Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

İsrail askerleri soykırımı itiraf etti: Ateşkes sağlanmazsa silah bırakacağız

Published

on

Soykırımcı İsrailli askerlerin Gazze’de sivillere yönelik katliam, yağma ve yıkım itirafları uluslararası kamuoyunda yankı uyandırdı. İtiraflar, İsrail’in Filistin halkına yönelik insanlık suçlarını ve sistematik zulmünü gözler önüne seriyor. İtirafçı 200 İsrail askeri, ateşkes sağlanmaması halinde silah bırakacaklarını açıkladı.

Gazze’de uygulanan soykırımı itiraf eden 200 İsrail askeri hükümete bir mektup yazdı. Eli kanlı askerler, hükümetin acilen bir ateşkes sağlamaması durumunda orduyla tüm bağlarını koparacaklarını belirtti.

Katil İsrail askerleri, bunun buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu ve daha fazla askerin bu zulme karşı artık sessiz kalamayacağını ifade ediyor…

ABD menşeli Associated Press, Gazze’deki vahşete daha fazla müdahil olmayı reddeden 7 askerle konuştu.

Gazze’de Filistin halkına karşı işlenen vahşetler, İsrail askerlerinin kan donduran itiraflarıyla bir kez daha gün yüzüne çıktı.

Görevlerini bırakan bazı askerler, Gazze Şeridi’nde sivillere yönelik katliamlar, evlerin yıkımı ve yağma gibi savaş suçlarını kabul ederek, Filistin halkına karşı yürütülen sistematik zulmün parçası olduklarını itiraf etti.

Katil İsrail askerlerinden Yotam Vilk, silahsız bir Filistinli genci öldüren soykırımcı İsrail askerlerinin görüntüsünü asla unutamadığını söyledi.

Vilk, “Bu genç, Filistinlileri insan olarak görmeyen bir politikanın kurbanı oldu. Tampon bölgeye giren herkesin öldürülmesi emri veriliyordu” diyerek gördüklerini aktardı.

“Filistinlilere yapılan zulüm rutindi”
Associated Press’e konuşan askerler, soykırımcı İsrail ordusunun Filistin halkına karşı insanlık dışı eylemlerini detaylarıyla anlattı.

Soykırımcı askerlerden biri olan Yuval Green, “Bir komutanımız Hamas’ın kullanmaması için bir evi yakmamızı emretti. O an, bu yapılanların Filistinlilere uygulanan haksızlığın bir parçası olduğunu anladım” dedi.

Green, evlerin yakıldığını, sivillere ait eşyaların yağmalandığını ve askerlerin bu zulmü adeta bir rutin haline getirdiğini ifade etti.

“Filistinlilerden çalmak ve onları yok etmek bir emir değil, zalimliktir. Artık buna ortak olmak istemiyorum,” diyen Green, Gazze halkına yapılan zulmün insanlık dışı boyutlara ulaştığını söyledi.

Soykırımı itiraf ettiler
Başka bir İsrail askeri ise, “Kibriti ben yakmadım, ama bu zulmün bir parçası oldum. Gazze’de savaş suçlarına katıldım” diyerek işlenen suçların boyutunu gözler önüne serdi.

Gazze’ye yönelik operasyonların insanlık dışı boyutlarını ortaya koyan askerler, sivillerin ayrım gözetmeksizin hedef alındığını ve insan hayatının tamamen değersizleştirildiğini belirtti.

Vilk, “İnsan hayatına verilen değer her geçen gün eridi. Bu politikanın arkasında Filistin halkını yok etme niyeti yatıyor” dedi.

Uluslararası hukuka göre hepsi savaş suçu
Uluslararası hukuk kuruluşları, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği operasyonları soykırım ve savaş suçları olarak nitelendiriyor.

Uluslararası Ceza Mahkemesi, katil Binyamin Netanyahu ve katil eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı çıkardı.

İsrail, uluslararası kamuoyunun tepkilerini görmezden gelerek savaş suçlarını örtbas etmeye çalışıyor.

Bu itiraflar ise İsrail’in sivillere yönelik şiddet politikasının gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koyuyor.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Çin, 74 ülkeye vizesiz giriş hakkı tanıdı

Published

on

By

Çin’in yabancı turist sayısını artırmak amacıyla 74 ülkenin vatandaşlarına 30 güne kadar vizesiz giriş hakkı tanıdığı bildirildi.

The Washington Post gazetesinin haberine göre, Çin Ulusal Göçmenlik İdaresi, Pekin yönetiminin turizm sektöründe hareketlilik ve ülkenin yumuşak gücünün artırılması amacıyla 74 ülkenin vatandaşlarına 30 güne kadar vizesiz giriş hakkı tanıdığını duyurdu.

Söz konusu 30 günlük vizesiz giriş hakkı, Aralık 2023’te Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, İspanya ve Malezya vatandaşlarına yönelik başlatılırken, halihazırda neredeyse tüm Avrupa ülkeleri dahil edildi. Ayrıca Latin Amerika, Orta Doğu ve Asya’dan birçok ülke de listeye eklendi.

Öte yandan, Azerbaycan’ın da 16 Temmuz’da bu kapsama alınarak 30 güne kadar vizesiz giriş tanınan ülke sayısının 75’e çıkarılacağı kaydediliyor.

Ulusal Göçmenlik İdaresi verilerine göre, 2024 yılında Çin’e vizesiz giren yabancı turist sayısı 20 milyonu aşarken bu rakam, toplam yabancı turist sayısının üçte biri, 2023 yılının toplam yabancı ziyaretçi sayısının ise yaklaşık iki katı anlamına geliyor.

ABD, Kanada, İngiltere, İsveç ve Rusya gibi ülkelerden gelen vatandaşlara ise Çin’den farklı bir ülkeye geçiş şartıyla 10 günlük vizesiz transit geçiş imkanı sunuluyor.

Devlete bağlı bir araştırma enstitüsü olan Çin Turizm Akademisi’nden analist Liu Xiangyan, politikaların turizm amacının yanı sıra Çin’in imajını düzeltmeyi amaçladığını ifade etti.

Devamını Oku

Dünya

Texas’da sel felaketi: Ölü sayısı 104’e yükseldi

Published

on

By

ABD’nin Texas eyaletinde yaşanan sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısının 104’e yükseldiği bildirildi.

Yetkililer, 4 Temmuz’da şiddetli yağışlar sonucu meydana gelen sel felaketinde can kaybı sayısına ilişkin açıklama yaptı.

Söz konusu sellerde hayatını kaybedenlerin sayısının 104’e yükseldiğini belirten yetkililer, arama kurtarma çalışmalarının sürdüğünü aktardı.

Yetkililer, sellerde can kaybının en çok Kerr bölgesinde yaşandığını ifade ederek, arama kurtarma ekiplerinin, yaz kamplarının bulunduğu bölgede 28’i çocuk 84 kişinin hayatını kaybettiği bilgisini paylaştı.

ABD’nin güney eyaleti Texas’ta 4 Temmuz’da aniden başlayan şiddetli yağışlar sonucu Kerr bölgesindeki Guadalupe Nehri taşarak sele yol açmıştı.

Texas Valisi Gregg Abbott, X hesabından yaptığı paylaşımda, yıkıcı sellerle mücadele için tüm kaynakları seferber ettiklerini belirtirken, yerel yetkililer, afet bölgesinde 50 bine yakın kişi bulunduğunu, arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini bildirmişti.

ABD Başkanı Donald Trump, yaşanan sel felaketi nedeniyle Kerr ilçesini afet bölgesi ilan etmişti.

Eyaletin Cumhuriyetçi yerel yetkilileri, Başkan Trump’ın tasarruf politikaları kapsamında bütçesini kıstığı Ulusal Hava Durumu Servisini (NWS), felaket öncesinde yeterli uyarı ve doğru tahminlerde bulunamamakla eleştirmişti.

Devamını Oku

Dünya

Holguin Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ile bir araya geldi

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar, bugün Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Rum Devlet Radyo ve Televizyonu RİK’in haberine göre Holguin ile Hristodulidis arasındaki görüşme yaklaşık bir saat sürdü.

Görüşme sonrasında açıklamada bulunan BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar, “New York’taki konferans çalışmaları sırasında önemli bir şeyi başarmak ve de iki toplum için iyi bir gelecek sağlamak amacıyla Güven Yaratıcı Önlemler konusunda sıkı ve ara vermeksizin çalışacağını” ifade etti.

Rum Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis, Holguin-Hristodulidis görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada müzakerelerin yeniden başlatılması konusunda olumlu sonuç alınması hedefiyle çabanın devam ettiğini söyledi.

Holguin’in her iki tarafın müzakerecileriyle de öğleden sonra görüşeceğini söyleyen Letimbiotis, bu görüşmede mart ayındaki çoklu konferansın sonuçlarının değerlendirileceğini ifade etti.

Holguin’in müzakerelerin yeniden başlaması için yoğun çabalarını sürdürdüğünü ifade eden Letimbiotis, Holguin’in Güven Yaratıcı Önlemelere yoğunlaşıp yoğunlaşmadığı şeklindeki bir soru üzerine, bunun; sürecin yerini tutmadığını Kıbrıs Rum tarafının hedefinin , müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlamasının sağlanması olduğunu yineledi.

Letimbiotis, bu ay yapılacak olan çok taraflı konferansta Kıbrıs sorununun özünün de ele alınacağını belirtirken, Kıbrıs Rum tarafının görüşmeye yeterince hazır olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “uzlaşmazlığı” şeklindeki soru üzerine Letimbiotis, “bunun baştan beri var olduğunu, Kıbrıs sorununda bu dönemde gözlemlenen hareketliliğin kesin olmadığını, çabaların sürdüğünü” savundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam