Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Milli Eğitim Bakanı Çavuşoğlu’ndan 29 Ekim mesajı…

Published

on

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük iradesinin bir eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, tarihin her döneminde demokratik değerlere dayalı bir devlet olarak ayakta durduğunu, laiklik, eşitlik, özgürlük ve adalet gibi Cumhuriyet’in temel değerlerini benimseyerek, bu değerler etrafında birleşen çağdaş bir toplum inşa ettiğini belirtti.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin gücü ve tecrübelerinin KKTC‘nin kalkınma hedefleri için güçlü bir referans noktası oluşturduğuna da dikkat çekti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 101’inci kuruluş yıl dönümü vesilesiyle mesaj yayımlayan Çavuşoğlu, Cumhuriyet’in Türk milleti için ifade ettiği derin anlama ve taşıdığı öneme vurgu yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 101 yıllık birikimi ve başarılarının Kıbrıs Türk halkı için de büyük anlam taşıdığını belirten Çavuşoğlu mesajında şu ifadelere yer verdi;

“Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, ‘Ya istiklal, ya ölüm’ kararlılığıyla başlatılan milli mücadelenin, zaferle sonuçlanmasının ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. yılını büyük bir onur, gurur ve coşkuyla kutluyoruz.

Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük iradesinin bir eseri olan Türkiye Cumhuriyeti, tarihin her döneminde demokratik değerlere dayalı bir devlet olarak ayakta durmuş; laiklik, eşitlik, özgürlük ve adalet gibi Cumhuriyet’in temel değerlerini benimseyerek, bu değerler etrafında birleşen çağdaş bir toplum inşa etmiştir.

101 yıllık birikimiyle Türkiye Cumhuriyeti, karşılaştığı tüm zorlukları aşarak kurumlarını güçlendiren ve kalkınmayı hedefleyen bir devlet olarak uluslararası arenada saygın bir konum elde etmiş; Kıbrıs Türkü için en büyük güvence kaynağı ve tarihimizin ayrılmaz bir parçası olmuştur.

Bu çerçevede, Türkiye Cumhuriyeti’nin 101 yıllık başarılarla dolu tarihi, Kıbrıs Türk halkının geleceğe dair vizyonunu şekillendirmekte; iki millet arasındaki köklü bağları daha da pekiştirmektedir. Türkiye’nin gücü ve tecrübeleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kalkınma hedefleri için güçlü bir referans noktası oluşturmaktadır.

Türkiye’nin yeni yüzyılında bizler de Kıbrıs Türk halkı olarak kendi geleceğimizi inşa etme yolunda aynı inanç ve kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz. Bu süreçte, Türkiye Cumhuriyeti’nin başarıları ve bize sağladığı destek, geleceğe emin adımlarla ilerlerken en büyük güç kaynağımız olmaya devam edecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101. yıl dönümünde milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor; başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, Cumhuriyetin kurulması ve yaşatılması için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin köklü mirası ve başarıları, bizlere daha aydınlık yarınlar inşa etme yolunda güç vermeye devam edecektir.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Gıda Mühendisleri Odası:Bebeklerimize verilen gıdalar konusunda sıfır toleransla güvenlik sağlanmalıdır

Published

on

By

Gıda Mühendisleri Odası, “toplumu derinden sarsan bebeklere alkollü mama verilmesi vakasının, gıda güvenliğinin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlattığını” söyleyerek, “Biz Gıda Mühendisleri Odası olarak, en savunmasız bireylerimiz olan bebeklerimizin beslenmesinde böylesi ihmallerin yaşanmaması için kimyasal maddelerin muhafazası, etiketlenmesi ve bebek mamalarının güvenliği konusunda daha sıkı tedbirlerin alınması gerektiğini savunuyor, ilgili tüm tarafları sorumluluk almaya davet ediyoruz” dedi.

Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Beste Oymen yaptığı yazılı açıklamada, bebeklerin sağlıklı gelişimlerinin, yalnızca besleyici değil, aynı zamanda güvenilir gıdalara ulaşmaları ile mümkün olduğunu belirterek, bebek mamaları gibi kritik ürünlerin üretiminde, taşınmasında ve saklanmasında “sıfır hata” ilkesiyle hareket edilmesi gerektiğini söyledi.

“Bu olayda, suyun güvenliği ve saf alkol gibi tehlikeli bir maddeyle karışma olasılığı, gıda güvenliği süreçlerindeki açıkların önemini bir daha göstermektedir” diyen Oymen, su gibi temel bir gıda bileşeninin tıbbi alkolle karışabilecek kadar yakın konumda bulunmasının, “ilgili depolama, etiketleme ve kontrol önlemlerinin eksikliğini gözler önüne serdiği” değerlendirmesinde bulundu.

Sağlık kurumlarında, bebek maması gibi ürünlerin hazırlandığı alanlar ile tıbbi kimyasalların depolandığı alanların net bir şekilde ayrılmasının, bu tür ihmallerin yaşanmaması için zorunlu olduğunu kaydeden Oymen, ayrıca bu maddelerin etiketlerinin okunaklı, ambalajlarının farklı ve eğitimli personel tarafından denetleniyor olması gerektiğini belirtti.

Oymen açıklamasına şöyle devam etti;

“Gıda Güvenliği için Standartlar ve Yasal Düzenlemeler Güçlendirilmelidir. Gıda güvenliği açısından bebek mamaları gibi hassas ürünlerde su ve diğer bileşenlerin temin, muhafaza ve hazırlanma süreçleri konusunda görevli personelin kimyasal güvenlik ve etiket okuma konusunda sürekli olarak eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Tüm hastanelerde güvenli muhafaza, uygun etiketleme ve prosedürlerin dikkatlice izlenmesi olası kazaları önlemenin en etkili yoludur. Bebeklerin sağlığını riske atan bu olayın tekrar etmemesi için sağlık kurumlarında gıda güvenliği ve hijyen standartlarının güncellenmesi ve uygulanması gereklidir. Denetim ve izleme süreçlerinde teknolojik çözümlerden faydalanmalı ve kalite kontrol süreçleri dijital alt yapılarla desteklenmelidir.

Gıda Mühendisleri Odası olarak, bu acı olayın sorumlularının bir an önce hesap vermesini, sağlık kurumlarında güvenli gıdaların sağlanması için daha etkin politikaların ve daha güçlü denetim mekanizmalarının devreye alınmasını talep ediyoruz. Sağlıklı bir toplum gıda güvenliğine verilen değerle mümkündür.

Kaybettiğimiz bebeğimizin ailesine başsağlığı diler, diğer etkilenen bebeklerin en kısa zamanda sağlıklarına kavuşmalarını temenni ederiz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Erhürman Meclis’te gelinen aşamayı değerlendirdi

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman Meclis’te gelinen aşamayı değerlendirdi.

Meclis’in hukuka uygun bir şekilde açılmadığının belirten Erhürman, “bize düşen görev Meclis’in hukukuna sahip çıkmaktır” dedi.

CTP’ye bir süre verildiğine ve bu süre içerisinde Meclis Başkan Yardımcısı adayını belirlemesinin istendiğine işaret eden Erhürman, Meclis’e resmi yazdı verdiklerini belirtti…

Erhürman, “CTP, Meclis Başkan Yardımcısı adayı gösterecektir ama Meclis Başkan Yardımcısı adayını Meclis Başkanlığı seçimi usule uygun bir şekilde tamamlandıktan sonra gösterecektir. Bunu değiştirmeye kalkarlarsa bu Meclis’in bunca yıllık demokrasi ilkesi üzerine kurulu yapısını berhava etme anlamına gelir. Buna izin vermeyiz. Ne muhalefet milletvekilleri ne de halk buna izin verir” dedi…

Pazartesine kadar biz onlara süre veriyoruz.” diyen Erhürman, pazartesi günü tekrar aday gösterilerek, Meclis Başkanı seçilebilirse, daha sonra Meclis Başkan Yardımcılığı seçimine geçileceğini ve CTP’nin Meclis kürsüsünden Meclis Başkan Yardımcısı adayını açıklayacağını belirtti…

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı Halk Konseyi bilgilendirme ve istişare toplantısı gerçekleşti

Published

on

By

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulan Halk Konseyi’nin bilgilendirme ve istişare toplantısı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başkanlığında gerçekleşti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, toplantıda iki devletli çözüm politikası ve New York’ta gerçekleştirdiği gayrı resmî 3’lü yemek hakkında bilgi verdi.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 50 yıl geçtiğini ve büyük değişimler yaşandığını aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra gündeme getirdiği Türkiye Cumhuriyet’nin tam destek verdiği iki devletli çözüm politikasını yürüttüklerini söyledi.

Federasyon görüşmeleri yapılırken, Dünyanın Rum tarafını devlet, Türk tarafını cemaat olarak gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Tatar, iki devletli çözüm siyaseti sonrasında Kıbrıs’ta iki ayrı devlet olduğunun dünyada bilinirliğinin arttığını ve kabul gördüğünü ifade etti.

Her halkın kendi geleceğini belirleme hakkının bulunduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs 1960 kuruluş antlaşmaları ve Lozan Antlaşmalarından gelen müktesep haklarının bulunduğunu kaydetti.

Kıbrıs’ta iki egemen halk olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Rum’u bizden daha fazla egemen değildir. Osmanlı 357 yıl kesintisiz adayı yönetti. Ülkeyi Lozan Antlaşmasından sonra 50 yıl yöneten İngiltere Adadan çekilirken, iki egemen üst aldı. Kaç askerinin olduğunun verme zorunluluğu yoktur. İngiliz’in egemen üssü var ancak bizim egemenliğimiz yok mu ? Bu durumu dünyaya anlatıyoruz” diye konuştu.

Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti için son derece önemli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın elden gitmesiyle Türkiye’nin Anadolu’ya hapsolacağını hava ve deniz sahasında hakimiyetini kaybedeceğini kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ı hiçbir zaman unutmadığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, mücadele yıllarında Kıbrıs’a öğretmen ve komutanlar gönderildiğini vurguladı.

Çoğunluğun azınlığı yöneteceği federasyona karşı olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de federasyon defterinin kapandığını açıkladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, federal temelde antlaşmanın sıfır asker ve sıfır garanti olduğunu, görüşmelere geçmeden bu durumun şart konulduğunu söyledi.

Resmî ve yeni müzakerelere ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabulüyle başlanacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Prensiplerimiz bellidir. İletişim ve diyalogdan kaçmayız. Ajandası olmayan yemeğe katıldık çünkü fırsat bulduğumuzda siyasetimizi anlatıyoruz” dedi.

Tek yürek olarak birlikte hareket etme anlayışında olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Tükiye’de gazilerle ve örgütlerle görüştüğünü, Avustralya’ya Cumhurbaşkanı olarak gittiğini ve münasebetleri geliştirdiğini kaydetti.

Yurtdışında yaşayan Kıbrıs Türkleri’ne işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar,”Nüfus sayımız belli, herbirine sahip çıkmalıyız. Ülkelerine geri dönmelerini sağlamaylız. Sektörlerde yaşanan gelişmelerden dolayı geri dönüşlerin yaşanması sevindiricidir” ifadelerini kullandı.

Türkiye ile ilişkilerin düzeltildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, bu durumun ekonomi, turizm ve yüksek öğretime yansıdığını Türkiye’den sanayi ve ticaret odalarının ziyaretlere geldiğini vurguladı.

Türkiye ve yurtdışına münasebetleri geliştirmek ve mili davayı anlatmak için gerçekleştirdiği ziyaretlerden bazı kesimlerin rahatsız olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Ben her zaman halkımla iç içe ve iletişim halindeyim. ‘Cumhurbaşkanının zor bulunması gerekiyor’ diye eleştiride bulunuyorlar” diye konuştu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her geçen gün geliştiğini ve güçlendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, sivil toplum örgütlerinin önemine dikkat çekerek, milli derneklerle gurur duyduğunu kaydetti.

Toplantıda söz alan dernek ile sivil toplum örgüt başkan ve temsilcileri federal temele dayalı çözüm şeklinin mümkün olmadığını, federasyon defterinin kapandığını belirtirken, iki ayrı egemen devletin varlığına dayalı çözüm şeklinden geri adım atılamayacağına vurgu yaptı. Dernek ve sivil toplum örgüt başkanları yaptıkları konuşmalarda, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a destek ve güvenlerinin tam olduğunu da ifade etti.

Halk Konseyi toplantıları belirlenen takvim doğrultusunda önümüzdeki günlerde de devam edecek.

Devamını Oku

Trending

Reklam