Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

2025 Bütçe Yasa Tasarısı Komitede görüşülüyor. Muhalefet eleştirdi, Bakan Berova yanıtladı

Published

on

2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı’nın ele alındığı Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde tasarının genel görüşmesi tamamlandı.

CTP Milletvekili Salahi Şahiner konuşmasında, bütçe için “hayırlısı olsun” diyemeyeceğini belirterek, “hayır beklemenin aşırı iyimserlik içerdiğini” söyledi.

Bütçe Yasa Tasarısı’nın sektörlerin hassasiyetlerini görmezden geldiğini dile getiren Şahiner, “Enflasyon yönünden sıkıntılı bir mali yıl bizi bekliyor” dedi.

Ülkede gergin bir dönemin hakim olacağını ifade eden Şahiner, kamusal hizmetlerin sağlanmasında ciddi eksiklikler olduğunu kaydetti.

Kamu maliyesinin sürdürülebilir bir yapıdan uzak olduğunu dile getiren Şahiner, Kalecik III sözleşmesinin çok ciddi zarara neden olduğunu anlattı.

Yükseköğreniminde yaşanan sahte diploma krizinin yarattığı yıkımın izlerinin 2025 bütçesinde görüleceğini ifade eden Şahiner, hata kabul etmeyen bir bütçeyle karşı karşıya olunduğunu söyledi.

CTP Milletvekili Devrim Barçın da, “Tarihi bir bütçe açığıyla karşı karşıyayız… KKTC’nin 41 yıllık tarihinde en büyük bütçe açığını görüşmeye başlıyoruz” dedi.

Maliye Bakanlığı’nın Orta Vadeli Bütçe çerçevesi hazırladığına işaret eden Barçın, “Gerçekçi verilerle bütçe hazırlayamazsanız Maliye Bakanı değil veznedar olursunuz” diye konuştu.

Eylül ayındaki bütçe açığına değinen Barçın, Maliye Bakanlığı’nın Vergi Affı çıkarmasını ve bunu dört defa uzatmasını eleştirdi. Böyle bir öngörüsüzlük olamayacağını kaydeden Barçın, vergi affı çıkararak, gelir azaltıcı faaliyette bulunulduğunu söyledi.

Bütçe disiplini anlamında bir şey kalmadığını dile getiren Barçın, çalışanların hayat pahalılığı hakkına yasa tasarısıyla müdahale edilmek isteneceğini belirtti.

Kamu maliyesi yönetimi için siyasi iradenin gelir anlamında hiçbir adım atmadığını ifade eden Devrim Barçın, “2025’te geminin karaya oturacağını” kaydederek, erken seçim çağrısı yaptı.

CTP Milletvekili Ürün Solyalı da, “Şaşırdık biraz” diyerek, Komite Başkanı ve Maliye Bakanı’nın çok farklı vizyonlarla bütçe açılış konuşması yapıldığını belirtti.

Bütçede büyük bir açık olduğunu ancak daha da kötüsünün sosyal bütçeleme alanına yatırımın azaltıldığını dile getiren Solyalı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bütçe payının düşürüldüğünü söyledi.

Sosyal ve güvenlik alanına yatırımın öngörülmediğini kaydeden Solyalı, “Bu bütçe Anayasa’ya aykırıdır” diyerek, Anayasa’nın üçüncü maddesindeki görevlerin yerine getirilmediğini savundu. 

Bütçenin halkın bütçesi olması gerektiğini ifade eden Solyalı, bu bütçe ile ezilenin daha çok ezileceğini, sosyal anlamda makasın daha da açılacağını söyledi.

CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay ise, yeni bütçenin hayırlı olmasını dileyerek, bütçe rakamlarına göre 2025 yılının “zorlu” geçeceğini ifade etti.

Bütçenin genel yapısına bakıldığında politikalar konusunda eksiklik olduğunu belirten Uluçay, 2025 yılında öngörülen açığın çok daha yüksek olacağını söyledi. Uluçay, 2025 yılına dönük politika önerilmesinin sadece Maliye Bakanı’nın değil, hükümetin sorumluluğu ifade etti.

