Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi komitede görüşülüyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 16 milyar 485 milyon 959 bin TL’lik Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini görüşüyor.

UBP Gazimağusa Milletvekili Resmiye Eroğlu Canaltay başkanlığındaki komite toplantısına, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu da katıldı.

– Şahiner

CTP Milletvekili Salahi Şahiner, bu bütçenin sorunları çözebilecek bir bütçe olmadığını belirterek, okulların depreme dayanıklılık raporlarının çok geç yayınlanması nedeniyle tadilatların zamanında tamamlanmadığını söyledi.

Şahiner, okulların tadilatlarının nasıl projelendirildiğini anlamadıklarını ve neler için ihaleye çıkıldığını sordu.

Yüksek Öğrenimin bir sektör olmaması gerektiğini ancak bölgesel kalkınmaya katkısının da görmezden gelinemeyeceğini söyleyen Şahiner, yüksek öğrenimin sürdürülebilir olması için bölgesel kalkınmayla beraber değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Hazırlanan eylem planıyla ilgili hiç adım atılmamasını eleştiren Şahiner, sektörel dönüşümün sağlanması için de bu tür planlamalara ihtiyaç olduğunu belirtti.

-Özuslu

CTP Milletvekili Sami Özuslu, 3.5 milyarla tamamlanması beklenen ve “külliye” diye adlandırdığı Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesinin getireceği elektrik, temizlik gibi ek masraflara işaret ederek, bakana, eğitim alanında bir dizi yatırım ihtiyacı varken bu buraya itiraz edip etmediğini sordu.

Bu binaların daha etkin kullanılabilmesi için yapılan teknik bir çalışma olup olmadığını soran Özuslu, “bu kadar yüksek harcamayı hiçbir ortak akıl kabullenemez” dedi.

Eğitim bakanlığının kirada olan birimlerinin bu binalara yerleştirilmesi çağrısı yapan Özuslu, geçen yıl yüksek öğrenimde yaşanan sıkıntılara işaret ederek, “sarsılan imajı düzeltmek için neler yapmayı planladıklarını” bilmek istediğini söyledi.

“TV ekranlarında bile ada, kara para aklama bölgesi olarak gösterildi” diyen Özuslu, “bu imajın bir an önce düzeltilmesi gerekir” şeklinde konuştu.

*Barçın

CTP Milletvekili Devrim Barçın, ilkokullardaki öğretmen eksikliğinin giderilmesi için geçmişte yasa çalışması yapıldığını ancak hala diyetisyenlik/veterinerlik eğitimi alan “torpilli” kişilerin ilkokullarda öğretmenlik yaptığını söyledi.

Pedagoji eğitimi almayan kişilerin ilkokulda eğitim vermesinin yanlışlığına işaret eden Barçın, deprem döneminde toplanan paraların yatırıma dönüştürülmemesini “beceriksizlik” olarak niteledi.

Barçın, öğretmenlerin hazırlık ödeneklerinin yarısının ödenmiş olmasının da “yasa dışı ” olduğunu söyleyerek, bakanlığı mükellefiyetlerini yerine getirmeye çağırdı.

-İncirli

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, eğitim bakanlığının 249 prefabrik sınıfla eğitim yılına başladığını hatırlatarak, dünkü doğa olaylarından sonra bu sınıfların kaç tanesinde sorun yaşandığını sordu.

Bu prefabrik sınıfların, ses, ışık, fiziki, psikolojik etkilerinin gündeme bile gelmediğini, bu 7 bin civarı öğrenci için neler planlandığını merak ettiğini söyleyen İncirli, deprem nedeniyle toplanan paraların nereye harcanacağını sordu.

– Çavuşoğlu

Eleştirileri yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, deprem nedeniyle toplanan paranın eğitim bakanlığının kontrolünde olmadığını kaydetti. Prefabrik sınıfların yanı sıra 90 tane de beton sınıf yapıldığını hatırlattı.

İncirli, pandemi sonrası öğrencilerin bir de deprem travması geçirdiğini hatırlatarak, bu bütçede eğitim kalitesinin arttırılmasına yönelik bir şey göremediğini söyledi.

Çocukları eğitenin dört duvar olmadığına işaret ederek, geçici öğretmen kavramının da fıkralık bir konuma geldiğini savunan İncirli, “öğretmenlerin kurultay sebebiyle atanamaması kimsenin unutmayacağı ve anlatacağı bir anı” dedi.

İncirli, hükümetin politikalarından en çok etkilenen bakanlık olarak bu hızla artan nüfusa öğretmen yetiştirilemeyeceğini ancak eksik öğretmenler konusunda ne yapılması planlandığını sordu.

-Solyalı

CTP milletvekili Ürün Solyalı ise, gelecek yıl anaokula başlayan kaç öğrenci olduğunu sordu. Çavuşoğlu da 4 bin civarında olduğunu söyledi.

Özel okul fiyatlarında yüzde yüzden fazla artış olduğunu ve bakanlığın konuyla ilgili nasıl bir adım atmayı düşündüğünü soran Solyalı, tam gün eğitime geçilme planı dahilinde okullara nasıl bir mali destek sağlayacaklarını sordu.

-Talat

CTP Milletekili Ongun Talat, “Büyük Destan eğitim kurumlarının halen faaliyette olduğunu, TC eğitim müşavirliği tarafından görevlendirilen öğretmenlerle ilgili önceden de uyarıda bulunduğunu, bu kişilerin ‘biz bakanlığa bağıl değiliz’ dediklerini, Çavuşoğlu’nun da böyle bir şey yok dediğini” söyledi.

Öğretmenler Günü’nde yapılan ziyaretlerde yabancı öğrenci sayısının gittikçe arttığını ve bu çocukların çoğunluğunun da oryantasyona tabi tutulmadığını gözlemlediklerini aktardı.

Talat, geçici öğretmen alımının devam edip etmeyeceğini sordu.

Çavuşoğlu, geçici öğretmen alımının asıl kadrodaki hasta vs, ya da münhal yetersizliği nedeniyle olduğunu. İlkokulda 2 senede tamamlamayı planladıklarını ,bunun kendilerinin yaratabildikleri bir münhal olmadığını belirtti.

-Şahali

CTP milletvekili Erkut Şahali, bakanlığın bütçesinin geçen yıla göre 500 milyon civarında az olduğunu, okulların bile kurultaya endeksli açıldığını ileri sürdü.

Konteyner/Prefabrik sınıfların deprem için geçici tedbir olarak görüldüğünü ancak yapısal bir karar olarak kullanıldığını belirten Şahali, nüfus konusunda sürekli farklı bilgiler edinerek eğitim planlamanın mümkün olamayacağını dile getirdi.

Tam gün eğitimle ilgili tek eksiğin beslenme olmadığına işaret eden Şahali, “özel eğitim vakfına 20 milyonluk projeyle desteklenmesinin “de izah edilmesi gereken bir durum olduğunu belirtti.

Şahali, yüksek öğrenimde bu yıl yaşanan sorunlara değinerek, kontrolsüz büyümenin denetimsizliği beraberinde getirdiğini söyledi. Şahali, LAÜ, DAÜ itibarının yükseltilmesi için herkesin çaba harcamasını istedi.

-Çavuşoğlu

Çavuşoğlu, okullarda kullanılan prefabrik yapılarla ilgili mali bilgiler vererek, bunların geçici olduğunu tüm prefabriklerin tamamından 3 yıl sonra kurtulacaklarını vurguladı.

Tadilatlarla ilgili bilgi veren Çavuşoğlu, sınıflarda 30’un altına inme ve 600 öğrenciyi geçmeme hedefi koyduklarını belirtti.

Çavuşoğlu, toplamda 26 okul yaptıklarını, 22 okulun ağır güçlendirilmesinin yapıldığını, 6 tanesinin de güçlendirmesinin devam ettiğini söyledi.

3 yıl sonra eğitim bakanı olacak kişinin sadece müfredata kafa yoracak konuma geleceğine işaret eden Çavuşoğlu, amaçlarının ülke genelindeki tüm okulların depreme dayanıklı hale gelmesi olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı ve Meclis yerleşkesinin hibe olduğunu, nereye harcanacağını kendilerinin karar veremeyeceğini kaydeden Çavuşoğlu, üniversitelere yaptıkları baskı sayesinde 88 bin aktif 14 bin pasif öğrenci olduğunu bildiklerini ve sürekli takip ettiklerini anlattı.

Geçmişte arşiv olmadığını ama şu an yapılan düzenlemeyle diplomaların denetlenerek onaylanır hale geldiğini söyledi.

Çavuşoğlu, ilkokullardaki öğretmenlerin pedagojisiz alınmadığını, akademinin kapasitesinin 70-80 civarı olduğunu, bunun da ihtiyacı karşılayamadığı için geçici öğretmen alındığını kaydetti.

LAÜ, DAÜ mezunlarını da ilkokullara almadıklarını ancak branş öğretmenlerinin münhallere başvurmasıyla bu sorunun ortadan kalkacağını belirten Çavuşoğlu, hazırlık ödeneğinin de maliyenin şartları uygun olmadığı için tamamının verilemediğini söyledi.

Az sayıda prefabriklerin bazılarında damlamalar olduğunu, en kısa sürede çözüleceğini belirten Çavuşoğlu, itirazların değerlendirilmesi nedeniyle atamaların yapılamadığını, kurultayla alakası olmadığını ifade etti.

Çavuşoğlu, özel okul fiyatlarına şu anki yasalarla müdahale etmesinin mümkün olmadığını vurgulayarak, TC’den burada olmayan branşlarda öğretmen geldiğini, onların da bakanlığa bağlı olduğunu hatırlattı.

Yabancı öğrencilerin sorunlarını akademiyle başlattıkları işbirliğiyle çözdüklerini dile getiren Çavuşoğlu, yabancı öğrencilerin 1500’ünün sertifika alarak okullara başladığını kaydetti.

YÖDAK’ın yıllarca istihdam yeri olarak görüldüğünü ancak bundan sonra YÖDAK’ın asli görevlerini yerine getirmeye hazır olduğunu belirtti.

-AÖA

Komite toplantısında konuşan Atatürk Öğretmen Akademisi Başkanı Güner Konedralı da, 32 yıldır bu okulda olduğunu ve her türlü soruya açık olduğunu belirterek, 19 ay önce göreve geldiklerini ve YÖK ve YÖDAK’ta agredite olacak programlar hazırladıklarını belirtti.

İlk kez yüksek lisans programı açma hazırlığında olduklarınıi önümüzdeki dönemde bu programların da faaliyete gireceğini söyledi.

Bu yıl 342 öğrenciyle tarihin en yüksek kapasitesiyle 34 öğretim elemanıyla eğitim verdiklerini belirten Konedralı, bu yıl aynı zamanda yabancı öğrencilere de Türkçe sertifika programı verdiklerini kaydetti.

Konedralı, 46 öğretmene de yabancılara Türkçe öğretebilecek eğitim verdiklerini aktardı.

Konedralı, öğretmen alımlarını minimal tuttuklarını ancak teşkilat şemalarının öğretmen ihtiyacını gidermeye uygun olmadığını dile getirerek “Part-time öğretmen sometime öğretmendir” diyerek maddi destek beklediklerini söyledi.

AÖA Başkan Yardımcısı Çişe Çavuşoğlu da, 2 yıldır AÖA’da İngilizce branş öğretmeni yetiştirdiklerini ve bu kişilere uluslararası sertifika alacak düzeyde branş eğitimi vereceklerini anlattı.

AÖA bütçesi oyçokluğuyla komitede kabul edildi.

-LAÜ

LAÜ Rektörü Mehmet Ali Yükselen ise, bu yıl 3 bin 200 yeni,toplam 11 bin 694 öğrenciyle eğitime başladıklarını ,250 tam zamanlı akademisyenleri olduğunu 2 milyar 66 milyon 77 bin TL’lik bütçe önerildiğini belirtti.

LAÜ yetkilileri komite üyelerinin personel maaşlarıyla ilgili sorularını da yanıtladı.

CTP Milletvekili Salahi Şahiner, bakanlık bütçesini madde madde okuyarak geçen yıla göre fazla arttığını düşündüğü kalemler hakkında soru sordu.

LAÜ bütçesi de oyçokluğuyla komitede kabul edildi.

Komite toplantısına saat 24.00 sıralarında 10 dakika ara verildi. Ara sonrası toplantı DAÜ bütçesiyle devam edecek ve ardından Bakanlık bütçesi oylanacak.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Haspolat’a 12.00-15.00 arası elektrik verilemeyecek

Published

on

By

Haspolat Kirli Sanayi Bölgesi’nin kuzey kısmı ve yeni cezaevinin batı kısmı arasında kalan bölgeleye bugün 12.00-15.00 saatleri arası elektrik verilemeyecek.

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’ndan verilen bilgiye göre, kesintinin orta gerilim elektrik şebekesinde yürütülecek yük aktarma çalışması nedeniyle yapılacağı belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Yunus Emre Enstitüsü ve AÖA arasında iş birliği protokolü imzalandı

Published

on

By

Yunus Emre Enstitüsü ve Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) arasında iş birliği protokolü imzalandı.

Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy ile Atatürk Öğretmen Akademisi Başkanı ve Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Güner Konedralı imza koydu.

Türk Dil Kurumunun Bilkent Yerleşkesinde gerçekleşen imza töreninde, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi Müdürü Murad Aktuğ ile Yunus Emre Enstitüsü Eğitim Dairesi Başkanı ve Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Emrah Boylu da yer aldı.

İmzalanan protokolle eğitim, kültür ve dil alanlarında karşılıklı iş birliğinin güçlendirilmesi hedefleniyor.

İmza töreninin ardından protokol heyeti, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert’i makamında ziyaret etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Merkezi’nde ve Türkevi’nde basın toplantısı düzenledi:“New York’ta altı yeni iş birliği önerisi sunduk, dört girişim için çalışmalara başlayacağız”

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) ev sahipliğinde New York’ta gerçekleşen Kıbrıs konulu genişletilmiş 5+1 formatlı gayriresmi toplantının tamamlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Merkezi’nde ve Türkevi’nde basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Tatar basın toplantısında yaptığı konuşmada, toplantının düzenlenmesinden dolayı BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e; Kıbrıslı Rum mevkidaşım Sayın Nikos Christodoulides’e; garantör ülkeleri temsilen, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a, Yunanistan Dışişleri Bakanı Sayın Giorgos Gerapetritis’e ve üçüncü garantör ülke olarak Birleşik Krallık Avrupa Devlet Bakanı Stephen Doughty’ye katılımlarından dolayı teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Tatar ayrıca, BM Genel Sekreteri’nin kişisel temsilcisi Maria Angela Holguin’e de teşekkürlerini sundu.

Cumhurbaşkanı Tatar, New York’a yalnızca Mart ayında Cenevre’de BM Genel Sekreteri huzurunda üzerinde mutabık kalınan girişimlerde ilerleme sağlamak için değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk Halkı ve Kıbrıs Rum halkı arasında işbirliği kültürünün yaratılmasına ve güven inşasına katkı sağlayacak yeni girişimler de sunmak amacıyla olumlu, yapıcı ve ileriye dönük bir gündemle geldiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra gayrı resmi formatta gerçekleşen üçüncü toplantıya katıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Mart ayında üzerinde mutabık kalınan ve BMGS Guterres tarafından basın toplantısında ‘yeni bir atmosfer’ olarak nitelendirilen 6 girişimde ilerleme sağlama konusundaki tam bağlılığımı her zaman koruduğumu belirtmek isterim” dedi.

Bugün yapılan genel oturumda ve ikili görüşmelerinde, Cenevre sonrası adada yaşanan talihsiz olaylar zinciri nedeniyle derin hayal kırıklığını dile getirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, yeni atmosferin, iki halkın yararına olacak 6 girişimin tamamında somut sonuçlara ulaşılmasının sağlanmasını umduğunu, Rum tarafının da bu yeni atmosferi korumak için elinden geleni yapacağına ve atmosferin korunmasının, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum halkları arasında güven inşa etme amaçlı 6 girişimdeki çalışmalara katkı sağlayıp kolaylaştıracağına inandığına işaret etti

Rum yönetiminin, Cenevre toplantısı sonrasında, KKTC’deki mallarla ilgili olarak mülkiyet temelli cezai takiplerinin arttığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Rum tarafının bu eylemleri, iki halk arasındaki ilişkilere zarar vermekte ve ekonomimize darbe vurmayı hedeflemektedir. Bir yandan biz güven oluşturup, halklar arası temas ve etkileşimi geliştirmeye çalışırken, Rum yönetiminin bu eylemleri Kıbrıslı Türkler arasında endişe, baskı ve artan tehdit altında hissetmesine neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.

Kıbrıslı Türklerin, Güney Kıbrıs’a geçtiklerinde veya yurtdışına seyahat ettiklerinde tutuklanma veya gözaltına alınma korkusu yaşadığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Rumların taşınmaz mal başvurusu yapabileceği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da onaylanan Taşınmaz Mal Komisyonu gibi etkin bir iç hukuki çözüm yolu mevcutken, bu durumdan kaçınıldığını aktardı.

“KKTC Cumhurbaşkanı olarak halkımı korumak görevimdir. Ayrıca adamızın sürdürülebilir geleceği için çalışmayı da görev bilmekteyim, bu yüzden bugüne kadar itidal gösterdim ve karşılık verici adımlar atmadım” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum yönetiminin mülkiyetle ilgili girişimlerinin, Rum toplumunda da Kıbrıs Türkü’ne yönelik kızgınlık duygularını körüklediğini, Rum tarafından yapılan resmî açıklamalara bakılınca bu durumun, asıl amaç olduğuna dair işaretler olmasının ise daha da kaygı verici olduğunu vurguladı.

“Bu olumsuz duygular, bizi birbirimizden ve güven inşa etmekten uzaklaştırma tehdidi taşımaktadır. Bu nedenle, bu olaylar daha geç olmadan sona ermelidir” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Üzücüdür ki, Rum yönetimi ayrıca yabancı üst düzey yetkililerin Kıbrıs Türk Tarafı ile temas kurmasını engellemeyi amaçlayan sistematik bir kampanyasını doruk noktasına çıkarmıştır. Halkımı izole etme ve yıldırma politikası, yeni atmosferde girişimlerde ilerleme hedefimize hizmet etmemekte; adada iki toplum arasında olumlu bir ortam oluşmasına izin vermemekte ve Türk ile Rum toplumlarını birbirinden daha da uzaklaştırmaktadır. Bugünkü genel oturumda da ifade ettiğim gibi, eşitlikten ne kadar az korkarsak, işbirliği kültürünün ve böylelikle Kıbrıs adasının sürdürülebilir geleceğinin inşasına o kadar yaklaşırız”.

Kıbrıs’ta son 51 yıldır Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların iradesini yansıtan iki devlet ve iki demokrasinin bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, yeni ve resmi müzakere sürecinin iki tarafın doğuştan gelen egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü haklarının yeniden teyit edilmesiyle başlatılabileceğini ve her iki tarafa da eşit, adil ve onurlu şekilde muamele edilmesi gerektiğini ifade etti.

“Rum tarafının halkımı izole etme politikasına rağmen, sağduyu ve aklın galip geleceği ümidiyle olumlu bir yaklaşım sergiledik” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Mart ayında Cenevre’de yapılan gayriresmî Kıbrıs toplantısı sonrasında bazı ilerlemelerin kaydedildiğini ve Gençlik Teknik Komitesinin kurulduğunu söyledi.

Kültürel Miras Teknik Komitesi tarafından kararlaştırılan mezarlıkların restorasyon çalışmalarının sorunsuz devam ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Çevre Teknik Komitesi’nin, iklim değişikliğinin olası etkileri üzerinde çalışmaya başladığını kaydetti.

Kıbrıs Türk Tarafının mayın temizleme konusunda tutumunun net olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Mayınsız Bir Kıbrıs için kararlıyım! Tek bir şüphe veya bahane olmaksızın! Özellikle bu hedefi insanlığa, mayınsız dünya idealine katkı olarak çok değerli buluyorum” diye konuştu.

Ara Bölgede güneş enerji santrali kurulması girişiminin, ortak yarar ve çevresel işbirliği açısından umut vaat ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, ancak, Rum tarafının üretilen elektriğin doğrudan kontrolü ve yalnızca kendi şebekelerine aktarılmasında ısrar etmesi sebebiyle ilerleme kaydedilemediğini, adil olanın her iki tarafın doğrudan ve mutabakatla belirlenecek enerji paylarını almasını öngören daha dengeli bir düzenlemenin olduğunu vurguladı.

Yeni sınır kapısı konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Türk ve Rum halkının günlük yaşantısında hemen etkili olabilecek en potansiyelli altı girişimden biri olan 4 yeni sınır kapısı açılması girişiminin hayata geçirilemediğine dikkat çekti.

Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis’in, iki yeni geçiş noktası önereceğine dair sözünü tutmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Her iki tarafa fayda sağlayacak, Metehan’daki trafik yoğunluğunu çözecek ve iki toplum arasında ekonomik ve sosyal etkileşimi teşvik edecek şekilde, Lefkoşa’nın doğusundaki Haspolat ve Akıncılar’da araçlı sınır kapısı açılmasına dair somut teklifimi yinelemek istiyorum. Rum lider, geçiş noktası olmayan “güneyden-güneye” koridorlar konusunda katı tutumunu sürdürmektedir. Bu konulardaki yaklaşımım, yalnızca kendi halkıma değil, Rum toplumuna, adamıza ve bölgemize karşı da bir sorumluluk duygusuyla şekillenmektedir” dedi.

6 yeni girişim önerisini sunduğunun aktaran Cumhurbaşkanı Tatar bu önerileri şu şekilde sıraladı:

1) Kıbrıs adasının sismik haritalanması, çünkü deprem hazırlığı her iki taraf için de temel bir konu haline gelmiştir ve bunun başlıca gerekliliği sismik haritalamadır.

2) Mikroplastikleri temizleme ve haritalama girişimi, ayrıca mikroplastiklerin insan sağlığına, çevreye ve genel yaşama yönelik potansiyel riskleriyle mücadelede bütüncül ve stratejik bir yaklaşım benimsenmesi.

3) Kültürel miras alanları, anıtlar ve kayıp kişilerin tam olarak restore edilebilmesi için iki liderin ortaklaşa bağış toplama çalışması

4) Hava kalitesi izleme girişimi

5) Adanın tatlı su kaynaklarının ortak yönetimi

6) Her yaştan insanı tehdit eden uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelede işbirliği

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının devamında, BM Genel Sekreteri’nin kısa bir süre önceki basın toplantısında da belirttiği üzere, bir sonraki toplantıya kadar çalışmak üzere; Sivil Toplum için Danışma Organı, Kültürel Eserlerin Değişimi, Hava Kalitesi İzleme Girişimi ve Mikroplastik Toplantısı üzerinde anlaştıklarını kaydetti.

Daha önce görüşülen 6 maddenin 4 tanesinde ilerlemeler sağlandığını ancak Rum Yönetimi Liderinin tutumundan 4 sınır kapısının açılmasına yönelik ilerleme sağlanamadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Kiracıköy’de Rum halkının geçiş sürecini kısaltacak diye sorunu çözmek için koridor meselesini bile gündeme aldık ancak yol ara bölgeden geçiyor. Ara bölgeden yolun geçmesi uygun değil. 5 kilometrelik yola 5 kilometre daha ekleyelim ona göre kapı açılsın dedik. Ara bölgede ısrar ediyorlar, oradan geçilmesini kabul etmiyoruz. Daha sonra Kiracıköy’den vazgeçti, Erenköy’den geçiş istedi. Sonuç alamadık. Genel Sekreter, Holguin’e görev verdi, konu tartışılacak.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Tatar, soru üzerine Eylül ayında gerçekleşecek BM Genel Kurul toplantısında Kıbrıslı liderlerin üçlü görüşme gerçekleştireceğini, garantör devletler ve BM’nin de katılacağı 5’li görüşmenin ise, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından gerçekleşeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra 2021 yılında Cenevre’de 5+1 toplantıda federal çözüm yerine iki devletli yeni çözüm siyasetini gündeme getirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, aynı pozisyonda olunduğunu, Türkiye’nin desteklediğini ve Mart ayında pozisyonun tekrar edildiğini söyledi.

Defalarca denenen federal temelde bir çözüme varılamadığını Annan Planı ve Crans Montana yaşananlardan sonra artık yeni bir sürece girildiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün onaylanmasının önemine vurgu yaptı.

Kıbrıs’ta enerjini akaryakıtla elde edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle konuştu:

“Bütün dünya artık değiştiriyor. Karbondioksit sağlığını önlemek için alternatiflere kayıyorlar. Kıbrıs’ta en fazla zengin olduğumuz konu güneş, onun için geliniz bir an evvel siyaseti bırakınız. Türkiye’ye 60 km uzaklıkta suyu getirdik, enterconnecte sistemle Türkiye üzerinden kablo ile bağlanalım ve bu enerji meselesini kökten çözelim. Bu meseleyi bu şekilde çözdüğümüzde istediğimiz kadar güneşten enerji üretebilir ve sisteme satabiliriz. çok büyük imkanlar vardır buna benzer başka şeyler de vardır. İşte doğal gaz ve ada etrafındaki zenginliklerin araştırılması, ancak ‘bizim altımızda bir cemaat olabilirsin’ şeklinde bugün dahi onların bu şekil tavrını gördüm. Uyuşturucu meselesinde iki halkın gençliği etkileniyor. Egemen ve otorite kendisinin olduğunu iddia ederek polisimizle muhatap olmak ve işbirliği yapmak istemiyor.
Dünya yavaş yavaş neyin ne olduğunu anlıyor”

Kıbrıs Türkü’nün kendi devletinin bulunduğunu özgür ve bağımsız bir şekilde yaşanıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, iki devlet arasındaki işbirliğinin geliştirilebileceğini ancak bir antlaşma olsun diye egemenlikten taviz verilemeyeceğini çünkü geri dönüşünün olmadığını kaydetti.

Devamını Oku

Trending

Reklam