Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis Genel Kurul’u güncel konuşmalarla devam ediyor

Published

on

Meclis Genel Kurulu güncel konuşmalarla devam ediyor. Milletvekilleri sağlık sektöründeki sıkıntılar ve Kıbrıs konusunda yaşanan gelişmelere ilişkin söz aldı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Filiz Besim, yaptığı konuşmada, yeni Girne Hastanesi’nin son durumunu sorguladı.
Besim, 2020 Temmuz ayında yeni Girne Hastanesi binasının Sağlık Bakanlığı’na devredildiğini belirterek, “Söz konusu binanın o zamandan beri hastaneye dönüşemediği” eleştirisinde bulundu, süreci “yılan hikayesi” olarak nitelendirdi.
Yeni düzenlemelerde hastanedeki yatak sayısının düşürüldüğünü kaydeden Besim, Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un Girne’de sürekli oturan kişi sayısını 90 bin olarak açıkladığını hatırlattı, tamamlanmasının ardından hastanenin bölgeye yeterli hizmet verebilmesi temennisinde bulundu.
Göreve gelen sağlık bakanlarının hastanenin bitimine ilişkin bugüne kadar yaptığı açıklamaları paylaşan Besim, bütçe görüşmelerinde Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek’in 2025 yılında hastanenin biteceğini söylediğini, geçen hafta Başbakan’ın ziyaretinde de 2026 yılına işaret edildiğini aktardı. Söz konusu hastanenin bir an önce bitirilmesi çağrısında bulunan Besim, “Bizimle dalga geçmeyin.” dedi.
Yeniden yapılan mimari düzenlemede, görüntüleme cihazlarına yönelik sıkıntılar olduğu bilgisini aldığını paylaşan Besim, her gün hastane yapılamayacağını, bu konulara önem verilmesi gerektiğini kaydetti; personelin hazırlık sürecine başlanmamış olmasından dolayı duyduğu endişeyi de dile getirdi.
Milletvekili Besim, mevcut Girne Hastanesi’ndeki cihaz ve personel sıkıntılarına da dikkat çekerek, hastane yapım sürecinden bölge halkının mağdur olduğunu ve bunun telafisinin mümkün olmadığını söyledi.
Besim, Dr. Burhan Nalbantoğlu için de benzer sıkıntılar yaşandığını ileri sürerek, söz konusu hastanenin güçlendirileceği yönündeki açıklamaları anımsattı. Besim, Nalbantoğlu için zemin etütlerinin yapılıp yapılmadığını sorduklarını ama bir bilgi alamadıklarını savundu.
2017’de temeli atılan Güzelyurt Hastanesi’ne de değinen Besim, hastanenin 2026 Kasım ayında biteceğinin açıklandığını ancak aslında sadece zemin katının bitirilerek, sağlık merkezinin oraya taşınacağı yönünde de bir bilgi aldığını belirtti.

– Bakan Çavuş
Milletvekili Besim’in konuşmasının ardından söz alan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, Besim’in “söz var, icraat yok” şeklindeki sözlerine katılmadığını; hükümetin verdiği her sözü gerçekleştiriyor olduğunu kaydetti.
Çavuş, Girne Hastanesi’ndeki gecikmelerin daha iyi hizmet verme anlamında büyütme ve geliştirme çalışmaları nedeniyle olduğunu belirterek, ilk baştaki proje ve mevcut projenin arasında büyük farklar olduğuna dikkat çekti. Başbakan Üstel’in duyurduğu tarihte bir değişiklik beklenmediğini ifade eden Çavuş, yakın zamanda iç donanımlara başlanacağını dile getirdi.
Güzelyurt Hastanesi’nde de çalışmaların devam ettiğini söyleyen Çavuş, hastanenin ihalesinin yapıldığını, belirlenen tarihte bölgeye hizmet vermeye başlayacağını kaydetti.

– İncirli
CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli de, ülkede çok sayıda işletmenin kapanıyor olduğunu savunarak, açılan ve kapanan işletme sayılarının ülke ekonomisinin göstergelerinden biri olduğunu kaydetti.
İncirli, özellikle orta ve küçük işletmelerde istikrarsızlık sorunu yaşandığını, daha büyük işletmelerin de devam edebilmek için işten çıkarma yolunu seçmek zorunda kaldığını savundu.
Bu konuda eriştiği verilerin “çelişkili” olduğunu söyleyen İncirli, Bakanlık verilerine göre 346 işletmenin kapandığını, 610 yeni kaydın yapıldığını kaydetti; ancak bu rakamların gerçekçi olmadığını, yeni işyeri kayıtlarının önceden kapananların devirleri olduğunu öne sürdü.
İncirli, ekonomide istikrar sağlanmak isteniyorsa, bu iş yerlerinin neden kapandığının, hangi sektörlerde kapanmalar yaşandığının, yeni açılan iş yerlerinin hangi sektörde olduğunun ve işsiz kalan insanların ne yapacağının sorgulanması gerektiğini belirtti.
İncirli ayrıca, İstatistik Kurumu’nun verilerinin çelişkili olduğunu savunarak, 2023 yılına ait istihdam oranının 146 bin 211, işsizlik oranının ise 7 bin 988 yani yüzde 5,1 olduğunu aktardı. KKTC’de iş gücüne katılım oranının yüzde 50 olduğunu belirterek, nüfusun yarısının işgücüne katılmadığına dikkat çeken İncirli, buna rağmen, işsizlik oranının yüzde 5 olarak açıklanmasını anlamlandırmakta zorlandığını dile getirdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan 155 bin sigortalının 75 bininin KKTC’li olduğu bilgisini de aldığını söyleyen İncirli, ancak bu kişilerin büyük bir kısmının kamuda olduğuna dikkat çekti, özel sektörde çalışan vatandaş sayısının öğrenilmesi ve bu yönde çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti.
“Bu ülkede ekonomik bir kriz var. Ekonomi tıkırında falan değil. İşsizlik sorunu var.” diyen İncirli, bir an önce tedbir alınmadığı takdirde işletmelerin kapanma hızının artacağı düşüncesini paylaştı; alınabilecek tedbirleri sıraladı.

– Toros
CTP Milletvekili Fikri Toros ise ”Çözüm Odağına Siyasi ve Ekonomik Kazanımlar” konulu konuşma yaptı.
Toros, Kıbrıs’ta barış sürecine yönelik kritik bir toplantıya yaklaşıldığına dikkat çekerek, iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı bir federal yapıda olacak kapsamlı bir çözümün, Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunların çözümüne de katkıda bulunacağını savundu.
Mart ayındaki gayri resmi toplantıda, bilinen siyasi pozisyonların vurgulanması yerine geleceğe yönelik ortak menfaatler yönünde çalışmaların yapılmasına odaklanılması temennisinde bulunan Toros, ancak bu şekilde güvenlik, barış ve istikrar rotasına girilebileceğini belirtti.
“Başka bir etken ve zaman beklenirse, değişim asla gelmeyecektir.” diye konuşan Toros, uzlaşının öncelikle Kıbrıslıların sorumluluğu olduğunu kaydetti; liderlere kendi siyasi ideolojilerine yenik düşerek sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınmaması çağrısında bulunarak, “Başarısızlıklarınızın sizi tanımlamasına izin vermemelisiniz. Başarısızlıkların size öğretmemesine izin vermelisiniz.” dedi.
Demokrasinin önemine dikkat çeken, demokrasiyle bağlı kalmanın ve onu yaşatmanın her Kıbrıslının asgari sorumluğu olduğunu kaydeden Toros, federal çözümle Kıbrıs’a gerçek anlamda demokrasi geleceğini, uluslararası alanda sadece Kıbrıslı Rumlar tarafından temsil edilmenin önüne geçileceğini öne sürdü.
Oslo Barış Araştırma Enstitüsü (PRIO) verileri ışığında çözüm olması durumundaki kazanımlara işaret eden Toros, gayrisafi milli hasıla ve ekonomide artışa ve sektörlerdeki olası gelişmelere değindi, çözümle birlikte ulaşılabilecek pazarlara vurgu yapan Toros, mülkiyet sorunun çözülmesiyle ulaşılabilecek potansiyel kalkınmaya da vurgu yaptı.
CTP’nin siyasi eşitliğin pazarlığa tabi olmayacağı bir kapsamlı çözümün getireceği kazanımlara odaklanılmasını çok önemli bulduğunu kaydeden Toros, Türkiye’nin de çözümden elde edebileceklerine değindi; “Çözüm sadece Kıbrıslı toplumlara değil, bölgeye de barış ve refah sağlayacaktır.” dedi.
Toros, değişim isteyen yüzbinlerce sese kulak verilmesi gerektiğini savunarak, çözümde elde edilecek kazanımların ne kadar hazırlıklı olunacağına bağlı olduğunu vurguladı.

– Candan
CTP Milletvekili Armağan Candan ise, “Cenevre toplantısına giderken” konulu bir konuşma yaptı.
Candan, konuşmasında, 1 ay sonra bugünlerde Cenevre’de Kıbrıs görüşmelerinin yapılacağını kaydederek, 2017’den sonra ilk defa Kıbrıs Türk tarafı, Rum tarafı, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin Kıbrıs meselesini ele alacağını belirtti.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nun bu kapsamda ülkede ve diğer ilgili ülkelerde yaptığı görüşmelere dikkat çeken Candan, 10 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Tatar’la yapılan görüşmenin tutanağının henüz Meclis’e gönderilmediğini söyledi; bir an önce gönderilmesi çağrısında bulundu.
Son 8 yılda Kıbrıslı Türkler adına olumlu gelişmelerin yaşanmadığı bir süreç olduğunu savunan Candan, bu süreçte “müzakere masası olmamasından” dolayı Kıbrıslı Rumların tek yanlı hareket etme alanı bulduğunu öne sürdü; bugün basında da çıkan Mısır’la yapılan doğalgaz anlaşmasına işaret etti. Candan, GKRY’nin yaptığı askeri anlaşmalar olduğunun da altını çizdi.
Milletvekili Candan, mülkiyet konusunda da Kıbrıslı Türklere karşı taarruza geçildiğini, Rum tarafının yatırım yapanları tutuklamaya başladığını kaydederek, gelişmeler ışığında Taşınmaz Mal Komisyonu’na yönelik olası riskler konusunda uyarılarda bulundu.
Eski GKRY Dışişleri Bakanı Kasulidis gibi bazı isimlerin GKRY Lideri Nikos Hristodulidis’e yönelik yaptığı eleştirileri paylaşan Candan, Hristodulidis’in eylemlerinin “onu müzakere masasında tutacak bir politika olmamasından” dolayı olduğunu savundu.
Candan, kapılar konusunda da hangi aşamada olunduğunun bilinmediğini öne sürdü; konuya ilişkin son bilgiye BM Kıbrıs Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart ile yapılan toplantı tutanaklarından erişebildiklerini kaydetti.
“Rum tarafının istediği gibi at koşturmasının önüne geçilmesi gerektiğini” savunan Candan, bunun yapılamaması halinde kaybedenin Kıbrıs Türk tarafı olacağını savundu.

– Bakan Ertuğruloğlu
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da, Kıbrıs sorununa ilişkin söz alan milletvekillerinin ardından yaptığı konuşmada, Milletvekili Toros’un konuşmasını eleştirdi; “Türkiye’nin kendi menfaatlerini görebilecek bir ülke olduğunu, akıl vermeye gerek olmadığını” söyledi.
Ertuğruloğlu, gerçek anlamda bir çözümden iki halkın, bunun yanında Türkiye ve Yunanistan’ın faydalanacağının doğru olduğunu ancak muhalefet vekillerinin gerçek anlamda bir çözümden değil sadece bir çözümden bahsettiklerini ve bunun yeterli olmadığını kaydetti.
“Algı yaratıldığı” yönündeki eleştirilere cevap veren Ertuğruloğlu, “Mesnetsiz algı operasyonlarının kimin tarafından yapıldığı ortadadır.” diye konuştu.
Kıbrıs melesinde “sorun” olarak neyin görüldüğünde farklılıklar olduğunu belirten Bakan Ertuğruloğlu, sorunun ne olduğu konusunda mutabakat sağlanmadığı takdirde kürsüde tartışmaya devam edeceklerini söyledi.
Kıbrıs sorununun 2 açıklaması olduğunu, bir tanesinin Kıbrıs Rum tarafının “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak kabul görmesi ve bunun Kıbrıs Türklerinin aleyhine kullanılıyor olması, diğerinin ise Rum tarafının dünyaya yaydığı propaganda olduğunu kaydeden Bakan Ertuğruloğlu, bu sorunlar kapsamında Rumlarla nasıl müzakere edilmesinin beklendiğini sordu.
“Rumlara karşı dik duruş sergiliyorsak suç bizim mi? Bunu algılamakta zorlanıyorum.” diyen Ertuğruloğlu, “Dünya Rum’u Kıbrıs Cumhuriyeti olarak gördüğü sürece, siz 60 yıl değil 600 sene daha devam etseniz bir netice elde edemezsiniz.” diye konuştu. Bakan Ertuğruloğlu “Rum tarafının ‘at koşturmasının’ müzakerelerle ilgili olduğuna yönelik açıklamaların ‘yanlış bilgilendirme’ olduğunu” kaydetti.
“Çözüm istemek herkesin talebidir. Ama neyin çözümü; hangi çözüm?” diye soran Ertuğruloğlu, GKRY liderlerinin tutumlarında herhangi bir değişiklik olmadığını belirtti; hiçbirinin Kıbrıs Türk halkının haklı davasına, egemenliğine ve eşitliğine saygı göstermediğini söyledi.
Bakan Ertuğruloğlu, Rum tarafının Kıbrıs Türkü’nü kendisine eşit görmediğini, adayı bir Helen adası olarak görmeye devam ettiğini kaydederek, muhalefet vekillerinin konuşmalarındaki eleştirileri kabul etmediğini belirtti.
Rumların Cenevre’deki toplantıyı Crans Montana’nın devamı olarak sürdürmek isteyeceğini; ancak Kıbrıs Türk tarafının buna izin vermeyeceğini, iki komşu devletin iş birliklerini konuşmak için oraya gideceğini kaydeden Ertuğruloğlu, “Gerekirse suçlanalım. Biz yanlış bir şey yapmıyoruz.” dedi.
Adada “federasyon” konusunun ortadan kalktığının ifade edildiği ve egemen eşitliğin vurgulandığı Türkiye Cumhuriyeti’nin kararlarına, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ve temaslarda yapılan açıklamalara işaret eden Ertuğruloğlu, KKTC’nin bu kapsamda anavatan Türkiye ile yürümeye devam edeceğini belirtti.

-Toros
Bakan Ertuğruloğlu’nun ardından yeniden söz alan CTP Milletvekili Fikri Toros ise, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türkler ve Rumlar tarafından imzalanan ortak bir devlet olduğunu vurguladı.
Çatışmalar sonucunda Kıbrıs Türk toplumunun ortak olduğunu bu devletten silah zoruyla dışlanmış olduğunu hatırlatan Toros, “Durum böyleyken Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti olarak dünyaca tanınmış olmasını Kıbrıs Sorununun tarifi olarak lanse etmek gerçekleri hasıraltı etmektir.” dedi.
Toros, “Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası”nın 100’ün üzerinde maddesinin ihlal edildiği gerçeğine dayanılarak Kıbrıslı Türklerin kendi ülkesinde ve devletindeki yerini yeniden almak istemesinin içerisinde bulunulan durumu yansıtan gerçek bir tasvir olduğunu savunarak, bunun garantör ülkelerin imzasını taşıyan BM kararıyla tescil edildiğini söyledi.

– Birinci
CTP Milletvekili Ceyhun Birinci ise, “ülkenin son durumu ve sağlıkta devam eden ciddi sorunlar” başlıklı bir konuşma yaptı.
Birinci, Sağlık Bakanı’nın Genel Kurul’da olmamasını eleştirdi; kurumların bu şekilde itibarsızlaştırıldığını savundu.
Birinci hükümet tarafından yapılan icraatları “karanlık yollar ve hızla artış gösteren ölümlü trafik kazaları, ekonomik kriz, yüksek enflasyon, ihale usulsüzlükleri, kara para aklama, adaletsizlik, peşkeş, dış dünyaya kapılarını kapatan bir politika” gibi başlıklarla nitelendirdi.
Ülkede nüfus sayımı ve planlanmasının yapılmamasını eleştiren Birinci, sağlık sektöründeki sorunların bundan kaynaklı artarak devam ettiğini ve hizmetlerin tıkandığını savundu; bir an önce sayım yapılması çağrısında bulundu.
Girne Hastanesi’nin henüz bitirilmemiş olmamasını “beceriksizlik” olarak ifade eden Birinci; bu hastanenin “uygun altyapı ve personelle” ne zaman hizmete gireceğini sordu. Bu hastane için alanında eğitilmiş sağlık personeli ihtiyacına değinen Birinci, bununla ilgili bir hazırlığın henüz olmadığını savundu.
Yeni Girne Hastanesi’nin hayata geçirilmesi uzadıkça, Girne bölgesinde sağlık alanında büyük sorunlar yaşandığını ileri süren Birinci, “servislerin tıkandığını, sağlık personelinin risk altında çalıştığını, yeterli hizmetin verilemediğini, yoğunluktan dolayı sevklerin uzadığını” söyledi; cihazlar, yoğun bakım ve ameliyathane eksikliklerini sıraladı.
Milletvekili Birinci, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin de artık hizmet verememeye başladığını öne sürerek, Lefkoşa’da yeni bir devlet hastanesine yönelik bütçenin bu yıl ayrılmadığını kaydetti.
Birinci her bölgede yeni çağdaş hastanelerinin hayata geçirilmediği sürece Nalbantoğlu’na yapılan sevklerin artarak devam edeceğini savundu; altyapı eksikliklerinin bir an önce giderilmesi; personel takviyesi yapılması gerektiğini belirtti.
İlaç tedariğinde yaşanan sıkıntıların çözüldüğüne yönelik Sağlık Bakanı’nın açıklamaları olduğunu ancak bugün kendisine bir hasta ulaşarak ilacını bulamadığından yakındığını da söyleyen Birinci; ilaçlarda sürekli olarak eksiklikler yaşandığını öne sürerek, bunun da nüfusun bilinmemesinden kaynaklı olduğunu savundu.
Son günlerde artış gösteren grip vakalarına da değinen Birinci, bu konuda Enfeksiyon Üst Kurulu’nun talimatları doğrultusunda tedbir alınması çağrısında bulundu; bu hastaların ayrı birimlerde tedavi edilmesinin önemi hakkında konuştu.
Birinci, narenciye alanındaki sorunlara da değindi.
– Çavuş
Daha sonra Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, eleştirileri yanıtlamak üzere söz aldı.
“Bu ülkede gelen tüm yatırımların neredeyse tamamı, Ulusal Birlik Partisi döneminde yapılmış yatırımlar. Bu hükümet döneminde de ilkleri yapmaya devam ediyoruz.” ifadesini kullanan Çavuş, “Bu ülkeye en büyük hastaneden biri olan Girne Hastanesi kazandırılıyor. Mevcut projeyi hayata geçirilmesi, projelendirilmesi, eklemelerin yapılması ve eksiklerin giderilmesi ile ilgili elbette ki bir süreç almıştır.” dedi.
“Ülkede attığımız her temeli bitirmek nasip oldu. Hatta sizin döneminize atılan temelleri de bize bitirmek nasip oldu. Bu ülkede yapılanları yapılmamış gibi ifade etmek de doğru değil.” diyen Çavuş, Ceyhun Birinci’nin, “portakal dalında kaldı.” ifadesi olduğuna değinerek bu konudaki çalışmalardan bahsetti. Çavuş, “Şu an için günde 1.100 ton hasat yapılıyor. King mandorada 17 bin tonu geçtik. Mart 15 gibi hasadı tamamlanacak.” ifadesini kullandı.
Bu yıl hızlı bir hasatla üreticinin yanında olduklarını kaydeden Çavuş, geçmişte pazarlanamadığı için ödenmeyen ve dalında kalan ürünlerin olduğunu ifade etti.
Çavuş, “Biz hükümet olarak üreticimizin yanında olduk. ‘Bu bir doğal afettir’ dedik. 164 milyon TL sadece valensiyada ödeme yaparak üretimin devamını sağladık ki bugün bu hasadı yapabiliyoruz. Bugün ihracatı yapabiliyoruz.” ifadelerine yer verdi.

– Birinci
CTP Milletvekili Ceyhun Birinci, yeniden söz alarak, “Ben ‘ilkler’ derken, yani bu kadar yıldır bu ülkede bir sahte diploma olayını yaşamadık, konteynerlerden oluşan okulları görmedik ve trafik kazalarında yaşanan çok ciddi boyuttaki ölümler ile bebek ölümü görmemiştik.” şeklinde konuştu.
Sağlıkla ilgili eleştirilerde bulunan Birinci, hala daha kanser hastalarının ilacını bulamadığını kaydetti.
“Bugün hastaneye, doktora ulaşmak için randevu almaya çalışan hastalar, randevuya ve doktora ulaşamıyor.” diyen Birinci, hastane içerisinde çok ciddi sorunlar yaşandığını savundu.
Hastalara yansıyan bir iyileşme durumunun olmadığını savunan Birinci, “Beş buçuk yılda hiçbir konuda bir iyileşme yok. Nüfus sayımı ve planlama yapmadığınız içinde giderek bu sorunlar katlanarak büyümektedir.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Erdoğan, Tokayev ile basın toplantısı düzenledi : “Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını özellikle istişare ettik”

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ile görüşmesinde, Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını istişare ettiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ile baş başa görüşmesi ve Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı’na katılmasının ardından çeşitli alanlardaki anlaşmaların imza törenine başkanlık etti ve ortak basın toplantısı düzenledi.

-“Kıbrıs Türkleriyle de dayanışmamızı güçlendirmeye devam ediyoruz”

Doğu Akdeniz’den Türkistan’ın en ücra köşelerine uzanan coğrafyada, “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarıyla hareket ettiklerini belirten Erdoğan, “Gerek ikili ilişkiler, gerek aile meclisimiz olan Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde, Türk dünyasının güçlenmesi için birlikte çalışıyoruz.” dedi.

Kazakistan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı’nın 2026’daki Gayriresmi Zirvesine Türkistan’da ev sahipliği yapacak olmasından memnuniyet duyduğunu dile getiren Erdoğan, “Türk dünyasının asli ve ayrılmaz bir unsuru olan Kıbrıs Türkleriyle de dayanışmamızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Biraz önce Sayın Tokayev ile kabul ettiğimiz ortak bildiride Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını özellikle istişare ettik. Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev ile dünyanın içinden geçmekte olduğu bu zorlu süreçte bölgesel ve uluslararası meseleleri de değerlendirdik.” ifadelerini kullandı.

-“Ticaret hacminde 15 milyar dolar seviyesini hedef alarak yolumuza devam ediyoruz.”

Tokayev ve heyetini, Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı vesilesiyle Ankara’da misafir etmekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Hatırlayacaksınız, 2019’da Stratejik Ortaklığımızı ilan ettiğimiz Kazakistan ile münasebetlerimizi üç yıl önce Geliştirilmiş Stratejik Ortaklık düzeyine yükseltmiştik. Kazakistan, bölgenin en büyük ekonomisi, bizim de bölgedeki en büyük ticari ortağımız. Ticaret hacminde 15 milyar dolar seviyesini hedef alarak yolumuza devam ediyoruz.”

Türkiye’nin Kazakistan’daki yatırımlarının 5 milyar dolar seviyesine ulaştığını, Kazakistan’ın Türkiye’deki yatırımlarının ise 1,5 milyar dolara yaklaştığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Müteahhitlik firmalarımız bugüne kadar 30 milyar dolar değerinde 500’ün üzerinde projeyi başarıyla üstlendi. Bugün de savunmadan enerjiye, ulaştırmadan bilim ve teknolojiye çok geniş bir yelpazede görüş alışverişimiz oldu. Neticede biraz önce şahit olduğunuz 20 belgeyi imzaladık. Madencilik ve nadir toprak elementleri gibi bu sektörlerde işbirliği imkanlarını değerlendirdik. Daha fazla miktarlarda Kazak petrolünün ülkemiz üzerinden dünya pazarlarına ulaştırılmasının yollarını ele aldık. İpek Yolu’nun günümüzdeki karşılığı olan Hazar Geçişli Orta Koridor’un kullanımı ve geliştirilmesi hususunda yapabileceklerimizi istişare ettik.”

Tokayev ile askeri ve savunma sanayi işbirliğini daha ileriye taşıyacak somut projeleri de görüştüklerini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Güvenlik işbirliği ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadele konuları da gündem başlıklarımız arasında yer aldı. Ülkemizi ziyaret eden Kazak turist sayısı her geçen yıl artıyor. Geçtiğimiz sene 900 bine yakın Kazak kardeşimizi ülkemizde ağırladık. Ülkemizden de Kazakistan’a yönelik bir teveccüh olduğunu görüyoruz. Kazakistan, Türk vatandaşlarına vize muafiyet süresini 90 güne çıkardı. Bu karardan dolayı değerli kardeşim Tokayev’e teşekkür ediyorum. Eğitim ve kültür konuları her zaman olduğu gibi yine gündemimizdeydi. İlk kapsamlı ortak projemiz olan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi 30 yılı aşkın süredir 100 binden fazla mezun verdi. Şimdi de Sayın Tokayev’in desteğiyle Türkiye Maarif Vakfı’nın Astana ve Almatı’da birer okul açma çalışmalarına başladığının müjdesini buradan vermek isterim. Ayrıca, Gazi Üniversitesi de Güney Kazakistan Pedagoji Üniversitesinde bir şube açacak.”

Bu yılın Kazakistan’ın milli şairi, Kazak halkının büyük dahisi, mütefekkir Abay Kunanbayev’in 180’inci doğum yıl dönümü olduğunu hatırlatan Erdoğan, Kunanbayev’i rahmetle yad etti.

Gazze başta olmak üzere Rusya-Ukrayna savaşı ve Afganistan gibi başlıklarda görüş alışverişinde bulunduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Terör devleti İsrail, 22 aydır Filistin halkını canice katlediyor. 360 kilometrekareye hapsettiği Gazzeli kardeşlerimize soykırım uyguluyor. Gazze’den, Nazi kamplarından çok daha kötü daha vahşi ve insanlık dışı fotoğraflar geliyor. Tüm dünyanın gözleri önünde bir halk açlık ve susuzlukla öldürülüyor. Gazze’deki insani durum felaket boyutundadır. Masum çocuklar ya açlıktan ya da İsrail işgal güçlerinin silahlarından çıkan kurşunlardan dolayı can vermektedir. İsrail’in açlığı özellikle Filistinlilere karşı bir silah olarak kullanması, bunların insanlıktan nasibini almadıklarının en açık göstergesidir. Bu barbarlık karşısında İslam ülkeleri başta olmak üzere herkesin, vicdan sahibi tüm ülkelerin tüm halkların sesini daha fazla yükseltmesi şarttır. Biz bu konuda ne yapılması gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Gazze halkına soykırım uygulayanların hukuk ve tarih önünde hesap verdiği günleri de inşallah göreceğiz.”

Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ve heyetine, Türkiye’yi ziyaretleri için bir kere daha teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kıymetli kardeşim, Türkiye’nin yakın bir dostu olduğunu göreve geldiği günden bu yana attığı kararlı adımlarla ortaya koymuştur. Kendisine Türkiye-Kazakistan kardeşliğine yaptığı eşsiz katkılardan dolayı devlet nişanımızı tevcih edeceğiz. Rabbim dayanışmamızı, muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Bu düşüncelerle konsey toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyor, buradan kardeş Kazakistan’a sağlık esenlik ve refah dileklerimi iletiyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel:Şehit ve gazilerimize olan vefa borcumuzu lafla değil hizmetle ödüyoruz

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Mücahitlerin Tazmini ile Gazilerin Hak ve Menfaatlerinin Belirlenmesi Yasası kapsamında düzenlenen “Gazilik Beratı” ve “Gazilik Kartı” takdim törenine katıldı. Törende yaptığı konuşmada, “Bugün özgür bir devlette, bayrağımızın gölgesinde yaşıyorsak bunu şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz.” diyerek milli mücadele kahramanlarını minnetle andı.

 

“HAYATA GEÇEN HER PROJE, SİYASİ İSTİKRAR SAYESİNDE”

 

Başbakan Üstel, konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının milli mücadele yıllarında verdiği büyük bedeli hatırlatarak, “Vatanını, toprağını koruyan, canını ortaya koyan şehit ve gazilerimiz olmasaydı bugün hür bir devlet çatısı altında olamazdık. Onlara olan vefa borcumuz, sözle değil icraatla ödenir. Son dönemde hayata geçirdiğimiz tüm büyük projelerin en büyük sebebi de vizyonumuz, cesaretimiz ve siyasi istikrarımızdır” dedi.

 

Kıbrıs Türk halkının liderleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş’ı rahmet ve minnetle anan Üstel, 20 Temmuz Barış Harekatı’na kadar yaşanan saldırılara değinerek, “Kıbrıs Türkü o günlerde geri adım atmadı, bugün de geri adım atmayacak.” ifadelerini kullandı.

 

 

RUM BASKISINA KARŞI YENİ ADIMLAR

 

Rum tarafının Kıbrıs Türk halkına yönelik baskılarını hatırlatan Üstel sözlerine şöyle devam etti:

“Turizme karşı uygulanan ambargoları imzaladığımız anlaşmalarla tek tek kırıyoruz. İş dünyamıza karşı hukukun siyasallaştırıldığı saldırılara asla boyun eğmeyeceğiz. Anavatan Türkiye ile birlikte yürüttüğümüz hukuk savaşını mutlaka kazanacağız. Kıbrıs Türk halkını ekonomik, hukuki ve siyasi baskılardan kurtarmak bizim namus borcumuzdur.”

 

“HER SEKTÖRE EŞİT HİZMET, HER VATANDAŞA ADALET”

 

Hükümet olarak sağlık alanından sosyal konut projelerine kadar tüm sektörlere yatırım yaptıklarını vurgulayan Üstel, Karpaz’dan Lefke’ye sağlık yatırımlarını artırdıklarını, Maraş Sağlık Merkezi’ni açtıklarını, Lefkoşa Hastanesi için temel attıklarını. Girne ve Güzelyurt Hastanesini açmaya hazırlandıklarını belirtti.

 

Gençlere yönelik kırsal kesim arsası ve sosyal konut projelerinden bahseden Üstel, “Adaletli olacağız, sosyal konutları zaten evi olanlara vermeyeceğiz. Bizim siyasetimiz, şehit ve gazilerimizin emanetine olan devlete ve gençlerimize sahip çıkma siyasetidir.” dedi.

 

“GAZİLERİMİZE TÜRKİYE’DE DE AYNI HAKLAR”

 

Gazilerin Türkiye Cumhuriyeti’nde de aynı haklardan yaralanabilmesi adına gerekli çalışmaların tamamlandığını ifade eden Üstel, “Gazilerimiz başımızın tacıdır, onların hakkını ödemek boynumuzun borcudur.” diyerek gazileri selamladı.

 

“ŞEHİTLERİMİZE VE LİDERLERİMİZE MİNNET BORCUMUZ EBEDİDİR”

 

Başbakan Ünal Üstel, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Bu devlet, şehitlerimizin canıyla, gazilerimizin kahramanlığıyla, büyük liderlerimizin vizyonuyla kuruldu. Bizim görevimiz, bu emanete sahip çıkmak, vefa borcumuzu hizmetle ödemektir. Ruhları şad olsun, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Caretta Caretta kaplumbağalarına uydu vericisi takıldı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Sualtı Görüntüleme ve Araştırma Merkezi (DAÜ-SAGEM) ile Kuzey Kıbrıs Deniz Kaplumbağalarını Koruma Derneği (SPOT) iş birliğinde, iki Caretta Caretta kaplumbağasına uydu vericisi takıldı.

DAÜ’den verilen bilgiye göre, İskele ve Alagadi sahilinden doğaya bırakılan kaplumbağalara takılan verici ile Akdeniz göç rotaları ve beslenme alanları izlenmeye başlandı.

Uydu vericilerinin temini, Türkiye İş Bankası ile Kuzey Kıbrıs Lions Dernekleri Federasyonu ve federasyona bağlı 14 kulübün sağladığı finansal destekle yapıldı. Proje, Caretta Caretta türünün göç yolları ve beslenme alanlarının zaman içinde nasıl değiştiğini izleyerek, türün korunmasına yönelik bilimsel veriler üretmeyi hedefliyor.

Açıklamada, “Kaplumbağaları yalnızca kendi kumsallarımızda değil, binlerce kilometre uzaktaki beslenme alanlarında da koruyabilmek için bu veriler büyük önem taşıyor. Uluslararası iş birlikleriyle yürütülen bu çalışmalar, türün korunmasına yönelik stratejik adımların temelini oluşturuyor” ifadelerine yer verildi.

Kaplumbağaların güncel konumları şu bağlantıdan canlı olarak takip edilebiliyor: “https://my.wildlifecomputers.com/data/map/?id=68657ee0051df304dd0e0cc9.”

Devamını Oku

Trending

Reklam