldılar.

Bu bizi hem endişelendirir, hem endişelendirmez. Sonuçta bunu yapanlar bilim adamıdırlar. Biliyoruz ki alınanlar sadece temeldeki örnektir. Profesörlerin Karadeniz Teknik Üniversitesi (KATÜ) raporundaki gerçekleri ve bizim İMO raporumuzdakileri göz aradı edemeyeceklerini düşünüyoruz. Ortada bir KATÜ, bir İMO raporu var. Demir ve beton yönündeki gerçekler ortadadır. Temelden alınan örnekler ne olursa olsun…”

-“Biz tüm aileler, artık tüm gerçeklerin bilirkişi raporunda tüm detayına kadar yazılmasını istiyoruz”

“Biz tüm aileler, artık tüm gerçeklerin bu raporda tüm detayına kadar yazılmasını istiyoruz” diyen Karakaya, “Bilirkişi heyetinin elinde iki tane mahkemenin aldığı, beş tane bizim sunduğumuz rapor var. Özellikle bizim aldığımız beş raporun hemen hemen hepsi aynı.” şeklinde konuştu.

Sonuçları değerlendirirken bütün bunların göz önünde bulundurulmasını mahkeme heyetinin bilirkişilerden rica ettiğini anımsatan Karakaya, artık tam anlamıyla dolu dolu gerçekleri yansıtan bir bilirkişi raporunun dosyaya yükleneceğini düşündüklerini ifade etti.

-“Dokuz kat boyunca döşemeyi keserek asansör yatağı için yer açtılar…”

Karakaya sözlerini söyle sürdürdü:

“Biz İsias raporunda artık asansör gerçeğinin yer almasını bekliyoruz. Kaçak kat gerçeğinin tüm ayrıntılarıyla olmasını bekliyoruz. Bu adamlar belki kolon kesmemiş olabilirler ama daha da beteri var. Projede olmayan ikinci bir asansörü koydular. Dokuz kat boyunca döşemeyi keserek asansör yatağı için yer açtılar. Tamamıyla binanın taşıma sistemiyle oynadılar. Bunu yaparken ellerinde onaylı bir proje yok.

Ruhsatlarında sahtecilik yaptılar. Tadilat dediler apartman olan binayı otele çevirdiler, onun için saniyeler içinde yıkıldı ve çocuklarımıza mezar oldu.”

“Biz bu gerçeklerin bu raporda artık olmasını istiyoruz.” şeklinde konuşan Karakaya, bunun ciddi bir dille yazılmasını beklediklerini, ortada kaçak kat gerçeği olduğunu, mahkeme heyetinin bunu gördüğüne inandıklarını söyledi.

Karakaya, mahkemeye her şeyin sunulduğunu, yapı ruhsatının kaç kat için alındığı, orada bir kaçak kat olduğu ve o kaçak katın söylendiği gibi sadece pergolayla önde kesilen yer olmadığını, burasının Ahmet Bozkurt’un ofis olarak kullandığı yer olduğunun resimlerle de ortada olduğunu vurguladı.

“Her şey ortada.” diyen Ruşen Yücesoylu Karakaya, davada artık sona yaklaşıldığını, avukatlarının kendilerini bu yönde uyardığını, kararın en fazla 3-4 duruşma sonra çıkacağını düşündüklerini kaydetti.

-“Diken üstünde kamu görevlilerinin iddianamesinin yazılmasını bekliyoruz”

Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz diken üstünde kamu görevlilerinin iddianamesinin yazılmasını bekliyoruz. Kamu görevlileri iddianamesi yazıldıktan sonra büyük ihtimalle davalar birleştirilecek ve mahkeme heyeti, karara doğru gidecek. Biz zaten davaların birleşmesini istiyoruz. Kimin ne yaptığı, bütün sahtekarlıklar ortaya çıksın.”

Kamu görevlileri için de topun Adıyaman Savcılığı’nda olduğunu kaydeden Karakaya, savcılıktan iddianamenin yazılmasını beklediklerini söyledi.

