Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis’te 2025 bütçesi görüşülüyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı görüşülüyor.

2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı’nın geneline ilişkin CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman söz aldı.

-Erhürman

Türkiye Cumhuriyeti ile sanayi alanında imzalanan protokolün Türkiye resmi gazetesinde yayımlandığını ancak KKTC’de henüz yürürlüğe girmediğini kaydetti. Uluslararası anlaşmanın uygulanmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Erhürman, yerli sanayicinin Türkiye sanayicisi ile rekabet edemeyeceğini belirtti.

-Amcaoğlu

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu yerinden söz alarak, ülkeye gelecek yatırımcının ihtiyaç olan alanlarda yatırım yapacağını, ihtiyaç olmayan alanlarda yatırıma izin verilmeyeceğini söyledi.

-Erhürman

Amcaoğlu’nun yanıtı üzerine “Bir senedir neden uyuttun Komite’de bu anlaşmayı?” diye soran Erhürman, kendilerinin de bir senedir bu anlaşmayı düzeltmelerini söylediklerini kaydetti.

Bir ayda 140-150 daire satışı yapan inşaat sektörü temsilcilerinin satışlarının düştüğünü belirten Erhürman, yabancılara mülk satışının düzenlenmesini üç yıldır talep etmelerine rağmen Hükümetin bu alanda getirdiği düzenlemeye “hayır” dediklerini ifade etti. Hazırlanan yasanın sektörü salladığını kaydeden Erhürman, düzenleme yapılırken sektörün ihtiyaçlarının da dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Taşınmaz Mal Komisyonu Yasası’nın genel gerekçesini okuyan Erhürman, buna göre bir düzenleme yapılması halinde inşaat sektörünün ayaklarının yere basacağını kaydetti.

Güney Kıbrıs’tan Kuzey Kıbrıs’a geçişin yüzde 11 azaldığını belirten Erhürman, “Black Friday size her şeyi gösterdi.” dedi.

“Ekonominin tüm bacakları aynı anda çöküş sürecindedir.” diyen Erhürman, bütün alanlarda gelir kaybı olduğunu vurguladı.

Sivil Havacılık’ta yapılacak grevin yasa gücünde kararnameyle ertelenmesine değinen Erhürman, grevin iki kere ertelenebileceğini hatırlatarak “Memlekette hiçbir şeyin hukuk güvenliğini bırakmadınız.” ifadelerini kullandı.

-Barçın

CTP milletvekili Devrim Barçın da bütçe üzerine söz alarak, KKTC tarihinin en büyük bütçe açığı ile karşı karşıya olunduğunu söyledi.

2023 -2024 yıllarında bütçe açığının toplam ödeneklerin yüzde 8 buçuğu olduğunu aktaran Barçın, bu yılki bütçede ödeneklerin yüzde 13.35’inin bütçe açığı olduğunu anlattı. Bütçede kamusal altyapıya ödenek de ayrılmadığını belirten Barçın, “Yol yok, okul yok, hastane yok, bütçe açığı yüzde 13.35” dedi.

Bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 3 buçuğunu geçemeyeceğini kaydeden Barçın, geçmesi halinde aşırı açık düzeltme tedbirlerinin alınması gerektiğini söyledi ve Hükümet’in ne gibi tedbirler alacağını sordu.

Hükümetin hayat pahalılığının maaşlara yansımasını kesme yönünde çalışmalar yaptığını kaydeden Barçın, yapılan yasaların bile gelirleri azalttığını söyledi, örnek verdi.

Bütçe açığının 10 ayda 5 milyar 678 milyon TL’ye dayandığını söyleyen Barçın, açığı halkın cebinden ödediğini belirtti. “Böyle bütçe disiplini olmaz.” diyen Barçın, Hükümetin ülkenin geleceğinin kar paylarını bile avans aldığını kaydetti.

Tarihi bütçe açığı ile karşı karşıya kalınan dönemde yasa gücünde kararname ile vergi affı çıkarılmasını ve affın süresinin uzatılmasını eleştiren Barçın, bu kararnamelerin sipariş ile yapıldığını, af çıktıktan sonra vergi gelirlerinin düştüğünü ifade etti.

Anayasa gereği bütçenin en geç 31 Ekim’de Meclis’e gelmesi gerektiğini belirten Barçın, bugün hala yerel yönetimlerin bütçelerinin hazır olmadığını söyledi.

Barçın, bütçenin hazırlanmasında enflasyon öngörüsünün çok önemli olduğunu ancak bu bütçenin hazırlanmasında gerçek verilerle çalışılmadığını kaydetti.

-Şahiner

Ardından söz alan CTP milletvekili Salahi Şahiner, 2025’te hükümetin ektiğini biçeceğini söyledi ve 2025 bütçesinin hükümetin kırıklarla dolu karnesi olarak değerlendirdi. Şahiner, 2024’te verilen sözlerin yerine getirilmediğini ve bunun 2025’te arşa ereceğini savundu.

Kamusal hizmetler konusundaki aksaklıklarla yüzleşilmesi gerektiğini söyleyen Şahiner, kamusal hizmetlerin istenilen düzeyde olmamasının Maliye’ye yansımasından bahsetti.

Üretim sektörlerinin durumunun 2025 yılına damgasını vuracağını, herkesin bu sektörlerden kaçmak istediğini belirten Şahiner, üreticinin 2025’te sokakları, meydanları boş bırakmayacağı öngörüsünü dile getirdi. Şahiner, yerli üretimdeki fiyat artışını engellemenin yolunun üretmek olduğunu da vurguladı.

Kalecik 3 sözleşmesinden bahseden Şahiner, bir yıl içinde ilgili şirkete fazladan ödenen para ile gerekli yatırımların yapılabileceğini anlattı.

Şahiner, enflasyon ile mücadelenin İstatistik Kurumu’nun verilerine “ayar çekmekle” olmayacağını vurgulayarak verilere dokunulmaması, doğru verilerle çalışılması gerektiğini söyledi.

Bütçe açığının 18 milyar TL’nin çok üzerinde olduğunu ve bunun yıl içinde görüleceğini ifade eden Şahiner, açığı kapatmak için toplumu gerecek adımlarla açığın kapatılması yoluna gidileceğini anlattı.

-Şahali

CTP milletvekili Erkut Şahali ise, 2025 yılı bütçesinde gelir artırıcı herhangi bir tedbirin olmadığını, gelir artırıcı tek önlemin halkın cebinden olduğunu kaydetti. Şahali, bütçenin enflasyon beklentisinin yüzde 35 civarında olduğunu, bu rakamın “tıraşlanmış” olduğunu da söyledi.

İzaz, ikram, temsil giderlerinin 2025 bütçesindeki artışına dikkati çeken Şahali, bu artışı eleştirdi ve seçim olacağının işareti olarak değerlendirdi.

Komite çalışmalarında gözlemlediğinin hükümetin ülkeyi yönetecek kabiliyette olmadığı yönünde olduğunu kaydeden Şahali, 2025 yılının bu duruma son verme yılı olacağını kaydetti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

11 İnönülü şehit düzenlenen törenle anıldı

Published

on

By

İnönü şehitleri düzenlenen törenle anıldı.

1958-1963 ve 1974 yıllarında şehit edilen 11 İnönülü için düzenlenen tören protokol sırasına göre şehitler anıtına çelenklerin konmasıyla başladı.

Ardından saygı duruşunda bulunuldu ve 3 el saygı atışı yapılarak, İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Törende Öykü Zort “ Bu Vatan Kimin?” isimli şiiri okudu.

Mesarya Belediye Başkanı Ahmet Latif törende yaptığı konuşmada, milli mücadele yıllarında İnönü köyünün 11 evladını toprağa verdiğini anımsatarak, şehitleri rahmetle andı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, 1974’ten önce ekmeğini kazanmak için işine giderken bir çok Kıbrıslı Türk’ün şehit edildiğini hatırlatarak, Rumların Kıbrıs Türkünü yok etmek için sistematik saldırılarda bulundu anlattı.

Kıbrıs Türk halkının kahramanca ülkesini ve halkını savunduğunu dile getiren Tatar, “1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve sonrasında Anavatan Türkiye’nin desteğiyle KKTC olarak dünyada haklı yerimizi alırken tüm bunları şehitlerimize borçluyuz” dedi.

Tatar, “Kıbrıs Türk halkının en az Rumlar kadar bu topraklarda hakkı vardır. Devletimizin kabul görmesi, egemenliğimizin tanınması gerekiyor, ancak o zaman adil kalıcı bir çözüm olur” dedi.
New York’ta da bu gerçekleri paylaşacağını ifade eden Tatar, bu kadar bedel ödeyen bir halkın egemenlik ve tanınma hakkı olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve devlet olduğunu vurgulayan Tatar, bir anlaşma olacaksa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin o anlaşmanın bir parçası olacağını söyledi.

Tören duaların okunmasıyla sona erdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü kutladı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32’nci kuruluşu yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanı Tatar yazılı mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs Türk Halkı için Türksoy teşkilatı büyük önem taşımaktadır. Kültürden sanata, edebiyata, tarihe, müziğe, farklı gelenekleri, örf ve âdetleri bir çatı altında toplayan TÜRKSOY’un 1993 yılından beri yaptığı çalışmaları buradan bir kez daha hürmetle selamlarım.

Türk Devletleri arasında 32 yıl önce kardeş halkların ortak iradesiyle temelleri atılan Türksoy, geçen zaman içinde Türk Dünyası’nın kültürel buluşma köprüsü olmuştur.

TÜRKSOY teşkilatının KKTC’ye gösterdiği ilgi alaka sonucunda, KKTC haksız bir şekilde maruz kaldığı birtakım engellemeleri kültür ve sanat alanında aşmıştır. TÜRKSOY’un bizlere açtığı kapı ve köprüler vasıtasıyla Kıbrıs Türk Halkının kültürü, sanatı, müziği, edebiyatı, örf ve âdetleri dünyaya ulaşmıştır. Çeşitli ülke ve şehirlerde, kültür ve sanatın farklı dallarında yapılan etkinliklerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin temsilcilerine kültür ve sanatlarını paylaşma fırsatı verilmiştir. Bu bakımdan da TÜRKSOY’a teşekkürlerimi iletiyorum.

KKTC ve TÜRKSOY iş birliği çerçevesinde bundan sonraki süreçte de Kıbrıs Türk Halkının kültür ve sanat insanlarının Türk Dünyası mümtaz şahsiyetleri arasında anılması ve ilan edilmesi bizler için de bir ilham kaynağı olacaktır. Dolayısıyla şimdiden sizlerin yapacağı çalışmalar için bir kez daha teşekkür diyorum.

Türk Halkları arasındaki kardeşlik bağları büyük önem taşımaktadır. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan’ın KKTC Halkı için aynı soydan gelen, aynı milletin evlatları olduğunu, gönül birliği, gelenek ve görenek, ortak kültür, ortak tarih ve ortak dil temelinde hiçbir farklılığının bulunmamaktadır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türk halklarının ortak kültürel mirasını yaşatma, tanıtma ve gelecek kuşaklara aktarma idealiyle kurulan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Özcenk’ten DAÜ-SEN’e çağrı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Dr. Erdal Özcenk, sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan asılsız açıklamaların zarar verici bulduğunu vurgulayarak, DAÜ Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) yönetimini kamuoyu üzerinden değil, üniversitenin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet etti.

“DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir” vurgusu yapan Özcenk, “Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir” dedi.

Erdal Özcenk’in açıklaması aynen şöyle:

“1979 yılında kurulan ve 1986’da devlet üniversitesi statüsünü kazanan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değil, bölgenin en köklü ve saygın yükseköğretim kurumlarından biridir. Uluslararası düzeyde akredite olmuş programları, seçkin akademik kadrosu ve çok kültürlü öğrenci yapısıyla DAÜ, bugüne kadar on binlerce mezun vermiş ve KKTC’nin dünyaya açılan bilimsel yüzü olmuştur.

DAÜ’nün varlığı ve başarısı, başta Gazimağusa olmak üzere ülke genelinde ciddi bir ekonomik ve sosyal katkı yaratmaktadır. Binlerce öğrencinin ve personelin oluşturduğu bu büyük yapı, yerel esnaftan konaklama sektörüne, ulaşımdan hizmet sektörüne kadar geniş bir yelpazede KKTC ekonomisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Üniversitemiz aynı zamanda ülkemizin tanıtımına, uluslararası platformda bilinirliğine ve itibarına da büyük değer katmaktadır.

Ancak bölgemizin içinde bulunduğu hassas coğrafi konum (özellikle Ortadoğu’daki süregelen savaşlar) ülkemize olan öğrenci başvurularını olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde, yükseköğretimin itibarı daha da önem kazanmışken, köklü ve güvenilir yapısıyla DAÜ’nün varlığı çok daha kritik bir hal almıştır.

Dünyadaki 193 ülkenin tamamında devlet üniversiteleri bulunmakta ve bu üniversiteler, ülkelerinin bilimsel gelişimi, gençliğin eğitimi ve toplumsal ilerleme açısından vazgeçilmez yapılardır. KKTC hükümetlerinin de DAÜ’ye bugüne kadar verdiği katkı ve desteğin değerli olduğunu özellikle belirtmek isterim. Üniversitemizin yaşaması ve eğitim kalitesinin daha da artırılması için gereken her türlü desteğin bundan sonra da verileceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

Bu süreçte, DAÜ-SEN Başkanı tarafından sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan açıklamaları son derece talihsiz ve kurumumuza zarar verici bulduğumu vurgulamak isterim. Öğrenci kayıtlarının devam ettiği, üniversitemizin geleceği açısından hayati öneme sahip bu dönemde yapılan asılsız ve temelsiz açıklamalar, kurum aidiyeti ve sorumluluk duygusuyla bağdaşmamaktadır.

DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir. Üniversitemize ilişkin görüş ve eleştirilerin, kurumun kendi içindeki platformlarda, akademik teamüller ve karşılıklı saygı çerçevesinde ifade edilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. KKTC’deki tüm siyasi görüşlerin de DAÜ’nün kurumsal yapısına zarar verebilecek yaklaşımlardan uzak durmaları ortak sorumluluğumuzdur.

Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir.

DAÜ-SEN yönetimini, kamuoyu üzerinden değil, üniversitemizin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet ediyorum. Kurumun geleceğini birlikte konuşmak ve geliştirmek, hepimizin ortak görevidir.”

TAK

Devamını Oku

Trending

Reklam