Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Öztürkler Kartalkaya’daki yangında hayatını kaybedenler için başsağlığı mesajı yayımladı

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bir otelde sabaha karşı meydana gelen ve 10 kişinin hayatını kaybettiği, 32 kişinin yaralandığı yangınla ilgili başsağlığı mesajı yayımladı.
Başkan Öztürkler, yaşanan bu üzücü olayın derin bir keder yarattığını belirterek, hayatını kaybeden vatandaşların ailelerine başsağlığı diledi.

Kartalkaya’da böyle bir felaketin yaşanmış olmasının üzüntüsünü dile getiren Öztürkler, “Milletimizin başı sağ olsun, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Meclis’te güncel konuşmalar yapılıyor

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda milletvekillerinin güncel konuşma istemlerine yer veriliyor.

Bu çerçevede, CTP Milletvekili Ürün Solyalı trafikle ilgili güncel konuşma yaptı.

Trafiğin hayatı çok yakından ilgilendirdiğini, her yıl binlerce insanın trafikten zarar gördüğünü belirten Solyalı, bu konunun Ulaştırma Bakanlığı’nın gündeminde olmadığını ifade etti.

Dünyanın trafik kazalarında sıfır ölümü hedefleyen “vizyon sıfır”ı ortaya koyduğunu kaydeden Solyalı, Ulaştırma Bakanlığı’nı “sıfır vizyon” sahibi olmakla suçladı. Solyalı, “Trafiğe yapılacak yatırımlar gündem değildir.” dedi.

Karanlık, bariyersiz, güvensiz yollarla ilgili bir girişim olmadığını söyleyen Solyalı, insan hayatının öneminden bahsederek, bu konuda bir strateji belgesi hazırlanmasının önemine vurgu yaptı. Solyalı, stratejinin, insan unsurunun hata yapabileceği üzerinden kurgulanması gerektiğini vurguladı.

Hazırlanması gereken strateji belgesinin içinde neler olacağını da anlatan Solyalı, trafik kazalarında veri toplanarak analizinin yapılması gerektiğini kaydetti.

Güvenli karayolu yapılaşmasının derhal yapılması gerektiğini belirten Solyalı, ülkedeki trafik güvenliğine ve eğitimine önem verilmediğini de söyledi.

Ülkede trafikle ilgili yasaların aylardır beklediği eleştirisinde de bulunan Solyalı, bütçenin derhal ek bütçe ile takviye edilmesi gerektiğini vurguladı.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, yanıt vermek üzere söz aldı.

Trafiğin gündem olma nedenini 10 günde 7 tane kazanın olması olarak gösteren Arıklı, 7 ölümlü kazanın polis raporlarına göre 5’inin sürat, birinin alkol, birinin ise dikkatsiz sürüş olduğunu belirtti.

Yolların dört dörtlük olduğunu savunmadığını söyleyen Arıklı, 1975’ten sonra trafik kazaları ile ilgili rakamları paylaştı ve kazaların yıllar içinde artan araç sayısına bağlı olarak arttığını söyledi. Arıklı, “kazaların, ölümlerin üzerinden siyaset yapılmamasını” istedi.

Toplu taşıma sistemine geçilmezde araç sayısının daha da artacağını belirten Arıklı, çarenin toplu taşıma olduğunu vurguladı, bunun için ciddi bir çalışma başlattıklarını söyledi. Arıklı toplu taşıma konusunda toplumsal konsensüs aradığını söyleyerek her kesimin buna destek vermesini istedi.

“Ölümlü trafik kazaları hepimizin ciğerini dağlıyor.” diyen Arıklı, imkanların yetersizliğine dikkat çekerek, imkanlar çerçevesinde yapabileceklerinin en iyisini yapmaya çalıştıklarını ifade etti.

Hız yapan, dikkatsizce araç sürenleri de eleştiren Arıklı, muhalefete trafik konusunu popülist bir şekilde ele almama çağrısında bulundu.

CTP milletvekili Sami Özuslu, yerinden söz alarak, “takata” marka hava yastıkları konusunda Bakanlığın tavrını sordu. Arıklı, sorunlu hava yastıklarını kontrol etme yönünde bir çalışmaları olduğunu kaydetti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gülbahar’dan Cumhurbaşkanı Tatar’a çağrı: İki Devletli çözüm vizyonundan taviz verme

Published

on

By

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a Rum liderle yeni kapıların açılması ile ilgili görüşmelerinde dahi asla iki devletli çözüm vizyonundan taviz vermemesi” çağrısında bulundu.

Gülbahar, Tatar’a seslenerek, “Bırak gaflet içinde olanlarla, dış mihrakların içimizdeki taşeronları ne isterlerse söylesinler; Türk milleti, Kıbrıs Türk halkının ezici, büyük çoğunluğu iki egemen devlet esasına dayalı çözümü desteklemektedir. İki devlet arasında yeni sınır kapıları elbette açılsın, elbette iki devlet arasında iyi ilişkiler olsun ama asla Rum liderin oyalama ve KKTC’yi yok sayma oyununa gelinmesin Sayın Cumhurbaşkanı” dedi.

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Gülbahar açıklamasına devamla şunları belirtti:

“Rum liderliğinin yaptığı ortadadır. New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin de katılımı ile yapılan son toplantıda iki liderin sadece yeni kapıların açılması konusunu görüşmek üzere Ada’da bir araya gelecekleri kararlaştırılmışken, Hristodulidis başka şeyleri de içeren ‘ya hepsini al, ya da hepsini bırak’ şartı ile hazırlanmış 8 maddelik bir paketi masaya taşımaya çalışmıştır.

Sanki Kıbrıs Türk gençliğine, halkına ambargo uygulayan kendileri değilmiş gibi, hiç sıkılmadan başka bir sürecin, komitelerin konusu olabilecek gençlerin, sivil toplum örgütlerinin buluşmasını masaya koymuştur.

Bununla da yetinilmemiş, Rum liderin sözcüsü büyük bir pişkinlikle sanki Ada’da yaşanan gerçek bu değilmiş gibi Cumhurbaşkanı Tatar’ı, ‘iki devlet varmış gibi iyi komşuluk ilişkisi mantığı ile hareket etmekle’ suçlamaya kalkışmıştır.

Milli Mücadele Vakfı olarak uyarıyoruz; Türkiye ve KKTC iyi niyetlidir, barıştan, dostluktan, ekonomik ve sosyal ilişkilerin geliştirilmesinden yanadır ama Rum-Yunan ikilisi hala 1923’ün, 1974’ün intikamı peşindedir. Ege ve Doğu Akdeniz’de yaptıkları, gerek Güney Kıbrıs gerekse Yunanistan’ı Amerikan üsleri ile donatmaları bundandır.

Hristodulidis’in Rum Ortodoks Kilisesi baş papazının da katılımı ile 15 Ocak 1950’de Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması için düzenlenen ve o yönde karar alınan plebisitin anıldığı bir etkinlik düzenlemesi, hala akıllanmadıklarının ve hayal gördüklerinin yeni bir kanıtıdır.

Rum liderliğinin, Türk tarafının hidrokarbon sondajları, bulunması ve pazarlanması konusundaki önerisini reddederek, hala tartışmalı parsellerde kendi başlarına sondaj yapma girişimlerinde bulunması, navtex yayınlaması, hala kendilerini Kıbrıs’ın tümünün hakimi; bizi ise anayasal değişiklikle kendi egemenlikleri altındaki devlete azınlık olarak yamalayabilecekleri bir toplum olarak gördüklerinin yeni delilidir.

Dolayısıyla bizim yapmamız gereken nettir; Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları derhal sürdürülmelidir. Devletimize, Anavatanımız Türkiye’ye dört elle sarılarak içeride yaşanan sıkıntıları, yanlışları, eksiklikleri, aksilikleri hep birlikte düzeltmeye çalışmalıyız.

Rum-Yunan ikilisinin KKTC’nin dünyada hak ettiği yeri almasını engellemek için yeniden masaya sürmeye çalıştığı federasyon görüşmelerine oturmayacak, Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın net bir şekilde ortaya koyduğu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oy birliği ile yayınladığı Başkanlık Tezkeresi’nde belirtildiği gibi KKTC’nin tanınması çabalarını sabırla, kararlılık ve azimle sürdüreceğiz”

Devamını Oku

Kıbrıs

Hür-İş Başbakanlık önünde protesto eylemi yaptı: “Cuma akşamı Lefkoşa’da yürüyüş düzenlenecek”

Published

on

By

Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş), Başbakanlık önünde, yeni belirlenen asgari ücreti protesto etti, asgari ücret masasının anlamını yitirdiğini belirtti ve özel sektör çalışanlarını mücadeleye çağırdı. 

Hür-İş Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu, “Eğer korkup köle olmak istemiyorsanız cuma günü saat 18.00’de Dereboyu Pronto çemberinde buluşup, Başbakanlık önünde mücadele ateşini yakalım. Siz de bu ateşe katkı koyun, bir odun da siz getirin, yoksa meydan bunlara kalacak ve geleceğimizi de gözümüze baka baka alacaklar” ifadelerini kullandı. 

Serdaroğlu, Londra’ya gideceğini belirttiği Başbakan Ünal Üstel’in de bu sorunu çözmeden ülkeden ayrılmaması gerektiğini söyledi. 

Eylemde, “Direne direne kazanacağız” sloganı atan sendikalar, “Yoksulları değil, zengini doyuramadığımız için fakirlik var”, “Enflasyonun destekçisi hükümet istemiyoruz” ve “Korktukça köle, sustukça kör, umut ettikçe hürsün” yazılı pankartlar açtı. 

Eylemde konuşan Hür-İş Genel Başkanı Serdaroğlu, yeni açıklanan asgari ücreti “son derece ayıp ve utanç verici bir karar” olarak değerlendirerek, bunu protesto etmek için burada olduklarını söyledi. 

“Emekçinin her zaman yanında olan sendikalarla birlikte Bakanlar Kuruluna, devlet yönettiklerini hatırlatmak amacıyla burada olduklarını” ifade eden Serdaroğlu, bankalar kurulunu eleştirdi, “kararı onaylarken hiç mi vicdanınız sızlamadı” diye sordu. 

Bakanların, 2 bin TL artış alan asgari ücreti onaylarken kendilerinin ne kadar maaş artışı aldığını soran Serdaroğlu, “asgari ücretin, bu şekilde davranan yöneticiler oldukça değil bin dolar 3 bin dolar da olacağını” belirtti. 

Serdaroğlu, “çünkü zenginler doymadıkça bu asgari ücretin yükselmeye devam edeceğini” ifade ederek, asgari ücret masasının da itibarsızlaştırıldığını, masada 10 tane iş veren temsilcisi olduğunu, hükümet olmadığını savundu. 

Bu şekilde alım gücünün nasıl korunacağını ve adil bir gelir dağılımı olacağını soran Serdaroğlu, asgari ücret masasının anlamının kalmadığını kaydetti. 

Özel sektörde sendikalaşma gerektiğini ve özel sektörün de sokağa çıkma zamanı geldiğini ifade eden Serdaroğlu, özel sektördeki çalışanları mücadeleye çağırdı. 

Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı da, daha önce birlikte eylem yaptıkları sendikalar adına yaptığı konuşmada, ülkenin yasalara kurallara Anayasa’ya göre yönetildiğini ifade ederek, hükümete, asgari ücret konusunda eleştirilerde bulundu. 

Bıçaklı, “devletin belirlediği hayat pahalılığını asgari ücrete yansıtmak istemediğini” ifade ederek, bu konuda yapılan tartışmaların boşa olduğunu, belirlenen hayat pahalılığının asgari ücrete yansıtılması gerektiğini söyledi. 

Bakanların, çalışanların maaşlarına hayat pahalılığının yansıtıldığını belirten Bıçaklı, asgari ücretin ne farkının olduğunu sordu, asgari ücretli ile bakanlar arasındaki maaş farkını rakamlarla değerlendirdi, “hiç mi vicdan yok” dedi. 

Sendikalar olarak yasal itirazlarını yapacaklarını ifade eden Bıçaklı, topluma, çalışanlara, toplum sorunlarına karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı. 

Cuma akşamı büyük bir eylem yapacaklarını da ifade eden Bıçaklı, “Ne ekerseniz onu biçersiniz” dedi, asgari ücret yasasına işaret etti, herkesin ailesini geçindirecek ücret alması gerektiğini belirtti. 

KTAMS Başkanı Güven Bengihan da, hükümetin, Anayasa, hukuk ve halk karşıtı olduğunu savunarak, asgari ücret belirlenirken hayat pahalılığının dikkate alınmadığını söyledi. 

Bengihan, bunun yasa dışı bir uygulama olduğunu belirterek, hayat pahalılığının altında artış verilemeyeceğini belirtti. 

Buna karşı sendikalar olarak eylemsel ve hukuksal mücadele vereceklerini ifade eden Bengihan, işveren ve hükümete eleştirilerde bulundu. 

Asgari ücrete hayat pahalılığını yansıtmak istemeyenlerin kurumsal vergi ödemediklerini, prim desteklerini, teşvikleri aldıklarını ifade eden Bengihan, örneğin İskele’de 14 milyon TL vergi borcu olan bir galeriden verginin alınıp alınmadığını sordu. 

Devamını Oku

Trending

Reklam