Karakaya şöyle devam etti:

“Neden bu kadar zaman aldığını kavrayamıyorum. 8 kamu görevlisi var. Bunlardan 6 tanesi kamu görevlisi, 2’si daimi işçi. 6 kamu görevlisinden 2 tanesi öldü. Yani 4 kamu görevlisi ve 2 daimi işçi için iddianame yazılacak. Daimi işçiler için ayrı bir iddianame yazılmadı, büyük bir ihtimalle hepsi beraber yazılacak. Onların itirazları vardı, onlar reddedildi. Şu anda top savcılıkta. Kamu görevlilerine soruşturma izni açıldığında bu iddianame gibi bir şeydi. Aslında yapılacak çok fazla iş yok. Bunun için sürekli ‘İddianame nerede’ diye paylaşımlar yapıyoruz. İddianamemin çıkmasını bekliyoruz, çıkmazsa bir şey var. Oyalıyorlar demektir.”

-“Gazi raporu çok talihsiz ve yanlıştı”

Gazi Üniversitesi raporundan sonra yıkıldıklarını ifade eden Ruşen Yücesoylu Karakaya, şöyle konuştu:

“Gazi raporu çok talihsiz, çok yanlış bir rapordu. Böyle bir raporun akademisyenler tarafından verilmesi bile yüz karası olarak nitelendirilebilir. Deprem davalarında böyle bir rapor veren akademisyenler olduğu için kurum adına ben utanıyorum. Gazi Üniversitesi raporundan sonra en suçlulardan Halil Bağcı ve Efe Bozkurt tahliye edildi. Biz aileler olarak çok büyük, çok ağır bir yükün altında kaldık. Efe Bozkurt’un dışarda gezmesi düşüncesinden bile çok rahatsızım. Halil Bağcı diğer davalardan dolayı (hepsi deprem) hapiste ama İsias’tan tahliye edildi. Bence mahkeme heyeti de farkında, orada bir yanlış olduğunu ve karar açıklanırken bundan geri dönüleceğine inanıyoruz.”

Yeni bilirkişi raporunun henüz hazır olmadığını ve bu duruşmaya büyük ihtimal yetişmeyeceğini ifade eden Karakaya, 22 Ekim’de gerçekleştirilecek duruşmaya yine büyük bir ekip, kafileyle gidileceğini söyledi.

Avukatlar tarafından bu duruşmada çok bir şey olmayacağının söylendiğini, büyük ihtimal 15-20 gün sonra bir duruşma tarihi daha verileceğini söyleyen Karakaya, bir sonraki duruşmanın bilir kişi raporuyla olacağı beklentisinde olduklarını kaydetti.

-“Her Adıyaman’a giderken hissettiğimiz endişe, öfke ve üzüntümüz var…”

“Her Adıyaman’a giderken hissettiğimiz endişe, öfke ve üzüntümüz var maalesef” diyen Karakaya, her zamanki gibi halkın desteklerine ihtiyaçları olduğunu söyledi.

Malatya’da 16 Ekim’de meydana gelen 5.9’lu depreme de değinen Yücesoylu, “Bu depremde de Adıyaman etkilenen yerlerden biri. Adıyaman Belediye Başkanı açıklama yaparak, AFAD’ın yine Adıyaman’ı es geçtiğini ve AFAD duyurularında Adıyaman’a bile değinilmediğini söyledi. Depremden sonra Adıyaman’da AFAD yoktu. Bu depremde de yine Adıyaman bir kenara itildi. Bu da ne kadar yanlış işler yapıldığının bir göstergesi zaten…”

-“Emsal karar nihayet çıktı. Bu demektir ki bizim mahkeme heyeti biraz daha rahatlar”

Adana’da bir emsal deprem davası çıktığına da değinen Ruşen Yücesoylu Karakaya, bu davayı yakından takip ettiklerini söyledi.

Adana “Alpergün Apartmanı” bilir kişi raporunu okuduklarını, bu dava için bir tane bilir kişi raporu hazırlandığını, orada yapılan her şeyin İsias’la aynı olduğunu ifade eden Karakaya, “Baktığımızda İsias daha felaket durumda. Alpergün davasında mahkeme heyeti ve savcı, müteahhide olası kast kararı çıkardı. Büyük bir cesaret. Aileler olarak bunu konuştuk aramızda. Bu emsal karar nihayet çıktı. Bu demektir ki bizim mahkeme heyeti biraz daha rahatlar.”

-“İsias için de olası kast kararı çıkması gerektiği ortada”

“İsias için de olası kast kararı çıkması gerektiği ortada. Alpergün’de bile bilirkişi raporuna göre çıktı. İsias kaçınılmaz. Çıkmazsa da adalet çöktü diyebiliriz. Adalet kaybetti, adalet yenildi diyeceğiz ve mücadelemize devam edeceğiz.” şeklinde konuşan Karakaya, “Biz yılmayacağız” dedi.

Alpergün davasındaki olası kast kararının ailelerde bir umut olduğunu ifade eden Karakaya, şöyle devam etti:

“Olumlu gelişmeler yaşanıyor deprem davalarında. Bence bunun nedeni de Kıbrıs halkının olası kast ile adalet istemesi ve hiç susmaması. Çünkü herkes birlikteliğimizi gördü, nasıl tek yürek olduğumuzu gördü. Herkes mücadeleye etmeye başladı. Bir sürü davada birçok olumlu gelişmeler var. “Ezgi Apartmanı’nda kamu görevlileri iddianamesi yazıldı. Şu anda onların davası birleştirilmedi. İlk etapta ayrı görülecek ama mahkeme heyeti herhalde onu da birleştirir. Sait Bay Sitesi’nde bazı gelişmeler oldu. Kıbrıs halkının tek yürek olmasının çok büyük bir etkisi var diğer davalarda. Olası kast ile adalet istememiz mücadeleye örnek oluyor.”

-“Bizim hayatlarımızı karanlığa gömdüler…”

“Adalet İçin 3 Dakika Karanlık” eylemine 14 Ekim’de başladıklarını anımsatan Karakaya, “Geçen davaya gitmeden adalete ışık tut yürüyüşü yapmıştık. Şimdi bu duruşmaya gitmeden önce de bir karanlık eylemi başlattık. Çünkü bizim hayatlarımızı karanlığa gömdüler. 3 dakikalığına tüm Kıbrıs’ı karartarak, adalet olası kastla gelirse de aydınlığı bir nebze olsun göreceğimize inanarak bu eylemi başlattık.”

“Gülşen ve Mehmet’in Neydi Olacağı ekibinin kendilerine çok büyük bir destek sağladığını söyleyen Karakaya, “Onlara sadece bir telefon açmam yeterli oldu. Bir fikrim vardı onu paylaştım ve hemen giriştiler. Hemen Ayşe abanın o videosunu yayımladılar. Ayşe aba çocuklarımızla tanışmıştı Adıyaman’a gitmeden önce. Özellikle Selin’in yaş grubu, 7. sınıftı o zamanlar. Ayşe abayla okulda tanışmıştılar ve Ayşe abanın videosu çok etkili oldu ve çok duygusaldı.” dedi.

“Bu eylemi aydınlığa bir nebze olsun ulaşmamız için, kalbimize bir nebze olsun huzur gelmesi için yapıyoruz” diyen Karakaya, “Adalet olası kastla gelecek, karanlıktan aydınlığa çıkacağız diyoruz biz aileler olarak.” şeklinde konuştu.

-“Bu sadece bizim davamız değil, Bu Kıbrıs’ın davası”

Her zamanki gibi tüm halktan destek beklediklerini, bu desteğin kendilerine güç verdiğini ifade eden Karakaya, “Biz Adıyaman’da 35 kaybın müştekisi olarak bulunuyoruz ama aslında bu sadece bizim davamız değil, bu Kıbrıs’ın davası. Onun için destek bizim için çok önemli.”

-“Kimsenin susmaması lazım”

Bununla beraber Adıyaman halkından da destek beklediklerini ifade eden Karakaya, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gene deprem oldu ve Adıyaman gene bir kenara itildi. Adıyaman’ın en köklü ailesi diye geçinen Bozkurt’ların yaptığı bir mezarda kaybettik biz çocuklarımızı… Adıyaman halkı çok büyük bir yıkım yaşadı. Susmasınlar, adalet istesinler. Kimsenin susmaması lazım.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Çavuşoğlu, Azerbaycan’da KKTC üniversiteleri mezunlarıyla buluştu

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan KKTC üniversiteleri mezunlarıyla bir araya geldi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre Çavuşoğlu, Azerbaycan temasları kapsamında, hukuk, mimarlık, işletme ve ekonomi gibi bölümlerden mezun olup Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan Azerbaycanlı mezunlarla buluştu. Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti.

Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ve bu bağlamda özellikle eğitim alanındaki temasların artırılacağını söyledi.

Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, geçmişte Kiril alfabesini öğrenerek Azerbaycan edebiyatına ait bazı eserleri okuduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, KKTC’den mezun olan öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Azerbaycanlı soydaşlarımızı kendimizden ayrı görmüyoruz. KKTC’de dostluklar, arkadaşlıklar edindiniz. Sizler de KKTC’ye geldiğiniz zaman kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz. Bu bağları güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmeler kapsamında, Azerbaycanlı öğrencilerin KKTC’de eğitim almasının önünü açmak adına “önemli adımlar” atıldığını açıklayan Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz Üniversitesi 25, Lefke Avrupa Üniversitesi 25, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı olarak 20 Azerbaycanlı öğrenciye burs vereceğiz” dedi.

Çavuşoğlu, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı’nın da kendi değerlendirmesinin ardından burs katkısında bulunmasıyla, toplamda yaklaşık 100 Azerbaycanlı öğrencinin burslu olarak KKTC’de eğitim görmesinin planlandığını belirtti.

KKTC üniversitelerinin Azerbaycan’da daha görünür hale gelmesi için tanıtım ofisleri açıldığını açıklayan Çavuşoğlu, yapılan bu çalışmalarla iki ülke gençliği arasında yakınlaşmayı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Azerbaycan’da görev yapan başarılı mezunlarla gurur duyduğunu belirten Çavuşoğlu, “Buraya gelişimizin sebebi birlikteliğimizi yeniden hatırlamak ve Türk yurdunu, Türk milletini birlikte yüceltmek için burada olduğumuzu söylemektir” ifadelerini kullandı.

“Geleceği birlikte şekillendirmek için yola devam ediyoruz” diyen Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik köprülerinin eğitim alanında daha da pekiştirileceğini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu’na temaslarında KKTC Bakü Temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç ve  Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen eşlik etti.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar’dan TMT’ye yönelik sosyal medya paylaşımlarına tepki

Published

on

By

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik bazı sosyal medya paylaşımlarına tepki göstererek, “TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı” ifadesini kullandı.

Bayar ayrıca, “Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu” dedi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı ile Harper Orhon tarafından yapılan sosyal medya paylaşımlarında Türk Mukavemet Teşkilatı’na ilişkin bazı ifadelere tepki gösterdi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar, Orhon’un paylaşımıyla ilgili, “TMT saflarında görev yapmış, 55. Bölük Komutanı, eski Mukavemetçi, omuz omuza birlikte savaştığımız Şehit Ecvet Yusuf’un oğlu, Harper Orhon’un Facebook’taki paylaşımını görünce, orada ima ettikleri yalan yanlış, kin dolu, TMT’cilere saldırılarından ve suçlamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz. Bu vesile ile Şehidimiz Ecvet Yusuf’u rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.” dedi.

Bayar, “Harper Orhon’a TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı. Önce bunu hatırlatırız! Harper Orhon da bugün bu paylaşımları yapıyorsa TMT sayesinde paylaşıyor ve TMT sayesinde kendisi de hayattadır. TMT camiasını bu tür suçlamalarından dolayı tekrar tekrar şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

– Bayar’dan Harmancı’ya: “TMT Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediye (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’nın sosyal medya paylaşımına da tepki göstererek, “LTB Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır.’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz” dedi.

Bayar, açıklamasında, “TMT saflarında görev yapmış Mukavemetçi Mücahit Hüseyin Harmancı’nın oğlu, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz ve kendisine TMT’nin Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kurulduğunu bir kez daha hatırlatırız.” ifadelerini kullandı.

Bayar açıklamasında devamla, şunları kaydetti:

“EOKA, adadaki Türkleri yok etmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak için kurulan ve bunu icra ederken, Kıbrıs Türklerine her türlü zulmü, vahşeti ve katliamı yapmaktan çekinmeyen bir örgüttü. TMT ise bir gurup Türkün direniş amaçlı kurduğu, sonradan kadınlarıyla, çocuklarıyla, yaşlılarıyla, öğrencileriyle, çiftçileriyle, öğretmenleriyle elbirliğiyle fedakarca canlarını tehlikeye atarak Kıbrıs Türklerini EOKA terör örgütünden korumak için kurulan bir örgüttü. Sayın Harmancı’nın EOKA ile TMT’yi aynı kefeye koymasından dolayı şiddetle kınarken, kendisine TMT olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türkün kalmayacağını ve adanın çoktan Yunanistan’a bağlanmış olacağını bir kez daha hatırlatırız.”

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a yönelik iddialar içeren kitaba örgütlerden tepki

Published

on

By

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı hedef aldığı gerekçesiyle kamuoyuna yansıyan kitap ve yazarına ilişkin çeşitli örgütler kınama mesajı yayımladı.

– KKTC Karadeniz Kültür Derneği

KKTC Karadeniz Kültür Derneği’nden yapılan açıklamada, söz konusu kitabın Denktaş’a yönelik “aşağılayıcı ifadeler” içerdiğini öğrenmekten derin üzüntü ve öfke duydukları belirtilerek, “Sayın Denktaş, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk dünyasının tarihinde müstesna bir yere sahip, ömrünü halkının bağımsızlığına adamış, ilkeli, onurlu ve kararlı bir liderdir.” denildi.

Açıklamada, Denktaş’a hakaret etmenin sadece onun aziz hatırasına değil, Kıbrıs Türk halkının mücadelesine, şehitlerine ve bağımsızlık iradesine yapılmış “alçakça” bir saldırı olduğu kaydedilerek, “Karadeniz Kültür Derneği olarak bu tür sorumsuz, provokatif, toplumun değerlerini aşağılayan yaklaşımları en sert şekilde kınıyoruz” ifadesine yer verildi.

“Basın özgürlüğü, ifade hürriyeti elbette demokrasimizin temel taşlarındandır. Ancak bu özgürlük, tarihi gerçekleri çarpıtmak, milletin ortak değerlerine hakaret etmek ve toplumu ayrıştırmak için bir araç olarak kullanılamaz.” denilen açıklamada, yayın hakkında yasal sürecin bir an önce başlatılması ve yetkili makamların gereğini yapması çağrısında bulunuldu.

– Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği

Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği Başkanı Kazım And tarafından yapılan açıklamada, hayatını Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığına, onun özgürlük ve bağımsızlığına adayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ve TMT’ye yönelik saldırıların kınandığı kaydedildi.

Açıklamada “Sözde yazar yalan ve iftiralarını tedavüle sürerek; halkımız, Kurucu Cumhurbaşkanımız ve Kıbrıs Türk mücadele tarihini karalayarak kendi ahlak anlayışını gün yüzüne çıkartmıştır.” denildi, Denktaş’ın  “Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri bir geri adım atmayacaksın, her dönemin adamı değil her dönem adam olacaksın.” sözleri hatırlatıldı.

– Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği

KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği’nden (DAAK) yayımlanan açıklamada, Rauf Raif Denktaş’ın yalnızca KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı değil; aynı zamanda bir halkın bağımsızlık ve varoluş mücadelesinin simgesi, ömrünü Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne ve onuruna adamış büyük bir lider olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Denktaş’ın şahsına ve mirasına yönelik yapılan her türlü küçümsemenin, aslında bu halkın tarihine, mücadelesine ve bağımsızlığına yapılmış açık bir saygısızlık olduğu kaydedildi.

“Bu çirkin ve maksatlı ifadeleri şiddetle kınıyor, tarihimize ve milli değerlerimize yapılan bu tür saldırıların karşısında dimdik duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” ifadeleri kullanılan açıklamada, tarihi şahsiyetlerin arkasından edilen hakaretlerin fikir özgürlüğü kisvesi altında meşrulaştırılamayacağı belirtildi.

– Emekli Astsubaylar Derneği

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Esen Ömürlü tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kitapta yer alan ifadeleri ve “seviyesiz” söylemleri derin bir üzüntü ve öfkeyle karşıladıkları kaydedildi.

Açıklamada, “Büyük Kıbrıs Türk mücadelesinin mihenk taşı olan Rauf Raif Denktaş’a yönelik çirkin ve aşağılayıcı ifadelerin yalnızca bireysel ahlaki zaaf değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yapılmış aleni bir saldırı olduğu belirtildi.

“Denktaş, sadece bir devlet adamı değil; aynı zamanda yüz yılı aşkın bir mücadelenin sembolü, halkımızın bağımsızlık ve özgürlük inancının vücut bulmuş halidir. Ona yönelik saldırılar, biz emekli askerlerin, mücahitlerin, halkımızın ve genç nesillerimizin maneviyatına, tarih bilincine ve milli şuuruna yapılmış bir hakarettir.” denilen açıklamada, kitapta kullanılan dilin ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu.

Denktaş’ı karalamaya yönelik  girişimlerin şiddetle kınandığı açıklamada, ilgili mercilerden söz konusu şahsın iftiralarına karşı hukuki sürecin ivedilikle başlatılması, kamuoyunun ise bu türde karalama kampanyalarına duyarlı olması talep edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam