Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

DEİK İş Konseyleri organizasyonunda “KKTC’de Yatırım ve İş Yapma Fırsatları” ele alındı

Published

on

Türkiye Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) altında faaliyet gösteren Türkiye-KKTC İş Konseyi ve Yurtdışı Yatırımlar İş Konseyi tarafından “KKTC’de Yatırım ve İş Yapma Fırsatları” konulu toplantı düzenlendi.

DEİK’in KKTC ziyareti kapsamında düzenlenen ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nda (KTTO) yer alan toplantı, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim ve Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu’nun katılımıyla yapıldı.

KKTC ve Türkiye’den iş adamlarının da yer aldığı toplantıda, KKTC’de yatırım fırsatlarına ilişkin sunumlar yapıldı. Etkinlik, ardından, firmaların ikili görüşmeleriyle devam etti.

Toplantının açılışında, Büyükelçi Yasin Ekrem Serim, Ekonomi ve Enerji Bakanı Amcaoğlu, KTTO Başkanı Turgay Deniz, DEİK Türkiye – KKTC İş Konseyi Başkanı Fatih Mehmet Keçebir ve Yurtdışı Yatırımlar İş Konseyi Başkanı Kübra Orakçıoğlu Kazan birer konuşma yaptı.

– Serim: “KKTC’nin ekonomik gücünü artırmaya kararlıyız”

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının refahı ve sürdürülebilir bir ekonomi oluşturma hedefine olan desteğini vurguladı.

Büyükelçi Serim, kendilerinden ayrı görmedikleri KKTC’nin tüm sektörlerinde kalkınmaya yönelik projelere kararlılıkla devam ettiklerini kaydederek, DEİK’in de KKTC ile olan ilişkilerinde stratejik bir bakışla ilerlediğini belirtti.

Ülkelerin kalkınması için özel sektörün katkılarına ve kamu yatırımlarının özel sektör iş birliğiyle desteklenmesi gerektiğine işaret eden Serim, Kıbrıs Türk özel sektörünün Türkiye ile daha yakın iş birlikleri geliştirmesi gerektiğine dikkat çekti. Serim, e-ticaret ve teknoloji alanlarındaki projelerin, Kuzey Kıbrıs’ın uluslararası izolasyonları aşmasında önemli bir araç olabileceğini söyledi.

Girişimcilere yaptıkları destekler hakkında bilgiler aktaran Serim, Kıbrıs Türk Yatırım Geliştirme Ajansı aracılığıyla özellikle kadın ve genç girişimciler öncelikli olacak şekilde 2016’dan bu yana yürütülen girişimcilik projesiyle 65 milyon TL’lik kaynak sağlandığını açıkladı; 160 girişimciye destek verildiğini ve 350 kişilik istihdam yaratıldığını ifade etti.

– Gelecek hafta yeni hibe için başvurular alınacak

Serim, ayrıca, sanayi, turizm ve tarımda yeni hibelerin yolda olduğunu duyurdu; 110 milyon lira kaynak ayrılan bu programın elektronik başvuru sürecinin gelecek hafta başlayacağını kaydetti.

“Tek başına hizmet sektörü ve ithalatla tüketime dayalı bir ekonomik işleyişin, KKTC’nin ekonomik refahı ve halkın yaşam standardı açısından uzun vadede yeterli olmayacağını düşünüyorum.” diyen Serim, üretime ve ihracata dayalı bir ekonomik modelin benimsenmesi gerektiğini vurgularken, Kıbrıs Türk ekonomisinin çeşitlenmesinin şart olduğunu belirtti. Serim, özellikle serbest bölgeler, organize sanayi bölgeleri ve balıkçılık gibi alanlarda Türkiye’nin deneyimlerinin aktarılabileceğini söyledi.

Türkiye’nin “fin-tech” ve “start-up” gibi alanlarla da sahip olduğu deneyimlerini KKTC’ye aktararak, ülkenin bu alanlarda gelişimine katkı sağlayabileceğini ve buna istekli olduğunu belirten Serim, “Sadece turizm ve yükseköğretimle değil, teknoloji, dijitalleşme ve yeşil ekonomiyle de anılan bir KKTC hedefliyoruz,” dedi. Serim, ayrıca, 2025 yılında düzenlenecek Teknofest’in bu hedeflere katkı sağlayacağını dile getirdi.

Ticarette karşılaşılan ambargoların esasen belli engeller yaratmasına rağmen, KKTC’den yapılan ihracatın önünü kesemeyeceğine, bunun Türkiye üzerinden yapılabileceğine dikkat çeken Serim, Avrupa Birliği’nin doğrudan ticaret tüzüğünü yürürlüğe sokmamasının Kıbrıs Türk toplumunu haksız bir şekilde cezalandırmak anlamına geldiğini, ancak ek maliyetlere rağmen bunun imkansız olmadığını kaydetti.

– Yatırım çağrısı

Son olarak yatırım çağrısında bulunan Büyükelçi Serim, KKTC’nin yatırımcılar için güvenli bir iklimi ve ortamı olduğunu vurguladı.

– Amcaoğlu: “2025’te hayata geçirilecek sistemlerle şeffaflık ve verimlilik elde edilecek”

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, burada yaptığı konuşmada, ülkenin yatırıma olan ihtiyacını vurgulayarak, yatırımcının gelebilmesi, yatırımların kolaylaştırılması ve ekonomik altyapının güçlendirilmesi adına devlet tarafından ne gibi adımlar atıldığı hakkında katılımcılara bilgi verdi.

Amcaoğlu, özellikle, organize sanayi bölgeleri, enerji düzenlemeleri ve dijitalleşme alanındaki çalışmaların altını çizdi.

Yeni yasal düzenlemelerle ekonomik bir ivme kazanıldığını belirten Amcaoğlu, sanayi bölgeleri mevzuatının revize edildiğini ve üretime odaklı bir modele geçildiğini ifade etti. Amcaoğlu, artık sanayi bölgelerinin üretim yapan işletmelere tahsis edileceğini, bu adımın ihracatı da artırmak için önemli olduğunu kaydetti. Sanayi bölgelerinin dijital ortamda da görünebilirliğinin sağlandığını aktaran Bakan Amcaoğlu, bunun sayesinde elde edilen kazanımlara dikkat çekti.

Amcaoğlu, ayrıca, enerji yasalarının tamamlandığını ve 2025 yılı itibarıyla yürürlüğe gireceğini belirtti, 12 yıldır konuşulan Hal Yasası’nın ve Yerli Malı Yasa Tasarısı’nın tamamlandığını söyledi.

Akaryakıt otomasyon sisteminin devreye alınmasıyla akaryakıtta şeffaflığın ve verimliliğin artırıldığını söyleyen Amcaoğlu, “Bu sistemle devletin aylık 35 milyon dolarlık hacmi kontrol altına alındı. Teknolojiyi kullanarak hem tüketiciyi hem de işletmeciyi koruyoruz. Devletin hakkını doğru şekilde almasını sağlıyoruz.” dedi. Amcaoğlu, ayrıca, ürün güvenliği için Avrupa Birliği destekli bir akredite laboratuvarın 2025 yılında hizmete gireceğini duyurdu.

2025’te hayata geçirilecek olan elektronik etiket sistemini de tanıtan Amcaoğlu, bu sistemin fahiş fiyatların önlenmesi ve tüketicilerin doğru bilgiye erişimi için çok değerli olduğunu belirtti.

Sistemle, ürünlerin fiyatları ve satış noktalarının dijital olarak takip edilebileceğini aktaran Amcaoğlu, bununla ilgili uygulamaların kısa sürede devrede olacağını, maliyetin işletmelere yansımayacağını söyledi.

– “Hedefimiz KKTC’yi teknolojiyle geleceğe taşımak”

Bakan Amcaoğlu, “başta protokollerle güvenli yatırım ortamı, ardından yasal zeminler, ondan sonra projeler tek tek hayata geçiyor.” diyerek, hedeflerinin KKTC’yi teknolojik anlamda geleceğe taşımak olduğunu kaydetti.

Son olarak, Amcaoğlu, özel sektörün de desteğiyle KKTC’nin kalkınma hedeflerine ulaşacağına inandığını belirtti ve tüm yatırımcıları iş birliğine davet etti.

– Deniz: “En güvenli yatırım Kıbrıslı Türk iş insanlarıyla yapılan yatırımlardır”

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Başkanı Turgay Deniz de, konuşmasında, KKTC’nin sunduğu yatırım fırsatlarını vurgulayarak, en güvenli yatırımın Kıbrıslı Türk iş insanlarıyla yapılan yatırımlar olduğunu kaydetti.

Deniz, Kuzey Kıbrıs’ın ticaret, tarım, yazılım, turizm ve enerji gibi sektörlerde ciddi yatırımlara ev sahipliği yapma kapasitesi olduğunu, modern tarım yöntemlerinin ve Türkiye’den boru hattıyla sağlanan suyun tarım sektörüne büyük katkılar sağlayacağını ifade etti. Yazılım sektörünü de potansiyel bir yatırım alanı olarak örnek veren Deniz, ülkede öğrenim gören 100 bin civarındaki genç nüfusun bu sektörler için büyük bir fırsat olduğunu dile getirdi.

Turizmde yatak kapasitesinin artırılması gerektiğini belirten Deniz, konaklama tesisleri kadar operasyonel hizmetler alanında da fırsatlar olduğunu vurguladı. Gayrimenkul sektörünün Rum tarafının saldırılarına rağmen gelecekte yeniden canlanacağına olan inancını ifade eden Deniz, yatırımcıların bu alanda takipte olmaları gerektiğini söyledi.

Deniz, iş insanlarını bir araya getirerek iletişim kanallarını açık tutmanın Ticaret Odası’nın görevi olduğunu belirterek, “Her iş, belli bir planlama, zamanlama, güven ve risk alma kapasitesi gerektirir. Nihai kararı iş insanları verir. Bizim görevimiz, iş insanlarına yol açmaktır.” dedi.

– Kazan: “Yapılacak yatırımlar her iki ülkenin ekonomisine yardımcı olacak”

Yurtdışı Yatırımlar İş Konseyi Kübra Orakçıoğlu Kazan da, konuşmasında, Kuzey Kıbrıs’ın ticaret, turizm, enerji, bilişim ve eğitim alanlarında sunduğu yatırım fırsatlarının hem KKTC hem de Türkiye ekonomisi için önemini vurguladı.

Kazan, DEİK olarak Türk girişimcilerin uluslararası yatırımlardaki engellerini kaldırmayı ve onları doğru strateji ile desteklemeyi hedeflediklerini belirtti.

Özellikle turizmde sağlık ve yat turizmi gibi önemli alanların yanı sıra enerji ve yenilenebilir kaynaklar üzerine yatırımların büyük potansiyel taşıdığını ifade Kazan, eğitim sektöründe ise Türk üniversitelerinin projelerinin, insan kaynağı ve Ar-Ge’yi güçlendirdiğine dikkat çekti, “Amacımız, hem Türkiye hem Kuzey Kıbrıs için güçlü bir ekonomi yaratmak.” dedi.

– Keçebir: “Ekonomik ve ticari anlamda kalıcı bir iz bırakmak istiyoruz”

DEİK Türkiye – KKTC İş Konseyi Başkanı Fatih Mehmet Keçebir ise, konuşmasında, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin yalnızca ticaretle sınırlı olmadığını, siyasi ve stratejik iş birliğinin bu bağlamda büyük bir değer taşıdığını belirtti.

Keçebir, düzenledikleri etkinliklerle iki ülkenin ticaret müşavirleri ve iş dünyası temsilcileri arasında güçlü bir iletişim ağı kurduklarını ifade etti. Kadın girişimciler için özel projeler düzenlediklerini hatırlatan Keçebir, Özbekistan ve Azerbaycan iş heyetlerini de KKTC’ye getirerek bölgesel işbirliklerini artırmaya çalıştıklarını söyledi. Keçebir, bunun yanı sıra, yaşlı bakım evi gibi sosyal projelerin hayata geçirilmesi için de çalışmalar yürüttüklerini belirtti.

Keçebir, İş Konseyi olarak amaçlarının, Kıbrıs’ta ekonomik ve ticari anlamda kalıcı bir iz bırakmak olduğunu dile getirdi.

Toplantı, teknik sunumlar ve ikili görüşmelerle devam etti.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TC Dışişleri Bakanı: Kıbrıs Türkleri’nin haklarını yok sayan bir formulü kabul etmeyiz

Published

on

By

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Kıbrıs Konulu Genişletilmiş Formatlı Gayri Resmi Toplantı” için bulunduğu New York’ta güncel gelişmelere ilişkin gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.

İsrail’in, Suriye’nin başkenti Şam’daki saldırılarına değinen ve İsrail’in bölgede bir süredir fiili istikrarsızlaştırma politikası izlediğini anlatan Fidan, “Bunu yaparken de kendi milli güvenlik önceliklerini esas alıp, bölgedeki hiçbir kurala, kaideye, başka ülkelerin haklarına, egemenliklerine toprak bütünlüğüne dikkat etmeden ortaya koyduğu bir politika var.” ifadelerini kullandı.

Saldırıların Gazze, Batı Şeria, Lübnan, İran ve son olarak Suriye’ye yapıldığını söyleyen Fidan, “Bu istikrarsızlaştırma faaliyetlerini bölge ülkeleri çok yakından takip ediyor. Hep beraber bu konuda büyük bir koordinasyon ve çalışma içerisindeyiz.” diye konuştu.

İsrail’in saldırılarının tolere edilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Fidan, şunları söyledi:

“Bu bölge bizim bölgemiz. Burada tek taraflı bir istikrarsızlaştırma asla kabul edilemez. Suriye’de Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) büyük emekleriyle diğer devletlerin de katkılarıyla başta ABD, AB, Suudi Arabistan ve bölgedeki diğer ülkelerin hep beraber kurdukları, tarihe örnek olacak bir işbirliğiyle ortaya koydukları yeni yol haritası var. 8 Aralık’tan sonra Şam’da yönetime gelen yeni iktidar uluslararası kabul görmüştür, yaptırımlar kaldırılmıştır ve bölgede gerçekten uzun bir zaman sonra umut verici bir başlangıç ortaya çıkmıştır. Türkiye olarak, bölge ülkeleriyle ABD’yle yakın diyalog içerisinde bunu daha da yaygınlaştırıp Suriye’nin hem kronik sorunlarını çözme, hem toprak bütünlüğü, egemenliği, güvenliği başta olmak üzere bütün Suriye’yi oluşturan halkların eşitliği, özgürlüğü konusunda da hassasiyetimizi, can ve mal güvenliği konusundaki hassasiyetimizi koruyarak ortaya koyduğumuz bir çalışma var.”

“Bölge ülkeleriyle yakın diyalog içerisindeyiz”
Fidan, İsrail’in herkesin hilafına bir tavır içinde olmasının kabul edilemez olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

“Sabahki saldırılardan itibaren Cumhurbaşkanımızı bilgilendirdik. Bölge ülkeleriyle yakın diyalog içerisindeyiz. Ürdün sınırına yakın yerde oluyor olaylar. Ürdün’le yakın koordinasyon içerisindeyiz. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’la yakın iletişim içerisindeyiz. Aynı zamanda duyduğumuz, bizim kendi görüşlerimizi, bu konuya ilişkin önerilerimizi istihbarat teşkilatımız üzerinden İsraillilere de ilettik. Burada bir istikrarsızlık istemediğimizi, özellikle güneyde olan ve sivil bir takım zayiatlarla sonuçlanan, kimsenin tasvip etmediği olayların, merkezi yönetimin bölgede bir güvenlik sağlayıcı tedbiri olmadığı sürece çözülemeyeceğini herkes biliyor.”

Bölgedeki Dürzilerin bir kısmının İsrail tarafından provoke edilip desteklenmesi ve bir istikrarsızlık unsuru haline gelmesinin de kabul edilemeyeceğini belirten Fidan, “Dürzilerle Bedeviler arasında vuku bulan çatışmalar bir şekilde güvenlik güçlerinin müdahalesiyle nihayete ermek durumunda. Orada her iki taraftan da sivil kayıpların önlenmesi fevkalade önemli.” dedi.

Fidan, diğer taraftan Suriye’de merkezi otoritenin iradesini ortaya koyması, güvenliği, barışı, refahı tesis etmesinin de fevkalade önemli olduğunu söyleyerek, “Şimdi bunların hilafına küçük küçük adacıklar oluşturup parçalanmış bir Suriye’yi ortaya koymak Suriye’de kaosun devam etmesi demektir. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil. İfade ettiğim gibi yakın dostlarımızla bölgede çalışıyoruz. ABD’yle beraber de çalışarak önümüzdeki 3-4 saat içerisinde umarım bir sessizlik ve ateşkes sürecine gireceğiz.” diye konuştu.

“İsrail yol yakınken istikrarsızlık oluşturan politikalardan vazgeçmeli”
İsrail’in saldırılarının uluslararası toplum nezdinde Suriye’yi nasıl etkileyeceği sorusuna yanıt veren Fidan, “Hem Gazze meselesinde hem Suriye meselesinde mesajımız net. Bölgede huzuru ve istikrarsızlığı sağlayarak kimsenin güvenliği sağlanmaz. İsrail yol yakınken istikrarsızlık oluşturan politikalardan vazgeçmeli.” diye konuştu.

Fidan, İsrail’in politikalarının sadece bölge için değil kendisi için de tehlikeli olduğunu belirterek, “Herkesin ateşe atıldığı bir durum. Yani burada başta ABD, AB, bölge ülkeleri olmak üzere uluslararası camianın büyük bir hassasiyet gösterip İsrail’e dur demesi gerekiyor. Aksi takdirde bölgede istenmeyen sonuçların ortaya çıkacağını söylemek mümkün.” ifadelerini kullandı.

İsrail’in saldırılarının durdurulması için bölge ülkeleriyle sergilenebilecek ortak çabalara yönelik soruya yanıt veren Fidan, “Konuyla yakından ilgilenen bölge ülkeleri var, bölge dışı ülkeler de var. ABD, özellikle Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack yakından takip ediyor. Taraflarla görüşme içerisinde biz de sürekli gün içerisinde görüşüyoruz. Haber, bilgi alışverişimiz var. Konuları koordine ediyoruz.” dedi.

Fidan, Ürdün’ün önemli bir aktör olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Olayların birçoğu Ürdün sınırına yakın yerlerde oluyor. Ürdün de tabiatıyla endişelenmekte haklı. Orada da görüşlerimiz aynı. Ürdün’le görüşüyoruz, Suudi Arabistan’la görüştük, Amerikalılarla görüşüyoruz. Hem görüşüyoruz hem ciddi değerlendirmelerde bulunuyoruz. Bunun sonuçlarının bölgeye getireceği sıkıntıyı tarafların görmesi lazım. Bu bir. Diğer taraftan özellikle YPG’nin bir takım hareketlilik içerisinde olduğuna ilişkin duyumlar da alınıyor. Onlara da mesajımız aman diyeyim yani buradaki karışıklığı fırsat bilip istenmeyen bir duruma girişmesinler. Var olan kritik ve hassas süreci daha da Suriye’de sıkıntılı hale getirmesinler. İstikralı ve yapıcı bir rol oynasınlar. Aksi takdirde fırsatçılık beraberinde büyük bir riski getirir.”

“Kıbrıs Konulu Genişletilmiş Formatlı Gayri Resmi Toplantı”
Fidan, “Kıbrıs Konulu Genişletilmiş Formatlı Gayri Resmi Toplantı”ya yönelik, “Rum ve Türk taraflarının liderleri, garantör devlet olarak Yunanistan Dışişleri Bakanı, Türk Dışişleri Bakanı ve İngiliz meslektaşımız toplantıya hep beraber iştirak ediyoruz.” dedi.

Toplantını amacının Ada’daki gerçeklere dayalı bir vizyondan hareketle iki toplumun da lehine olacak uluslararası topluma ve bölgeye daha fazla istikrar üretecek bir hal tarzının nasıl mümkün olacağının tartışılması olduğunu söyleyen Fidan, “Biz oldukça yapıcıyız bu konuda. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki vizyonu çok net. Her zaman için kazan-kazan formülüyle hareket ediyoruz. Karşı tarafa empatimizi hiçbir zaman için eksik etmiyoruz. Ama Türklerin ve haklarının yok sayıldığı bir denklemi de kabul etmemiz söz konusu değil. Mevcut statükonun şu ana kadar Türklerin haklarını hiçe saydığı bir ortamı hazırladığını hep gördük.” diye konuştu.

Fidan, Birleşmiş Milletler’in (BM) de Türkiye’nin tespitlerini büyük ölçüde kabul ettiğini söyleyerek, şunları kaydetti:

“Biz hiçbir zaman için müzakereden kaçan, konuları medeni bir şekilde, rasyonel bir şekilde, olgun bir şekilde tartışmaktan kaçan ülke değiliz. Bu tartışmaya, görüşmelere, diyaloğa devam edeceğiz. Umarım taraflar bugün her iki tarafın da lehine olacak çözümlere ulaşırlar. Bazı senaryolar var, fikirler var aklımızda. Bir önceki toplantıda alınmış bazı kararlar var. Onların takibiyle ilgili tabii ki konuşacağız. Bu toplantıda yeni başka ne türlü kararlar alınabilir, mutabakata varılabilir onları tartışacağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Gün Ortası 16.07 .2025

Published

on

By

Devamını Oku

Kıbrıs

Din İşleri Başkanı Hakan Moral, TAK Müdürü Gürdallı’yı ziyaret etti

Published

on

By

Din İşleri Başkanı Hakan Moral, 11 Temmuz Basın Günü münasebetiyle Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) Müdürü Fehmi Gürdallı’yı makamında ziyaret etti. Ziyarette, basının toplumdaki önemi ve medyanın dini değerlerin doğru aktarılmasındaki rolü ele alındı.

Din İşleri Başkanı Hakan Moral, ziyaret sırasında yaptığı açıklamada, “Basın, toplumun doğru bilgilendirilmesinde ve milli-manevi değerlerimizin korunmasında kritik bir görev üstlenmektedir. Özellikle dini konularda hassasiyetle çalışan medya kuruluşlarımızın bu anlamlı gününü kutluyorum” dedi.

TAK Müdürü Fehmi Gürdallı ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek Din İşleri Başkanı Hakan Moral’a görevinde başarılar diledi. Kıbrıs’ı ve Kıbrıs Türk halkını tanıyan bir isim olan Hakan Moral’ın halkın her kesimiyle iyi ilişkilere sahip olduğunu, bunu da kıymetli bulduğunu ifade eden Gürdallı “Din İşleri Başkanlığımızla faaliyetlerini ve toplumumuzun dini, kültürel değerlerini en doğru şekilde aktarmak için iletişim içinde olacağız” ifadelerini kullandı.

Ziyarette Hakan Moral’a Din İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Emin yazıcı da eşlik etti.

Devamını Oku

Trending

Reklam