Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Erdoğan, Cumhurbaşkanı Tatar’ı Suşa’dan sonra Bişkek’te görmekten mutluluk duyduğunu söyledi

Published

on

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizler bugünlere yürüyerek, engelleri aşarak, zorlukları göğüsleyerek, gerektiğinde de kanatlarımızla tırmanarak geldik. Ancak hala katetmemiz gereken ciddi bir mesafe var. İnşallah önümüzdeki dönemi hep birlikte Türk Dünyası Yüzyılı yapmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

Erdoğan, Bişkek’teki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda “Türk Dünyasının Güçlendirilmesi: Ekonomik Entegrasyon, Sürdürülebilir Kalkınma, Dijital Gelecek ve Herkes İçin Güvenlik” temasıyla düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’nde konuştu.

Buradaki konuşmasına, Zirve dolayısıyla ata yurdu Bişkek’te bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek başlayan Erdoğan, dönem başkanlığını devreden Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’e yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür etti.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’a samimi ev sahipliğinden dolayı şükranlarını sunan Erdoğan, yeni dönemde Kırgızistan’a başarılar diledi.

Ülkeler arasında daha güçlü bağların tesisini ve ortak bir gelecek inşasını hedef alan Teşkilat’ın kuruluşunun 15. yıl dönümünün geçen ay idrak edildiğini anımsatan Erdoğan, bu yıl dönümüne özel olarak Türk dünyasının yetiştirdiği büyük fikir adamı İsmail Gaspıralı’nın “dilde, fikirde, işte birlik” şiarına yer verdikleri hatıra parasını takdim etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.

Gaspıralı İsmail Bey’i ve ömrünü Türk dünyasının birliğine, dirliğine, kardeşliğine adamış tüm fikir ve siyaset insanlarını rahmetle yad eden Erdoğan, zirvenin tüm Türk dünyası için hayırlara vesile olmasını, işbirliği ve dayanışmayı daha da pekiştirmesini diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Teşkilat’ın Avrasya coğrafyasında ve ötesinde istikrar ve refah iklimini güçlendiren ve örnek alınan bir platform haline geldiğinin altını çizerek, Türkiye’nin önemli fikir adamlarından Prof. Dr. Ali Fuad Başgil’in “muvaffakiyet için önce irade lazımdır” dediğini hatırlattı.

Türk dünyasını ilelebet payidar kılacak güçlü iradenin bu zirveye katılanlarda ziyadesiyle mevcut olduğunu dile getiren Erdoğan, hep beraber gönül ve ülkü birliği içerisinde çalışarak, Teşkilatı çok daha ileriye taşıyacaklarını vurguladı.

Erdoğan, Güney Kafkasya’da geçen 30 yıllık çatışma ve istikrarsızlık ortamının ardından barış ve istikrara giden yolun kapılarının açıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:

“Can Azerbaycan’ın vatan muharebesinde sahada şehitler vererek elde ettiği tarihi kazanımları en yakın zamanda bir barış anlaşması imzalanmak suretiyle masada da perçinlemesini ümit ve temenni ediyoruz. Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan soykırımın durdurulması noktasında uluslararası toplum kötü bir sınav veriyor. Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından sorumlu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplanıp karar dahi alamıyor. Daha doğrusu almak istemiyor. Netanyahu hükümetinin ırkçı zihniyeti, Gazze’deki mezalimin gölgesinde Batı Şeria’da Filistinlileri yerlerinden etmeye ve ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın statüsünü değiştirmeye niyetleniyor.”

– “Türk dünyasına önemli sorumluluklar düşmektedir”

İsrail’in kan ve gözyaşını tüm bölgeye yayma hedefinin, Lübnan ve İran’a yönelik saldırılarda da görüldüğünü belirten Erdoğan, Lübnan’da son bir senede ölenlerin sayısının 3 bine yaklaştığına, yerlerinden edilenlerin sayısının ise 1,5 milyonu aştığına dikkati çekti.

Erdoğan, Gazze’de 50 bine yakın masum insanın saldırılarda hayatını kaybettiğini aktararak, “Türkiye olarak bu vahşeti, bu insanlık dışı katliamları kabul etmiyoruz. İsrail’i durdurmak ve 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletini esas alan kalıcı barışı tesis etmek için ikili ve çok taraflı platformlarda elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Türk dünyasının da kararlı bir duruş sergilemesi gerektiğini düşünüyorum.” ifadesini kullandı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ı, Suşa’dan sonra Bişkek’te görmekten mutluluk duyduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Kıbrıs meselesinde Ada’daki gerçekler temelinde adil ve kalıcı çözüme erişilmesi için Türk dünyasına da önemli sorumluluklar düşmektedir. Kıbrıs Türkünün haklı davasını ne kadar sahiplenir ve onunla dayanışma gösterirsek, kendi birlik ve beraberliğimizi de o nispette kuvvetlendiririz? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, teşkilatımızın bugünkü zirvesinde onur konuğu ve gözlemci üye olarak yer alması, Türk dünyası olarak Kıbrıs Türkü ile dayanışma irademizin tezahürüdür. İnşallah kendilerinin en kısa zamanda tam üye olarak aramızdaki yerini almasını bekliyoruz. Keza gözlemci üyemiz Türkmenistan’ı da aile meclisimizde tam üye olarak görmek istediğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum.”

– “Barışın tesisine yönelik diplomatik çabalara destek verilmeli”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna’da 3. yılını doldurmak üzere olan savaşın, bölgeye olumsuz etkilerinin sürdüğüne dikkati çekerek, “Savaşın en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını destekliyoruz. Türk devletleri olarak barışın tesisine yönelik diplomatik çabalara destek vermemizin son derece önemli olduğu kanaatindeyim.” değerlendirmesinde bulundu.

Coğrafyanın istikrar ve güvenliğini Afganistan’daki gelişmelerden ayrı görmediklerini vurgulayan Erdoğan, kardeş Afgan halkının yanında olduklarını, geçici yönetimin de kapsayıcı ve temel insan haklarını esas alan bir yaklaşım sergilemesinin kendilerine yeni kapılar açacağını söyledi.

Erdoğan, 175 milyona ulaşan genç ve dinamik nüfus, 1,2 trilyon doları aşan ticaret hacmi ve zengin kültür mirasının büyük atılımlar gerçekleştirmek için birlikteliğe sağlam bir temel teşkil ettiğini belirterek, şunları paylaştı:

“Ticaret ve ekonomi başta olmak üzere, bilim, enerji ve ulaştırma gibi alanlarda potansiyelimizi ortaya çıkaracak çalışmalarda bulunmamızda fayda vardır. 2040 vizyonumuzun unsurlarından Dijital Ekonomi Ortaklık Anlaşması üzerindeki müzakerelerin tamamlanmış olmasından memnuniyet duyuyorum. Ayrıca geçen sene hayata geçirdiğimiz Türk Yatırım Fonu’nun yakın zamanda faaliyete alınarak projelerimize destek sağlayacağından eminim. Enerji konusunda da tek bir kaynağa bağımlılığımızı azaltarak yenilenebilir enerjiye daha fazla yatırım yapma hedefiyle işbirliğimizi yoğunlaştıralım. Ulaştırma bağlamında ortak koridor projemizin sunduğu eşsiz fırsatlardan yararlanalım.

Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu tarafından geçtiğimiz eylül ayında Bakü’de düzenlenen Ortak Alfabe Komisyonu Toplantısında Ortak Türk Alfabesi projesi üzerinde mutabakata varılması tarihi bir adım teşkil etmiştir. Ortak alfabemiz, kader ortaklığımızın, ortak istikbalimizin ve geleceğe birlikte adım atma irademizin de nişanesidir. Bu alandaki çabalarımızı artırmak suretiyle aramızdaki her türlü engeli inşallah ortadan kaldıracak, Türk dünyasının tarihi kucaklaşmasına imza atacağız.”

– “34 harften oluşan ortak alfabe üzerinde mutabık kalındı”

Aksakalların koordinasyonunda 2022 yılında başlatılan ortak dili geliştirmek amacıyla ortak alfabe oluşturulması çalışmasının, Eylül 2024’te tamamlandığını anımsatan Erdoğan, 34 harften oluşan ortak alfabe üzerinde mutabık kalındığını ifade etti.

Erdoğan, bundan sonra üye ülkelerin bu alfabeyi esas alarak gerekli dönüşümün gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret ederek, “Türkiye, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu konuda hazır. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın yeni alfabeye geçiş için inisiyatif başlatması isabetli olacaktır.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkeleri arasında ticaretin geliştirilmesi, Orta Koridorun etkin kullanılması için özel temsilci atanması yönündeki hazırlıklara da değindi.

Türk dünyası 2040 vizyonuyla belirlenen hedeflere ulaşmak için bugün alacakları kararların aralarındaki ülkü birliğinin eriştiği ileri seviyeyi tüm dünyaya bir kez daha ispatlayacağına gönülden inandığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada şu noktaya özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum, merhum bir şairimizin ifadesiyle ‘İnanmak, basamakların çıkamadığı yere kanatlarınla tırmanmaktır’. Bizler bugünlere yürüyerek, engelleri aşarak, zorlukları göğüsleyerek, gerektiğinde de kanatlarımızla tırmanarak geldik. Ancak halen katetmemiz gereken ciddi bir mesafe var. İnşallah önümüzdeki dönemi hep birlikte Türk dünyası yüzyılı yapmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Rabb’im yolumuzu bahtımızı açık etsin diyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken Kırgızistan Cumhurbaşkanı kıymetli kardeşim Sayın Caparov’a nazik ve samimi ev sahipliği için şükranlarımı sunuyorum. Kırgızistan’ın Dönem Başkanlığının, Teşkilatımız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TCG Kocatepe Belgeseli’nin ilk gösterimi Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’nde yapıldı

Published

on

By

 
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında kaybedilen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhuriyet tarihinde savaşta yitirdiği ilk gemi olan TCG Kocatepe Belgeseli’nin ilk gösterimi, dün akşam, Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’nde yapıldı.

Belgesel gösterimine Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, gaziler, konuklar ve diğer yetkililer katıldı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TCG Kocatepe Belgeseli’nin Yönetmeni Vural Çavuşoğlu, Gazi. Em. Dz. Yb. Özhan Bakkalbaşıoğlu ve etkinliğe katkı koyan dernekler adına Cihangir Özyer, gecede birer konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Tatar’a plaket takdim edildi, TCG Kocatepe Gazileri ile anı fotoğrafı çekildi. Belgeselin izlenmesinin ardından “şilt takdimi” ile etkinlik sona erdi.

TCG Kocatepe’den kurtulan Gazi. Em. Dz. Yb. Özhan Bakkalbaşıoğlu’nun kitabından yararlanılarak çekilen 97 dakikalık belgesel Çevre Film ve Değişim Medya yapımı.

Filmin ilk gösterimi Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Poyraz Mavi Vatan, Kıbrıs Türk Mavi Vatan Derneği, Hamit Naci Mavi Vatan Vakfı, KKTC Türk Devletleri Teşkilatı Derneği ve İŞAD katkıları ile gerçekleştirildi.

– Tatar: “Her şehit, bizim için değerdir. Şehitlerimizi ne unuturuz ne de unuttururuz”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konuşmasında TCG Kocatepe gemisinde şehit düşen Mehmetçikleri her zaman rahmetle andıklarını ifade etti.

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın Türk ordusunun fedakarlığıyla ve zor şartlarda gerçekleştirildiğini belirten Tatar, TCG Kocatepe gemisinde yaşananların üzücü olduğunu dile getirdi.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51’inci yıl dönümünü hep birlikte kutladıklarını ifade eden Tatar, “Kıbrıs Barış Harekatı, bizim için dönüm noktasıydı.” dedi. “Kıbrıs Türkü yok edilecekti ve burası Yunanistan’ın bir parçası olacaktı.” diyen Tatar, Rum-Yunan ikilisinin “13’üncü ada” olarak düşündükleri Kıbrıs’ı, Ege Adaları gibi Yunanistan’a bağlamayı hayal ettiklerini belirtti.

Barış Harekatıyla Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuştuğunu kaydeden Tatar, mavi vatanın kalbinde Türkiye ile birlikte; kıta sahanlığı, deniz yetki alanları ve münhasır ekonomik bölgenin kendileri için kazanımları olduğunu aktardı. KKTC’nin Doğu Akdeniz’de anahtar bir denge unsuru olduğunu belirten Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı’nın dünyanın çeşitli harp okullarında öğretildiğini söyledi.

“Her şehit, bizim için özlemdir, değerdir. Şehitlerimizi ne unuturuz ne de unuttururuz. Onlar her zaman burada yaşayacaklardır.” diyen Tatar, tüm şehitleri rahmet ve minnetle andı. Tatar  Kıbrıs Barış Harekâtı’nın tamamlanmasında hizmeti geçenlere, Mehmetçiklere, Mücahitlere ve komutanlara bir kez daha şükranlarını sundu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin de büyük bedeller ödenerek kurulduğunu dile getiren Tatar, hem Türkiye hem de adada geçmişte yaşananlara değindi. Tatar,  ASELSAN’ın Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan kurulduğuna da dikkat çekti.

TCG Kocatepe Belgeseli’nin dört yapımcısına da teşekkürlerini ileten Tatar, belgeselin bir belge niteliği taşıdığını da kaydetti.

– Özyer: “TCG Kocatepe Belgeseli, o günleri ve anıları anlatan bir belgesel”

Etkinliğe katkı koyan dernekler adına konuşan Cihangir Özyer de, 21 Temmuz 1974’te Kocatepe’nin battığı gün dünyaya geldiğini ifade etti. TCG Kocatepe gemisinin bir anlaşmazlık dolayısıyla kendi uçakları tarafından vurulduğunu ifade eden Özyer, “Belki bu, Türkiye Cumhuriyeti için ASELSAN’dan başlayarak ikinci savunma sanayisinin başlangıcı oldu.” diye konuştu.

Kıbrıs Türkü’nün bu savunma sanayisindeki hamlesinin çok büyük olduğunu kaydeden Özyer, Mavi Vatan konusunda birçok faaliyetleri olduğunu söyledi. TCG Kocatepe Belgeseli’ni bir avuç gönüllünün yaptığı, o günleri ve anıları anlatan bir belgesel olduğuna dikkat çeken Özyer, belgeselin yaşanmış acıları anlattığını ifade ederek emeği geçenlere teşekkürlerini sundu.

– Çavuşoğlu: “Bu belgesel tarihe bir belge bırakıyor”

TCG Kocatepe Belgeseli’nin Yönetmeni Vural Çavuşoğlu da, dört yapımcı olarak bu belgeseli iki yıl önce yapmaya karar verdiklerini dile getirdi.

Belgeseli yaparken TCG Kocatepe’den kurtulan Gazi. Em. Dz. Yb. Özhan Bakkalbaşıoğlu’nun kitabından yararlandıklarını söyleyen Çavuşoğlu, “Tarihin doğru yazılmasına ve tarihe doğru belge bırakmaya çok önem veriyoruz. Bu belgesel de tarihe bir belge bırakıyor.” diye konuştu.

Çavuşoğlu,  belgesellerin ulusal kültürlerin ve tarihlerin dünyada en büyük tanıtım araçlarından birini oluşturduğunu kaydetti.

Çavuşoğlu, hedeflerinin ilk gösterimi Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’nde yapılan TCG Kocatepe Belgeseli’ni sinemalar, dijital platformlar ve özel gösterimlerle ulusal ve uluslararası alanda yaymak olduğunu ifade etti.

– Bakkalbaşıoğlu: “20 Temmuz, büyük bir bayram”

Gazi. Em. Dz. Kur. Yb. Özhan Bakkalbaşıoğlu da, 1960 Kuruluş Anlaşması gereği Türkiye’nin müdahale hakkını kullandığını ve Kıbrıslı Türkler’in özgürlüklerini korumak ve barış için müdahaleye karar verildiğini belirtti.
Bugün Barış Harekatı’nın 51’inci yılını doldurduklarını kaydeden Bakkalbaşıoğlu, “51 yılda bir Türk’ün burnu bile kanamadı. Kendi devletinin bayrağı altında özgürce yaşıyorlar” dedi.

TCG Kocatepe gemisinin bir koordine eksikliği nedeniyle uçaklar tarafından bombalandığını dile getiren Bakkalbaşıoğlu, TCG Kocatepe’nin başına gelen bu talihsiz olayın her savaşta orduların başına geldiğini belirtti.

Bakkalbaşıoğlu, kendisi de dahil olmak üzere üç yapımcıyla birlikte bu belgeseli tamamladıklarını kaydetti.

“İlk olarak ASELSAN ile başlayan Mili harp sanayimiz, dosta güven, düşmana ‘dikkat et’ seviyesine gelmiştir ve Mavi Vatan kavramı oluşmuştur.” diyen Bakkalbaşıoğlu, 20 Temmuz’un büyük bir bayram olduğuna dikkat çekti.

;

Devamını Oku

Kıbrıs

“Ersin Tatar’ın Gözünden Mavi Vatan” kitabının sunumu yapıldı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Mavi Vatan ve Doğu Akdeniz ile ilgili söylemlerinden derlenen “Ersin Tatar’ın Gözüyle Mavi Vatan” kitabının sunumu yapıldı.

Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, İstanbul Topkapı Üniversitesi Yayınları tarafından basılan kitap için Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleşen etkinlikte, editörler; İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, İstanbul Topkapı Üniversitesi öğretim görevlisi ve Mavi Vatan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Cihat Yaycı ile Cumhurbaşkanı Özel Danışmanı Gökhan Güler kitap hakkında bilgi verdi.

Kitap, daha sonra Cumhurbaşkanı Tatar’a takdim edildi.

– Tatar: “Havada, denizde ve karadaki haklarımızdan vazgeçmeyiz”

Tatar yaptığı konuşmada, emekli bir general olan Prof. Dr. Cihat Yaycı’nın hukuki ve siyasi anlamda Mavi Vatan kavramının gelişmesinde çok önemli çalışmalarının olduğunu belirterek, Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC’nin Mavi Vatan’da jeopolitik ve jeostratejik bakımdan birlikte hareket etmesi konusunda değerlendirmelerde bulunduklarını ifade etti.

Başbakan ve Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde Mavi Vatan ile ilgili yaptığı değerlendirmelerden yola çıkılarak hazırlanan kitabın, kapsamlı çalışmalar sonucunda ortaya çıktığını kaydeden Tatar, kendisine daha önce fahri doktora verilen İstanbul Topkapı Üniversitesi tarafından yayımlanan kitabın kendisini mutlu ettiğini belirtti.

Tatar, kitabın editörlerine, Özel Danışmanı Gökhan Güler’e ve katkılarından dolayı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal’a teşekkür etti.

Mavi Vatan’ın milli siyasetin bir parçası olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, kitabın kendisi için çok değerli olduğunu ve bu kitabın Türkiye’de üniversitelerde, kurum ve kuruluşlara dağıtılması gerektiğini kaydetti.

Federasyon temelinde çözümün tehlikelerine işaret eden Tatar, federasyondan neden vazgeçilmesi ve iki devlet çözüm siyasetinin anlatılması gerektiğini vurguladı.

Annan Planı ve Crans Montana’da yaşananların ardından yeni bir sürece girildiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Ödenen bedeller, acılar ve şehitlerden sonra geri adım atmayız. Türkiye’nin garantörlüğü ve askeri varlığından vazgeçmeyiz. Uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan özden gelen müktesep haklarımız var. Havada, denizde ve karadaki haklarımızdan vazgeçmeyiz.” dedi

– Prof. Yaycı: “Konuşmaları derledik, editörlük yaptık, yorum yapmadık”

İstanbul Topkapı Üniversitesi Mavi Vatan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Cihat Yaycı da konuşmasında, kitabın yazarının Cumhurbaşkanı Tatar olduğunu belirtti. Tatar’ın Mavi Vatan ile ilgili söylemlerinden kitabın hazırlandığını anlatan Yaycı, “Ersin Tatar’ın gözüyle Mavi Vatanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti için ne anlam ifade ettiğini yazdık. Konuşmaları derledik, editörlük yaptık, yorum yapmadık.” dedi.

İstanbul Topkapı Üniversitesi’nin yayımladığı kitabın üniversite için gurur ve onur kaynağı olduğunu belirten Prof. Yaycı, Mavi Vatan’ın Türk Devletler Teşkilatı için ekonomi, güvenlik ve siyaset açısından önemli olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin sismik araştırma gemilerine KKTC bayrağı çekilip sondaj yapılırsa, milli bilincin canlanacağını dile getiren Yaycı, bu olayın törenle yapılmasının da dünyaya verilecek mesaj açısından önemli olduğunu kaydetti.

– Prof. Alkin: “Yüksek lisans programımızda Mavi Vatan üzerine dersler veriyoruz”

İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin de konuşmasında, üniversitede Deniz Siyaseti ve Stratejileri Araştırma Merkezi kurulduğunu ve tamamen Mavi Vatan üzerine çalışma yapıldığını belirterek, Deniz Siyaseti ve Stratejileri Yüksek Lisans programını açtıklarını ve derslerin Mavi Vatan üzerine olduğunu vurguladı.

Dört bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde Ersin Tatar’ın Mavi Vatan konusundaki söylemleri, ikinci bölümünde iki devletli çözüm vizyonu, üçüncü bölümünde Maraş açılımı, Kıbrıs’ta vakıflar ve Maraş’taki vakıf malları ve dördüncü bölümde KKTC’nin müstakil olarak tanınmasına yönelik diplomatik adımlar yer alıyor.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel, Aleminyo Şehitlerini Anma Günü dolayısıyla mesaj yayımladı

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, 21 Temmuz Aleminyo Şehitlerini Anma Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.
Üstel mesajında;
‘“1974 yılında Aleminyo köyünde, EOKA-B ve Yunan destekli Rum Ulusal Muhafızları tarafından hunharca gerçekleştirilen saldırıda hayatını kaybeden aziz şehitlerimizi asla unutmadık, unutmayacağız.

Kıbrıs Türk halkının hafızasında derin izler bırakan bu insanlık dışı katliamda yaşamını yitiren Aleminyo Şehitlerini rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Ruhları şad olsun.” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam