Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar dördüncü yılını TAK’a değerlendirdi… “Ana hedefim kendi devlet çatımızda adil kalıcı sürdürülebilir bir anlaşma”

Published

on

Cumhurbaşkanlığı’nda dördüncü yılını tamamlayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Ana hedefim; Kıbrıs Türk halkının mutluluğu, refah içerisinde egemen, bağımsız ve özgür olarak kendi vatanında, kendi devletinin çatısı altında yaşayacağı adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmaya ulaşmaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, görevde dört yıl geride kalırken, halka verdiği sözleri yerine getirmenin huzuru içinde olduğunu belirterek, “İçeriden ve dışarıdan şahsıma karşı yapılan saldırılara ve operasyonlara aldırmadan, hak ve doğru bildiğim yolda halkımla beraber yürümeye devam ediyorum. Alnım açık ve başım diktir” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, dördüncü yılını Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) değerlendirdi.

-“Egemenlik hakkı pazarlığa açık değil”

“Yeni Bir Dönem Yeni Bir Vizyon Yolunda Cumhurbaşkanlığı’nda Dört Yıl” sloganıyla dördüncü yılını değerlendiren Tatar, Kıbrıs konusunda asla diyalogdan ve masadan kaçmadığını, ancak Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakkının asla pazarlığa açık olmadığını vurguladı.

Göreve geldiği günden “iki devlet siyasetini” ortaya koyduğunu ve bu konuda başarılarının çok büyük olduğunu ifade eden Tatar, bu siyaseti anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle dünyaya anlattıklarını ve anlatmaya devam ettiklerini söyledi.

Cenevre’de yeni siyaseti masaya koyduklarını ifade eden Tatar, tarihi toplantıda, masaya farklı fikirlerle geldiklerini ve yeni siyaseti sunduklarını anımsattı.

Federal çözüm arayışlarının sonuçsuz kalmasıyla BM’nin de yeni fikirlere açık olduğunu, bu çerçevede “iki tarafı nasıl bir araya getirebiliriz” diye çalıştığını anlatan Tatar, dünyaya, Türk Devletleri Teşkilatı ile İslam İşbirliği Teşkilatı’na, Türkiye desteğiyle, 256 ülkede Kıbrıs sorunu ve yeni siyasetin anlatıldığını kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgedeki en büyük ve en güçlü devlet olduğunu belirten Tatar, Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakkı için çalıştığını ve BM başta olmak üzere bulunduğu her yerde haklı davayı anlattığını söyledi.

İngiltere’nin Kıbrıs’ta egemen üslere sahip olduğunu, Rumların da Kıbrıs Cumhuriyeti’ni çaldığını ifade eden Tatar, Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakkını istediğini; var olan bir hakkın pazarlığa tabi olmadığını kaydetti.

“Egemenliğimiz özden gelen hakkımızdır” diyen Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüşün geçmişte kaldığını, artık iyi komşuluk, iki devletin iş birliğini geliştirme zamanı olduğunu belirtti.

Enerji, kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması, su ve her alanda komşuluk ilişkilerinin geliştirilebileceğini ifade eden Tatar, göçmenler, adanın savunması, deprem, kara para, uyuşturucu konularında da iki taraf otoritesinin ortak çalışması gerektiğini söyledi.

Bunun iki tarafın da, her iki halkın da faydasına olduğunu ifade eden Tatar, müzakereler için henüz ortak zemin oluşmadığını ancak nihai çözümden önce iş birliği yapılabileceğini kaydetti.

Diyalog ve görüşmeden asla kaçmadığını, resmî müzakereler için zeminin oluşması gerektiğini, ancak iş birliği konusunda tereddütsüz yer aldığını işaret eden Tatar, “’Dünya ile ilişkiler sıfırlandı’ gibi haksız eleştirileri asla kabul etmem. Kıbrıs Türk halkına hizmet için her yere gidiyorum. İngiltere, Türkiye dünyanın neresinde halkım varsa ilişkileri geliştirmek bağı güçlendirmek için gidiyorum. İlk kez Avustralya’ya giden Cumhurbaşkanı’yım. Oradaki memnuniyeti gördüm, köprü kurdum. Hedefimiz, KKTC devletine, dünyanın neresinde yaşıyorsa yaşasın tüm vatandaşlarımıza aidiyet duygusunu geliştirmektir” dedi.

-İkamet şartı olmadan oy hakkı

Tatar, verilen bu değerin bir sonraki adımının, ikamet şartı aramadan oy kullanmak isteyen vatandaşlara oy hakkı verilmesi olmasını istediğini ifade etti.

“Askerlik var ama oy hakkı yok” eleştirisini anımsatan Tatar, ikamet şartı aramadan oy hakkı verilebileceğine, bunu hükümetle de paylaştığını kaydetti.

Geride kalan dört yılda halkla diyalog, iyi ilişkiler geliştirdiğini, her zaman kapılarının tüm kesimlere açık olduğunu ifade eden Tatar, iki devletli çözümü de, Türkiye’nin desteğiyle dünyaya anlattıklarını, egemenlik hakkı, barış huzur güvenin devamlılığı, bölgede Türk- Yunan dengesinin korunması, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi adına adımlar attıklarını anlattı.

Türkiye ile bağların daha da güçlendiğini ifade eden Tatar, YÖK ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin desteğiyle eğitim yanında turizm alanının geliştiğini kaydetti.

Ercan Havalimanı’nın Türkiye’de 4. sırada olduğunu, Türk dünyası ile ilişkiler kurulduğunu ve TDT’de gözlemci üye olduklarını belirten Tatar, eşi Sibel Tatar’ın da sosyal projeler ile büyük işlere imza attığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şöyle devam etti:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde demokratik ve şeffaf bir ortamda 18 Ekim 2020 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda halkımız kendi özgür iradesiyle beni Cumhurbaşkanı seçti. Aradan dört yıl geçmiş olup, görevimin dördüncü yılını tamamlamış durumdayım.

Cumhurbaşkanı seçildiğim gün, siyasi görüşü ne olursa olsun herkesi sevgiyle kucaklayacağıma ve herkese eşit davranacağıma söz vermiştim. Bu sözümü yerine getirmenin huzuru içindeyim.

Halkımıza bir söz daha vermiştim: Göreve başladığım ilk günden itibaren Kıbrıs konusundaki gelişmeleri, hangi icraat ve faaliyetlerin yapıldığını, nelerin hayata geçirildiğini ve nelerin yaşandığını açıklayacak ve halkımızı bilgilendirecektim. Cumhurbaşkanlığı’nda birinci görev yılımı tamamladığımda, bir yılda neler yapıldığını ve nelerin yaşandığını açıkladım. İkinci ve üçüncü görev yıllarım tamamlandığında da gereken açıklamalarda bulundum.

Şimdi ise, Cumhurbaşkanlığı’nda görevimin dördüncü yılını tamamlamış bulunuyorum. Hazırladığımız bir kitapçıkla dördüncü yılda yine halkımızı bilgilendirmek ve tarihe not düşmek adına gereken açıklamalarda bulunuyorum. Vermiş olduğum sözü yerine getirmenin huzuru içerisindeyim.”

Cumhurbaşkanı Tatar, görevdeki dördüncü yılı için hazırlanan “Yeni Bir Dönem Yeni Bir Vizyon Yolunda Cumhurbaşkanlığı’nda Dört Yıl” adlı kitapçıkla da icraatlarını paylaştı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Akgünler Denizcilik yeni hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişletti

Published

on

By

Akgünler Denizcilik’in 25. kuruluş yıl dönümünde, yeni nesil, yüksek kapasiteli hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişleterek, Girne-Taşucu arası seyahat süresini 2 saat 30 dakikaya indirdiği bildirildi.

Akgünler Denizcilik’ten verilen bilgiye göre, 24 Temmuz itibarıyla Girne-Taşucu-Girne hattında seferlerine başlayan gemi, 43 araç ve 430 yolcu kapasitesine sahip.

Akgünler Denizcilik Genel Müdürü İbrahim Baştuğ, “25. yılımızı kutlarken ailemize katılan Grand Master ile hizmet kalitemizi bir adım daha yukarıya taşıyoruz. Yolcularımıza hızlı, konforlu ve zaman kazandıran bir yolculuk deneyimi yaşatmayı amaçlıyoruz. KKTC ile Türkiye arasındaki ulaşımı daha da güçlendirecek bu yatırım, deniz taşımacılığında her zaman hizmet kalitesini artırma hedefinde olan lider firma olmamızın bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel: “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

GKRY, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 380 bin euro bağışladı

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne (KŞK), 380 bin euro bağışladı.

Bu bağışla GKRY’nin 2005’ten bugüne KŞK’ye sağladığı mali yardım 4 milyon 392 bin 700 euroya yükseldi.

KŞK’den yapılan açıklamada, bağışın kazı çalışmalarının güçlendirilmesi ve kazı ekiplerinin artırılması da dahil olmak üzere KŞK’nin 2025’teki çalışmalarını destekleyeceği kaydedildi.

KŞK’ye yapılan bağışların, Komite’nin kayıp şahısların kalıntılarının tespit edilmesi ve ailelerine iade edilmesi amacına katkıda bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplardan, şu ana kadar toplam 1055 kişinin kimliklendirilerek, usulüne uygun cenaze töreniyle ailelerine teslim edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, projenin devamı için Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağışçı desteklerine ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam