Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Fidan:Trump’ın Gazze planı akıl tutulması

Published

on

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’yi devralma ve Filistinlileri zorla yerinden etme planını Türkiye’nin kabul etmeyeceğini ve bu planın ciddiye alınmaması gerektiğini belirterek, “Bunu savunan dünyada herhalde iki ülke çıkar. Bir Amerika, bir İsrail. Onun dışında dünyanın geri kalanı buna karşı.” dedi.

Fidan, Al Jazeera’nın sorularını yanıtladı.

Röportajın ilk bölümünde Fidan, Türk dış politikasının bir numaralı önceliğinin Orta Doğu, Kafkaslar, Balkanlar, Karadeniz, Akdeniz olmak üzere Ege de dahil çatışmaların yatışması, savaşların durması, istikrarsızlık ortamının ortadan kalkması olduğunu, bu gerçekleştiği zaman ekonomik kalkınma ve halka temel hizmetleri götürmenin daha kolay olduğunu söyledi.

“Yapıcı, başkasının güvenliğini tehdit etmeyen, herkesin toprak bütünlüğüne saygılı, ekonomik kalkınmayı hedef alan, herkesin milli iradesine saygı gösteren bir dış politika izliyoruz.” diyen Fidan, İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin, İsrail’in güvenliğini, iki devletli çözümde değil de İsrail’in bölgede yaygınlaşmasıyla, yayılmacılığıyla gördüğünü ifade etti.

Fidan, Müslüman ve Arap ülkeleri olarak İsrail yönetimine “Gel iki devletli çözümü kabul et. Hem Arap ülkeleriyle hem diğer Müslüman ülkelerle barışını yap” dediklerini belirterek şöyle devam etti:

“Sen de güvenliğini hisset, diğerleri de. Fakat Filistinlilere devlet vermeyi bırakın, Filistin topraklarını ilhak edip onun da ötesinde Lübnan’ı, Suriye’yi işgal etmeye yönelik planları olduğunu görüyoruz. Sonsuza kadar bunu yapamazsınız. Şimdi Amerika size yardım ediyor bu konuda, bu yanlış politika konusunda ama bu politika sürdürülebilir politika değil. Onun yerine, gelin Arap ülkeleri hazır, Türkiye hazır, iki devletli çözümle siz hem kendinizi rahat hissedin, güvende hissedin hem de bölge rahat olsun. Bu türden işgal hareketleri, bu tür geniş işgal politikaları, kontrol altına alma politikaları çok tehlikeli sonuçlar üretir.”

“Güvenlik tedbirleri ve Türkiye’nin İsrail’e vereceği garantilerden bahsedilmişti ve böylece Suriye’nin güneyinde bir savunma mekanizması olmayacaktı. Böyle bir konuyu İsrail ya da Suriye ile görüştünüz mü?” sorusuna karşılık Bakan Fidan, İsrail ile bu türden konuları görüşmediklerini, zaten Suriye’nin şu anda kendi milli birliğini, bütünlüğünü sağlama yolunda adım attığını ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasının fevkalade önemli olduğunu söyledi.

Fidan, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ilhak edilmesinin, bir tarafta terör örgütü PKK, güneyde ise İsrail müdahalesinin kabul edilebilir bir müdahale olmadığını ve bunun bölgeye daha büyük bir istikrarsızlık getirdiğini aktardı.

– “Suriye halkı tarihte olduğu gibi başta PKK işgali olmak üzere, İsrail işgali olmak üzere, izin vereceklerini düşünmüyorum”

Suriye halkının çok cesur bir halk olduğunu, kendi özgürlükleri ve onurları için son 15 yılda büyük fedakarlıklar yaptıklarını dile getiren Fidan, milyonlarca insanın yerinden edildiğini, yüz binlerce insanın şehit olduğunu söyledi. Bakan Fidan, “Bunların kendi vatanına kim göz dikerse diksin, Suriye milletinin tarihte olduğu gibi bugün başta PKK işgali olmak üzere, İsrail işgali olmak üzere bu işgale izin vereceklerini düşünmüyorum.” ifadesini kullandı.

Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Türkiye ziyareti ve Rusya-Ukrayna Savaşı’na ilişkin değerlendirmede bulundu.

Suriye ile Rusya’nın bir mazisi olduğuna işaret eden Fidan, “Esas itibarıyla bu maziye dayanarak geliştirilmiş önceden ilişkiler var, sosyal ilişkiler, ekonomik ilişkiler, Esad döneminde gelişen güvenlik ilişkileri. Şimdi yeni dönemde başta oradaki Rus askeri üsleri olmak üzere diğer ekonomik konular vesaire. Bunlarla nereye gidilir, ne olabilir, ne yapılmalı, bunlar üzerinde görüşmeler oldu.” dedi.

Bakan Fidan, Rusya ile Amerika arasındaki müzakereler ve Ukrayna’daki savaşla ilgili, Türkiye’nin ara buluculuk rolüne ilişkin soruyu yanıtladı.

Ukrayna savaşında bir sona gelindiğine ilişkin emareler olduğunu, burada tarafların hangi şartlar altında, nasıl ateşkese gideceklerine dair tartışmaların olduğunu belirten Fidan, Amerika ve Rusya’nın bu tartışmalar için temsilci atayacaklarını ve her iki tarafta da siyasi iradenin oluştuğunu söyledi.

Fidan, Amerikalıların verileri toplayıp daha sonra bir yol haritası üzerinde çalışacaklarını, bunları taraflara teklif edeceklerini belirterek şöyle konuştu:

“Bu haritaya muhakkak tarafların, hem Rus tarafı olsun hem Ukrayna tarafının olsun, Avrupalıların olsun herkesin bir değişiklik talebi, teklifi olacak. Önümüzdeki birkaç ayın ben bu açıdan çok hızlı ve yoğun geçeceğini düşünüyorum, Ukrayna savaşını durdurma adına. Yaza kadar bir şeyleri görmemiz lazım.”

Avrupa’nın esas itibarıyla Amerika ile beraber yola çıkarak Ukrayna’da bir askeri plan geliştirdiğini ifade eden Fidan, şu an ise Amerika’nın olmadığı bir denklemde Avrupa’nın seferber ettiği, hem siyasi hem askeri bütün yöntem ve kapasitenin birdenbire boşta kaldığını, Amerika denklemden çıkınca Rusya ile baş başa kalan bir Avrupa görüldüğünü, bunun da Avrupa güvenliğinin temellerinin sarsılması demek olduğunu, çünkü Amerikalılarla oluşturdukları bir güvenlik ittifakı bulunduğunu dile getirdi.

Fidan, Avrupa’ya Amerika’nın sağladığı güvenlik şemsiyesinin altında kurulan Avrupa Birliği, Avrupa demokrasileri, Avrupa ekonomisi olduğunu, bütün bunların olmadığı bir dünyada Avrupalıların muazzam bir güvenlik krizi içine girdiklerini ve bunu da şu anda tartıştıklarını gördüklerini belirterek şu değerlendirmede bulundu:

“Ukrayna meselesindeki Amerikan pozisyonu, Sayın Trump’ın ilk başta ortaya koyduğu pozisyon, ‘Ruslarla ilişkileri normalleştirmeliyiz, savaşı durdurmalıyız, milyonlarca insanın ölümü artık son bulmalı’ pozisyonu bu noktada çok farklı bir mesaj gönderiyor Avrupa’ya. Şimdi, Avrupalıların, bu Almanya’daki çıkan seçimden sonra da gördük, kazanan lider Sayın Merz de söyledi. Artık yaza kadar belki Avrupa Birliği veya Avrupa ülkeleri, başka bir güvenlik yapısı içinde kendilerini bulmak isteyebilirler, NATO’nun dışında.”

Fidan, Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin soruya şöyle karşılık verdi:

“Avrupa Birliği’ne ilişkin, Türkiye’nin, dün Cumhurbaşkanı’mız kabine sonrasında da ifade etti, bizim hala resmi olarak görüşümüz AB üyeliğidir. Bu konudaki perspektifimiz siyasi irade tarafından değiştirilmedi. Ama Avrupalıların biliyorsunuz kimlik politikalarından dolayı Türkiye’yi içine almama gibi bir konusu var. Şimdi yeni dönemde, yeni şartlar altında bunu tekrar gözden geçirirler mi? Umarım geçirirler.”

– “(Trump’ın Gazze planı) Bunu savunan dünyada herhalde iki ülke çıkar. Bir Amerika, bir İsrail”

Gazze’de ateşkesin sona ermesi ve İsrail’in saldırılarına devam etmesi ihtimaline ilişkin değerlendirmesi sorulan Fidan, bunun iyi olmayacağını belirterek, “Burada tabii ki özellikle başta Mısır, Ürdün, Körfez ülkeleri olmak üzere bir tavır geliştirmeleri gerekiyor. Yani İsrail’e karşı bir tavır geliştirmeleri gerekiyor. Bu tavırlar tolere edilebilir değil.” dedi.

Fidan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’yi devralma ve Filistinlileri zorla yerinden etme planını Türkiye’nin kabul etmeyeceğini ve bu planın ciddiye alınmaması gerektiğini vurguladı.

Türkiye’nin bu konudaki tavrının net olduğunun altını çizen Fidan, “Bunu savunan dünyada herhalde iki ülke çıkar. Bir Amerika, bir İsrail. Onun dışında dünyanın geri kalanı buna karşı.” diye konuştu.

Bu planı “akıl tutulması” olarak nitelendiren Fidan, Arap ülkelerinin, Gazze’nin yeniden inşası, yönetimi, idaresi ve güvenlik konularıyla ilgili bir plan üzerinde çalıştığını ifade etti.

– “Hamas bir fikir, Hamas bir ideoloji”

Bakan Fidan, gelecekte Hamas’ın Gazze’deki rolüne ilişkin soruyu, Hamas’ın Filistin Devleti’nin altında bulunan diğer siyasi partiler gibi meşru bir parti olduğuna dikkati çekerek yanıtladı.

Bakan Fidan, şunları ifade etti:

“Bir direniş hareketi. İşgal olduğu için de silahlı mücadele içinde kendini bulmak zorunda kalan bir hareket. Şimdi Gazze’nin geleceğinde Filistin Yönetimi gelir, birileri gelir orada bir yönetimde bulunabilirler. Ama birçok gözlemcinin ve devlet adamının da ifade ettiği gibi Hamas sadece kişilerden oluşan bir organizasyon değil. Hamas bir fikir, Hamas bir ideoloji.”

Fidan, Hamas’ın İsrail işgalinin doğurduğu bir ideoloji olduğunu belirterek, işgal, aşağılanma, zulüm devam ettiği sürece Hamas’ı odak noktası olarak göstermenin, problemin kendisini saklamak olduğunu söyledi.

Problemin Filistin topraklarının işgal altında tutulması olduğuna işaret eden Fidan, “Filistinlilerin eğer devleti olur, 1967 sınırları içinde yaşadıkları bir alan olur da ‘Biz buna rağmen İsrail’e saldıralım’ derlerse, işte o zaman Filistinliler en büyük suçu işliyor demektir. Ama kendileri işgal altındayken, her türlü temel haklarından mahrum bırakılmışken bu insanlar ne yapacaklar? Dolayısıyla bugün Hamas gider, yarın Hamas’tan daha dirençli, daha savaşkan başka bir yapı gelir.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Ölmek dışında çaresi kalmayan millet ne yapsın?”

Fidan, “Bölge ülkeleri, Türkiye de dahil geleceğiz, biz de bu konuda yardımcı olacağız. Eğer bir ülkeye, siz bir millete devletini veriyorsunuz, topraklarını veriyorsunuz, egemenliğini veriyorsunuz, ona rağmen etrafa saldırganlık yapıyorsa, o zaman da biz hep beraber bir araya gelir o saldırganlığı bastırırız. Ama şimdi işgal altında olan, yıllardır aşağılanmış bir millet. Ölmek dışında başka bir çaresi kalmayan millet ne yapsın?” dedi.

Sudan’daki gelişmelere ilişkin de Fidan, bu ülkedeki iç savaşın İslam dünyasında görmek istemedikleri bir manzara olduğunu söyledi.

Fidan, ülkede milyonlarca insanın yerinden edildiğini ve Türkiye olarak buraya insani yardım göndermeye çalıştıklarını belirterek, İslam dünyasının bu meseleye çok yakından bakması gerektiğini kaydetti.

Bakan Fidan, Türkiye’nin dış politikasının yapıcı rolünün çok önemli olduğunun altını çizerek, “Cumhurbaşkanı’mız (Recep Tayyip Erdoğan) olduğu sürece, bizler olduğumuz sürece gerçekten bu politikanın hem bölgemize hem dünyaya hayırlar getirdiğine hep inanmışımdır.” ifadesini kullandı.

Röportajın ikinci bölümünün bugün yayınlanması bekleniyor.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam