Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin adalet ve içişleri bakanları, gelecek 5 yıl boyunca Birliğin özgürlük, güvenlik ve adalet politikalarını şekillendirecek stratejik ilkelere karar verdi.

AB ülkelerinin adalet ve içişleri bakanlarının Brüksel’de yaptığı toplantı sonrası kabul edilen bildiride, Birliğin öncelikleri arasında Şengen bölgesinde serbest dolaşımın sağlanması ve AB vatandaşlarının güvenliğinin korunması yer aldı.

Bildiride, bazı üye ülkelerin yeniden uygulamaya koyduğu iç sınır kontrollerinin “son çare olarak başvurulan geçici bir tedbir olması” gerektiği belirtilerek, iyi işleyen bir Şengen bölgesinin AB vatandaşlarının “özgürlük ve güvenliğinin temelini oluşturduğu” kaydedildi.

Dış sınır kontrolleri, güvenlik ve göç başlıklarında üye ülkeler arasında iş birliğine duyulan ihtiyaca işaret edilen bildiride, Avrupa’ya kimin gireceğini kaçakçıların ya da düşman dış aktörlerin değil üye devletlerin belirlemesi gerektiği vurgulandı.

Bildiride, göç ve güvenlik politikaları için belirlenen diğer öncelikler arasında AB’nin vize politikasının stratejik olarak kullanılması ve vize rejiminin kötüye kullanılmasının önlenmesi, güvenlik ve sınır yönetimi alanlarında üçüncü ülkelerle kapsamlı ortaklıklar geliştirilmesi ile organize suçlara karşı mücadelenin artırılarak suç gruplarının mali kaynaklarının hedef alınması yer aldı.

Adalet politikalarını şekillendirecek önceliklere de değinilen bildiride, bunlar kanunların etkili uygulamasını sağlamak amacıyla veri erişimine ilişkin üst düzey bir grubun tavsiyelerini uygulamak, AB ceza ve medeni hukukunu gözden geçirmek olarak sıralandı.

Çinli bilim insanları, nadir toprak minerallerinden çeşitli kanser türlerinin tedavisinde etkili olabilecek, atom türü olan yüksek saflıkta kurşun-212 ve bizmut-212 nüklit maddeleri elde etti.

Xinhua ajansının haberine göre, Güney Çin Üniversitesinden araştırmacılar, nadir toprak minarelerinden, belirli sayıda atom altı proton ve nötron içeren nüklit maddeler çıkardı.

Araştırmacılar, elde ettikleri yüksek saflıkta kurşun-212 ve bizmut-212 nüklit maddelerinin meme, pankreas ve prostat kanserleri de dahil olmak üzere çeşitli kanser türleri için geliştirilen “hedefe yönelik alfa radyonüklid tedavisinde” (TAT) etkili olabileceğini kaydetti.

Atom türlerinden olan nüklitleri, halojenür ortamda ayırmak için etkili ve düşük maliyetli bir yöntem geliştirdiklerini belirten araştırmacılar, söz konusu yöntemin “silika destekli anyon reçinesi” kullanımı içerdiğine de dikkati çekti.

Bu yöntemin geleneksel reçinelerden 6 kat daha hızlı tutunma (adsorpsiyon) sağlayan ve kısa ömürlü nüklitlerin izole edilmesinde önemli etkileri olduğunu kaydeden araştırmacılar, söz konusu gelişmenin Çin’de kritik tıbbi nüklitlerin üretiminde “kendi kendine yeterliliğin sağlanması” açısından önem taşıdığını vurguladı.

Araştırma ekibi, kurşun-212 ve bizmut-212’nin yanı sıra radyum-228, toryum-228 ve radyum-224 nüklitlerinin ayrıştırılması üzerinde de çalıştıklarını belirtti.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Baş Sözcüsü Paula Pinho, Başkan Ursula von der Leyen’in gelecek hafta başında yapacağı Ankara ziyaretinin ardından başka bölge ülkesini ziyaret etmeyeceğini belirterek, Türkiye’nin kilit bir aktör olduğunu vurguladı.

Baş Sözcü Pinho, AB Komisyonu Başkanı von der Leyen’in gelecek hafta başında Suriye’deki gelişmeleri görüşmek üzere Ankara’ya yapacağı ziyaretle ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Pinho, von der Leyen’e AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ya da AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın da eşlik edip etmeyeceğine yönelik soru üzerine, bu bilgiye henüz sahip olmadığını söyledi.

Von der Leyen’in başka bir bölge ülkesine de gidip gitmeyeceği soruları üzerine Pinho, ziyaretin Türkiye ile sınırlı kalacağını kaydetti.

Pinho, “Bu ziyaret Başkan von der Leyen’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmenin üzerine gerçekleşiyor. Konular elbette Suriye’deki durum, bölge ve ötesi için ne anlama geldiği ve diğer alakalı konular olacak. Türkiye bu bölgedeki kilit aktörlerden biri.” ifadelerini kullandı.

Von der Leyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la 10 Aralık’ta bir telefon görüşmesi yapmış, ardından gelecek hafta başında Türkiye’yi ziyaret edeceğini duyurmuştu.