Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı himayesinde hayata geçirilen “Keçada” markası tanıtıldı

Published

on

Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar’ın öncülüğünde hayata geçirilen “Keçenin Kuzey Kıbrıs’ta Yeniden Doğuşu Projesi’nin “Keçada” markası tanıtıldı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Lefkoşa Concorde Tower Otel’de düzenlenen etkinliğe, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve eşi Sibel Tatar, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim’in eşi Sevim Çağla Serim, Mehmetçik Büyükkonuk Belediye Başkanı Fatma Çimen Tuğlu, devlet yetkilileri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Tanıtım etkinliği, Keçenin Kuzey Kıbrıs’ta Yeniden Doğuşu Projesi’nin anlatıldığı video gösterimiyle başladı. Semazen gösterimiyle devam eden etkinlik, konuşmalarla SÜRDÜ.

Keçeden yapılan obje ve el işi ürünlerin, Miss Kuzey Kıbrıs Güzellik Yarışması’na katılan güzellerin sunumuyla tanıtıldığı etkinlikte, Keçada markasıyla yapılan ürünler satışa sunuldu.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar “Keçada” tanıtım etkinliğinde yaptığı konuşmada, İpeğin Kuzey Kıbrıs’ta Yeniden Doğuşu Projesi’nin ardından Keçenin Kuzey Kıbrıs’ta Yeniden Doğuşu Projesi’ne öncülük eden ve hayata geçmesini sağlayan eşi Sibel Tatar’a ve ekibine teşekkür etti.

– Tatar: “Yapılan çalışmalar kültürel mirasa sahip çıkmaya, çevreyi korumaya ve ülke tanıtımına katkı koyuyor”

Keçada’nın tanıtım gecesinde kadınların üretimlerini göreceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, yapılan çalışmanın kültürel mirasa sahip çıkma, çevreyi koruma, ekonomi ve ülke tanıtımına katkı koyduğuna dikkat çekti.

Kıbrıs Türkü’nün kültürü, sanatı ve gelenekleriyle var olduğunu ve ayrı bir halk olduğunu gösterdiğini anlatan Tatar, hayata geçen projenin geçmişten geleceğe bir köprü vazifesi olduğunu vurguladı.
“Kıbrıs Türkü’nün zenginliklerini halkla ve dünyayla paylaşarak varlığımızı bu esaslar üzerinden inşa ediyoruz.” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, kültürel mirası koruma ve gelecek nesillere aktarılması açısından hayata geçen projenin hayırlı olmasını diledi.

– Sibel Tatar: “Kırkılan yünler artık değerlendirilecek ve ekonomiye kazandırılacak”

Sibel Tatar da konuşmasında keçenin tasavvufla olan bağını öğrenince ayrı bir saygı duyduğunu belirterek, keçenin tasavvuftaki önemini anlattı, tanıtım etkinliğinde Türk kültürünün en güzel ve özel ürününün tanıtılacağını söyledi.

Proje hakkında bilgi veren Sibel Tatar, 3 amaca hizmet eden Keçenin Kuzey Kıbrıs’ta Yeniden Doğuşu Projesi’nin, geri dönüşümle çevreye katkı, kültürel mirasa sahip çıkma ve kadın emeğini güçlendirerek ekonomiye katkıda bulunma olduğunu söyledi.

Kırkılan tonlarca yünün doğaya ve çöpe atıldığını belirten Sibel Tatar, projenin başlamasıyla birlikte kırkılan yünlerin değerlendirildiğini, ekonomiye kazandırıldığını ve çevrenin korunduğunu söyledi.

Dünyanın ilk tekstil ürünü olan keçenin Kıbrıs Türk kültüründe tekrar yaşatılacağını aktaran Sibel Tatar, Kıbrıs Türk tarihinde önemli bir ürünü hayata geçireceklerini vurguladı.

Ürünlerin kadınların ortaya koyduğu emekle hayata geçirildiğini dile getiren Sibel Tatar, “Emeğe, inanca, üretmeye, tekrar değerlendirmeye ve sahip çıkmaya teşekkür için buradayım.” dedi.

Çevreye atılan yünlerin değerlendirilmesi fikrini veren Dr. Handan Tüzün ile kırkılan yünlerin değerlendirilmesi için yaptıkları çağrıya destek veren Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları ve üyelerine teşekkür eden Sibel Tatar, terlik yapımını öğreten Mehmet Meta’ya, kursiyerleri yetiştiren Düriye Dağsever ve Dervişe Çeliker’e, Dudu Münür’e projeyi Mehmetçik’te sürdürecek Emete Mavili’ye, yünlerin toplanması, yıkanması, kurutulması ve üretiminde bulunan Meryem Bayramoğlu’na, katkı koyan kursiyerlere, defilenin düzenlenmesinde katkı koyan Bülent Günkut’a, sunucu Çilem Dağıstanlı’ya, ney sanatçısı Esma İğneci’ye, semazen gösterisini yapan Derviş Gökhan Zeybek’e ve projenin Mehmetçik’te yapılması için destek veren Mehmetçik Büyükkonuk Belediye Başkanı Fatma Çimen Tuğlu’ya teşekkür etti.

Mehmetçik Büyükkonuk Belediye Başkanı Fatma Çimen Tuğlu ise, kültürel mirası yaşatmayı ve kadın emeğini desteklemeyi amaçlayan anlamlı bir projenin, kadın dayanışması için örnek bir proje olarak hayata geçtiğine dikkat çekti.

Belediye Başkanı Tuğlu, Kıbrıs Türk kültüründe yer alan keçenin unutulduğunu ancak Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Sibel Tatar öncülüğünde, kadınların desteğiyle yeniden hayat bulduğunu vurguladı.
Keçada’nın ticari bir girişim olmasının yanında bir çevre koruma projesi olduğuna işaret eden Tuğlu, projeyle kadın emeği ve dayanışmasının buluştuğunu kaydetti.

Kursiyerlere keçe tasarımının öğretilmesinin yanında gelir elde edeceği bir sanatın öğretildiğini dile getiren Tuğlu, “Kozada” markasında olduğu gibi “Keçada” markasında da başarılı olunacağına dair inanç belirtti.
Atık yünlerin yeniden hayat bulacağını anlatan Tuğlu, projeye öncülük eden Sibel Tatar’a ve projede emeği geçenlere teşekkür etti.

Kıbrıs Türk İşlemelerini Araştırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Dervişe Çeliker de konuşmasında 21 yıl önce derneğin kurulduğunu belirterek, el işlerini gelecek nesillere aktarmak için çalıştıklarını söyledi
Keçe konusunda araştırma yaptığını ve kitap hazırladığını dile getiren Çeliker, İpeğin Yeniden Doğuş Projesi’nin ardından Keçenin Yeniden Doğuşu Projesi’nin de Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Sibel Tatar öncülüğünde hayata geçtiğini kaydetti.

Projenin Mehmetçik Büyükkonuk Belediyesiyle birlikte Karpaz bölgesindeki kadınlara gelir elde etmeleri amacıyla öğretildiğini anlatan Çeliker, kadınlara 2 buçuk ayda 60 saat kurs verildiğini söyledi.
Projeye öncülük eden Sibel Tatar’a teşekkür eden Çeliker, yaptığı katkılardan dolayı Belediye Başkanı Tuğlu’ya, dernek üyeleri ve katkı koyan herkese teşekkür etti.

Keçeden yapılan obje ve ürünlerin defileyle tanıtımının yapılmasını sağlayan Bülent Günkut da konuşmasında projeye öncülük eden ve hayata geçmesini sağlayan Sibel Tatar’a ve projede emeği geçenlere teşekkürlerini sundu.

Tanıtım etkinliğinde, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları’na, el yapımı ayakkabı ve terlik yapımını öğreten Mehmet Meta’ya, Kıbrıs Türk İşlemelerini Araştırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Dervişe Çeliker’e ve Mehmetçik-Büyükkonuk Belediye Başkanı Dr. Fatma Çimen Tuğlu’ya Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından plaket takdimi yapıldı. Geceye katkı koyan kişi ve kuruluşlara da teşekkür belgeleri verildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

11 İnönülü şehit düzenlenen törenle anıldı

Published

on

By

İnönü şehitleri düzenlenen törenle anıldı.

1958-1963 ve 1974 yıllarında şehit edilen 11 İnönülü için düzenlenen tören protokol sırasına göre şehitler anıtına çelenklerin konmasıyla başladı.

Ardından saygı duruşunda bulunuldu ve 3 el saygı atışı yapılarak, İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Törende Öykü Zort “ Bu Vatan Kimin?” isimli şiiri okudu.

Mesarya Belediye Başkanı Ahmet Latif törende yaptığı konuşmada, milli mücadele yıllarında İnönü köyünün 11 evladını toprağa verdiğini anımsatarak, şehitleri rahmetle andı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, 1974’ten önce ekmeğini kazanmak için işine giderken bir çok Kıbrıslı Türk’ün şehit edildiğini hatırlatarak, Rumların Kıbrıs Türkünü yok etmek için sistematik saldırılarda bulundu anlattı.

Kıbrıs Türk halkının kahramanca ülkesini ve halkını savunduğunu dile getiren Tatar, “1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve sonrasında Anavatan Türkiye’nin desteğiyle KKTC olarak dünyada haklı yerimizi alırken tüm bunları şehitlerimize borçluyuz” dedi.

Tatar, “Kıbrıs Türk halkının en az Rumlar kadar bu topraklarda hakkı vardır. Devletimizin kabul görmesi, egemenliğimizin tanınması gerekiyor, ancak o zaman adil kalıcı bir çözüm olur” dedi.
New York’ta da bu gerçekleri paylaşacağını ifade eden Tatar, bu kadar bedel ödeyen bir halkın egemenlik ve tanınma hakkı olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve devlet olduğunu vurgulayan Tatar, bir anlaşma olacaksa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin o anlaşmanın bir parçası olacağını söyledi.

Tören duaların okunmasıyla sona erdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü kutladı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32’nci kuruluşu yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanı Tatar yazılı mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs Türk Halkı için Türksoy teşkilatı büyük önem taşımaktadır. Kültürden sanata, edebiyata, tarihe, müziğe, farklı gelenekleri, örf ve âdetleri bir çatı altında toplayan TÜRKSOY’un 1993 yılından beri yaptığı çalışmaları buradan bir kez daha hürmetle selamlarım.

Türk Devletleri arasında 32 yıl önce kardeş halkların ortak iradesiyle temelleri atılan Türksoy, geçen zaman içinde Türk Dünyası’nın kültürel buluşma köprüsü olmuştur.

TÜRKSOY teşkilatının KKTC’ye gösterdiği ilgi alaka sonucunda, KKTC haksız bir şekilde maruz kaldığı birtakım engellemeleri kültür ve sanat alanında aşmıştır. TÜRKSOY’un bizlere açtığı kapı ve köprüler vasıtasıyla Kıbrıs Türk Halkının kültürü, sanatı, müziği, edebiyatı, örf ve âdetleri dünyaya ulaşmıştır. Çeşitli ülke ve şehirlerde, kültür ve sanatın farklı dallarında yapılan etkinliklerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin temsilcilerine kültür ve sanatlarını paylaşma fırsatı verilmiştir. Bu bakımdan da TÜRKSOY’a teşekkürlerimi iletiyorum.

KKTC ve TÜRKSOY iş birliği çerçevesinde bundan sonraki süreçte de Kıbrıs Türk Halkının kültür ve sanat insanlarının Türk Dünyası mümtaz şahsiyetleri arasında anılması ve ilan edilmesi bizler için de bir ilham kaynağı olacaktır. Dolayısıyla şimdiden sizlerin yapacağı çalışmalar için bir kez daha teşekkür diyorum.

Türk Halkları arasındaki kardeşlik bağları büyük önem taşımaktadır. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan’ın KKTC Halkı için aynı soydan gelen, aynı milletin evlatları olduğunu, gönül birliği, gelenek ve görenek, ortak kültür, ortak tarih ve ortak dil temelinde hiçbir farklılığının bulunmamaktadır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türk halklarının ortak kültürel mirasını yaşatma, tanıtma ve gelecek kuşaklara aktarma idealiyle kurulan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Özcenk’ten DAÜ-SEN’e çağrı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Dr. Erdal Özcenk, sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan asılsız açıklamaların zarar verici bulduğunu vurgulayarak, DAÜ Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) yönetimini kamuoyu üzerinden değil, üniversitenin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet etti.

“DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir” vurgusu yapan Özcenk, “Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir” dedi.

Erdal Özcenk’in açıklaması aynen şöyle:

“1979 yılında kurulan ve 1986’da devlet üniversitesi statüsünü kazanan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değil, bölgenin en köklü ve saygın yükseköğretim kurumlarından biridir. Uluslararası düzeyde akredite olmuş programları, seçkin akademik kadrosu ve çok kültürlü öğrenci yapısıyla DAÜ, bugüne kadar on binlerce mezun vermiş ve KKTC’nin dünyaya açılan bilimsel yüzü olmuştur.

DAÜ’nün varlığı ve başarısı, başta Gazimağusa olmak üzere ülke genelinde ciddi bir ekonomik ve sosyal katkı yaratmaktadır. Binlerce öğrencinin ve personelin oluşturduğu bu büyük yapı, yerel esnaftan konaklama sektörüne, ulaşımdan hizmet sektörüne kadar geniş bir yelpazede KKTC ekonomisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Üniversitemiz aynı zamanda ülkemizin tanıtımına, uluslararası platformda bilinirliğine ve itibarına da büyük değer katmaktadır.

Ancak bölgemizin içinde bulunduğu hassas coğrafi konum (özellikle Ortadoğu’daki süregelen savaşlar) ülkemize olan öğrenci başvurularını olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde, yükseköğretimin itibarı daha da önem kazanmışken, köklü ve güvenilir yapısıyla DAÜ’nün varlığı çok daha kritik bir hal almıştır.

Dünyadaki 193 ülkenin tamamında devlet üniversiteleri bulunmakta ve bu üniversiteler, ülkelerinin bilimsel gelişimi, gençliğin eğitimi ve toplumsal ilerleme açısından vazgeçilmez yapılardır. KKTC hükümetlerinin de DAÜ’ye bugüne kadar verdiği katkı ve desteğin değerli olduğunu özellikle belirtmek isterim. Üniversitemizin yaşaması ve eğitim kalitesinin daha da artırılması için gereken her türlü desteğin bundan sonra da verileceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

Bu süreçte, DAÜ-SEN Başkanı tarafından sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan açıklamaları son derece talihsiz ve kurumumuza zarar verici bulduğumu vurgulamak isterim. Öğrenci kayıtlarının devam ettiği, üniversitemizin geleceği açısından hayati öneme sahip bu dönemde yapılan asılsız ve temelsiz açıklamalar, kurum aidiyeti ve sorumluluk duygusuyla bağdaşmamaktadır.

DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir. Üniversitemize ilişkin görüş ve eleştirilerin, kurumun kendi içindeki platformlarda, akademik teamüller ve karşılıklı saygı çerçevesinde ifade edilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. KKTC’deki tüm siyasi görüşlerin de DAÜ’nün kurumsal yapısına zarar verebilecek yaklaşımlardan uzak durmaları ortak sorumluluğumuzdur.

Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir.

DAÜ-SEN yönetimini, kamuoyu üzerinden değil, üniversitemizin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet ediyorum. Kurumun geleceğini birlikte konuşmak ve geliştirmek, hepimizin ortak görevidir.”

TAK

Devamını Oku

Trending

Reklam