Özellikle gelir artırıcı tedbirler çerçevesinde Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden ihracatın arttırılması gerekliliğine işaret eden Uluçay, 2025 yılında hayatın ucuzlatılması ve satın alma gücünün arttırılması gerektiğini belirtti.

CTP Milletvekili Armağan Candan da, hükümetin, beş yıllık kalkınma planı hazırlanacağını söylediğini belirterek, geçen bir yılda bu konuda herhangi bir “ses-seda” olmadığını belirtti.

Tarihte ilk kez sanayiciler ve esnafların yarın birlikte eylem yapacağına dikkat çeken Candan, gerekli önlem ve desteğin verilmemesi halinde işletmelerin kapanacağı uyarısı yapıldığını kaydetti. Sanayici ve esnafların taleplerine yönelik hiçbir gelişme olmadığını da belirten Candan, “Çocukları göç etmesin diye sokağa dökülüyorlar. Ülkenin geldiği durum bu” dedi.

Ticaret Odası’nın açıklamasına da değinen Armağan Candan, yarın narenciye üreticilerinin de bir araya gelerek, yol haritası ortaya çıkaracağını söyledi. Candan, Kuzey ve Güney arasındaki perakende satışların tersine döndüğünü kaydetti.

Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe ise, “Gerçek nüfusu bilmeme halimiz devam ediyor” diyerek, nüfusun bu kadar kontrolsüz olmasının endişe verici bir durum olduğunu söyledi.

Nüfusun belediyelerin durumuyla çok ilgili olduğunu ifade eden Özdenefe, özellikle mahalli gelirlerin düşük olmasının belediye katkılarını bire bir etkileyeceğini belirtti. Ciddi yoğunluk yaşayan kentlerin bütçe nedeniyle sıkıntıya gireceğini ifade eden Özdenefe, Maliye Bakanlığı’nın belediyelere trafik ceza ücretlerini dahi ödemediğini kaydederek, bunun ne zaman ödeneceğini sordu.

Maliye Bakanı Özdemir Berova ise eleştirileri yanıtladı. “Komite Başkanı ile Maliye Bakanının çok farklı vizyonlara sahip olduğunun” söylendiğine işaret eden Berova, esas muhalefetin, farklı alanlarda inanılmaz, ciddi vizyon farklılıkları olduğunu belirtti. “Zengin ve fakirin arasındaki makasın gittikçe açıldığının söylendiğine” işaret eden Berova, AB’deki asgari ücret sıralamasında KKTC’nin ilk 10’un içerisinde olduğunu kaydetti. Berova, birinci öncelikli hedeflerinin kayıt dışılığı azaltmak olduğunu vurguladı.

Yeşil Hat Tüzüğü konusunda gerekli çalışmaların yapılacağını ve gelir artırıcı her türlü önlemin 2025 yılı için çok önemli olduğunu dile getiren Berova, Ünal Üstel başkanlığındaki hükümetin 2020 yılı sonuna kadar olan Taşınmaz Mal Komisyonu ödemelerini yaptığını anlattı.

UBP’nin çiftçinin, üreticinin yanında olduğunun altını çizen Berova, narenciyeyle ilgili devletin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, narenciye üreticilerine verdikleri sözü de tutacaklarını söyledi.

Enflasyonun bu ülkenin bir sorunu olduğunu dile getiren Bakan Berova, “Bizim için esas olan enflasyonun yarattığı gider artışlarını, gelirlerle kapatmanın yanı sıra bütçe disiplinine uymak” dedi.

Aksa birinci sözleşmesinin CTP döneminde yapıldığını ifade eden Berova, 41/2019 sayılı yasanın uygulamasında bir takım sıkıntılar olduğunu, değişiklik yasasını Meclis’e gönderdiklerini söyledi.

Denetlenebilir mali yapının çok önemli olduğunu vurgulayan Özdemir Berova, 2025 yılında yapılacak politikalarla ülkeyi daha bir noktaya getireceklerini kaydetti.

Beş yıllık kalkınma planının çok uzun süredir gündemde olduğunu anlatan Berova, hazırlık sürecinde yaşanan teknik sorunlar nedeniyle planın revize edildiğini söyledi. Berova, 2024 nüfusuyla ilgili çalışmaların da tamamlandığını, bunun kısa bir süre içerisinde açıklanacağını kaydetti.

Belediyeler reformu çerçevesinde tarihi bir yasa ile reform yapmış bir hükümet olduklarını ifade eden Berova, belediyelerin gelirlerinin hızla arttığını belirtti. Bakan Berova, trafik cezaları konusunun çok önemli olduğunu ve yeni düzenlemenin çalışmasını başlatacaklarını kaydetti.

İhtiyaç ve taleplerin her zaman yüksek olduğunu dile getiren Berova, “Bizim görevimiz olanaklar çerçevesi içerisinde bunu planlamak ve dağıtmaktır” dedi.

Konuşmalar ardından bütçenin genel görüşmesi tamamlandı ve toplantıya saat 14.30’a kadar ara verildi.

Ara ardından, 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı’nın madde madde görüşülmesine geçilmesi oylanacak.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Sayıştay Başkanlığı bütçesi oy birliğiyle onaylandı

Published

on

By

2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı’nda 140 milyon 133 bin 900 TL’lik Sayıştay Başkanlığı bütçesi, Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde oy birliğiyle kabul edildi.

Görüşmeye Sayıştay Başkanı Osman Korahan da katıldı.

– Özuslu

Sayıştay bütçesi üzerinde ilk konuşmayı, CTP Milletvekili Sami Özuslu yaptı.

Sayıştay’ın önemine dikkat çeken Özuslu, Sayıştay’ın daha etkin olması adına gerekli sorumluluk dağılımını yapması gerektiğini, zaman zaman kendilerine de ulaşan negatif durumlar bulunduğunu belirtti.

Sayıştay Başkanlığı’nda yeterli denetçi olmadığına dikkat çeken Özuslu, şu anda 36 denetçi olduğunu ve boş denetçi kadroları bulunduğunu kaydetti.

Bakanlıklar, belediyeler ve kurum ve kuruluşların yeterince denetlenmediği ve zaman zaman ortaya atılan iddialar olduğunu dile getiren Özuslu, sabit trafik kamerası cezalarının tahsili konusunun da halen çözülmediğine dikkat çekerek, minunum 250-300 milyon TL’lik bir kaynağın buharlaştığını söyledi.

“Geç kalan adalet adalet değildir, geç kalan denetim de denetim değildir” ifadelerini kullanan Özuslu, Sayıştay’ın yolsuzluk usulsüzlükten önce ilgili kurumlarla çalışarak erken uyarı görevini önceden yapması gerektiğini belirtti.

Sayıştay’dan beklendiği şekilde bir verim alınmadığına dikkat çeken Özuslu, Sayıştay’ın kamu kaynaklarını yönetme konusunda herkesi “tir tir titretmesi” gerektiğini kaydetti.

Güncel rapor sayısının çok az olduğunu ve 15-20 sene önceki bir usulsüzlük konusundaki meblağların tahsil edilmesinin anlamını yitirdiğini dile getiren Özuslu, yurt dışı denetim raporlarının kendilerine gelmediğini belirtti ve yurt dışında hangi kurumların denetlendiğini sordu.

– Uluçay

CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay, Meclis’te Sayıştay Komitesi olarak görev yaptıklarını söyledi.

“En eski raporları Başsavcılık’la istişare edip Meclis Genel Kurulu’nun gündemine getiriyoruz.” diyen Uluçay, bütçe görüşmelerinin ardından yurt dışı temas organizasyonlarının olacağını ifade etti.

Sayıştay’ın denetimlerinin boşa gitmediğini ifade eden Uluçay, denetçilerin iyi iş yaptığını kaydetti.

Kamuda birçok eksikliğin olduğunu ifade eden Uluçay, Sayıştay kurumunun ihtiyaç duyduğu eksiklerin yerine getirilmesinin önemli olduğunu söyledi.

Uluçay, İhale Yasası’nda Elektrik Kurumu’nun ihtiyaçlarının giderilmesi için adım atılabileceğini Komite’d’e öğrendiklerini ifade etti.

Uluçay, Sayıştay Kurumu’nun yaptığı işlere önem vermek gerektiğini dile getirdi.

– Barçın

CTP Milletvekili Devrim Barçın da, “Sözleşmeli personel ödeneğinde yüzde 250’lik bir artış görüyorum. Kadrolara da baktığımızda beş sözleşmeli kadro olup üç münhal bulunduğu yazıyor. Bunların doldurulması mı planlanıyor?” diye sordu.

Barçın, Sayıştay Başkanı Osman Korahan’a bazı başka sorular da yöneltti, bilgi istedi.

Su alımlarıyla ilgili artış oranına değinen Barçın, bu giderlerin gerçekçi giderler olmadığını söyledi.

– Korahan

Milletvekillerinin eleştirilerini yanıtlayan Sayıştay Başkanı Osman Korahan ise 2023 yılındaki harcamaları denetlemeye başladıklarını ancak faaliyet raporlarını kimsenin göndermediğini ifade etti.

Korahan, 24 tane taslak şekilde yayımlanacak raporları bulunduğunu kaydetti.

Faaliyet rapolarının sunulmasıyla ilgili aksaklıklara dikkat çeken Korahan, denetim ekibinin sayısının az olduğunu dile getirdi.

Araç-gereç olmadığı için denetimleri Sayıştay’da yaptıklarını ifade eden Korahan, zorlandıklarını söyledi.

“Kurum ve kuruluşlarımızda denetçiyi yıldırma uygulaması var.” diye konuşan Korahan, Sayıştay’a yıllardır araç talep edildiğini fakat verilmediğini, bunun da sıkıntı yarattığını kaydetti.

Türkiye’nin online olarak kurumlara bağlandığını ve anında denetim yaptığına dikkat çeken Korahan, bu teknik altyapı oluşmaması halinden raporların istenilen zamanda bitirilemeyeceğini kaydetti.

Konuşmaların ardından Sayıştay’lık bütçesi oylandı ve oy çokluğuyla kabul edildi.

Sayıştaylığın ardından Mahkemeler bütçesinin görüşülmesine geçildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Bakanlar Kurulu toplantısı tamamlandı

Published

on

By

Bakanlar Kurulu’nun Başbakan Ünal Üstel başkanlığındaki toplantısı tamamlandı.

Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, toplantı yaklaşık üç saat sürdü.

Devamını Oku

Kıbrıs

Hekim örgütleri depreme hazırlık istedi: “Dayanıklı hastaneler şarttır… Harekete geçin. Şimdi!”

Published

on

By

İki hekim örgütü Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) ile Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş), Kıbrıs adası etrafındaki deprem hareketlerinin son günlerde arttığına işaret ederek depremlere karşı hazırlık için hemen harekete geçilmesini istedi.

Hastanelerdeki deprem risklerine dikkat çeken örgütler, alınmasını istedikleri önlemleri de sıraladı.

Hekim örgütleri, deprem riskinin her geçen gün arttığını belirterek ancak bu gerçekliğin yöneticiler tarafından görmezden gelindiğini; olası bir depremde en çok ihtiyaç duyulacak yerler olan hastanelerin, hâlâ depreme dayanıklı hale getirilmediği gibi, acil durumlar için hiçbir hazırlık yapılmadığını belirtti.

2020 yılında ülkenin en büyük sağlık tesisi olan Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki yangın ve öncesindeki sel felaketlerinin, sadece hastanelerin değil, sağlık sisteminin doğal afetlere karşı tamamen hazırlıksız olduğunu gözler önüne serdiğini kaydeden Tabipler Birliği ve Tıp-İş, “Ancak bu acı olaylardan hiçbir ders çıkarılmadı. Olası bir depremde bir afet yönetim planımız olmadığı gibi kamu ve özel hastanelerimizde deprem tatbikatlarının dahi gerçekleştirilmediği gün gibi açıktır.” dedi.

İki örgütün ortak açıklamasında, depremde yaralıların hayatta kalmasının kurtarma çalışmaları yanında, sağlık hizmetlerine bağlı olduğuna işaret edilerek “Göçük altından çıkarılan yaralılar için kan nakli, diyaliz, ameliyat, yoğun bakım gibi hayati hizmetler gerekecektir. Bu hizmetlerin verileceği binalarımız, en ufak bir sarsıntıda yıkılacaksa, o yaralıları kurtarmak bir hayalden öteye gidemez. Ayrıca hastanelerin yıkılması ile sağlık çalışanlarının kaybı veya yaralanması hem ciddi bir eğitilmiş insan gücü kaybı, hem de sağlık hizmetlerinin durması anlamına gelecektir.” denildi.

-“Raporlamalar birçok hastane binasının depreme dayanıklı olmadığını gösterdi”

Açıklamada, yapılan raporlamaların, ülkedeki birçok hastane binasının depreme dayanıklı olmadığını gösterdiği belirtilerek şunlar paylaşıldı:

“Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi: Kan bankası ve hemodiyaliz ünitelerinin bulunduğu binalar, yıkılma riski en yüksek yapılar arasında yer almaktadır. Buna rağmen, bu birimlerin hala aynı tehlikeli binalarda hizmet vermeye devam ettiği görülmektedir.

Girne Akçiçek Hastanesi ve Cengiz Topel Devlet Hastanesi: Küçük bir sarsıntıda dahi tamamen yıkılabileceği belirtilen bu hastaneler için hiçbir güçlendirme veya yenileme çalışması yapılmamıştır.

Bu tablo, yalnızca kamu hastaneleriyle sınırlı değildir. Özel hastaneler de depreme dayanıklılık denetimlerinden geçmemiş, herhangi bir afet senaryosuna uygun şekilde hazırlanmamıştır.

Bu uyarılar yeni değildir. Uzmanlar, her fırsatta binaların güçlendirilmesi gerektiğini ve afet planlarının yapılması gerektiğini dile getiriyor. Ancak ne yazık ki hükümet ve Sağlık Bakanlığı, bu uyarıları dikkate almak yerine sessiz kalmayı tercih ediyor. Şunu açıkça ifade ediyoruz: Bu ihmallerin bedeli ağır olacak.”

-Atılması gereken adımlar…

Açıklamada, olası bir deprem felaketinin önüne geçmek için derhal şu adımların atılması istendi:

“1. Tüm kamu ve özel hastaneler: Depreme dayanıklılık denetimlerinden geçirilmeli, dayanıklı olmayan binalar acilen güçlendirilmelidir.

2. Yeni binalar: Özellikle Burhan Nalbantoğlu, Girne Akçiçek ve Cengiz Topel hastaneleri için modern, depreme dayanıklı yeni hastane binaları inşa edilmelidir.

3. Acil durum ve afet planları: Sağlık tesislerinde kapsamlı afet yönetim planları hazırlanmalı, bu planlar sık sık güncellenmelidir.

4. Tatbikatlar: Sağlık çalışanları ve sivil savunma ekipleri, deprem senaryolarına göre düzenli tatbikatlarla eğitilmelidir.

5. Sivil savunma güçlendirilmesi: Afet sonrası müdahale ekiplerinin kapasitesi artırılmalı ve hastanelerle koordinasyonu sağlanmalıdır.”

Tabipler Birliği ve Tıp-İş, yetkililere “Eylemsizlik suçtur. Bu ihmaller yalnızca bir yönetim zafiyeti değil, insan hayatına, eğitimli insanımızın kaybına mal olacak kadar ağır sonuçlar doğuracaktır. Bir hastanenin yıkılması, yalnızca bir bina kaybı değildir. O hastanenin yıkılması, bir toplumun umudunun ve geleceğinin yıkılması demektir. İnsanların hayatta kalma şansını ellerinden almak, affedilemez bir sorumluluk ihmalidir. Deprem kapıda. Bu ihmal devam ederse, yaşanacak bir afetin felakete dönüşmesinin tüm sorumluluğu, bu uyarıları dikkate almayan hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın omuzlarında olacaktır. Biz uyarıyoruz, tarih ve vicdan bu ihmalleri kaydetmeye devam ediyor. Harekete geçin. Şimdi!” çağrısında bulundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam