Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Bütçe görüşmeleri devam ediyor… Meclis’te eğitim konuşuluyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 16 milyar 700 milyon 959 bin TL’lik Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı bütçesi görüşülüyor.

Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers, yükseköğrenimde yaşanan sorunlara işaret ederek, planlama ve denetim eksikliklerinin giderilmesi gerektiğini belirtti.

Rogers, kaliteli ve sürdürülebilir eğitim için üniversite sayısının fazla olduğunu dile getirerek, Yükseköğretim Strateji Planı’nın uygulanmadığı, herhangi bir adım atılmadığını söyledi.

Denetimlerle ilgili YÖDAK’ın güçlendirilmesi gerektiğini dile getiren Rogers, yükseköğretimi devlet politikası haline getirmek gerektiğini kaydetti.

“Sahte diploma skandalının” ardından atılan adımlara değinen Rogers, öğrencilerin öğrenci numaralarının değişmemesi gerektiği görüşünü belirtti.

Kalitenin, rekabet gücünün artması için bakanlığın ne yaptığını soran Rogers, bakanlıkta yükseköğretimin müsteşarlık seviyesine çekilmesi gerektiğini ifade etti.

Eğitim kurumlarıyla ilgili sorunlara işaret eden Rogers, mesleki teknik eğitime önem verilmesi, gençlerin ilgi duyduğu alanlarda yetişmesini sağlamak için neler yapılabileceğine önem gösterilmesini istedi.

CTP Milletvekili Ürün Solyalı, hükümetin sosyal devlet ruhunda olmaktan vazgeçtiğini, kamu hizmetlerinin serbest piyasa tarafından yürütülmesini destekleyen bir yapıda olduğunu savundu.

Solyalı, eğitim bakanlığı bütçesinin geçen yıldan daha az bir pay aldığını, dolayısıyla “yatırım payından çalındığını” söyleyerek, sosyal devletin zorunluluğu olan bir yapıda bu azalmanın nasıl yer alabildiğini sordu.

Eğitimin ince planlanması gerektiğini dile getiren Solyalı, “konteynır sınıfların kalıcılaşması riski, laiklik tartışmaları gibi tartışmaların eğitim denince ilk akla gelen kavramlar olmaması gerektiğini” söyledi.

Solyalı, fırsat eşitliği yaratılması gibi alanlarda eğitim paydaşlarının “mutlu olmadığını” söyleyerek, okulların yaratıcılığı beslemediğini, sınıfların kalabalık olduğunu söyledi.

Okula kaydolacak öğrenci sayılarının bilinmediğini savunan Solyalı, vatandaş sayısı bilinmediğinden planlama yapılamadığını söyledi.

Solyalı, dar gelirli çocuklara gıda katkısı sunulması gerektiğini belirterek, okullarda yardıma muhtaç kaç çocuk olduğunu sordu.

Üniversitelerde öğrenci olarak okula devam etmeyenleri takip etmeyen üniversite yönetimine yönelik yaptırım uygulanması gerektiğini söyleyen Solyalı, “üniversitelerin elini taşın altına koyması” gerektiğini belirtti.

Solyalı, özel okul fiyatlarında yüzde 120 artış olduğunu söyleyerek, bu konuda bakanlığın herhangi bir adım atıp atmayacağını sordu.

Laik eğitimin önemine vurgu yapan Solyalı, “Ülkede cemaatleşme besleniyor” dedi. Solyalı, “dini eğitim veren kurumların yurt izinlerinin iptal edilip edilmediğini” sordu.

CTP Milletvekili Şifa Çolakoğlu, Milli Eğitim Bakanlığına bütçe içinde ayrılan payın “yetersiz olduğunu” söyleyerek, çağdaş bir eğitim için gereken miktarın yeterli olmadığını söyledi.

Çolakoğlu, eğitime ayrılan payın yüzde 10’unun yatırım ve gelişime ayrıldığını, bunun da “yeterli olmadığını” dile getirerek, “Eğitimi gözden çıkardık” dedi.

Zorunlu eğitim harcamalarını karşılamanın mümkün olmadığını söyleyen Çolakoğlu, “eğitim sisteminin, kamu okullarının çürümeye mahkûm edildiğini” savundu.

Çolakoğlu, 23 okulun 4’ünün bakanlık tarafından yapıldığını dile getirerek, yeni yapılan okulların bahçelerinin “konteynır sınıflarla dolduğunu” söyledi.

Konteynır sınıflarının nedenlerinden birinin de nüfus politikası yoksunluğu olduğunu söyleyen Çolakoğlu, neden nüfus sayımı yapılmadığını sordu.

Nüfus bilinmeden planlama yapılamayacağını söyleyen Çolakoğlu, “Ben vatandaş olarak nüfus sayımı yapılacaksa eve kapanmaya razıyım, pek çok insan da bu şekilde hissediyor.” dedi.

“Kamusal eğitimi sorun yumağı haline getirdiniz” diyen Çolakoğlu, ailelerin ekonomik birikimlerini harcayarak özel okulları tercih eder hale geldiğini, özel okulların katlanan ücretleri ile ilgili bakanlığın adım atmadığını söyledi.

Çolakoğlu, depremle ilgili okulları güçlendirme projesi, yeni okulların yapılmasına yönelik kalemlere bütçede ya yetersiz kaynak ya da hiç kaynak ayrılmadığını savundu.

Kurultay hesaplaşmaları yüzünden okulların bir hafta geç açıldığını bunun da bir ilk olduğunu ileri süren Çolakoğlu, bir pazar gecesi yaklaşık 200 öğretmenin pazartesi günü okula başlaması için görevlendirildiğini, atandığını söyledi.

Çolakoğlu, geçici öğretmen atamalarının adil olmadığını, çalışma barışının gölgelendiğini savundu. Çolakoğlu akran zorbalığı konusunda herhangi bir adım atılıp atılmadığını, burs rakamlarının yeterli olup olmayacağı konularında sorular sordu.

Çolakoğlu, tüm halkı, Türkiye’deki 6 Şubat depreminde yaşamını yitiren “Şampiyon Melekler” için 20 Aralık’ta 18.30’da Namık Kemal Meydanında düzenlenecek eyleme katılmaya davet etti.

CTP Milletvekili Fide Kürşat, bakanlığın bütçesinin “yetersiz olduğunu” söyleyerek, çağdaş eğitim sistemlerindeki oranların gerisinde kalındığını belirtti.

Hükümetin önceliğinin sağlık ve eğitim olmadığının görüldüğünü dile getiren Kürşat, eğitime ayrılan bütçenin yüzde 70’inin personel giderlerine ayrıldığını, yatırım yapmak için yeterli kaynağın sağlanamayacağını savundu.

Hükümetin eğitimde, “çadırda eğitim, konteynırlarda eğitim ve kurultay hesaplarıyla eğitim hakkının bir hafta gasp edilmesi” gibi konulara imza attığını savunan Kürşat, bütçenin, eğitimdeki sorunlara çözüm üretmeye yönelik bir bütçe olmadığını söyledi.

Eğitim politikalarının en geniş kesimler, uzmanlarla oluşturulması ve devlet politikası haline getirilmesi gerektiğin dile getiren Kürşat, “Eğitimdeki eksikliklerin hatalarını bir nesil öder” dedi.

Kürşat, eğitimdeki sorunlara değinerek, eğitim kayıplarının nasıl giderileceğini sordu.

Kamu okulları ile özel okullar arasında okuyan çocuklar arasındaki farkın açıldığını, bakanlığın bu duruma “kayıtsız kaldığını” savunan Kürşat, nitelikli kamusal eğitim zayıfladıkça ailelerin özel okullara, dershanelere yöneldiğini, bu kurumların ücretlerindeki artışların sıkıntı yarattığını, bakanlığın bu konuda da “pasif kaldığını” ileri sürdü.

Nüfusun bilinmesinin önemli olduğunu, planlama yapılmadığını söyleyen Kürşat, nüfus ve deprem tehdidi nedeniyle okulların konteynır sınıflarla dolduğunu belirtti.

Kürşat, özel eğitime ihtiyaç duyan bireylerin yaşadığı sorunlar, akran zorbalığı, teneffüs saatleri, okullarda cep telefonu kullanımı, “sahte diploma skandalı” gibi sorunlara değindi.

CTP Milletvekili Armağan Candan, eğitimin ülkenin bugününü ve geleceğini çizen, belirleyen şey olduğunu, eğitimde ülkede arzu edilen noktada bulunulmadığını, dünya insanı yetiştirme yetisinin yeterli olmadığını söyledi.

Candan, devletin dezavantajlı insanları koruması gereken bir toplum sözleşmesi olduğunu dile getirerek, ülkede eğitim ve sağlık gibi alanlarda halkın hak ettiği hizmeti alamadığını belirtti.

Sosyal adaletsizliğin giderilmesi gerektiğini belirten Candan, toplumun büyük bölümünün zenginlikten pay alamadığını söyledi.

Candan, “ciddi sayıda insanın çocuğunu Kıbrıs’ın güneyinde eğitim almaya gönderdiğini” dile getirerek, bunun sebebinin araştırılması gerektiğini belirtti.

Güzide eğitim kurumlarının sayısının artırılması gerektiğini söyleyen Candan, öğretmen eksikliği nedeniyle ilkokullarda yüzlerce saatin boş geçtiğini, konteynırlar içinde öğrencilerin yetersiz ortamlarda eğitim aldığını belirtti.

Yükseköğretimde sahte diploma skandalına değinen Candan, toplumdaki bozulmanın kişilere sirayeti ve denetimsizlik nedeniyle sektörün tehlikeye girdiğini söyledi.

Candan, yükseköğretimde doğru ve etkin bir yola girildiğinin görüldüğünü, “çürük elmaların sağlam elmalara da zarar verebildiğini” dile getirdi.

YÖDAK ile bakanlığın ilişkisinin ne noktada olduğunu, kurumun eksikliklerine yönelik neler yapıldığını soran Candan, yaşananlardan ders çıkarılması ve tekrarlanmaması için çaba harcanması gerektiğini belirtti.

Lise mezunlarının yüksek eğitimde yurt dışında eğitim almasının önemli olduğunu dile getiren Candan, her yıl yüzlere öğrencinin yükseköğretim için yurtdışına gittiğini, İngiltere ve Amerika dışında da birçok farklı ülkeye eğitim için giden öğrenicilerin sorunlar yaşayabildiğini, buna yönelik KKTC’nin dış temsilciliklerine de görev düştüğünü kaydetti.

Avrupa Birliği’nin 2007’den bugüne Kıbrıslı Türklere verdiği burs imkanından yaklaşık 2 bin gencin yararlandığını dile getiren Candan, bunun Kıbrıslı Türklerin AB vatandaşı olmasının önemli bir avantajı olduğunu, programın kesintisiz devam ettiğini, ülkeye katma değer kazandırdığını belirtti.

Candan, Kıbrıslı Türk ve Rum çocukların birbirini daha iyi tanımasına olanak sağlayan iki toplumlu projelerin engellenmek istediğini savunarak, bunun nedenini sordu.

CTP Milletvekili Asım Akansoy, eğitim hükümetin öncelikli politikası değilse, yapılacak eleştirilerin havada kalacağını belirtti.

“2025 yılının eğitim açısından parlak olmayacağını, bütçe imkanlarıyla var olan durumun tekrar etmesine yol açacağını” söyleyen Akansoy, Kıbrıslı Türkler için eğitimin her zaman önemli olduğunu belirtti.

Akansoy, dünya standartlarında eğitimde geri kalındığını, orta vadeli programında eğitim bölümüne bakıldığında dünyayı yakalamanın mümkün olmadığının görüldüğünü savundu.

“Eğitimde vizyon, hedef sorunu var.” diyen Akansoy, var olan noktayı tekrarlamanın eğitimi ileriye taşmayı sağlamayacağını belirtti.

Akansoy, Nobel Ödülü’nün bu yıl yapay zeka üzerindeki çalışmalara verildiğine işaret ederek, “Beş yıl sonra çok daha farklı şeyleri tartışacağız” dedi.

Eğitimde reformun konuşulması gerektiğini dile getiren Akansoy, ihtiyaç analizi yapılması, başarılı ülkelerin incelenmesi gerektiğini belirtti.

Eğitimin toplumsal misyon, devlet politikası haline getirilmesi gerektiğini kaydeden Akansoy, günümüzde bilgi temelli eğitimin yeterli olmadığını, eğitimde beceri temelli yaklaşımın öne çıktığını söyledi.

Akansoy, eğitim sisteminin, öğrencilere; eleştirel düşünme becerisini kazandırması, farklı kültürlerde çocukların ortaklaşmasını, zihinsel esnekliği sağlaması, iletişim becerilerini artırması, bilgiyi işleme becerisi kazandırması gerektiğini söyleyerek, toplumun üniversitelerden faydalanması, üniversitelerin bilim üretmesi gerektiğini belirtti.

“Bütçenin çok yetersiz olduğunu düşünüyorum” diyen Akansoy, hedefe ulaşmada bunun sorun yarattığını kaydetti.

CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları, eğitime önem verdiğini belirterek, İskele Karpaz bölgesine eğitim adına yaptığı bazı önerilerin gerçekleştiğini söyledi.

Hamzaoğulları, İskele Karpaz’ın üç bölgeye ayrılması gerektiğini, ayrılmazsa icraat götürülemeyeceğini dile getirerek, bölgelerin İskele merkez, orta Karpaz ve Karpaz olduğunu belirtti.

İskele merkeze yaptıkları ziyarette yaşadıklarını söyleyen Hamzaoğulları, 23 kişilik sınıfta farklı dillerde konuşan 14 çocuk bulunduğunu, Türkçe bilenlerin sayısını az olduğunu söyleyerek, öğretmenin nasıl ders anlatacağını, çocukların dersi nasıl anlayacağını sordu.

Bölgede işçi olarak çalışan çocukların durumunun ne olduğunu soran Hamzaoğulları, bu konuda adım atılması gerektiğini belirtti.

İskele Vakıflar Koleji’nin geçen yıl Ulukışla’dan öğrencisi olduğunu dile getiren Hamzaoğulları, “Orada denge çok bozuk” dedi.

Eğitimde eşitliğin nasıl sağlanacağını soran Hamzaoğulları, İskele Vakıflar Koleji’nin bölgeye tam olarak hitap edemediğini söyledi.

Hamzaoğulları, orta Karpaz’da Mehmetçik Ortaokulunun liseye dönüştürülmesi gerektiğini kaydetti.

İskele Karpaz’da eğitim adına atılması gereken adımlar olduğunu dile getiren Hamzaoğulları, bakanlığın bu hamleleri yapması, adımları atması gerektiğini ifade etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cevdet Yılmaz KKTC’de

Published

on

By

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz KKTC’ye geldi.

Yılmaz’ı Başbakan Ünal Üstel karşıladı. 

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler: “TMT’nin verdiği mücadeleye layık olmaya çalışacağız”

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, TMT Mücahitler Derneği’ni kabulünde, TMT’nin verdiği mücadeleye layık olmaya çalışacaklarını söyledi.

Meclis’ten yapılan açıklamaya göre, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, TMT Mücahitler Derneği Başkanı Celal Bayar ve beraberindeki heyeti Meclis’te kabul etti.

Görüşmede, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi, devletin kuruluş süreci ve güncel bölgesel gelişmeler ele alındı.

Öztürkler, kabulde yaptığı konuşmada, 20 Temmuz Barış Harekâtı’na giden sürecin zorluklarla dolu olduğunu belirterek, “Bu devlet büyük bir azmin, kararlılığının sonucudur. Mehmetçik ve Mücahitlerin verdiği mücadele asla unutulmamalıdır.” dedi.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) toplantılarına KKTC’nin katılımının önemine değinen Öztürkler, “Devlet yetkilileriyle kendi bayrağımız altında, kendi görev ve sıfatlarımızla temas kuruyoruz. Bu, uluslararası alanda görünürlüğümüz açısından tarihi bir adımdır. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve bakanlarımız ülkemizi her alanda başarıyla temsil ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkı için vazgeçilmez bir güvence olduğunu vurgulayan Öztürkler, “Anavatan bizim kırmızı çizgimizdir. Her zaman yan yana ve omuz omuza olacağız.” dedi.

Filistin’de yaşananlara da değinen Öztürkler, “BM kararlarının hükmünün kalmadığı, güçlünün sözünün geçtiği bir dönemden geçiyoruz. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin duruşu bizim için hayati önemdedir.” ifadelerini kullandı.

Güney Kıbrıs’taki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Öztürkler, Türk askerinin adada da bir denge unsuru olduğunu ve bunu herkesin bilmesi gerektiğini söyledi.

Ziyaretin sonunda Meclis Başkanı Öztürkler, konuk heyete Meclis binasını gezdirerek kurumun işleyişi hakkında bilgi verdi. Heyet, ziyaretin anısına toplu hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra Meclis’ten ayrıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: “İki devletli siyaseti sürdürüyoruz, New York’a işbirliği odaklı bir toplantı için gidiyoruz”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 16-17 Temmuz tarihlerinde New York’ta yapılacak 5+1 formatındaki toplantı öncesi değerlendirmelerde bulunarak, yeni geçiş kapıları açılması konusunda uzlaşmaz bir tutum sergileyen Rum yönetimi başkanı Nikos Hristodulidis’i eleştirdi. Tatar, son günlerde Metehan geçiş kapısında Güney Kıbrıs kaynaklı yaşanan sıkıntıların, Haspolat kapısının açılması konusunda ısrar etmelerinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar, New York’taki toplantıda Haspolat ve Akıncılar’da yeni geçiş kapıları açılması konusunu gündeme getireceğini kaydetti.

Araçla geçişlerin rahatlatılması için Haspolat kapısının açılması konusunda dört buçuk yıldır çaba gösterdiğini anımsatan Tatar, trafikte yaşanan sorunların önceki akşam bir kez daha gündeme geldiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, kapılar konusundaki hassasiyetini her platformda dile getirdiğini belirterek, konuyu Cenevre’de tekrar gündeme getirdiğini ancak Hristodulidis’in Mart ayından bu yana yapıcı bir tutum sergilemediğini belirtti.

Türk tarafının her zaman yapıcı olduğunu ifade eden Tatar, mevcut dokuz kapının çoğunun Rum tarafına hizmet ettiğini belirtti. Yeşilırmak ve Bostancı kapılarının neredeyse tamamen Rum tarafına hizmet ettiğini, Kıbrıslı Türklerin kullanım oranının yüzde onun bile altında olduğunu söyledi. Tatar, buna karşın araçlı geçişlerin yüzde 65’inin Metehan kapısından gerçekleştiğini ve burada ciddi bir tıkanıklık yaşandığını kaydetti.

Kıbrıs Türk tarafının Metehan kapısındaki yolu genişletmesine rağmen Rum tarafında böyle bir adımı hayata geçirmediğini belirten Tatar, Rum geçiş kapılarında çalışan sayısının artırılması ve yolun genişletilmesi gerektiğini dile getirdi. Rum tarafının bu konuda çözüm üretmek istemediğini belirten Tatar, 2024 yılında sekiz milyon muhaceret işlemi yapıldığını, bunun yaklaşık dört milyonunun Kıbrıslı Türkler, dört milyonunun ise Kıbrıslı Rumlar tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti. Tatar, Rum halkının da yaşanan tıkanıklıktan rahatsız olduğunu söyledi.

Haspolat ve Akıncılar kapılarının açılması halinde Metehan kapısındaki trafiğin büyük ölçüde rahatlayacağını belirten Tatar, burada kapı açılması halinde Yeşil Hat Tüzüğü kapsamındaki ticaretin de artacağını, kamyonların bu kapılardan geçmesiyle Metehan kapısının rahatlayacağını ifade etti.

New York’ta daha önce gerçekleşen toplantıda bu konuyu gündeme getirdiğini belirten Tatar, toplantıya Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’den bakanların da katıldığını ve hepsinin buna şahit olduğunu söyledi. Rum lider Hristodulidis’e Haspolat ve Akıncılar kapılarının açılmasını önerdiğini anlatan Tatar, Hristodulidis’in Cenevre’de açılmasını istediği kapıları ısrarlara rağmen dile getirmediğini bildirdi.

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin ile de bu konuyu konuştuğunu belirten Tatar, Rum tarafının hala “Güney’den Güney’e koridor” açmak istediğini söyledi, bunun kabul edilemez olduğunu kaydetti.

– “New York’taki toplantıya önem veriyoruz”

New York’ta yapılacak toplantının önemli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, tüm toplantılara iki devletin iş birliği yönünde baktıklarını belirtti.

Ancak ortak zemin oluşması halinde müzakere masası kurulabileceğini ifade eden Tatar, öte yandan iki taraf arasındaki yapıcı ilişkilerin sürdürülmesinin önemli olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı olduğu günden bu yana teknik komitelerin çalışması için gayret ettiklerini anlatan Tatar, Rum tarafının zaman zaman sıkıntı çıkardığını, Kıbrıs Türk makamlarını muhatap almak istemediğini söyledi.

Rum tarafının KKTC makamlarını muhatap almasının statülerinin yükselmesi anlamına geleceğini düşündüğünü belirten Tatar, buna rağmen deprem komitesi, gençlik komitesi gibi konularda başarı sağlandığını dile getirdi.

Ara bölgede solar enerji yatırımı konusunun tıkandığını söyleyen Tatar, Rum tarafının üretilen tüm enerjinin tamamının Güney Kıbrıs’a verilmesini ve daha sonra KKTC’ye pay aktarılmasını istediğini, bunun kabul edilemez olduğunu kaydetti. Tatar, “halbuki olması gereken ara bölgeden herkesin payını almasıdır” dedi. “Rum tarafının kendisini Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sahibi, Kıbrıslı Türkleri cemaat olarak gördüğünü ifade eden Tatar, asıl kavganın kaynağının bu olduğunu belirtti.

– “İki devletli siyaseti sürdürmeye devam edeceğiz”

İki devletli siyasetin sürdürülmeye devam edeceğini, Türkiye’nin de buna destek verdiğini belirten Tatar egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü kabul edilmeden resmi müzakere sürecine geçilmeyeceğini vurguladı.

En temelde 3-D; direkt uçuş, direkt ticaret, direkt temas ve izolasyonların kaldırılması talebinde bulunduklarını belirten Tatar, Birleşmiş Milletler’in bunu hayata geçirmeyi denediğini ancak Rum tarafının kabul etmediğini ifade etti.

Holguin’in de ortak zemin olmaması nedeniyle federasyon görüşmelerinin başlamasının mümkün olmadığını söylediğini aktaran Tatar, New York’ta yapılacak toplantının iş birliği odaklı olacağını ifade etti. Tatar, altı başlık dışında başka konular gündeme gelirse, dönüşte bunların üzerinde çalışacaklarını söyledi.

Bölgede devam eden çatışmaların dengeleri değiştirdiğini belirten Tatar, İngiliz üslerindeki pozisyonun da bu duruma etki ettiğini kaydetti. Tatar, tüm bunların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin önemini ve statüsünü artırdığını söyledi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bölgede denge unsuru olduğunu belirten Tatar, KKTC tanınmamış olsa da hukuku ve devletiyle var olduğunu söyledi.

KKTC üniversitelerinde 144 farklı ülkeden öğrencinin eğitim gördüğünü belirten Tatar, ülkede ekonomi, kurumlar ve anayasa bulunduğunu vurguladı. Tatar, halkın kendi iradesi, hakkı ve hukuku olduğunu ifade ederek, 1960 anlaşmasının da Kıbrıs Türk halkına referandum hakkı tanıyan Annan Planı’nın da hukuk belgeleri olduğunu vurguladı. Tatar, her açıdan Kuzey Kıbrıs’ta ayrı bir yetki, otorite ve devlet bulunduğunu ifade etti.

– “Mal mülk konusundaki uygulamalar silahsız saldırı… New York’ta gündeme getireceğim”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıslı Rumların mal mülk konusunda yaptığı uygulamaları “meydan okuma” ve “silahsız saldırı” olarak nitelendirdi.

Tatar, bu saldırıların hiçbir zemini ve dayanağı olmadığını belirterek, Kıbrıslı Rumların bu tutumdan vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda Taşınmaz Mal Komisyonu’nun yetkili olduğunu ifade eden Tatar, Rum tarafının, KKTC’de hiçbir yetkisi olmamasına rağmen, iyi niyetli bir yatırımcı ve KKTC vatandaşını tutuklamasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

New York’taki toplantıda bu konuyu gündeme getireceğini belirten Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne “2017’den sonra ilk kez iyi bir atmosfer oluştu. Şimdi bu iyi atmosfer tutuklamalarla baltalanıyor” diyeceğini kaydetti.

Tatar Rum tarafının Kıbrıslı Türkleri cemaat olarak görmesini kabul etmeyeceklerini vurguladı. Rumların hiçbir zaman siyasi eşitliği kabul etmediğini dile getiren Tatar, önceki gün eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın yaptığı açıklamada, “Crans Montana’da Anastasiadis’in masayı devirmesinin sebebi Netanyahu’nun ‘Deli misiniz? Kıbrıslı Türkleri niye hükümete alacaksınız, niye onları ortak edeceksiniz? Şimdi Kıbrıs’ı siz idare ederken bütün Kıbrıs’ı dünyada siz temsil ederken Kıbrıslı Türklerin orada işi ne?’” demesi olduğunu söylediğini anımsattı.

– “Fidias’a ve partnerine yapılan saldırıyı kınıyorum”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Avrupa Parlamentosu Rum Milletvekili Fidias Panayiotou ile yaptığı röportajın ardından Panayiotou ve partneri Styliana’nın saldırıya uğramasıyla ilgili çıkan haberlerle ilgili de açıklamada bulundu.

Tatar, Fidias ile güzel bir sohbet gerçekleştirdiklerini belirterek, “Rum tarafında ortalığı ayağa kaldırdılar. Şimdi burada garipsenecek ne var? Nasıl bir dünyada yaşıyor bu insanlar? Kıbrıs Türk’ü görüşünü de mi anlatamayacak, sesini de mi duyuramayacak? Gerçeklerin duyurulmasından mı korkuyorlar bunlar?” dedi.

Fidias Panayiotou ve partnerine geçmiş olsun dileklerini ileten Tatar, saldırı haberlerinden üzüntü duyduğunu ve yapılanları kınadığını ifade etti. Tatar, “Gösterdiği cesaret için teşekkür ediyorum. Programında genelde çok beğenildiğini görüyorum. Bana gelen mesajlardan. Farklı görüşlerden birçok insandan çok mesaj aldım. Dolayısıyla kendisine geldiği için ve bu röportajı benimle yaptığı için çok teşekkür ediyorum” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam