Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

İsias Otel dava duruşması başladı… Şampiyon Meleklerin aileleri söz aldı:Çocuklarımızın atamadığı çığlığa ses verin

Published

on

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde İsias davası altıncı duruşması Türkiye saatiyle saat 10.00’da başladı.

Duruşma yoklamayla başladı ve daha sonra avukatların talepleri dinlendi.

Sanık Ahmet Bozkurt, uzman bir kişinin son gelen raporu değerlendirmesini ve görüşünü bildirmesini talep etti. Ancak Mahkeme bunun reddine karar verdi. Cumhuriyet Savcısı geçen davada açıkladığı mütalaasının devamını istedi.

Karar beklenen duruşmayı bugün kalabalık bir basın grubu ve aileler izliyor.

İsisas Davası aileler de söz aldı.

-Akın

İlk sözü alan Ayşe Güler Akın, “Oğlum Alp dürüst, adaletli bir çocuktu. Onun için adalet istiyorum. Oğlum Doruk, bilime inanan bir çocuktu, onun için olası kast ve sanıkların en ağır cezayla cezalandırılmalarını istiyorum” dedi.

“Biz çocuklarımızı kum yığınından ellerimizle kazıyarak çıkarttık.” diyen Akın, “Altı duruşmadır yalanları, sahtekarlıkları dinledik. Ben adalete inanan bir anneyim. Bu kadar bilirkişi raporuna karşın bunları konuşmaktan utanıyorum” dedi.

-Akın

Osman Akın da, gördüklerinin, bilimle, ilimle de kanıtlanacağına inanç belirterek, bu kararın sadece hukuksal zemine dayanan bir karar değil, insan vicdanına da sığan bir karar olması gerektiğini kaydetti.

Akın, “Geride kalanların bir ömür boyu çekeceği cezayı kim ödeyecek?” diyerek, mahkemenin suçlulara en ağır cezayı vereceğine inançlarını yineledi.

-Aktuğralı

Murat Aktuğralı, “Yıkılan otelin enkazından kurtulanlardan biriyim. İki yıldır bir tarafımız deprem, bir tarafımız dava. Allı pullu bir otele girdik… 15 saniyede nasıl yıkıldığını gördüm” dedi.

Depremden sonraki iki gün park alanında bir araçta oturduklarını da belirten Aktuğralı, “Bina çekiçlemeyle yıkıldı diyorlar ya biz oradaydık… Mutlak gerçek ortadadır. İnşallah gün yüzü görmesinler” diye konuştu.

-Aydoğdu

Seher Aydoğdu, ise konuşmasında, “Biz çocuğumuza sarılamıyoruz. Bu durum her gün daha acı veriyor. Kanıtlarla tespit edilen suçlara göre ceza vermenizi istiyoruz” diyerek olası kast taleplerini yineledi.

-Konuklu

Şenay Atakan Konuklu ise, depremde hem 13 yaşındaki oğlunu hem de eşini kaybettiğini anımsattı

“Canlarımızı almak için 5 gün bekledim, 55 ceset gördüm, hepsi paramparçaydı” diyen Konuklu, “Bir çocuğumuzun gözleri açıktı… Orada neler yaşadıklarınız bilemiyoruz. Ruhumuzu aldınız. Çocuklarımızın atamadığı çığlığa ses verin…” diye konuştu.

-İçme ve Bulut

Necla İçme ise, “Oğlumun çıkaramadığı ses olmak istiyorum. Adaleti istiyoruz” diye konuşurken, Mehmet Bulut, İsias’ın otel değil mezarlık olduğunu kaydederek, “Ahmet Bozkurt para kazanma hırsıyla hayatımızı çaldı. Gençlerimizin hayatını çaldı. Talebimizi olası kasttır” ifadelerini kullandı.

-Çetiner

Deniz Çetiner, “Sahtekarlıkla yaptıkları binanın çökeceğini öngördüler ama engellemek için hiç bir şey yapmadılar” diye konuşarak suçluların Günyüzü görmemesini diledi.

-Çevik ve Yiğittürk

Safiye Çevik ise “Ahmet Bozkurt’u çok iyi tanıyorum. Canımın yarısı aldın, sen de evlatlarına hasret gideceksin” diye konuşurken Feriha Yiğittürk, mühendisliğin bilime dayandığını kaydederek, “Bina usulüne uygun olsaydı bugün hiç birimiz burada olmazdık” dedi.

Binaya ilk gidenlerden olduğunu kaydeden Yiğittürk, “Bu binadan sağ çıkma imkanı, yaşam üçgeni oluşma alanı yoktu. Bu insanlar burada yaşamıyordu, bu insanlar biz oradayken kasayı almaya gelmişlerdi” diye konuştu.

Madencilerin enkaza girecek yer bulmadığını da kaydeden Yiğittürk, “Her şey bilirkişi raporuyla ortaya kondu. Adil bir karar vereceğinize inanıyorum” dedi.

-Efe ve İş

Erkan Efe, 6 Şubat’tan beri sadece nefes aldıklarını kaydederek, “O günden beri ölüyüz. Sanıkların en ağır cezayla yargılanmasını istiyoruz” diye konuşurken, Serap İş, bu oteli yapanların tüm kusurları bildiğini ifade ederek, “Benim bir çocuğumu öldürdüler, diğer çocuğumun gözündeki ışığı da ömür boyu söndürdüler. Bütün suçluların olası kastla cezalandırılmasını istiyorum” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Güney Kıbrıs’taki Bayraktar Camisi’ne bir haftada 2 kez saldırı düzenlendi

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) başkenti Lefkoşa’da bulunan Bayraktar Camisi’ne bir hafta içinde iki kez saldırı düzenlendiği bildirildi.

Anadolu Ajansı’nın KKTC yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Lefkoşa’da bulunan Bayraktar Camisi’ne 12 Ocak’ta saat 15.00 civarında gelen 2 bıçaklı saldırgan, 1 kişiyi yaraladı ve camiye hasar verdikten sonra bölgeden ayrıldı.

Görevlilerin saldırıyı Rum polisine bildirmesine rağmen herhangi bir işlem yapılmadığı iddia edildi.

Bayraktar Camisi’ne 19 Ocak’ta tekrar gelen ve 2 kişi oldukları belirtilen bıçaklı saldırganlar, caminin içine zarar verdi.

Saldırganlar, kendilerine engel olmak isteyen cami cemaatinden 1 kişiyi yaraladı.

Caminin içine bira şişeleri atan ve içerideki eşyaları tahrip eden saldırganlar, şikayet üzerine gözaltına alındı.

Saldırılarda yaralanan 2 kişinin sağlık durumunun iyi olduğu ve hastanedeki ilk müdahalenin ardından tedavilerinin evde sürdürülmesi için taburcu edildikleri öğrenildi.

Kıbrıs Vakıflar İdaresi (EVKAF) görevlisi Mustafa Özcan, AA muhabirine, Güney Lefkoşa’daki Bayraktar Camisi’ne bir hafta içinde bıçaklı 2 saldırgan tarafından 2 saldırı düzenlendiğini, 2 yaralının sağlık durumunun iyiye gittiğini belirtti.

Özcan, saldırganların Rum polisi tarafından gözaltına alındığını aktararak, saldırılar nedeniyle camide hasar oluştuğunu sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis’te güncel konuşmalar yapılıyor

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda milletvekillerinin güncel konuşma istemlerine yer veriliyor.

Bu çerçevede, CTP Milletvekili Ürün Solyalı trafikle ilgili güncel konuşma yaptı.

Trafiğin hayatı çok yakından ilgilendirdiğini, her yıl binlerce insanın trafikten zarar gördüğünü belirten Solyalı, bu konunun Ulaştırma Bakanlığı’nın gündeminde olmadığını ifade etti.

Dünyanın trafik kazalarında sıfır ölümü hedefleyen “vizyon sıfır”ı ortaya koyduğunu kaydeden Solyalı, Ulaştırma Bakanlığı’nı “sıfır vizyon” sahibi olmakla suçladı. Solyalı, “Trafiğe yapılacak yatırımlar gündem değildir.” dedi.

Karanlık, bariyersiz, güvensiz yollarla ilgili bir girişim olmadığını söyleyen Solyalı, insan hayatının öneminden bahsederek, bu konuda bir strateji belgesi hazırlanmasının önemine vurgu yaptı. Solyalı, stratejinin, insan unsurunun hata yapabileceği üzerinden kurgulanması gerektiğini vurguladı.

Hazırlanması gereken strateji belgesinin içinde neler olacağını da anlatan Solyalı, trafik kazalarında veri toplanarak analizinin yapılması gerektiğini kaydetti.

Güvenli karayolu yapılaşmasının derhal yapılması gerektiğini belirten Solyalı, ülkedeki trafik güvenliğine ve eğitimine önem verilmediğini de söyledi.

Ülkede trafikle ilgili yasaların aylardır beklediği eleştirisinde de bulunan Solyalı, bütçenin derhal ek bütçe ile takviye edilmesi gerektiğini vurguladı.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, yanıt vermek üzere söz aldı.

Trafiğin gündem olma nedenini 10 günde 7 tane kazanın olması olarak gösteren Arıklı, 7 ölümlü kazanın polis raporlarına göre 5’inin sürat, birinin alkol, birinin ise dikkatsiz sürüş olduğunu belirtti.

Yolların dört dörtlük olduğunu savunmadığını söyleyen Arıklı, 1975’ten sonra trafik kazaları ile ilgili rakamları paylaştı ve kazaların yıllar içinde artan araç sayısına bağlı olarak arttığını söyledi. Arıklı, “kazaların, ölümlerin üzerinden siyaset yapılmamasını” istedi.

Toplu taşıma sistemine geçilmezde araç sayısının daha da artacağını belirten Arıklı, çarenin toplu taşıma olduğunu vurguladı, bunun için ciddi bir çalışma başlattıklarını söyledi. Arıklı toplu taşıma konusunda toplumsal konsensüs aradığını söyleyerek her kesimin buna destek vermesini istedi.

“Ölümlü trafik kazaları hepimizin ciğerini dağlıyor.” diyen Arıklı, imkanların yetersizliğine dikkat çekerek, imkanlar çerçevesinde yapabileceklerinin en iyisini yapmaya çalıştıklarını ifade etti.

Hız yapan, dikkatsizce araç sürenleri de eleştiren Arıklı, muhalefete trafik konusunu popülist bir şekilde ele almama çağrısında bulundu.

CTP milletvekili Sami Özuslu, yerinden söz alarak, “takata” marka hava yastıkları konusunda Bakanlığın tavrını sordu. Arıklı, sorunlu hava yastıklarını kontrol etme yönünde bir çalışmaları olduğunu kaydetti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gülbahar’dan Cumhurbaşkanı Tatar’a çağrı: İki Devletli çözüm vizyonundan taviz verme

Published

on

By

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a Rum liderle yeni kapıların açılması ile ilgili görüşmelerinde dahi asla iki devletli çözüm vizyonundan taviz vermemesi” çağrısında bulundu.

Gülbahar, Tatar’a seslenerek, “Bırak gaflet içinde olanlarla, dış mihrakların içimizdeki taşeronları ne isterlerse söylesinler; Türk milleti, Kıbrıs Türk halkının ezici, büyük çoğunluğu iki egemen devlet esasına dayalı çözümü desteklemektedir. İki devlet arasında yeni sınır kapıları elbette açılsın, elbette iki devlet arasında iyi ilişkiler olsun ama asla Rum liderin oyalama ve KKTC’yi yok sayma oyununa gelinmesin Sayın Cumhurbaşkanı” dedi.

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Gülbahar açıklamasına devamla şunları belirtti:

“Rum liderliğinin yaptığı ortadadır. New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin de katılımı ile yapılan son toplantıda iki liderin sadece yeni kapıların açılması konusunu görüşmek üzere Ada’da bir araya gelecekleri kararlaştırılmışken, Hristodulidis başka şeyleri de içeren ‘ya hepsini al, ya da hepsini bırak’ şartı ile hazırlanmış 8 maddelik bir paketi masaya taşımaya çalışmıştır.

Sanki Kıbrıs Türk gençliğine, halkına ambargo uygulayan kendileri değilmiş gibi, hiç sıkılmadan başka bir sürecin, komitelerin konusu olabilecek gençlerin, sivil toplum örgütlerinin buluşmasını masaya koymuştur.

Bununla da yetinilmemiş, Rum liderin sözcüsü büyük bir pişkinlikle sanki Ada’da yaşanan gerçek bu değilmiş gibi Cumhurbaşkanı Tatar’ı, ‘iki devlet varmış gibi iyi komşuluk ilişkisi mantığı ile hareket etmekle’ suçlamaya kalkışmıştır.

Milli Mücadele Vakfı olarak uyarıyoruz; Türkiye ve KKTC iyi niyetlidir, barıştan, dostluktan, ekonomik ve sosyal ilişkilerin geliştirilmesinden yanadır ama Rum-Yunan ikilisi hala 1923’ün, 1974’ün intikamı peşindedir. Ege ve Doğu Akdeniz’de yaptıkları, gerek Güney Kıbrıs gerekse Yunanistan’ı Amerikan üsleri ile donatmaları bundandır.

Hristodulidis’in Rum Ortodoks Kilisesi baş papazının da katılımı ile 15 Ocak 1950’de Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması için düzenlenen ve o yönde karar alınan plebisitin anıldığı bir etkinlik düzenlemesi, hala akıllanmadıklarının ve hayal gördüklerinin yeni bir kanıtıdır.

Rum liderliğinin, Türk tarafının hidrokarbon sondajları, bulunması ve pazarlanması konusundaki önerisini reddederek, hala tartışmalı parsellerde kendi başlarına sondaj yapma girişimlerinde bulunması, navtex yayınlaması, hala kendilerini Kıbrıs’ın tümünün hakimi; bizi ise anayasal değişiklikle kendi egemenlikleri altındaki devlete azınlık olarak yamalayabilecekleri bir toplum olarak gördüklerinin yeni delilidir.

Dolayısıyla bizim yapmamız gereken nettir; Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları derhal sürdürülmelidir. Devletimize, Anavatanımız Türkiye’ye dört elle sarılarak içeride yaşanan sıkıntıları, yanlışları, eksiklikleri, aksilikleri hep birlikte düzeltmeye çalışmalıyız.

Rum-Yunan ikilisinin KKTC’nin dünyada hak ettiği yeri almasını engellemek için yeniden masaya sürmeye çalıştığı federasyon görüşmelerine oturmayacak, Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın net bir şekilde ortaya koyduğu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oy birliği ile yayınladığı Başkanlık Tezkeresi’nde belirtildiği gibi KKTC’nin tanınması çabalarını sabırla, kararlılık ve azimle sürdüreceğiz”

Devamını Oku

Trending

Reklam