Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

İsias Otel’in beşinci duruşması 3 Aralık Salı günü yapılacak

Published

on

Şampiyon Melekler için adalet arayışlarını sürdüren aileler bir kez daha evlatlarına mezar olan Adıyaman’da olacak.

Beşinci duruşma, mahkemenin son kez görüşüne başvurduğu Dokuz Eylül Üniversitesi/İstanbul Teknik Üniversitesi heyeti tarafından hazırlanan ve 28 Ekim’de açıklanan bilirkişi raporundan sonraki ilk duruşma olma özelliğini taşıyor.

Beşinci duruşma, Adıyaman İsias Otel’de hayatını kaybeden Şampiyon Melekler ve tur rehberleri ile 10 yaralının ailelerinin katılımıyla, 3 Aralık Salı günü saat 10.00’da Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak.

Duruşmayı izlemek üzere başta Şampiyon Meleklerin aileleri, Başbakan Ünal Üstel, bazı bakanlar, milletvekilleri, siyasiler, Depremle İlgili Hukuki ve Adli Sürecin İzlenmesine İlişkin Oluşturulan Geçici ve Özel (Ad-Hoc) Komite üyeleri, Barolar Birliği ve gazetecilerden oluşan yaklaşık 100 kişilik heyet, yarın Gaziantep üzerinden Adıyaman’a gidecek.

6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde yerle bir olan Adıyaman’daki Grand İsias Hotel’de konaklayan 35’i Kıbrıslı Türk sporcu ve öğretmenlerden oluşan kafile dahil toplam 72 kişi hayatını kaybetmişti.

Depremden Türkiye’deki 14 milyon kişi doğrudan etkilenirken 53 bin 537 kişinin hayatını kaybettiği açıklanmıştı.

-Karakaya: “Olası kastla yargılanmaları talebimiz güçlendi”

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, son çıkan bilirkişi raporunun, İsias davasındaki adalet arayışlarına güçlü bir temel sunduğunu söyledi.

Raporun, İsias Otel’in saniyeler içinde kum yığınına dönüşmesine neden olan usulsüzlükleri açıkça belgelediğine işaret eden Karakaya, bunun da adalet mücadelesinde öne sürdükleri “olası kast” ile yargılanma taleplerini daha da güçlendirdiğini kaydetti. Karakaya, bu delillerle, suçluların hak ettikleri en ağır cezayı alacağına inanç belirtti.

-“Bir kez daha yaşananların hesabını sormak için Adıyaman’a gidiyoruz”

İsias davası öncesi TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan Karakaya, şöyle konuştu:

“Bizler, Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği olarak, bir kez daha yaşananların hesabını sormak için Adıyaman’a gidiyoruz. Bu dava, sadece kaybettiğimiz canlarımızın adaletini sağlamakla sınırlı değildir. “Bu dava, gelecekte hiçbir annenin evladına mezar olan binalar yüzünden ağlamaması, hiçbir babanın cevap bulamayacağı ‘neden’ diye sorular sormaması için yürütülen bir mücadeledir.”

Adalet mücadelelerinde kararlılıklarının her geçen gün daha da arttığını söyleyen Karakaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mahkeme salonlarında karşılaştığımız yalanlara rağmen, çocuklarımızı hayattan koparan gerçekler bilirkişi raporlarıyla açıkça ortaya konmuştur. Binanın usulsüz yapıldığı ve göz göre göre 35 canımıza mezar olduğu, artık tüm çıplaklığıyla kanıtlanmıştır. Bu nedenle, İsias davasında tüm sorumluların olası kast ile yargılanarak en ağır cezaları almasını talep ediyoruz.”

-“Bu mücadele sadece ailelerin değil, adaletin üstünlüğüne inanan herkesin mücadelesi”

Bu mücadelenin sadece ailelerin değil, adaletin üstünlüğüne inanan herkesin mücadelesi olduğunu vurgulayan Karakaya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı ve Türkiye’deki duyarlı insanların ilk günden itibaren kendileriyle tek yürek olduğunu söyledi.

-“Davadan çıkacak ibretlik bir karar, gelecekte yaşanabilecek trajedileri önleyecek”

Bu dayanışmanın daha da büyümesi gerektiğine inandıklarını dile getiren Karakaya, insan hayatının, kadercilik anlayışıyla değersizleştirilemeyeceğini, İsias davasından çıkacak ibretlik bir kararın, gelecekte yaşanabilecek trajedileri önleyeceğini vurguladı. Karakaya şöyle konuştu:

“Bizler, çocuklarımıza ve kaybettiğimiz canlarımıza bir söz verdik; Adalet yerini bulana kadar durmayacağız! Bu dava sadece bizim değil, toplumun tüm kesimlerinin sesi olmak zorundadır. Bugün buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Türkiye Cumhuriyeti yargısından, bu insanlık suçunun sorumlularına hak ettikleri cezayı vermesini talep ediyoruz.”

Basın mensuplarına ve kamuoyuna kendilerine verdikleri destek için teşekkür eden Karakaya, “Bu mücadele, sizin sesinizle güçleniyor. Adaletin yerini bulması için birlik olmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz.” dedi.

-Esendağlı: “Duruşmanın bilirkişi raporuna göre şekillenmesini bekliyoruz”

Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Av. Hasan Esendağlı da, 3 Aralık’ta gerçekleştirilecek İsias Otel beşinci duruşmasının, çok kritik ve önemli olduğunu ifade ederek, duruşmanın bilirkişi raporuna göre şekillenmesini beklediklerini vurguladı.

Esendağlı, uzun süreç ve çeşitli bilirkişi raporlarından sonra mahkemenin son kez görüşüne başvurduğu Dokuz Eylül Üniversitesi/İstanbul Teknik Üniversitesi’ne mensup hocalardan oluşan bilirkişi heyetinin 4 Eylül’de olay yeri olan enkaz alanından numune alıp, kapsamlı raporunu hazırladığını ve 28 Ekim’de mahkeme dosyasına sunduğunu anımsattı.

Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, 3 Aralık’ta görüşülecek İsias Otel beşinci duruşması öncesinde TAK muhabirinin sorularını yanıtladı.

-“Olası kast suçunun unsurlarının oluştuğu hukuki kanaati oluşmaya başladı”

3 Aralık’ta görüşülecek duruşmanın bilirkişi raporu geldikten sonra ilk celse olacağına dikkat çeken Esendağlı, “Bununla ilgili hem avukatlar hem hukukçular hukuki mütalaalarını hazırlanmaya başladı. Bizim açımızdan yapılan bu çalışmalarda, bahse konu bilirkişi raporunda sanıklara atfedilen fiillerin olası kastla birçok insanın ölümüne sebebiyet verme suçunun unsurlarının oluştuğu hukuki kanaati oluşmaya başladı.” dedi.

-“Bu dava önemli, duruşmanın bilirkişi raporuna göre şekillenmesi bekleniyor”

Kendileri açısından önemli olan bir diğer hususun da suça katılan Adıyaman Belediyesi’ndeki ilgili dönem kamu görevlileriyle ilgili soruşturmanın geldiği aşama olduğunu belirten Esendağlı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Onu da ayrıca takip ediyoruz. Davaların birleştirilmesi noktasında avukatlarımızın çaba ve girişimleri söz konusu. Bu dava önemli, duruşmanın bilirkişi raporuna göre şekillenmesi bekleniyor. Sanık avukatlarının ne müdafaa edeceklerini göreceğiz. Bizim avukatlarımız sürece ciddiyetle hazırlanıyorlar.”

-Bilirkişi raporu… “Bina 1998 Deprem Yönetmeliği’ne uygun yapılmış olsaydı, depremde yıkılmayacaktı”

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12 Haziran tarihli ara kararı ile dosya, Dokuz Eylül Üniversitesi/İstanbul Teknik Üniversitesi bilirkişi heyetine sevk edilmişti.

Dokuz Eylül Üniversitesi/İstanbul Teknik Üniversitesi heyeti tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna göre, binanın yana doğru, yani çekiçleme etkisi ile çökmediği; binanın öne yani Atatürk Bulvarı’na doğru çöktüğü tespit edilmişti.

Bilirkişi heyeti raporunda, yıkılmanın deprem kuvveti ile alakası olmadığı, binanın bulunduğu parselde 1 saniyelik periyot üzerinde oluşan spektral ivmede değerlerinin 1998 Deprem Yönetmeliği’nde binanın bulunduğu yer için verilen tasarım ivme değerlerini aşmadığı, binanın 1998 Deprem Yönetmeliği’ne uygun yapılmış olsaydı, depremde yıkılmayacağı vurgulanmıştı.

Raporda ilk kez asansörden bahsedilerek, asansörün yapılması için de statik hesap yapmadan asmolen döşemede boşluk açılması, binanın temel kusurlarından biri olarak değerlendirilmişti.

Binanın yıkılma nedenlerinin imalattaki eksik ve kusurlar, yapım ve denetimdeki kusurlardan kaynaklandığı vurgulanan raporda ayrıca, daha önceki raporlardan KTÜ raporunda kaçak katın önemine dikkat çekerken Gazi Üniversitesi, depreme etkisi olmadığını ifade etmişti; ancak bu raporda kaçak katın depreme etkisinden bahsedilmişti.

Bilirkişi raporuna göre, başta Ahmet Bozkurt olmak üzere tüm sanıkların (bugüne kadar hiç tutuklanmayanlar dahil) kusurlu olduğu tespit edilerek, raporda Mimar Erdem Yıldız’ın, inşaat mühendisi Mehmet Göncüoğlu’nun ve inşaat mühendisi Hasan Aslan’ın da olaydaki katkısı ortaya çıkmıştı.

Raporda, Gazi Üniversitesi Raporu dayanak gösterilerek tahliye edilen Halil Bağcı’nın olayda kusursuz olmadığının, tam aksine bu yapıda alınması zorunlu olan 2001 tarihli statik hesap eksiğini gidermek için vermiş olduğu üç sayfalık baştan savma ve statik hesap özelliği taşımayan rapor ile binanın yıkılmasında temel belirleyicilerden olduğunun tespit edildiği vurgulanmıştı.

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12 Haziran 2024 tarihli ara kararı ile dosya Dokuz Eylül Üniversitesi/İstanbul Teknik Üniversitesi bilirkişi heyetine sevk edilmişti.

-Dava süreci

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 3’ü tutuklu 11 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması 3-6 Ocak’ta, ikinci duruşması 26 Nisan’da, üçüncü duruşması 12 Haziran’da, dördüncü duruşma ise 22 Ekim’de yapılmıştı.

İlk duruşmada aileler, sanıklar, tanıklar dinlenmiş, avukatlar savunmalarını yapmıştı. Dört gün süren ilk duruşma ardından, tek gün görüşülen ikinci ve üçüncü duruşmada, mahkeme ara kararlar almıştı.

İsias Otel davasının ikinci duruşması 26 Nisan’da Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülmüş ve 72 ölü, 8 yaralı olan ana dosya ile 2 yaralının daha olduğu ek dosya birleştirilmişti.

Mahkeme ikinci duruşmada, tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt ve Erdem Yıldız’ın tutukluluk hallerinin devamına, 8 sanığın adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmasına, ayrıca Gazi Üniversitesi dışında mümkünse teknik bir üniversiteden yeniden bilirkişi raporu talep edilmesine karar vermişti.

28 Mayıs’ta Adıyaman Valiliği İl İdare Kurulu, İsias Otel dava dosyasından ayrılan Adıyaman Belediyesi’ndeki kamu görevlileriyle ilgili soruşturma izni vermişti.

Adıyaman Valiliği İl İdare Kurulu’nun gerekçeli kararına göre, yapı ruhsatında imzaları bulunan ve sorumlulukları tespit edilen Adıyaman Belediyesi’nin ilgili dönemlerdeki; Ruhsat Büro Teknisyeni, Ruhsat Büro Şefi, İmar Müdürü ve Belediye Başkan Yardımcılarından hayatta olan 4 kişi aleyhinde soruşturma başlatılması emredilmişti.

Adli tatil öncesinde 12 Haziran’da yapılan üçüncü duruşmada ise mahkeme, Grand İsias Otel’le ilgili yeni bir bilirkişi raporunun 9 Eylül Üniversitesi tarafından yeniden hazırlanmasını emretmişti.

Mahkeme tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt, Erdem Yıldız’ın tutukluluk hallerinin devamına; diğer 8 sanığın ise adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmasına, hakkında soruşturma izni çıkarılan kamu görevlilerinin dosyalarının akıbetinin öğrenilmesine karar verilmişti.

Öte yandan 4 Eylül’de, aralarında bilirkişilerin de bulunduğu heyet otel enkazının bulunduğu alanda inceleme yapmıştı.

Enkazdaki çalışmayı KKTC Dışişleri Gaziantep Temsilcisi Hakkı Emre Yunt, KKTC’nin Gaziantep Konsolosu Kerem İzmen, Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, dernekten temsilciler ve diğer ilgililer takip etmişti.

Alınan karot örnekleri, tutanaklarla detaylı inceleme için üniversite heyetine teslim edilerek, alınan numunelerle ilgili hazırlanan raporlar, mahkeme heyetine sunulmuştu.

İsias Otel’in 22 Ekim’deki son duruşmasında ise, bir sonraki duruşmanın 3 Aralık’ta yapılmasına karar verilmişti.

Mahkeme ayrıca, tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt ve Erdem Yıldız’ın tutukluluk hallerinin devamına; diğer 8 sanığın ise adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmasının devamına hükmetmişti.

Bunun yanında, mahkeme, hakkında soruşturma izni çıkarılan kamu görevlilerinin dosyalarının akıbetinin öğrenilmesine ve İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Bilirkişi Raporu’nun beklenmesine de hükmetmişti.

Dokuz Eylül Üniversitesi/İstanbul Teknik Üniversitesi heyeti tarafından hazırlanan bilirkişi raporu ise bir önceki duruşmanın hemen akabinde 28 Ekim’de açıklanmıştı. İsias Otel’in 3 Aralık’taki davası bilirkişi raporundan sonraki ilk duruşma olacak.

Öte yandan, Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Timuçin Köprülü, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meral Ekici, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkân Yalçın’dan oluşan Uzman Kurulu’nun hazırladığı hukuki bilimsel değerlendirmenin sonucu, 27 Kasım Çarşamba günü dava dosyasına girdi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Üstel, Kıbrıs Türk halkının uluslararası alanda daha güçlü bir ses olması için birlik ve dayanışma çağrısında bulundu

Published

on

By

İngiltere’de Kıbrıslı Türk toplumu ile bir araya gelen Başbakan Ünal Üstel, yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının tarihini, mücadelesini ve Anavatan Türkiye ile olan kopmaz bağlarını vurguladı.

İngiltere’deki Kıbrıslı Türklerin hem kimliklerini koruyarak hem de bulundukları toplumla köprü kurarak büyük bir sorumluluk taşıdıklarını belirten Üstel, Kıbrıs Türk halkının uluslararası alanda daha güçlü bir ses olması için birlik ve dayanışma çağrısında bulundu.

Başbakan Üstel’in konuşmasının tamamı şöyle:

“Değerli Yurttaşlarım,

Bugün burada, İngiltere’nin bu güçlü topraklarında bir araya gelirken, hepimizi bir arada tutan o derin ve kutsal bağ üzerine düşünmek istiyorum:
Vatan sevgisi. Nerede yaşarsak yaşayalım, kimliğimizin, kültürümüzün ve tarihimizin kalbinde Kıbrıs’ın gururu ve onuru yatıyor.
Sizler, vatanımızın sadece evlatları değil, aynı zamanda dünyadaki temsilcilerisiniz. Kıbrıslı Türk olmak, sadece bir coğrafyanın insanı olmak değil; bir halkın mücadelesini, onurunu ve değerlerini taşımaktır.

Bugün, binlerce kilometre ötede bile olsa, aynı kültürü, aynı tarihi ve aynı değerleri paylaşan insanlarla bir arada olmak benim için tarifsiz bir mutluluk. Sizler, Kıbrıs Türk halkının dünya üzerindeki birer ışığısınız; kimliğimizin, kültürümüzün ve tarihimizin taşıyıcılarısınız.
Buraya, sadece bir siyasetçi olarak değil, aynı zamanda sizin gibi Kıbrıs’ın ruhuyla yoğrulmuş biri olarak geldim. Hepimiz biliyoruz ki Kıbrıslı Türk olmak, bir adadan çok daha fazlasını ifade eder. Bu, köklerimizi korurken dünyayı kucaklamayı, barış içinde ama onurlu bir şekilde yaşamayı, kimliğimizi kaybetmeden yeniliğe açık olmayı öğrenmek demektir. Bu ruh, uzaklarda olsanız bile sizlerle birlikte yaşamaya devam ediyor.

Kıbrıs Türk halkı olarak, tarih boyunca varlığımızı koruma mücadelemizde Ana Vatan Türkiye Cumhuriyeti, en büyük destekçimiz ve dayanağımız olmuştur.

Türkiye, milli davamızın her aşamasında yanımızda olmuş, haklarımızı uluslararası platformlarda savunmuş ve Kıbrıs Türk halkının güvenliği, refahı ve geleceği için fedakârlık yapmıştır.

Anavatanımız Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkına sağladığı ekonomik, siyasi ve askeri destek, bugün bağımsızlığımızın temel taşlarından biridir.

Türkiye’nin desteğiyle eğitim, sağlık, altyapı ve daha birçok alanda önemli gelişmeler kaydettik. Unutulmamalıdır ki, Türkiye ile olan kardeşlik bağlarımız, sadece tarihsel bir dayanışma değil, aynı zamanda milli kimliğimizin ayrılmaz bir parçasıdır.

Sizler burada sadece İngiltere’deki birer birey değil, aynı zamanda bir halkın gururu, sesi ve yansımasısınız. Gittiğiniz her yere Kıbrıs’ın sıcaklığını, dostluğunu ve dayanışmasını taşıdınız. Kıbrıs Türk halkının sesi burada daha gür, daha güçlü çıkıyor. İngiltere gibi bir ülkenin toplumunda köklü bir yer edinmiş olmanız, bizi gururlandırıyor. Ancak bu sadece bir başarı hikâyesi değil; aynı zamanda büyük bir sorumluluk.

Sizlerin burada, hem kendi kimliğinizi koruyarak hem de bu toplumun bir parçası olarak nasıl bir köprü inşa ettiğinizi görüyoruz. Bu köprü, sadece Kıbrıs’la İngiltere arasında değil, aynı zamanda kültürler ve insanlar arasında bir bağ oluşturuyor. İşte tam da bu nedenle, sizlerle dayanışma içinde olmak bizim için hayati önem taşıyor.
Değerli yurttaşlarım, hepimiz biliyoruz ki Kıbrıs Türk halkı olarak tarihimiz, barış ve adalet arayışıyla dolu bir mücadeledir. Her adımımızda, her karış toprağımızda bu mücadelenin izlerini taşırız. Ancak bu mücadele sadece adada değil, sizlerin bulunduğu yerlerde de devam ediyor. Haklarımızı savunmak, kimliğimizi korumak ve uluslararası arenada sesimizi duyurmak için sizlere ihtiyacımız var.

Bir milletin büyüklüğü, sadece sınırları içinde değil, diasporasının etkisiyle de ölçülür. Sizlerin İngiltere’de Kıbrıs Türk halkının haklarını savunma noktasında ne denli önemli bir rol oynadığınızı biliyoruz. Bizimle birlikte yürüdüğünüz bu yolda, daha güçlü bir ses olmak için omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz.

Biliyorum ki burada, binlerce kilometre ötede yaşarken, vatan hasreti kalbinizin bir köşesinde hep var. Ancak bu hasret, bir eksiklik değil; aksine, kimliğinizin en güçlü yanıdır.
Kıbrıslı Türk olmak, kökleri derinlerde bir çınar gibi toprağa bağlı, dalları ise dünyanın dört bir yanına uzanan bir ağaç olmaktır.

Kıbrıslı Türk olmak, sadece bir adanın insanı olmak değildir. Kıbrıslı Türk olmak, Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olmanın gururunu taşımaktır. Bizim için Kıbrıs Türk kimliği, Türklük şuuruyla yoğrulmuş bir kimliktir.

Bu şuur, milli mücadelemizde bizi güçlü kıldı, bağımsızlığımızı kazanmamızı sağladı ve bugün de haklı davamızı savunmamızın temelini oluşturuyor.

Ana vatan Türkiye’mize, Türk milletine olan bağlılığımız, Kıbrıs Türk halkının varoluşunun en önemli dayanaklarından biridir. Nerede yaşarsanız yaşayın, Türk bayrağının dalgalandığı her yer, bizim için bir vatan köşesidir. Kıbrıs Türk halkı olarak, bu milli birlik ve beraberlik duygusunu her zaman korumalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız.

“Kıbrıslı Türk olmak sizin için ne ifade ediyor?” Sorunun verilecek Cevap aynen şöyledir: sadece bir coğrafya değil, bir aidiyet duygusu, bir tarih ve bir gelecek vizyonudur. Bu vizyonu birlikte korumak, gençlerimize aktarmak ve dünyaya tanıtmak bizim en büyük görevimizdir.

Kimin daha önce buralara gelip sizlere ne dedi, hangi vaatlerde bulunu, nelerin olup olmadığını bilmem!

Bugün burada, Kıbrıs Türk halkının geleceği için sizlere bir çağrıda bulunuyorum. Gelin, birlik olalım. Gelin, Kıbrıs Türk halkının haklarını daha güçlü savunmak için birlikte çalışalım. Gelin, gençlerimize kimliklerini unutturmadan daha parlak bir gelecek sunalım. Biz, küçük bir halk olabiliriz ama tarihin bize öğrettiği bir şey var: Dayanışma içindeki bir halkın gücü, her türlü zorluğu aşar!!! Bugün burada sizlerin, taleplerini, sizlerin saygın görüşlerini dinlemek, sizler için yapılması gerekenleri ve ülkemiz için atılması gereken adımları atmak adına birlikte bir akıl yolu çizmek için buradayım.
Sizlerin katkılarıyla Kıbrıs Türk halkı daha güçlü olacak. Eğitim, kültür, ekonomi ve siyaset alanlarında atacağınız her adım, bizimle birlikte bir halkın onurunu yükseltecek.

Değerli yurttaşlarım, sizler burada sadece birer birey değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının taşıyıcılarısınız. Sizlerin çabaları, bizim adada verdiğimiz mücadeleyi uluslararası alana taşır.
Ben buradan, Kıbrıs’tan taşıdığım selam ve sevgiyle sizlere şunu söylemek istiyorum: Nerede olursanız olun, Kıbrıs’ın kalbi sizlerle atıyor. Bizim birliğimiz, köklerimiz kadar güçlü; ve geleceğimiz, birlikte attığımız her adım kadar parlak olacaktır.
Yaşasın Kıbrıs Türk halkının dayanışması, Yaşasın Ana Vatan Türkiye, yaşasın kardeşlik!”

Devamını Oku

Kıbrıs

Girne Belediyesi Ramadan Cemil Meydanı- Antik Liman arasında ücretsiz buggy servisi başlattı

Published

on

By

Girne Belediyesi, Ramadan Cemil Meydanı (eski belediye binası) ile Antik Liman arasında ücretsiz  buggy servisi başlattı.

Girne Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre, proje ziyaretçilerin Antik Liman’a daha konforlu bir şekilde ulaşmasını sağlamak amacıyla yerel bir işletme ile işbirliği içerisinde hayata geçirildi.

Buggy servisinin düzenli aralıklarla verileceği kaydedilen açıklamada, Baldöken Otoparkı’na araçlarını park eden ziyaretçiler için kolaylık sağlayan hizmetin, limanda zaman geçirmek isteyen ziyaretçiler tarafından kullanıldığı ifade edildi.

Açıklamada, buggy servisinin Girne Limanı’ndaki tüm işletmelere ücretsiz hizmet verdiği de vurgulandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Birleşik Krallık Yüksek Komiseri Tatham, Harmancı’yı ziyaret etti

Published

on

By

Birleşik Krallık Yüksek Komiseri Michael Tatham, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’yı ziyaret etti.

Lefkoşa Türk Belediyesi’nden verilen bilgiye göre, ziyarette, Kıbrıs sorunu başta olmak üzere bölgede ve dünyadaki gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

LTB Başkanı Mehmet Harmancı görüşmede yaptığı konuşmada, hem bölgede hem de dünyada çok dinamik bir sürece girildiğine ve yeni bir düzenin kurulmakta olduğuna dikkat çekti. Harmancı, bunun birçok olası tehdit ve belirsizlikle beraber barış ve savaş süreçlerinde olumlu yönde fırsatlar da yaratabileceğini belirtti. Harmancı, Kıbrıs’ta iki lider arasında yeniden başlayan diyalog ve Mart ayında gerçekleşmesi beklenen 5’li görüşme ile birlikte sürecin olumlu yönde ilerlemesi için ciddi şekilde çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.

Harmancı, iki lider tarafından bugün dile getirilen resmi çözüm tezlerinin birbirine zıt ve uyuşmaz göründüğünü ancak, somut talepler ve iki tarafın somut endişeleri üzerinden masaya oturulursa BM Güvenlik Konseyi kriterlerinin iki tarafın da talep ve endişelerine cevap verebilecek esneklikte kavramlar içerdiğini belirtti.

Harmancı, son dönemlerde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık gibi ülkelerle askeri iş birliği ve NATO’ya üyeliği gibi konuların daha çok gündeme geldiğine dikkat çekerek, bunların çözümsüzlüğün kilit unsurlarından olan güvenlik konusunun salt askeri bir mesele olarak ele alınmasını meşrulaştırmaya hizmet ettiğini kaydetti.

Harmancı, “İki toplum da insani güvenliği, yani iklim değişikliği, doğal afetler, gıda ve su güvenliği, enerji güvenliği, insan hakları gibi kavramları güvenlik anlayışının merkezine oturtmadığı ve bu anlayışla birlikte hareket etmediği sürece güven, barış ve refah dolu bir gelecek iki taraf için de bir yanılsama olarak kalacak” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam