Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Brüksel’de basın mensuplarıyla bir araya geldi: “Birleşik bir Ada seçeneği mümkün değil”

Published

on

 

 Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ada’nın geleceğiyle ilgili varılacak herhangi bir çözümün egemen eşitlik temelinde olması gerektiğini, bu çerçevede Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde pozitif bir gündeme odaklı, enerji başta olmak üzere birçok alanda işbirliğine açık olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, geçen ay New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile kararlaştırılan ve Yunanistan ile Türkiye’nin de katılmasında mutabık kalınan görüşmelerin gayriresmi nitelikte olacağını, KKTC ve GKRY’nin lider düzeyinde, Türkiye ve Yunanistan’ın dışişleri bakanı düzeyinde, İngiltere’nin ise düşük bir düzeyde temsil edileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Tatar, “ayriresmi formattaki toplantı, Ocak 2025’in sonunda yapılabilir” dedi.

Tatar, Brüksel’deki resmi ziyaretleri kapsamında uluslararası basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Kıbrıs Türklerinin Ada’nın asli unsuru olduğunu vurgulayan Tatar, “1960 anlaşmasına göre, Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortaklarıdır.” dedi.

Tatar, “Eşitlik temelinde uluslararası bir anlaşmaya varacaksak biz neden bu kadar baskı altındayız? Sesimizi duyurmamız bile mümkün değil. Dünyanın hiçbir yerine davet edilmiyoruz. Doğrudan uçak seferlerimiz yok, doğrudan ticaretimiz yok. Elde etmiş olabileceğimiz ekonomik kalkınmaya sahip olamadık. Potansiyelimizi gerçekleştiremiyoruz.” diye konuştu.

Tatar, şöyle devam etti:

“Herhangi bir siyasi çözüm sürdürülebilir olacaksa iki taraf ekonomi ve finansal kapasite açısından birbirine yakın durumda olmalıdır. Aksi takdirde, bir taraf AB üyesi, tanınmış bir devlet ise ve tanınmış bir devlet olmanın tüm ekonomik avantajlarından faydalanıyorsa iki tarafın başarılı bir işbirliği yapması mümkün değildir. Diğer taraf, Kıbrıslı Türkler uluslararası tanınma, doğrudan ticaret, doğrudan uçuşlara sahip değil. Baskı altında. Bu tür muamelenin tüm olumsuz sonuçları açıkça gelişimimizi engellemektedir.”

– “Ben her zaman işbirliğinden yanayım”

“Ben her zaman işbirliğinden yanayım.” diyen Tatar, siyasi anlaşmaya henüz varılmamış da olsa kültür, enerji, su gibi alanlarda alternatif işbirliklerinin yapılması gerektiğine işaret etti.

Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle Anadolu’dan KKTC‘ye yılda 75 milyon metreküp su getirilen projeye atıfta bulunarak “Temel olarak, işbirliği yapabileceğimiz birçok alan olduğunu söylüyorum. BM aracılığıyla Kıbrıslı Rum dostlarımıza, Kuzey Kıbrıs’tan Türkiye’ye çok uygun bir kablo ile Türkiye üzerinden AB elektrik şebekesi sistemine bağlanmamızı önerdim.” diye konuştu.

Türkiye’nin halihazırda AB’ye bu anlamda bağlı olduğunu anımsatan Tatar, bu projenin en fazla 6 ay içerisinde tamamlanabileceğini söyledi.

Tatar, “Bu proje şart. Bu Ada, hem Güney Kıbrıs’ta hem de Kuzey Kıbrıs’ta fuel oil yakarak enerji üretiyor. Enerji için fuel oil yakmak, sadece sağlığımız için değil, çevremiz için de kesinlikle bir yıkım. Ada’nın her iki tarafında da enerjiye olan ihtiyaç artıyor.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“AB’ye bir kabloyla bağlı olmanın diğer bir avantajı, bunun güneş enerjisine, yeşil enerjiye giden yolu açacak olmasıdır. Sistem böyle çalışıyor. Şu anda hem kuzeyde hem de güneyde, güneş enerjisine tüm kapasitenin yalnızca yüzde 30’una kadar yatırım yapabiliyoruz. Bu bir mühendislik gerçeğidir. Daha fazla yeşil enerjiye sahip olamazsanız, aksi takdirde sistem çalışmaz. Ancak AB’ye iki yönlü bir kablonuz varsa, bu, Allah’ın Kıbrıs’a bahşettiği güneşin erdeminin tadını çıkarabileceğimiz mükemmel bir sistemdir.”

Tatar, KKTC‘nin egemenliği tanınan bir devlet olarak AB üyesi olmasını desteklediğini, bu şekilde Türkiye ile AB arasında da köprü olabileceğini kaydetti.

– “Birleşik bir Ada seçeneği mümkün değil”

Çözüm taraftarı olduğunu vurgulayan Tatar, özellikle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) AB’ye katılmasının ardından çözüme dair yapıcı görüşmeler yapılamadığına değindi.

Tatar, GKRY’nin AB üyeliği sürecine değinerek “Türkiye bir garantör güçtür. Ancak Kıbrıs Cumhuriyeti, (Kıbrıs Rumları) Annan Planı’na ‘hayır’ demelerine rağmen AB’ye kabul edildiğinde bunu kimse Türkiye ile paylaşmadı. Türkiye’ye garantör güç olarak danışılmalıydı. Plana ‘evet’ diyen Kıbrıslı Türklere danışılmalıydı.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin gördüğü zulmü sona erdirmek için müdahale etmek zorunda kaldığı 1974’ten bu yana Ada’da barışın hüküm sürdüğünü vurgulayan Tatar, geçmişin unutulması ancak göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getirdi.

Tatar, AB’nin birleşik bir Ada’dan yana olduğunu anımsatarak “Aradan geçen tüm bu yıllardan sonra birleşik bir Ada seçeneği mümkün değil.” dedi.

Tatar, çözüme dair vizyonuyla ilgili şunları paylaştı:

“Biz azınlık değiliz. Eşitliği hak ediyoruz. Herhangi bir çözüm karşılıklı olarak kabul edilmeli ve tam olarak müzakere edilmelidir. Bakın, bu çok önemli bir şey. Kıbrıs’ta adil olmak, hakkaniyetli olmak, sürdürülebilir olmak için herhangi bir siyasi anlaşma tam olarak müzakere edilebilir olmalı, karşılıklı kabul edilebilir olmalıdır.”

AB’nin federal bir Kıbrıs Cumhuriyeti temelindeki çözüm anlayışında Türk askerinin varlığına da yer olmadığına dikkati çeken Tatar, “AB ve Avrupa liderleri, Kıbrıs Türklerinin anavatanımız olan Türkiye’nin korumasına ihtiyaç duyduğunu anlamalıdır.” diye konuştu.

Tatar, “Türkiye’nin Ada’da barışı korumaktan başka bir çıkarı yok.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin KKTC‘ye verdiği desteğe dikkati çeken Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM 79. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada KKTC‘yi tanımaya davet etmesi ve yine onun desteğiyle ülkesinin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak katılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

– Gayriresmi formattaki toplantı, Ocak 2025’in sonunda yapılabilir

Tatar, geçen ay New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile kararlaştırılan ve Yunanistan ile Türkiye’nin de katılmasında mutabık kalınan görüşmelerin gayriresmi nitelikte olacağını, KKTC ve GKRY’nin lider düzeyinde, Türkiye ve Yunanistan’ın dışişleri bakanı düzeyinde, İngiltere’nin ise düşük bir düzeyde temsil edileceğini söyledi.

Toplantının Ocak 2025’in sonunda düzenlenmesini beklediğini ifade eden Tatar, diyalog ve iletişime inandığını, bu toplantının ülkesinin gelecek süreçten beklentilerini ifade etmek için verimli bir platform olacağını belirtti.

Tatar, “Açıkçası, hemen resmi müzakerelere geçeceğimiz bir toplantı değil. Bunu yapabilmek için, ortak bir zemin bulmak için çalışmamız gerektiğine inanıyoruz. Görüşümüzü bu şekilde ortaya koyduk. Ortak bir zemin yoksa, resmi müzakerelere geçilemez.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Üstel: “Cumhurbaşkanımızın zirvede ortaya koyduğu vizyonu ve kararlı duruşu takdirle karşılıyoruz”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın New York’ta düzenlenen 5+1 formatındaki Kıbrıs konulu zirve toplantılarında ortaya koyduğu vizyonu ve kararlı duruşu hükümet olarak takdirle karşıladıklarını belirtti.

Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Başbakan Üstel, Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Anavatan Türkiye ile birlikte Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini, eşit uluslar arası statüsünü ve dünya ile bütünleşme hakkını en üst düzeyde savunduğunu vurguladı.

Üstel açıklamasına şöyle devam etti:

“Türk tarafının sunduğu 6 maddelik iş birliği önerisi, barışa ve sürdürülebilir geleceğe yönelik samimi yaklaşımımızın bir yansımasıdır. Ancak buna karşın Rum Yönetimi süreci tıkayan, güven inşasını sabote eden ve Kıbrıs Türk halkını yalnızlaştırmaya yönelik tutumunu sürdürmektedir.

Rum tarafı, olmayacak taleplerle süreci bilinçli şekilde tıkamakta, müzakereleri çözümün değil, statükonun devamının aracı olarak görmektedir. Masada oturmak onlar için bir çözüm değil, Kıbrıs Türk halkını müzakereye mahkum etme aracına dönüşmüştür.

Ayrıca mülkiyet davalarıyla ekonomimize saldırılması, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun hiçe sayılması, geçiş kapılarıyla ilgili yapıcı çağrıların görmezden gelinmesi ve yabancı yetkililerle temasların engellenmeye çalışılması, iyi niyeti zedeleyen diğer adımlardır.

Uluslararası camia bilmelidir ki; tehdit, baskı, izolasyon ve itibarsızlaştırma politikalarıyla Kıbrıs Türk halkının iradesini yok saymak mümkün değildir. Egemen eşitlik teyit edilmeden ve karşılıklı saygı sağlanmadan ne iş birliği olur ne de kalıcı çözüm mümkündür.

Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar’a kararlı duruşu için teşekkür ediyor; Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’a halkımızın haklı davasına verdikleri destekten ötürü şükranlarımızı sunuyoruz.

Kıbrıs Türk halkı çözümden ve barıştan yanadır. Ancak çözüm egemen eşitliğin tanındığı, hakların teslim edildiği ve güvenin inşa edildiği gerçek bir zemin inşası ile mümkündür.

Duruşumuz nettir: Egemenliğimizden asla taviz vermeden, halkımızın haklarını savunmaya, devletimizi güçlendirmeye ve Anavatan Türkiye ile geleceğe emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Türkiye ile KKTC arasında öğretmen adaylarına yönelik Akademik İş Birliği Protokolü imzalandı

Published

on

By

TC Millî Eğitim Akademisi ile Atatürk Öğretmen Akademisi arasında, öğretmen adaylarının mesleki gelişimini desteklemeye yönelik bir iş birliği protokolü imzalandı.

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, protokol dün TC Milli Eğitim Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Ünal Eryılmaz’ın ev sahipliğinde, Millî Eğitim Akademisi Başkanı Cevdet Vural ve Atatürk Öğretmen Akademisi Başkanı Prof. Dr. Güner Konedralı tarafından imzalandı.

Törene, TC Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Fethi Fahri Kaya ile Talim ve Terbiye Dairesi Müdürü Murad Aktuğ da katılım sağladı.

Protokol kapsamında eğitim faaliyetleri, seminer ve çalıştaylar, dijital içerik üretimi ve uzaktan eğitim uygulamaları gibi çeşitli alanlarda ortak çalışmalar yürütülmesi amaçlanıyor. Ayrıca, öğretmen adaylarına yönelik yapay zeka uygulamaları ile değişen ve gelişen yeni öğretim yaklaşımları konusunda akademik iş birliği ve mesleki gelişim faaliyetlerinin desteklenmesi hedefleniyor.

Türkiye ve KKTC arasındaki bu protokol, iki ülkenin eğitim alanındaki ilişkilerini güçlendirmeyi ve öğretmen yetiştirme süreçlerine nitelikli katkı sunmayı hedefliyor.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: Egemen eşitliğimiz kabul edilemedikçe bir müzakere sürecine geçilmeyecek

Published

on

By

New York’ta düzenlenen Kıbrıs konulu genişletilmiş 5+1 formatlı Kıbrıs konulu toplantının sona ermesinin ardından ülkeye dönen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ercan Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu. Tatar, toplantıda ele alınan başlıklar, uzlaşı sağlanamayan konular ve Kıbrıs Türk tarafının ortaya koyduğu öneriler hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Birleşmiş Milletler ev sahipliğinde New York’ta gerçekleşen Kıbrıs konulu genişletilmiş 5+1 formatlı gayriresmi toplantı tamamlandı. 2 gün süren toplantının ardından temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar adaya döndü.

Ercan Havalimanı’nda kameralar karşına geçen Tatar New York temaslarını değerlendirdi.

Ortak zemin oluşana kadar ve resmi müzakereler başlayana kadar iki halkın yararına olacak şekilde işbirliklerinin ele alındığını belirten Tatar, zirvede 6 başlığın ele alındığını ancak iki başlıkta anlaşmanın sağlanamadığını söyledi.

Tatar, uzlaşma sağlanamayan iki başlığın ise enerji ve kapılar konusu olduğunu dile getirdi;
Tatar, Türk tarafı olarak Haspolat ve Akıncılar bölgelerinde yeni geçiş kapılarının açılması yönünde önerilerde bulunduklarını belirterek, “ Rum tarafı ilk etapta olumlu yaklaşsa da sonrasında ara bölgeden geçişte ısrarcı oldular. Biz ise güvenlik ve egemenlik hassasiyetlerimiz gereği bu öneriyi kabul etmedik” dedi.

Tatar, Rum tarafının 5 kilometrelik bir yolun Türk tarafı topraklarından geçirilmesine karşı çıkarak, ara bölgeden geçmekte ısrar ettiğini ve bu nedenle sürecin tıkandığını ifade etti.

Amaçlarının hem Kıbrıslı Türk hem de Kıbrıslı rumların gidiş gelişlerini rahatlatmak olduğunu kaydeden Tatar, 2024 yılı içerisinde yaklaşık 8,5 milyon geçişin yapıldığını söyledi.

Enerji konusuna değinen Tatar, Rum tarafının üretilen enerjiyi kendi sistemi içine almak istediğini ve KKTC’ye ise payını vereceğini ancak bunu kabul etmeyeceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum lider Nikos Hristodulidis’in, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la New York’ta bir saatlik görüşme yaptıkları yönündeki açıklamalarına da değindi.

Tatar “Orada yalnızca bir nezaket sohbeti oldu, resmi bir toplantı yapılmadı. Bu tür beyanlar gerçeği yansıtmıyor” dedi.

Diplomasi ve temastan asla kaçınmadıklarını vurgulayan Tatar,”Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz kabul edilemedikçe bir müzakere sürecine geçilmeyecek. Bu siyaset yerleşmiş ve kökleşmiştir.” dedi.

Kıbrıslı Türklerin ambargo ve izolasyonlarla insan haklarına aykırı şekilde mağdur edildiğini belirten Tatar, mal mülk meselesini de gündeme getirdiğini ifade etti.

Tatar, Taşınmaz Mal Komisyonuna da işaret ederek, Rum tarafının tutumunun gerginlik yarattığını kaydetti.
Tatar, Kıbrıs Türk tarafının, uyuşturucu ticaretiyle mücadele konusunda iki tarafın polis güçlerinin iş birliği yapmasına yönelik önerisinin Rum tarafınca reddedildiğini açıkladı.

Tatar, “Bu öneri kabul edilseydi, hem kuzeyde hem de güneyde gençliği tehdit eden bu belaya karşı ortak mücadele edilebilirdi” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar, Eylül ayında BM Genel Kurulu çerçevesinde yeniden bir görüşmenin planlandığını, yıl sonuna kadar da benzer formatta bir toplantının daha yapılabileceğini de sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam